GIYBET VE İFTİRÂ
İstiâze: اَعُوذُ بِالّٰه مِنَ الشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
Kovulmuş şeytanın şerrinden
Allâh'a sığınırım.
Besmele: بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahîm olan
Allah'ın adıyla
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يرًا مِنَ الظَّنِّۚ
اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۜ
اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُۜ
وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَح۪يمٌ
Gıybet: Kuran'ı Kerim'de ölü kardeşinin etini yemek gibi değerlendirmiştir.
Ey iman edenler! Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.
Birbirinizin gıybetini yapmayın.
Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?
İşte bundan tiksindiniz!
O halde Allah'tan korkun.
Allah’a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir,
çok merhamet edendir.
(Hucurât Süresi, 12. Âyet Cüz: 26)
Oku, öğren, yaşa, anlat,
İftira atma ve iftirâyı yayma.
Gökten daha ağır olan nedir?
Dürüst insana iftirâ atmak.
Dilin Âfeti Gıybet ve İftirâ
Gıybet ve İftirâ ne kadar vebal gerektiren bir davranış ise, duyulan her haberi araştırmadan doğru kabul etmek, bilerek ya da farkında olmadan iftirânın yayılmasına sebebiyet vermek de dîni ve ahlâki bakımdan aynı derecede sorumluluk gerektiren bir davranıştır.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizi şöyle uyarmaktadır: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur”.
(İsrâ, 17/36)(Nîsa, 135. Ayet)
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir.
(Müslim, Birr, 28) buyuruyor. Çünkü zan, hakkında kesin bilgi sahibi olunmayan bir tahminden ibârettir. Gerçek olma ihtimali olsa bile bir şüphe ve tereddütten öteye geçemez, kişiyi ön yargılı olmaya sevk eder.
Suizan, bir insanı temelsiz bir iddiaya dayanarak itham etmek, doğruluğunu araştırmadan onun hakkında olumsuz hüküm vermektir. Böyle bir tutum kişiyi bir başkasına iftira atmak, onun hakkında yalancı şahitlik yapmak gibi yanlış davranışlara kolayca sürükleyebilir.
Dahası suizan, bireylerin birbirlerine karşı güvenini sarsacağından ikili ilişkilere zarar verir, toplumsal hayatta düzenin yıkılmasına neden olur.
Gerçek bilgi ve kanıta değil, tahmine dayalı hüküm (Zan) Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının konuştuklarını dinlemeyin, ayıplarını araştırmayın, birbirinize karşı öğünüp böbürlenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, yüz çevirmeyin.
Ey Allah'ın kulları! Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun... "
(Müslim, "Birr",30)
İnsanların gizliliklerini araştırmak.
(Tecessüs)(Casusluk)
İnsanları arkalarından çekiştirmek.
(Gıybet)
Filan kişi şişmandır desen dâhi gıybettir. Ya hayır konu ya sus.
Gıybet yapmanın cezâsını âhirette görmekle berâber aslında fark etmeden bu dünyada da görüyoruz…
İnsanlar sizi, sâdece;
Canları aynı yerden yandıklarında anlar.
Müslüman başkasının acısına sevinmez,
Müslüman başkasının acısıyla derdiyle dertlenir.
Kardeşinin başına gelene sevinme,
Çünkü, Allah, ona acır,
seni de benzer bir
musîbet ile sınâyıverir.
(Tirmîzi, Kıyâmet, 54)
Kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felâketten kurtarır da seni derde uğratır.
(Tirmîzi)
İnsan başkalarının acısından
dolayı acı çekebilir.
Acı hissediyorsan canlısındır ama başkalarının acısını hissediyorsan insansın.
İnsanlık onuru sizin başınıza gelene değil, başkasının başına gelen 'bir şey'e karşı sizin nasıl tavır aldığınızdır.
Her an, her şeyle sınanabiliriz.
Aklı olan başkasının imtihânı hakkında yorum yapmaktan kaçınır.
لَا يُحِبُّ اللّٰهُ الْجَهْرَ بِالسُّٓوءِ مِنَ الْقَوْلِ اِلَّا مَنْ ظُلِمَؕ
وَكَانَ اللّٰهُ سَمٖيعاً عَلٖيماً
Allah kötü sözün açığa vurulmasını sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka.
Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir.
(Nisâ Sûresi, 148. Âyet)
Bir kimsenin gıyâbında, arkasından hoşuna gitmeyeceği bilinen bir şeyini konuşmak, başkalarına aktarmak gıybettir.
İslâm ahlâkçılarına göre ayıptır,
dîne göre günahtır. Câiz değildir.
Peygamber efendimize, “Birisinin arkasından söylediklerimiz doğru ise, onda bu kötü nitelik varsa yine de yasak olan gıybet gerçekleşir mi?” diye soranlar şu cevabı almışlardır:
Söylediğiniz onda varsa gıybet etmiş olursunuz, yoksa yaptığınız iftira olur.
(Müslim, Birr, 70)
Şu hadis de bu kötü huylar ve alışkanlıklarla ilgilidir:
Zanna kapılmaktan sakınınız,
Zan en fazla asılsız olabilen haber ve bilgi türüdür. Kulak kabartmayınız, gizlilikleri araştırmayınız, başkalarını kıskanmayınız, öfkenize kapılmayınız, birbirinize sırtınızı dönmeyiniz. Ey Allah’ın kulları!
Kardeş olunuz.
(Müslim, Birr, 28)
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 96
Gıybet ve İftara nedir bilir misin?
Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona
iftira ettin demektir.
(Müslim, Birr 70)
(Ebû Dâvûd, Edep 35;
Tirmîzi, Birr 23)
Müslüman yapıcıdır,
Yıkıcı kırıcı değildir.
Müslüman müslümanın
ayıbını örtmekle ve
ona yardım etmekle mükelleftir.
Sen ne yardım ediyorsun
ne ayıbını örtüyorsun.
Daha çok açıyorsun meydana.
Bu zaman çok tehlikeli zaman.
Çığrından çıktı.
Nasihat dersin kabul etmez.
Söylersin kabul etmez.
Kafasında neler beslediyse
onları yaymak için
kendisini seferber etmiştir.
Yarabbi, Doğru düşünmeyi,
Doğru konuşmayı, Doğru anlamayı,
Doğru yaşamayı bizlere nasip et
Gıybeti yapılan kişi o esnâda kendini savunamayacağı için ölü gibidir.
Gıybet eden kişi ise kardeşini başkaları gözünde küçük düşürdüğünden yaptığı iş onun etini yemek kadar iğrençtir. Peygamberimiz, arkasından konuşarak başkasının haysiyetini zedeleyen insanların,
Cehennemde kendi Tırnaklarıyla yüzlerini parçalayarak ceza
göreceklerini bildirmiştir.
(Ebû Dâvûd, Edep, 35)
İnsanı böyle büyük vebâl altına sokan
bu günahtan kaçına bilmek için, mü'min kardeşimizle yaşadığımız sorunu kendisiyle yüzyüze konuşarak halletmeyi denemeliyiz.
Başkasının arkasından konuşmak,
korkaklığın en iğrenç şeklidir.
(Ali Fuat Başgil)
Arkasından kötü konuştuğun
insandan samimiyet bekleme.
İncittiğin, İhânet ettiğin insandan
Vefâ, merhamet, iyilik bekleme.
Yalan ve iftirâyı meslek hâline getiren ve günâha düşkün olan herkesin vay hâline!
Kendisine okunan Allah'ın âyetlerini işitir de, sonra kibrine yediremeyip büyüklük taslayarak, sanki onları hiç işitmemiş gibi, küstahça inkârında direnir.
Onu gâyet acı bir azapla müjdele!
(Câsiye Süresi, 7-8)
Kim, (din) kardeşinin ırz ve namusunu onu gıybet edene karşı savunursa,
Allah da kıyamet günü o kimseyi cehennemden korur.
(Tirmizî,"Birr"20)
En büyük günahlardan biriside
kendini beğenmektir.
Başkalarını beğenmeyenler
Genelde kimsenin beğenmediği insanlardır.
Gıybet Edene;
Leş yiyen, Hayvan eti yiyen,
Ölü eti, İnsan eti yiyen,
Nasılsın deyiniz.??
İnsan eti yiyene yam yam denir?
Gıybet edene yam yam deyiniz?
Laf Taşıyan birisine şöyle deyiniz;)
Tesbih Taşı, Laf Taşıma.
Ben Tesbih Taşırım ama
Laf Taşımam.
Sakın ola ki
iki kişinin arasını bozma.
Bu durum, dîni yıkar.
Ağızdan laf almak yerine,
Gönülden dert almayı bilen
insanlara çıksın yollarınız.
Şirk koşmak, Adam öldürmek,
İçki içmek. Kumar oynamak,
Kul hakkı yemek. Namaz kılmamak,
Zinâ etmek kadar büyük günahlar
nelerdir bilir misin ???
Kalp kırmak
Üç günden fazla küs durmak.
Gıybet ve İftirâ etmek ve
Kulun ayıbını kusuru yüzüne vurarak utandırmak psikolojisini bozmaktır.
Bir insan duymadan cevap veriyorsa
Anlamadan karşı çıkıyorsa
Bilmeden yargılıyorsa
Mâlesef câhildir.
Olgunlaşmamıştır.
■Birinin söylediklerine aldanıp,
Karşı tarafı yargılama
Herkes hikâyeleri
Kendi tarafından anlatır.
Hayatta Dört Şeyi Yapma
1- Tek taraflı birini dinleyip
yarğısız infaz etme.
(Ön yarğıda bulunma)
2- Her duyduğunu doğru kabul etme.
3- Mazlumun âhını alma.
Mazlumun âhı indirir şâhı
4- Büyük konuşma kimseyi kınama,
Kınadığın şey başına gelmeden ölmezsin.
Hâin insan İHÂNET eder!
Asil insan İDÂRE eder,
Âciz insan ŞİKÂYET eder,
Basit âdi insan İFTİRÂ eder,
Dürüst insan SABREDER...
Şükürsüz insan BEDDUÂ eder.
Dedikoducu bir insan
hep başkalarından bahseder.
Egoist bir insan
hep kendisinden bahseder.
Akıllı bir insan ise
toplumu ilgilendiren
şeylerden bahseder.
Birisine, kin nefret kıskançlık duyuyorsan. Zehiri siz yutuyorsunuz
Onun ölmesini bekliyorsunuz.
Bu negatif duygular, İnsan hayâtını
mahveden zehirler.
Dedikodu, Gıybet, İftirâ:
Kırgın, küs olan, Nefret edenler
tarafından çıkarılır yapılır.
Aptallar tarafından yayılır,
Gerizekâlılar tarafından inanılır.
>>>>Dedikodu yapan bir kadın
hatasını anlıyor ve gidip çekiştiği kişiden özür diliyor. O kişi kuş tüyleriyle dolu bir yastık istiyor kadından. kadın getirince berâber dağa çıkıyorlar, adam yastığı kesip rüzgara salıyor kuş tüyleri ovaya savruluyor.
Adam kadına bakıp "git bu tüyleri topla
ve yastığa doldur" diyor.
Kadın nasıl yapsın?
Dedikodu da böyledir,
O, tüyler nasıl dağıldıysa
konuşulan da öyle dağıldı
insanların kalpleri bozuldu.
Dedikodu ettiğinizde mahkemeye çıkmazsanız dâvâ edilmez siniz güzel hocalar bunu şöyle açıklar "bu suçun cezâsı dünyada verilmeyecek kadar ağırdır O yüzden bu işin dünya mahkemelerinde hükmü yoktur.
Allah bunun cezâsını bizzat verecektir.
Eğer bu dünya'nın Mahkemesinde adâlet Bulamazsan, dâvânı Âhiret mahkemesine götür. Çünkü orada hâkim ALLAH,
Şahitler ise meleklerdir.
Mahşer günü herkes
O toplantıya katılacak.
Helalleşmek mahkemede dâvâ kazanmaktan daha üstün olmalı.
Çünkü her yasal hak
helal değildir.
Kurban olurum sana diyenlerin
Kurbanı olduk.
Göz; Allâh'ın kudret ve sanatını görmek içindir..Eşin, dostun ayıplarını ve
haramlarını görmek için değildir.
Ayıbın en büyüğü,
Sende olan bir ayıpla
Başkasını kınamandır.
ESKİDEN İnsanlar gördüğünü örter
Görmediğini söylemezdi.
Şimdilerde ise gördüğünü yayıyor
Görmediğini uyduruyor.
Söylüyor.
İnsan herkesin kusurunu görür de
kendi kusurlarını görmezden gelir.
İnsan herkesin günahlarına şâhit olur da
Kendi günahlarına gözünü kapatır.
İyiyi ara, doğruyu ara, güzeli ara,
fakat kusur arama.
Kusur gören gözlerimi kapattım
kör ettim. Allah'ım kusur örten,
Kusurları da Ahirette örtülen
kullarından eyle.
EVLÂDIM! Dikkat et
kimse seni Allâh'a şikâyet etmesin.
Herkes seni Allâh'a emânet etsin.
■ Akıllı oyna, Sessiz kal.
Bırak hiçbirşeyin farkında
olmadığını sansınlar.
■Herşeyden haberim var ama
Bâzı şeyleri bilmek istemiyorum.
Herkes yüzünde ya makyajla
ya maskeyle dolaşıyor.
Unutmayın, İnsanlar hayâtınızdan çıkarken sizi kötüleyerek
vicdanlarını rahatlatır.
Menfaatleri için eğilenler,
dik duran insanları aslâ sevmezler.
Gerçekler bâzen acıtır.
■Konuşarak çözemediğim şeyleri uzaklaşârak çözdüm.
●Beni yok sayanı, Ben ölmüş sayarım.
Kimse vazgeçilmez değildir.
■Bâzı insanlar, onlar için ne yaptığınızı anlamazlar. Tâ ki siz yapmayı
bırakana kadar.
●Kötülük yapanları Haritadan silin.
(Yâni) Kalbinizden, beyninizden aklınızdan silin aklınızdan çıkarın.
Arkanıza bakmayın,
Geçmiş tozdur üfle gitsin.
Allâh'ın sizden uzaklaştırdığı kimseyi kendinize geri getirmeye çalışmayın.
Meclisler de toplum da
(konuşulan sözler)
Emânettir.
(Ebu Dâvûd, "Edep" 32)
Ya Helal Konuş, Ya Sus
Her insana duyduğunu anlatması
Günah olarak yeter.
Gördüklerimiz duyduklarımız bize emânettir. Gördüysen duyduysan dedi kodu yapma: Sus Görmediysen iftirâ atma: Sus
Gıybetçi: gıybet eder,
Sâlih amellerini başkasına kaptırır.
Gıybetin yapılmasıda, dinlenilmeside haram'dır.
Gıybet etmek leş yemekten daha kötüdür.
(İ. Hibban ve Ahmed)
Gıybet ve Kovuculuk kişinin
îmânını zayıflatarak yok eder.
Gıybet edenin duâsı kabul olmaz.
Beş Şey Oruç ve
Abdest'te hayır bırakmaz:
Yalan. Gıybet. SÖZ taşıma,
Şehvetle harama bakmak.
Yalan yere yemin etmek.
(Deylemi)
Gıybet yapmayan
Allâh'ın güvencesindedir.
(İbn-i Hüzeyfe)
Dikkat Et..!
Oruç tutarsın, Namaz Kılarsın,
Kuran'ı Kerim'i hatmedersin,
Allâh'ı zikredersin, Sadaka verirsin,
İnsanlara yardım eder, koşturur durursun..
Sonra bir başkası gelir
hiiiç yorulmadan
tüm sevaplarını alır götürür..
Hem belki hiç sevmediğin biri,
İşte gıybet böyle bir şey
Gıybetten Sakının..!!
Gıybet sıradan bir günah değildir!
Gıybet, Cinâyettir!
Gıybet edene âfiyet olsun
Leş yedin?
Ölünün etini yedin demeliyiz.
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ جَٓاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَاٍ
فَتَبَيَّنُٓوااَنْ تُص۪يبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ
فَتُصْبِحُوا عَلٰى مَا فَعَلْتُمْ نَادِم۪ينَ
Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersinizde sonra yaptığınıza pişman olursunuz.
(Hucurât Sûresi, 6. Âyet)
Sana yapılanlar,
Senin şerefini artıracaktır.
Bak ne diyor Kur'an'da Allah
اِنَّ الَّذ۪ينَ جَٓاؤُ۫ بِالْاِفْكِ عُصْبَةٌ مِنْكُمْۜ
لَا تَحْسَبُوهُ شَرًّا لَكُمْۜ
بَلْ هُوَ خَيْرٌ لَكُمْۜ
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ مَا اكْتَسَبَ مِنَ الْاِثْمِۚ
وَالَّذ۪ي تَوَلّٰى كِبْرَهُ مِنْهُمْ لَهُ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ
O ağır iftirayı uyduranlar, sizin içinizden bir guruptur. Bu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. onlardan her biri için, işledikleri günahın cezâsı vardır. içlerinden (elebaşılık ederek) O günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.
(Nur Sûresi, 11. Âyet Cüz: 18)
لَّوْلَآ إِذْ سَمِعْتُمُوهُ ظَنَّ ٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بِأَنفُسِهِمْ خَيْرًا وَقَالُوا۟ هَٰذَآ إِفْكٌ مُّبِينٌ
Bu iftirâyı işittiginiz zaman, Îman eden erkek ve kadınlar, kendi din kardeşleri hakkında iyi zan besleyip de, "Bu apaçık bir iftirâdır" deselerdi yâ!
(Nur Sûresi, 12. Âyet Cüz: 18)
Onlar iftirâcılar bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi yâ! Madem ki şahit getirmediler; işte onlar Allah yanında yalancıların ta kendileridir.
(Nûr Süresi, 13. Ayet Cüz: 18)
Eğer size dünya ve ahirette Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir
azap dokunurdu!
(Nur Süresi, 14. Ayet Cüz: 18)
إِذْ تَلَقَّوْنَهُۥ بِأَلْسِنَتِكُمْ وَتَقُولُونَ بِأَفْوَاهِكُم مَّا لَيْسَ لَكُم بِهِۦ عِلْمٌ وَتَحْسَبُونَهُۥ هَيِّنًا وَهُوَ عِندَ ٱللَّهِ عَظِيمٌ
Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir iş sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
(Nûr Süresi, 15. Ayet Cüz: 18)
وَلَوْلَٓا اِذْ سَمِعْتُمُوهُ قُلْتُمْ مَا يَكُونُ لَنَٓا اَنْ نَتَكَلَّمَ بِهٰذَاۗ
سُبْحَانَكَ هٰذَا بُهْتَانٌ عَظ۪يمٌ
Bu iftirâyı işittiğiniz vakit, böyle sözleri ağzımıza almamız bize yakışmaz. seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu, çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!
(Nûr Süresi, 16. Âyet Cüz: 18)
Eğer inanıyorsanız, bu gibi şeylere bir daha ebediyyen dönmemeniz için
Allah size öğüt veriyor.
(Nur Sûresi, 17. Âyet Cüz: 18)
Allah, size âyetleri açıklıyor.
Allah, her şeyi hakkıyla bilendir,
hüküm ve hikmet sahibidir.
(Nur Sûresi, 18. Ayet Cüz: 18)
اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌۙ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۜ
وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
İnananlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır.
Allah bilir, siz bilmezsiniz.
(Nur Suresi, 19. Âyet Cüz: 18)
Allah'ın lütfu ve rahmeti sizin üzerinize olmasaydı ve Allah çok esirgeyici ve çok merhâmetli olmasaydı, haliniz nice olurdu?
(Nur Sûresi 20. Ayet Cüz: 18)
İnsanoğlu sabahlayınca bütün uzuvları dile başvurarak (lisan-ı hâl ile) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork;
görev ve sorumluluğunun farkında ol.
Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz sana bağlıyız. Şayet sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Şayet sen yoldan çıkarsan biz de sana uyar ve senin gibi oluruz.
Aleyhine olacak sözlerden dilini tut,
Kendi günahın için pişmanlık duyarak
gözyaşı dök!
(Tirmizi, Zühd, 61)
Kim, kardeşinin şeref ve haysiyetini onu gıybet edene karşı savunursa, Allah onu kıyâmet günü cehennemden korur.
(Tirmizi, Birr, 20)
Hadis-i Şeriften Öğrendiklerimiz
• Din kardeşini rencide edici söz ve davranışlarla anmak” demek olan gıybet, günah ve haramdır.
Gıybet sayılan sözleri insanların arasını bozmak niyetiyle taşımak”
büyük günahtır.
• Gerçek iflas ve ahiret yoksulluğu demek olan iftira, “asılsız suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya sıfat isnadında bulunmak” anlamına gelir.
• Gıybet ve iftira, birer hukuk ihlali olduğundan tövbe ederek salaha kavuşulmalıdır. Mümin, gıybet ve iftira kamçılarıyla rencide etmekten kaçınması gerektiği gibi, haksız eleştiri ve sataşmalara maruz kalan masum insanı koruma görev ve sorumluluğunu üstlenmelidir.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
(Fatih Sultan Mehmet)
İnsanlar arasında bozgunculuk ve kötülük sokmaktan sakının!
Çünkü böyle hareket, dîni yok eder.
(Ebu Dâvûd, "Edeb", 50)
Ara bozuculuk yapan,
Yaptığı iyiliği başa kakan ve
Cimri olan kimse Cennete giremez.
(Tirmizî, Birr, 41)
Ara bozmak için laf getiren kimse
cennet'e giremez.
(Buharî, "Edeb" 50;
Müslim, "Îman" 45)
Kulu Kabir Azâbına Düşüren 4 Günah.
Yalan konuşmak, Gıybet etmek,
İftira atmak, söz taşımak.
Söz taşıyanlar Cezâlarını çekmeden ya da affedilmedikçe. cennete giremezler.
(Müslim, Îman, 168; Tirmîzi, Birr, 79)
Rasûlullâh (s.a.v) kabrin yanından geçerken şöyle buyurdu: Bu kabirlerde yatanların çoğu azap görüyor. ama büyük bir şeyden dolayı azap görmüyorlar. Rasulullah (s.a.v) daha sonra sözüne şöyle devam etti: “Evet bunlardan birisi, insanlar arasında SÖZ taşırdı.
Diğeri ise BEVLİNDEN. ayakta idrarını yapardı. idrarını üzerine sıçratmaktan) sakınmazdı.
(Buhari, Vudu, 56;
Müslim, Tahâret, 34;
Nesâî, Cenâiz, 166)
Olur olmaz yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp iğneleyen, durmadan laf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günahkâr, huysuz ve kaba, üstelik karakteri bozuk kimselere, serveti ve çocukları
var diye sakın boyun eğme.
Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.
Yakında onun alnına (cehennemlik) damgasını vuracağız!
(Kalem Suresi, 10-16. Âyetler)
وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌؕ
اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لاً
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
(İsrâ Süresi, 36. Âyet)
Sana söz getiren, Senden söz götürür.
Uyanık ol. ağzına mâzeme verme dikkat et. Benim günahım bana yetiyor,
Başkasının dedikodusunu bana yapma.
günahına beni ortak etme.
Dedi kodu gıybet yapanı susturan
şehit sevâbı alır.
(Hadis-Şerif)
Kim gıybeti terk ederse, Allâhu teâlâya karşı sevgisi çoğalır. Kim az ve doğru konuşursa, aklı tam olur. Kim aza kanaat ederse, gerçekten Allâhu teâlânın ahdine inanmış olur. Kim dünya için kaygılanırsa Allâhu teâlâdan uzaklaşır.
Göz herşeyi görürde kendini görmez
Kuyruk acısı olan öyle insanlar var ki,
Kendi gözünde ki merteği görmez
Başkasının gözündeki çöpü görür,
Öküzün altında buzağı arar.
Biz bizdeki kendi suçumuzu görüyormuyuz?
Kendimize çeki düzen verip kendimizi düzeltiyor muyuz? Ne mutlu bize.
Kendini düzeltmeyen.
Kendi hatasını görmeyen,
Kendini hesâba çekmeyen
Kendini sütten çıkmış akkaşık zanneden.
Hep başkasında hata kusur gören insan Geçmişte yaşadıklarına takılan insan
olgunlaşmamış kemâle ermemiş insan demektir. Böyle insanlar çocuk gibidir olgunlaşamazlar. Akıl melekeleri beyin hücreleri gelişmemiş ki, yaşı büyümüş
aklı küçülmüş.
İyi insan olmaya çalışalım.
Âdil olalım. merhâmetli olalım. kendimize yapılmasını istemediğimiz
bir şeyi başkasına yapmayalım.
Hüsnü Zan?
Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi iyiye yorumlamak, iyiyede kötüyede yorumlanacak bir işe, güzel yönünden bakmak demektir.
Bunun zıddı ise Suizan olup ?
kesin hüküm bulunmayan bir şeyi kötüye yorumlamak, her şeye menfi yönden bakmaktır Kötü düşünce, şüphe pisliktir Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Suizan etmeyin. Suizan,
yanlış karar vermeye sebep olur.
İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin, çekiştirmeyin.
Müslüman Müslümanın kardeşidir,
Ona zulmetmez, yardım eder.
Onu, kendinden aşağı görmez.
(Buhârî, Müslim) (Müslim, Birr, 28)
Zan ile, başkasının kötü olduğunu kabul eden, onu gıybet eder, ona dil uzatır.
onu kötü kendini iyi bilir.
bu da, helâkına sebep olur.
Beyin okumak, Başkalarının yapmadığını düşünmediğini düşünmek ve. söylemek zan'dır. Zanda günahtır.
Kötü düşünce, şüphe pisliktir.
hastalıktır, yada cin- çarpmıştır.
Bülbül güle,
Karga çöplüğe götürür.
Çöp, Çöplükten uzak durun.
Anne - Babalar dikkat edin dedi kodu yapmayın, Başkaları aleyhinde konuşmayın ki çocuklar kötüyü örnek alıp dedikoducu, yalancı ve iftiracı olmasınlar. Güler yüzlü, her şeyin iyi tarafını gören davranışlar sergileyen ki, çocuklar karamsar huylar edinmesinler. sahip olamayacakları şeylere özendirmeyin ki somurtkan, umutsuz olmasınlar.
sevmedikleri başaramadıkları işlere de zorlamayın ki kendilerini beceriksiz,
faydasız görüp güvenlerini kaybetmesinler.
Huzur, muhabbet, bereket,
ahlâk, eğitim, sevgi saygı ibadet,
duâ her şey ailede başlar.
Ağaç yaşken eğilir.
Eğitmediğin insan senin değildir.
Sana düşman olur.
Geleceğin anne babası
çocuklar ve gençlerdir.
Her çocuk birer gelecek ve umuttur.
Çocuklarımızı güzel eğitelim.
Hoca terbiyesi, Aile terbiyesi almamış,
Kendini yetiştirmemiş insanı eğitemezsin.
Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir.
(Tevbe Suresi, 9/71)
Allah, evlerinizi sizin için bir sükûnet yeri kıldı.(Nahl, 16/80. Âyet)
Hümeze Sûresi ve Anlamı
1-2. İnsanları arkadan çekiştirip küçük düşüren, (el, kaş ve göz işaretleriyle) alaycı davranışta bulunan her kişinin vay haline! O ki malı toplayıp durmadan sayar.
3. (O,) malının kendisini (dünyada) ebedî bırakacağını (şöhretin servetle olacağını) zanneder. (Ahirette hesabı unutur,
Serveti için her türlü yolu meşru görür.
4. Hayır! Andolsun ki o, (madde perest olduğu için hakaretle fırlatılıp)
Hutame’ye atılacaktır.
5. Bilir misin Hutame nedir?
6-7. (O,) (acısı) tâ yüreklere işleyecek,
Allah’ın tutuşturulmuş
(asla sönmez) ateşidir.
8-9. Onlar uzatılmış sütunlar içinde (bağlı) oldukları halde, o (ateşin kapısı)
onların üzerine kapatılmış (olacak)tır.
(Bu Sürede Malına güvenen ve
Gıybet eden kınanmıştır.)
(Mal sâhibi, mülk sahibi hani bunun ilk sâhibi Malda yalan mülk'te yalan var birazda sen oyalan. Malına, makamına, etrâfındaki çevresine güvenen insanlar aldanmıştır.
Allah'a güvenmemiz lâzım.
İbn Ömer radıyallahu anhuma'dan: Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Bir kimse, fısıldaşan iki kişinin arasına onların izni olmadan giremez. İki kişi konuşurken izinsiz aralarına girme,
kulak verip onları dinleme.
(Ebû Nuaym Hilye (8/198)
(Sunenu'l-İsfahani (2309)
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
Üç kişi olduğunuz zaman içinizden ikisi, üçüncünüzü katmadan aralarında fisıldaşmasın. Zîra böyle bir hareket onu üzer.
(Ebu Nuaym Hilye (4/107)
Sunenu'l-İsfahani (2310)
Müslüman kardeşinin ayıplarını araştırmayın. Çünkü her kim müslüman kardeşinin ayıplarını araştırırsa, Allah'u Teâlâ da onun ayıbını tâkip eder, inceden inceye soruşturur; Öyle ki, evinin içinde bile olsa
onu rezil rüsva eder.
(Tirmîzi, Birr, 83)
Her duyduğunu söylemesi kişiye yalan olarak günah olarak yeter.
(Ebû Dâvud, Edep, 80)
Kötülükler kolay ve çabuk yayılır.
Bin doğru yapsanda,
Bir yanlışını konuşur insanlar.
İnsanlar doğruya değil,
Yalana daha çabuk kanar.
Bir deli kuyuya taş atar,
Kırk akıllı çıkartamaz.
Biri sizi kötülüyorsa
istediğine ulaşamamıştır.
Kuyruğuna basmışsınızdır.
Ya da size karşı bir karın ağrısı vardır.
İnsan, küs olduğu, kıskandığı çekmediği
insanı yerden yere vurur ama
kim ne yaparsa kendine yapar.
Çoğu insan başkalarının hatâsını görüp
kendi hatasını görmemezlikten gelir.
Bu tutum nefis muhâsebesini yapmada önemli bir engeldir.
Halbuki yüce Allah.
Nefislerinizi temize çıkarmayınız,
Çünkü O, kötülükten sakınanı
daha iyi bilir.
(Necm Sûresi, 12. Ayet)
Kendini tanımayan insan,
Başkasını tanıyamaz.
Kendisine saygısı olmayanın
Başkasına saygısı olmaz.
Kendi hatalarını, düzeltme cesâreti olmayan insanlar başkalarının hatâlarını eleştirerek
Huzur bulmaya çalışıyorlar...!
Müslüman, Müslümanın ayıbını örtmelidir. Örtmekle mükelleftir.
En büyük günahlardan biriside
kulun ayıbını yüzüne vurmaktır.
Müslüman Vicdansız olmamalıdır.
Hakkı tavsiye etmeli ve kucak açmalı
onu yalnız bırakmamalı.
Bağrına basmalı.
Yarasına tuz basmamalı ama
maalesef yarayı açanda müslüman
Yaraya tuz basanda müslüman.
Siz, siz olun hiç kimsenin
yüreğine yara olmayın.
Âhını almayın,
Duâsını alın.
Müslüman kardeşinin ayıplarını örten,
bir ölüyü diriltmiş gibidir.
(Buhâri)
Ey kullarının ayıp ve kusurlarını
örten Settâr! Kıyâmet gününde
ört ayıplarımızı! âmîn
Kim bir müslümanın kusurunu örterse,
Allah da Kıyamet günü onun kusurunu örter.
(İbn Mâce, "Hudûd" 5)
(Müslim Birr, 1/72)
İnsanların en kötüsü, kendi ayıplarını görmeden insanların ayıplarını araştırandır.
(Hz Ali r.a)
Başkalarının ayıplarıyla meşgul olan,
Kendi ayıplarını görmez.
(Hz Ali r.a)
Birini kötülemeye çalışırsan aslâ amacına ulaşamazsın. Çünkü başkasına sürmek istediğin çamura önce kendin bulaşırsın.
İnsanlar kendi işlediği kocamân günahları çuvala basar, senin küçücük yanlışını duvara asar.
Başkalarının anlattığı hikâyelerle insanları yargılama, Bakarsın yârın senin için de
bir hikâye anlatılır.
Başkaları hakkında konuşulan bir masaya aslâ oturma. Çünkü masadan kalktığında,
sıradaki konu sen olacaksın.
(İmam-ı Gazâli)
Başkalarını düzeltmek için
önce kendinizi düzeltiniz.
(Hz Ömer r.a)
Başkalarının yanlışları ve kötülükleriyle uğraşarak ruhunu karartma düzeltilmesi gereken tek insan kendinsin.
Allah, eğer bir kulu hakkında iyilik murad ederse ona kendi kusurlarını görme kabiliyeti verir.
Doğru insan arama
Doğru insan ol.
Sen doğru olursan,
Doğru insan seni bulur.
Adın senin olmadığın yerlerde
çokça geçiyorsa
doğru yoldasın devam et.
Her insan yanlış yapabilir ancak
sâdece büyük insanlar
yanlışlarının farkına varabilir.
En büyük hatâ ben
hata yapmam demektir.
Hatâlarımı ve kusurlarımı düzeltenden
Allah razı olsun.
(Hz Ömer r.a)
Hatâlarımı başkalarına değil, Bana söyle; Çünkü onları düzeltecek olan başkaları değil, Benim.
Yanlış yaptığımızda bizi uyarmazsanız sizde, Uyardığınız halde sizi dinlenmezse
bizde hayır yoktur...
(Hz Ömer)
Rabbim kulak verenlerden eylesin.
Yanlışlarınızın bedelini siz ödersiniz,
Size akıl verenler değil.
Şeytanın vesvesesi ile ve
Başkasının lafıyla hareket eden insan ezilmeye, üzülmeye mahkumdur.
Akıl verme huzur ver.
Peygamberler yalnızca hakkı söylemezdi, Yanlışıda söylerdi. Bir insanın hatasını gördüğünde söylemezsen, kabahatini hüner sanır.
Sâdık Dost; Arkadaşının ayıbını
görünce 1İhtar eder, İfşa etmez...
Memnuniyetini eşine dostuna,
hatâmı kulağıma söyle.
En sevdiğim kişi, Bana ayıp ve
kusurlarımı haber verendir.
(Suyûti Târihu'l Hulafâ, s. 130)
Herkes herkesten şikâyetçi.
Herkes hiçbir şeyden memnun değil,
Ama unuttuğumuz birşey var;
Acaba kendimize sorduk mu?!...
Kendimizle aramız nasıl?!..
Belki de sorun kendimizde..
Hayâta nasıl bakarsak
Hayâtı ve insanları öyle algılarız...
Kendini bilen insan işiyle,
Kendini bilmeyen boş insan kişiyle uğraşır.
İnsanın eşiyle, İşiyle,
Aşıyla oynanmaz.
Kimsenin ayıbını ne gör, nede söyle.
İnsanın kendi kusuru ve ayıbı kendine
hem yeter hem artar. kusur görmek istiyorsan kendi kusurlarını gör ve
onları düzeltmeye çalış.
Milletin ayıbını kusurunu araştıracağına
Bilgi araştır.
Allah'ın kitabını
Kuran'ı Kerim'i öğren.
Meâlini anlamını oku.
Anla. yaşa, yaşat amel et.
Musa gibi konuşuyorsunuz,
Firavun gibi hareket ediyorsunuz.
Dinde duyumun yeri yoktur.
Gördüklerinin yarısına inan, Duyduklarının hiçbirine inanma.
Her şeyi gör
Hiçbir şeyi söyleme...
Kusur ararsan, bütün aynalar senin.
Kusur gören gözlerini kapat.
Kusur aramak kalbi karartır ve
İnsan kendi hatâlarını göremez
hâle gelir.
Gördün görme,
Duydun duyma.
Evlâdım; İnsan kulağından zehirlenir.
Her duyduğuna inanma.
Her Lafı Duyma
Diye Kulağının Ardı Var,
Herşeyi Görme Diye
Gözünün Kapağı Var,
Her Lafı Söyleme Diye
Dilinin Önünde Dudağın Var.
DİL, Bir anahtar gibidir.
Hayrında, Şerrinde Kapısını açar.
İnsanın güzelliği sözünün güzelliğidir.
Öğrenilmesi gereken ilk dil tatlı dildir.
İnsanı hoş gösterende,
boş gösteren de dildir!
Boş insanları boş verin!
İnsanların dışı hoş içi boş.
Başkalarının başına gelenlerden ders al.
Kimseyi kınama.
Gördün görme,
Duydun duyma.
Kusur görüp örtenin
Güzel bakıp görenin
Allah için sevenlerin
Dünyâ âhireti güzel olsun
Dünyâ âhireti cennet olsun.
Kusurları ile sevdiğimiz insanlar.
Kendilerini kusursuz sanınca
Bütün kusurlar bize kaldı.
[Fatura'yı bize kestiler]
İşi düşenin dostu kardeşi akrabası olduk.
İşi bitenin düşmanı olduk.
olay bundan ibâret.
Ne olur kendinize iyi davranın.
Hayâta, seni unutanları, unutmakla Başla. İnsanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor.
Sen yanlış insanlar üzerinde hayal kuruyorsun.
Karşınızdaki insan sizi hayâtında nereye koyuyorsa, Sizde onu tam oraya koyun.
Ne eksik ne fazla.
Eğer birisi senin için doğru değilse,
Tüm gayretini seni incitmek için kullanır,
Sen onları terkedebilecek kadar
güçlü olunca, Sınavın biter.
Sessizlik bir insanın
En sesli ağlamasıdır.
Bâzen susmak DUÂ'dır.
Çünkü çaresizliği bir tek
ALLAH bilir.
Niyeti kötü olan insan
Kötü düşünür,
kötü sözler söyler.
Aynaya baktığında
kendini gördüğü için.
Kusurların en büyüğü,
İnsanın kendi kusurlarından
Habersiz olmasıdır.
Ayıbın en büyüğü, sende olan bir
ayıpla başkasını kınamandır.
(Hz Ali r.a)
Hafif insanlara ağır geldik,
Olay bundan ibârettir.
Herkes çok alıngan,
Nâpalım doğruları
Âhirette mi söyleyelim?
Bu toplumda: Bağırarak sesini yükselterek, Edepsizlik yaparak haksızlığını örtmeye çalışarak suç bastıran, problemlerini şiddetle
çözen insanlar var.
Şiddet, beceriksizlerin
Baş vurduğu son çâredir.
Şiddetle, Cezâlarla, problem çözülmez
. Suç artar. Çözüm eğitim.
Hayatta çok şey yaşarsın,
Acısı tatlısı ile ama
bir şey kaldıramazsın.
Haklı olduğun halde, haksızlığa.
Bu zamanın en büyük hilesi,
İnsanları haklıyken
haksız duruma düşürmek.
Bazı insanlar sizi yaralar ve
sonra siz onları yaralamışsınız
gibi davranırlar....
İnsanlar kendi hatâlarının
en iyi ÂVUKATI
başkalarının hatâlarının ise
en iyi YARGICIDIR.
Sizin en kötünüz, temiz insanlara kusur bulan ve dostlar arasına ayrılık düşüren kimselerdir.
(Hz Ali r.a)
Ne Güzel Demiş Ömer Hayyam
Sırtından vurana kızma,
Ona güvenip arkanı dönen sensin.
Arkandan konuşana da darılma
Onu insan yerine koyan sensin.
Her ne ararsan kendinde ara.
Kendine ağır geleni
baskasına yapma.
Kendimizi sütten çıkmış akkaşık zannetmiyelim. Kendimizi hatâsız
kusursuz görmeyelim.
Şu fânî dünyâda düşmanımızı değil,
dostumuzu çoğaltalım.
İnsanın en büyük düşmanı kendi nefsidir.
Olgun insan hata kusur örter.
Câhil insan hatâ kusur arar.
Hatâ kusur üzerinde durma
Hata kusurları yüze vurma.
Geçmişte yaşadığın kötü olayları
Hatırlama ve Hatırlatma.
İnsanlara dikkat et. teenni ile yaklaş
Öyle insanlar varki, dışı dost,
içi düşman.
Herkese içindeki iyilik kadar
iyi bir hayat dilerim.
Dost uyur, Düşman uyumaz.
Uyanık ol.
Sinsice düşman çok
Rakip olamayan düşman oluyor.
Allâh'ım dost olana dost ol.
Düşman olana düşman ol.
Dostu da severim düşmanı da
Çünkü dost gücümü,
düşman ise ödevimi gösterir.
Bana düşmanını sev dediler;
ben de kendimi sevdim.
Geçmişte seninle düşmanlığı olmuş
kimseye sakın güvenme.
Eğer düşmanını dostunla birlikte görürsen, İkisininde senin düşmanın olduğundan
EMİN OL.
Biri açık, Biri gizli düşman.
Düşman sizi vuracağı yeri biliyorsa,
dostunuzla dost olmuş demektir.
Kadın'dan, Âmir'den, {Patrondan}
Eski düşmandan ve
Yabancı uyruklu
insanlardan dost olmaz.
Sağ gösterip, Sol vururlar.
Dikkat et.
Düşmanla karşılaşmayı aslâ istemeyin,
ancak karşılaştığınızda da sabırlı olun!
(Buhâri, Cihad, 156)
Düşmanına borç verirsen
onu kazanırsın,
Dostuna borç verirsen
onu kaybedersin.
Merhâmet eden, Merhâmet bulur.
Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.
Kusurları bağışlamayan kimse kendisi de bağışlanmaz, Affetmeyen kişi afolunmaz. Günahlardan korunmaya çalışmayan kimse de korunup takvâya erdirilmez!
(Buhârî, el-Edebü'l-Müfred,
Dımaşk, 2001, s. 415, no: 371)
Affetmeyen:
Allah'tan af beklemesin.
Merhâmet Etmeyen:
Allâh'tan merhâmet beklemesin.
İnsanlar, kendilerine yapılan birçok şeyi affedebilir ama affettikleri şeyleri
hiçbir zaman unutmazlar.
Kötüleri affeden,
İyilere ceza verir
Zayıf insan intikam almayı ister.
Güçlü insan affetmeyi sever.
Akıllı Zeki insan umursamaz ve
Bir dahâ fırsat vermez...
Zayıf insan affedemez,
Affetmek güçlülerin bir niteliğidir.
Affetmek ve Unutmak
İyi insanların intikâmıdır.
Geçmişte yaşadığın üzücü olayları,
Sana yanlış yapanları affet.
Affettiğini Hatırlama ve Hatırlatma.
(Şeyh Şamil)
Affetmek büyüklüğün şânındandır
ve Allah, en büyüktür...
(Ayıpları, kusurları ört)
Allah örtüyor sende ört
(Settar-Uyup'a, Muhâlefet etme.
Sana kötülük yapana
İyilik yaparak cezâlandır.
Kul başkalarının hatâlarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır.
Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa,
Allah da onu yükseltir."
(Müslim, "Birr, 69;
Tirmîzi, Birr, 82)
Allâh'ın affına merhâmetine mazhar olmak istiyorsak önce kendimiz sosyal hayatta
bize yanlış yapanları affedeceğiz.
İntikam almayacağız.
Affedici olmak ne güzel şey.
Birbirinize buğz etmeyin,
Birbirinize haset etmeyin,
Birbirinize arka çevirmeyin; ey
Allah’ın kulları, kardeş olun.
Bir müslümana,
üç günden fazla (din) kardeşi ile
dargın durması helal olmaz.
(Buhârî, “Edeb”, 57, 62)
Hasetten sakının çünkü ateşin odunu
yakıp bitirdiği gibi, haset de
iyi amelleri yer bitirir.
(Ebû Dâvud, Edeb, 52)
Kalbinde kin tutan cennete giremez.
(Hz Muhammed)
Dünyâda en huzursuz kimse,
gönlünde haset ve kin tutandır.
(İmam-ı Şâfi)
Kötü niyetle,
İyi murâda varılmaz.
Sevmek rahmâni,
Kin ise şeytâni.
Din ile kin bir arada olmaz.
Bir insanın kusuru varsa
söylemek lazım.
İçinden kin tutmamak lazım...
Dargınlık Haram.
Bir müslümanın bir müslüman'a
Üç günden fazla küs durması haramdır.
(Hadis-i-Şerif)
Din kardeşine bir yıl küs duran kimse,
Onun kanını dökmüş gibi günaha girer.
(Ebû Davud, Edep 47)
Bir müslümanın, din kardeşini üç gün
üç geceden fazla terkedip küs durması helâl değildir: İki müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa öteki öbür tarafa döner. Halbuki o ikisinin en iyisi önce
selâm verendir."
(Buhârî, "Edeb", 62, "İsti'zân", 9; Müslim,
"Birr", 23, 25, 26; Ebû Dâvûd, "Edeb", 47;
Tirmizî, "Birr", 21, 24)
Küs kalamadığın kişi
Size canını verecek kadar
çok seviyordur.
İyilikle kötülük bir olmaz.
Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.
Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
(Fussılet, 41/34)
VİDEO
hhttps://youtube.com/shorts/UU_iYo8mdvw?feature=share
VİDEO DİNLE https://youtube.com/shorts/Vd_FB6KMWH4?feature=share
VİDEO DİNLE
https://youtube.com/shorts/tr0znmDfYhU?si=hqVnBBYtPZdOTgTX
❤️https://youtu.be/Lx5MsnEGRe0?si=oU-QGa6UrLGsPowm
Peygamberimiz toplumda Duâ yapacağı zaman, aranızda küs olan varmı diye sorardı? Çünkü haram işlenen yerde duâlar kabul olmaz.
Herşeyin bir kullanma kılavuzu vardır.
Her insanında anlayacağı bir dil vardır.
Her insanla aramızda problem olabilir önemli olan problemleri konuşarak çözebilmektir. İnsan, sorun yaşadığı oranda değil, sorun çözdüğü oranda gelişir ve olgunlaşır. İnsanlarla konuşârak zihinlerindeki Problemleri çözelim.
Küsmek problem çözmez problemleri çıkmaza sürükler. Küsmek ilişkileri yıpratır; küsenide küsülenide duygusal tükenmişliğe sürükler. İnsanlarla küserek değil, konuşarak problemleri çözmeyi öğrenmeye çalışalım.
{Ortada bir enkaz varsa kaldırılmalı}
Örneğin; Cenâze varsa ortada kaldırılmalıdır yoksa cenaze Davul gibi şişer kokar.
Çevredeki herkesi rahatsız eder.
İnsanlar konuşa konuşa anlaşır.
Hayvanlar koklaşa koklaşa,
yada şiddetle anlaşır,
Problemlerini öyle çözer.
"Biz insanız hayvan değiliz"
İyi insan severek veya
konuşarak problem çözer.
Kötü insan korkutarak
kavgayla şiddetle problem çözer
Çünkü aileden öyle görmüş,
aile terbiyesi, Hoca terbiyesi
almamış. Kendini yetiştirmemiş.
■ İt paçamızı ısırdı diye
Biz de iti mi ısıralım?
Havlayan köpek ısırmaz.
Köpeklerin uluması,
Bulutlara zarar vermez.
{Ata Sözü}
Bir insanı tanımak istiyorsan,
güçsüz insanlara nasıl davrandığına bak.
Anla ki eğer güçsüz kalırsan,
sana da aynı şekilde davranacaktır.
Olgun insan başkalarının işledi
günahtan dolayı utanan kimsedir.
Günahkar ve Zayıf müslümana
merhâmetle bak.
Merhâmet herkesin harcı değildir.
Acımak kibirdendir,
Merhâmet ise gönüldendir.
Mehameti Allah herkese nasip etmez Şükürler olsun Rabbime.
Kalbinde merhâmet olmayana
cennet yoktur.{Hz Muhammed}
Günahkâra ve Zayıf
Müslümana merhâmetle et.
Bütün kalbinle günâha öfkelen
ama günahkâra acı merhâmet et.
Hatâdan nefret et ama
hatâya düşenden nefret etme.
Sözü eleştir ama
Sözü söyleyene
Saygı göster.
Görevimiz Hastalığı tedâvi etmektir,
hastayı yok etmek değil.
■Hayvanı eğiten insan
İnsanıda eğitir.
Küsmek darılmak için bahâneler aramak yerine, Sevmek sevilmek için çâreler arayın. En büyük ibâdet sevebilmektir.
(Yunus Emre)
Sevgisiz insandan dünyâ korkar.
Kork Allah'tan korkmayandan.
İnsanları incitmeyin.
Çünkü onları birgün incitmek için bile bulamaya bilirsiniz. Râbbim hiçbir gönlün kırılma sebebi eyleme beni.
Kalp kıranların düşmanı
Allah'tır.
Kırdığın kalbe iyi bak,
Ona bir gün yolun düşecek.
Kalbimi kırma içinde
Allah var.
Allah kalbi verir ama
içini sen doldurursun.
Hatâ yapın.
Hata yapın ki,
Etrâfınızdakiler
kimmiş öğrenin.
Şu fâni dünyâda
düşmanını değil,
Dostunu çoğalt.
Gerçek düşman olarak şeytanı bil.
Başka kimseye düşmanlıkta bulunma.
Allâh'u Teala'nın rızka kefil olduğunu bil.
Allâh'ın sende olan hakkı ile meşgul ol.
Bağışla yücel, Kin tutma alçal.
Allah rızâsı için kırgınlıklara
küskünlüklere son verelim;
Birbirimize, Selâm verelim.
Helâlleşelim. Hediyeleşelim.
Hediye kalpteki kötü
düşünceleri yok eder.
Zararın hatânın neresinden
dönersek kârdır.
İki düşman arasında öyle konuş ki,
Barıştıkları zaman utanmayasın.
(Sâdi)
Barıştırmak farzdır.
Dînimizin adı dâhi barıştır.
İnsanların arasını düzeltmek için iyilik maksadıyla SÖZ taşıyan veye
iyilik maksadıyla (yalan) söyleyen,
yalancı değildir."
(Buhârî, "Sulh", 2)
Mü'min, müminin aynasıdır.
Mü'min, müminin kardeşidir.
Onun geçimini muhâfaza eder ve
onu arkadan çepeçevre sarıp
(tehlike ve zarardan) korur.
(Ebû Dâvud, Edep, 49)
Mü'minler ancak kardeştirler.
Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.
Allah'a karşı gelmekten sakının ki
size merhamet edilsin.
(Hucurat Süresi, 10. Âyet Cüz: 26)
Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. sonra gevşersiniz ve
gücünüz, devletiniz elden gider.
sabırlı olun. Çünkü Allah
sabredenlerle beraberdir.
(Enfâl Süresi, 46.! Âyet)
Fatih Sultan Mehmet'in Hocası Akşemseddin Hazretleri Şöyle Buyurmuştur:
Bir insanı sevmiyorsan o insana
sevmediğini belli etme.
Sevmediğini anlarsa
sana düşman olur
toplumda fitne çıkarır.
Dost uyur, Düşman uyumaz.
Eski düşmandan dost olmaz.
Dostumuz çok ama sinsîce
düşmanımız daha çok.
Ey inanan îman edenler!
Bir topluluk bir diğerini alaya almasın.
Belki onlar kendilerinden
daha iyidirler. Kadınlar da diğer
kadınları alaya almasın.
Belki onlar kendilerinden daha iyidirler Birbirinizi karalamayın,
Birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın.
İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir namdır!
Kim de tövbe etmezse,
İşte onlar zâlimlerin
ta kendileridir.
(Hucurât Sûresi, 11. Âyet Cüz: 26)
Bir kötülüğün karşılığı ona denk bir davranıştır, ama kim bağışlar düzeltme yolunu tutarsa
Onun mükâfâtını
Allah verir. Hiç şüphe yok ki,
O haksızlık edenleri sevmez.
(Şûrâ Sûresi, 42/40)
Zarar vermek ve zarara zararla
karşılık vermek yoktur.
(İbn Mâce Ahkâm, 17,
Muvatta: Akdiye, 31)
Nereden gelirse gelsin ve kime yönelik olursa olsun şiddetin, zulmün her çeşidi kötüdür ve Allah, zalimleri aslâ sevmez.
(Âl-i İmrân, 3/57)
Kötünün sonu kötü olur.
Aklını başına topla. Kendine gel.
Müslüman kardeşine çamur atma.
Kendini bataklıkta bulursun
sonra helak olursun.
Çamur atanın önce
kendi eli kirlenir
اَعُوذُ بِالّٰه مِنَالشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
قَالَتْ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِالرَّحْمٰنِ مِنْكَ اِنْ كُنْتَ تَقِيًّا
Senden Allah'a sığınırım.
Eğer Allah'tan çekinen (korkan)
biri isen bana kötülük etme.
(Meryem Sûresi, 18. Âyet)
Zulmünden korkulan bir kişinin şerrinden korunmak için o kişilerin yüzüne karşı
Kasas Süresi, 23-24-25. Ayetleri okunmalıdır.
وَلَمَّا وَرَدَ مَٓاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ اُمَّةً مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَۘ
وَوَجَدَ مِنْ دُونِهِمُ امْرَاَتَيْنِ تَذُودَانِۚ قَالَ مَا خَطْبُكُمَاۜ
قَالَتَا لَا نَسْق۪ي حَتّٰى يُصْدِرَ الرِّعَٓاءُ وَاَبُونَا شَيْخٌ كَب۪يرٌ
فَسَقٰى لَهُمَا ثُمَّ تَوَلّٰٓى اِلَى الظِّلِّ فَقَالَ رَبِّ اِنّ۪ي لِمَٓا اَنْزَلْتَ اِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَق۪يرٌ.فَجَٓاءَتْهُ اِحْدٰيهُمَا تَمْش۪ي عَلَى اسْتِحْيَٓاءٍۘ قَالَتْ اِنَّ اَب۪ي يَدْعُوكَ لِيَجْزِيَكَ اَجْرَ مَا سَقَيْتَ لَنَاۜ فَلَمَّا جَٓاءَهُ وَقَصَّ عَلَيْهِ الْقَصَصَۙ
قَالَ لَا تَخَفْ۠ نَجَوْتَ مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ
(Kasas Sûresi, 23-24-25. Âyet)
Hediyeleşin ki içinizdeki kin gitsin.
Birbirinize sevginiz artsın ve
aranızdaki düşmanlık yok olup gitsin.
(Muvatta, "Hüsnü'l-Huluk", 4)
Hediyeleşmek sünnettir.
Gönülleri kaynaştıran sâlih bir amel:
Hediyeleşmek peygamberimiz, hediyeleşin buyurarak Hediyeleşmenin kalpteki kötü duyguları kötü düşünceleri gidereceğini bildirmiştir.
Küçük de olsa verilen hediyeyi
hakir görmemeyi öğütlemiştir.
(Tirmîzi Velâ ve Hibe, 6)
Hediye vermek için özel günleri
beklemeye gerek yoktur.
"Çam sakızı çoban armağanı"
Az veren candan, çok veren maldan" gibi
ata sözlerimiz hediyenin maddî değerinden
ziyâde mânevi değerinin önemli olduğunu
ifâde eder.
Din kardeşimize gösterdiğimiz bir tebessüm,
bir güzel söz dâhi hediye olabilir.
Bu bilinçle, ailede, arkadaşlar,
komşular, ve akrabalar arasında yapılan hediyeleşmeler birlik ve
beraberliğimizi sağlamlaştıracak birer vâsıtadır. Peygamberimiz bir hediye verildiği zaman daha değerli bir hediye ile karşılık verirdi.
ASIK yüzlü birisine şöyle deyiniz;)
ALLAH rızası için bana bir sadaka ver.
Yâni bana tebessüm et.
Güler yüzlü, güzel sözlü ol demektir.
Günün Reçetesi
Her zaman şükredin
Hayâtınız daha da kötü olabilir.
Aslâ kin beslemeyin,
Size yanlış yapanı Allâha havâle edin.
Herkesin adâleti şaşar da
Allah'ın adâleti şaşmaz...
Üzülme kul zulümeder Allah ise adâlet eder unutma Allâh'ın merhâmeti her dâim mazluma meyleder sabret Allah şükür ile bekleyene beklediğini vakit gelince en güzeli ile nasip eder.
Hak etmediğin bir muâmele gördüğünde unutma, O kişi senin değerini görmeden yaşamadan ölmez.
(Hadîs-i Şerif)
Öyle yaşayın ki, Sizi kimse Allah'a şikâyet etmesin, herkes sizi Allâh'a emânet etsin.
(Âmîn)
Benim Hakkımda ne düşünüyorsan
Allah da sana on katını versin.
Kimseye beddua etmiyorum
Kimseye kin besleniyorum
Allah bilir ne yapacağını.
Seni sana, Seni Allâh'a, Havâle ettim.
Ben hakkımı Allâh'a emânet ettim.
Hak edene helâl olsun.
Allâh'ım! Ben her hâlimi sana bıraktım
Sen beni iki dünyadada yalnız bırakma
Ben senin merhâmetine sığındım
Sen beni kullarının insâfına bırakma
Yalnızlığı sevecek kadar bu dünyâda çok
haksızlık gördüm ne olur sen beni
bu iki dünyada da yalnız bırakma.
(Âmîn)
Allah'a emanet ettiklerim var benim,
Üzerine duâlar eklediğim, Bir de Allâh'a Havâle ettiklerim var sonucunu sabırla beklediklerim.
Allâh'ım! Kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten temizle. Çünkü sen gözlerin hain bakışlarını ve
kalplerin sakladıklarını bilirsin.
Allâh'ım! Bize gıybetten uzak sadık bir dil, Günahtan uzak sâlih bir kalp,
Fitneden uzak sâkin bir hayat,
Huzurlu bir ömür nasip eyle.
(Âmîn Âmîn Âmîn)
♥️ ❤️ ❤️
CÂHİL KİMDİR?
Allâh'ı Tanımayan İnsan Câhildir.
Allâh’ın varlığı mevcut insanda/
İlim akıl fikir sermaye sende.
Çalıştır gemiyi otur dümende/
Uyan bu gafletten uyuma yurttaş.
Bilgisizleri dikenli çalıya benzeten Veysel, Cahil ile sohbet etmek zor olur/ Kulağı sağırdır gözü kör olur” dediği
bu insanlarla sözü sohbeti kesmenin gereğine inanır. İnsanlara cehâletin karanlığından ve câhil insanların şerrinden uzak durmayı tavsiye eder:
Câhil insan bilmeyen değil,
bilmediğinin farkında olmayan insandır.
Câhilin en büyük kusuru, kendi kusurlarını görmemesi ve nasihat dinlememesidir.
(Hz Ali r.a)
اَعُوذُ بِالّٰه مِنَالشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Râhman'ın kulları, yeryüzünde vakar ve
tevâzu ile yürüyen kimselerdir.
Câhiller onlara laf attıkları zaman,
"selâm! der geçerler.
(Furkan Sûresi, 63. Ayet Cüz: 19)
(ayrıca bakınız: Furkan, 72. Âyet)
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ
Sen af yolunu tut, iyiliği emret,
Câhillerden yüz çevir.
(Â'râf Sûresi, 199. Âyet Cüz: 9)
فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلْجَٰهِلِينَ
Sakın Câhillerden Olma.
(En'am, 35. Âyet Cüz: 7)
Bu asrın cahilleri okuma-yazma
bilmeyenler değil;
yanlışlarında ısrar eden,
değişime-dönüşüme ve yeniden
öğrenmeye kapalı olanlardır..!!!
《Alvin TOFFLER》
Okumamak câhillik değildir,
Okuyupda insan olmamak câhilliktir.
"ÜMMİ" okuma yazma konusunda
anasından doğduğu gibi kalan,
bu hususta eğitim görmeyen, okuma yazma bilmeyen kimse demektir. okuma,
yazma bilmeyen
câhil değildir; Bilgisizdir
Asıl câhil Allah'ı tanımayandır.
Allah'ı tanımayan,
anayı babayı nasıl tanısın?
Kork Allah'tan korkmayandan.
Anne Babasına hayrı olmayanın
Vatana millete hayrı olmaz.
Babanızı Sevin Sayın ama
Annenizi Üzmeyin
Allah seni öyle sevmiş ki,
Herkes anne babasına sığınsın ama
sen bana sığın. demiş peygamberimize
Sen benim çok husûsî sevdiğimsin.
Câhilden iyilik beklenmez,
Aldanma câhilin kuru lafına,
Kültürsür insanın külü yalandır.
Delinin, çocuğun,
câhilin ağzına mâzeme verme.
Delinin, çocuğun ve câhilin
ne yapacağı belli olmaz.
Câhillerin yanında ne gülün,
Ne de tebessüm edin.
(İmam-ı Âzam Ebû Hanife)
Kavgadan ve câhil insandan uzak durun.
Cahille tartışma, ne derse haklısın de.
Câhillerle tartışmaktansa
sessiz kalmak çok daha iyidir.
Câhil ile tartışırken, Söyleyeceğin her söz
Ateşe atılmış bir odundur aslında.
(Tolstoy)
Câhil ile sakın (latîfe) şaka etme.
Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.
Câhil, kendi dışında herkesi hatâlı görür.
Ben cahillerle sohbeti kestim.
Ne yaptıysam olmadı
Haklısın dedim bende bıraktı..
Câhil insan sorunun kaynağı
kendisi olduğu halde
başkasını suçlar.
قَالَ اَعُوذُ بِاللّٰهِ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ
Kendini bilmez cahillerden olmaktan
Allah’a sığınırım.
(Bakara Sûresi, 67. Âyet Cüz: 1)
Akıl sağlığınız için câhille sohbeti,
Nankörle ilgiyi kesin.
Allah Celle Celâluhü hepimizi
Câhil insanlardan korusun.
وَاِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ اَعْرَضُوا عَنْهُ
وَقَالُوا لَنَٓا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْۘ
سَلَامٌ عَلَيْكُمْۘ لَا نَبْتَغِي الْجَاهِل۪ينَ
Müminler boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size! Esen kalın.
Bizim cahillerle işimiz yok’ derler.
(Kasas Sûresi, 55. Âyet Cüz: 20)
CÂHİL İNSANLARA ÂİT ÖZELLİKLER
Herşeyin en iyisini bilirler!
Her duyduğuna inanırlar!
Kibar insanları zayıf görürler!
Yüksek sesle konuşurlar.
Başkalarının hayatlarına karışırlar!
Kusursuz olduklarını düşünürler!
Her zaman kendilerini haklı sanırlar!
Vefâsız nankör, EMPATİ yoksunu ve
anlayışsız olurlar! Yapıcı değil, Yıkıcı ve Kırıcıdırlar. Şiddetle problemlerini çözmeye çalışırlar. Yalancı, menfaatçi, çıkarcıdırlar
ve Sorumsuzdurlar.
Vefâsız ve Empati yapmayan bir toplumuz. EMPATİ yapmayan insan, olgun insan değildir. EMPATİ yapmayan iyi insan değildir.
İnsan, EMPATİ kurabildiği kadar insandır.
İletişim problemi yaşayan insanlarla
problem çözülmez.
Kendi çıkardıkları problemler yüzünden mağdurmuş gibi davranan insanlardan
uzak durun.
Huzursuz insanlar verimli olamazlar.
Hem kendini yer bitirir,
Hem de etrâfını.
Kendine ve insanlara faydası olmayan
kimseleri! Ölülerden say gitsin!
Az insan, çok huzur verir.
Doğru insan hayat kurtarır.
Diğerleri zaman kaybıdır.
(Enerjini tüketir)
(Maddî Mânevi zara verir)
Etrâfınızda çok insan olmasın,
Etrâfınızdakiler insan olsun yeter.
Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyuruyor:
Faydasız işleri terk etmesi, bir kişinin
iyi müslüman olmasındandır.
(Tirmizi, Zühd, 11; Muvatta'Hüsnü'l-hulk, 1)
Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve O'nun koyduğu sınırları aşarsa,
Allah onu ebedî kalacağı
cehennem ateşine sokar.
Onun için alçaltıcı bir azap vardır.
(Nîsâ Sûresi, 14. Âyet Cüz: 4)
Deki; 'Ben Rabbime isyan edersem gerçekten, Büyük bir günün kıyâmet gününün azabından korkarım.
(En'am: 15)
Bir kimse ne kadar bilgi sâhibi olursa olsun,
Şâyet Allâh'a isyan içindeyse
O, câhil sayılır.
İnsanların en câhili Allaha isyan edendir.
Allâh'a isyan ettiğin ve günah işlediğin zaman bedenine halsizlik dermansızlık ve yorgunluk gelir, çeşitli hastalık ve fakirlik gelir, malını tahrip eder.
İsyan eden, günahkar ve unutkan olur.
Tövbe et. İsyândan ve günahtan uzaklaş.
İsyan etme, Sabret,
Şükret, Duâ et.
Allah'ım çekilmez belâlardan, isyâna düşmekten, görülmez kazadan ve düşmanları sevindirecek musîbetlerden sana sığınırım.
Allah'ın büyüklüğünü azâmetini düşünen ona âsi olmaz. Allah'a itaat edemiyorsan bâri ona âsi olma.
(Biş-i Hafi r.a)
Kul sabreder,
Sabrettiğini zanneder
Asıl sabreden Allah'tır.
Birine karşı sabrın kalmadığı vakit,
Allah'ın sana ne kadar sabırlı olduğunu
düşün hatırla.
(Hz. Ebûbekir r.a)
ES-SABUR Allah Celle Celâluhü;
Ey inanan îman edenler!
Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yârın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın.
Allah'a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan
hakkıyla haberdardır.
(Haşr Süresi, 18. Ayet Cüz: 28)
(ayrıca bak: Nûr, 52. Ayet)
Her gördüğünü duyduğunu söylemek,
fitnedir. Her bildiğini söylemek
ise câhilliktir.
Başkasının lafıyla sana tavır alan biri,
ya olgunlaşmamıştır ya da Tavır almak için bahâne aramıştır.
Ne demiş Nâzım Hikmet;
Beni benden öğren,
Herkese aynı değilim.
Öğrenin. Câhiller olarak ölmeyin.
Allah cehâlet özrünü kat'iyyen kabul etmiyor.
{Hz Muhammed Mustafâ s.a.v}
Akıllı insana hatasını gösterirsen söylersen
sana teşekkür eder.
duâ eder. Allah razı olsun der.
Câhil kişiye hatâsını gösterirsen,
sana düşman olur,
etmediği hakaret kalmaz.
işte akıllı insanla,
câhil insanın arasındaki fark budur.
Câhiller aklı ile değil,
nefsi ile hareket eder.
(Sâdi Şirazi)
Cahilden iyilik beklenmez.
Câhil gülün güzelliğini görmez,
gider dikenine takılır.
(Hz Mevlana)
Câhil ile sohbet etmek güçtür bilene;
Çünkü câhil ne gelirse söyler diline.
Cahil ile sakın şaka etme.
Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.
En büyük cezâevi,
Câhil bir insanın kafasının içidir.
(Montaigne)
Câhil insan kendine bile düşman İken,
Başkasına dost olması Nasıl beklenir.!
(Sokrates)
Câhille girme münâkaşaya.
Ya sinirini zıplatır tavana,
Ya da yazık olur âdâbına.
Bin âlim bir araya gelse
yine de bir câhili iknâ edemez.
Bu ilmin acziyetinden değil,
Cehâletin hadsizliğindendir.
Câhille tartışmayın.
Sizi önce kendi seviyesine çeker,
Sonrada tecrübesiyle sizi yener.
Cahillerle tartışmayın
ben hiç galip gelemedim.
(İmam-ı Gazali)
Cahil insan, Her sözünde kendini aklar.
Âlim insan her sözünde kendini yoklar.
(İbn-i Arabi)
Cahille konuşmak azaptır.
Cahille konuşmak
ölüyle konuşmak gibidir.
(Zulkarney)
Cahil sohbeti çekilmez.
Cahil seni günaha alıştırır.
Yüzsüzleştirir arsızlaştırır.
İbadetten uzaklaştırır.
Cahille çıkma yola,
Başına açar kırk iki belâ.
Cahil birinin yanında
kitap gibi sessiz ol.
Câhilden haramdan
sakındığınız gibi sakının.
Cahille oturup bal yiyeceğine,
Alimle otur kuru ekmek ye!
Rabbim! Bütün işlerimdeki ölçüsüzlüğümü, cahilliğimi ve hatamı bağışla.
Sen bunları benden daha iyi biliyorsun...
(Buhârî, "De’avât", 60;
Müslim, "Dua", 70)
❤️ ❤️ ❤️
ŞEYH EDEBÂLİDEN ÖĞÜTLER
Cahil ile dost olma: üzülürsün.
İlim bilmez, İrfan bilmez,
Söz bilmez; Üzülürsün.
Saygısızla dost olma: Usul bilmez,
Âdap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.
Aç gözlü ile dost olma İkram bilmez,
kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün, Görgüsüzle dost olma:
Yol bilmez, yordam bilmez,
Kural bilmez; üzülürsün.
Kibirliyle dost olma: Hal bilmez,
ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.
Ukalayla dost olma: Çok konuşur,
boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün.
Nâmertle dost olma: Mertlik bilmez,
yürek bilmez, Dost bilmez; üzülürsün.
İlim bil, irfan bil, söz bil.
İkram bil, kural bil, doyum bil.
Usul bil, adap bil, sınır bil.
Yol bil, yordam bil. Hal bil,
ahval bil, gönül bil.
Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma. Mert ol, yürekli ol. Kimsenin umudunu kırma.
Sen seni bil;
ömrünce bu yeter sana.
Ne kadar okursan oku,
bilgine yakışır şekilde
davranmıyorsan
cahilsin demekdir.
(Sâdi-Şirazi)
❤ ❤️ ❤ ❤
YAŞAYANLAR
ÖLENLERDEN DAHA YALNIZ
İSTİÂZE: اَعُوذُ بِالّٰه مِنَ الشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım
BESMELE: بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahmân ve Rahim olan Allah'ın adıyla
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِه۪ نَفْسُهُۚ
وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ
Andolsun, insanı biz yarattık ve
elbette içinden geçenleri nefsinin
kendisine fısıldadıklarını biliriz;
sağında solunda oturmuş
iki alıcı melekler (yaptıklarını)
alıp kaydederken
Biz, insana şah damarından
daha yakınız.
(Kâf, 16. Âyet) ayrıca
(Kaf, 17.18.19.20.21.22.23.24. 25.26.27.28.29.30.31.32. 33.34.Âyet)
Ey insan!
Yalnızlıktan şikâyet etme sakın.
Öyle bir dostun varki,
Seni öyle bir seven var ki,
Şah damarından daha yakın...
Şah damarımızda
yaratıcıyı taşıyoruz.
İnsan hiç yalnız kalır mı HÂFIZ
Allah var. Kur'an var. Rasûlullâh var.
Dilediğin kadar kalabalıkta yaşa
Kalbinde ALLAH yoksa!
Yapayalnızsın..!
Allah'ım, Seni çok seviyorum
İyi günde kötü günde
hep yanımdasın.
Allah var keder yok.
Bu hayâtın tekrârı yok
Elinden geldiği kadar güzel yaşa.
Allâh'ı, Peygamberi, Peygamberleri,
Kuran'ı, Namazı ve Kendini tanımadan
Hayâtı öğrenemezsin,
Doğru yaşayamazsın.
En acı yalnızlık
Anlamayanlar arasında olmaktır.
Bir insan duymadan cevap veriyorsa
Anlamadan karşı çıkıyorsa
Bilmeden yargılıyorsa
Başkalarının lâfıyla sözüyle
Hareket ediyorsa
Mâlesef câhildir.
Olgunlaşmamıştır.
İmam-ı Şâfi den sır dolu bir söz;
Eğer insanlar seni
Zorluklar içinde yalnız bırakmışlarsa
Anla ki, Allah seni
kollamak istiyor...
Allah bir insanı
Güçlü yapmak istediğinde
O'nu yalnız bırakır!
Ve insan her yalnız kaldığında
daha da güçlemir...
Demir, ateş hâline gelmeden
çelik olmuyor.
Dertler, Sıkıntılar, Acılar,
İnsanı daha da olğunlaştırır.
Her zaman tek olki,
Yârın zirveye çıkınca,
Kimse benim sâyemde çıktı demesin.
(Büyük düşün, Büyük yaşa)
Ölene kadar yalnız yaşamayı tercih edecek
kadar İncittiniz beni.
Oysa iyi biriyim ben.
Çok incittiler beni
Seviyorum gibi yapıp
Sevmediler.
Ölülerin sevgiyle anıldığı,
Dirilerin sevgisizlikten öldüğü
Yerin adıdır DÜNYA.
Herşeye rağmen öleceksek,
Sen beni niye üzesin,
Ben seni niye üzem?
İnsan güzel yaşamalı.
Birgün diyeceksin ki,
Sana yaptıklarımı yaşıyorum
Nasıl dayandın.
Hayattaki en pahalı dersleri,
En ucuz insanlardan alırsın.
Hayatta en değerli olan zamandır.
Kime hediye ettiğine
Dikkat et.
Hayat bir lambadır
Onu rüzgardan önce yakın.
Akıllı, Zeki insanlar
neden hep yalnızdır?
İyiler, zirvedekiler hep yalnızdır.
Yalnız kalmamak için
Yanlış yapmayın.
Kalitesiz, Yanlış insanlarla
berâber olacağına,
Yalnız ol daha iyi!..
Yalnızlık câhil kişilerle oturmaktan
daha hayırlıdır.
(Hz Ömer r.a)
İnsanları tanıyan yalnızlaşır.
Bâzen yalnız olmak iyidir,
Kimse seni kıramıyor.
Evde oturmanın, Sokağa çıkmaktan
daha hayırlı olduğu zamanlardayız.
Yanlış yaşam,
İnsanı yalnız bırakır.
Yanlış kişilerin eseridir.
Yalnız kişiler.
Yanlış insanlar her zaman
size en doğru dersi verir.
En doğru öğretmendir.
İnsan, Bâzen büyük hayallerini
Kalitesiz ucuz küçük insanlarla
Ziyan eder.
Basit insanlarla uğraşma
UNUTMA
Kartal sinek avlamaz.
Kartallar yalnız uçar.
Ahlâkın bozuk olduğu toplumda
yalnızlık nîmettir, şifâdır, ilaçtır.
İnsanlar arasında yalnızdır insan.
İnsanlar, insanların içinde
insana hasret yaşarlar.
■İyi insanları, yalnız yaşamayı
tercih edecek kadar incittiniz
yordunuz.
Yalnızlık en büyük servettir.
Kaybedeceğin tek şey
Gereksiz insanlar olsun.
Hayatta en güçlü insan,
En uzun süre yalnız kalabilendir.
{Henrik Ibsen}
■Kusursuz insan arayan
Yalnız kalmaya mahkumdur.
■Kusur gören gözlerimi kapattım
kör ettim.(Hz Ali r.a)
Kusurların en büyüğü,
İnsanın kendi kusurlarından
Habersiz olmasıdır.
Allâh'ı seven her şeyi güzel görür.
Karalayan dilin
Kusur gören gözün
Kırıp döken ellerin varken
Allâh'ın rızâsına eremezsin.
Dilleriyle insanları kıranları
ibadetleri temizleyemez.
İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme!
Ben kırık kalplerdeyim. Rahman:[c.c]
Yardım et bana
Allâh'ım dayanacak
gücüm kalmadı.
Öğrendim ki Her yarayı saran
zaman değil ALLAH'TIR.
Allah'tan başka her şey
yok olmaya Mahkűmdur.
Akıllı, zeki, kaliteli,
Vefâlı insanlar yalnızdır.
Karakterli ve kaliteli insan
sohbetinden sözünden
UUsul ve Üslubundan belli olur.
İyi insan mutluluk
Kötü insan tecrübe
Yanlış insan ders
Mükemmel insan iz bırakır.
İnsanlarla uğraşma.
İnsanlara özen göster iz bırak.
Bırak seni bir hazîne gibi arasınlar.
Altın yere düşmeynen değer kaybetmez.
Değerlisin ama seni değerli eden,
Yüce Allah'tır.
Allah katında KUL,
İnsanlar arasında makbul olmak istersen;
Haddini bil...
[Hz Ali] (R.A.)
Bâzı yolları
Yalnız yürümek zorundasın.
Aile yok, arkadaş yok,
eş yok. Sâdece sen ve Allah.
Yalnız olduğumu sanma,
Allah dâima benimle.
Dünyâ sizin, Îman benim olsun.
Şu fâni dünyanın
Cefâsını ben çekiyorum,
Sefâsını siz sürün.
Şu fânî dünyâda,
Nice harcanmış hayatlar var.
Diyâr Diyar dolaşan ölüler vardır,
Sen her nabzı atanı diri mi sandın?
YAŞAYAN ve YAŞAMAYAN
ÖLÜLERE ŞU ÂYETLERİ OKUYUNUZ.
ŞİFÂ NİYETİYLE.
Haşr, 10 - İbrâhim, 41
Yâsin Sûresi, 6-69-70.
VİDEO İZLE
https://vt.tiktok.com/ZS6C2v4co/
❤️
HZ MEVLANA'DAN ÖĞÜTLER
Cömertlik ve Yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhâmette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede
gece gibi ol.
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevâzu alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülükte deniz gibi ol.
Ya olduğun gibi görün,
Yâ göründüğün gibi ol.
Ya da Psikoloğa, Psikolojik
danışmana görün destek al.
Her insanın, içinden çıkamadığı anda
Zaman kaybetmeden.
{Zaman aaşımına uğramadan
Tam teşekküllü bir hastaneye giderek.
Uzman bir PİSİKOLOK'tan yardım
destek alması gerekir.
[Kendimiz, Ailemiz,
Geleceğimiz, Devletimiz ve
Milletimiz için]
Psikoloğtan yardım almak,
Tedâvi olmak delilik değildir.
Gözün, kulağın, bir yerin ağrıdığında sıkıntı olduğunda nasıl hastahaneye gidip
tedâviye baş vuruyorsan,
İnsanında ruhsal PİSİKOLOJİK sıkıntısı
olduğunda baş vurması gerekir.
Toplum olarak, Millet olarak,
Korona virüs hastalığından ve
ölümlerden sonra Yaşadıklarımız
Psikolojimizi de Bozdu.
Sağlam kimse kalmadı.
Geçim derdi, Seçim derdi,
Apartman hayâtı,
İnsanları çok gerdi.
Yaşa bugünü, düşünme yârını.
Kıl yatsıyı, düşünme sabahı.
Ruha en iyi gelen ilaç mâneviyat
ve sevgidir. Çok kötü
zamanlardan geçiyoruz.
İnsanların Psikolojisi çok bozuk.
Allâh'ım sonumuzu hayırlı eylesin.
Her hâlimizi güzel eylesin.
Çoğu kişinin anlamadığı hastalık;)
MASKELİ depresyon.
Tanıdığım bir Pisikiyatrist (PİSİKOLOK) bana demişti ki; hiçbir zaman bize gerçek hastalar gelmez. Gerçek hastaların
hasta ettikleri gelir.
Bir ailede yaralanan varsa psikoloğa
o gider, yaralayan yerinden kıpırdamaz.
Kendi PİSİKOLOJİN bozuldu ise
Benim kini niye bozuyorsun.
Aşırı düşünmenin sonucu Depresyondur.
Aklınız, Size aslında olmayan problemler yaratmaya başlar. Gereksiz şeyleri fazla düşünerek aklınızı yormaktan vazgeçin.
Psikolojik araştırmalara göre
birini sürekli düşünüyor ve bunu engelleyemiyorsanız bunun nedeni
o kişinin de sizi düşünmesidir....
PİSİKOLOKLAR DİYORLAR Kİ;
Eğer bir insan saçma şeylere bile gülüyorsa
O kişi derin bir yalnızlık duygusu içindedir.
* Eğer bir insan çok uyuyorsa,
O kişi üzgündür.
<*> Eğer bir kişi az ama
Hızlı konuşuyorsa,
Bir sır saklıyordur.
<*>Eğer bir insan ağlamıyorsa,
O kişi güçsüzdür.
<*> Eğer bir kişi anormal Hızlı bir şekilde
Yemek yiyorsa O kişi gergindir.
<*> Eğer bir insan basit şeyler için Ağlıyorsa,
O kişi mâsum ve yumuşak kalplidir.
<=> Eğer bir kişi saçma veyâ basit şeylere kızıyorsa, Bu demektir ki o kişinin sevgiye ihtiyacı var. İnsanları anlamaya çalışalım, Allah rızâsı için
yardımcı olalım.
Kimse kimsenin derdini dinlemek
istemediği için, insanlar Psikoloğa gidiyorlar.
Bir kimse için en büyük sıkıntı,
Uygunsuz birisi ile sohbet etmek,
berâber bulunmak mecbûriyetinde kalması ve o kimseyi terk edip gitmek mümkün olmamasıdır.
Zindanların en darı,
Ahlâkı ahlâkına uymayan
İnsanlarla bir arada
yaşamaktır.
(Hz Ömer r. a)
VİDEO DİNLE
https://youtube.com/shorts/wfIPjd4hDFI?feature=share
Video DİNLE
https://vt.tiktok.com/ZS6C2v4co/
VİDEO DİNLE
https://youtu.be/Lx5MsnEGRe0?si=1_tMdzTildsHoN2p
VİDEO DİNLE
https://youtube.com/shorts/qDMjzXYF-xA?feature=share
■■İFTİRA VİDEO DİNLE■■
https://www.facebook.com/share/r/1ArpKgPV3K/?mibextid=D5vuiz
❤️ ❤️ ❤️ ♥️ ❤️
Güzel Huylu, Ahlaklı,
Edepli Bir Mü'min,
Altın Gibi Değerlidir.
İnsan ahlâkı ile insandır.
Görüntüsü ile değil.
(Hz Ali r.a)
Bir insan az ibâdet etse de,
güzel ahlâkı sâyesinde
en yüksek dereceye kavuşur.
{Hz Muhammed Mustafa S. a. v}
Bir kimsenin öfkeli hâlini
görmeden ahlâkına güvenme.
Öfke ve Mal sarhoşluğu
İçki sarhoşluğundan beterdir.
Allâh'ın en sevdiği kimseler
ahlâkı en güzel olan kimselerdir.
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.v)
Namaz beş vakit, ahlak
yirmi dört saat Farz'dır.
Büyüklerimiz bize böyle bir nasihatta bulunurlardı, Namaz beş vakit ama
ahlak her vakit. cenâb-ı hak bizi
hem namazlı hem de ahlaklılardan etsin.
●Ahlak yoksa din hiçbi işe yaramaz.
İslam, güzel ahlaktır.
Müslümanın da güzel ahlak sâhibi olması gerekir. Esâsen, Müslüman'ın değeri ahlâkının huyunun güzelliği ile ölçülür. İmânın meyvesi güzel ahlaktır.
İyi ve güzel ahlak sâhibi olmayan
kimse meyvesiz ağaç gibidir.
Müslüman, Allâh'ın ve Peygamberin sevgisini
iyi davranışları ve güzel ahlakı
sâyesinde kazanır. Peygamberimiz,
Allah katında en sevgili kulların
ahlakı en güzel olanlar" olduğunu
konuşmalarında
sıkça ifâde ederdi.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)
Allah'ım! Yaratılışımı güzelleştirdiğin
gibi ahlakımı da güzelleştir.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 403)
(İbn Hanbel, 403)(Müslim)
İçinizde en çok sevdiğim ve kıyâmet günü bana en yakın mesâfede bulunacak kimseler güzel ahlâk sâhibi olanlarınızdır... buyurmuştur.
(Tirmizî, "Birr", 71)
Her insanın kıymeti
Ahlâkının güzelliği kadardır...
Bir genç kızın ahlaktan
daha büyük çeyizi olamaz.
(Hz Fâtıma r.a)
(Bir kadının çeyizi
edebi ve ahlakıdır;)
Görülüyor ki merhâmeti sonsuz olan Yüce Allah'ın rızasına ermek, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin sevgisini kazanarak onun yakınında bulunmak, iyi ahlâk sâhibi olmakla mümkündür.
Kişinin güzel ahlaklı oluşu, kalbindeki olgun imanın bir göstergesidir, yani sağlam ve
olgun bir îmana sahip olan kimsenin ahlâkî davranışları iyi olur, böyle kimseden
kötü davranışlar meydana gelmez.
Bir insanı iyi yada kötü olarak değerlendirmemize neden olan huy ve değerlere ahlak denmektedir.
Güzel huylu,
Güzel ahlâklı olmak gerekir.
Topluma ahlaksızlığı aşılayan'dan
daha aşağılık bir kimseyi görmedim.
Müminler arasında ahlaksızlığın yaygınlaşmasını isteyenlere dünyâda ve
ahirette can yakıcı bir ceza vardır.
Allah bilir, siz bilmezsiniz.
(Nûr, 24/19)
Ahlaksızları ahlaklı gibi göstermek
bir toplumun ahlakını bozar.
Bir toplumun çoğunluğu, olduğundan daha
ahlaklı görünmek çaba ve gayreti içindeyse,
bilin ki o toplumda
ahlak sorunu vardır.
İslam Ahlâkının Temeli: HAYÂ
Hayâ, sözlükte “utanma, çekinme,
ürperme, çirkin bir şeyi görmek- ten
ya da yapmaktan geri durma” anlamına gelir. Bir ahlak kavramı olaraksa kınanma endişesiyle kurallara aykırı davranmaktan kaçınma ve bunu sağlayan duygu demektir. Hayâ duygusu, Allah tarafından insanın mayasına işlenen özel bir nimettir. Kişinin utanıp sıkılacağı, eleştiri ve rahatsızlık yaşayacağı her hâli örten bir olgudur. Hem Yüce Yaratıcı’nın huzurunda hem de insanlar nazarında kişiliği süsleyen bir ziynet ve kötülüklere karşı insanın onurunu ve dokunulmazlığını koruyan en güçlü zırhtır. Mümin için hayâ onu daima iyiyi ve güzeli yapmaya sevk eden ahlaki bir erdemdir.
Bu nedenle insanlık tarihi boyunca bütün ilahi dinler söz, fiil ve davranışlarda hayâlı olmayı emretmiştir. “Her dinin bir ahlakı vardır, İslam’ın ahlakı da hayâdır.
(İbn Mace, Zühd, 17) diyen Peygamber Efendimiz de hayânın, Müslümanların en belirgin ahlaki özelliklerinden olduğunu vurgulamıştır.
Bir kişinin ahlâkı güzelleşirse,
bu durum, bütün âzâlarından belirli olur.
Sűreti de, Sîreti gibi güzelleşir
Zindanların en darı, ahlâkı ahlâkına uymayan insanlarla bir arada yaşamaktır.
(Hz Ömer r.a)
Her insanın kıymeti
Ahlâkının güzelliği kadardır.
İnsanı diğer canlılardan ayıran ve
üstün bir varlık yapan güzel ahlakla
donanmış olmasıdır.
Hz Aişe de peygamberimizin ahlâkının
Kur'an olduğunu söylemiştir.
Kuran'ı Kerim de onun ahlâkı
şu şekilde övmektedir:
وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ
Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.
(Kalem, 68/4)
İyilik ve Günah
İyilik güzel ahlaktan ibârettir.
Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir.
(Müslim, Birr 14, 15. bk
Tirmizî, Zühd)
Müslüman yaptığı her işi, kalbinden geçenleri
dâhi Allah'ın bildigine inanarak yapmalıdır.
Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap ki,
bu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
(Tirmizî, “Birr”,55)
Peygamberimizi örnek alarak onun sünnetine uyar, güzel ahlakıyla ahlaklanmaya özen gösterir.
Ailesine, milletine ve vatanına karşı
tüm görevlerini yerine getirir.
Akraba ve komşularına iyi davranır. hile ve haksızlıktan, başkalarını aldatmaktan sakınır. Elinden geldiğince herkese iyilik yapmaya çalışır.
İyi insan mutluluk,
Kötü insan tecrübe,
Yanlış insan ders,
Mükemmel insan iz bırakır.
Özün neyse sözün o olsun
Ahlâkın yüzünden okunsun...!
Hayâ sâhibi ol. iyi insan ol,
iyi insan olmadan
iyi müslüman olamazsın.
Dünyayı çok sevme, Helal kazan,
Hayır işlerinde ve iyilikte yarış,
Güzel ahlaklı, güzel huylu ol.
(Gülbaba Hz)
Öyle 'Ahlak"lı ol ki, Düşmanın bile
Seninle Düşman olduğuna utansın...
(Şu) iki özellik, bir müminde bulunmaz:
Cimrilik ve kötü ahlak.
(Tirmizî, "Birr" 41-44)
İslâm, Allâh'ın yarattıklarına
şefkatle merhâmetli davranmaktır.
İslam denilince akla; Türban, Sakal,
Sarık, Cübbe geliyor.
Oysa İslam denilince akla
Ahlak, Adâlet, Akıl,
İlim gelmelidir.
Ahlâkınızla beni örnek alın.
(Hz Muhammed sav)
Namaz kılanlar söz ve davranışlarıyla
insanlara örnek ve önder olsa
toplum düzelir.
İHLAS: Samimi olmak,
Dîne içtenlikle bağlanmak demektir.
Günümüz zihniyetinde îman var ama ihlas yok. İlim var ama amel yok. bu çelişkiden günümüz müslümanlarının kurtulması gerekiyor.
Özümüz sözümüz bir olmalı.
İhlas ve samimiyeti kuşanmalıyız.
ahlâkî ilkelere sarılmalıyız.
İnanç ve İbâdet sorunumuz yok.
Ahlak sorunumuz var.
Ahlak yoksa inanç ve ibadetin de
bir anlamı yok. Adâlet ve
kul hakkı ahlâkın özüdür.
İNSANLAR, Paranın peşinden o kadar hızlı koşuyor ki, AHLÂKIN, arkadan yetişmesi mümkün değil...
Makâmınla, Paranla şeref kazanma,
Şerefinle para kazan ki,
Makâmın ve Paran bittiğinde
şerefinde bitmesin.
Türk parasının değeri düşerken
İsyan ve şikâyetteyiz.
Kültürün değeri düşerken
Dînin değeri düşerken
Ahlâkın değeri düşerken
Vicdânın değeri düşerken
İnsanlığın değeri düşerken
Kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.
Bu millet toprak kaybetmedi.
İman kaybetti.
Ahlâk kaybetti.
Şahsiyet kaybetti.
Bunun telâfisi asırlar alır.
Bir milleti savaş olmaksızın yıkmak isterseniz, çıplaklığı ve zinâyı
Genç nesilde yayın.
(Selahattin Eyyûbi)
Zindanların en darı
Ahlâkı Ahlâkına uymayan
insanlarla
Bir arada yaşamaktır!
(Hz Ömer r.a)
Ahlâkın, ahlaksızların elinde oyuncak olduğu bir toplumdan "HAYIR" bekleme. Hz Ali r.a
Yanlışı alkışlıyorsan,
Fikrin yoktur.
Eğri ile doğruyu ayıramıyorsan
Aklın yoktur.
Yalana sâhip çıkıyorsan,
Ahlâkın yoktur.
Asıl Yetimler anadan babadan değil,
İlim ve ahlaktan yoksun olanlardır.
(Hz Muhammed'in Dâmadı ve
Yeğeni Hz Ali r.a)
Lokman Hekim'e
Güzel ahlâkı kimden öğrendin diye sormuşlar...Ahlaksızdan demiş!
Bâzı insanların değişmesini beklemeyin.
Yılan sâdece derisini değiştirir,
Huyunu değil.
Can çıkarda huy çıkmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez.
Bir insan yedisinde ne ise,
Yetmişindede aynıdır değişmez.
DAĞLARIN bile yer değiştireceğine inanın ama insanların HUYLARINI değiştireceklerine
ASLÂ inanmayın...
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.v)
Evleneceklere Tavsiyem;)
Eğer evleneceğiniz insan,
Kendi anne babasına kaba sayğısız davranıyorsa o insandan YILANDAN, AKREPTEN, HARAMDAN kaçar gibi
kaçın uzak durun. ama hayvanlara, çocuklara karşı şefkatli merhâmetliyse
onuda bırakmayın.
İyi insan, iyi müslüman güzel huylu olandır. Allah'ın bir kimseye verdiği en hayırlı, en değerli şey güzel huydur.
Güzel huy sâhibi olmak ve her konuda ölçülü olmak Peygamberlerin özelliklerindendir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) Huyu en iyi olan mümin, îmânı en güçlü mü'mindir.
Güzel huylu bir mü'min,
Gündüz oruç tutup,
Gece namaz kılan
Kimselerin derecesine ulaşır.
Îyi huylu kimseye cennetin en yüksek yerinde bir köşk verilir. Allah'u Teâlânın kulunda bulunmasını istedi ve beğendiği özelliklerden biri iyi huylu olmaktır.
Allah sevdiği kulunu yumuşak huylu yapar. İnsanlara yumuşak davranmayan
kimsede hayır yoktur.
(Hadîs-i Şerif)
Yumuşak huylu olan kimse her işte kolaylık gösterir. Allah'u Teâlâ da kullarına kolaylık gösterilmesinden memnun olur buyurmuştur.
(Tirmizi, Radâ, 11, Müslim, Birr, 74-76)
İyi huylu olmanın ifâdesi güler yüz göstermek, nezaketli konuşmak,
samimi olmaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)
İnsanlık için en güzel örnektir.
O, bizlere erdemli bir kul olmanın ve insanlarla güzel geçinmenin yollarını bizzat yaşayarak öğretmiştir.
Geçim ehli olmak,
İnsanları idâre etmekte ibadettir.
Allah Resûlü (s.a.s) yumuşak huylu,
zarif ve ince ruhlu bir insandı.
Edep, hayâ ve tevâzü sahibiydi.
çevresindekilere huzur ve güven verir,
korku ve endişe yaymazdı.
Ailesine ve ashâbına karşı
yüreği sevgi ve şefkat doluydu.
İyi günde olduğu kadar, zor zamanda da sabırlı, hoşgörülü ve affediciydi.
Cenâb-ı hak, peygamberimizin bu vasfını şöyle övmüştür: Sen onlara Allah’ın lütfu sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz onlar etrafından dağılır giderlerdi.
(Âl-i İmrân Sûresi, 3/159)
Sevgili Peygamberimizi rehber edinen müminler olarak, hasbi ve samimi davranmayı prensip edinelim.
Vefalı ve fedâkâr, temiz özlü ve doğru sözlü olmak için emek verelim. Unutmayalım ki, riyâkar, menfaatçi, kibirli ve ikiyüzlü kişi, Allah katında da insanlar arasında da sevgi ve değer göremez. İyi huylu bir müminin hayatında kötü söze, kaba davranışa, şiddet ve nefrete yer yoktur.
Zira o, peygamberimizin şu sözlerini dâima hatırında tutar:
“Mümin cana yakındır.
müslüman cana yakın olmalıdır.
insanlarla yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan
kimsede hayır yoktur.
(İbn Hanbel II, 400)
Kendisi cehennem ateşine ve cehennem ateşi de kendisine haram olan kişiyi
size bildireyim mi?
Cana yakın, yumuşak huylu ve kolaylaştırıcı kolay geçinilen kimse.
(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 45)
İçinde yaşadığımız toplumun değerini bilelim sevinci ve kederi, varlığı ve yokluğu paylaşalım. hal ve hareketlerimizle birbirimize sükûnet, huzur ve muhabbet aşılayalım.
Başta eşimiz ve çocuklarımız olmak üzere güler yüzümüzü, güzel sözümüzü, insaf ve anlayışımızı kimseden esirgemeyelim. böylelikle hem kendimiz hem de çevremizdekiler için hayâtı kolaylaştıralım.
Çocuk, anne-babaya Yüce Allah’ın bahşettiği büyük bir nîmet ve kıymetli bir emânettir. Bu itibarla, çocukların sağlıklı bir şekilde yetiştirilip güzel ahlak ile terbiye edilmeleri, onlara karşı en temel sorumluluktur.
Çocuklara insan sevgisini kazandırın.
insana değer veren çocuklar yetiştirin.
Çocuk, ahlâkını öncelikle yetiştiği evden alır.
İslam’da iman, ibadet ve güzel ahlak bir bütündür. Yüce dinimiz biz müminlere samimiyetle ibadete devam etmenin yanı sıra, güzel ahlak sahibi ve geçim ehli olmayı öğütler. Bilhassa ailemizle, komşularımızla, akraba ve arkadaşlarımızla iyi niyet, hakkaniyet ve merhamete dayalı ilişkiler kurmamızı ister. Muhatap olduğumuz herkesi Allah’ın yarattığı ve gözettiği bilinciyle saygılı ve nezâketli davranmamızı tavsiye eder.
Ahlak örtüsü olmayanı,
Sakalı, Cübbesi, Sarığı,
Çarşafı Başörtüsü dindar yapmaz.
Ahlâkı kötü insanlarla arkadaşlık kurma ki onlar günah işlemeye
seni teşvik etmesinler.
(İmam-ı Âzam Ebû Hanife)
Müminlerin îman bakımından
en mükemmeli, ahlâk bakımından
en güzel olanıdır.
(Ebü Dâvüd, Sünnet,15)
Güzel Ahlak, günahları,
güneşin buzu erittiği gibi eritir.
(Hadis-i Şerif)
Abdesti güzel olanın,
Namazı güzel olur.
Namazı güzel olanı,
Ahlâkı güzel olur.
Ahlâkı güzel olanın,
Sözü tesirli olur.
İknâ edici ve doğru olur.
Sözüde güzel olur.
Duâsıda güzel olur.
Yoluda güzel olur.
Sonuda güzel olur.
Her hâli güzel olur.
Allah Celle Celâhu yolumuzuda
sonumuzuda güzel eylesin.
Bu milletin îmânı ile oynamayın.
Bu milletin ahlâkıyla oynamayın.
Bu milletin geleceğiyle oynamayın.
Bir millet îman ve ahlâk ile yaşar
Bir milletin kuvvetli olması,
İnsanların güçlü kuvvetli olması herşeyden evvel îmanlı ahlaklı olmasına bağlı. Îmânını kaybeden,
Ahâkını kaybeden bir toplum yıkılır gider.(Alparslan Türkeş)
■İnsan değerleri için yaşar.
Bizi biz yapan millî mânevi değerlerimizdir.
Öyle bir zihniyete sahip olduk ki biz
Geçmişine bizim kadar küfreden başka millet yoktur! Nefret ediyorlar ya senin geçmişin Osmanlı değil ulan senin büyük annen deden Osmanlı'ydı.
İnsan soyuna şey yapar mı?
Soysuz musun sen veya
gökten zembille mi indin.
■ Devlet malından bir hırka bile aşıran savaşta ölse bile ŞEHİT olmaz.
■ Bize Kur'an okuyan idâreci değil,
Kur'an'ı yaşayan idâreci lâzım.
Memleketler parasızlıktan değil,
Ahlaksızlıktan çökerler.
(Necip Fazıl Kısakürek)
"Allah Büyük"
Parayı yerine koyarız.
Giden Ahlak olmasın.
Giden İnsanlık olmasın.
Giden Edep olmasın.
Kötü ahlak, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda vermez. güzel ahlak, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günahlar bile affa uğrar.
Sorun, ahlâkın yitirilmesidir.
Asıl sorun ise ahlaksızlığın
normal görülmesidir
Din Güzel Ahlak'tır.
Güzel ahlak, güler yüz, iyi ve güzel şeyleri yaygınlaştırmak ve başkalarına rahatsızlık vermekten kaçınmaktır.
Kıyâmet gününde mü'min kulun amel terâzisinde güzel ahlaktan daha ağır gelecek bir şey yoktur.
İyilerin değil, İyi oynayanların dünyâsı
Allah ahlaklı menfaatsiz vicdanlı insanlarla karşılaştırsın.
Mü’minler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır.
En hayırlılarınız da kadınlarına
ahlakça güzel davrananlarınızdır.
(Tirmizî, “Radâ”, 11)
Râsulullah Şöyle Duâ Ederdi:
Allâh'ım! kötü ahlaklı olmaktan, fenâ işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana sığınırım.
(Tirmizi, Dâavet, 126)
Allâh'ım! Kötü ahlâktan,
nefsânî arzulardan,
kötü işlerden ve ayıp şeylerden
beni uzaklaştır.
(İbn Hıbban, "Ed’ıye", No: 960)
Allâh'ım! (haktan) ayrılmaktan,
iki yüzlülükten ve kötü ahlaktan
sana sığınırım.
(Ebu Dâvûd, Vitr, 32;
Nesaî, İstiâze, 21)
Allâhım! Kötü işlerden ve kötü ahlâktan beni koru. Bunlardan da beni ancak
sen korursun.
Ahlâkımızı güzel eyle.
Kötülerle ve kötülüklerle
karşılaştırma Allâh'ım.
VİDEO
♥️https://youtu.be/_8YjBUJtebk
Not: Kişinin ahlâkının düzelmesi için hergün.(Tin Süresini okusun)
Not: Hâmile kadın çocuğunun güzel huylu,ahlaklı dindar olması istiyorsa
hergün Yusuf Süresini ve
YÂ VÂCİD Allâh'ın ismi şerefini
bir kaç defâ okusun.
Havuç. Hurma, Elma, Somon balığı,
Et, Yumurta yerse çocuk hem güzel olur.
Hem erkek olur.
Sağ kolu üzerine
uyumaya gayret etsin.
Allâh’ım! Hayırlı
evlatlar nasip etsin.
❤️EDEP VE HAYA❤️
EDEP YÂ - HÛ
Hiçbir süs EDEP
kadar güzel değildir.
Bir insana yakışan
en güzel giysi edeptir.
İnsanoğlunun edepten nasibi yoksa
insan değildir. İnsan ile hayvan
arasını ayıran edeptir.
《Şems-i Tebrizi 》
Edebin ne kadar önemli olduğunu bilseydiniz, Allah'tan rızık yerine
Edep isterdiniz.
İmam Gazali (rah) derki;
Dünyâlık elde etmek için
Sakın dîninden ve
edebinden bir şey verme.
En büyük edep,
İlâhi hududu muhâfazadır,
gözetmektir.
(Abdulhâkim Arvasi Hazretleri)
Allah’a Karşı Edep Nasıl Olmalı?
Şunu hemen ifâde edelim ki, hayâ ve edep, öncelikle insanı yoktan var eden, onu hadsiz nîmetlerle besleyen, her yerde hâzır ve nâzır olan, bütün kâinatı ve yarattığı her mahlûku murâkabe eden Cenab-ı Hakk’a karşı olmalıdır.
Kişi, Önce Cenab-ı Hakk’tan,
Sonra da insanlardan utanmalıdır.
Zaten Allah’tan hayâ etmeyen insanlardan da utanmaz;
İnsandan utanmayan kimse de
Allah’tan utanmaz.
Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaratanın kuluna lütuf ile muâmele etmesine vesiledir.
Ne kadar ilminiz olursa olsun ya da hangi makâma gelmiş olursanız olun insan olma sırrına sizi vasıl edecek şey edeptir.
Yüreğinde “sevgi” olmayanın da edepli olması düşünülemez. İnsanları sevecek ki değer versin. İnsanlara değer verecek ki onlara karşı edepli davransın...
Küllî sebepleri edeple idrâk...
Âlem'deki nizâma sebeb,
eşyanın O'na edebindendir; çünkü her şey O'na edebinden haddini bilir ve vazifesini hakkı ile icrâ eder.
Bu nedenle haddini aşan insan 'sebebi' de ihmâl edeceğinden nizâmı da batıl ile ifsâd eder.
İlim yolcularının değeri çıktığı yolculuklarda gizlidir.
Dünyevî ihtiraslar yarına taşmakta
âciz sular gibidir..
Böyleleri sözünü de özünü de kaybeder..
Âleme söz ve eylemleri ile katkı sunan insanlar ise bunlara nazire edercesine okyanus gibidir.
Su olduğunun bilinciyle akmaya devam et... Bu senin varlığına karşı edebinden gelir.. Fesada uğrayan sen değil,
ruhun aleti olan bedenin..
Varlığın sükunet bulur mücadele ruhuyla...
Herşey ilâhî sünnete göre edebinin gereğini yerine getirmekte...
Hakkın hükmü esastır.
Hüküm duanın gücüyle eşdeğerdir.
Edeple Gelen, Lütufla gider.
Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaratanın kuluna lütuf ile muâmele etmesine vesiledir. Allah bizi edepsizlerden kurtarsın vesselam!
Edeb Yâ-Hû
Eskiden evlerin ve işyerlerin duvarlarına
“Edep Ya Hû!..” yazılı levhalar asılıyordu.
“Edep Ya Hû!” ne demektir.
İslâmiyet üç rükün üzerinde durur ve
bu üç esas üzerinde devam eder.
Bunlar, itikat, ubudiyet ve ahlak-ı hasene,
yani güzel ahlâktır.
Ahlâk-ı hasene diğer ikisini korur.
Eğer güzel ahlak olmazsa diğerlerinin ruhu kalmaz. Bizim dinî kültürümüzün kaynağı bunlardır.
Edep ve iffet namusun perdesidir.
Namus ancak edep ve hayâ ile muhâfaza edilir. Hayat denilen şey edeptir.
Esrar-ı ilahiyeden bir sır olan edep,
insanın en büyük ziyneti ve nurudur.
Evet, edep insan-ı kâmilin meftun olduğu, fakat şeytanın ve şeytan gibi insanların hoşlanmadığı güzel ahlakın en önemli şubelerindendir.
Edep ve iffetin düşmanı edepsizliktir.
Edep her zaman takdirle,
Hayâsızlık ise lânetle yâd edilir.
Bu bakımdan, her Müslüman’ın
en önemli vasfı edep,
hayâ ve nezâket olmalıdır.
Zîra, mütedeyyin kimselerin en büyük şiarı bunlardır. İnsanın bedeni gıdalara muhtaç olduğu gibi, aklı da ilim ve
edebe muhtaçtır.
İnsanın şerefi sâhip olduğu ilim ve
edep sebebiyledir. Yoksa üstünlük,
mal ve soy ile değildir.
Edep insanın kendini tanımasıdır.
Kalp değişmeden hal değişmez.
Edep erkekte güzel.
Kadın'da daha güzel.
Bir kadının çeyizi edebidir.
Kadın edebiyle,
Erkek şerefiyle anılır.
Tadını çıkaramadığınız insanın
Adını çıkaramayın.
Ne güzel demiş,
Âşık Yunus Emre;)
Edebim el vermez
Edepsizlik edene
Susmak en güzel cevap
Edebi elden gidene!
Yüreği güzel insana sormuşlar:
Edebi kimden öğrendin?
Edepsizden demiş.
Arlı arından utanır,
Arsız ise korkuttum sanırmış.
Her insanın mahkemesi
onun vicdânıdır.
Edep sâhibi yediği tokadın
Sâhibini aramaz,
Sebebini arar.
Hatâları tek başına yapmaz insan,
Ama bedelini tek başına öder.!
Tasavvuf terbiyesinde de edebin çok önemli bir yeri vardır. Onun her kademesinde edep ön plandadır; baştan sona kadar hep edep üzerine binâ edilmiştir. Odadan dışarı çıkan bir kişinin arkasını dönmesi edebe muhâliftir.
Aziz Mahmud Hüdai Hazretlerinin şeyhi olan Üfdâde Hazretlerinin Bursa’da bulunan türbesinin kapısının üzerine, “Edep Ya Hû” kapının arkasına ise, “Edeple giren,
Lütufla çıkar” yazılıdır.
İnce düşünce, hassasiyet, nezaket, zarafet, edep ve hayâ insani münâsebetlerde de çok önemlidir. Büyüklerin yanında yüksek sesle konuşmamak, yaşlılara hürmet etmek, konuşan herhangi bir kimsenin sözünü kesmemek, meclis içinde fısıltılı veya gizli konuşmamak ve kahkaha ile gülmemek te edep ve hayâdandır.
İnsanları aşağılamak, onlarla alay edip küçük düşürmek, su-i zanda bulunmak, insanların gizli hallerini araştırmak ve lakap takmak da edebe muhâliftir.
GEZDİM HALEP İLE ŞAMI
EYLEDİM İLMİ TALEP
MEĞER İLİM BİR HİÇ İMİŞ
《 İLLA EDEP İLLA EDEP 》
ANLAMI: Bir kişi ilimden önce ahlakı, edebi, terbiyeyi öğrenmelidir.
İyi insan olmayı bilmelidir.
Bilim insanı önce etik olmalıdır.
Etik meslek ahlakıdır.
(Yunus EMRE)
EDEP'LE GELEN,
LÜTUF'LA GİDER
Allâh’ın kapısı herkese açıktır.
O kapıya edeple gelen, lütufla gider.
Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaratanın kuluna lütuf ile muâmele etmesine vesiledir.
Ne kadar ilminiz olursa olsun ya da hangi makâma gelmiş olursanız olun insan olma sırrına sizi vasıl edecek şey edeptir.
Yüreğinde “sevgi” olmayanın da edepli olması düşünülemez.
İnsanları sevecek ki değer versin.. İnsanlara değer verecek ki onlara karşı edepli davransın... Allah bizi edepsizlerden kurtarsın vesselam!
Dünyâda rahat ve huzurlu yaşamak, ahrette de ebedi saâdete mazhar olup aziz ve mükerrem olmak isteyen kişi, istikâmet, edep ve hayâ dairesinde yaşamalı, herkesle iyi geçinmeli,
hiçbir insanı incitmemelidir.
İnsanların kusurlarını ve ayıplarını araştırıp ifşa edenler, Settar-ül uyuba muhalefet etmiş olurlar, mahbub-u kulup yani kalplerin sevgilisi olamazlar. Kötülüğe kötülükle mukabele caiz olsa bile, bu hal ehl-i irfanın yapmayacağı bir durumdur. Vakar ve şerefini muhâfaza eden bir ehl-i irfan bu gibi hoş olmayan şeylere tevessül etmez.
İslam dininde edep, kişinin her hâlinin murâkabe altında olduğunun şuurunda olmasıdır. Nefsini ıslah edip iffet, vakar, hilim, sabır, nezâket, zarâfet ve tevâzu gibi hasletlerle edeplenenler,
Allah’a yakınlaşır ve O’na dost olurlar.
Allâh'a aşık olana âşığım
illâ edep illâ edep.
Evet edep; Şeytanın ve nefs-i emârenin boynunu büken, onu ayaklar altına alıp mağlup eden ve insanı maksuduna kavuşturan en emin vâsıtalardan biridir.
Ya hayır söyleyecek sözün olmalı
Ya da susacak edebin.
(Hz Ebubekir)
Bizim yolumuzun başı edep,
ortası edep, sonu yine edeptir.
Hiç bir edepsiz,
Allah dostu olamaz.
Her şeyin akla, Aklın ise
edebe ihtiyâcı vardır.
(Hz Ali r.a)
Edep Yâ Hu
Cenab-ı Haktan Edep isteme ve
tüm yaratılmışlara edeple davranması anlamına gelir.
EL HAYA Vel Îman
Hayâ nerdeyse iman oradadır.
EDEP, ERKEKTE GÜZEL,
KADINDA DAHA GÜZEL.
BİR KADININ ÇEYİZİ EDEBİDİR.
اَلْحَيَا ءُ مِنَ ا ْلإِيمَا ن
"EL HAYÂÜ MİNEL ÎMAN"
(Hayâ îmandandır)
Ar, Edep, Utanma, Hayâ,
duygusu ne güzel zenginliktir.
Toprağın üzerinde,
Allâh'a karşı edepli olmayanı
ALLAH; Toprağın altında edeplendirir
(Hasan-ı Basri)
Âlemlerin Rabbine ancak edeple güzel kul olur insan. Başta ibadet ve tâatkar olmak üzere her yerde ve hâlde edepten ayrılmamak ve güzel ahlâka sâhip olmak kulluğun gereğidir.
Yemekten içmeye, konuşmadan, dinlenmeye, abdest almadan duâ etmeye kadar herşeyin âdaplarına yer verilerek edep, Hayatın tümünü teşmil edilmiştir.
Güzeli güzel eden edeptir.
Edep, Güzeli sevmeye sebeptir.
Herşeyi bilmene gerek yok,
Haddini bil yeter.
Allah Celle Celâluhü karşımıza,
haddini, kendini ve edebini bilen
güzel insanlar çıkarsın.
Edepsizliği mârifet sananlar
Edepli insanı aptal sanırlar.
Arsıza yüz verme tepene çıkar!
Edepsize çok susma sabrını yorar!
Câhile çok vefâlı olma bir pula satar!
Lokman Hekim'e Sorarlar;
Edebi kimden öğrendiniz?
Şöyle cevap verir: Edepsizden!
Yaptıklarının tersini yaptım,
edebi elde ettim.
Edebim elvermez edepsizlik edene,
susmak en güzel cevap,
Edebi elden gidene...
(Yunus Emre)
Bazı insanlar güzel konuşmayı bilir.
Bazıları yazmayı, Bazıları güzel giyinmeyi.. İnsanların, türlü türlü yetenekleri vardır ama...
En güzel insan; HADDİNİ,
kendini ve edebini bilendir...
Beni bilen bilir, Bilmeyen kendi bilir.
Hayrânım hem haddini
hem rabbini bilenlere.
Allah katında KUL,
İnsanlar arasında
makbul olmak istersen;
Haddini bil ...
(Hz Ali (R.A.)
Allâh'ım uzak tut beni, edepli görünüp,
edep yoksunu olandan.
Tatlı dilli görünüp, çirkin konuşandan. Yüzüme gülüp, arkamdan kuyu kazandan.
En çok da kalp kırmaktan
utanmayan insandan.
Rasulullah Makâmıdır,
Edep Yâ-Hu
Hazret-i Mevlânâ da şöyle der:
Eğer şeytanın başını ezmek istersen,
Gözünü aç ve gör; Şeytanı kahreden edeptir. İnsanoğlunda edep bulunmazsa,
O gerçekte insan değildir...
İllâ Edep, İllâ Edep
Edep Miras'tır. Akıl Arkadaş'tır.
Güzel Ahlak yoldaş'tır.
Karakter ise kişinin aynasıdır.
Edep ve Haya
Edep; akıl ve hikmete muvâfık hareket edip, Cenab-ı Hakk’ın emrettiği gibi yaşamaktır.
Hayâ ise, utanma ve ar duygusu olup,
Utanç verici durumlardan sakınmak ve
Nefsin süfli arzularını terk etmektir.
Hayâ imandan bir şubedir.
Allah’tan gereği gibi hayâ edin.
Edep, bütün hâllerde istikamet ve
İyilik üzere bulunmaktır.
Edep, aklı ikmal eden, onu nurlandıran,
Îmânı kemâle erdiren, insanı ruhen terakki ettirip saâdet ve selâmete kavuşturan en hayırlı bir sermâyedir.
Ehl-i ilim ve irfânın ifâde ettikleri
şu sözler de edebin ehemmiyetini
ortaya koymaktadır:
“Edep, Hakk’a giden yolun azığıdır.”
“Edep, olgunlaşmanın ilk şartıdır.”
“Hakiki güzellik, ilim ve
edep güzelliğidir.”
“İnsanın ziyneti, edebin tamamıdır.”
“Edep, insanı utanılacak
şeylerden koruyan melektir.
Edep, nefsi gerektiği şekilde terbiye etmek ve güzel ahlâk ile süslemektir.
Edep, insanın mutlak bir
fazîlet kaynağıdır.
Edep bir taç imiş nur-u Huda’dan,
Giy ol tacı, emin ol her belâdan.
Hz. Mevlâna da şöyle der:
Eğer insanoğlu edepten mahrum ise insan değildir.
İnsanın hayvandan farkı edeptir.
Gözünü aç ve Allah’ın bütün kelâmına dikkat et. Âyet âyet bütün
Kur’an’ın mânâsı edeptir...
Yetim kimse anası ve babası olmayan değil, İlim ve Edebi olmayandır.
Asıl fakir; malı mülkü olmayan değil,
ilim ve edepten mahrum olandır.
Çünkü nimet ve servetlerin en büyüğü ilim ve edeptir. Bu nimetlere nail olan, edebi sâyesinde nail olur.
O nimetleri kaybeden de edebi terk ettiği için kaybeder. Bu bakımdan, edepten mahrum olan bir kimse, vasıl-ı Huda olamaz. Dünyada rezil, rüsva olduğu gibi ahirette de azab-ı İlâhiye maruz kalır.
Edebini yitirmiş bir kimse, en tehlikeli
ve bulaşıcı bir hastalıktan daha tahripkârdır. Edep, hayâ ve iffetten mahrum olan insan ilim, makam ve
rütbe bakımından ne kadar yükselirse yükselsin faziletli sayılamaz. Çünkü asıl fazilet ve kemal, ilim ile ahlakın ittihat etmesiyle mümkündür.
Edep ve hayâdan mahrum olan kimseler,
Huzur ve saâdetle yaşayamadıkları gibi,
bazen haysiyet ve şereflerini de kaybederler.
Ne edep var ne hayâ,
Çırıl çıplak bedeni!
Eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni;
desenize hayvanlar sizden daha medeni!
(Mehmet Âkif Ersoy)
İnsanda yok ise edep;
Neylesin medrese, mektep!
Okusa Âlim olsa yine merkep,
yine merkep.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Param olmadan da çok şey aldım ben:
Edep aldım... Gönül aldım...
Öğüt aldım... İbret aldım...
EDEP...!
Konuştuğun zaman dilini korumak,
Yalnız kaldığın zaman kalbini korumak,
Dışarıya çıktığın zaman gözünü korumaktır.
Büyük insanlar edebi ile vedâ ederler.
Karaktersiz insanlar ise ihânetiyle...
Allah Resulü (sav.) kimsenin kusurunu görmez, görse bile yüzüne vurmazdı.
Kendisine bir kimsenin hoş olmayan
bir şeyi yaptığı bildirilince;
Falan kimse neden böyle yapıyor?
Niçin böyle söylüyor?” demez.
Neden böyle yapıyorlar?
Niçin böyle söylüyorlar?” şeklinde konuşur ve böylece o kimseyi ikaz eder, edebe muhalif söz ve davranışından vazgeçirirdi.
Hayâ îmandandır.
(Buhâri, Îman, 16)
Allah'u' Teâlâdan hayâ edin!
Allah'tan hayâ eden,
Kötü düşünceden uzakdurur.
Midesine girenleri kontrol eder,
Ölümü hatırlar.
(Tirmizî)
Hayâ öyle bir süstür ki insanı
Yusuf a.s. kadar güzelleştirir.
Öyle bir süstür ki hayâ,
insanı zarifleştirir, vakurlaştırır,
Meryem gibi iffet timsali hâline getirir. Osman r.a gibi peygamber övgüsünü hak ettirir, meleklerin dâhi kendisinden
hayâ ettiği bir mertebeye ulaştırır. Makamlardan makamlara, Îmandan ihsana, mürüvvetten takvaya hayâ ile varılır. Zira"Hayâ, bütünüyle hayırdır."
Hayâsız olan, emânete hiyânet eder,
hâin olur. merhâmet duygusu kalmaz,
dinden uzaklaşır, lânete uğrar,
şeytan gibi olur.
(Deylemi)
Mümin, ayıplamaz, lânet etmez,
çirkin söz söylemez ve hayâsız değildir.
(Tirmizî)
İnsan, sâlih iki komşusundan utandığı gibi, gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanır.
(Beyheki)
Ateş, Su, Hayâ yolculuğa çıkmış;)
Birbirimizi kaybedersek nasıl buluruz demişler;) Ateş demiş ki;) Nerede duman görerseniz ben oradayım. Su demiş ki;) Nerede şırıltı duyarsanız beni orada bulursunuz. Haya da demiş ki
beni kaybeden bulamaz.
Haya kalkarsa,
Yerine belâ gelip yerleşir.
Hayâsız insan merhâmetsiz ve
acımasız, vurdum duymaz,
sorumsuz olur.
Hayâsızlık insanı küfre düşürür.
Hayâsız kişi cennete giremez.
Utanmak için hayâ gerek.
(Deylemi)
İnsanların Peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de:
“Utanmazsan dilediğini yap!”
sözüdür.
(Buhârî, “Ehadisü’l-Enbiyâ”, 54;
Ebu Dâvûd, “Edeb”, 6)
İnsana hayâ yakışır.
Allah Halîmdir,
Hayâ sâhibidir,
Kusurları örtendir.
Hayayı ve Örtünmeyi sever.
(Hadis-i Şerif)
Kalp Herkeste Bulunur da
Vicdan Herkeste Bulunmaz.
İnsan, Vicdânıyla insandır.
Vicdanını kaybeden huzur aramasın.
Edebini, Hayâsını, Vicdânını kaybeden insanlığını kaybetmiş demektir.
Ruhu kirlenmiş insanların
vicdânı ayar tutmaz.
İnsanı insan yapan merhâmeti ve vicdânıdır. Vicdan, İnsanın tek gerçek dostudur. Vicdânını dost bil,
Dinle sözünü ve bir gün...
Aklın ile vicdanın arasında kalırsan eğer vicdânını seç! Çünkü aklın çıkarlarını korur. Vicdânını ise insanlığını.
Herkesin polisi kendi vicdânıdır.
Polis vicdânı olmayanların karşısındadır.
Polisten kim korkar?
Kötüler ve Suç işleyenler korkar.
Kötü bir işin en gizli şâhidi vicdanıdır.
Vicdan, iyi ile kötüyü ayıran bir ışıktır.
Cemre hep havaya, suya, toprağa düşüyor, Ne olur artık insanlığa düşsün, vicdanları buz kesilmiş insanların yüreklerini..
İnsan olmak, ne din işidir,
ne eğitim, ne para,
insan olmak sâdece
vicdan işidir.
Her nefis kendinden sorumludur
Bir insanın hocası kendi vicdânıdır.
Kendinize karşı vicdânınızı kaybetmeyin.
Vicdanların hayattan çekildiği bir ortamda sözün ne tésiri olacak??
Ya Rabbi
Îman ile Özümüzü
Edep ile Yüzümüzü
Haya ile Sözünüzü
Kur'an ile Ömrümüzü
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehâdet ile son sözümüzü söylemeyi nasip eyle.
(Âmin)
VİDEO DİNLE
https://www.facebook.com/share/r/VQLHP3CdZiqM99Pw/?mibextid=D5vuiz
❤️ ♥️ ❤️ ❤️
AKRABÂLIK BAĞLARINI KORUMAK VE
SILA -İ RAHİM
Allah’tan korkun ve akrabalık
bağlarını kesmekten sakının.
(Nîsa, 4/1)
Kim Allâh'a ve âhiret gününe inanıyorsa akrabasıyla ilişkisini kesmesin.
Akrabalık, Arş’ta asılıdır. ve der ki:
Beni gözeteni Allah gözetsin;
Beni terk edeni Allah terk etsin.
(Müslim, Birr ve Sıla, 17)
Fâziletlerin en üstünü, Akrabalık ilişkisini kesenle ilişkini sürdürmen, sana vermeyene vermen, sana sataşanı bağışlamandır.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 439)
SILA-İ RAHİM FARZ'DIR
(SILA-İ RAHİM) Ziyâret,
Seyahat, insanların RUH ve
BEDEN sağlığına iyi geliyor
çok faydalıdır.
Sıla-i Rahim yeniden diriliş demektir"
*Seyâhat Edin Sıhhat Bulun*
Rızkının çoğalmasını ve ömrünün bereketli olmasını isteyen, anne ve babasına ihsan ve ikramda bulunsun
ve akrabalarını ziyaret etsin.
(Ahmed b. Hanbel, III, 156)
Akrabalar, mutluluk ve huzur verir,
insanı güçlü kılarlar. Allah rasulü kişi, kardeşleri dostları, sevenleri ile çoktur. buyurmuştur.
(Deylemi, Müsned, IV, 205)
Kardeş demek ne kadar uzak olursa olsun
Kalbi hep onunla atmak demektir.
(Hadîs-i Şerif)
Büyük Kardeşin Küçük Kardeşler Üzerindeki Hakkı, Babanın Evlâdı Üzerindeki Hakkı Gibidir.
(İhyâ-u Ulumi'd din,
Cilt 2, sayfa 21)
Kardeş kardeşin emânetidir.
Sakın ola ki sırtınızı dönmeyin.
Sıla-i rahim, aile bireylerinden başlayarak akrabalara yönelik olarak emredilse de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara
karşı da vazife ve borç kılınmıştır.
(Sıla-i Rahim Farz'dır.
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.v)
Unutulmamanın yolu,
Unutmamaktan geçer.
Senden kopandan sen kopma,
Sana kötülük yapana,
Sen iyilik yapârak cezâlandır,
Aleyhine bile olsa hakkı söyle.
Sıla-i Rahim: Rahim Bağı demek siz (İslâm'dan) yüz çevirip de yeryüzünde fesat çıkaracak ve akrabalık ilişkilerini koparacaksınız öyle mi?
İşte Allâh'ın lânetlediği, kulaklarını sağır ve gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır.
Bunlar Kuran'ı hiç düşünmüyorlar mı?
Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?
(Muhammed, 47/22-24)
Akrabalık ilişkisi konusu,"Sılayırahim" kavramıyla ifâde edilmiştir. "Rahîm" ile ana rahmi; "sıla" ile de bağ kastedilir.
"Akrabalar arası ilişki" denilen bu bağ, rahimler vasıtasıyla ortaya çıkar.
Rahîm ile cenin arasında nasıl "kordon" diye bilinen maddi bir bağ var ise akrabalar arasında da mânevi bir bağ söz konusudur.
Cenin için kordon bağı ne kadar önemli ise Müslüman birey için sılayırahim de
O, derece önem taşır.
Bu sebepledir ki yüce Rabbimiz birçok âyette akrabaya hakkını vermeyi, yardım ve iyilik etmeyi emretmekte, akrabalık haklarına riâyetsizlikten sakındırmaktadır.
O, sudan bir insan yaratıp
ondan soy sop ve hısımlık
meydana getirendir.
Rabbin her şeye hakkıyla
gücü yetendir.
(Furkan, 54. Âyet)
İyi kalpli temiz bir insan
Akraba haklarına riâyet eder,
güçlüklere dayanır,
misâfirlere ikram eder,
felâkete uğrayanlara
yardım eder.
اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَا۪يتَٓائِ ذِي الْقُرْبٰى
وَيَنْهٰىعَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ
يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Şüphesiz Allah, adâletli olmayı,
iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; (Yâni sosyal yardımlaşmayı)
(Zinâyı) Hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutalım diye
bize öğüt veriyor.
(Nahl Süresi, 16/90)
Kötülük eden akrabaya yumuşak davranana Allah (cc) yardımını celp eder.
Bir adam: Ya Resûlallah!
Benim akrabarım var.
Ben kendilerini ziyaret ediyorum,
Onlar bana gelip gitmiyorlar.
Ben onlara iyilik ediyorum,
Onlar bana kötülük ediyorlar.
Ben onlara anlayışlı davranıyorum,
Onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun.
Sen böyle davrandıkça,
Allah’ın yardımı seninledir.
(Riyazü’s Salihin Hadis No: 320)
Sen onlara iyilik yaptığın halde
Onlar iyiliğe karşı kötülük yapıyorsa
O' onun terbiyesizliğindendir.
İnsan iyiliği kadar taşlanır,
Merhâmeti kadar dışlanır,
Kulluğu kadar da sınanır.
(Yunus Emre)
İyilerle yaşaki onlardan olasın.
Kötülerden uzaklaş ki,
Şerlerinden kurtulasın.
Peygamber Dâmadı Hz Ali r.a
Kötü duygular ömrü yıpratır.
Güzel duygular sevgi getirir.
Kötü insanlar kapı kapatır.
İyi insanlar kendini aratır.
Râbbim şu kısa hayâtımız da
iyi insanlarla olmayı nasip etsin.
İyilikle kötülük bir olmaz.
Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.
Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki
sıcak bir dost olu vermiştir.
(Fussılet, 41/34)
لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ
Kişinin yaptığı her iyilik kendi yararına,
Kötülük de kendi zararınadır.
(Bakara, 286. Âyet)
Ey iman edenler! İyilik ve
takvada yardımlaşın.
(Maide Suresi, 2. Âyet)
Dünya iyilikle değişir.
İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır.
İyilik güzel ahlaktan gelir.
İyilik eden iyilik bulur.
İyilik yap iyilik bul.
İnsanı iyilik yaşatır.
Yapılan her iyilik sadakadır.
(Buhâri, Edep,33)
Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır.
(En’am Süresi, 160)
İyilik yapmaya devam ediniz,
karşınızdaki kişi O, iyiliğe
layık olmasa bile
siz O iyiliğe lâyıksınız...!
İyilikler kötülükleri yok eder.
İyilik yapana iyilikle karşılık verin,
kötülük yapana ise haksızlık etmeyin.
Allâh'ım! Beni, iyilik yaptıkları zaman sevinç duyan, Kötülük yaptıkları zaman da bağışlanma dileyen kullarından eyle.
(İbn Mâce, Edep, 57)
Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibâret bile olsa, hiçbir iyiliği
küçük görme.
(Müslim, "Birr",144)
Allah iyilik edenleri sever.
(Mâide Suresi, Âyet 93)
İyi olun...
İyileri kul değil,
Allah ödüllendirir.
İyilik iyidir.
Kötülük kötüdür
İyilik yap, İyilik bul
Kim kazanmış kötülükten
Kötünün başına gelmedik olmaz
Kimsenin ettiği kimseye kalmaz.
Sizi üzenlere hâlâ selâm veriyorsanız,
Bu vicdânınızın sadakasıdır.
Kötü olup kazananlardan olmaktansa,
İyi olup kaybetmeyi tercih edin.
Vicdânı ile yaşamak,
Vicdansız yaşamaktan iyidir.
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s)
Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam vermek ve
Selâmı almak,
Hastayı ziyaret etmek,
Cenâzeye katılmak,
Dâvete icabet etmek ve
Aksırana dua etmek.
(Buhârî, Cenâiz, 2)
Peygamberimiz (s.a.s)’in öğütlediği
ilk görev, Müslümanların
birbirlerine selam vermesidir.
Selam; gönülden gönüle muhabbet köprüsü kurmaya vesile olur.
Güven ve huzuru gerçekleştirmenin dostluk ve kardeşliği pekiştirmenin yoludur. Îmânın gereği, güvenin teminatı ve sevginin
kemâlidir selam.
Allah Resûlü (s.a.s)’in öğütlediği ikinci görev, Hasta ziyaretidir. Sağlığımızı her an kaybedebileceğimizi ve birbirimize muhtaç olduğumuzu hatırlatan bu ziyaret, Yüce Rabbimizin sonsuz rahmetine ulaşmaya vesiledir. Allah rızâsı için hasta ziyaretinde bulunan müminler için melekler şöyle dua ederler: “Ne iyi ettin!
Attığın adımlar hayırlı olsun,
Cennette bir yerin yuvan olsun.
(Tirmizi, Birr, 64.)
Bir hastayı ziyâret ettiğinde,
ondan senin için dua etmesini iste.
Zira onun duası,
meleklerin duâsı gibidir.
(İbn Mâce, “Cenâiz”1)
Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in öğütlediği üçüncü görev, cenâzeye iştirak etmektir. Kardeşimizin cenâze namazını kılmak, onun için hüsn-i şehâdette bulunmak, defnetmek ve yakınlarına tâziyede bulunmak hem dîni hem de insâni bir vazifedir. Ancak, bu vazifeyi yerine getirirken de günümüz şartlarının gerektirdiği sosyal mesafe ve maske gibi tedbirlere uymak, hem kendimiz,
hem de çevremizdekilerin sağlığı açısından
önem arz etmektedir.
Her zaman olduğu gibi hüzünlü gününde de mümin, Rahman olan Rabbine sığınır.
Yüce Allah’ı hoşnut eden şu ilâhi kelamla
teselli bulur:
Şüpesiz biz Allah’a âitiz ve
muhakkakki O’na döneceğiz.
(Bakara, 2/156)
Peygamber Efendimizin öğütlediği
dördüncü görev, dâvete icâbet etmektir.
Bir Müslümanın, şartlar ve imkanlar ölçüsünde dâvet edildiği yere icâbet edip kardeşinin gönlünü kazanması
Peygamber ahlâkındandır.
Sevgili Peygamberimizin öğütlediği beşinci görev ise, aksırdığında kardeşimize
dua etmektir.
Allah Resûlü (s.a.s), aksıran bir mümin ile ona şâhit olan diğer müminin karşılıklı olarak birbirlerine Duâ etmelidir.
Hapşıran kişi; Elhamdülillâh demeli
Duyan kişi; يَرْحَمُكَ اللَّه
Allah sana merhâmet etsin.
Bu defa; يَهْدِيكُمُ اللَّه وَْيُصْلِحُ بَالَكُمْ
Allah sizlere hidâyet eylesin ve hâlinizi,
İşinizi de iyileştirsin’ desin.
(Buhârî, Edeb, 126)
Ailemize, komşumuza, akrabamıza iyilikte bulunalım, yetimlere kol kanat gerelim, ihtiyaç sâhiplerini gözetelim sevindirelim sorumluluklarımızı bilelim yerine getirelim.
O halde geliniz, birbirimizden sevgimizi, şefkatimizi ve merhametimizi esirgemeyelim. Kardeşlerimizin sevinçlerini paylaşalım, hüzünlerine ortak olalım. Son nefesimize kadar kardeşlik ahlâkına ve hukukuna riâyet etmeye gayret gösterelim.
Rabbimiz, bizi ve bizden önceki îman etmiş kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde
iman edenlere karşı
hiçbir kin tutturma.
Şüphesiz sen çok şefkatlisin,
çok merhametlisin.
(Haşr, 59/10)
Ey Müslümanlar! Birbirinize selam verin, birbirinize yemek ikramında bulununuz, akrabalarınızı dostlarınızı ziyâret ediniz,
gece kalkıp nâfile namaz kılınız ve selametle cennete girersiniz” buyuran Peygamber (s.a.s)’in ümmeti olarak Kur’an-ı Kerim’de müminlere yüklenen iki vazifeye sahip çıkmak zorundayız:
1- İyiliği hâkim kılan ve kötülüğü engelleyen yapısıyla insanlar için
en hayırlı ümmet olmak,
2- Orta yolu benimseyerek,
İnsanlığa örnek olmak.
Bu vazife bilinciyle, bugünden başlayarak
Sıla-ı Rahim gibi, üzerimize ibâdet olan bir güzelliği yaşatmayı, canlandırmayı, toplumsal huzurun, sağlıklı ilişkilerin vesilesi kılınması
üzere harekete geçmeye çağırıyoruz.
En azından bir duâ niteliğinde olan,
Selamlaşmayla başlamayı, uzun süredir görüşmediğimiz yakınlarımızı aramaya
ilk adım olarak öneriyorum.
Kim rızkının genişlemesini ve günahlarının silinmesini isterse, yakınlarını ziyâret etsin. buyurdular.[Nevevî, a.g.e., C. 1, S. 251]
Sıla-i Rahim: Eş-dost, akrabaları ziyâret ve
onlarla bağı güçlü tutma.
Sıla-i Rahîm Şu Üç Şeyle Tamam Olur
Akrabâyı ziyâret etmek. Selâm vermek.
Onlara infakta bulunmak.
Üzerimizde akraba ve komşularımızın hakkı vardır. Zîra onlar bizim için birer bereket vesilesidir. Öyleyse geliniz! Akraba ve komşularımızdan ilgiyi kesmeyelim.
Onların sevinç ve üzüntülerini paylaşalım. Onları kalabalıklar içinde yalnızlığa terk etmeyelim.
Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
(Buhârî, “Edeb”, 28;
Müslim, “Birr”,140, 141)
Allah’a ve ahiret gününe îman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin.
Allâh'a ve Âhiret gününe inanan,
Misâfirine ikram etsin.
Allâh'a ve Âhiret gününe inanan,
Akrabâlarını ziyaret etsin.
Allâh'a ve Âhiret gününe inanan
ya hayır söylesin, Yadâ sussun.
İnsanlara ya hayırla yaklaş konuş.
Ya hayırla sus uzaklaş.
(Buhârî, “Edeb”, 31, 85;)
(Müslim, “Îmân”, 74, 75)
(Buhârî, Nikâh, 80; Edep 31)
(Tirmizî, Kıyamet, 51)
Komşu Ziyâretleri:
Herkesin gidebileceği bir yeri olmalı.
Çünkü öyle bir an olur ki,
İnsanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir.
Komşular herhangi bir ihtiyaç durumunda kişinin kapısını ilk olarak çalacağı grupta yer alır. Bu sebeple, Sevinçlerimizi paylaşmak, sıkıntılarımızı çözmek, yaşadığımız çevreyi huzurlu kılmak için komşu ziyâreti yapmak.
Komşu, komşunun bekçisidir
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Yakın komşu uzak akrabandan iyidir.
Kötü komşu insanı evinden
huzurundan eder.
Kötü komşudan evinizi,
Kötü arkadaştan ziyâretinizi
uzak tutunuz,
Kötü komşu sırları yayar,
Kötü arkadaş da insanı rezil eder.
Komşu komşuyu tanımaz olmuş.
Bir tabak yemek, bir bardak
Su dâhi vermez olmuş.
Kardeş kardeşe düşman olmuş.
Herkes menfaat peşinde olmuş.
Güler yüzler birden solmuş.
Sevgi, saygı, güven yok olmuş.
Dünyânın sonu gelmemiş de
ne gelmiş arkadaşlar.
Kuşlar kanatlarından,
İnsanlar iyi niyetlerinden vurulur.
Lâyık olmayana yapılan iyilik,
körün odasında
lamba yakmaya benzer.
BAK HÂFIZ
Merhâmetsiz, EŞ'TEN
Laf Taşıyan, KOMŞU'DAN
Vermeden, Alan, EL'DEN
Duâ bilmeyen, DİL'DEN
Şükür etmeyen, KALP'ten
SAKINACAKSIN..!
HASTA ZİYÂRETİ VE ÂDÂBI
Güler yüzlü olmalı,
Çok konuşmamalı.
Haber verilerek gidilmeli,
İzin istemeli müsâitmisin.
Ziyarete gece gitmemeli.
Kur'an, Fâtihâ okunmalı şifâ niyeti ile
Duâ edilmeli. Boş konuşulmamalı.
Geçmiş olsun. Geçer inşaallah.
Diyerek moral verilmeli.
Sigara içilmemeli. Hastanın yanında neşesini huzurunu kaçıracak hiçbir şey anlatılmamalı.
Kaş göz işareti ile gıybet yapmamalı.
Sâdece iyilikleri bahsedilmeli.
Kötülükler dile getirilmemeli.
Gereksiz örnekler verilmemeli.
Misâfirlik kısa olmalı.
Kıyâmet günü Yüce Allah:
Ey Ademoğlu! Ben hasta oldum da
Sen beni ziyarete gelmedin!’ der.
Buna şaşıran insan:
Ey Rabbim!
Sen alemlerin Rabbisin.
Seni nasıl ziyaret edebilirdim ki?’
şeklinde cevap verir.
Yüce Allah: 'Bilmiyor muydun?
Falan kulum hasta oldu sen onu ziyarete gelmedin. Ziyaret etseydin beni onun yanında bulacağını bilmiyor muydun? der.
(Müslim, “Birr ve Sıla”, 43)
Bedenime afiyet veren,
rûhumu bana iâde eden
ve bana kendisini zikretme imkânı veren
Allâh’a hamd olsun.
(Tirmizî, De’avât, 20
Misâfirin duâsı Allah katında
makbul olan duâlardandır.
(Tirmîzi Birr, 7)
Müslümanlar:
Türkler, Yardım sever ve
Misâfir perver bir millettir.
Misâfire aç mısın diye sorulmaz.
■ Misâfir Eve Gelir Gelmez?
Su istiyorsa
Ben açım demektir. ??
veyâ
Ekmek ile geldiyse
ben açım, EKMEK benden,
YEMEK senden demektir. ??
Ecdâdımızın yâdiğârı olan
bu güzel geleneğini yaşatalım.
Misâfir umduğunu değil,
Bulduğunu yer.
Ev sâhibi evinde ne varsa
onu ikram eder.
Yemek dâvetinde
yemekler geciktirilmez.
Yemeği beğenmemezlik edilmez...
Misâfir gelince hemen sofra hazırla,
önüne koy. Misâfire aç mısın diye sorma..
Misâfir on kısmetle rızıkla gelir;
birini yer 9'unu bırakır.
Ev sâhibinin başına gelecek 70
belâyı önler. Misâfir rızkı ile gelir,
ev halkının günahlarının affina
sebep olur ve yenilen yemek sadaka olur.
(Hadis-i Şerif)
Biri sizden bir bardak su isterse
bu suyu götürmek HİZMET'tir.
Hizmette İBÂDETTİR.
Halka hizmet, Hak'ka hizmettir.
Allâh'u Teâlâ hayır murad ettiğine
Hediye olarak misâfir gönderir.
Misâfir istemeyen kişide
hayır yoktur.Hadis-i Şerif
Misafir sevmeyen
Allâh'ı sevmez.
Misâfiri ağırlamak ve
ikramda bulunmak
Peygamberlerin Sünnetidir.
Misâfir girmeyen eve dert girer. Misâfirliği öldürdük; Misâfirlik bitti.
Evde bereket huzur gitti.
Evini temiz tut, Misâfir gelir.
Kalbini temiz tut, [Azrail] Ölüm gelir.
İlimize, ilçemize, mahallemize, Köyümüze,
Evimize gelen misâfire
niye geldin denmez.
Hayırla hoş geldin (;) denir.
Gelen Misâfire Söylenen
Güzel Bir Söz;)
Edeple Gelen, Lütufla Gider.
Evimizin kapısı,
Gönlü güzel olan, Herkese Açık;)
Hayırla Hoşgeldiniz..
Evimize Bayram Getirdiniz.
Evimize bereket huzur getirdiniz.
Evimize güneş doğdu.
Hayırla gelen, Hayırla gider.
Dışarıdan Dedi kodu, Gıybet, İftirâ, Stres Huzursuzluk getirilmemesi önemle ricâ olunur; Mutluluğa söz verdik,
STRESE gerek yok.
Bu sözü okuyan veya duyan
kişi kötülük düşünüyor olsa bile
hemen güzel düşünmeye başlar.
Rabbim! Nazardan korusun
ümmeti Muhammed'i
Eve gelen misâfir, Evin askılığında
kadın elbisesi görmemeli.
Misâfirliğe Haber vererek git.
Misâfirlikte Eline, Diline,
Gözüne, Hâkim Ol.
Birinin evine girerken izin al.
3 kez zile bas.
Kapı açılınca içeri dalma.
Müsâit olup olmadığını sor.
Misâfirlikte etrâfı gereksiz kolaçan etme.
Misafir gelince karşıla ve hoş geldin de.
İkram edileceklere yardım et.
Eve girerken,
Ayakkabıları düzgün bırak.
Dağınık bırakma.
Erkeği olmayan eve,
Erkeğin ziyâreti hoş karşılanmaz.
Güzel insanlar, güzel uğurlanır.
Kişinin misâfirini evin kapısına kadar geçirmesi uğurlaması Sünnettir.
(Misâfirde ev sâhibine varsa kusurum
af ola diyerek helâlleşerek
duâ ederek ayrılmalılar.
(İbn Mâce, Sünen, 3358)
Allah (Celle Celâluhü)
Cömerttir, Cömertliği sever.
(Tirmîzi, Edep, 41)
Cömertler ikrâmı sever.
Mü'min, kardeşine cömertlik ederde,
En cömert olan Allah,
Kullarına cömertlik etmez mi?
Cömerdin malı şifâ'dır.
Cimrinin malı hastalıktır.
Cennetin Kapısını,
Cömertler Açar.
Gururlu bir insan
Başkasının masasında
bedava yemek yemez.
Kendi ayaklarının üzerinde dur.
Beslenmeyi bekleyen değil,
Başkalarını besleyen insan ol.
Allâh'ım sen affedicisin, cömertsin,
affetmeyi seversin, beni de affet.
(Tirmizî, "De’avât",89)
Allah Resulü: Sofraların bereketi misafirlerle olacağını düşünerek,
Yemeği toplu halde yiyiniz ve
üzerine besmele çekiniz.
O zaman Allâh O yemeğe
bereket verir karnınız doyar.
buyurdu
■Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak sünnettir. Besmele ile başlayan,
birlikte yenen ve Allâh'a hamd ile biten
yemekler kalplere nur şifâ olur.
Sofradakilerin hatırlaması için yüksek sesle Bismillahirrahmanirrahim
Yemekten sonra Elhamdülillah demeliyiz.
(Müslim, Eşribe, 181)
(Ebû Davûd, Et'ime, 14)
Eskiden sofraya oturmadan önce
BESMELE çekilirdi,
şimdi FOTOĞRAF çekiliyorlar.
Allah'ım! Bu yemeği bereketli eyle
ve bize daha hayırlısını da
yemeyi nasip eyle.
(Ebû Dâvud, "Eşribe", 21)
Şüphesiz ki Allah, yiyip içtikten sonra
Kendisine hamd eden kulundan razı olur.
(Tirmîzi, Et'ime, 18)
Yiyin, için fakat israf etmeyin.
(Araf Suresi, Âyet 31)
Ye, iç, şükret, ibâdet et. dua et.
israf etme. israf nimete şükürsüzlüktür.
Nîmetin eksilmesine sebeptir.
İsrâfı sevmiyoruz.
İsrâf etmiyoruz.
O kadar fakir insan varken,
Lütfen israftan kaçınalım.
İsraf etme. Allah israf etmeyenlere
bol kazanç hayırlı rızık,
hayırlı ömür ve huzur verir.
Küçük harcamalarına dikkat et.
Zîra koca bir gemiyi batıran
Ufacık bir deliktir.
Peygamber Efendimiz Buyuruyor Ki:
Sabah yemeğini terk etmek
Hastalıktır.
Akşam yemeğini yememekde
insana ihtiyarlık verir.
( İbni Mâce, Etime 54 )
Yemek Yeme Âdâbı
1. Yemeğe "Bismillâhirrahmanirrahîm"
diyerek başla.
Nîmeti verene şükret,
Hazırlayana teşekkür et.
Sağ el ile ye.
Kendi önünden ye.
Başkalarının lokmasını gözetleme.
Yiyeceğin kadar al. İsraf etme.
Yemeği beğenmemezlik etme.
Peygamberimiz hiçbir yemeği kötülememiştir.
O, isteği varsa yer,
isteği yoksa bırakırdı.
Yemekte kusur aranmaz.
Yemeği yapana da teşekkür ederdi.
Lokmayı ağza göre alıp iyice ciğnedikten sonra yutmak. Lokma ağzında iken konuşma.
Yemekte telefonla konuşma.
Ayakta yeme ve içme,
Dışarda açıkta yeme.
Dişini sofrada karıştırma,
Burnunu çekme, Geğirme.
Yediğin yemeği paylaş ancak sanala taşıma.
Ailenle birlikte sofraya otur.
Sofrayı hazırlamaya yardım et.
Helal Lokma ye. Kul hakkı yeme.
Suyu içmeden önce bardağa bak.
Suyu bir solukta içme.
Peygamberimiz suyu üç yudumda içerdi.
Bardağın içine nefes verme.
Suyu oturarak iç, Hastalıktan korun.
Ayakta su içmek kansere yol açar.
Yemek esnasında başkalarını tiksindirecek ve iğrendirecek söz ve davranışlarda bulunma.
Yemek esnâsında ağzında lokma ile konuşma.
Ekmeği yere atmamak ve üzerine tabak,
tuzluk ve benzeri şeyleri koymamak.
Elini veya bıçağı ekmekle silmek de
uygun değildir.
Ekmek kırıntılarına çok dikkat ediniz...
Ekmek kırıntılarını yiyiniz sevap kazanırsınız.
Ekmek kırıntılarına dikkat etmemekten CİN çarpmaları da olur.
İnsanlar Ekmeği bölüşmenin lezzetinin farkına varsalardı ekmeği israf etmezlerdi
çöpe atmazlardı.
Sağlığımız İçin;) Ekmek, Simit Poça alırken
Elle değil Gözle seçiniz.
Askıda Ekmeğimiz Olsun.
İmkanı olan assın.
İhtiyacı olan alsın.
Hayırlı işler
Hayatta dört şeyi koru;
Sofrada Lokmanı,
Namazda iken kalbini,
Mecliste sözünü,
Misâfirlikte gözünü.
Dâvet edilen yere gitmek Sünnettir.
Gitmeden önce, gideceğin yeri
haberdar et.
Eli boş gidilmez gidilen yere.
Misafirliğe eli boş gitmek,
Değirmene buğdaysız gitmektir.
Dâvet edilmeyen yere gitme,
Sonra kınanır çâresiz kalırsın.
Çok samîmiyet sevgiyi azaltır.
Çok iyilik su istimal edilir.
Çok sevgi nankörlük getirir.
Sevildiğin yere sık gidip gelme
Muhabbet ve itibârın zedelenir.
Muhabbetin kalkar itibârın kalmaz.
(Şeyh Edebali)
İnsanlarla mesâfen ateşle mesafen gibi olmalı.
çok uzaklaşma donarsın.
çok yakınlaşma yanarsın.
Size değer veren insanları
kendinizden soğutmayın
Tiksindirmeyin.
Hatâsını bilmeyen insanlara
Mesâfe koy
Mesâfe, saygısızlığa verilecek
tek cevaptır. Tepki verme,
tartışmaya girme.
Varlığını oradan uzaklaştır.
Fazla gereksiz samimiyetle sizi üzecek gücü,
kendi ellerinizle insanlara verirseniz,
Mesâfeyi baştan koymak en iyisidir.
Lütfen sırf akrabanız diye bâzı insanların yaptığı sınır tanımaz hadsizliklerini hoş karşılamayın Gerekirse tepki verin, Konuşmayın, görüşmeyin.
Herkes haddini bilsin!
İnce düşünen insanların sık yaptığı hatâ, Kişiliği küçük insanlara büyük anlamlar yüklemektir.
Hiçbir şeyden pişman olmam,
İyiyse güzeldir, Kötüyse tecrübe.
Tecrübeli biriyle yapılan tek bir sohbet,
yıllarca aldığın eğitimden daha değerlidir. olabilir.
Şu üç insandan korkun
1- Dağdan inme.
2- Dinden dönme.
3- Sonradan görmeden korkun.
İstenilmediğin yerde durma.
İnsanların evine girerken kör ol.
Oradan çıkarken dilsiz ol.
Gittiğin evde kusur görme.
Görürsende kimseye anlatma.
Dostluğumuz dâim olsun.
İnsanlığımız hergün olsun.
Dostluğun devamı için;
Müslüman’ın üzerinde bulunması gereken vasıfları: Selam, Sevgi, Saygı, Sabır, Hoşgörü, Ziyâret, Ziyâfet, Sadâkat, Şefkat, Merhâmet,
Af, Musâmâha, Musâfaha ve
Duâ gerekir.
Akrabalık bağını koparan cennete giremez. (Müslim Birr, 17 - 19)
Akrabayla alakasını kesen bir topluluğun arasına ilâhi rahmet kesinlikle inmez.
Bugünün insanları maalesef akrabalarıyla yardımlaşmak,
Ziyâret etmek şöyle dursun,
belki benden bir şey ister diye
selâm bile vermiyor, başını çeviriyor veya
yolunu değiştiriyor.
Sâdece akrabalarımızın dirilerini değil,
Ölülerini de kabristana giderek elbette ziyâret etmeliyiz. Onlara da, hediye paketi yerine
hatimler, Yâsinler,
Fâtihâlar götürmeliyiz.
Akraba da elbetteki kan bakımından yakın olduğu kadar din ve ahlâk bakımından da yakın olacak. Kısacası “akrabâ” olacak,
“akrep” olmayacak…
Nitekim ecdâdımız, akrabanın akrabaya,
akrep yapmaz yaptığını” demişlerdir.
Akrebi hayâtınıza alın ama
Karşınıza almayın.
Akrabanın akrabaya yaptığını,
akrep yapmaz. Akrabaların getirmiş olduğu
sevgi kadar samimiyetsiz
bir şey yoktur.
Akrabalıklar kıskançlıklarla dolu.
Bâzen sevdiklerinin acısı
İnsana nefes bile aldırmıyor.
Tanıdığın her insanın içinde
Tanımadığın ve bilmediğin
Bir insan vardır.
İnsan, Bâzen büyük hayallerini
Kalitesiz küçük insanlarla ziyan eder.
Basit insanlarla uğraşma
UNUTMA
Kartal sinek avlamaz.
İnsanın başına ne gelirse
en yakınlarından gelir.
Taş adama uzaktan gelmez.
Bir insana en büyük zarar kendi nefsinden ve
en yakınlarından gelir.
acı ama gerçek.
Dili mü'min,
Kalbi düşmandan usandım Allâh'ım.
Yılana bal yedirmişler yine zehir kusmuş.
Nankör her zaman nankördür.
En Tehlikeli İnsan,
Yapılan iyiliği unutup
Nankörlük yapandır.
Ateş yanar saatlerce suyu ısıtırda
Su bir sâniyede yanan ateşi söndürür
Vefâsızlık böyle bir şeydir.
"Vefâsızlık Îmansızlıktır"(H-Ş)
Güvenme karaktersizin vefâsına.
Bugün över, yârın söver.
Sevene canım fedâ
Sevmeyene el vedâ
Vefâ göstermeyene
Vedâ gösterin.
Ben seni severken,
Sen benden nefret edemezsin.
Biri ağlarken,
Birinin gülmesi doğru değil.
Sakın Bunları Yapma Üzülürsün
Sevdiklerine bağlı ol ama Bağımlı olma.
Fedâkar ol ama Kendini fedâ etme.
Dünü unutma ama Saplanıp kalma
Çözüme odaklan.
Sabret ama Katlanma.
Eleştir ama Suçlama.
İste ama Israr etme ve
En önemlisi hiç kimseye biat etme.
Bir gün hepimizin öleceğini de
aslâ unutma.
Akrabâ vardır, Akrepten daha zehirli.
Akraba vardır. Altın'dan daha değerli.
Akrabâna karşı Akrabâ ol.
Akrep olma.
Akrabanın düşmanlığı ve
dostların eziyeti
Yılan zehirinden daha acıdır.
(Hz Ali r.a)
Akraban da olsa câhille ilgini kes,
Çünkü vereceği sıkıntı,
Sağlayacağı huzurdan daha fazla olur.
Hiçbir insan öylesine girmiyor hayâtımıza.. Kimileri ceza, Kimileri belâ,
Kimileri imtihan, Kimileri ise armağan.
İnsanlara dikkat et. teenni ile yaklaş.
Öyle insanlar var ki: dışı dost, içi düşman.
Olmuş düşman, Allah etsin pişman.
Eski düşmandan dost olmaz.
Gizlice hayran, Sinsîce düşman çok.
İnsanlar size kendilerini anlattıkları gibi değil,
Size yaşattıları gibidirler.
Kimini erken, kimini geç öğrenirsin.
ammâ öğrenirsiniz...
İnsanları tanıyan yalnızlaşır"
Şu fânî dünyada nice harcanmış hayatlar.
Bir yerde huzurun yoksa oradan uzaklaş.
Tebdili mekanda, Ferahlık rahatlık huzur vardır.
Kendinizi değersiz hissettiğiniz yerde durmayın. İtibar görmediğin yerde durma.
İtibarsız insanlara itibar etme.
Dünyanın en güzel yeri neresi efendim?
Önemsendiğiniz insan yerine konuldugunuz ve huzur bulduğunuz yerdir.
Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafâ Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
Sizden biriniz seferden yolculuktan dönerken,
Eve gece dönmemeye gayret etsin ve çantasına çocukları için mutlaka bir şey alıp koysun.
Yolculukta hava değişikliğine karşı sıhhatinizi muhâfaza etmek için
çiğ soğan yiyiniz.
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya
hakkını ver.
gereksiz yere saçıp savurma.
(İsrâ, 17/26)
(Nîsâ, 36. Âyet Cüz: 5)
Kaba, Saygısız, Merhâmetsiz insanlarla
kısa bir yolculuk bile yapmayın.
Evinize misâfir olarak bile
kabul etmeyin.
EMPATİ yapmayan insan
olgun insan değildir.
İyi insan değildir.
Anlayışsız saygısız merhâmetsiz insan
insanlığını kaybetmiş demektir.
Vefâsız ve Empati yapmayan
bir toplumuz.
Allâh'ım! Merhâmetsizleri bizlere musallat etme. Allâh'ım! Akıl, fikir ver.
Dünyâ, Âhiret, iyilik güzellik ver.
Hidâyet ver. Doğru yolu göster.
Allâh'ım şerli insanların şerrinden bizleri
ümmeti muhammedi koru.
Siz iyilik yaptığınız halde
Karşınızdaki kişi
Size kötülük yapmaya devam
Ediyorsa O onun
Terbiyesizliğindendir.
Kötü insan nedir?
Kendi mutluluğundan başka hedefi olmayan
insan en kötü insandır.
Kimileri vardır ki
kalpleri taştan daha serttir.
Yol sefâsını sürenlerle değil,
Cefâsını çekenlerle yürünür.
Dikkat et.
Yola kiminle çıktığınız önemlidir.
Yola çık ama yoldan çıkma.
Câhille çıkma yola
Başına açar kırk iki belâ.
Yola çıktıklarını, Yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin,
hem dostunu.
(Necip Fazıl Kısakürek)
Yolumuz açıķ, Geleceğimiz aydınlık olsun.
Haydi Bismillahirrahmanirrahim
سُبْحَانَ الَّذٖي سَخَّرَ لَنَا هٰذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنٖينَۙ
Rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve
Bunu hizmetimize veren Allah’ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz” diyesiniz diye sizin için bindiğiniz gemileri ve hayvanları (Binekleri) yaratandır.
(Zuhruf Süresi 13. Âyet)
Arabaya binerken bu âyeti oku ve
Tüm araç sahiplerine tavsiye et.
DUÂ
Allâh'ım! Yolculuğun zorluklarından,
Yorğunluk ve sıkıntılarından,
Kötü şekilde dönmekten,
Kötü hâllere düşmekten,
üzücü şeylerle karşılaşmaktan
ve kötü haller görmekten,
Mazlumun âhından bedduâsından,
Malıma ve aileme gelecek kötülüklerden sana sığınırım.
(Müslim, Hac, 425)
Allâh’ım! Yolculukta yardımcımız,
geride (bıraktığımız) çoluk çocuğumuzun koruyucusu sensin.
Allah’ım! Yolculuğun zorluklarından,
üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve
dönüşte malımızda, çoluk çocuğumuzda
kötü hâller görmekten
Sana sığınırım.
(Müslim, "Hac", 425;
Ebu Dâvûd, "Cihad", 79;
Tirmizî, "De’avât", 47)
Allâh'ım yıkıntı altında kalmaktan,
Yüksek yerden düşmekten,
Suda boğulmaktan ve
Yangından sana sığınırım.
(Ebû Dâvud, Vitir, 32)
Allâh'ım! Bizleri deprem, sel, yangın, trafik gibi kazalardan, cezalardan belâlardan,
musibetlerden, hastalıklardan koru.
(âmîn) (ecmain)
Allâh'ım! Kederden ve üzüntüden,
acizlikten, tembellikten, cimrilikten,
korkaklıktan, borç yükünden ve
insanların kahrından sana sığınırım.
(Ebu Dâvûd, "Sâlat",367)
Allâh'ım! Beni bağışla,
bana hidâyet nasip eyle,
bana rızık ver,
beni âfiyette daim eyle
ve bana merhâmet et.
(Müslim, "Zikir ve Dua", 35)
Yârabbi, Bizleri yaratan,
yaşatan koruyan sensin,
sâhibimiz sensin.
sana inanıp sana sığınıyoruz.
Allâh'ım: Malımızın, Canımızın, Namusumuzun,
Onurumuzun, sâhibi sensin.
Allâh'ım Malımızı, canımızı, namusumuzu, onurumuzu koru.(Hepimizin sâhibi Allah)
Günah işlemediğimiz günler
bizim bayramımızdır.
(Hz Ali r.a)
Bayramınız mübârek olsun.
Her günümüz güzel olsun.
(Âmîn)
VİDEO DİNLE
https://www.facebook.com/share/r/Mf7pEqEWJNvJus5N/?mibextid=D5vuiz
♥️ ♥️
İYİLİĞİ EMRET,
KÖTÜLÜĞE MÂNİ OL.
Nerede olursanız olun Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin ayrıca insanlarla güzelce geçinin.
(Tirmizî, Birr 55; Dârimî, Rikak,74)
Müslüman iyiliğin anahtarı,
Kötülüğün kilididir.
Bize düşen iyiliği hâkim kılmak,
Kötülüğe engel olmak.
İnsan iyiliği kadar taşlanır.
Merhâmeti kadar dışlanır.
Kulluğu kadar sınanır.
(Yunus Emre)
İyilik yapana iyilikle karşılık verin,
kötülük yapana ise haksızlık etmeyin.
Çocuk: Anne neden hep
iyiler kaybediyor?
Anne: "şimdi bahçeden bir çiçek koparsan, hangisini koparırdın?
Çocuk: "En iyisini"dedi.
اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَٓائِ۬ ذِي الْقُرْبٰى
وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ
يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Şüphesiz Allah, adâletli olmayı, iyilik yapmayı, yakınlara fakirlere yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenâlık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutalım diye bize öğüt veriyor.
(Nahl Süresi, 16/90)
Gerçekten bu Kur’an, en doğru yola iletir ve iyi işler yapan mü’minlere büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
(İsrâ Sûresi, 17/9)
Andolsun ki Biz, onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.
(Duhan, 44/3)
Lütfu sonsuz, ikrâmı sınırsız olan yüce Rabbimiz, cümlemizi en yüce cennetlerde birbirimize komşu eylesin...
Allah'ım! Senden cenneti ve
beni cennete yaklaştıracak sözleri ve
işleri yapabilmeyi nasip etmeni istiyorum. Cehennemden ve beni cehenneme yaklaştıracak olan sözlerden ve işlerden Sana sığınıyorum...
Allâh'ım! Senden, beni rahmetine ulaştıracak ve bağışlamana vesile olacak şeyleri, her türlü günahtan uzak kalmayı, her türlü iyiliği elde etmeyi ve sonunda Cennete kavuşup Cehennem ateşinden kurtulmayı diliyorum.
(Hâkim, De'avât, No: 1914; bk.
İbn Hıbbân, Ed’ıye", No: 869;
İbn Ebî Şeybe, "Dua"32, No: 29336)
Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlar:? Bir kul bir hasene/bir iyi iş yapmaya niyetlenirse, onu yapamasa bile; Allah o kula tam bir iyilik yapmış sevâbı yazılır? Çünkü? Mü´minin niyeti amelinden daha hayırlıdır? Mü´min çok şeyler yapmak ister ama gücü, kuvveti ve imkanı o hayal ettiği, arzu ettiği iyi şeylerin hepsini yapmaya yetmez.
Bugün Allah rızası için ne iyilikler yapacağım?? diye düşünelim ve bunlardan sevablar alalım; imkanlarımız elverdiğince bunları gerçekleştirelim
Sevablarımızı çoğaltalım.
Her gün yatmadan önce ?
Bugün Allah rızası için ne yaptım? diye
bir muhasebe yapalım ve
yârınımız için kendimizi hazırlayalım.
İyiliğe niyet edin..
Büyüklere hürmet edin..
Sıkıntıya sabredin..
Aza kanaat edin..
Sözünüzde sebat edin..
Bildiginizle amel edin..
Hatânızı kabul edin..
Dâimâ ibâdet edin..
Yaramaz ise def edin..
Varken tasarruf edin..
Âlimlerle sohbet edin..
Nefsinizle inat edin..
Sofranıza dâvet edin..
Zararlıysa men edin..
Seviyorsanız ifâde edin..
Kalpleri fethedin..
Misâfire ikram edin..
Muhtaca yardım edin..
Bilseniz de istişare edin..
Tehlikeye dikkat edin..
Hakkı teslim edin..
Unutacaksanız kaydedin..
Esirgemeyin lütfedin.
Kendini bulmanın yolu,
insanlığa hizmette
kaybolmaktan geçer"
[Mahatma Gandhi]
Hayatta her şey birbirine bağlıdır;
Sevgi sevgiyi çeker,
nefret nefreti,
cömertlik bolluğu ,
iyilik iyiliği çeker...
Asık suratlı bir insanın işleri hep ters gider. Nankör insan hiç mutlu olamaz.
Cimrilik yapanın hayâtında bereket olmaz.
İyilik yapan iyiliği,
kötülük yapan kötülüğü bulur...
Yani basit bir doğa yasası;
ne ekersen onu biçersin
Bu nedenle olumlu düşün ,
adımlarını sevgiyle at,
tebessüm et, iyi söz söyle,
iyi şeyler duy, mutlu yaşa...
Her ne ararsan kendinde ara.
Kim ne ederse kendine eder.
İyilik eden iyilik bulur.
Kötülük eden kötülük bulur.
وَٱللَّهُ يُحِبُّ ٱلْمُحْسِنِينَ
Allah iyilik edenleri sever.
İyilik yapın, yaptığınızı güzel yapın.
(Mâide Süresi, Âyet 93)
(Bakara, 2/195)
İyiliğe adanmış hayatlar.
Ben kendimi iyiliğe adadım.
İnsan olmak iyilik yapmakla mümkündür.
İyilik yapmak yokuş çıkmaya benzer.
Kötülük yapmak yokuş inmeye benzer.
Eğer sen iyilik yapacaksan biraz zorlanacaksın ama kötülük yapacaksan o çok kolay.
İyilik yaparsan yokuşu çıkar zirveye ulaşırsın insan olmanın ve
kalmanın hazzını yaşarsın.
Kötülük yaparsan fireni boşalmış kamyon gibi kolay ve hızlı yol alırsın ama
vardığın yerde dibe çakılırsın.
İnsanlıktan hem kendi gözünde
hem sevdiklerinin önünde
en önemlisi de YARADANIN NAZARINDA
sınıfta kalırsın Ve
o kalmanın bir bütünleme
sınavı olmaz maalesef.
Seçim dâima kişinin kendinin.
Farkındalık olmasını seçiyorum.
İyilik ve kötülük Habil ve Kabil'den beri
hiç değişmedi. ARSIZLAR güçlü olunca,
HAKLILAR da suçlu oluyor.
Dünyâda en acı şey
Bir insanı haklı iken
haksız duruma düşürmek.
■ Bir insanın gerçek zenginliği onun
bu dünyâda yaptığı iyilikleridir.
İyilik her dâim iyidir.
İyi olun.
İyileri kul değil..
Allah ödüllendirir.
İyilik iyidir.
Bir gün iyilik kazanacak.
İyilik, insana müslümana yakışıyor
İyilik İnsanın Mayasıdır.
İnsana iyilik yapmak yakışır çünkü ruhumuz iyilikten beslenir bu dünyada, daha çok iyilikte bulunmaktan ve sevap defterlerimizi hâlis iyiliklerle doldurmaktan başka ne amacımız olabilir. Rabbimizin emirlerine uyup kötülüğe dair uyarılarına dikkat etmekten başka ne vazifemiz olabilir.
O zaman, "kötülük edene biz de kötülük ederiz. mantığının bir kenara bırakarak ırk, cinsiyet, renk, dil ayrımı gözetmeksizin bütün muhataplarımıza iyilik taşıyalım. anne-babamızdan, eşinizden, çocuklarımızdan başlamak üzere iyiliği çevremize hâkim kılalım. çocuklarımıza iyiliği öğretelim, ailece iyiliğe yatırım yapalım. çünkü iyilik aslâ zarar ettirmeyen bir yatırımdır.
Akrabamız, komşumuz, iş arkadaşımız,
müşterimiz bizden iyilik görsün.
iyilik biriktirmeye, iyilik dağıtmaya ve
iyilik üretmeye çalışalım.
Bir yandan da dilimizden duâyı düşürmeyelim: Allah'ım bize dünyâda
iyilik ver, âhirette de
iyilik ver bizi cehennem ateşinden
azâbından koru.
(Müslim, zikir, 26)
Ey iman edenler! Başa kalmak ve incitmek suretiyle yaptığınız iyilikleri boşa çıkarmayın.
(Bakara Süresi, 264. Âyet)
Nerede olursanız olun Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin ayrıca insanlarla güzelce geçinin.
(Tirmizî, Birr 55; Dârimî, Rikak,74)
Yüreğinde kin tutma,
Kalbin kirlenmesin.
Sen affet ki Allah da seni affetsin.
Sana yapılan kötülükleri unut ama
Sana yapılan iyilikleri unutma
Çünkü İyiliğin adıdır Vefâ.
Yaptığın iyiliği hatırlama
ve hatırlatma.
Gördüğün iyiliği unutma.
Sana iyilik yapanı duanda unutma.
İmkansızı imkan eden duâdır.
İyilik veyâ hayır yaptığınızda
karşılık beklemeyin.
Kaba insan iyilik yapar, başa kakar
Nîmetin sâhibi kula rahmetle bakar
İyilik eden,
Mükâfat bekliyorsa;
Tefecidir.
İyilik eden, ödülünü insanlardan beklemesin. Ödülünü insanlardan bekleyen insanlar hemen iyiliğe karşılık bulamadıkları zaman veya bir nankörlük ile karşılaştıkları zaman Bozuluyorlar. İyilik eden,
Hâlikten- yaratıcıdan
ALLAH'tan beklesin.
Ebû Hüreyre (r.a) rivâyet ediyor
Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurdular:
İyilik yapıp, Hediye verip veyâ
Hayır yapıp geri isteyen
tükürdüğünü yalamak gibidir.
Hoş değil ahlâkî bir davranış değildir.
Camiüssağir- 2443)
(Buhâri, Hibe: 28;
(Müslim, Hibat: 2)
أَيَوَدُّ أَحَدُكُمْ أَن تَكُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِّن نَّخِيلٍ وَأَعْنَابٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ لَهُ فِيهَا مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَأَصَابَهُ الْكِبَرُ وَلَهُ ذُرِّيَّةٌ ضُعَفَاء فَأَصَابَهَا إِعْصَارٌ فِيهِ نَارٌ فَاحْتَرَقَتْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمُ الآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ
Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sâhip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himâyeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin?
Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini
böyle açıklıyor.
Bu âyette, yaptıkları iyilikleri başa kakıp gönül yıkanların durumu anlatılmaktadır. Yıldırımlı bir kasırga, göz alıcı bir bağı nasıl yakıp yıkarsa, onların bu tutumu da, öylece yaptıkları iyilikleri boşa çıkaracaktır.
(Bakara Sûresi, 266. Âyet)
Yaptığı iyiliği başa kakan ve
Cimri olan kimse Cennete giremez.
(Tirmizî, Birr, 41)
Cennetin kapısını cömertler açar.
İşlediğiniz günahları gizlediğiniz gibi,
Yaptığınız iyilikleri de gizleyin.
(Hz Osman r.a)
İyilik yapar gibi görünmeyin,
İyilik yapın, görünmeyin!
Elinle yaptığın iyiliği,
Dilinle ziyan etme.
Yârın bakacağın yüze,
Kötü söz söyleme.
Her elini sıkanla dost olma
Her canını sıkanla düşman olma.
İnsan insana muhtaçtır.
Her yüzüne güleni dost sanma,
dikkatli ol.
İnsanlara teenni ile yaklaş.
öyle insanlar var ki;
kalbi düşman,
kendi dost görünür.
Dost uyur, düşman uyumaz.
Eski düşmandan dost olmaz.
Şu fânî dünyâda
Düşmanını değil,
Dostunu çoğalt.
Sinsîce Düşmanım çok
ama Rakibim yok.
İnsanın parası arttıkça düşmanı artar.
İlmi arttıkça dostu artar.
Tatlı dilli olanların dostları hergün biraz daha artar. Dili tatlı olanın dostu arkadaşı çok olur.
(Hz Ali r.a)
Tatlı dilli birine sormuşlar
Bunu nasıl yapıyorsun?
Ağzımdan çıkan sözün
Tadına önce ben bakarım;
Acı ise yutar. Tatlı ise
servis yaparım demiş.
İyi olmak ve İyilik yapmak şart.
Dilini tutmayı bil Çünkü öfkeliyken sevdiklerinize sarf ettiğiniz sözler
bir bıçaktan daha derin keser.
Dilin kemiği yoktur ama
bir vuruşta öldürdüğü insan çoktur.
ÜZÜLME:
Üzülmen bana sirâyet eder.
İLTİFAT ET,
İLTİFAT etmek sünnettir.
Her iltifata itibar etme!
Kurban kesilmeden
önce boynu okşanır.
İnsan tebessüme muhtaçtır.
Güler yüz, Güzel söz sadakadır.
İlaç'tır, kalbe şifâ'dır.
Kelimeler saygı sevgi ister.
Saygı ve sevgi, ilaçtır"Güçtür.
(Buhâri, Edep, 34)
Güler yüz, güzel söz,
Selam, Sevgi, Saygı,
güven, ziyâret ziyâfet,
zerâfet, hoşgörü,
pirensibin olsun.
Sâdece şefkat iyileştiricidir.
İnsanın içindeki tüm hastalıklar,
Sevginin eksikliğinden kaynaklanır.
En büyük engel sevgisizliktir.
Ameli sevâba çeviren şey öncelikle niyettir.
Söz konusu niyet ise,
Allâh'ın sevgisini ve rızasını elde etmek dışında hiçbir amaç gözetmemektir.
Bu yüzden hiçbir iyilik küçük görülmemelidir.
Basit gibi görünmekle berâber geçmiş günahların silinmesine vesile olan
nice davranış vardır.
Allah rızası için Bâzen bir tebessüm veya hasta ziyâreti, meleğin, iyi ettin! attığın adımlar hayırlı olsun, cennette bir yuvan olsun.(Tirmizî, Birr,64) Ve bazen tatlı bir söz, cehennem ateşini söndüre bilir, bir güler yüz, sevap hânesine artı olarak kaydedilebilir.
İşte bu yüzden hiçbir hayrı iyiliği küçümsemeyin hangisinin sizi cennete götüreceğini bilemezsiniz.
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.s)
Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibâret bile olsa, hiçbir iyiliği küçük görme.
(Müslim, Birr, 14)
Allah iyilik edenleri sever.
(Mâide Suresi, Âyet 93)
İyi olun, İyileri kul değil,
Allah ödüllendirir
Gayretinizi Allâh'ı memnun etmeye bakın. İnsanları zâten memnun edemezsiniz.
Bak ne diyor Sâdi-Şirazi:
Bin doğru yapsan da
Bir yanlışını konuşur insanlar.
Yanlış insanlar size her zaman
en doğru dersi verir.
Yaptığın en ufak bir hatâ hemen duyulur,
Yaptığın bütün iyilikler hemen unutulur.
Birbirimize karşı ön yargılı değil,
Anlayışlı ve tutarlı davranalım.
Kendimizle çelişmeyelim.
Mümin kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş,
diken gibi şeyleri
kaldırıp atman da senin için sadakadır.
(Tirmizi, Birr, 36)
Günde en az 1 kişiye iyilik et ve gönlünü al.
Çünkü Cennetin yolu gönül almaktan geçer.
Gönül almak cennetin
firdevs kapısını açmaktır.
Ben sabahları kalkarken,
Allâh'ım bana bugün en az bir kişiye
iyilik yapmak nasip eyle! diye
duâ ederim.
İnsanlarla iyi geçinmek aklın yarısıdır.
İnsanlarla iyi geçinmek nasıl olur?
İki Şeyi Unutma,
Allâh'ı ve Ölümü Unutma!
İki Şeyi Unut!
Yaptığın iyilikleri unut ki böbürlenmeyesin.
Sana yapılan kötülükleri unut ki,
İntikam duygusu ile yaşamayasın.
(Lokman Hekim)
Kötülük edene iyilik et ki,
ona sâhip olasın.
Sana kötülük yapan kimseyi
ona iyilik yaparak cezâlandır.
(Hz Ömer r.a)
Sana iyilik edene fazlasını yap,
Kötülük edene bir şey yapma.
Onun kötülüğü kendine yeter...
Kim bir iyilik yaptığında seviniyor,
bir kötülük yaptığında üzülüyorsa,
o mümindir.
(Ahmed b. Hanbel, Müsne, IV, 399)
■Başkalarına yaptığın iyilikleri
Kendine yaptığın iyilik bil.
Sana geri dönecektir
■Başkalarına yaptığın kötülükleride kendine yaptığın kötülük bil.
Sana geri dönecektir.
■Başına gelen iyiliği de
kötülüğü de sorgula,
Kime iyilik yaptım
Kime kötülük yaptım.
Başıma bu geldi diye.
Ey Allâh'ın kulları kardeş olun.
Müminler birbirlerinin dostudur.
İyi niyetli olanları çok üzerler.
İyilerin düşmanı çok olur.
İbni Sinâ'ya
Dünyâda devâsı olmayan bir dert
var mıdır? diye sorduklarında.
Derdin devâsızı, iyinin kötüye
muhtaç olmasıdır, demiş...
Kötüleri affeden,
İyilere cezâ verir.
İyi insanların başına kötülük gelebilir.
İyiler, İyilik yapmaya doymaz.
Kötüler, Kötülük yapmaya doymaz.
Kötüler, Kötülük yapmaktan Usanmıyorsa,
Ben iyilik yapmaktan neden usanayım.
Kötü, iyiyi tanır ama
İyi, kötüyü tanıyamaz!
Ya geç tanır. Ya da darbe yeyince.
Vefâlı insan ile nankör insan arasındaki fark nedir? Vefâlı insan bir çok zarârınızı görse bile, tek bir iyiliğinizi unutmaz!
Nankör insan ise tek bir zarârınızı görse
bile bütün iyiliklerinizi unutur.
Bâzen doğru yolu
yanlış insan gösterir.
KANADI Derviş tarafından kırılan Kuş’a,
Hz. Süleyman sorar,
Neden kaçmadın?
Kuş; Dervişlik hırkası giymişti,
zarar vermez diye kaçmadım.
Hz. Süleyman, kısas ile dervişin
kolunun kırılmasına karar verir.
Kuş itiraz eder.
Kolunu Kırmayın
Sarığını, Cübbesini Çıkartın!
Onunla bir daha
kimseyi kandırmasın.
İnsana insandan zarar gelmez.
İnsana; "İnsan" olmayandan
zarar gelir.
İnsanoğlu değişiktir.
İyilik yapana darılır.
Kötülük yapana sarılır.
- Seven kalbi kırıyor,
Sevmeyen kalbe Sarılıyorsunuz.
- İyi insan severek,
Kötü insan korkutarak saygınlık arar.
Okşayan elin kıymetini bilmeyenler,
Tekmeleyen ayağı öperler.
İyi olanların kıymetini
Bir gün size
İyi olmayanlar anlatacak.
İyilerin kıymetini bilmezsen
Kötü düşünceli insanlarla
İmtihan olursun.
Eğer hakkımda kötü bir söz duyarsanız, öncelikle şunu bilin; benim o insanlara
iyilik yaptığım zamanlar çok oldu ama
size aslâ bunu anlatmazlar.
İyilik, güzel ahlaktır.
Kötülük ise, vicdânını rahatsız eden
ve başkalarının bilmesini
istemediğin şeydir"
(Müslim, "Birr", 14;
Darimî, "Rikak", 73)
İnsanlara iyilik etmek,
kişiyi âfetlerden belâlardan
hastalıklardan muhâfaza eder.
(Hz Ebûbekir r.a)
Sen beni kötü, kendini iyi gördükçe,
ne bana kötülük ulaşır, ne sana iyilik.
{Abdullah El-Ensâri r.a}
Akrebe bal yapmasını,
Kötüye de iyilik etmesini öğretemezsin.
Yere düşeni kaldırırız da,
Gözümüzden düşene çare yok.
EMRİ BİL MÂRUF
ALLÂH'IN EMRİ
Emri Bil Mâruf
Nehyi Anıl Münker?
Ne demek?
İyiliği emretmek ve
kötülükten menetmek.
[Al-i İmran 104,
Tövbe, 112,
Hud 116. Âyetler]
İyilik Yapmak İnsana
İyi Geliyor
Nasıl İyi Geliyor?
İyilik insanın sâdece karşı tarafı değil,
kişinin kendisini de mutlu ediyor.
İyilik yaptığı zaman kişinin öz saygısı da artıyor. Yapılan araştırmalarda kişinin başkasına yardım ettiği zaman beyinde empatinin verdiği bir mutluluk
hormonu salgılatılıyor”
Artan depresyon vakalarına karşı sorunun nedenlerini tespit etmek amacıyla yapılan araştırmalar, şu sonucu ortaya koymuş:
İnsanların mutlu olabilmesi için
başkalarının da
mutlu olması gerekiyor.
İyilik yapmanın antidepresan etkisi var.
Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Güvensizlik artmış, yalnızlık artmış.
Akrabalar Birbirlerinden kaçmış.
Eve gittiği zaman eşine sırtını dönmekten korkar olmuş, Bana zarar verebilir mi, çoluğumdan çocuğumdan kötülük görür müyüm gibi kaygı insanı, hayatı yaşanmaz hâle getiriyor. Buna çözüm olarak da
iyilik yaptığın zaman karşı tarafa
‘Ben senin dostunum’ diyorsun.
Benden sana kötülük gelmez’ diyorsun.
‘Benimle ilgili negatif düşüncen varsa bağışla’ diyorsun. Bunları doğrudan söylesen olmaz.
Bu rastgele, sessiz bir iyilik olacak.
Arkasından güzel şeyler konuşmak,
kişinin kulağına gittiği zaman diyecek ki
Bak ben onun hakkında iyi düşünmüyordum ama o benim hakkımda güzel şeyler söylüyormuş. Ben ne kadar kötü bir insanmışım. Ben bunu nasıl yaptım’ diye düşünecek. Onun için kişi, iyilik cömerti olduğu zaman farkında olmadan
kendisine de kazanım olarak dönüyor”
Bir kimse iyilik yapınca herkes kazanıyor yardım etmeyin, sadaka vermeyin,
iyilik yapmayın diyen bir modernizm var. Kapital sistemin öğretisi bu. Bu öğretinin yanlış sonuçları çıktı çünkü bir kimse iyilik yaptığı zaman aslında herkes kazanıyor. O kişi kaybediyor, bir şey veriyor gibi gözüküyor ama öyle değil.
Narsisizm, bencilliğin kişilik hâline gelmiş hali. Modernizmin verdiği bir şey. Zevk peşinde koşmayı bize ego olarak sundu. ikincisi ise ‘Sen önemlisin aile önemli değil’ diyor. ‘Sen önemlisin toplum önemli değil’ diyor. Bireyselliği bencillikle karıştırıyor.
Bu yirminci yüzyılın insanlığa en kötü hediyesidir. Özene özene, Özümüzü kaybettik.
Anadolu’da iyilik yapmanın bir kültür
olarak bulunduğunu unutmayalım.
Bunu canlandırmamız lazım.
İyilik yaparken karşılıksız,
rastgele ve sessiz iyilik yapalım.
Bir çıkar beklemeden,
Göstere göstere değil.
Alkış ve övgü bile beklememek lâzım. Bu iyilikler çok daha tesirli oluyor.
Hiç iyilik yapmamaktan,
hep bana hep bana demekten
daha iyidir”
Toplumsal iyiliği düşünen gençler yetiştirmeliyiz sâdece kendini düşünen değil, toplumsal iyiliği düşünen gençler ve
çocuklar yetiştirelim.
İnsanların yararı ve insanların mutluluğu için ben ne yapabilirim?’ diye düşünen genç
bir kuşak. Hep kendisi için hayal kuran
bir genç yetiştirmeyelim.
Vatan için hayal kursun,
gelecek için hayal kursun,
başkalarına bir şey yapacak hayaller kursun.
İnsanlar hayatın sonuna geldiği zaman nasıl bir iz bırakacağıyla ilgili hayaller kursun. Böyle durumlarda bunların hepsi iyilik yapmaktır. Bunun için niyet önemli
İyilik yapmak zihinsel bir hedef olmalı.
İnsanın iyilik yapmayı zihinsel bir
hedef hâline getirmesi gerekir.
İnsanın ‘Ben hayatımda iyiliklere evet diyeceğim, kötülüklere hayır diyeceğim’ şeklinde düşünmesi, bunu zihinsel bir hedef hâline getirmesi gerekir.
Çıkardığımız sonuç kader bizim iyilik makinası olmamızı istiyor.
İyilik yap denize at.
Yaradan biliyor, görüyor.
Yapılan iyilikle kişinin önüne bir şekilde çıkıyor. Boşa gitmiyor. Yani bunlar kişinin de yararınadır. İnsanın hayatında birçok şey var
ama iyilik hayata anlam katıyor. Bir hocam anlatmıştı.Dini değerlere, mânevi değerlere
hiç inanmayan bir arkadaşı varmış.
Bir baktım bir iki kişiye burs veriyor.
Sen maneviyatı küçümseyen biriydin bunu neden yapıyorsun?’ diye sormuş.
Arkadaşı demiş ki ‘O çocuk mutlu olunca
ben de mutlu oluyorum.
Bu sosyal bir faydadır.
Sosyal bir yatırımdır.
Bu bizim hamurumuzda var
ama hamur bozulmak üzere”
Rastgele iyilikler hayata anlam katıyor.
Kişinin bugün hangi iyiliği yapacağım diye yola çıkması gerekir.
Rastgele iyilikler öngöremediğimiz iyilikler doğuruyor. Onun için hayatımıza anlam katıp, ilişkilerimizi güzelleştiriyor.
Yanlış algıları düzeltiyor.
Kültürümüzde genellikle şöyle bir yanılgı var: Özellikle Erkekler, ‘Gülersem otorite sağlayamam’ şeklinde düşünüyor.
Hâlbuki otorite surat asıklığıyla değil,
disiplinli, prensipli yaşamakla,
sözünde durmakla mümkün olur.
Otorite; Baskı ile değil, sevgi, saygı,güven, muhabbet, sabır, ibâdet ve duâ ile kazanılır. Çocuğunun sana ihtiyacı var. Onunla iyiyi, doğruyu, yanlışı konuşabilmen lazım.
Hiç konuşmayan, doğrudan doğru buyurgan ilişkiler çocukta, anne ve babam beni sevmiyor’ duygusu oluşturur.
Bunun için bunların hepsi birer iyiliktir.
İyilik demek illâ maddi bir hediye almak demek değildir”
Toplumda şiddet olaylarında,
intihar olaylarında, boşanmada artış
Bütün bunlar bir alarmdır. Çözüm olarak iyilik yapmayı bir ego ideali olarak gençlere, çocuklara öğretmek ve bunun topluma yerleştirilmesi lazım. Pozitif düşünen kişilerde ileri yaşta vücut daha sağlıklı oluyor.
Bencillik iyiliğin en büyük düşmanı Kültürümüzden gelen iyilik yapmanın
daha da yaygınlaştırılması gerekir, Toplumumuzda özellikle Ramazan ayında bakkala gidilir.
Vesiye defterinden birinin borcu ödenip
ve o kişi kimin yardım ettiğini bilmez.
Bayramlarda, öksüz, yetim çocuklar giydirilir. Fakirler sevindirilir.
Bütün bunların hepsi bizim yeniden canlandırılması gereken değerlerimizdir.
Yani iyilik insana iyi geliyor.
İyilik insanı mutlu edip hayata anlam katıyor.
Öz saygımızı arttırıyor.
Kişinin kendini iyi hissetmesine sebep oluyor. Bunu yaşam felsefesi haline
getirmemiz lazım.
Bu olursa dünyada kötü bir şey kalmaz.
Bunu keşke küresel olarak yapabilsek.
Bencillik iyiliğin en büyük düşmanıdır”
Müslüman Örnek ve Önder İnsandır.
En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır.
En Güzel Örnek ve Önder
Hz Muhammed Mustafâ s.a.s
İyi olan herşeyi örnek alalım,
Örnek gösterelim. Kötü olan hiçbir şeyi
örnek almayalım, Örnek göstermeyelim.
Hiçbir zaman kötülüğe sebep olmayalım.
Her zaman iyiliğe vâsıta olalım.
Millet bizden iyilik görsün.
Bizi örnek alsın ve
bizden gördüğünü yaşasın.
Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en
hayırlı ümmetsiniz.
İyiliği emredersiniz,
Kötülükten alıkoyarsınız...
(Al-i İmrân Sûresi, 3/110)
İyiliğe gücün yetmiyorsa,
Bâri kötülük yapma.
Allah Resulü şöyle buyurmaktadır:
Kim bir iyilik yaptığında seviniyor,
bir kötülük yaptığında üzülüyorsa
o mümindir.
(İbn Hanbel IV, IV, 399)
İnsanlardan kimileri iyiliğin anahtarı,
kötülüğün kilididirler. kimileri ise kötülüğün anahtarı, iyiliğin kilididirler.
Ne mutlu Allah'ın iyiliğin anahtarlarını
ellerine verdiği kimselere!
Ne kötü Allah'ın kötülüğün anahtarlarını
ellerine verdiği kimselere!
(İbn Mâce, "Mukaddime",19)
Eğer sadaka veren sadakasının fakirden önce Allâh'a ulaştığını bilseydi,
verenin aldığı tat alanınkinden
daha büyük olurdu.
《İbn Kayyım el-Cevziyye》
Veren el alan elden üstündür.
Verenden de, Alandan da
Allah râzı olsun.
Başkalarına yardım ederseniz
Allah sizi yardımsız bırakmaz.
İyiliğin karşılığı
İyilikten başka bir şey midir?
(Rahman, 55/60)
İyilikten uzaklaşmış,
Kul hakkını düşünmez hale gelmişiz.
İyilik, iyiliği getirir.
Kotülük, kötülüğü getirir.
Her iyilik bir sadakadır.
Bir sadaka 70 belâyı def eder.
Sen başkalarına iyilik yardım ettiğini sanarsın ama kendine iyilik edersin.
Başkalarına iyilik yapınca;
Kendine iyilik yaptığını Bil..!
Ey îman edenler! İyilik ve takvada yardımlaşın.(Maide Suresi, 2. Âyet)
Dünya iyilikle değişir.
İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır.
İyilik güzel ahlaktan gelir.
İyilik eden iyilik bulur.
Kötülük eden kötülük bulur.
İyilik yap. İyilik bul.
İnsanı iyilik yaşatır.
Yapılan her iyilik sadakadır.
(Buhâri, Edep, 33)
İnsanlara iyilik yaptığınızda yanlarında kaçın; Utanmasınlar, Size teşekkür etmek zorunda kalmasınlar. Yaptığınız iyilikten dolayı yanınızda kimse küçülmesin.
İyiliğin karşılığı yalnız iyiliktir.
O, hâlde, Rabbimizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
(Rahmân Sûresi, 60-61. Âyet Cüz: 27)
Lâyık olmayana yapılan iyilik,
körün odasında
lamba yakmaya benzer.
Ne güzel diyor Hz Ömer r.a
İyilik yaptığın kişiden
gelecek darbeye hazırlıklı ol.
Yüzsüzdür insanoğlu,
kimse bilmez fendini;
kime iyilik yaptıysan,
ondan koru kendini.
(Hafız Mehmet Akif Ersoy)
Herkese aynı nazarla,
kötü gözle bakmak,
masumlara zulümdür.
(Yunus Emre)
İyilik yaptım sana.
Vefâsızlık,
Nankörlük ettin bana.
En Tehlikeli İnsan.
Yapılan iyiliği unutup,
Nankörlük yapandır.
İyiliğe karşı iyilik adâlettir.
İyiliğe karşı kötülük cinâyettir.
Kötülüğe karşı iyilik,
bağış ve iyiliktir ve
İnsanlığın en yüksek derecesidir.
(Ali Fuat Başgil)
İyilik insanı köle yapar.
Kişi iyiliğin hizmetkârıdır.
Zahmet ettin;
Zahmet değil hizmettir,
Hizmette ibâdettir.
Halka hizmet. Hak'ka hizmettir.
Sevap kazanmak için,
Allah’ın rızasını kazanmak için!
Yol, hizmet yoludur.
Hizmet edeceksin kurda, kuşa, leyleğe,
kediye, köpeğe, kuzuya, insana,
insan-ı kâmile.
Her şeye hizmet edeceksin!
Hizmet ederse, İzzet bulur insan.
Onun için hizmet edeceğiz.
Faydalı olmanın yolunu arayacağız.
Çeşme mi yapabiliriz?
Yemek mi yedirebiliriz?
Hastaya, Engelliye mi yardım edebiliriz?
Yetime, öksüze yoksula, dul'a mı bakabiliriz? Etrafımızı böyle
Projektör gibi tarayacağız.
Hizmet edeceğimiz yeri arayacağız,
hizmet etmeye, iyilik etmeye çalışacağız.
Neden? Hizmet eden izzet buluyor,
Allah’ın rızâsı öyle kazanılıyor;
onun için.
Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa,
Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.
Buhârî, "Mezâlim" 3;
Müslim, Birr, 58
■Allah bir kulunu seviyorsa, o kuluna,
İnsanlara hizmet etme, karşılıksız iyilik yapma, derdi olanların dertleriyle
ilgilenme ve yardım etme zevki verir.
Bir insanın gerçek zenginliği onun
bu dünyâda yaptığı iyiliklerdir.
Bu dünyâda herkes ölür ama
Herkes yaşamaz.
Kötülük dünyâda değil,
Kişinin yüreğindedir.
İnsan, içinde taşıdığı niyetlerle şekillenir.
Bir yürekte ne varsa dünyâ ona göre anlam kazanır. Kimi gözler dünyâyı karanlık görür
kimi ise aynı dünyâda ışığı bulur.
Çünkü kötülük olaylarda ya da
çevrede değil, İnsanın düşüncelerinde, seçimlerinde ve eylemlerinde saklıdır.
▪︎Her insan içinde iyilik ve
kötülük tohumları taşır. Hangi tohumu büyütürse yaşamı da ona göre şekillenir.
Kini, nefret ve öfkeyi besleyen bir yürek,
kötülüğü büyütür. Oysa merhâmet,
sevgi ve anlayışla dolu bir kalp,
en karanlık anlarda bile aydınlığı seçer.
▪︎Ahlaklılar, doğrular, dürüstler kazanır.
Allah korkusu olanlar
Allah sevgisi olanlar kazanır.
VİDEO
https://youtube.com/shorts/lAIHhvr-8Nc?feature=share
Ölmeden evvel tövbe edin,
İnsanlara iyilik edin.
İnsanların en iyisi,
insanlara iyilik edendir.
İnsanlara iyiliği faydası olmayanları
ölülerden say gitsin. Ölüm var,
Kötülük etme. İyilik yap kardeş.
Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun.
İşte kurtuluşa erenler onlardır.
(Al-i İmran Suresi, 3/104)
Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır.
Kim de bir kötülük yaparsa o da sadece
o kötülüğün misliyle cezâlandırılır ve onlara zulmedilmez.
(En'âm Süresi, 6/160)
Kötülükleri bitiremeyiz ama
iyilikleri çoğaltabiliriz...
İyilik yapamıyorsanız
Bâri kötülük yapmayın.
İyilik herşeyi değiştirebilir.
İyilik yap. İyilik bul.
İnsan-ı iyilik yaşatır.
Bir kuzu, yüzlerce koyun arasında kendi annesini nasıl buluyorsa, yapılan iyilik ve kötülükler de elbet bir gün sâhibini bulur...
(Hz Ömer r.a.)
İyilik yapmaya devam et.
Karşındaki o iyiliğe lâyık olmasa bile
sen o iyiliğe layıksın.
Sen iyilik yaptığın halde
Karşındaki kişi sana hâlâ
Kötülük yapıyorsa O onun
Terbiyesizliğindendir.
Herkesin işine yaradığın kadar iyisindir
bu hayatta. Herkes kaybettiğine yansın.
İyi olan kaybediyor diye,
İyilik yapmaktan vazgeçmeyin.
İyiler kaybetmez kaybedilir.
İyiler kaybederken kazanır.
Bâzen de kaybederek kazanırsın...
İyileri Allâh'u teâla yalnız bırakmaz.
İyi insanlar aslâ kaybetmez;
Siz onlardan mahrum kalırsınız.
Ne kadar iyi olmaya çalışırsan çalış
Mutlaka seni yargılayacak birileri olacak.
Hiç bir çabası olmasa da senin daha iyisini yapman gerektiğini söyleyecek ama daha
iyi olmanı aslâ istemeyecekler.
İyilik yap denize at o bilmez ise
Allah bilir. Allah bizleri iyilik yapmaktan
ve duâ etmekten alı koymasın.
İyilik insanları birbirine bağlayan
altın zincirdir.
İyilik edin..
Allah iyilik edenleri sever.
İyiliğin karşılığı, Yalnız iyiliktir.
(Bakara Suresi, 2/195)
(Rahmân Sûresi, 60-61. Âyet Cüz: 27)
Bir insanın gerçek zenginliği,
Onun bu dünyâda yaptığı iyiliklerdir.
Yavrum! Şüphesiz, yapılan iş bir hardal tânesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde,
yâhut göklerde ya da yerin için de bile olsa,
Allah onu çıkarır getirir.
Allah, en gizli şeyleri bilendir.
Herşeyden hakkıyla haberdar olandır.
Yavrum! Namazı dosdoğru kıl.
İyiliği emret. Kötülükten alıkoy.
Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol.
Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.
(Lokman Sûresi, 16-17. Âyet)
Kim iyilik yaparak kendini Allah'a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur.
İşlerin sonu ancak Allah'a varır.
(Lokman, 31/22)
İyilik, İyidir.
Kalpler İyilikle Kazanılır.
İnsanların iyiliği için dua et.
Yaratana İbâdet et.
Yaratılmışa şefkat merhamet et.
İyi bilin ki ALLAH, çok bağışlayandır,
çok merhamet edendir.
(Şûrâ Sûresi, 5. Âyet)
Yaratan bilmez mi?
O, en gizli şeyleri bilir,
(her şeyden) hakkıyla haberdardır.
(Mülk Suresi, 14. Âyet)
Yüce mevlâ, iyiliklerimizi kabul buyursun.
Yüce Allah,
Müminlerin Yardımcısıdır.
Müminlere yardım etmek,
üzerimizde bir gerekliliktir.
(Rum Suresi, 30/47)
Yardım Allâh'tandır ve
Allah'ın yardımı ile fetih yakınlaşır.
(Saf Sûresi, 61/13)
Affetmek, iyi insanın işidir.
İyilik iyidir.
İyiliği hep beraber yayalım!
Allah yürüdüğümüz yolları
hep iyi insanlara çıkarsın.
Sen iyi ol, İyiler seni bulur.
İyi olmaya çalışmak lâzım.
İyileri arayan da iyidir,
Onlara dâhildir.
■Rızık Sâdece mal değildir.
Sevmek, sevilmek iyi insanlara
denk gelmek de bir rızıktır.
■Beni yalnız bırakma Yâ Rabbi!
Benim senden başka sığınacak
kimsem yok.
Zehirden daha acı olan nedir?
Sabretmek!
Zehirden şifa,
Zâlimden vefâ merhamet
İyilik bekleme.
İyilerin düşmanı çok olur..
İyiler sevilir sayılır,
kötüler sevilmez.
Sakın insanın iyisi ile
kötüsünü bir tutmayın.
Çünkü bu eşitlik,
İyileri iyilikten soğutur.
(Hz Ali r.a)
İyiliği Yaygınlaştırmak:
Eğitim öğretim başta olmak üzere
toplumun huzur, güven, birlik,
dirlik ve düzenine, kimsesiz ve
yardıma muhtaçların
desteklenmesine dönük özel,
tüzel her türlü iyilik hayır
faaliyetine destek olmak.
Kötülüğe Engel Olmak: Dîne, örfe, âdete ve toplum değerlerine aykırı, onları bozup ifsat edecek, neslin bozulmasına kapı aralayacak her türlü iş, işlem, söylem ve eyleme karşı elle, dille veya buğz etme gibi
yöntemlerle karşı durmak.
İbrahim Hakkı Hazretleri Derki;
İyilik yapanla kötülük yapanı bir tutma.
İyilik edeni duâdan unutma.
İyiliği unutup kusuru saklayanı
gerçek dost sanma.
İyi bir dost hayatın süsü,
zor zamanların ümîdi'dir.
Yaptığın iyilik sana geri dönecektir
O yüzden sâdece iyilik yap.
(Hz Ali r.a)
İman edip salih amel işleyenlerin
kötülüklerini elbette örteceğiz.
Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükafatlandıracağız.
(Ankebût, 29/7)
İyilik ve kötülük:
Hâbil ve Kâbilden beri
hiç değişmedi.
Hep vardı hep aynı anda vardı.
Hep bi mucâdele içindeydi
târih boyunca.
Hep bi mucâdele
içinde olacak.
Dedim: Bana bir nasihat et!
Dedi ki: İyi olmaya gayret et!
İyi ol. İyilik yapan ol ama saf olma.
Cana yakın ol ama yılışık olma.
İyi insan ol.
İyi insan olmak nedir?
İyi insan olmanın 3 kuralı var.
1- Teşekkür etmeyi bileceksin.
2- Özür dilemeyi bileceksin.
3- Birazda dikkatli olacaksın.
İyi kalpli olmak her zaman iyidir.
İyi insan olmaman için
bi engel yok önünde.
İyi insanlar cennete gider değil,
İyi insanlar nereye giderse
CENNET orası olur.
Dili, Dini, Rengi ne olursa olsun,
İyiler her zaman iyidir.
Nasıl ki ışık olmayınca karanlık oluyorsa
aynı şekilde iyilik olmayınca da
kötülük olur.
Sordum Hâfız;
İyi insanları nasıl bulurum.
Dedi ki, İyi olanlar,
Allâh'ı arayan ve
Ona yakın olanlardır.
Sen Allâh'a yakın olursan.
Onlar seni bulur.
Sen Allah'la aranı düzelt
Allah herşeyi düzeltir.
İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın.
(Maide Suresi, 2. Âyet)
Yusuf el-hacid derki;
Başkasının zararını isteme,
kendinde zarar verme;
Hep iyilik yap, kendi hevâ ve
heveslerine hâkim olki
eresin (Hûdânın)
ALLÂH'IN rızasına.
ALLÂH'IM! Sen benim Rabbimsin!
Sen'den başka ilâh yoktur.
Beni Sen yarattın.
Ben senin kulunum;
gücüm yettiğince (ezelde)
sana verdiğim sözümde ve
vaadimde durmaktayım…
(Buhârî,”Deavât”, 2, 15)
Ey Rabbim! Bana ve anama-babama
verdiğin nimete şükretmemi ve
hoşnut olacağın iyi iş yapmamı
gönlüme ilham eyle ve rahmetinle,
beni iyi kulların arasına dâhil et.
(Neml Süresi, 27/19)
Allah'ım! Beni iyilik işledikleri zaman sevinen ve kötülük yaptıkları zaman bağışlanma dileyen kullarından eyle.
(İbn Mâce, "Edep" 57)
Allah'ım! Kalplerimizi birleştir.
Aramızı düzelt ve bizi kurtuluş yollarına ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar.
❤️
https://www.facebook.com/reel/1090658782311955?sfnsn=scwspmo&mibextid=FBR034
❤️Her imtihan bir imkandır.
https://youtu.be/hphkeKuiMXQ?si=v6SoCWcbNgxxX0Y0
Girin kullarımın arasına,
Girin cennetime.
(Fecr Sûresi, 29 - 30. Âyet)
■Tevekkül edene,
Allah yeter.
❤️
https://www.facebook.com/share/r/vSgv5H6tDQhLhKUm/?mibextid=D5vuiz