ÖLÜM VAR
ALLÂH'A NASIL HESAP VERECEKSİN
Ölüm Allâh'ın Emri
İnansan da, İnanmasan da
Ölüm var. Ölümden kaçış yok.
Ölüm ve Zaman kimseye acımaz...
Zaman; ÖLÜMÜ HAKETMEK için
Allâh'ın tanıdığı süreye denir.
Fazla ciddiye almayın dünyâyı,
Nasıl olsa içinden canlı çıkamayacaksınız.
Dünyânın en güzel şeyi nedir,
Biliyor musunuz.?
Kimseye kalmayacak olması.!
Ne olursan ol.
Hikâyen ölümle bitecek.
Dünyâ yalan da farkeden yok.
Herşey yalan, Dünya fâni.
Ne getirdin, ne götürebilirsin.
Okumuşsun ama hangi dilde.
Ey insan niye uyanmıyorsun.
Ölümün farkındasın ama
Farkında değilsin.
Ölümü bilmeyen insan,
Yaşadığını bilemez.
Ölüm işimize gelmiyor ama
başımıza gelecek.
Kul ölümü unutur,
Ölüm kulu unutmaz.
Öleceğini bilen Tek canlı insanmış
O da ölmeyecek gibi yaşarmış.
Ey yolcu, ölüm var ve saati yok.
Yazılan yazı bozulmaz.
Biz bu dünyâya gelirken
kendi isteğimizle gelmedik,
Kendi isteğimizlede gitmeyeceğiz.
Ölümün ne zaman nerede ve
nasıl geleceği belli olmadığı için
mü'min her dâim
ölüme hazır olmalıdır.
Ölüme hazır olmak demek
Yüce yaratanın rızâsını gözeterek
yaşamaya gayret etmek demektir.
Bu dünyâ bir penceredir,
Her gelen baktı geçti.
İnsan, Dünyâda mîsâfir.
Âhirete yolcudur.
Dünyâda bu yüzden
Hep emânet durur.!
Bu dünyâda gariban yolcuyuz.
Yol uzun, Hayat kısa.
Ölüm bir son değildir.
Herkes ölüp gidiyor,
Bir sen mi kalacaksın?
Ha iki gün fazla
Ha iki gün az yaşayacaksın.
Ateşle kül, Toprakla gül olacaksın.
Mühim olan yaşarken insan olacaksın.
Bir insan öldüğünde; İnsanlar,
Mîras olarak ne bıraktı diye sorarlar?
Melekler ise ne hazırladı?
diye sorarlar..
İnsan ölür ama
asıl ölmeyen insanlıktır.
Mezara bile yalnız giriyorsak,
Kimse yanındayım demesin
Bizim Allah'tan başka sığınacak
kimsemiz yok...
Dünyâ hayâtından sonra başlayıp ebediyen devam eden edecek olan ikinci hayâta
Âhiret denir. Öldükten sonra dirileceğine ve dünyâda yaptıklarının hesâbını bizzat
Allâh'a vereceğine inanan bir insan,
Allâh'ın emirlerini dinler,
yasaklarından sakınır.
Bu dünyada ölmeden ölmek lâzım.
Ey insanoğlu ölüm var ölüm.
Allâh'a İBÂDET et.
Ömür bitmeden,
İnsanın kemâle ermesi gerekir.
Elimizde sınavda çıkacak sorular var o,
yüzden dersimize iyi çalışalım.
Tövbe edelim, Duâ edelim, Namazımızı ibâdetlerimizi
aksatmayalım.
İyi insan, İyi müslüman olalım
Şirk'ten ve Kul hakkından
uzak duralım.
Yer yüzünde kimsenin değiştirmediği
KANUN var. Ölüm, ölüm!
Ölüm, Allah’ın emri.
Ölüm, Allâh'ın en büyük emâneti.
Bu can beden sana Allâh'ın emaneti.
Elin, ayağın, gözün, kulağın ölene kadar sana emânettir. Emânetlerin sâhibi olan rabbini râzı edecek şekilde kullan ki mahşerde yaptıkların önüne konduğunda yüzün kızarmasın. Utanmayasın.
Allâh'ın huzuruna çıktığınızda günahlarınızın da sevaplarınızın da hesâbını vereceksiniz.
Nasıl olsa herkes mahşer günü
O toplantıya katılacak.
(Ey insanlar!) Sizin yaratılmanız ve öldükten sonra tekrar diriltilmeniz ancak bir tek insanı yaratmak ve diriltmek gibidir.
Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir,
hakkıyla görendir.
(Lokman, 31/28)
فَقَالَ اَنَا۬ رَبُّكُمُ الْاَعْلٰىۘ
Ben, sizin en yüce Rabbinizim!
En büyük felâket kıyâmet geldiği zaman,
o gün insan yaptıklarını hatırlar. Cehennem, görenler için apaçık bir şekilde gösterilir.
Kim azgınlık eder ve dünyâ hayâtını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır.
Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından
korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa,
Şüphesiz, cennet onun sığınağıdır.
Kıyâmetin ne zaman kopacağını soruyorlar.
Onu bilip söylemek nerede, sen nerede?
Onun nihâi bilgisi yalnız Rabbine âittir.
Sen ancak ondan korkanları uyarıcısın.
Kıyâmeti gördükleri gün onlar,
sanki dünyada ancak bir akşam,
yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
(Nâzi'ât Süresi, 24-34-35-36-37-38-39-
40-41-42-43-44-45-46. Âyet Cüz: 30)
اِنَّٓا اَنْذَرْنَاكُمْ عَذَاباً قَرٖيباًۚ
يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُول
وَيَقُولالْكَافِرُ يَا لَيْتَنٖي كُنْتُ تُرَاباً
Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkarcının,
"Keşke toprak olsaydım! diyeceği
günde gerçekleşecek olan
yakın bir azâba karşı uyardık.
(Nebe, 40. Cüz: 30)(Ayrıca Bak:
Kâf Süresi, 6-7-8.9.10.11.15. Âyet Cüz: 26)
Deveye bakmıyorlar mı,
nasıl yaratılmış.
Göğe bakmıyorlar mı,
nasıl yükseltilmiştir!
Dağlara bakmıyorlar mı,
nasıl dikilmişlerdir!
Yeryüzüne bakmıyorlar mı,
nasıl yayılmıştır!
Artık sen öğüt ver!
Sen ancak bir öğüt vericisin.
Sen, onlar üzerinde bir zorba değilsin.
Ancak, kim yüz çevirir,
inkar ederse,
Allah onu en büyük azâba uğratır.
Şüphesiz onların dönüşü ancak bizedir.
Sonra onların sorguya çekilmesi
sâdece bize âittir.
(Gâşiye Süresi, 17-18-19-20-21-
22-23-24-25-26. Âyet Cüz: 30)
Ölüm Yaklaşınca: Vücudun zayıflar.
Saçların beyazlar. Belin bükülür.
Eğer fakirlik, hastalık ve ölüm olmasaydı insanoğlunun kibirden başı eğilmez olurdu.{Hasan-ı Basri}
Allâh'ı ve Ölümü unutmayalım.
Dünyâda yaşamıyorsunuz.
Dünyâdan geçiyorsunuz.
Yol ona, Yolcu ona,
Yolculuk ona.
Pişmanlık bu dünyâda olur.
Mahşerde pişmanlık fayda vermez.
Sana ölüm gelinceye kadar
Rabbine ibâdet et...
Sadaka, Kötü halde ölmeye mâni olur.
Kırkından sonra âhiret işleri dünyâ işlerini geçmiyorsa o insan zarardadır.
(Hz Muhammed s.a.s)
Ne garip değil mi?
Belki dünyâ da son
saatlerimizi yaşıyoruz ama
umrumuzda bile değil.
Cennetlik miyiz,
Cehennemlik miyiz.
Cennet ümîdi içinde,
Cehennem hazırlıkları yapıyoruz.
O gün amellerin tartılması da haktır.
Kimlerin sevâbı ağır basarsa
işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
(A'râf, 7/8)
O gün cehenneme getirildiğinde,
İnsan işte o gün yaptıklarını birer
birer hatırlayacaktır.
Fakat bu hatırlamanın ona ne faydası var!
İnsan, “Keşke (âhiret) hayâtım için daha önce
bir şeyler yapmış olsaydım!” der.
Artık o gün Allâh’ın vereceği
cezâyı kimse veremez.
(Fecr, 23-24-25. Âyet)
Allâh'ın dünyasında
Allâh'ın dediği olur.
Karışma Allah'ın işine.
Azrail düşmüş peşine.
Allah'ın işine karışanlar,
Kalp kıranlar,
Kul hakkı yiyenler çok çeker.
Uyan dostum uyan.
Hiç gururlanma işine
Güvenme genç yaşına.
Karışma yaradanın işine.
Azrail düşmüş peşine
Haram katma aşına
Hep iyilik et gitsin hoşuna
Servetini yazmazlar kabir taşına
Ömrünü geçirme boşuna
Bir gün sende yatacaksın
musallâ taşına.
Mezarlıklar kazandığını
zannedenlerle dolu.
Ne yaparsan yap pişman öleceksin;
belki yaptıklarından,
belki de yapmadıklarından.
Ya hatâlarınla yüzleşir,
Ya da hatâlarınla yüzsüzleşirsin;
Günahkar olmak ayrı,
Câhil olmak ayrı,
Pislik olmak ayrıdır.
Pisliğe bulaşan pislik olur.
Kişi yaşadığı hal üzere ölür.
Pis yaşayan pis ölür.
Dünyâya ibâdet ve
İmtihan için geldik.
Çiftleşmeye gelmedik.
Ye iç gez, keyfine bak diye
gelmedik.
Âhir zamandayız: Millet boğazından ve Uşkurundan başka bir şey düşünmüyor.
Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için; Dünyâdakiler birbirlerini yiyorlar.
Ne çok acı var ama iyiki ölüm var.
Ölüm olmazsa millet birbirini yer
Râbbim bizleri birbirini yiyen değil,
Birbirini seven, Birbirine değer veren
kullarından eylesin.
Ölüm ne güzel şey,
Ölüm olmasaydı,
Ölürmüydü Muhammed.
Ölüm kurtuluştur.
Ölüm bütün sorunları çözer.
İnsan olmazsa sorun da olmaz.
Bize kalmayacak dünyâ için,
çok yorulduk.
Gör ki, dünya sırtında, nice insan taşıyor;
Kimi yaşarken ölmüş, kimi ölmüş yaşıyor.
Abdest yok, Namaz yok, Kur'an yok, Şükür yok, Şefkat yok merhâmet yok, Edep yok, Saygı yok, Sevgi yok, Sabır yok,
Akrabâlık yok, Komşuluk yok, Paylaşma yok, Güven yok, Karekter yok,
Utanma yok, Allah için sevmek yok,
Anneye babaya saygı yok, Vefâ yok,
Sorumluluk yok, Duâ yok,
İbâdet yok.
Demek ki biz kanser olmuşuz,
Ölmüşüzde haberimiz yok....
İnsanlar yaşayan ölü gibi olmuş,
Farkında değil.
İnsanlar Allah yokmuş gibi
yaşıyorlar davranıyorlar.
Allah var Allah.
Ölüm var ölüm.
Hesap var hesap.
Rızkına haram katma,
Namazını aksatma,
Tövbe etmeden yatma.
Günah işleyenler cehenneme gitmeyecek.
Pişman olup, Tövbe etmeyenler
Cehenneme gidecek.
Allâh'ım ümmeti Muhammed'in gelmiş
geçmiş bütün günahlarını bağışla.
Ölüm var, Hesap var unutma!
Ölümden değil, Hesaptan kork.
Ölü'den değil..
Diriden korkmalı insan
Çünkü Kalp kıran kin duyan
ve haset eden çok insan var..!
Ölümden korkma
Amelinden kork.
Ölülerden çok dirilerin daha çok
duâya ihtiyâcı var.
Ölüler yaşayanlardan
daha çok çiçek alır.
Ölülerin sevgiyle anıldığı,
Dirilerin sevgisizlikten öldüğü
Yerin adıdır DÜNYA...
Ölülere üzülme
Dirilere üzül.
Herşeyden çok sevgisiz yaşayanlara.
Hayattan ayrılanlar yaşamın acısız yüklerinden ve karmaşasından kurtulmuştur.
Asıl üzüntü, yaşamaya devam edenler içindir.
Hele ki sevgisiz bir hayat sürenler için.
Sevgi; Paylaştıkça çoğalan, iyileştiren ve
yaşama ışık tutan bir güçtür.
Hayâtı anlamlı kılan en güçlü duygudur.
Acı çeken ruhtur
Bedendir.
Vücudunuzdaki hastalıkların nedeni, Ruhunuzun çektiği acıların sonucudur.
Ruh yorulmadıkça beden hasta olmaz.
Söylesene ey kara toprak sana gelsem
sende incitirmisin beni sevdiklerim gibi.
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍۚ
Yer üzerinde bulunan her canlı
yok olacaktır. Herşey fanidir.
(Râhman Süresi, 26. âyet)
Allah Celle Celâluhü size dünyayı,
Onunla âhireti arayasınız diye verdi,
Ona meyledesiniz diye değil.
İnsan âhiretteki evini,
Dünyâda inşâ eder.
Cennette bu dünyâ da
Cehennem de bu dünyâ da.
Herkes cehennem ateşinden korkuyor ama
kimse bilmiyor ki herkes bu dünyâdan kendi ateşini kendi götürür. İnsanlar bilmiyor ki
Dünyâ koca bi alev topu.
Herkes cebini doldurmak için
bir biriynen yarışıyor.
Ne kadar çok doldurursan
o kadar çok yakıyor.
İslam'a göre insanın yaratılış nedeni Allâh'a kulluktur. Bütün dünyâ nîmetleri insanlar için yaratılmış. Bu dünyâ hayâtı bir sürelik yararlanmadan ibârettir; Ahirete gelince,
ebedilik yurdu işte orasıdır.
(Mü'min, 40/39)
Nasıl bir dünyâya geleceğini sen tercih etmedin ama nasıl bir âhirete gideceğini
sen tercih edebilirsin.
Temizlende gir mezara
Toprak senden incinmesin.
Kendini güzelleştirmeden ölen insan
Dünyâyı kirletmiş demektir....
Dünyâyı âhirete götüremeyeceğine göre
öyle yaşa ki dünya seni âhirete götürsün.
(Şems-i Tebrizi)
Her şeyin hükümranlığı elinde olan
Allâh'ın şânı yücedir!
Siz yalnız O'na döndürüleceksiniz.
(Yâsin Sûresi, 83. Âyet Cüz 23)
قُلْ اِنَّ الْمَوْتَ الَّذ۪ي تَفِرُّونَ مِنْهُ فَاِنَّهُ مُلَاق۪يكُمْ ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ۟
Sizin kendisinden kaçıp durdugunuz ölüm var ya, O mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybıda, görünen âlemi de bilen Allah'a döndürüleceksiniz de,
O mutlaka size yapmakta
olduklarınızı haber verecektir.
(Cum'â, 62/8)
O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez.
Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin
karşılığı verilir.
(Yâsin Süresi, 54. Âyet Cüz 23)
يُعْرَفُ ٱلْمُجْرِمُونَ بِسِيمَٰهُمْ فَيُؤْخَذُ بِٱلنَّوَٰصِى وَٱلْأَقْدَامِ
Öğün günahkârlara günahları sorulmayacak; çünkü suçlular yüzlerinden tanınacak ve alınlarından ve ayaklarından tutularak
yaka paça ateşe atılacaklar.
Böylece mazlumların intikamı alınmış,
hak yerini bulmuş olacak.
İşte bu suçluların yalanladıkları cehennemdir.
Onlar cehennem ateşi ile yüksek derecede
kaynar su arasında gider gelirler.
O hâlde, Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz.
(Râhman, 41-43-44-45. Âyet Cüz 27)
(Ayrıca: Fetih Sûresi, 29. Âyet'e bakınız)
Emrimiz ancak bir tek emirdir.
Göz kırpması gibidir. Ânında gerçekleşir.
Andolsun, biz sizin gibileri hep helâk ettik.
Fakat var mı düşünüp öğüt alan?
İşledikleri her şey ise kitaplarda kayıtlıdır.
Küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır.
اِنَّ الْمُتَّقٖينَ فٖي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍۙ
Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde, ırmak başlarındadırlar.
(Kamer, 50-51-52-53-54. Âyet Cüz 27)
قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Şüphesiz benim namazım da,
İbâdetlerim de, yaşamam da,
ölümüm de âlemlerin rabbi
Allah içindir.
(En'am Süresi, 162. Âyet)
(ayrıca bak: Bakara, 260. Ayet)
O, Allah'tır. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Dünyâda da ahirette de
hamd O'na mahsustur.
Hüküm yalnızca O'nundur.
Kesinlikle O'na döndürüleceksiniz.
(Kasas Sûresi, 70. Âyet Cüz: 20)
(ayrıca bak: Kasas, 85-88. Âyet)
(Bakara, 2-3-4-5. Ayet Cüz: 1)
Ölümü yattığın zaman yastığın altında,
Kalktığın zaman burnunun ucunda bil...
{Hz Ömer r.a}
Ölüm demek,
Hayat bitti demek değildir.
Yeni bir hayâta başlamak demektir.
Ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelirde ona, "İşte bu, senin öteden beri
kaçıp durduğun şeydir denir.
(Kâf Sûresi, 19-23. Âyet bk)
Zamansız gelen ölümden değil de,
Namazsız gelen ölümden korkun.
Parası olan pazardan,
Îmanı olan mezardan korkmaz.
(N. F. K)
Bir insan ölümden korkuyorsa
Ölüme hazır değildir.
Ölümden aşırı korkan birinin
ya sığınacak bir Râbbi yoktur,
Yada bu dünyaya aşırı
bağımlılığı vardır.
(Hz Yusuf)
Mezarlıktan korkmamayı en yakınlarından
biri öldüğünde anlarsın.
Mezarlıktan korkanın,
Sevdiği ölmemiştir.
Ölümden korkma!
Anne karnı gibi karanlık bir su içinde
bizleri yaratan ve yaşatan ALLAH,
kabirde seni yalnız bırakmaz.
HAYAT Ölüme Sormuş;)
İnsanlar Beni Çok Severken,
Neden Senden Nefret Ediyorlar...
ÖLÜM Cevap Vermiş;)
Sen Tatlı ve Güzel Bir Yalansın.
Ben İse Acı Bir Gerçeğim...
İnsanlar binâ yapmakta birbirleriyle
yarışmadıkça kıyâmet kopmaz.
(Hadîs-i Şerif)
وَكَمْ مِنْ قَرْيَةٍ اَهْلَكْنَاهَا فَجَٓاءَهَا
بَأْسُنَا بَيَاتاً اَوْ هُمْ قَٓائِلُونَ
Nice memleketleri helâk ettik.
Onlara azâbımız gece uykusuna dalmışken,
yahut gündüz istirahat hâlinde iken gelmişti.
(Âraf Süresi 4. Âyet) (Ayrıca bak:
Zilzal Süresi, Deprem ile ilgili)
Bir ülkede ZULÜM ve ZİNÂ çoğalırsa,
(Zelzele) Deprem ile imtihan eder Allah.
Anneler bebeklerini sallıyor UYUSUN diye Rabbim kullarını sallıyor UYANSIN diye.
Lütfen Deprem görüntülerini çocuklara izletmeyin: Altını ıslatma, uykusuzluk, yorgunluk, korku, çâresizlik ve kaygı bozukluğu ve depresyon yaşanabilir.
Adamın birisi çıkıyor yârın deprem olacak diyor: Herkes tedbirini alıyor.
Kur'an diyor ki: Yârın ölüm var,
Hesap var, Âhiret var,
Cehennem var.
kimse oralı olmuyor.
Allah ve Peygamber'i umursamıyorlar...
Allâh'ın âyetlerine ve Peygamberimizin sözlerine muhâlefet ediyorlar.
Her gelen göçer ve her kul ektiğini biçer.
Dünyâ âhiretin tarlasıdır.
Bir insanın âhireti unutması,
Îmansız ölmesi ölümden daha acı felâkettir. Allâh'ı seven ölümden korkmaz. Ölümden nefret etmez.
Ölümden korkma, Hesaptan kork.
Ölüm var: Allah'a nasıl hesap vereceksin.
■Bu dünyâda herkes kendini doğru zannediyor, Âhirette gerçek doğrular
ortaya çıkacak!
İğneden ipliğe
Sorarlar bir gün...
Ettiklerini önüne
Koyarlar bir gün.
Hepimiz Âhiret Günü
Kendi Çektiğimiz Belgesel
Filmi İzleyeceğiz.
O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir. (Müddessir Süresi, 13. Âyet)
وَاِنَّهُ لَذِكْرٌ لَكَ وَلِقَوْمِكَۚ وَسَوْفَ تُسْـَٔلُونَ
Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine
bir öğüt ve bir şereftir,
ondan hesâba çekileceksiniz.
(Zuhruf Sûresi, 44. Âyet)
Şüphe yok ki ben Allah'ım.
Benden başka hiçbir ilâh yoktur.
O hâlde bana ibâdet et ve
beni anmak için namaz kıl.
Kıyamet mutlaka gelecektir.
Herkes işlediğinin karşılığını görsün diye, Neredeyse onu gizleyecek
(geleceğinden hiç söz etmeyecek)tim.
(Tâ-Hâ, 14-15. Âyet cüz: 16)
(ayrıca bak: Tâ-Hâ, 100.101.102. Ayetler)
(Nîsâ Sûresi, 87. Âyet Cüz: 5)
Buna inanmayan ve nefsinin arzusuna uyan kimseler, seni ondan
(ona hazırlanmaktan)
Sakın alıkoymasın,
sonra helak olursun.
(Tâ-Hâ, 16. Âyet cüz: 16)
(ayrıca bak; Tâ-Hâ, 103.104.105.ayetler)
Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve
ölüm sonrası için çalışandır.
Âciz kişi de, nefsini duygularına tâbi kılan ve Allah’tan dileklerde bulunup duran
(bunu yeterli gören) dir.
(Tirmizî, "Sıfatü’l-Kıyâme", 25)
خَتَمَ اللّٰهُ عَلٰى قُلُوبِهِمْ وَعَلٰى سَمْعِهِمْۜ.
وَعَلٰٓى اَبْصَارِهِمْ غِشَاوَةٌۘ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ۟
Allah onların gözlerini kulaklarını kalplerini kendi ön yargılarıyla mühürlemiştir. Çünkü imtihan için gönderilen dünya hayatı için Allah söz vermiştir. Gözünüze, kulağınıza, aklınıza, iradenize, kalbinize müdahale edilmeyecek. Zorla inanmanız için baskı yapılmayacak. Her neye karar verirseniz özgür iradenizle karar vereceksiniz denilmiştir.
Onlar bu özgürlüğü kullanarak inkârı seçerler.
Kısır bilgilerini asıl sayarlar.
Görme sınırlarını unutarak her şeyi gördüklerini, duyma sınırlarını unutarak her şeyi duyduklarını zannederler.
Bu zanları onların kalplerini karartır.
Biz de onları kendi şahitlikleriyle zerre miktarınca da olsa hiçbir şeyi eksik bırakmadan, yaptıkları bütün amelleriyle birlikte kabul ederiz.
İnkârlarını, kalplerinde oluşan ön yargıları tasdik ederiz. Onları inkârlarından döndürüp inanmaya zorlamayız. Onları olduğu gibi kabul ederiz.
inkâr edenleri inananlardan saymamız mümkün değildir. Her kim ne ise öyle kabul ederiz. Mevcut durumunu olduğu gibi alırız. Hayat kitabını kimse değiştiremesin diye mühürleriz. İnkâr edenler kalplerindeki karanlığın rehberliğinde her şeye bakarlar ve böyle görmek isterler.
Kalplerindeki karanlık gözlerini körleştirir. Kulaklarına sağırlaştırır.
Böylece gerçekleri göremezler,
işitemezler. Dünyadaki hayatlarını
kalplerindeki karanlıkla örterler.
Artık onlar için ahiret hayatında
büyük bir azap vardır.
(Bakara Sûresi, 7. Âyet)
Kendini çok beğenme kul katında"
Ne kendini beğenmişler var
toprak altında.
Güvenme zenginliğine; bir kıvılcım yeter, Güvenme güzelliğine; bir sivilce yeter.
Rabbine güven o her şeye yeter.
Allah, Büyüklük taslayanları
hiç sevmez.
(Nahl, 23 Cüz: 14)
Ağlaya ağlaya geldiğin dünyâda
Güle oynaya yaşayacağını mı sandın
Ey insan?
Önemli olan ne kadar uzun yaşadığımız değil, Hayâtı nasıl yaşadığımızdır.
En güzel günlerimiz,
Henüz yaşamadıklarımız.
Hayal Gerçektir...
İnsan Hayalleri İçin Yaşar.
Yaşadıklarımız hayallerimiz değil,
KADERİMİZDİR.
■ Hayaller farklı,
■ Hayatlar farklı.
Sabahattin Ali der ki;
Birini kaybetmek, bâzen tüm hayâtını kaybetmektir. Çünkü bâzı insanlar,
senin için bi dünyâ demektir.
Şeytan sizi Allah affeder diye kandırmasın.{Lokman, 33)
(Bakar, 178 Kısas}
Yalnız başına günah işlerken,
Organlarının suskunluğu seni aldatmasın, Kıyâmet günü
hepsi konuşacak.
اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلٰٓى اَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَٓا اَيْد۪يهِمْ
وَتَشْهَدُ اَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ
O gün onların ağızlarını mühürleriz;
yaptıklarını bize elleri anlatır,
Ayakları da şâhitlik eder.
(Yasin Sûresi, 65. Âyet)
حَتّٰٓى اِذَا مَا جَٓاؤُ۫هَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ
وَاَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Nihâyet cehenneme vardıklarında,
kulakları, gözleri ve derileri,
yapmış oldukları işler hakkında,
kendileri aleyhine ŞÂHİTLİK ederler.
Derilerine, “Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz?” diye sorarlar. “Her şeyi konuşturan Allah bizi de konuşturdu” derler. İlk önce sizi O yarattı, şimdi de yine O’na dönüyorsunuz.
Vaktiyle siz, ne kulaklarınızın ne gözlerinizin ne de derilerinizin aleyhinizde şahitlik etmesinden sakınıyordunuz; üstelik yaptıklarınızın çoğunu
Allah’ın bilmediğini sanıyordunuz.
İşte rabbiniz hakkında taşıdığınız
bu kanaatiniz sizi mahvetti,
sonunda kaybedenlerden oldunuz.
[Fussilet Süresi, 20. 21. 22. 23.
Âyetler Cüz: 24]
اِلٰى رَبِّهَا نَاظِرَةٌۚ
O gün bir takım yüzler Rablerine bakıp parlayacaktır. Âhirette müminlerin
yüzleri parlak ve nurlu olacaktır.
(Kıyâmet Süresi, 22-23. Âyet)
Yaptıklarınız size elbette haber verilecektir.
Bu, Allâh'a kolaydır. Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
(Teğâbun,7-8-9. Âyetler)
Ey insanlar muhakkak öleceksiniz.
Kıyâmet gününde tekrar diriltileceksiniz.
Biz yarattıklarımızdan habersiz değiliz.
(Mü'min Sûresi, 15-16-17. Ayet cüz: 18)
(Ayrıca bak: Âraf Süresi, 18. Ayet)
Rabbimiz! Şüphesiz sen, hakkında
şüphe olmayan bir günde
insanları toplayacaksın.
Şüphesiz Allah vâ'dinden dönmez.
(Âl-i imran, 3/9)
Kıyâmet vakti hakkındaki bilgi, ancak Allâh’ın katındadır. Yağmuru O yağdırır, rahimlerde olanı O bilir. Hiç kimse yârın ne kazanacağını bilemez. Hiç kimse nerede öleceğini bilemez. Şüphesiz Allah, her şeyi bilendir, her şeyden haberdardır.
(Lokman Sûresi, 31/34)
Yüzünü dosdoğru dîne çevir.
O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklardır.
Kimler de sâlih amel işlerse, ancak kendileri için Cennette yer hazırlarlar.
Bu hazırlığı Allâh'ın; îman edip sâlih
amel işleyenleri kendi lütfundan mükâfatlandırması için yaparlar.
Şüphesiz, O, inkar edenleri sevmez.
Kıyâmetin kopacağı günde, suçlular hayal kırıklığı içinde ümitsizliğe düşeceklerdir.
Kıyametin kopacağı gün, işte o gün mü'minler ve kâfirler birbirinden ayrılacaklardır.
Îman edip sâlih ameller işleyenlere gelince,
işte onlar cennet bahçelerinde sevindirilirler.
Allah, sizi yaratan, sonra size rızık veren, sonra sizi öldürecek ve daha sonra da diriltecek olandır.
(Rum Suresi, 43.44.45.12.14.15.40.55.
Âyetler Cüz: 21)(Ayrıca bak: Kâf, 41.42.43.44. Âyet Cüz: 26)
Yaşayanlar, ölenlerden daha yalnız.
Yasin Sûresi: Yaşayan ölüler içindir.
İnsan öldüğünde O, Allâh'a emânettir.
(Allah şöyle der:)
Ey huzur içinde olan nefis!
Sen ondan râzı, O da senden râzı olarak
Rabbine dön! (İyi) kullarımın arasına gir.
Cennetime gir.
(Fecr Sûresi, 27-28-29-30. Âyet Cüz: 30)
Ölümden başka herşeyin çaresi var.(H-Ş)
Sana ölüm gelinceye kadar
Rabbine ibâdet et.
[Hicr Süresi, 15/99]
O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayâtı yaratandır.
O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
(Mülk Suresi, 2. Âyet)
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Ben cinleri ve insanları, acak
bana kulluk etsinler diye yarattım.
(Zâriyat, 56. Âyet Cûz: 27)
Dünyâya imtihân ve ibâdet için geldik.
Hesap için döneceğiz
Dünyâda misafiriz.
Dirilmek için öleceğiz..!
Biz bu dünyâ da gurbetteyiz.
Esas vatanımız cennet
Hz Âdem cennetten gelmiştir.
■Bu dünyâ insana gurbettir.
Memleket isteyen,
Cenneti isteyen
Allah'a sığınsın.
(Yunus Emre)
İnsan oğlu düşmüş dünya derdine...
Hergün bir cenâze görsede Yine ölümü kondurmaz kendine.
Ne büyük gaflet içinde beşer.
Bilseki bir nefes ötesi mahşer ve
hayat bâzen bir kelebeğin ömrü kadardır.
Ne Kalp kırmaya değer,
Nede kırılmaya.
Bir kalbi yıkmak
dünyâyı yıkmaktır.
Rabbim bu bilinçle
dünyâya kapılmadan,
Kalp kırmadan yaşamayı
cümlemize nasip etsin...
Yaşanabilir bir dünyâ için ölümü düşünün.
Ölümün olduğu bir dünyâda
Ömrünüz yettiği kadar sevin
Sonra işe yaramıyor yoksa.
Ailenize, Eşinize, Çocuklarınıza sâhip çıkın.
Râbbim bizleri kaybetmeden
kıymet bilmeyi nasip eylesin.
Sevdiklerimizle geçirdiğimiz
hergün bizim için bayramdır.
Rabbim bizi sevdiklerimizle imtihan etmesin. Rabbim bizleri seven ve sevilen kullarından eylesin. Berâtımızı sağ elimize alarak sıratı kolayca geçmeyi, sevdiklerimizle birlikte
cennetine girmeyi bizlere nasip ve
müyesser eyle Allah’ım!
Sevdiklerinizi Ağlatmayın...
Yanınızdaki kişiye değer verin; kırmayın onu. durup durup sevdiğinizi söyleyin, özel hissettirin.
en ufak bir şeyde bitti demeyin,
ağlatmayın üzmeyin. Neden mi?
Çünkü ölümün saati yok.
Belki son görüşünüzdür,
Belkide son sarılmanızdır.
Belkide saatler sonra ona değilde,
artık toprağına dokunacaksınız,
onu değilde toprağını öpeceksiniz.
Sevdiklerinizin değerini kaybettikten sonra değil, şuan bilin. Toprak aldığında geri vermez çünkü ölümün saati yok.
İnsanlara öyle iyi davranın ki,
Düşmanlarınız bile ölümünüze ağlasınlar.
(Hz Ali r.a)
Öyle Biri Olki
Mezar başında dostun değil,
Düşmanın ağlasın.
İnsan ardında,
İyi insan dedirtmeli,
geride kalanlara..
Kimsenin âhını günâhını almayın
Duâsını alın.
Ey insanlar! Sizi birbiriniz için imtihân aracı kıldık. Bakalım sabredecek misiniz?
Rabbin, hakkıyla görendir.
(Furkan Suresi, 20. Âyet Cüz: 18)
كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ ٱلْمَوْتِ ۗ
وَنَبْلُوكُمِٱلشَّرِّ وَٱلْخَيْرِ فِتْنَةً ۖ وَإِلَيْنَا تُرْجَعُونَ
Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ile de şer ile de deniyoruz.
ancak bize döndürüleceksiniz.
(Enbiyâ Sûresi, 35. Âyet)
(Ayrıca bak:(Âl-i İmran, 3/185)
(Ankebut, 57. Âyet Cüz: 21)
Hz Ömer radıyallahu anh:
Kıyâmet günü nereye gitmek istiyorsanız, Hazırlığınızı oraya göre yapın.
Hesâba çekilmeden önce nefislerinizi hesâba çekiniz. Kendinizi en büyük buluşma için hazırlayınız. Kıyâmet gününde hesap, ancak dünyada kendini sorgulayanlar için kolay olur.(Tirmîzi, Kıyame, 25)
(Ayrıca bak.Nahl, 93. Âyet)
Sen nefsini hak ile meşgul etmezsen
Nefis seni bâtıl ile meşgul eder.
Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve
ölümden sonrası için çalışandır.
(Tirmizî, Sıfatü'k-kıyame, 25-26)
Onların hepsi mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza çıkarılacaklardır.
(Yâsin Süresi, 32. Âyet)
(Ayrıca bak. Mutaffifin, 4-6. Âyet)
(Cin Suresi, 23. Âyet)
(Kıyame Süresi, 22-23. Âyet)
اِقْتَرَبَ لِلنَّاسِ حِسَابُهُمْ وَهُمْ ف۪ي غَفْلَةٍ مُعْرِضُونَۚ
İnsanların hesâba çekilmeleri yaklaştı.
Halbuki onlar gaflet içinde yüz çevirmekteler. (Enbiyâ Süresi, 1. Âyet)
(ayrıca bakınız. Ankebut, 57. âyet)
(Bakara, 156. Âyet)
Gaflete dalan, gülüp oynayan,
Kabirleri ve toprak altında
çürümeyi unutan kul ne bedbahttır!
Azan haddi aşan, nereden geldiğini ve
nereye gittiğini unutan kul ne bedbahttır!...
(Tirmizî, Sıfâtü'l-kıyâme, 17)
وَيَقُولُ الْإِنْسَانُ أَإِذَا مَا مِتُّ لَسَوْفَ أُخْرَجُ حَيًّا
İnsan "Öldüğümde gerçekten diri olarak topraktan çıkarılacak mıyım?" der.
(Meryem Sûresi, 66. Âyet Cüz: 16)
(ayrıca bak: Kâf, 3. ve 11. Âyetler Cüz: 26)
مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَف۪يهَا نُع۪يدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً اُخْرٰى
Ey insanlar! Sizi topraktan yarattık, (ölümünüzle) sizi oraya döndüreceğiz ve sizi bir kere daha oradan çıkaracağız.
(Tâ-Hâ Süresi, 55. Ayet)
(ayrıca bak: Tâ-Hâ, 75-76. Âyet)
اَيَحْسَبُ الْاِنْسَانُ اَلَّنْ نَجْمَعَ عِظَامَهُۜ
بَلٰى قَادِر۪ينَ عَلٰٓى اَنْ نُسَوِّيَ بَنَانَه
İnsan kemiklerini toplayıp birleştiremeyeceğimizi mi sanıyor?
Evet parmaklarına varıncaya kadar
yeniden yapmaya gücümüz yeter.
(Kıyâmet Sûresi, 3 - 4. Âyet)
Topraktan'dır cümle beden,
Nefsini öldür ölmeden
Böyle emretmiş yaradan.
Bütün insanlar, Âdem'in çocuklarıdır.
Âdem ise topraktan yaratılmıştır.
(Tirmîzi, Menâkıb, 74)
(ayrıca bak: (Nîsâ, 87. Ayet)
Sizi topraktan yaratması, O'nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş çoğalıp yayılıyorsunuz.
فَانْظُرْ اِلٰٓى اٰثَارِ رَحْمَتِ اللّٰهِ كَيْفَ يُحْيِ الْاَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَاۜ
اِنَّ ذٰلِكَ لَمُحْيِ الْمَوْتٰىۚ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Allâh'ın rahmetinin belirtilerine bir bak, yeryüzünü ölümünden sonra nasıl diriltiyor? Şüphesiz ölüleri O diriltir.
O her şeye Kâdir'dir.
Rûm Süresi, 20.50. Âyet Cüz: 21)
(Ayrıca, 16.17.18.19. ayetlere bak,
Mezarı saray sanma toprak bir çukur.
Mezarda ne dolar var ne de günlük kur.
Geçerken görenler belki Fâtiha okur.
Çıplak geldin çıplak gidersin bir gün.
Abdest al namaz kıl hakkın önünde eğil.
Rahmet okut kendine bedduâ değil.
Gitme vakti belki öyle çok uzak değil.
Çıplak geldin. Çıplak gideceksin.
Güçsüz geldin. Yine güçsüz gideceksin.
Parasız ve malsız geldin
Parasız ve malsız ayrılacaksın.
İlk duşunu sana ebe yaptırdı.
Sonuncusunu imam yaptıracak
İşte insan oğlunun hâli.
Peki arkadaşlar neden bu kadar gurur,
bu kadar kabalık, bu kadar kıskançlık,
bu kadar kin, nefret öfke neden.
Nefsine hâkim ol sakın uyma şeytana.
Şeytana uyup da kıyma bir tatlı cana.
Gide, gide varacaksın o mâlum sona.
Çıplak geldin çıplak gideceksin.
Allah yardımcımız olsun.
Ölüm” târifi mümkün olmayan bir şey.
İnsana acı yüklüyor, üzüyor, kederlendiriyor ama bunlardan daha da öte biz insanları inanılmaz derecede olgunlaştırıyor.
Ana rahminden geldik pazara,
Bir kefen aldık döndük mezara…
Ne bakarsın mezar taşına
Yârın gelecek başına
Bir fâtiha oku Allah aşkına.
ALLAH'IM, Beni arkamdan bedduâ ve gıybet edeceklerle değil, Ruhuma Fâtihâ okuyacaklarla muhâtap et.
《ÂMÎN》
Bu dünya gerçekten bir “pazar”
Dönüyoruz duruyoruz, alıyoruz veriyoruz, ağlıyoruz gülüyoruz ama işin sonunda dünyaya geldiğimiz gibi “hiçbir şeysiz” gidiyoruz.
Yunus bunu da dizelerine dökmüş;
Sabah mezarlığa vardım,
Baktım herkes ölmüş yatar,
Her biri çâresiz olup,
Ömrünü yitirmiş yatar.
Kimi yiğit, kimi koca,
Kimi vezir, kimi hoca,
Gündüzleri olmuş gece,
Karanlığa girmiş yatar.
Keşkeler” içerisinde kaybolmuş durumdayım. Keşke sevdiklerimle daha çok vakit geçirebilseydim. “Keşke onların dizlerinin dibinden ayrılmasaydım.”, “Keşke onları bir saniye olsun yalnız bırakmasaydım.
” Keşke! Keşke! Keşke!
Mevlâna Celalettin Rumi’nin bir sözü çok anlamlı; Nice insanlar gördüm üzerinde elbise yok Nice elbiseler gördüm içinde insan yok!
Bir insanın ne kadar sevilip sayıldığını anlamak, hayatta iken gördüğü itibardan çok vefat ettiğinde göreceği itibardan belli olurmuş.
Ölüm var, Kötülük etme, iyilik yap kardeş Allâh' insanı cennet için yaratmıştır.
Nasıl yaşarsan öyle ölürsün.
Şeytan gibi yaşayıp,
Evliya gibi ölmeyi hayal etmeyin.
Nasıl yaşadıysanız öyle öleceksiniz.
Kıyâmetin ne zaman kopacağı bilgisi
şüphesiz yalnızca Allah katındadır.
O, yağmuru indirir, rahimlerdekini bilir.
Hiç kimse yârın ne kazanacağını bilemez.
Hiç kimse nerede öleceğini de bilemez.
Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir,
(her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.
(Lokman Sûresi, 34. Âyet Cüz: 21)
Ayrıca bak: Mü'min, 59. Âyet Cüz 24)
Yakınlarınız ve çocuklarınız size aslâ fayda vermeyecektir. Kıyâmet günü Allah aranızı ayıracaktır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
(Mümtehine, 3. Ayet cüz: 28)
Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
(Yâsin- Süresi, 50. Âyet Cüz: 23)
O gün hesap için Allah'a arz olunursunuz. Hiçbir sırrınız gizli kalmaz.
(Hakka Suresi, 18. Ayet)
Hiçbir kimse Allâh’ın izni olmadan ölmez. Ölüm belirli bir süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini isterse,
Kendisine ondan veririz.
Kim de âhiret mükâfatını isterse,
Onada ondan veririz.
Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız.
(Ali-İmran, 145. Ayet Cüz: 4)
Hiç mü'min, fasık gibi olur mu?
elbette eşit olmazlar.
Îman edip sâlih amel işleyenlere gelince,
onlar için, yapmakta olduklarına karşılık bir mükâfat olarak Me'vâ cennetleri vardır.
(Secde Sûresi, 18-19. Âyet Cüz: 21)
بِ سْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
فَلَوْلَٓا اِذَا بَلَغَتِ الْحُلْقُومَۙ
وَاَنْتُمْ ح۪ينَئِذٍ تَنْظُرُونَۙ
وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْكُمْ وَلٰكِنْ لَا تُبْصِرُونَ
فَلَوْلَٓا اِنْ كُنْتُمْ غَيْرَ مَد۪ين۪ينَۙ
تَرْجِعُونَهَٓا اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ
فَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُقَرَّب۪ينَۙ
فَرَوْحٌ وَرَيْحَانٌ وَجَنَّتُ نَع۪يمٍ
وَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنْ اَصْحَابِ الْيَم۪ينِۙ
فَسَلَامٌ لَكَ مِنْ اَصْحَابِ الْيَم۪ينِ
وَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّب۪ينَ الضَّٓالّ۪ينَۙ
فَنُزُلٌ مِنْ حَم۪يمٍۙ
وَتَصْلِيَةُ جَح۪يمٍۙ
اِنَّ هٰذَا لَهُوَ حَقُّ الْيَق۪ينِۚ
فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ
Can boğaza geldiğinde,
Onu geri döndürsenize!
Oysa siz o zaman bakıp durursunuz.
Biz ise ona sizden daha yakınız.
Fakat siz göremezsiniz.
Eğer yeniden diriltilip hesâba çekilmeyecekseniz ve (iddianızda da) doğru kimseler iseniz,
O gırtlağa gelen canı geri çevirin bakalım!
Fakat (ölen kişi) Allâh’a yakın kılınmışlardan ise, Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm Cenneti vardır. Ölen kişi sağduyu ile hareket edip Allah'ın emirleri doğrultusunda yaşayarak âhiret mutluluğuna erenlerden ise, (amel defteri sağdan verilenlerden ise) kendisine: “Selam olsun sana ey âhiret mutluluğuna eren kimse! (denir)
ama haktan sapan yalancılardan ise,
işte ona da kaynar sudan bir ziyâfet vardır.
Bir de cehenneme atılma vardır.
Şüphesiz bu, kesin gerçektir.
Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et.
(Vâkı'a Süresi, 83.84.85.86.87.88.89.
90.91.92.93.94.95.96. Âyetler)
(Ayrıca bak; Ahzap 44. Âyet Cüz: 22)
Vay başımıza gelene!
Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkar dı?
Bu, Rahmân'ın vaad ettiği şeydir.
Peygamberler doğru söylemişler.
Allah şöyle der;) Ey suçlular!
Ayrılın bu gün!
أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَٰبَنِىٓ ءَادَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا۟ ٱلشَّيْطَٰنَ ۖۖ
إِنَّهُۥ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ
وَأَنْ اعْبُدُونِي هَذَا صِرَاطٌ مُّسْتَقِيمٌ
Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?
(Yâsin Sûresi, 52-59.60-61 Âyet Cüz: 23)
(Ayrıca Secde Suresi, 12-13.14.15.16.17.18.19.20. Âyetlere bakınız..
O gün cennetliklerin kalacakları yer daha hayırlı, dinlenecekleri yer daha güzeldir.
(Furkan Sûresi, 24. Âyet Cüz: 19)
Cennetteki nîmetlere ulaşmak
büyük bir başarıdır.
(Sâffat Sûresi, 60. Âyet Cüz: 23)
Şûphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler.
(Yâsin Sûresi, 55. Âyet Cüz: 23)
İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükafatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır.
Orada ebedi kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!
(Furkan Sûresi, 75-76. Âyet Cüz: 19)
Allah'a kavuşacakları gün müminlere yönelik esenlik dileği "SELÂM"dır. Allah, onlara bol bir mükâfat hazırlamıştır.
(Ahzâb Sûresi, 44. Âyet Cüz: 22)
Rabbinin huzurunda hesap vermek üzere duracağından korkan kimseye iki cennet vardır.
İyiliğin karşılığı, yalnız iyiliktir.
O, hâlde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
(Rahmân Sûresi, 46-60-61. Âyet Cüz 27)
Bu dünyada iyilik yapanlara bir iyilik vardır. Âhiret yurdu ise daha hayırlıdır.
Allâh'a karşı gelmekten sakınanların yurdu ne güzeldir. İçinden nehirler akan ADN cennetlerine gireceklerdir. Kendileri için orada diledikleri her şey vardır.
Allah kendine karşı gelmekten sakınanları böyle mükâfatlandırır.
Melekler, onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, "Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete" derler.
(Nahl Sûresi, 30-31-32. Âyet Cüz: 14)
Orada ne boş bir söz, ne de günaha sokan bir şey işitirler. Sâdece "Selâm!" Selâm! sözünü işitirler.
وَاَصْحَابُ الْيَم۪ينِ مَٓا اَصْحَابُ الْيَم۪ينِِۜۜ
Âhiretmutluluğuna erenler var ya;
Amel defterleri sağdan verilenler ne mutlu kimselerdir! Onlar, Naîm cennetlerindedirler.
(Vâkı'a Süresi, 25-26-27-12. Âyet Cüz: 27)
(Bk; Müddessir, 39. Âyet Cüz: 29)
وَاَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَشْـَٔمَةِۜ
Kötülüğe batanlara gelince; ne mutsuz kimselerdir. (Amel defterleri soldan verilenler var ya, ne mutsuz kimselerdir.
(Vâkıa, 9. Âyet)
Dünyâda varlık içinde sefahata dalmış ve azgın kimselerdi. Büyük günah üzerinde ısrar ediyorlardı. Diyorlardı ki: "Biz öldükten, toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı,
biz mi bir daha diriltilecekmişiz?"
(Vâkıa Sûresi, 45-46-47. Âyet Cüz: 27)
(Ayrıca bak: Nahl, 27-28-29. Âyet Cüz: 14)
(İnşikâk Suresi, 6-7-8-9-10-1112-13. Âyet Cüz: 30)
İnanan ve salih ameller işleyenler, Rablerinin izniyle, ebedi kalacakları ve içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokulacaklardır.
Oradaki esenlik dilekleri "selam"dır.
(İbrahim, 14/23)
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanları, içinde ebedî kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız…
(Nisâ, 4/122)
(Ayrıca bak: Nîsâ, 13-14. Âyet Cüz: 4)
(Ankebut Sûresi, 58. Ayet Cüz; 21)
Muhakkak ki Allah, îman edip sâlih amel işleyenleri içinden ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.
(Hac Sûresi, 14-23-50. Ayetler Cüz: 17)
Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyâmet sarsıntısı çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirmekte olduğu çocuğundan geçer ve her hamile kadın da karnındaki çocuğunu düşürür. İnsanları sarhoş görürsün; hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir.
✓İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı hâlde, ALLAH hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın ardına düşer.
✓Şeytan hakkında, “Her kim onu dost edinirse, mutlaka o kimseyi saptırır ve onu cehennem azabına sürükler” diye yazılmıştır.
(Hac, 1. 2. 3. 4. Âyetler
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اِنْ كُنْتُمْ ف۪ي رَيْبٍ مِنَ الْبَعْثِ فَاِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ مِنْ مُضْغَةٍ مُخَلَّقَةٍ وَغَيْرِ مُخَلَّقَةٍ لِنُبَيِّنَ لَكُمْۜ وَنُقِرُّ فِي الْاَرْحَامِ مَا نَشَٓاءُ اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى ثُمَّ نُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى وَمِنْكُمْ مَنْ يُرَدُّ اِلٰٓى اَرْذَلِ الْعُمُرِ لِكَيْلَا يَعْلَمَ مِنْ بَعْدِ عِلْمٍ شَيْـًٔاۜ وَتَرَى الْاَرْضَ هَامِدَةً فَاِذَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَٓاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ وَاَنْبَتَتْ مِنْ كُلِّ زَوْجٍ بَه۪يجٍ ✓ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْحَقُّ وَاَنَّهُ يُحْيِ الْمَوْتٰى وَاَنَّهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ ✓وَاَنَّ السَّاعَةَ اٰتِيَةٌ لَا رَيْبَ ف۪يهَاۙ وَاَنَّ اللّٰهَ يَبْعَثُ مَنْ فِي الْقُبُورِ
Ey insanlar! Ölümden sonra diriliş konusunda herhangi bir şüphe içindeyseniz (düşünün ki) hiç şüphesiz biz sizi topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra bir “alaka”dan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir “MUDGA”dan yarattık ki size (kudretimizi) apaçık anlatalım. Dilediğimizi belli bir süreye kadar rahimlerde durduruyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyor, sonra da (akıl, temyiz ve kuvvette) tam gücünüze ulaşmanız için (sizi kemâle erdiriyoruz.) İçinizden ölenler olur. Yine içinizden bir kısmı da ömrün en düşkün çağına ulaştırılır ki, bilirken hiçbir şey bilmez hâle gelsin. Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır ve her türden iç açıcı çift çift bitkiler bitirir.
Şüphesiz O, ölüleri diriltir ve O, her şeye hakkıyla kadirdir.
✓Kıyâmet vakti şüphe yok ki gelip çatacaktır ve Allah kabirde yatanları diriltecektir.
(Hac Suresi, 5.6.7. Âyetler)
Kıyâmet gününe yemin ederim.
Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesâba çekileceksiniz) İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizimi sanır?
Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemelemeye gücümüz yeter.
(Diğer canlılara göre insanın el ve parmakları daha mükemme yapıdadır. Hele parmak ucu izlerinin tüm insanlarda birbirinden farklı.
(Kıyâme Sűresi, 1-2-3-4. Âyet Cüz: 29)
كُلَّمَٓا اَرَادُٓوا اَنْ يَخْرُجُوا مِنْهَا مِنْ غَمٍّ اُع۪يدُوا ف۪يهَا
وَذُوقُوا عَذَابَ الْحَر۪يقِ۟
Her ne zaman cehennemden,
o ızdıraptan çıkmak isteseler,
oraya geri döndürülürler ve onlara, “Tadın yangın azâbını” denilir.
(Hac Suresi, 22. Âyet)
وَهُوَ الَّذ۪ٓي اَحْيَاكُمْۘ ثُمَّ يُم۪يتُكُمْ ثُمَّ يُحْي۪يكُمْۜ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَكَفُورٌ
Şüphesiz ki Allah, insanlara karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir. O, size hayat veren, sonra sizi öldürecek, daha sonra da diriltecek olandır. Şüphesiz, insan çok nankördür. Kıyâmet günü ALLAH aranızda hüküm verecektir.
(Hac Sûresi, 65.66.68.ayetler cüz:17)
Eşi ölene Dul, Annesi ölene Öksüz.
Babası ölene Yetim denir.
Ama evlâdı ölene hiç bir sıfat verilmemiştir.
Çünkü öyle bir acı ki târifi imkansız.
Rabbim kimseyi evlâdı ile sınamasın.(Âmîn)
Yaşamak güzeldir,
Ölüler daha iyi bilir.
Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz.
Lezzetleri yok eden,
Ölümü çok hatırlayın.
(Nesâî, Cenâiz, 3)
(Tirmîzi, Zühd, 4)
Bizim Hastalıklarımız Nelerdir?
1. Allah'ı biliyoruz; Ama
Emrine uymuyoruz.
2. Kur'an'a inanıyoruz; Ama
Onunla amel etmiyoruz.
3. Peygambere inanıyoruz; Ama
Sünnetine uymuyoruz.
4. Şeytanı tanıyoruz; Ama
Kendimize düşman bilmiyoruz.
5. Cennete inanıyoruz; Ama
Ona girmek için çalışmıyoruz.
6. Cehennemden korkuyoruz; Ama
Günahlardan kaçmıyoruz.
7. Ölümü biliyoruz; Ama
Onun için hazırlık yapmıyoruz.
8. Kardeşlerimizi ayıplıyoruz; Ama
Onların yaptıklarını yapıyoruz.
9. Allâh'ın nîmetlerini yiyoruz; Ama
Çok şükretmiyoruz.
10. Kardeşimizi mezara götürüyoruz;
Ama ibret almıyoruz.
Hepside bizde var demekki bizler
kanser olmuşuz da haberimiz yok.
Ne ölüler geri geliyor.
Ne de diriler ibret alıyor.
Allah (Celle Celâhu) sonumuzu hayr eylesin her hâlimizi güzel eylesin.
Andolsun, Öğüt alsınlar diye biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü
misâli verdik.
Ey Muhammed Şûphesiz sen öleceksin
ve şüphesiz onlar da öleceklerdir. Sonra şüphesiz siz kıyâmet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz.
(Zûmer Süresi, 27.30.31.Âyet Cüz: 23)
Andolsun, biz Kuran'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık.
Var mı düşünüp öğüt alan?
(Kamer Suresi, 40. Âyet Cüz: 27)
Kim peygambere itaat ederse,
Allah’a itaat etmiş olur. Kim yüz çevirirse, (bilsin ki) biz seni onlara
bekçi göndermedik.
(Nîsâ Süresi, 80. Ayet)
لِتُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَتُعَزِّرُوهُ وَتُوَقِّرُوهُۜ
وَتُسَبِّحُوهُ بُكْرَةً وَاَص۪يلًا
Ey insanlar! Allah’a ve Peygamberine
inanasınız, ona yardım edesiniz,
Ona saygı gösteresiniz
Namaz kılasınız ibâdet edesiniz)
sabah akşam Allah’ı tespih edesiniz diye Peygamber’i gönderdik
(Fetih Sûresi, 9. Âyet)
وَمَنْ يُطِـعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي
مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۚ
وَمَنْ يَتَوَلَّ يُعَذِّبْهُ عَذَاباً اَل۪يما
Kim Allah ve Resulünün sözlerini dinlerse Onları, altından ırmaklar akan cennetlere sokar; Kim de
.yüz çevirirse onu acı bir şekilde cezâlandırır
Fetih Sûresi, 17. Âyet)
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَط۪يعُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُوا الرَّسُولَ
وَلَا تُبْطِلُٓوا اَعْمَالَكُمْ
Ey îman edenler! Allâh'a itaat edin,
Peygamber'e itaat edin,
Amellerinizi boşa çıkarmayın.
(Muhammed, 33. Âyet)
Herkes cennet'e gitmek istiyor ama
kimse ölmek istemiyor.
(Tolstoy)
Kim Rabbine günahkar hâliyle varırsa,
Bilsin ki cehennem onu beklemektedir;
orada ne ölür, nede düzgün yaşar.
(Tâ-Hâ Süresi, 74. Âyet)
Günâhkârlar, (cehennem) ateşini görünce; ona düşeceklerini hemen anlarlar, ama ondan kaçacak bir yer de bulamazlar.
(Kehf Suresi, 53. Âyet)
Size cehenneme girmeyecek kimseleri bildireyim mi? Cana yakın, uysal, yumuşak huylu ve kolay geçinilen herkes.
(Tirmizî, "Sıfatü'l-Kıyâme", 45)
Cennete, kalpleri kuş kalbi gibi
(saf ve temiz) olan insanlar girecektir.
(Müslim, "Cennet" 27)
Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir.
Zâlimlerin hiç yardımcıları yoktur.
Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla.
Kötülüklerimizi ört.
Canımızı iyilerle berâber al.
Rabbimiz! Peygamberin aracılığı ile bize va'dettiklerini ver bize.
Kıyâmet günü bizi rezil etme.
Şüphesiz sen, va'dinden dönmezsin.
(Âl-i-İmran Sûresi, 192.193.194.
Âyetler Cüz: 4)
Kısa ömrümüz, ebedî cenneti
hak edecek kadar bereketli olsun...
Rabbim) Beni, naîm cennetine girenlerden eyle. (Şu'arâ, 26/85)
Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme.
(Bakara, 2/286)
Cehennemliklerle Cennetlikler bir olmaz
Cennetlikler kurtuluşa erenlerin
ta kendilerirdir.
(Haşr Süresi, 20. Âyet)
Allâh'ım! Bizi bağışla, bize merhamet eyle, bizden razı ol, (amellerimizi)
kabul eyle, bizi cennetine koy, bizi cehennemden kurtar ve bizim her halimizi ıslah eyle.
(İbn Mâce, "Dua" 2)
Allâh'ım Bizi cehenneme koyup şeytanı sevindireceğine, Cennete koyda
Hz Muhammed'i ve ümmeti sevindir.
Bu güzel ülkemizi
Cennete çevir Allâh'ım.
Cennet Allah'ın lütfu ve ikrâmı
Fakat burada kazanılıyor.
Herkes CENNET'İ hak
etmediğinin farkında.
Cennet ucuz değil,
Cehennem dâhi lüzumsuz değil.
Biz bu dünyada gurbetteyiz
Esas vatanımız cennet
Hz Adem cennetten bu dünyaya geldi.
Cenneti istiyorsan istenilen gibi yaşa
Cehennemi istiyorsan istediğin gibi yaşa
Seni namaza bile götüremeyen îman
Cennete nasıl götürsün.
Abdullah (b. Mes"ûd) tarafından nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Kıyâmet gününde kulun ilk önce hesâba çekileceği şey, namazdır.
(Nesâî, Muhârebe, 2)
Namaz kılmak için neyi bekliyorsun,
Ölümü mü?
Müminlerin erkekleri de kadınları da birbirlerinin velîleridir; iyiliği teşvik eder, kötülükten alıkoyarlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler,
ALLAH ve resulüne itaat ederler.
İşte onları Allah merhâmetiyle kuşatacaktır. Kuşkusuz Allah mutlak güç ve hikmet sâhibidir.
Allâh mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara, ebedî olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve ADN cennetlerinde çok güzel köşkler va’detti. Allah’ın rızâsı ise, bunların hepsinden daha büyüktür.
İşte bu büyük başarıdır.
(Tevbe Suresi, 71-72. Âyet)
(Kasas, 60-76-77. Âyet Cüz: 20 Bak)
Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafâ Sallallahu Aleyhi Vesellem buyurdular:
VEHİM Hastalığına yakalanacaksınız.
Yâni Dünyâ sevgisiyle yaşayacaksınız.
Âhireti unutacaksınız.
Ümmetime öyle bir zaman gelecek ki;
Dünya işlerini sevecekler
Âhireti için amel etmeyi unutacaklar.
Hayâtı sevecekler,
Ölümü unutacaklar.
Mal, mülk edinmeyi sevecekler,
Allâh'a verecekleri hesâbı unutacaklar.
Yaratılmışları sevecekler,
Yaratıcıyı unutacaklar.
Ölüm Nasihattır.
Ölüm en iyi nasihat iken,
Hiç ölmeyecek sanır insan.
Evini temiz tut misâfir gelir
Kalbini temiz tut (Azrâil) ölüm gelir.
İnsanların sevmediği iki şey:
Fakirlik ve Ölüm
Ölüme, Öldüğün gün inanırsın.
Ölüm işimize gelmiyor ama
başımıza gelecek hazırlıklı olalım.
Vakit geçmeden namaza acele edin.
Ölüm gelmeden tövbeye acele edin
Ölüm herkese âni gelir, bağıra
Bağıra haber vererek gelmez.
Hz Muhammed Mustafa s.a.s: Ey insanlar, Allah'a tövbe ve istiğfar edin; Ben günde 100 kere tövbe ediyorum, buyurmuştur.
(Müslim Zikir, 42)
Tövbe edenler, Durumlarını düzeltenler
Allâh'ın kitabına, Dînine sarılanlar
Bunlar mü'minlerle berâberdirler.
Allah, mü'minlere büyük bir mükâfat verecektir.
(Nisa Suresi, 146. Âyet Cüz: 5)
Ölmeden evvel tövbe edin,
İnsanlara iyilik edin.
İnsanların en iyisi insanlara
iyilik edendir.
(Hadîs-i Şerif)
Vaktinize hazır olun,
Ecel vardır gelir bir gün.
Emânettir kuşca canım,
Sâhip vardır alır bir gün.
Dünya hayâtı,
her canlı için fânidir.
Nefeslerimiz sayılıdır.
Buna rağmen insanoğlu sâhip olduğu nice değerleri bilinçsizce tüketmekte,
nice yozlaşmalara maruz kalmaktadır.
Şüphesiz kazanımlarımız yararlı işlerimiz güzel sâlih amellerimizdir.
Vakti saati geldin mi?
Ölüm meleği azrail görevini yapar.
Ölümün genci ihtiyarı yok.
Ecel gelince cana,
Baş ağrısı bahâne.
Azrâil tanımaz zengini fakiri.
Bu hayatta iki şeye inanın.
Biri ezân sesi, Biride selâ.
Biri getirir. Biri götürür.
Geriye kalan herşey
koca bir yalandır bu dünyada.
Selâ'n okunmadan
Ezân'ın kıymetini bil!
Ezân gelişin...
Selâ gidişin habercisidir.
Bir ezanla geldin,
Bir selâ ile çekip gideceksin,
Neyin derdindesin
Ey insan oğlu.
Musallâda yatan sen değilsen.
Verilen selâ senin değilse,
Tövbeye vaktin var demektir.
Her gün bir yerde,
Bir camide selâ okunuyor,
Bunun anlamı şudur
Ölüm var. Hesap var.
Bir gün sende öleceksin,
Seninde selan verilecek,
Kendine gel,
Kendine çeki düzen ver.
Ölenlerden ibret al.
İki ses var beni kendime getiren
Biri ezan sesi diğeri selâ
Biri: Hâlâ yaşadığımı hatırlatır.
Diğeri bu âlemde misâfir olduğumu...
Gezeriz toprağın üzerinde ibret almadan
Onlar da gezerdi bizim gibi bir zaman
Ne kavgalar verdiler uğruna kim bilir
Üzerine titredigimiz şu yalan dünyadan.
Sular hep aktı geçti,
kurudu vakti geçti,
nice han nice sultan,
tahtı bıraktı geçti,
dünya bir penceredir,
her gelen baktı geçti.
Allah'ın, selamı, rahmeti, bereketi hidâyeti, merhameti, üzerinize
üzerimize olsun .
Geleceğini Merak Ediyorsan;;))
Fallara Değil,
Mezarlıklara Bak!
Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için; Dünyâdakiler birbirlerini yiyorlar.
(Hz Mevlana)
Yerin üstü yârınlarla
Yerin altı keşkelerle dolu
Yerin altında en çok ne var? diye sordu
Behlül Dâne, Halife Harun Reşit'e...
Cevap verdi Hârun Reşit:
"Herhalde ölüler var" deyince;
"Yok" dedi Behlül Dâne; "en çok ölülerin pişmanlıkları var! deyiverdi.
Yer üstüne baktım uykuya dalmışlar
Altına baktım çürüyüp toprak olmuşlar.{Ömer Hayyam}
Mezarlıklar İşleri Yarım Kalanlarla Dolu;
Gençliğimi yaşayayım. Emekli olayım.
Çocuğumu evlendireyim.
Yaşlanınca Namaz kılarım.
Daha gencim diyenlerle dolu.
Kafanıza taktıklarınızı
Mezara götüremezsiniz.
Fakat kafanıza taktıklarınız
Sizi mezara götürür.
Taşıdığınız en ağır yükler,
Kafanızdaki yanlış düşüncelerdir
Onlardan kurtulun.
Herşeyin yedeği var ama insanların yedeği yok. Canının sağlığının zamanının sevdiklerinin kıymetini bil.
Malın ve canın sana emânettir.
Önce can sonra canan.
Aklını başına topla.
Kendine gel kendine
Dönde bir bak hâline...
İnsanların bazıları seni kötü bilir
kimileri ise iyi. Ne kötü diyenler sana zarar verir. Ne de iyi diyenlerin
bir yararı olmaz.
Önemli olan senin gerçek ve hakiki durumundur. Onu da bir tek Allah bilir.
Kimseye karşı önyargılı olma.
Bir insanın eşi ölmüşse
O insan YETİM kalmış demektir.
Eşi ölene yetim derler.
Erkek kadından yetim kalır.
Şüphesiz biz diriltir ve öldürürüz.
Dönüş de ancak bizedir.
(Kâf Süresi, 43. Âyet)
(Ayrıca bak, Şurâ, 53. Âyet)
Şüphesiz suçlular cehennem azâbında devamlı kalacaklardır.
Azapları hafifletilmeyecektir.
Onlar azap içinde ümitsizdirler.
Biz onlara zulmetmedik.
Fakat onlar, kendileri zâlim idiler.
(Zuhruf Sûresi, 74-75-76. Âyet Cüz: 25)
O gün dostun dosta hiç bir faydası olmaz. Kendilerine yardım da edilmez.
Yalnız, Allâh'ın yardım ettiği kimseler bunun dışındadır. Şüphesiz O,
mutlak güç sahibidir,
çok merhâmet edendir.
Şüphesiz, zakkum ağacı, günahkârların yemeğidir. O, eritilmiş mâden gibidir. Kaynar suyun kaynaması gibi karınlarda kaynar. Allah, görevli meleklere şöyle der:) Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin. Sonra başının üstüne kaynar su azabından dökün. Deyin ki: Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?
(Duhân Süresi, 41-42-43-44-45-46-47-48-49. Âyet Cüz: 25)
O gün amellerin tartılması da haktır.
Kimlerin sevâbı ağır basarsa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
(A'râf Sûresi, 7/8)
وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ مِنْ ذَكَرٍ اَوْ اُنْثٰ
وَهُوَ مُؤْمِنٌفَفَاُو۬لٰٓئِكََدْخُلُونَ الْجَنَّةَ وَلَا يُظْلَمُونَ نَق۪يراً
Erkek olsun, kadın olsun her kim îman etmiş olarak dünya ve âhiret için yararlı iyi işler yaparsa işte onlar da cennete girerler ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar.
(Nisa Suresi, 124. Âyet)
(Nahl, 97. Âyet'e bak)
Kim dünyâda zerre miktarı iyilik yaparsa, Onun karşılığını görecektir.
Kim de zerre miktârı kötülük yaparsa,
âhirette bununla yüzleşecektir.
(Zilzal Süresi, 99/7-8)
(Ayrıca bak; Nîsâ, 40. Âyet)
فَمَنْ ثَقُلَتْ مَوَاز۪ينُهُ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
Artık kimin tartıları ağır gelirse,
işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
Kimlerin de tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerini ziyâna uğratanların ta kendileridir.
Onlar Cehennemde ebedî kalacaklardır. Ateş yüzlerini yalar ve onlar orada sırıtır kalırlar.
(Mû'minün, 102-103-104. Âyet Cüz: 18)
Kıyâmet günü için adâlet terazileri kuracağız. Öyle ki hiç bir kimseye zerre kadar zulmedilmeyecek. Yapılan iş bir hardal tanesi ağırlığıncada olsa,
onu getirip ortaya koyacağız.
Hesap görücü olarak biz yeteriz.
(Enbiyâ Sûresi, 47. Âyet Cüz: 17)
Size ancak işlemekte olduğunuz
şeylerin karşılığı verilir.
(Yâsin Sûresi, 54. Âyet)
(Ayrıca bak; Münâfikûn, 10-11. Âyet)
Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Senin Râbbin
hiç kimseye zulmetmez.
(Kehf Suresi, 49. Âyet Cüz: 15)
(Ayrıca bak: 53. 54. 55. Âyetler)
Allah kullarına çok şefkatlidir.
(Âli-İmran Süresi, 3/30)
Ey inanan îman edenler!
Allah'a itaatsizlikten sakının
Herkes yârın için
ne hazırladığına baksın.
(Haşr Sûresi, 59/18)
Kıyâmet günü mutlaka gelecektir,
bunda hiç şüphe yoktur.
fakat insanların çoğu
buna inanmazlar.
(Mü'min Süresi, 59. Âyet)
(Ayrıca bak: Araf, 187)
Nerede olursanız olun,
Allah sizinle berâberdir.
Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.
(Hadîd Sûresi, 57/4)
Sen Allah ile berâber başka bir ilâha ibâdet etme. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur.
O’nun zatından başka her şey yok olacaktır. Hüküm yalnızca O’nundur ve kesinlikle O’na döndürüleceksiniz.
(Kasas Süresi, 88)
HUTAME: Hutâme'nin ne olduğunu bilirmisin. O Allah'ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir.
(Hümeze Sûresi, 6. 7. Âyet)
HAVİYE: Sen haviyenin ne olduğunu bilirmisin. O Kızgın bir ateştir.
(Kari'a Sûresi, 10. 11. Âyet)
İnsanı dünyada ve Ahirette huzura kavuşturacak yegâne destek rabbimizin merhâmetidir.
Melekler, Onların yüzlerine ve
sırtlarına vurarak canlarını alırken
halleri nasıl olacak.
(Muhammed Suresi, 27. Âyet)
Kendine gel ey insan!
Şakası yok bu işin,
Bilki; sonu hüsrandır,
bu secdesiz gidişin.
Nimetlerden azdıkça,
dönüyorsun şaşkına;
Allah’a bir teşekkür,
YOKMU ALLAH AŞKINA?
Dünyaları alsan da,
aç gözlerin doymuyor,
Allah’ın kelâmını
Kulakların duymuyor.
Kibirden köpürdükçe, dönüyorsun şaşkına;
Ölümden ibret almak,
YOK MU ALLAH AŞKINA?
Sana yanlış hesaplar tutturuyor o şeytan; Baldıranı, bal diye, yutturuyor o şeytan.
Kör cehâlet yüzünden, dönüyorsun şaşkına;
Kur’ân’dan hiç haberin,
YOK MU ALLAH AŞKINA?
Sen ki; haram sofrada, gün be gün coşuyorsun, O davetkâr şeytanın, peşinden koşuyorsun.
Bu girdapta döndükçe, dönüyorsun şaşkına;
Biraz akl-ı selîmin,
YOK MU ALLAH AŞKINA?
Kendine gel ey insan!
Sanma ki rüyâdasın;
Sınavları çok çetin,
fânî bir dünyadasın. Dikkat et ki;
Mahşerde dönmeyesin şaşkına;
Cennetlere talebin,
YOK MU ALLAH AŞKINA?
Öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insandır ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Size bu dünyada yol azığı kadar
bir şey kâfidir.
(Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevi Hz)
(Ramuz'ul-Ehâdis, c. 1, s. 137)
Bu dünya hayâtı ancak bir eğlence ve oyundan ibârettir. Âhiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur.
Keşke bilselerdi!
(Ankebut Sûresi, 64. Âyet Cüz: 21)
Dünya güllük gülistanlık bir yer değildir.
Acımasız ve kötü bir yerdir.
Dünya mü'minin zindanı,
Kâfirin cennetidir.
(Müslim, Sahih, c. 3. s. 2272;
İbn Mâce, Sünen, c. 2. s 1378)
Kâfirlerin ferah içinde diyâr diyar
dolaşmaları sakın seni aldatmasın.
(Âl-i İmrân, 196. Âyet)
Müminleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet yalnızca Allah'a aittir.
(Nîsa, 4/139)
Şüphesiz Kuran, kâfirler için mutlaka
bir pişmanlık sebebidir.
(Hâkka Sûresi, 50. Âyet Cüz: 29)
Kâfirler için hazırlanmış ateşten sakının.
Allah'a ve peygambere itaat edin ki
size merhâmet edilsin.
(Âli İmrân, 131-132. Âyet Cüz: 4)
Hiçkimse bir başkasını fâsık ya da kâfir olmakla itham etmesin. Zîra itham ettiği kişi fâsık ya da kâfir değilse o vasıflar,
itham eden kişiye döner.
(Buhârî, Edep, 44)
Her nefis ölümü tadacaktır. Âyetini
Bankalara ve Makam koltuklarına yazmalı. Tabutlara ve Mezarlıklara değil.
Haftanın sonu Pazar,
Ömrün sonu Mezar,
Zengin olsan ne Yazar,
Mezarını eller Kazar,
Kalp kırıp Ah alma,
Kırık kalplerin sâhibi Allah
Er yada geç hesap Sorar...
Dünya malı dünyada kalır
Az yaşa, çok yaşa,
Birgün gelir başın taşa.
İster az yaşa. İster çok yaşa
Birgün adın yazılacak
Mezar taşına.
Bir gün olur götürürler evinden
Allâh'ın adını bırakma dilinden
Kurtuluş yok azrâilin elinden
Dünyalar kadar malın olsa ne fayda,
ancak nasîbin kadar yersin...
Bizde gezerdik siz gibi
Sizde geleceksiniz biz gibi.
Ben sizin gibi olamam
Sizde benim gibi olacaksınız
Her yaptığınızı kabrinizde bulacaksınız.
İnsanı bedenen amaliyat etmek için uyutmak, Ruhen amaliyat etmek için ise uyandırmak gerekir.
《Tolstoy》
Hepimiz uykudayız ölünce uyanacağız.
Yâ Rabbi, ölüm bizi uyandırmadan önce,
Sen bizi uyandır.
Hayat bir uykudur.
Ölünce uyanır insan
Sen erken davran
Ölmeden önce uyan.
(Hz Mevlâna)
Uyandırdığın her güne
Verdiğin her nefese
Elhamdulillâh
Uykudan uyandığınızda nefes alıyorsanız şükredin.(İmam-ı Gazâli)
Bir nefesine bile hükmedemediğimiz
bu dünya için boyun mu bükeceğiz?
(Ertuğrul Gâzi)
Mâdem ki her nefes haktan hediye.
Dünyâ için hakkı unutmak niye.
Allah rızasını gönlümüzden geçirerek
Bugün birşey yaptık mı?
Bugün Allah için ne yaptın.
(Hz Ömer r.a)
Eğer büğün Allah için bir şey yapmadıysan en azından kötülüklerden uzak durabilirsin. Bâri kötülük yapma.
Allah için ne yaptığın kadar,
Allah için neden vazgeçtiğinde önemli.
Allah rızâsı için yapılmayan herşeyin sonu hüsrandır. Gayretinizi Allâh'ı memnun etmeye harcayın,
İnsanları zâten memnun edemezsiniz.
Allah, (Celle Celâluhü) râzı olduğu kulun dünyâda kalbini, Âhirette ise her hâlini cennete çevirir. Allâh' insanı cennet için yaratmıştır.
Allah, sâdece samîmi bir şekilde ve kendi rızâsı gözetilerek yapılan amelleri kabul eder.(Nesâi, Cihâd, 24)
Gâyeniz Mevlana'nın rızâsı değilse
Şeytana mahkum olursunuz.
Kişinin bir işi Allah rızası için yapması
Îmânın yansımasıdır.
Benim Gayretim Allâh'ın dînine hizmettir. Allâh'ın huzuruna varınca mahçup olmamaktır. Râzı olmadığın
ne yaptıysam affet Allâh'ım...
Seni mezara koyunca dönüp gidenleri değil, orada da yanın da kalacak olan iyi salih amelleri işle ve dost edin.
Sizin elinizde olan herşey tükenecek ancak Allah katında olan BÂKÎ'dir.
Öldükten sonra, Daha kırkın
dolmadan unutulursun.
Vefâtından sonra insanların seni ne kadar çabuk unutacaklarını bilseydin, Kesinlikle hayâtını Allah'tan başkasını râzı etmek için yaşamazdın.
Geleceğimiz garanti olsun diye uğraşıyoruz, gideceğimiz garantiyken.
Allah, onunla rızâsı peşinde olanları selâmet yollarına iletir ve onları izniyle, karanlıklardan aydınlığa çıkarıp kendilerini dosdoğru bir yola iletir.
(Mâide, 16 Cüz: 6)
Kim ALLAH katındaki yerini öğrenmek istiyorsa, Kalbinde ALLÂH'A ayırdığı
yere baksın.
(Hz Osman r.a)
Allah katında durumunu öğrenmek isteyen, Allah için ne yaptığına baksın.
(Ahmed Bin Hanbel)
Dünyâ gurbetinde olduğunu unutma
ve hep bir garip gibi davran
ya da bir yolcu gibi yaşa...
Asıl ve ebedî vatanına gideceğine öylesine inan ki, ölmeden önce ölmüş ol ve kendini kabir ehlinden say!
(Hz Muhammed Mustafa s.a.v)
Dünyâda hüznü çok olanın
âhirette rahatı çok olacaktır.
{Hz Muhammed Mustafâ S.a.v}
Dünyada kimsesiz bir garip
yahut gelip geçen bir yolcu gibi ol.
(Buhârî, Rikak, 3)
Bileti kesilmiş ama hareket saati belli olmayan bir yolcudur insan.
Derdi dünya olanın,
Dünyâ kadar derdi olur.
(Yunus Emre)
Ben bu dünya için,
Allah demem.
(Erzincanlı Terzi Baba)
Dünya için yaşayanlar,
Âhiret için yaşayanları anlayamazlar.
Yaptıklarınızı Allah için yapmıyorsanız,
Boşuna yorulmayın.
Yoksa Âhiretten vazgeçip,
dünyâ hayâtına râzı mı oldunuz.
《Tövbe Sűresi, 38. Âyet》
Âhiret dünyâdan daha hayırlıdır.
■ İnsanın sözünü ettiği
( malını, mülkünü, hepsini )
alacağız ve bize tek başına,
yapayalnız dönecek.
{Meryem Sûresi, 80. Âyet}
Yâ Rabbi, dünyâ için âhiretimizi unutturma, Âhiretimizi dünyâya
fedâ ettirme.
Beş şeyi severken, beş şeyi unuttuk.
Dünyâyı sevdik, ahireti unuttuk.
Malı mülkü sevdik, hesâbı unuttuk.
Leylâ'yı severken, Mevlâ'yı unuttuk.
Günahlara alıştık, Tevbe'yi unuttuk.
Saraylara, köşklere heveslendik,
Misâfir olduğumuzu unuttuk.
Ya Rabbi!...
Bizi unuttuklarından eyleme...
Bizleri Kendine hakiki bir kul,
Habîbine gerçek bir ümmet
olanlardan eyle...
Âmiiin
İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar bilmelidirler ki, biz güzel iş yapanların ecrini aslâ zâyi etmeyiz.
(Kehf Suresi, 30. Âyet Cüz: 15)
(ayrıca bak, 102.103.104.105.106.
107.108.109.110.Ayetler)
Dünyaya tapana MAHLUK
Allah'a tapana KUL derler.
Dünya sevgisi insanı şaraptan içkiden daha sarhoş eder. Sarhoş akılsız demektir. Ne âyet anlar, Ne hadis anlar,
Ne dosdoğru yol anlar, bir şey anlamaz.
Resûlullah Efendimiz ( S.a.v.) buyurdular: Ebedî hayâta (âhiret hayâtına) inandığı halde (hep) aldatıcı dünyâ hayâtı için çalışana ne kadar çok hayret ederim.
(Beyhakî, Şuabü'l-îmân)
■ En iyi yağmur duâsı
ağaç dikmekle olur.
Doğduğumda beşiğimdi,
Öldüğümde tabutum olacak
AĞAÇ
Ağaç dikmek sadakadır.
(Hadis-i Şerif)
Müslüman, bir ağaç diker,
o ağaçtan insan, hayvan veya
kuş istifâde ederse bu,
kıyamet gününe kadar
o kimse için sadaka olur."
(Müslim, "Müsâkât", 10.)
Herhangi bir müslümanın
diktiği ağaçtan yenen şey
onun için sadakadır.
Çalınan şeyde sadakadır,
eksiltilen de onun için sadakadır.
(Müslim, Müsâkât, 7)
Ağaç dikmek ne kadar güzel bir şeydir,
Bir insan yetiştirmek kadar güzel bir duygu.
Öldükten sonrada yaşamak isterseniz,
ölmez bir eser bırakınız.
Herkes ölür; ama herkes yaşamaz.
Siz, geride sizi yaşatacak "eserler" bırakın. Sâlih çocuk, Hayırlı ilim,
İyi talebe, Sadaka-i cariye olacak ameller gibi...(Hz Ali r.a)
Her kim ölümden sonra amelinin kesilmemesini istiyorsa ilmi yaysın.
(Et-Tezkire, 55)
Dünyaya fazla bağlanma ki Allah seni sevsin, insanların elindekilere göz dikme ki insanlar seni sevsin.
(İbn Mâce, Zühd, 1)
Hayırlı ömür ve hayırlı ölüm istiyorsan,
Kul hakkından uzak dur.
Sâhipsiz mala el uzatma.
Ölümü aklında hiç çıkarma.
Müslüman'ın, Müslüman üstündeki hakkı beştir: Selâmını almak, Hastayken ziyaretine gitmek, Cenâzesine katılmak, Dâvetine icabet etmek, Hapşırırsa yerhamükellah demek.
(Buhari, Cenâiz 2; Müslim, Selam 4)
Vefat eden din kardeşimize karşı görevlerimiz: Ölen bir müslümanı yıkamak, kefenlemek, onun için namaz kılıp dua etmek ve bir kabre gömmek müslümanlar için
Farz-ı kifâyedir.
(Diyânet İslam İİlmihai)
Ölünün arkasından yapılacak en güzel şey onun için duâ etmektir. Yâ Râbbi bütûn ölülerimize Ğani Gani rahmet eyle. Mekanlarını cennet derecelerini âli eyle. Peygamberimize komşu eyle.
Mekânının cennet olmasını istiyorsan
Takıldığın kişilere ve
Mekanlara dikkat edeceksin.
Bugün dünyâda keyfin için yaşarsan
Yârın âhirette keyfin kaçar.
■■ Dünyâda nasıl para geçerliyse,
Âhirette de para geçerlidir.
Dünyânın parası altın, gümüş, kağıttır.
Âhiretin parası SÂLİH ameldir.
Hem dünyâmıza, Hem âhiretimize,
çalışacağız ikisinide berâber götüreceğiz.
GÜÇ Maddî gücümüz ne kadar büyük olursa olsun, Mânevi gücümüz
(kültür, eğitim, estetik, ahlak kuvvetimiz)
zayıf olursa yok oluşu önleyemeyiz.
Cenaze, ölü anlamına geldiği gibi, tabut veya teneşir anlamına da gelir. Son nefesine yaklaşmış ve ölmek üzere olan kişiye muhtazar, ölen kişiye meyyit (çoğulu mevtâ), ölü için genel olarak yapılması gereken hazırlıklara teçhiz, ölünün yıkanmasına gasil, kefenlenmesine tekfin, tabuta konulup musallâya yani namazın kılınacağı yere ve namazdan sonra kabristana taşınmasına teşyî ve kabre konulmasına defin denir.
Telkin, muhtazarın yanında kelime-i tevhid ve kelime-i şehâdet okumaya denildiği gibi definden sonra, sorulması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına da denilir. Ölünün yakınlarına başsağlığı dileğinde bulunmaya tâziye denir ki teselli etmek anlamındadır.
(Diyanet İslam İlmihali)
Vefat eden din kardeşlerimize karşı görevlerimiz din kardeşimiz ölmeden önce hasta ziyaretiyle başlar. “Rasulullah aleyhisselam buyurdular ki: “Hasta ziyaretinde bulunan kimse, ziyaretten dönünceye kadar cennet meyveleri arasındadır.
(Müslim, Birr 40, (2568)
(Tirmizî, Cenâiz 2, (967)
Hasta ziyaretinde, hasta için Allah'tan sağlık sıhhat, Âfiyet ve şifa dilenmeli, ümit verilmeli,
Güzel sözler söylenmeli.
Yüksek sesle konuşmamalı.
Dünya ve Âhiret iyilik güzellik istenmeli
Tavsiye edilmeli ve ziyâreti kısa tutmaya
özen göstermelidir.
Ölmek üzere olan kişi, eğer bir güçlük yoksa kıbleye doğru ve sağ yanı üzerine çevirilir. Ensesine yastık gibi şeyler konup başı yükseltilerek yüzü kıbleye gelecek şekilde ve ayakları kıbleye uzanmış duruma getirilir.
Bunları yapmak Müstehaptır.
Ölümü yaklaşmış kişiye kelime-i tevhid telkin edilmesi Sünnettir.
Hz. Peygamber, “Ölmek üzere olanlara
Lâ ilâhe illallah’ demeyi telkin ediniz.”
(Müslim, Cenâiz, 1,2) "Kimin son sözü ‘Lâ ilâhe illallah’ olursa, o kişi cennete girer"
(Ebû Dâvûd, “Cenâiz”, 16) buyurmuştur.
Fakat bunu yaparken ölmek üzere olan kişiye Sen de söyle" denmemeli, sadece yanında kelime-i tevhid ve kelime-i şehâdet okunmalıdır. Bu telkin tövbeyi de içine alacak şekilde şöyle de yapılabilir: Estağfurullah-Estağfurullah-Estağfirullâhe'l-azîm -El-Kerim-
Errahîm- Ellezî lâ ilâhe illâ hû,
el-Hayye'l-Gayyûm ve etûbü ileyh.
Bir müslüman vefât ettiğinde, Allah’a hiçbir şeyi şirk koşmayan kırk kişi cenâze namazını kılarsa, Allah Teâlâ o kişileri, cenâze için şefaatçi kılar.
(Müslim, Cenâiz, 59)
Allah Resûlü (s.a.s )
Cenâze namazı kıldığınız zaman ölen kimseye samimiyetle duâ ediniz.
Ölüler bizi duyar.
Biz ölüleri duyamayız.
Buyurmuştur.
(Ebü Dâvud, Cenâiz, 54, 56;
İbn Mâce, Cenâiz, 23)
■ Bir gözyaşı düşer toprağa.
Toprak anlarda insanı,
İnsan anlamaz insanı.
■ İnsan toprak alma derdinde.
Toprak insan alma derdinde.
Ne toprağın gözü doydu,
Ne insanın...
Dünyâ malıyla doymayan insanı,
Toprak doyurur.
■ Toprağın üzerinde,
Allâh'a karşı edepli olmayanı,
ALLAH; Toprağın altında edeplendirir.
{Hasan-ı Basri}
İnsanın Yüzünde
3 Tâne Suyun Bulunduğunu Biliyor musunuz?
İnsan kulağının suyu acıdır.
Eğer o su tatlı olsaydı böcekler kulağımızın içine girer ve
ciddi zararlar verirlerdi.
Göz Suyu İse Tuzludur.
Çünkü gözün yağ tabakası hassastır
ve bozulmaya elverişlidir.
Tuzlu olan göz suyu gözü muhâfaza eder.
Ağzın suyu ise ne tatlıdır, ne tuzludur.
Eğer tatlı veya tuzlu olsaydı yediğimiz yiyeceklerin tatlarını anlayamayacaktık.
Rabbimiz Âyetinde Buyuruyor ki;
And olsun ki biz insanı en güzel şekilde yarattık.(Tin Suresi, 4. Âyet)
Göz Yaşında 4 Tâne Madde Vardır.
Su - Tuz - Üre - Şeker.
Göz yaşı kandan süzülen bir maddedir.
Ağlamak senin insanlığını kaybetmedinin ve
merhâmetinin göstergesidir.
Göz yaşı Allah'ın dilediği kullarının kalplerine yerleştirdiği bir rahmettir. Allah kullârından sâdece merhâmetli olanlara rahmet eder.
(Buhâri, Merdâ, 9)
Şevkat ve Merhâmet
İnsanı insan yapan değerlerdir.
Bir insanın ölümü demek,
Bir ailenin ölümü demek.
Allah dünyâ âhiret
iyilik güzellik versin.
İnsanlar öldükleri zaman
Kıymetleri anlaşılmamalı
Yaşarkende anlaşılmalı
Milletimizin böyle çimentosu olan şahsiyetlere. Zamanında hak ettiği
değeri vermemiz lâzım.
İnsan dünyâda üç şeyden
Değer Kıymet görür.
Doğarken, Düğününde,
Öldüğünde.
Ben yaşarken kıymetimi bilmeyen,
Gönlüne koymayan severek yüzüme bakmayan, Öldükten sonra benim için ağlasan ne olur ağlamasan ne olur.
Ben yaşarken hâlimi hatırımı sormayan semtime uğramayan ben öldükten sonra mezarıma gelsen ne olur
gelmesen ne olur.
Ölüye ağlamasından dolayı,
Ölüye kabrinde azap edilir.
(Buhari, Sahih, 1292;Buhari Sahih 927;
(İbni Mace, Sünen, 1593)
Ölüye üç günden fazla ağlama.
Ağlarsan kendine ağla.
Senin diyeceğin söz:
اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَۜ
Biz Allâh'ın kuluyuz ve
öldükten sonra da
yine ona döneceğiz.
(Bakara Suresi, 156. Âyet)
Üç şeye ağzımızı Alıştıralım
1- İnnâ Lillâhi ve İnnâ İleyhi Râciun.
(Allah'tan geldik ona gidiyoruz.
2- Hasbûnallâhu Ve Ni'mel vekîl.
(Allah bana yeter O ne güzel vekildir.
3- Lâ havle velâ guvvete illâ billâhil Aliyyil âzîm.
(Allah'tan başka hiçbir güç kuvvet yoktur.
Zamanın değerini bilmeyenler,
Zamanla değersiz hâle gelirler.
Boş zaman yoktur,
Boşa geçirilen zaman vardır
Üç şey geri gelmez:
Ölen, Kaybolan güven
ve Zaman.
Olmuşla ölmüşe çâre yok.
Ölüm hak, mirâs helâl'dir.
Fazla mal adamı düşman eder
Her işimizi konuşarak halledelim.
Bir yakınımız öldüğünde herşeyini düzgün yapacağız. Yıkanması, kefenlenmesi, cenâzenin kılınması, defnedilmesi, mîrâsının düzgün ve adâletli bir şekilde yapılması-paylaşılması gibi
Vefât etmiş insanların arkasından
Laf söz bedduâ etmeyin.
İnsanın ölüsü de,
Dirisi de saygın'dır.
Ölmüşlerinin onuru da
korunmalıdır.
Hayatta olan vatandaşlarımız kadar,
Ölülerimize de değer vermeliyiz.
Ölüsüne saygısı olmayanın,
Dirisine saygısı olmaz”
Kabirlere saygı,
Yaşayan insana saygı gibidir.
Ölüye acıyın, Ölüler hakkında
kötü söz söylemeyin.
Ölülerinizin iyiliklerini anınız,
Kötülüklerini zikretmekten kaçınınız.
İnsanların ayıplarını günahlarını örtmekte ibâdettir sevaptır.
(Tirmizi, Sünen, 1019;Ebû Davûd,
Sünen, 4900 (Ebû Dâvud, Edep, 42-50;
Tirmizi, Cenâiz)
Ne olur ben ölürsem beni unutmayın Arkamdan, Hatim okuyun, Yâsin okuyun, Tebâreke okuyun, Tekâsür Sûresini okuyun Âmenerrasûlu, felak, Nas Fatihalar okuyun. Dualar edin
Vasiyet ediyorum size öldüğümü duyarsanız bana hergün okuyun.
Kuran'ı Kerim'i bana oku,
Anlamını da kendine oku
Ona göre yaşa cenneti kazan.
Ölülerimize her gün okuyabiliriz
Ne zaman musait olursak
okuyalım, Hayır yapalım.
Alın size gerçekler
7'si - 40,ı - 52'si
Hristiyan Âdeti
İbâdetlerimizi sayıya dökmeyelim,
Dökeceksek sayacaksak günahlarımızı
Sayalım tövbe edelim.
Âlemlere Rahmet Hz Muhammed buyuruyor ki: Ölülerinize
Yasin-i Şerif okuyunuz.
Kabirde olan kişi suda boğulan kişi gibi yardım ister. Okuma ister. Duâ ister.
Ölmüşlerini UNUTMAKİ, Yârın öldüğün zaman senide unutmasınlar.
(Hz Ali r.a)
Sözüm sana ey insanoğlu
Dinlenen bir söz ol.
Gün gelecek seninde
arkandan okuyacaklar.
Mezarlıkta Fâtihâ okuyunca anlayacaksınız gidenin aslâ
geri gelmeyeceğini...
Dünyâ, bir misâfir hânedir.
Doğan ölecektir.
Gelen gidecektir.
Konan bir gün göçecektir.
Kabristanları ziyâret ediniz.
Kabir ziyâreti kalbi yumuşatır.
Gözü yaşar'tır.
Ölümü ve Âhireti hatırlatır.
Kabirler ibret alınması için ziyaret edilmelidir. Kabirleri ziyâret etmek Sünnet'tir. Peygamberimiz,
Bâki mezarlığını ziyaret ettiğinde
Selam verir ve dua ederdi.
Ölülere selam verin. Sizi tanır.
Sevinçle Selâmınızı alır ve iade eder.
Kabirde Kur'an okuması sevaptır.
Bu sevâbı ölülere bağışlamasından
onlar yararlanır.
Kendisine de Cenab-ı Hak ecir mükâfat verir. Kabirlere doğru namaz kılınmaz ve
kabirler üzerine oturulmaz ama
Kabir yanına oturula bilir.
Mezar taşlarına el yüz sürülmez.
Ölülere adak yapılmaz,
Mezarlardan istekte bulunulmaz.
Kabirleri çiğnemek ve kabir üzerinde uyumak mekruhtur. Kabirlerde bulunan ağaçlar kesilmez, yeşil otlar yolunmaz. Ancak kurumuş olan ağaç ve otları kesmekte bir sakınca yoktur.
Rabbimiz buyuruyor ki; Biz bu Kuran'ı İnsanları uyarasın diye gönderdik.
Kuran'ın mânâsını: Diri olup, yaşayan ölülere okuyun ve şu âyetleride ÖLÜLERİNİZE okumayı ihmal etmeyin.
لِتُنْذِرَ قَوْماً مَٓا اُنْذِرَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ فَهُمْ غَافِلُونَ
وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغٖي لَهُؕ اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْاٰنٌ مُبٖينٌۙ
لِيُنْذِرَ مَنْ كَانَ حَيًّا وَيَحِقَّ الْقَوْلُ عَلَى الْكَافِر۪ينَ
Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametli
Allah tarafından indirilmiştir.
Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik.
Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.
(Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın) gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik.
(Yâsin Sûresi, 6. 69. 70. Âyetler)
وَالَّذ۪ينَ جَٓاؤُ۫ مِنْ بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا
وَلِاِخْوَانِنَا الَّذ۪ينَ سَبَقُونَا بِالْا۪يمَانِ وَلَا تَجْعَلْ ف۪ي قُلُوبِنَا
غِلًّا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا رَبَّنَٓا اِنَّكَ رَؤُ۫فٌ رَح۪يمٌ۟
Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler:
Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma!
Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.
(Haşr Sûresi, 10. Âyet)
رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ
وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟
Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni,
ana-babamı ve inananları bağışla.
(İbrâhim Sûresi, 41. Âyet)
Sizden önce yaşayıp ölmüş olan insanlar hakkında tefekkürde bulunun.
Onlar dün nerede idiler, bugün nerede bulunuyorlar!
(Hz Ebû Bekir radıyallahu anh)
CANÂZE NE DEMEK?
CAN ÂZÂ DEMEK
YÂNİ: CANI ÇIKMIŞ ÂZÂ DEMEK..
EL- MÜMÎT (Allâh Celle Celâluhü)
Her canlıya ölümü tattıran.
Canlıları öldüren Allah
EL-BÂİSU (YÂ Allah Celle Celâluhü)
Ölüleri diriltecek ve kabirlerinden
Yeniden çıkaracak olan Allah.
EL-CÂMİ (Allâh Celle Celalühu)
Mahşerde mahlukâtı bir araya toplayan
Dirilmeye; Ba's
Toplanmaya; Haşr
Kurulan terâziye; Mîzân
Yapılan sorguya; Hesap
Toplanılan yere Mahşer: denir.
Allâh'ım mahşerde bizi yalnız bırakma. ■Allah, Kullarına, Sen benimsin,
Bana âitsin diyor.
Allâh'ım! Dînimi güzelce yaşat ki o benim güvencemdir. Dünyâmı düzelt ki o benim geçim kaynağımdır. Âhiretimi hazırla ki o benim son durağımdır. Hayâtımda her türlü hayrı ziyâdesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü şerlerden muhâfaza eyle.
(Müslim, Zikir, 71)
Allâh'ım! Kötü sonuçlanan dünya imtihânı ve âhiret azabından
sana sığınırım.
(Buhâri, Deavat, 38)
Allâh'ım! Senden cenneti ve beni cennete yaklaştıracak sözleri ve işleri yapabilmeyi nasip etmeni istiyorum. Cehennemden ve beni cehenneme yaklaştıracak olan sözlerden ve işlerden sana sığınıyorum...
(Hâkim, "De’avât", No: 1914; bk. İbn Hıbbân,"Ed’ıye", No: 869; İbn Ebî Şeybe, "Dua", 32, No: 29336)
Allâh'ım Küfürden ve fakirlikten sana sığınırım. Allâh'ım! Kabir azâbından da
sana sığınırım.
(Ebü Davud, Edep, 110)
Allâh'ım kötü bir ömür sürmekten,
Kalp fitnesinden ve
Kabir azabından sana sığınırım.
(Nesâî, İstiâze, 16)
Allâh'ım, bizlere ölüm acısı çektirme,
Kabir azâbı yaşatma. Bizlere hayırlı ömür, hayırlı ölüm nasip eyle.
Son nefesimiz de
îman kur'an nasip eyle.
Kelime-i tevhid ve
Kelime-i şehâdet nasip eyle.
لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ الله
(Lâ ilâhe illallâh Muhammeddurrasulullah)
Allah'tan başka ilah yoktur.
Hz Muhammed (s.a.s.)
Allah'ın Resulüdür."
اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
Eşhedü ellâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlüh”
Anlamı şöyledir:"Ben şâhitlik ederim ki Allah’tan başka hiç ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve peygamberidir"
(Ebû Dâvud Salât, 182)
Son nefes, Zor nefestir.
İnsan kendini Kelime-i Tevhid'i söylemeye alıştırmazsa ölüm döşeğinde iken onu hatırlaması ve
söylemesi güç olur.
(Abdulkadir Geylani ks)
Ölmek üzere olanlarınıza Lâ ilâhe illallâh. Allâh'tan başka ilâh yoktur' Sözünü telkin ediniz.
(Müslim, Cenâiz, 2)
وَاَنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاكُمْ مِنْ قَبْلِ اَنْ يَأْتِيَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ فَيَقُولَ رَبِّ لَوْلَٓا اَخَّرْتَن۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يبٍۙ فَاَصَّدَّقَ وَاَكُنْ مِنَ الصَّالِح۪ينَ وَلَنْ يُؤَخِّرَ اللّٰهُ نَفْسًا اِذَا جَٓاءَ اَجَلُهَاۜ وَاللّٰهُ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ
Birinize ölüm gelip de: Rabbim! Beni (ecelimi) yakın bir vakte (kadar) erteleseydin de sadaka verip sâlih kimselerden olsaydım!” demesinden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda) sarf edin! (Harcayın) Allah eceli geldiğinde hiçbir kimseyi aslâ ertelemez. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
(Münâfikun Süresi, 10-11. Âyet)
Yaşıyorsan gel şükret.
Hiç doğmadan ölen var.
İsyan etme duâ et.
Her şeyi bir gören var.
Ne verirsen elinle
O gidecek seninle
Kırma kulu dilinle
Mahşerde bekleyen var
Dökülen bir yapraksın
Bir et kemik topraksın
Bir gün yok olacaksın
Can alıp can veren var.
Elini vermeye alıştır
Bir gün can vereceksin.
Beden almakla doyduğu gibi,
Ruh vermekle doyar.
Onun için kim elinde bulunan dan verir,
Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü Kelime-i tevhid'i tasdik ederse,
biz onu en kolay olana kolayca iletiriz.
(Leyl Sûresi, 5-6-7. Âyetler Cüz: 30)
Fakat, kim cimrilik eder,
Kendini Allaha muhtaç görmez ve
en güzel sözü Kelime-i tevhid'i yalanlarsa,
bizde onu en zor olana kolayca iletiriz.
(Leyl Sûresi, 8-9-10. Âyetler Cüz: 30)
اَلَّذ۪ينَ يَبْخَلُونَ وَيَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبُخْلِ وَيَكْتُمُونَ مَٓا اٰتٰيهُمُ اللّٰهُ مِنْ فَضْلِه۪ۜ وَاَعْتَدْنَا لِلْكَافِر۪ينَ عَذَابًا مُه۪ينًاۚ
Bunlar cimrilik eden, insanlara da cimriliği emreden ve Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nîmeti gizleyen kimselerdir. Biz de o nankörlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.
(Nîsâ Sûresi, 37. Âyet Cüz: 5)
Eli sıkı olma, büsbütün eli açıkta olma.
Sonra kınanır ve çâresiz kalırsın.
Şûphesiz Râbbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve dilediğine kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir.
Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.
Onları da, sizi de biz rızıklandırırız.
Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.
ZİNÂ'YA yaklaşmayın. Çünkü O, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.
Haklı bir sebep olmadıkça,
Allah'ın, öldürülmesini haram kıldığı
cana kıymayın.
(İsrâ Süresi, 29-30-31-32-33. Âyet Cüz: 15)
Peygamberimiz zikrin en faziletlisi
Lâ ilâhe illallâh, Muhammedürrasûlullâh ve Duâ'nın
en fazîletlisi El-Hamdülillâh sözüdür buyurmuştur.
(İbn Mâce Edep, 55)
İman, yetmiş küsur şubedir.
En üstünü “Lâ ilâhe illallah
(Allah’tan başka ilah yoktur)”sözüdür,
en düşük derecesi de rahatsız edici bir şeyi yoldan kaldırmaktır.
Haya da imandan bir şubedir."
(Buhârî, “Îmân”, 3; Müslim,
“Îmân”, 57, 58)
لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ
Lâilahe İllallah MuhammedüR Rasûlullâh sözünü çokça söyleyerek îmânınızı yenileyin.
(Ahmed Musned, 8695;
Hâkim Müstedrek, 7657)
Koruyucu melekler,
İnsanların iyi ya da kötü
tüm yaptıklarını tesbit eden meleklerdir.
وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِهٖ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةًؕ
حَتّٰٓى اِذَا جَٓاءَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا
وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ
O, kullarının üstünde mutlak hâkimiyet sâhibidir. Üzerinize de koruyucu melekler gönderir. Nihâyet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde aslâ kusur etmezler.
(En'am Süresi, 61. Âyet)
《Ayrıca bak: Yâsin, 12/Âraf, 7》
Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.
(Secde Suresi, 11. Âyet Cüz: 21)
Konuştuğu kelimelerin hesâbını vereceğini düşünen kimse
çok az konuşur,
Sâdece lüzumlu sözler söyler.
(Ömer Bin Abdülaziz)
Bir müslüman yaptığı her işi, kalbinden geçenleri dâhi Allah'ın bildigine inanarak yapmalıdır.
Siz ne yaparsanız yaptıklarınızı
kaydeden yazan melekler vardır.
مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ اِلَّا لَدَيْهِ رَق۪يبٌ عَت۪يدٌ
İki melek insanın sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadır.
İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.
(Kaf Suresi, 17 ve 18. âyetler)
Yaptığımız herşeyi Allah görüyor.
Melekler yazıyor. Ömür bitiyor.
Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
(Haşr Süresi, 10. Âyet)
وَاِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظٖين
كِرَاماًكَاتِبٖين
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُون
Oysa Sizi her an gözleyen, Yaptığınız herşeyi bilen ve kayda geçiren değerli melekler vardır. Onlar yaptığınız
her şeyi biliyorlar.
(İnfitar Suresi, 10-11-12. Âyetler)
Gerçek şu ki, insanı biz yarattık ve nefsinin ona neler fısıldadığını da çok
iyi biliyoruz. Çünkü biz ona ŞAH damarından daha yakınız.
Onun sağında ve solunda oturmuş iki kayıtçı melek, onun her söz ve davranışını yazmaktadır. Ayrıca yanında onu gözetleyip duran ve ağzından çıkan her bir sözü anında kaydeden bir melek vardır.
(Kaf Süresi, 50/16-17-18. Âyet)
Kişinin önünde ve arkasında Allah’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan tâkipçi melekler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez. Allah herhangi bir toplumun başına bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir. Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz.
(Rad Sûresi, 11. Âyet)
İnsan, sâlih iki komşusundan
utandığı gibi,
Gece gündüz kendisiyle berâber olan yanındaki İki melekten de utanır.
(Beyheki)
Allah'ü Teâlâ kuluna çok fazla
soru sormaz.
Sâdece şunu sorar;
Ben seninleydim sen kiminleydin.
(Cüneyd-i Bağdâdi k.s)
Ölü kabre konunca,
Münker ve Nekir melekleri gelir
Soru soracak; Rabbin kim: Allah
Dinin: İslâm. Kitabın: Kur'an-ı Kerim
Peygamberin: Hz Muhammed Mustafa'yı s.a.v
Dîni yaşamayan yârın öldüğünde
Dili tutulacak hatırlamayacak.
Ölü kabre konunca,
Ruhu ve aklı geri gelir.
Kendisine verilen telkini anlar.
Ölüye telkin vermek Müstehaptır.
Mûstehap ne demektir?
Dînimizce yapılması sevap,
Terki günah olmayan işler.
Esas telkin, ölüm ânında yanında bulunarak Kelime-i tevhid ve
Şehâdeti hatırlatmaktır.
Ölüye Telkin
Ey sâkine oğlu murat
Allah'ın selâmı üzerine olsun.
(Üç defa denir)
Kelime-i Tevhid ve
Kelime-i Şahadet getirilir.
Tövbe İstiğfar getirilir ve duâ edilir.
Yâ Rabbi Murat kulunu
Kabirde yalnız bırakma,
İyiliğini artır Onu affeyle,
Ona merhâmet eyle.
Onu muhâfaza et.
Allah (Celle Celâhu) Bizleri îmansız ölmekten Şirk ve kul hakkıyla ölmekten muhafaza etsin. Şehit'de olsa, Hâfız'da olsa Allah kul hakkını affetmiyor
Kişi affetmedikçe.
Enes'ten r.a.) rivayet edildiğine göre
Rasul-i Ekrem şöyle demiştir:
Ölüyü (mezara kadar) üç şey takip eder:
Ailesi, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, biri bâki kalır: Ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle bâki kalır.
(Tirmizî, Zühd" 46) Buhârî, Rikak 42;
Müslim Zühd 5) Riyazü's-Salihîn'den
1001 Hadis Seçkisi Kitabından.
Mallarınız ve Canlarınız konusunda
İmtihana çekileceksiniz.
(Al-i İmrân Sûresi, 186. Âyet Cüz: 4)
(Ayrıca Bak; Nisa, 29. Âyet)
Güvenme canına O Allâh'ın'dır.
Güvenme malına oda Mîrâsçıların'dır.
Malıda, canıda verende Allah.
alanda Allah.
İnsanın sâhip olduğu herşey,
Allâh'ın insana emânetidir.
Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
(Haşr Süresi, 10. Âyet)
Allah'a ve Resûlüne îman edin ve sizi üzerinde tasarrufa yetkili kıldığı maldan, Allah yolunda harcayın. İçinizden îman edip de Allah yolunda harcayanlar var ya; onlar için büyük bir mükâfat vardır.
(Hadîd Sûresi, 7. Âyet Cüz: 27)
(Ayet-i kerimede bu genel İslâmî anlayış çerçevesinde malın da gerçekte Allâh'ın olduğu hatırlatılmakta ve yerli yerince kullanılması istenmektedir.
ÂHİRET: Dünyâ hayâtından sonra başlayıp ebediyen devam edecek olan ikinci hayat.
CENNET: Bütün dîni inanışlara göre müminlerin ölümden veyâ kıyâmetin kopmasından sonra sonsuz mutluluk içinde yaşayacakları yer.
CEHENNEM: İnkarcıların ve günahkarların âhirette cezâlandırılacakları yer.
Müslüman olup ama müslüman gibi yaşamayan kalacağı yer.
CEHENNEM: EBEDÎ AZAP YERİ
Cehennem, doğru yoldan sapan insanlar için hazırlanmış olan azap yeridir.
Herşeyi kuşatan rahmetiyle bilinen yüce
Allah'ın gazabı da bir o kadar şiddetlidir.
Dünyadayken durumu ne kadar kötü olursa olsun ölmeyi aklından bile geçirmeyen insanoğlu, eziyetlerle dolu cehennem hayatından kurtulmak için ölümü tek çâre olarak görecek ve ölümüne hükmedilmesi için yalvaracaktır.
Fakat bu, beklenmeyen bir son değildir.
İnsana düşünebilmesi ve doğru yolu bulması için akıl verilmiş, hidâyet rehberi olan kitaplar ve elçiler gönderilmiştir.
İnsan bütün bu yardımcıların önderliğinde Allâh'ın ipine sımsıkı sarılmalı, O'na aslâ koşmamalı, inandıktan sonra da kendisini bu tehlikeye düşmekten korumaya dikkat etmelidir.
Zîra bu korkunç sondan onu kurtaracak olan ne dünyada kazandığı malları,
ne yakınları ne de çocuklarıdır.
(Âl-i İmran, 3/10; Mûmtehine, 60/3)
Yalnızca îmânı ve sâlih amelleridir.
O kimse ateşe cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez.
(Leyl Sûresi, 11. Âyet)
İnsan şu soruyu kendisine sorsun:
Eğer sen ölmüşlerini unutmuşsan
bir Fâtiha veya bir hayır dahi yapmıyorsan sen dünyâya dalmış âhiretini unutmuş bir insansın.
Kendine gel, Farkında ol.
Biz bilgiye ve farkındalığa açız.
Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle demiştir: Başına gelen bir musîbetten dolayı hiç kimse ölümü istemesin. Öleyim diye duâ etmesin. İnsan, ölünce hiçbir iyilik yapamaz.
Müminin hayatta kalması iyiliklerini çoğaltır.
Mutlaka bir şey istemek durumunda ise, Allâh'ım, benim için yaşamak hayırlı ise beni yaşat, ölüm hayırlı ise benim canımı al. desin.
(Buhârî, Merda, 19; Müslim, Zikir 10-13)
Riyazü's-Salihîn'den 1001 Hadis)
Kim bir ölüyü yıkar, onu kefenler,
kefenine güzel KOKU sürer, cenazesini taşır,
Cenâze namazını kılar ve ölünün üzerinde gördüğü olumsuz şeyleri yaymazsa anasından doğduğu gibi günahlarından arınmış olur.
(İbn Mâce, Cenâiz, 8)
Ölüyü yıkayan kimse GUSÜL Abdesti alsın, Ölüyü taşıyan kimse de
NAMAZ abdesti alsın.
(Ebû Davûd, Sünen 3161;
Cenâze yıkayan erkek veya
kadın yıkayıcı,
FARZ olan yıkama görevini yerine getirmeye NİYET etmeli ve
BESMELE ile başlamalıdır.
Yıkama bitinceye kadar:
غُفْرَانَكَ يَا رَحْمَنْ
ĞUFRÂNEKE YÂ RAHMÂN
MÂNÂSI: Ey Rahman olan Rabbim,
Senin af ve mağfiretini dilerim,
Senin af ve mağfiretinle başbaşa,
Sen onu bağışla ey rahman olan Allâh'ım
diye duâ etmelidir.
Vefat eden kişi kendini yıkayanı da kefenliyeni de bilir ve âhiret de karşılaşırlar.
Ölen kişi kendini yıkayanı görüyor.
(Hz Muhammed s.a.v)
Cenâzenin Üstüne Toprak Atanlar
Bu Duâ'yı Okumalı
Bismillehi ve Alâ Milleti Rasûlullâh
ANLAMI: Allâh'ın adıyla ve elçisinin dîni üzere müslüman olarak yaşadı ve müslüman olarak öldü şâhidim diye
dua etmeli.
Atalarımız Ne Güzel Demiş?
Ağaca dayanma kurur,
İnsana dayanma ölür.
Dünyâ'da ölümden başkası yalan
Kişinin ne zaman öleceğini Allah bilir.
Kefen almayı unutmayalım.
Kendine kefen al. Kefen bir insanın en değerli şeyi olması lâzım. Kendine kabir hazırla.
Kendini ölüme hazırla.
Ölüme hazır ol.
■■■■
Mezarlıkların Girişine
Şu Yazının Yazılmasını
Çok İstiyorum ve
Talep Ediyorum;)
Evinize
Cennet Bahçesine
Hoş Geldiniz
BİLMECE
Abdest alır, Namaz kılmaz;) CENÂZE
Modası geçmeyen tek elbise;) KEFEN
SORU: Başın sağ olsun.
Anlamı nedir?
CEVAP: Yaran iyileşsin. demektir.
Üç şey vardır, Onları geciktirmeyin:
Vakti gelince namazını kıl bekleme.
Hazır olunca cenâze'yi bekletme.
Dengini bulunca evlen bekleme.
Cenâze namazı kılınırken,
Ölünün yakınları ön safta
İmamın arkasında kılmalı.
İntihar Etmek Haramdır.
Bir mü'minin bir mü'mini öldürmesi olacak şey değildir. ancak yanlışlıkla olması başka.
Kim bir mü'mini yanlışlıkla öldürürse,
Ölen kişinin AİLESİNE DİYET ödemesi gerekir. Bunlara imkanı bulamayanın,
Allah tarafından tövbesinin kabulü için
İKİ AY ard arda ORUÇ tutması gerekir.
Allah hakkıyla bilendir,
Hüküm ve hikmet sâhibidir.
(Nisa Süresi, 92. Ayet)
Bir mü’minin öldürülmesi, Allah katında dünyanın yok olmasından daha büyük
(bir günah)tır.
(Nesâî, “Tahrîm”, 2)
Kim bir mü'mini kasten öldürürse, cezâsı içinde, ebedî kalacağı Cehennemdir.
Allah ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.
(Nisa Süresi, 93. Âyet)
Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de,
وَمَنْ اََحْيَاهَا فََكَاَ نَمََٓا اََحْيَا اَل نَاسَ جََم۪يعا اَ
Kim, bir canı kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.
(Mâide, 5/32)
Bir canı kurtarmak, bir insanın hayata tutunmasına katkıda bulunmak, bu amaca yönelik faaliyetlerin içerisinde olmak,
son derece saygın ve değerlidir.
Geçmişten günümüze vefat eden
bütün kardeşlerimize Allah’tan
rahmet diliyorum.
Cenâb-ı Hak, ülkemizi, milletimizi ve
tüm insanlığı her türlü âfetten korusun.
Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de,
Allâh'ın huzurunda toplanacaksınız.
(Âl-i İmrân Sûresi, 158. Âyet Cüz: 4)
Allah ile ölüm, Akıldan çıkmamalı.
Hayatta iki şeyi unutma; Allâh'ı ve Ölümü
Hayatta iki şeyi Unut; Yaptığın iyilikleri,
Sana yapılan kötülükleri.
(Lokman Hekim)
Seven sevdiğine kavuştu
Allah rahmet eylesin.
❤️ ❤️ ❤️ ❤️
Garibin Yüzü Güler Mi La?
Bu dünyâda gülmeyen,
Güler öbür dünyada.
Bugün ağlayan
yârın mutlaka gülecek
Allâh'a güven.
Dünyânın Derdi çilesi hiç bitmiyor
Çıkar menfaat ise kol geziyor
Gücü olan güçsüzü hep eziyor
Bu nasıl bir dünya ben çözemedim.
Biri ağlarken diğeri hep gülüyor
Herkes kendi çıkarına yürüyor
Dünya artık tersine dönüyor
Bu nasıl bir dünya ben anlayamadım.
Sevgi yerine nefret sarmış yürekleri
Kimse görmek istemiyor gerçekleri
Garibe pay olmuş dünyanın dertleri
Bu nasıl bir dünya ben çözemedim.
İnsanlarda kalmamış hiç vicdan
Vicdan yerine konuşuyor cüzdanlar
Derdi çeken ise hep garibanlar.
Bu nasıl bir dünya ben çözemedim.
Sen, ne garip bir yersin ey dünya!
İnsanlar içinde, insan arar olduk...
Dünyâda insan çok ama insanlık yok.
Herkes düşmüş boğazının
ve Uçkurunun peşine.
Dünya için gayretimiz çok.
Âhiret için gayret yok hayret.
Herkes dünyâyı
değiştirmeyi düşünüyorda ama
Kimse kendini değiştirmeyi düşünmüyor.
100 Sene Sonrasını Hayal Edelim...!
Mesela 2100 yılında akrabalarımız ve arkadaşlarımızla birlikte hepimiz toprak altında olacağız, Evlerimizde yabancılar oturacak, Mal ve mülkümüze başkaları sâhip olacak,
Bizden hiçbir şey hatırlamayacaklar.
Mesela bizden kim dedesinin babasını hatırlıyor ki ? Biz insanların hâfızasında sâdece bir satır olarak kalacağız, İsimlerimiz eşkâlimiz unutulacak...
100 yıl sonra toprak altında, Karanlığın ve sessizliğin ortasında dünyanın ne kadar boş olduğunu, Hayallerimizin ne kadar saçma olduğunu anlamış olacak ve keşke ömürlerimizin tamamını iyiliklerle ve güzel amellerle geçirseydik temennisinde bulunacağız.
Mâdemki hayattayız o halde
ibret alalım ve değişelim.
Dünya sevgisi kulun kalbine girdiği zaman Allah bundan hoşnut olmaz.
Bu hoşnutsuzluğu kul ondan
ayrılıncaya kadar devam eder.
(Hz. Ebû Bekir [radıyallahu anh]
Dünya rüyâ'dır, Âhiret uyanıklıktır.
Dünyâ hayâtı bir rüyâdan ibârettir,
Dünyâda servet sâhibi olmak,
Rüyâda define bulmaya benzer,
Dünyâ malı nesilden nesile aktarılır
ama hep dünyâda kalır.
Bu dünya bir köprüdür.
Onun üzerinden geç ama
evini oraya inşa etme.
Dünya sevgisi bütün hatâların başıdır.
Âhiret ile dünyâ sevgisi aslâ bir arada bulunmaz!(HZ İDRİS R.A)
Öğün, buğün dostlar,
Yârın yok, Değerini bilelim.
BİLİRİM SENİ YALAN DÜNYÂSIN
Bilirim seni yalan dünyasın,
Evliyaları alan dünyasın.
Kaçan kurtulmaz senin elinden,
Demir kafesler kıran dünyasın.
Sevdiğim aldın beni ağlattın,
Dönüp yüzüme gülen dünyâsın.
Süleyman tahtın sen viran kıldın,
Mâsumların boynunu büken dünyâsın.
Kaç kez boşaldın, kaç defa doldun,
Âhir bizden de kalan dünyasın.
Felek değirmen çarh vurur döner,
Onun suyunu savan dünyâsın.
Yunus hep semâ edip çarh vurur,
Bizim çarhımız bozan dünyâsın.
(Yunus Emre)
Bilirim Ben Beni, Ya Rabb…
Sevecek Yüz yok bende.
Sen beni Sevde nail’i ihsan olayım
Ya Rasulallah…
Eli boş gidilmez gidilen yere,
Rabbim ben boş gelmedim
Ben suç getirdim...
Dağların çekemiyeçeği bu ağır yükü
iki kat sırtımda çok güç getirdim…
(Tahir-ül mevlevi’nin mezar taşından)
İlâhî, İnayetine sığındım, kapına geldim,
kulluk edmedim affına geldim.
Şaşırtma beni doğruyu söylet,
Neş’eni duyur hakikati öğret.
(Elmalılı Hamdi Yazır)
❤️ ❤️ DUÂ ❤️ ❤️
Allâh'ım bize hidâyet ver
doğru yolu göster.
Allâh'ım âkıbetimizi hayreyle.
Allâh'ım bizden râzı olarak
canımızı al.
Sevâplarımla, günahlarımla
sana sığınıyorum Allah'ım.
Allâh'ım! Dînimi güzelce yaşat ki o benim güvencemdir. Dünyâmı düzelt ki o benim geçim kaynağımdır. Âhiretimi hazırla ki o benim son durağımdır. Hayâtımda her türlü hayrı ziyâdesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü şerlerden muhâfaza eyle.
(Müslim, "Zikir", 71)
Rabbim, İnsanların diriltileceği gün ve Allah’a temiz bir kalple gelenler dışında malın da çocukların da fayda vermeyeceği gün beni mahcup etme!
(Şuara, 26/87.88. Âyetler)
Ya RABBİ.! SEN, bizleri; Dünyaya dalıp da, Âhiretini unutanlardan, Günahlara dalıp da, Tevbeyi unutanlardan,
Makam ve mevkiye dalıp da,
Hesap gününü unutanlardan,
Dünyâda kazanmış görünüp te,
Âhirette kaybedenlerden eyleme Allâh'ım.!
Bizlere; Dünya ve Ahiret saâdeti nasip eyle.! Tüm hastalıklarımıza ve ihtiyaçlarımıza çâreler ihsân eyle Allâh'ım.! Bizleri;
Rızâna erenlerden, Resulünle Cennetinde buluşanlardan,
Duâları kabul olanlardan eyle Allâh'ım.!
تَوَفَّن۪ي مُسْلِمًا وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَ
Ey Rabbim! Benim canımı müslüman olarak al ve beni iyilere kat.
(Yusuf Süresi, 101. Âyet)
Allâh’ım! Müslüman olarak canımızı al, Müslüman olarak dirilt, rezil olmadan ve fitneye uğramadan sâlih kullarının arasına dâhil eyle.
(Hâkim, "De’avât" No: 1898)
Allâh'ım! Sen ‘Bana dua edin, duanıza karşılık vereyim’ buyurdun. Sen aslâ va’dinden dönmezsin. Beni İslam’a ilettiğin gibi, Müslüman kalmayı ve müslüman olarak ölmeyi nasip eyle.
Allâhım! Beni bağışla, bana merhâmet et, Beni cezâlandırmaktan vazgeç ve beni affet, şüphesiz Sen çok bağışlayan,
çok merhametli olansın.
(İbn Ebi Şeybe, "Dua", 1, No: 29148)
Bakışım ibâdet,
Sükutum tefekkür olsun.
Konuşmam zikir yapsın.
Göz açıp kapayıncaya kadar
bizi nefsin elinde bırakma
Ya Rabbi!
Her nefeste dilimi zikirden,
kalbimi şükürden,
beynimi fikirden ayırma
Yâ Rabbi!
Bana ve Aileme kötülük yapmak isteyenlere mâni ol yâ Rabbi!
《Yâ Hâfız Allah Celle Celâluhü 》
《Yâ Mâni Allah Celle Celâluhü 》
《 Yâ Celîlu Yâ Allah 》
《Yâ Cemîlu Yâ Allah 》
《Evlâ Leke Fe Evlâ》
《Feca Alehüm Keasfimme'kűl》
Allâh'ım, günahlarımı affettiğin sıddıklardan eyle. Onların sohbetlerine, zikirlerine ilhak eyle yâ Râbbi!
Yeni doğmuş sübyan gibi karşına çıkarmayı nasip eyle! Bizleri sâlih kulların arasına katıver.
Defterimin kapanmayacağı hayırlar yapmayı nasip et. Naim cennetinin vârislerinden eyle. Annemi ve babamı affet. Kabirde yüzümü kara çıkarma
Yâ Rabbi!
İçtiğimiz, bu dünyada ZEMZEM
öbür dünyâda KEVSER olsun.
Geçtiğimiz, bu dünyâda 'doğru yol'
öbür dünyâda "SIRAT" olsun.
Aldığımız, bu dünyâda 'güzel ahlak örneği öbür dünyâda 'nurlu berat' olsun.
Girdiğimiz, bu dünyâda-Mekke-Medine öbür dünyâda 'CENNETÜ'L âla' olsun.
Lâ ilâhe illallah,
Muhammedürrasûlullâh
Kalbimizi karartma!
Rızkımızı daraltma!
Bizi îmansız bırakma!
Kabirde bizi bunaltma!
Kendi kapından başka kapı aratma!
Kendine kul, Habîbine ümmet olmaktan bizi bir an bile ayırma!
Hesapsız sabır ver!
Azapsız kabir ver bizlere Allâh'ım.
(Âmîn, Âmîn, Âmîn)
Duâmızı kabul buyur,
Bizi eli boş çevirme Allâh'ım)
❤️Bir Soru, Bir Cevap; Alsana CEVAP
Hüzün ve Kayıp yaşayan Cenâze sahiplerinin, ayrıca telâşa ve zahmete girerek tâziye için gelenlere yemek hazırlayıp sunması uygun değildir.
Akraba ve komşuların Cenâze sahiplerine ve misafirlere ikramda bulunmaları ise Sünnettir.
MÛTE savaşında amcasının oğlu Cafer'in Şehit olduğu haberi gelince Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Câfer'in ailesi için yemek hazırlayın, Çünkü başlarına kendilerini meşgul edecek bir hâl geldi. buyurmuştur.
(Tirmîzi, Cenâiz, 21)
Cenâzesi olan kardeşim!
Düğün yapar gibi cenâze merâsimi yapma!..
Sana düşen, vefat edenin arkasından onun ölümüne sevinir gibi pide yaptırıp ziyâfet çektirmek değil,
onun acısını paylaşmaktır.
Hz peygamber, ölünün kendi ailesinin yemek hazırlayıp gelenlere ikram etmesini hoş karşılamamıştır.
Ölen kişinin mîrasçıları fakir iseler veyâ aralarında buluğ çağına erişmemiş çocuk, yâni yetim var ise, geriye bıraktığı maldan,
yemek yapılârak cenâzeye gelenlere verilmesi helal değildir.
Zîra o para yetim malıdır
yetimin hakkıdır.
Cenâze sâhibi yemek yapmaz,
Cenâze sâhibine yemek götürülür...
Bizzat Peygamberimiz de, komşu ve akrabalarının cenâze evine yemek götürmelerini tavsiye etmiştir.
(İbn-i Mâce, Cenâiz, 59)
❤️Bir Soru, Bir Cevap, Al sana cevap
(DEVİR) ISKAT NEDİR?
Sağlığın da tutamadığı Oruç. Zekât, Adak, yemin keffâreti ve Namaz borçlarını hesaplayârak fakirlere ihtiyaç sâhibi ailelere yardım yapılmasına (Devir) Iskat denir.
Aynı yastığa baş koyduğun eşin veyâ ailenden birisi öldüğünde O'nun sende hakkı var. Onun için ihmal etme devirini yap. (Örneğin: Arkalarından sadaka hayır ve duâ yap) İhtiyaç sâhibi ailelerin sıkıntılarını giderir hayır dualarını alırsanız Allâh da sizin dünya ve ahirette bütün sıkıntılarınızı giderir. (Ölen kişi için yapılırsa günahlarının affına sebep olur.)
Âcizâne benim tavsiyem ölmeden sağlığın yerinde iken ibâdetlerini yap.
Kendi hayrını kendin yap,
Kimseye yük olma.
Allah'ın huzuruna borçlu gitme evlatlarım. ailem arkamdan hayır yapar deme. Ölmüşlerini unutmaki, yarın öldüğünde senide unutmasınlar.(Hz Ali r.a)
Ölüleriniz için: fakirlere, yoksullara, öksüzlere, yetimlere yardım edin.
VİDEO DİNLE
https://youtu.be/qLGqmOueLJ4?si=I5DS2wOJG2FjCjjP
Video Dinle
https://www.facebook.com/share/r/9qyga5FFg3FQTQCc/?mibextid=D5vuiz
❤️ ❤️ ❤️ ❤️
GEÇMÎŞÎN MUHÂSEBESİNİ YAPMAK
İnsan, geçmişin hasretçisi,
Geleceğin özlemcisi,
Yaşadığı ânın şikayetçisidir.
365 Günümüz geçmiş gitmiştir
Hesâbını yaptınız mı?
Bireyin kendisiyle yüzleşmesi,
Geçmişte yapmış olduğu hatâları fark etmesi, davranışlarını düzeltebilmesi
için çok önemlidir.
Akıllı ve irâdeli bir varlık olan insan,
Hayâtını gözden geçirmek zorundadır.
Geçmişinden ders çıkarmayan insanın gelecekteki Hayâtı da hatalarla dolu olacaktır.
Geçmişin muhâsebesini yapmakla
insan özeleştiri yapmış olur.
Kul olduğumuzun ve kusurlarımızın olabileceğinin farkında olarak,
yapılan yanlışlarda ısrarcı olmamalı,
kötü davranışların ruh dünyâmız da
kalıcı olmamasına dikkat etmeliyiz.
Kişinin kendisini hatâsız görmesi Nefsinin hoşuna gidebilir.
Bu durum Câsiye süresi 23. ayette
şu şekilde anlatılır,
Nefsin arzusunu ilâh edinen
kimseyi gördün mü?
İşte böyle kimseler Şeytanın adımlarını izleyenlerdir. Tıpkı Firavun ve
Nemrut gibi olanlardır.
Oysa yüce Kitabımız Kur'an'da,
Bütün sırların yoklanacağı günü
hatırla"(Târık, 86/9) uyarısı
hesap günü gelmeden bir geçmiş muhâsebesinin önemini ortaya koyar.
Bu nedenle kişi geçirmiş olduğu bir yılın ardından kendisi, ailesi ve ülkesi için neler yaptığını düşünmelidir.
Bir sonraki yıl ile ilgili Rabbine itaat, ibadet ve yapacağı iyi davranışlarla
ilgili kararlar almalıdır.
Bu asrın cahilleri okuma-yazma
bilmeyenler değil;
yanlışlarında ısrar eden,
değişime-dönüşüme ve yeniden
öğrenmeye kapalı olanlardır..!!!
《Alvin TOFFLER》
ÖLÜLERİ GÖMÜN
Bir dost olarak konuşuyorum.
Ölüleri gömün"
Yâni?
Geçmişi unutun.
Geleceğe bakın.
Olan olmuş.
Acı hisler durumu değiştirmez.
Geçmişinin ölmesine izin vermezsen
Oda senin yaşamana izin vermez.
Geçmişe bakan geleceği göremez.
Geçmişine Üzülme
Geçmiş tozdur, üfle gitsin.
Geçmişi boş ver, Geleceği düşün.
Geçmişin keşkeleri, geleceğin endişeleri ile oyalanma, ders al yoluna devam et.
Aynı hatâları yapma.
Bir musibet, bin nasihattan iyidir.
Hiç bir zaman geçmişi yaşama ama
geçmişten ders almayı unutma.
Unutan, iyileşir.
Asla geçmişinin tutsağı olma.
Yaşadıkların yalnızca bir dersti.
Hayat boyu sürecek bir cezâ değil.
Yaşadıklarını kötü bir rüyaymış
gibi düşün ve unut.
Geçmişi düşünmek takılıp kalmak,
bağlanmak, Bayatlamış yemeği
ısıtıp yemeye benzer.
Eski acılara taze gözyaşı dökmeyin.
Olan olmuş, Acı hisler
durumu değiştirmez.
Geçmişte yaşadığın olayları
gündeme getirme.
Geleceğe ah etme,
Geçmişin yad etme.
Alacağın bir nefes,
Onu da berbad etme.
Ne geçmişe bak üzül,
Ne de geleceğe bak tasalan.
İçinde bulunduğun ânı yaşa;
çünkü o an varsın.
Acı veriyorsa geçmiş
Geçmemiş demektir.
Yaptığınız yanlış kıyâmete kadar
sizinle birlikte gelecektir.
İnsanların hatâlarından ziyâde
davranışlarına bakın.
Eğer geçmişinden ders çıkardıysan,
Geçmişin hatâ sayılmaz.
Geçmişinizden ders almışsanız,
Geçmişiniz aslâ bir hatâ değildi.
Bir dakikanızı bile
pişmanlıkla harcamayın.
Geçmişteki hatâları hissederek düşünmek kendinizi yeniden zehirlemektir.
Kendinizi ve Çevrenizi zehirlemeyin.
Kendi kul hakkınıza girmeyin
Bedenimizinde bizde hakkı var.
Zamânınızı israf etmeyin.
Geçmişte seni üzen şeylere takılıp kalırsan,
Bu günün hiç yaşanmadan kayıp gider avuçlarından.
Geçmişi ile yaşayan insan,
Geleceğini ziyân eder....
Geçmişe takılıp kalan ilerleyemez..
Dünkü güneşle
Bugünkü çamaşır kurutulmaz.
Bundan sonra ki yaşâmımızda daha dikkatli olalım. Geçmişin hapishânesinden kurtulun...
■Kalanlara eziyettir
düşündükleriyle yaşamak.
■ Yârını iyileştirmenin tek yolu,
Bugün neyi yanlış yaptığını bilmektir.
Geçmişten pişman olmayın
DERS alın.
Geçmişten ibret almayanlar
Geleceğe ibret olurlar.
Hayâtında yaptığın hatâda ısrarcı olmayacaksın, Hatâda ısrar edersen
Hayâtını mahveden şey ısrârındır.
Deri değiştirmeyen yılan
Ölmeye mahkumdur.
Bu durum düşüncelerini değiştirmeyen
zihinler içinde ğeçerlidir.
Geçmişi toprağa gömmezsen
Yârınlar çiçek açmaz.
Hayâtı okumayıp,
Bildiğini okuyanın,
Hayat canını okur.
Îmânı güçlü olan bir insan
zorluklara göğüs germesini bilmeli
ve metânetini korumalı.
Bu süreç içerisinde ferâsetini kalp gözünü
açık bulundurmalı basîretini
ve dirâyetini korumalıdır...
Ne sebeple olursa olsun
hatanızın üzerinde
kara kara düşünmeyin.
Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir. Hatâ yapmak,
insan olmanın bir parçasıdır.
Her insan hayâtında yanlış kararlar alabilir.
Yanlış yollara sapabilir.
Ancak hatalarımızı düşünerek kendimizi suçlamak olduğumuz yerde saymamıza neden olur. Kendimizi çamurun içinde yuvarlanarak cezâlandırmak, ne hatâyı düzeltir, ne de bizi temizler. Asıl önemli olan, hatânın farkına varmak, onu kabul etmek ve bunlardan ders çıkarmaktır. Çünkü her hatâ, öğrenmek için bir fırsattır. İnsan, hatâlarını kabul ettikçe yeniden başlama cesâretini bulur. Geçmişte yaptıklarımız değil şimdi atacağımız adımlar önemlidir.
Çünkü hatalar, doğru bir şekilde ele alındığında insanı yeniden şekillendirir ve güçlendirir.
Ey inanan îman edenler!
Allah’a itaatsizlikten sakının.
Herkes yârın için ne hazırladığına baksın!
(Evet) Allâh’a itaatsizlikten sakının; şüphesiz
Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır.
(Haşr Sûresi, 18. Ayet)
Allah’ı unutan, bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu
kimseler gibi olmayın.
İşte onlar fâsık kimselerin ta kendileridir.
(Haşr Sûresi, 19. Âyet)
Resûl-i Ekrem (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurur: Allah, sâdece samimi bir şekilde ve kendi rızâsı gözetilerek yapılan amelleri kabul eder.
(Nesâî, Cihad, 24)
O halde, samimiyetle Rabbimize yönelelim.
amel defterlerimizin ibâdet ve iyilikle olacağı
bir ömür geçirme kararlılığında olalım.
Îmtihanda olduğumuz bu zor günlerde umudumuzu, inancımızı, gayretimizi, birbirimize olan güvenimizi ve
desteğimizi dâimâ canlı utalım.
■Bir insanın günâhından hatâ ve kusurlarından haberin olabilir ama tövbesinden haberin olmaz.
İnsanları geçmişi ile yargılamayın.
Bilemezsiniz, yargıladığınız o
geçmiş sizin geleceğiniz olabilir.
Geçmişimi çöpe attım itler köpekler
karıştırsın diye. Geleceğe bakıyorum
çakallar seyretsin diye.
Geçmişi açma, bir insanın geçmişini açmak, aşağılanmış insanların işidir.
Geçmişi, kediler köpekler eşeler.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Herkesin bir geçmişi vardır.
Birde geçmemişi.
Geçmiş bilinir,
Gelecek bilinmez.
Geçmişine bir bak;) Baktım ve
Geçmişime bir kalem çektim.
Hatalarını telâfi etmeye çalışan
birine geçmişi hatırlatmayın.
Bu, düştüğü yerden kalkmaya
çalışan birini tekmelemekten
farksızdır.
İnsanın yaşadığı acılar
geçer ama iz kalır.
Kendine duâ et.
Hayatın değişecek.
Farkı gör. Kendin ol.
Kendini kendine bırak.
Kendine değer vermeyi öğren,
Sevme seni sevmeyen, hiç kimseyi.
Geçmiş tövbe ister; Keşke değil,
Şeytanı bıktırıncaya kadar:
Tövbe ve Duâ et
Bir insanın geçmişi nasıl olursa olsun,
Geleceği tertemizdir.
Geçmişim için "Estağfurullah"
Bu günüm için "Elhamdülillâh"
Yârınım için "İnşaAllah"
Yaradanın "affına"
Resulünün "sevgisine"
Cennetin en güzel "köşesine"
Rabbim nasip etsin inşallah.
Geçmişe bakıp, Allah'a şükret.
Geleceğe bakıp, Allah'a güven.
>>Kalan yaşamımızı, pişmanlık ve
keşkelerle geçirmemek için; sâkin
ve bilinçli hareket etmeliyiniz.
Geçmiş sadece bir DERS'tir ama
yalnız AKILLI olanlar için.
Bizi, yılın başı veya
yılın sonu ilgilendirmiyor.
Bizi, yolun sonu ilgilendiriyor.
Allah (CELLE CELÂLUHÜ)
yolumuza da
sonumuzu da güzel etsin...
Bize "Yeni bir yıl" değil,
Yeni bir "İnsanlık" gerekir...
ALLAH'IM
Gelecek günlerimiz,
geçmiş günlerimizden
daha hayırlı, daha bereketli,
daha sağlıklı huzurlu
mutlu olsun İnşaallah.
Allâh'ım! Senden, bildiğim ve bilmediğim
geçmiş ve gelecekteki tüm hayırları niyaz ediyorum. Bildiğim ve bilmediğim,
geçmiş ve gelecekteki tüm şerlerden de
sana sığınıyorum.
Cenab-ı Hak İslam şahsiyet ve karakterlerini yaşayışımızla temsil edebilmeyi,
bizlere ve nesillerimize
nasip eylesin. Âmin...
Bu güzel bilgilerle amel et.
Allâh rızası için bana ve
Ümmeti Muhammed'e duâ et.
Âmin
❤️ ❤️ ❤️ ❤️ ❤️
HAYVANLARINDA BİZİM
ÜZERİMİZDE HAKLARI VAR.
Duâ sadece kulun ağzından çıkan dökülenler değildir. Nice insanlar vardır.
Ağzında dili yoktur.
Bir garip mesalâ hayvandır.
Bir kuştur bi böcektir.
Bi köpektir bi kedidir.
Onların duaları vardır.
Onların bedduaları vardır.
Biliyor musunuz?
Allah onların iniltilerini boşa çıkarmaz.
Rabbim der ki; hayvanlar
benim sessiz kullarımdır.
■En küçüğünden en büyüğüne kadar
her hayvan, Allah'ın eseri olarak değerlidir
ve O'nun tarafından
insana emânet edilmiştir.
İnsanoğlu, hayvanlara karşı insaflı,
şefkatli ve merhametli
olmakla mükelleftir.
■Hayvanlara karşı içinizde sevgi olsun.
Hayvanları severseniz
Allah da sizi sever.
Hayvanlar Allâh'ın dilsiz
dudaksız kullarıdır.
Hayvanlarında bizim
üzerimizde hakları var.
Allâh'ım! Sana karşı görevlerimde birçok eksiğim var. Yarattıklarının da üzerimde birçok hakkı bulunmaktadır.
Allâh'ım! Sana karşı olan eksikliklerimi bağışla. Yarattıklarına karşı olanlardan da beni kurtar.
Hiç bir kişi yoktur ki bir serçeyi yahut ondan daha büyük bir canlıyı haksız yere öldürsün de yüce Allâh ona bunun hesâbını sormasın.
(Nesâi, Sayd ve Zebaih, 34)
Her canlıya yapılan iyilikte sevap vardır.
(Buhâri, Musâkât, 9)
Allah, merhâmetli olanlara rahmetle
muâmele eder. Öyleyse,
sizler yeryüzündekilere karşı
merhametli olun ki,
semâda bulunan da
size merhâmet etsin...
(Tirmizi, "Birr" 16)
Ebu Dâvûd, “Edeb”, 66)
Şevkat ve Merhâmet
İnsanı insan yapan değerlerdir.
Rabbim bize merhamet et.
Siz yerdekilere merhâmet edin ki
göktekiler (Allah ve melekler) de
size merhâmet etsin.
(Hz Muhammed Mustafâ sav)
Cennete merhâmetliler girecek.
Merhâmet et. Merhâmet bul.
Canlılara ve Hayvanlara merhâmet edin.
Hayvanlara merhâmet:
Dîni ve insâni sorumluluğumuzdur.
Her insan yaptığı işten ve
Kendinden sorumludur.
Neden insanlar hayvanlara
karşı acımasız?
(Anna Sewell)
Hayvanlar olmasaydı semâdan yağmur inmezdi" Hayvanların da bizim üzerimizde hakları var"
Üzerimizde her insanın,
Her canın hakkı vardır"
Mahşerde haklarını alacaklar.
(Ebû Dâvud, Tatavvû, 27)
Yeryüzünde yürüyen hayvanlardan ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi birer topluluktur.
(En'am Sûresi, 38. Âyet)
Her hayvan Allâh'ın eseridir
ve İnsanoğluna emânettir'
İnsanı teselli ediyor hayvanlar.
Hayvanlardan değil,
İnsanlardan kork.
Hayvanlarda sizin için elbette
ibret vardır.
(Nahl, 16/66)
VİDEO DİNLE
Ölüm Sana Gelmeden
Kendine Gel Ey insan
https://youtu.be/yn2UFbK_Fyw?si=lo2UHMhV72eCfSY0
VİDEO İZLE
https://www.facebook.com/share/v/ACu5SSnTsLPG3L6g/?mibextid=I8mCmY