Kılıççı Köyü
  Kaza ve Kader
 

Kaza ve Kader Nedir?
Ne demektir?

Evlilik Kader Midir?
Kader Nedir?

Allâh'ın hayâta koyduğu yasadır.

Kaderinle iyi geçin... 
Çünkü, Onu hiçbir zaman
yenemeyeceksin. 

Üç Şey Îman Alâmetidir
1- Belâya Sabır
2- Nîmete Şükür
3- Kadere Rıza Göstermektir.

Kadere îmân eden
Kederden kurtulur. 

Üzülme, kader'de ne varsa
o olur. Allâh'ın dünyâsında 
Allâh'ın dediği olur. 

Allah herşeyi vaktinde verir.

İlk önce güvenecek insan bulun.
Sonra seversiniz. 

Rızkından, kısmetinden endişesi
olanın Allâh'a îmânı inancı yoktur. 

Kul Ranbinden ümîdi kestiği vakit,
Şeytan gülmeye başlar.
Sakın ümîdini kesenlerden olma.
(Hicr, 55)

Hayat yazar, Biz oynarız.
İstediğimiz değil,
Alnımıza yazan olur

çaba bizim, hüküm Allâh'ın.

Kadere îman Farzdır. 
Kaderi Yenemezsin
Bırak Kader Yakışanı Yapsın.

Su akıp yolunu buluyorsa,
Güneş doğup tekrar tekrar doğuyorsa;
Ne olmuş bir kapı kapandıysa sana
Dünyânın sonu değil ya (!)
Bekle; Güneşi getirmesini bilen,
Sana yeni bir kapı açmasını da bilir.
Her sabah bir umut.

Bir nehir aslâ tersine akmaz.
Sen de nehir gibi ol, 
Arkana hiçbir zaman bakma,
Geleceğine odaklan
ve 
pozitif kal. 

Olduğu kadar, Olmadığı KADER

Sen ne kadar çabalarsan çabala..
Her şey eninde sonunda olacağına varır..
Takdir ALLÂH'IN Sabır senin.
{Hz Ömer'in Adâleti ve duası}
Ümîdimi sana bağladım Allâh'ım.

Kaderin suçu yok
biz yanlış insanları
insan yerine koyduk
hepsi bu.

Eğer bitmiş bir şey sana acı veriyorsa, duyduğun acı o şeyin kendisinden değil;

verdiğin değerin ona değmemesindendir
{Villiam Golding}
Başkalarının acısını kendi acısı gibi hisseden KALBİ güzel insanlara SELAM ve
DUÂ olsun.

Ölülerin sevgiyle anıldığı,
Dirilerin sevgisizlikten öldüğü
yerin adıdır DÜNYA

Allah size bir yol açarsa 
onu kimse kapatamaz.
{Hz Ömer r.a}

Nasip olmayan bir şey,
Kalbede düşmez.
Dilede düşmez.

Aklada düşmez.

Bir kızı on kişi ister ama 
Allâh'ın yazdığı alır. 
Edepli, Ahlaklı,
Güzel insanın tâlibi çok olur. 
(Güzel kızın masrafı çoktur) 

Allâh'ım bana senden başka
kimse yardım edemez.
Beni senden başkasına yalvartma. 
Allah seni duâ ettiğin şeyin
sevgisiyle uyandırsın.

Yanımda değilsin ama
hep aklımdasın. 

Kaderini iyileştir.

Hayâtını güzelleştir.
Seven insan kördür.
Gözü görmez.

Kulağı duymaz.
Kafası algılamaz.

Herkes Kendi Kaderini Yaşar.

Kaderin izin vermediğine,
Şansın gücü yetmez. 

Kadere olan rızam,
Yazana olan SEVDAMDANDIR...!

Kaderimi ben seçmedim 
Rabbim ikram etti. 

"KADERİME"
Âşığım Çünkü Yazarı 
"ALLAH'tır.

Kalbine söyle sâkin olsun. 
Başına Allâh'ın yazdığından 
başkası gelmeyecek. 

Kaderi yargılayan değil, 
Vakurca selamlayan; 
İnsanı sorgulayan değil,
Onu kucaklayan olmak gerek
HÂFIZ

Kader de neyse o olur etme merak,
Böylece kendini hakkın emrine bırak,
Altından ağacın zümrütten yaprak
Âkıbet gözünü doyurur bir avuç toprak.
 
İnsan bir ecelini,
Bir de kaderini bilemezmiş.
Bilinen tek bir şey varmış "Sevgi"
Onun da kıymetini bilmezmiş.

Bir insanın güzelliği değil,
Kaderi güzel olsun,
Bir kötüye düşeceğine
Öl daha iyi.

Yanlış kötü biriynen evlenmektense bekar kal daha iyidir. 

Kadın var, Adamı deli eder.
Kadın var, Deliyi adam eder.

İnsan var insanda ZİYAN olur,
İnsan var insana İLAÇ olur...
İlaç olana rast getirsin mevlam.

Biri gelir seni sen eder 
Biri gelir seni senden eder. 
Tertemiz kalpleri harâbeye 
çevirenlere de Selâm olsun. 

Ehline denk gelmedi HÂFIZ 
Altın gibi kalpler,
Hurdacı tezgahına düştü. 

■Ehline denk gelmeyen
her şey ziyan olur.
Can da, inci mercanda...

Kimseyi Kınama Dikkat Et
Kaderimiz Dilimize Bağlıdır. 

İnsanın kaderinde 3 şey değişmez;
Allah Celle Celâluhü
üç misâfiri habersiz gönderir:
Rızık, Kader, Ölüm
Allah rızkımızı helal,
Kaderimizi güzel,
Ölümümüzü îmanlı eylesin.

Kader.
İnsanlar birbirleriyle şans eseri buluşmazlar, onları buluşturan tanıştıran; ALLAH'TIR.
Tesâdüf yoktur. 
Tevâfuk vardır. 

■İnsanları kaderleri karşılaştırır.
Karakterleri yakınlaştırır.
Kararları anlaştırır.
Davranışları ise uzaklaştırır.

İnsan, En çok kendini incitir,
Farkına varmadan. 

Hiç kimse kendisi için gizlenen
müjde ve mutluluğu bilemez.
(Secde, 17)

Sabırlı ol. Senin için yazılmış olan KADER, yazarların en mükemmeli tarafından yazıldı.

Sabır çok önemlidir.
İnsan sabretmesini bilmelidir.
Vaktinden önce çiçek açmaz.
(Şeyh Edebâli k.s)

Duâ et fakat acele etme,
Zamanın sâhibi Allah'tır.

Tarâzi var, tartı var.
Herşeyin bir vakti var.
Her şey vaktini bekler.
Acele etme,
Acele işe şeytan karışır. 
Acele edersen yanlış karar verirsin. 
Geç olsun ama doğru olsun. 

Evliliği yaşınız geldiğinde değil, 
Doğru kişi geldiğinde yapın. 

Erkeğin güzeli çirkini olmaz,
Erkeğin Efendisi merhâmetlisi olur.

Kadının birine demişlerki 
senin kocan çok çirkin.
Demiş ki, bunada şükür
babam'ın evinde oda yoktu;;)


■Evleneceğin kişinin merhametine, çocuklara ve hayvanlara karşı ve
anne babasına olan tavrı nasıl ona bakın. Eğer onlara karşı tavrı iyi
değilse akrepten yılandan
haramdan kaçar gibi kaçın. 

❤️Evlenecek Kişiler Şöyle Duâ Etsin;)
Allâh'ım bana öyle birini nasip etki,

Gözü bende, Gönlü de sende olsun.

Denizin dibi mildir.
Beni söyleten dildir.
Bir sen söyle birde ben,
Bakalım dertli kimdir.

Şu âyeti hiç unutma.
Vakti geldiğinde Rabbin sana gönlündekini verecek ve
seni hoşnut kılacak.
(Memnun olacaksın)
(Duhâ Sûresi, 5. Âyet)

Her karanlık gecenin
aydınlık sabahı vardır.
Yeter ki umudun olsun,
O ışık elbet bir yerden
doğar hayâtına.

Yârınki güne umutla bak
gecenin ne getireceği belli olmaz.

Umut oldukça, her yeni gün 
yeni bir başlangıçtır. 

Bilemezsin ki; belki de
Allah bundan sonra
daha güzel bir kapı açar.


Beni yaratan elbet yolumu gösterir.
(Şuara, 78)

Kalemin yazdığını silersin ama
KADERİN yazdığını aslâ silemezsin.

Yazıldığı gibi yaşanan
tek şeydir "KADER"

Eğer başına bir iş gelirse keşke şöyle yapsaydım deme. ALLÂH'IN takdiri böyleymiş O dilediğini yaptı.
Keşke şöyle yapsaydım sözü
Şeytan'ın vesvesesine yol açar.

Bâzen yaratıcının 3 cevâbı oluyor.
Bi tânesi hayır istediğin değil diyor.
Bi tânesi hayır şimdi değil diyor,
Bi tânesi Evet ama senin için daha
başka bir planım var diyor.

Şah damarımızda yaratıcıyı taşıyoruz.
Yüce Rabbim bize
Şah damarımızdan daha yakın.

Kalbini nasibine sakla

Allah senin için
Özel bir ruh yaratmışken,
Geçici insanlara ömrünü harcama.

Gönlüne bir sevdâ düşerse;
Bu kaderdir.
Sevdiğin de seni severse,
Bu kısmettir.
Allah dilerse ve kavuşursanız,
Bu da nasiptir.

İstediğin şey olursa
Allâh'ı unutma 
Hamd etmeyi
şükretmeyi unutma. 

Hayırsız olan hiçbir şeyi verme
ve sevdirme bana Allâh'ım.
Hayırlısını istemek evliyâ duâsıdır. Allâh'ım iyilikle, güzellikle,
kolaylıkla hakkımda hayırlı olanı 
en güzel olanı nasip et.
 

Allâh'ım sana çok güveniyorum. 
Duâlarımı kabul edeceğine yürekten inanıyorum. Malımı, canımı, kaderimi, herşeyimi sana teslim ediyorum.
Sana güveniyorum. 
Eğer ibâdet ve duâ etmeye izin vermişse Râbbim kabul etmiş
demektir. 

Allah sizi herkesin terkettiği
yerde sâhiplenir.

İnsan iyileştirirken iyileşir,
yardım ederken yardım görür,
elini uzatırsa bir el uzanır,
dua edip isterse,
bir cevap gelir.

Duan varsa, Duyanda var. 
Bi anda olmayan,
Bir anda olur.

Bâzen sustuklarında duâdır;
Çünkü sessizliğini
en iyi işiten A
llâh'tır. 

Biri senden bir şey istedinde
Onu geri çevirme çünkü o 
Allâh'tan istemiştir 
Allah da onu sana göndermiştir.

İnsan insana muhtaçtır.
Beni senden başkasına muhtaç
eyleme Allâh'ım. 
Beni kimseye
yük eyleme Allâh'ım.

وَمَٓا اَصَابَكُمْ مِنْ مُصٖيبَةٍ
 فَبِمَا كَسَبَتْ اَيْدٖيكُمْ وَيَعْفُوا عَنْ كَثٖيرٍؕ
Başınıza her ne musîbet gelirse, 
kendi yaptıklarınız yüzündendir.
O, yine de çoğunu affeder.
Sizin için Allah'tan başka hiçbir
dost ve yardımcı yoktur.
(Şûrâ, 24-25-26-30-31. Âyet Cüz: 25)
(Ayrıca Bakınız: Teğâbun, 11. Âyet)

Bizim başımıza hiçbir zaman Allâh'ın yazdığından başka birşey gelmez.
(Tevbe Suresi, 51. Âyet)

Allah istemedikten sonra
kimse kimseye zarar veremez.

Bir beklentiniz varsa
Allah'tan olsun
Kul menfaate bakar.

İşi düşenin can kurtaranı,
İşi bitenin göze batanı olduk. 

Elinden tuttuğum Altın oluyor. 
Elini bıraktığım kendini bozuyor. 

Kimseyi kontrol edemezsin. 
Sadâkat içten gelir. 

Umudu hayâli olmayan
insan yaşayamaz.

Umudunu aslâ kaybetme.
Allah hem imtihan eder
Hem de imtihanda yardım eder.

Allâh'ın rahmetinden
ümîdinizi kesmeyin.
(Zümer, 53)

Allah'tan,
Ümit kesmek haramdır.
Allâh'a inanmamak demektir.
Allâh'a eş koşmakla
hemen hemen aynıdır. 

Hiç kimse kendisi için gizlenen
müjdeyi bilemez.

Sakın ümitsizlerden olma.

Rabbinin rahmetinden, sapıklardan başka kim ümit keser?
Sakın beni rezil etmeyin.

Allâh'a karşı gelmekten sakının,
beni utandırmayın.
(HİCR, 55-56-68-69. Âyet Cüz: 14)

Ümitsizlik yoktur .
Ümîdini kaybetmiş insanlar vardır. 

Umutla yaşamak,
Allâh'a olan îmandandır. 
Çünkü Ol derse 
her şey olur...
Elhamdülillâh

Yanlış insanın,
Hayâtındaki melek olsan.
Kanat sesinden,
Rahatsız olur. 

Hayâtın her ânı çok kıymetlidir. 
Çünkü, Her şey bir defâ yaşanır.

Herkes yaşamak istediği HAYÂT'I değil,
Yaşamak zorunda kaldığı KADER'İ yaşar.
Allâh'ın dünyasında,
ALLAH'ın dediği olur.
Kader diyelim gitsin.

Kaderin kaderi güzel olana,
Yolun yolu güzel olana,
Nasibin, nasibi açık olana,
Hayâtın ömrü hayır olana 
denk gelsin.《ÂMÎN》

■Kim işini Allâh'a bırakırsa
Allah ona umduğundan fazlasını verir.
Allah kulunu aslâ yalnız bırakmaz.

اَلْحَمْدُ ِللهِ عَلٰى كُلِّ حَالٍ
'Elhamdülillah Alâ Külli Hal' 
MÂNÂSI: Her Hâlimiz İçin 
Allah'a Hamdolsun.
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۙ
 
Niyetin kaderin olsun inşaallah.
 
Kader; Allâh'ın herşeyi bir ölçü ve dengeye göre yaratmasıdır.
Bize düşen şey bu ölçü ve
dengeyi korumaktır.
Herkes kendi tercihlerinden sorumludur.
Kendi suçumuzu kadere yükleyemeyiz...

İnsanların kaderi ALLAH 'ın elindedir.   
Senin istediğin değil
Allâh'ın istediği olur.
Her şeyi takdir eden Allah'tır
ve Ondan başka Rabb yoktur. 

Derdim döktüm dağa taşa
Yazılan gelirmiş başa
Meyvesiz ağacı boşa,
Sallama gardaş sallama.

Anne baba herşeyi bilemez
Yazılanları silemez
Yazılanlar gelirmiş başa
Yazılanı yaşamaya devam
Son sözü hep alın yazısı söyler.
Kader  parayla satılmıyor ki alasın. 

Necip Fazıl Kısakürek
ne güzel söylemiş
;
Benim istediğimi
Allâh istemiyorsa
konu kapanmıştır.

Geçip giden her şeye üzülüyor musun?
Yemin ederim ki sizin için hayırlı olsaydı kalırdı.
(Bakara Süresi, 216)

İstediğin bir şey;
Olursa bir hayır,
olmazsa bin hayır ara.

Bilemezsin ki;
Belkide Allah bundan sonra
Sana daha güzel bir kapı açar.

Gerçekleşmeyen her şeyin arkasında
Allâh'ın murat ettiği bir hayır vardır.
(Hz Ömer r.a)

Sen yeter ki derdini söyle,
Rabbin ya istediğini verir.
Ya da istediğinin
daha hayırlısını verir
..
 
Allah istediğimiz şeyi,
istediğimiz vakitte değil, 
Hayırlı olanı tam vaktinde verir.  

Nasip ama Talep edecen. 
Kimse demez ki
Gel benim kızımı al diye. 

Bir gün öyle bir kapı açılır ki,
Sen kapanan tüp kapılar için 
Rabbine şükredersin. 

Allahü teâlânın birşeyin varlığını ezelde bilip, takdîr etmesine kader, Kaderin yâni varlığı denilen şeyin zamânı gelince g
erçekleşmesine
kazâ denir. 
 
Kazâ ve kaderime râzı olmayan, beğenmeyen, Gönderdiğim belâlara sabretmeyen benden başka rab arasın. Yeryüzünde kulum olarak bulunmasın.
(Hadîs-i kudsî-Mektûbât-ı Rabbânî)
 
Îmânın şartlarından biri de
Kazâ ve K
adere Hayrın ve Şerrin Allahü teâlâdan geldiğine inanmaktır.
Cenâb-ı Hak her kulunun başından geçecek her şeyi önceden bilir.
Kaderi değiştirmek kimsenin elinde değildir. Dilerse cenâb-ı Hak değiştirir. Kader, Cenâb-ı Hakk'ın kullarından gizlediği bir sırrıdır.
(Kemâhlı Feyzullah Efendi)
 
Kur'an iyileştirir,
Namaz güzelleştirir,
Sadaka ve Duâ değiştirir.
Elhamdulillâh 

Kaderine küsme duâ et..
Bak ne demiş Hz Muhammed 
(s.a.v)
Kaderi ancak duâ değiştirir.
(Hz Muhammed Mustafâ sav)
Bazı şeyler elimizde değil, 
Duâmızdadır. Duâ bizden
kabulü Allah'tan'dır.


Şüphesiz kişi işlediği günah sebebiyle rızıktan mahrum bırakılır.
Kaderi ancak dua değiştirir.
Ömrü de ancak iyilik yapmak bereketlendirir.
(İbn-i Mâce, Sûnen, 4022;
İbn-i Hibban, Sahih, 1099)
 
İsrâ Süresi 13. Âyet
Biz her insanın KADERİNİ kendi çabasına göre kıldık çabana göre KADERİNİ değiştiriyorsun.

Yenilince değil,
Vazgeçince kaybedersin. 
Hikâyemiz kaderimizde gizli. 
Kader, Teslimiyettir. 

Eşin kaderindir.

Kul Plan yaparken Kader Gülermiş;)
Kul hesap yapar da Allâh'ın dediği olur. 
Kul kaderini yaşar.

Yüce Allâh'ın seninle ilgili hârika planları var. Sâdece sabırlı ol. 
Îman edenler için kötü son diye
bir şey yoktur.
 
Herşey Kaderle Takdir Edilmiştir
Kısmetine râzı ol ki rahat edesin.

Kaderin her şeyi güzeldir, hayırdır.
Kaderimi severim yazandan ötürü.

Allâh'ın işine Akıl erdirmeye çalışmak
kulu aşar. İki şey hakkında fazla düşünmeyin yoksa aklınızı oynatırsınız:
1- Allâh'ın nasıl olduğunu.
2- Kader hakkında fazla konuşmayın
ve yorum yapmayın. 

Dînini ve ahlakını beğendiğiniz bir kimse size dünür olarak geldiğinde
onu kızınızla Nikahlayın.
Böyle yapmazsanız,
yeryüzünde fitne ve
bozgunculuk çıkar...
(Tirmizî, Nîkah, 3)

Fitne adam öldürmekten
daha büyük günahtır.
(Bakara, 191. Âyet)

Ümmeti bölen fitne ve mezhepsizlik.

Fitne uykudadır,
Uyandıranlara lânet olsun.    

Ey îman edenler! Tedbirinizi alın.
(Nîsa Sûresi, 4/71)
 
Edep altından daha değerlidir. 
Eşine götüreceğin en kıymetli ÇEYİZ'in 
Nâmusun edebin ahlâkın 
olsun.
 
Ananın kızına nasihatı:
Yavrum, yaptığın bana,
Öğrendiğin sana.

Allâh'ın sana verdiği nimetlerle
günah ve kötülük yolunda
kuvvet kazandırmamalısın.
Allah dilediğini îmansızlık karanlığında boğar. Fakat sevdiği kulunu da
hidâyete ve aydınlığa kavuşturur.
(Şeyh Şâmil)
 
Kısmetiniz, ve Rızkınız için çalışın gayret edin ancak takdir Allâh'ındır.
Kısmetsiz, rızıksız kul yaratmaz ALLAH
Kâfirin bile rızkını kısmetini veren Allah seninde rızkını kısmetini verir.
 
Allah rızka kefildir ama îmâna kefil değildir. bu yüzden imanınızı dert edinin.
rızkınızı değil.
(Hz Ali r.a)

■Rızkını dert etme. Çünkü o seni,
senin onu aradığından daha
çok aramaktadır.

●Dert etme, Abdest al namaz kıl.
Niye kafana takıyorsun
Bu dertleri ölünce
yanında mı götüreceksin. 

Kalp temizliği,
Allâhtan gelen bir rızıktır.
 
Mülk Allâh'ındır.
Rızık her zaman para değildir.
Allah seni birinin sevgisiyle de rızıklandıra bilir, Bakın efendimiz ne diyor;) Beni Aişe'nin sevgisiyle Rızıklandıran ALLAH'a Hamd olsun...

Evlilik rızıktır.
Çocuğum evlenemiyor diye anne baba olarak endişelenmeyin. Acele etmeyin.
Allâh'ın istediği vakitte gelir. 
Nerede, kimin evinde yemek su içecekse
Allah onu bilir. Oraya nasip eder. 
Karışma Allâh'ın işine, git kendi işine
duâ et hayırlısını iste. Başkasının lafına sözüne dedi kodusunu bakarak çocuğunu bunaltma, üstüne gitme isyana günâha sürükleme mahrem olan özel hayatını fazla dillendirme,
çocuğunu dile düşürme. 
Çocuğuna destek ol.
Psikolojisini moralini bozacak 
söz ve davranışlardan uzak dur. 

Ey mülkün sahibi olan Allah'ım!
Sen mülkü dilediğine verirsin.
Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin,
dilediğini zelil edersin.
Hayır senin elindedir.
Şüphesiz sen her şeye
hakkıyla gücü yetensin.
(Âl-i imrân, 3/26)

Eşi ile şakalaşanı Allah sever...
Rızıklarını arttırır.
İkisine de sevap verir...

Allâh'ın rızkı dilediğine bol bol verdiğini ve dilediğine kıstığını görmediler mi? 
Bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır. Allah, sizi yaratan, sonra size rızık veren, sonra sizi öldürecek ve daha sonra da diriltecek olandır.
(Rûm Sûresi, 37 ve 40 Âyet Cüz: 21)
(Ayrıca: 46.47.48.49.50. âyetlere bakınız.

Allah rızkı dilediğine bol bol verir ve dilediğine kısar. Şûphesiz bunda inanan bir toplum için elbette ibretler vardır.
(Zümer Süresi, 52. Âyet Cüz: 24)

فَاطِرُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا وَمِنَ الْاَنْعَامِ اَزْوَاجًاۚ يَذْرَؤُ۬كُمْ ف۪يهِۜ لَيْسَ كَمِثْلِه۪ شَيْءٌۚ وَهُوَ السَّم۪يعُ الْبَص۪ير
لَهُ مَقَال۪يدُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ
 يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُۜ اِنَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ
Gökleri ve yeri yaratan O’dur.
Size kendinizden eşler,
Hayvanlardan da çiftler yarattı.
Bu şekilde çoğalmanızı sağlamaktadır.
O’na benzer hiçbir şey yoktur.
O her şeyi işitir, her şeyi görür.
Göklerin ve yerin (hazine) anahtarları O'nundur. Dilediğine rızkı bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz O,
her şeyi hakkıyla bilendir.
(Şurâ Sûresi, 11. 12. Âyet Cüz: 25)
 
وَلَوْ بَسَطَ اللّٰهُ الرِّزْقَ لِعِبَادِه۪ لَبَغَوْا فِي الْاَرْضِ وَلٰكِنْ يُنَزِّلُ بِقَدَرٍ مَا يَشَٓاءُۜاِنَّهُ بِعِبَادِه۪ خَب۪يرٌ بَص۪يرٌ
Allah, kullarına (tümüne birden) rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarından hakkıyla haberdardır ve onları hakkıyla görendir.
(Şura Suresi, 27. Âyet Cüz 25)

قُل اِنَّ رَبّ۪ي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُ
 وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ۟
Ey Muhammed, de ki: Şüphesiz, Râbbim rızkı kullarından dilediğine bol verir ve dilediğine kısar. Fakat insanların çoğu rızkı Allah'ın verdiğini bilmezler.
Ne mallarınız ne de çocuklarınız,
sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! ancak iman edip sâlih amel işleyenler başka. 
İşte onlar için işlediklerine karşılık kat kat mükâfat vardır. Onlar cennet köşklerinde güven içindedirler.
Âyetlerimizi geçersiz kılmak için yarışanlar varya, işte onlar azap için hazır bulundurulacaklar.
De ki: Şüphesiz, Râbbim rızkı kullarından dilediğine bol bol verir ve dilediğine kısar. Allah yolunda her ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir.O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
(Sebe, 36- 37- 38- 39. Âyet Cüz: 22)

Yer yüzünde rızkı Allah’a ait olmayan hiçbir canlı yoktur. O, onların karar kıldıkları yerleri de, emâneten durdukları yerleri de bilir.
Onların hepsi apaçık bir kitaptadır.
(Hud Sûresi, 6. Âyet)

Şaşarım insanların hâline!
Geçimi maaştan, 
Şifayı ilaçtan bilirler.
(Abdulhâkim Arvasi Hazretleri)

Doktorlar seni tedâvi edebilir ama ŞİFÂ'yı veren Allah'tır. Öğretmenler sana eğitim verebilir ama İLMİ veren Allah'tır. Patron sana maaş verebilir ama
RIZKI veren Allah'tır.

Yer yüzünde otu SÜTE çeviren
bir fabrika var mı?
وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي بُطُونِه۪ مِنْ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَبَنًا خَالِصًا سَٓائِغًا لِلشَّارِب۪ينَ
Gerçekten süt veren hayvanlarda da size bir ibret vardır. Size işkembelerindeki yem artıklarıyla kandan meydana gelen, içenlere içimi kolay halis bir süt içirmekteyiz.
(Nahl Sûresi, 66. Âyet)
 
Allah dünyadaki şeylerin hepsini sizin için yarattı.. Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir.
Ahiret yurduna gelince,
işte gerçek hayat odur.
Keşke bilselerdi!
(Bakara, 2/29)
(Ankebut, 29/64)
 
Allah, size kendi cinsinizden eşler var etti. Eşlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz şeylerden rızıklandırdı. Öyleyken onlar batıla inanıyorlar da Allah’ın nimetini inkâr mı ediyorlar?(Nahl Sûresi, 72. Âyet)
(Ayrıca Bakınız:
Vakıâ Süresi, 57-58-59-63-64-65-68-69-70.
(Hucurat, 13. Âyetlere bakınız
 
İnsan Oğlu Herşeyin Fazlasını İster"
Âdemoğlunun bir vadi dolusu altını olsa, kendisinin diğer bir vadisi daha olmasını ister. Onun ağzını topraktan başka bir şey doldurmaz. Allah (ihtirastan) tevbe eden kimsenin tevbesini kabul eder.
(Müslim, “Zekât”, 117)

Ademoğlu malım malım deyip duruyor.
Ey Ademoğlu yiyip tükettiğinden,
giyip eskittiğinden ve sevap kazanmak için sadaka olarak önden gönderdiğinden başka malın mı var ki geri kalan tüm malların mirasçılarındır."
(Müslim, "Zühd",3)
 
Kuran’ın iki kapağı arasındakileri okudum. 90 yerde Allah’ın rızka kefil olduğunu gördüm. Sadece bir yerde ise şeytanın insanı fakirlikle korkutacağını gördüm ve insanın, Rabbinin 90 yerdeki vâdini unutup şeytanın sâdece bir yerdeki yalanına kandığınıda gördüm.
(Hasan Basri Hz)

İçinizden kim Allah'a ve Resülüne itaat eder ve sâlih bir amel işlerse, ona mükafatını iki kat veririz. Biz ona bereketli bir rızık hazırlamışızdır.
(Ahzâb, 33/31)
 
Kâinattaki herşeyi bilen, gören, işiten Allah var. Rızkı da veren O, Hidâyeti de veren O, Aldığımız her bir nefesi de veren O, Her an O, Her şey O!

Rabbim! Verdiğin rızıkla beni kanaatkâr kıl ve bana verdiklerini hakkımda hayırlı ve bereketli eyle. Elde edemediğim her hayırlı şeyin yerine daha iyisini nasip et.

Bu dünyada hiçbir şeyin sâhibi değilsin.
Unutma ki, Kendine bile emânetsin.
(Kudret ALKAN)

Şu yerin göğün sâhibi Allah var/
On sekiz bin rızkını veren Allah var/
Fark olup hesâbın soran Allah var.

إِنَّ اللَّهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ
Manası:“Muhakkak ki Allah; O, rızık verendir, güç, kuvvet sahibidir.
(Zariyat Sûresi, 58. Âyet)      
 
وَاللّٰهُ يَرْزُقُ مَنْ يَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
(Allâh dilediğine hesapsız rızık verir.)
(Bakara Suresi, 212. Âyet)
 
Şüphesiz Allah rızık verendir,
güçlüdür, çok kuvvetlidir.
(Zâriyât, 58. Âyet Cüz: 27)

Gelende, Gidende,
Allâh'ın ikrâmıdır.

Siz yorulmadan Allahu Teâlâ size
bir rızık gönderirse onu alın,
o Allâh'ın
size ihsanıdır Lütfudur.

Allâh'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden
ALLAH yolunda harcayın.
(Yâsin Sûresi, 47. Âyet Cüz: 23)

Sabırlı ol ve nasibinin de seni bulmak için çabaladığını unutma. Allah'a güven,
gönlünü temiz tut ve her fırsatta duâ et.

Sabırlı ol. Senin için yazılmış olan kader, Yazarların en güzeli tarafından yazıldı.

Kalbimi kırma
İçinde sen yaşıyorsun.

 
Gelecek, hayallerinin
Güzelliğine inananlarındır.
(Eleanor Roosevelt)

Biz neler hayal ettik
Hayat bize neler yaşattı.

Aslında insanı en çok acıtan şey,
hayaller değil. yaşanması mümkünken, yaşayamadığı gerçeklerdir.

İnsan bazen büyük hayallerini
kalitesiz küçük insanlarla ziyan eder.

Rabbim, niyetini, duânı, söylediklerini ve yaşattıklarını kaderine yazsın.
İçinizde ne besliyorsanız
bereketini görün. 
 
Madem ki rızkı taksim eden O’dur
O halde şikâyet küfürdür. Sabır gerekir.
Sabır genişliğe ulaşmanın anahtarıdır. 
Allah’tan başka herkes düşmandır.
Sen asıl dostu düşmanlara şikâyet eder halinden sızlanırsın öyle mi? Padişah köleye şikayet edilir mi? Akıllı ol.;-) 
Hz Mevlana

■■
Tevekkülle ilgili etkileyici bir hikâyeyi
Sadi Şirazi anlatıyor: Bir derviş kırlarda dağda gezerken ayağı olmayan bir tilki görmüş. "Bu sakat hayvan ormanda nasıl yaşar? diye merak edip tilkiyi takip etmeye başlamış. Biraz sonra güçlü kuvvetli bir aslan gelmiş, avladığı bir hayvanı dişleriyle parçalayıp güzelce yemiş. Yemeğin artığını bırakmış ve sakat tilki de arta kalanlarla karnını doyurmuş. Derviş bu olaydan çok etkilenmiş ve şöyle düşünmüş; "Râbbim ne kadar büyük!
Bu sakat tilkinin yemeğini ayağına kadar yolluyor, benimde rızkımı gönderir elbet. 
Öyleyse ben de çalışmadan,
Allâh'a sığınıp rızkımı bekleyeyim...
Aradan günler geçmiş,
derviş aç biilaç bekliyormuş
Bir arkadaşı, dervişi kuytu bir köşede, gözlerinin feri gitmiş, yüzünün rengi solmuş hâlde görünce ne olduğunu sormuş. Derviş, şahit olduğu sakat tilki hadisesini anlatmış. Arkadaşı:
Ah be dostum, sen neden böyle yanlış
bir düşünceye kapılıp çalışmadın?
Niçin kendini ayağı olmayan bir tilkiye benzettin de böyle tembel tembel yatmayı seçtin? Ayağa kalk ve var gücünle çalış. Sakat tilkiye değil güçlü aslana benze! 
Çalışmak İbâdettir.

Çalışmadan, Yorulmadan, Öğrenmeden (üretmeden) rahat yaşama yollarını aramayı (alışkanlık) haline getirmiş milletler; evvela haysiyetlerini, sonra hüriyetlerini ve daha sonra istikballerini kaybetmeye mahkumdur.
Adı: Mustafa Kemal
Soyadı: ATATÜRK

Hiç kimse elinin emeği ile kazandığından
daha hayırlı bir lokma yememiştir.
(Buharî, "Büyu" 15)

Ayağını sıcak tut, Başını serin;
Kendine bir iş bul çalış.
Şeytana uyma
Kötü düşünme derin derin.
(Lokman Hekim)

İnsan için meşguliyetten daha iyi
bir tedâvi yoktur. Boş kalmamalı,
boş kalanı şeytan vesvese ile
kötü düşünce ile doldurur. 

"Pişmiş aşa su katılmaz"
"Su uyur düşman uyumaz"
Hayırlı işlere sinsîce karışan çok olur. 
 
Peygamber Efendimiz s.a.v buyuruyor ki: Müslüman kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın.
(Müslim, Büyü, 9)

Alış veriş yaparken pazarlık yapmak Câiz'dir. Yâni uygundur demek.
 
Yüce Allah dört kişiye öfkelenir:
Çok yemin eden satıcı, Kibirli fakir,
Zinâ eden ihtiyar ve Zâlim yönetici.
(Nesâi, Zekât 77)

Bir kısım insanlar, ticaret ve eğlence görünce, seni bırakarak ona yönelip gittiler. De ki: "Allah'ın katında olanlar, eğlenceden ve ticaretten daha hayırlıdır ve Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
وَإِذَا رَأَوْا تِجَارَةً أَوْ لَهْوًا انفَضُّوا إِلَيْهَا وَتَرَكُوكَ قَائِمًا
قُلْ مَا عِندَ اللَّهِ خَيْرٌ مِّنَ اللَّهْوِ وَمِنَ التِّجَارَةِ
وَاللَّهُ خَيْرُ الرَّازِقِينَ
(Cum'â Süresi, 11. Âyet)
 
Kulun konuşmaların da İnşaAllah demesi îmânının mükemmelliğindendir.
(Hz Muhammed s.a.v)

Güler yüzlü,
Güzel sözlü değilsen,
Ticâret yapma.
Esnaflık yapma. 

Rızkın onda dokuzu ticârettir
Ticârette cesârettir.
■ Ticârette bereket vardır. 
Allâh'ım rızkımıza bolluk,
Kalbimize ferahlık,
Ömrümüze bereket ver.

Ticârette Altın Kural Nedir?
Ticârette Başarılı olmak istiyorsan.
1- Yalan konuşmayacaksın.
{Her zaman dürüst olacaksın}
2- Aslâ yemin etmeyeceksin.
{Haklıda olsan yemin etme}
3- Aslâ başkasının helâline
göz dikmeyeceksin.
Harama bakmayacaksın.

(Hadîs-i Şerif)
 
Kim Allah’a ve Peygambere itaat ederse,
İşte onlar, Allâh’ın kendilerine nîmet verdiği peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve
iyi kimselerle birliktedirler. 
Bunlar ne güzel arkadaştır. 
(Nîsâ Sûresi, 69 Âyet Cüz: 5)
 
Dürüst ve güvenilir tüccar, Peygamberler,
Sıddıklar ve Şehitlerle berâberdir.
(Tirmîzi, Büyü: 4)

Çevrenizin saygısını paranızla değil,
Bilgeliğinizle, güven ile kazanırsınız.

Alışverişte Bereket Helalleşmededir.
 
İşçiye ücretini, alnının teri
kurumadan veriniz.
(İbn Mâce, Ruhûn, 4)

Ustayı övki işini iyi yapsın.
Usta ile fazla (muhâtap) loubali olmaki
işine odaklansın.
Büyük sözü ve Hoca sözü dinle.
Yoksa akılsız kafanın cezâsını
ayaklar çeker.     

Bir adamdan şüpheleniyorsan onu işe alma, İşe alıyorsan ondan şüphelenme.

İşi bilen; yapar, 
Az bilen; Akıl verir, 
Bilmeyen; Eleştirir, 
Hiç bilmeyen; Çamur atar. 
 
Ey iman edenler! Belirlenmiş bir zamana kadar bir borç ilişkisi kurduğunuzda bunu yazın. Aranızda bir şâhit bulundurun.
(Bakara, 2/282)

Ey îman edenler!
Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz,
Allâh katında büyük
gazap gerektiren bir iştir.
(Saff Süresi, 2-3. Âyet Cüz: 28)

Antlaşma yaptığınız zaman Allâh'a verdiğiniz sözü yerine getirin; Allah'ı kendinize kefil tutarak kesinliğe kavuşturduktan sonra yeminlerinizi bozmayın. Unutmayın ki yaptıklarınızı Allah bilmektedir.
(Nahl Suresi, 19/91)

Hayatta hiç kimseye
ikinci bir fırsat verme.

Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz.
(Mümin, iki defa aynı yanılgıya düşmez)
(Buhârî, "Edeb", 83; Müslim, "Zühd", 63)

İnsanlar hayat şartlarına karşı daima birbirlerine yardımcı olmak zorundadırlar. Bu yardımlaşmanın konusu, tarz ve şekli her devirde değişse bile, “borç-alacak ve alış-veriş” ilişkileri tarih boyunca hep ilk sıralarda yer almıştır.
 
Sosyal hayatta yaşayıp da, kimseye ihtiyaç duymadan kendi kendine yeten insan bulmak mümkün değildir. Bu bağlamda, toplumsal hayatın; insanlar arasında alış-veriş ilişkileri ve para-mal borçlanması olmadan yürütülmesi de mümkün değildir.
 
Borç ilişkilerinde en önemli nokta zamanında ödenmesidir.
Bunun sağlanabilmesi için de özellikle “unutma, inkâr etme, ödememe…gibi problem ve güvensizliklerin yaşanmaması gerekmektedir.
 
Noterler vasıtasıyla yapılmayan, arkadaşlar, dostlar, akrabalar, satıcılar ve müşteriler arasındaki “alış veriş ve borç alıp verme” gibi işlemlerin de mutlaka taraflar arasında yazılarak kayıt altına alınması, ileride doğacak anlaşmazlıkları önleme açısından çok önemlidir.
 
İnsanı en iyi bilen onu yaratan Allah’tır.
Allah, insanlarla ilgili her türlü problemi ve çözüm yollarını Kur’an-ı Kerim’de zikrettiği gibi, “borç alıp verme” konusunu da Kur’an’da belirterek, insanların nasıl hareket etmeleri gerektiğini emretmiştir.
 
Uzunluğu tam bir sayfa olan ve bundan dolayı da Kur’an-ı Kerim’in en uzun ayeti kabul edilen ve bazı âlimler tarafından da “noterlik ayeti” olarak da tanımlanan Bakara Suresi’nin 282. Ayeti olan Müdayene (Borçlanma) ayetinde,
bu konu ile ilgili olarak Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
 
KUR’ANIN EN UZUN AYETİ,
“BORÇLANMA, ALACAK – VERECEK” SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNÜ ANLATIYOR
 
Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız vakit onu yazın.
Bir kâtip onu aranızda adaletle yazsın.
Hiçbir kâtip Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın; (her şeyi olduğu gibi) yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şâyet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise,
velisi adâletle yazdırsın.
Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun.
Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şâhitlerden bir erkek ile -biri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için- iki kadın (olsun). Çağırıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin.
Büyük veya küçük, vâdesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur.
Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır.
Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. (Genellikle) alış-veriş yaptığınızda şahit tutun.
Ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın.
Eğer bunu yaparsanız (zarar verirseniz) şüphe yok ki bu, sizin yoldan çıkmanız demektir.
Allah’tan korkun.
Allah size gerekli olanı öğretiyor.
Allah her şeyi bilmektedir.
(Bakara Suresi, 282. Âyet)
 
Alış-veriş ve borçlarla ilgili problemlerin, günümüzde çok önemli oranda arttğı düşünülürse, Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah’ın emri olan “yazma ve şahitlik” olayının mutlaka uygulanması gerekir. 
 
Başta unutkanlık olmak üzere insanoğlunun noksanlıklarla dolu
bir yapısı vardır.
Bu nedenle mutlaka ikili anlaşmaların şahitler huzurunda yazılması
zarureti bulunmaktadır.
Güzel günler dileğiyle.

Söz uçar, Yazı kalır...
Söz Uçar, Eser Kalır. 

وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَداًۙ 
اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۘ
وَاذْكُرْ رَبَّكَ اِذَا نَس۪يتَ وَقُلْ عَسٰٓى اَنْ يَهْدِيَنِ رَبّ
لِاَقْرَبَ مِنْ هٰذَا رَشَداً
Allah izin verirse" demeden hiçbir şey için, Şu işi yârın yapacağım" deme!
Unuttuğun takdirde rabbini an ve umarım rabbim bana, doğruya bundan daha yakın yolu gösterir" de.
(Kehf Sûresi, 23. 24. Âyet Cüz: 15)

Ölçüde ve tartıda hile yapanların vay hâline! Onlar insanlardan bir şey ölçüp aldıkları zaman, Tam ölçerler. Fakat kendileri onlara bir şey ölçüp yahut-tartıp verdikleri zaman eksik ölçüp tartarlar
(Mutaffifin Süresi, 1. ve 3. Âyet)

Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın. "Doğru terâzi ile tartın." "İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
(Şu'arâ, 26/181-183)

Bizi aladatan bizden değildir.
(Hadîs-i Şerif)

Mümin, servet ve malın esiri olamaz.
Rızkına kimsenin hakkını bulaştıramaz. Kendisinin ve ailesinin boğazından haram lokma geçiremez. Mümin, daha fazla kazanç elde etmek için temel ihtiyaç maddelerini stoklayamaz. Arz talep dengesini bozarak bir malı değerinden fazlaya satamaz. İnsanların zorunlu ihtiyacı olan ev ve işyerini boş bırakıp fiyatları yükseltemez. Merhametli bir ev sahibi, kiracısının da bir aile geçindirdiğini unutmaz.
İnsaflı bir kiracı da kasıtlı olarak
ev sahibini mağdur edemez.

Sevgili Peygamberimiz (sas)’in
 لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ hadis-i şerifine göre
kimseye kasten zarar verilemez;
zarara, zararla karşılık da verilemez.
(İbn Mâce, Ahkâm, 17)
 
İslam’a göre bir kişinin canına,
malına ve haysiyetine zarar vermek
haramdır ve büyük günahlardandır.
Kul Hakkı'dır. 
 
Harama bakmamak, haram yiyip içmemek ve harama el uzatmamaktır. 
Yanlış ölçmemek, eksik tartmamaktır.
Güçlü iken affetmesini, öfkeli iken yumuşak davranmasını bilmektir.

Alışverişte pazarlık yapmak 
MÜBAH'TIR. 

❤️VİDEO DİNLE 
Alış verişte yemin eden
o alış-verişi haram etmiştir.

https://www.facebook.com/share/r/Ljj8AeVYarQvBwWm/?mibextid=D5vuiz

EVLÂDIM
Cemiyet içinde diline sâhip ol.
Sırrını verme. İlmine sâhip ol.
Muhabbetini düşün işine sâhip ol.
Adamını tânı müşterine sâhip ol...

Elinde varsa beyefendi derler.
Yoksul düşme alay eder gülerler.
Bir iyilik eder bin söz ederler.
Elinde varsa varına sâhip ol...

Kazanmak zor.
Harcamak kolay.

Benim kazancım mîras değil, 
Alın teri.

Hayat; Hesapla değil, 
Nasiple Yaşanır.
 
Neye yarar
İnsan dünyaları kazanıp da 
Ruhunu kaybettiyse...

İyilik Ticaret Değildir
Allah İçin Yapılır Unutulur.

اِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِۜ
فَأَمَّا ٱلْإِنسَٰنُ إِذَا مَا ٱبْتَلَىٰهُ رَبُّهُۥ فَأَكْرَمَهُۥ وَنَعَّمَهُۥ
فَيَقُولُ رَبِّىٓ أَكْرَمَنِ
وَأَمَّا إِذَا مَا ابْتَلَاهُ فَقَدَرَ عَلَيْهِ رِزْقَهُ 
فَيَقُولُ رَبِّي أَهَانَنِ
كَلَّا بَلْ لَا تُكْرِمُونَ الْيَت۪يمَۙ 
وَلَا تَحَٓاضُّونَ عَلٰى طَعَامِ الْمِسْك۪ينِۙ 
وَتَأْكُلُونَ التُّرَاثَ اَكْلًا لَمًّاۙ 
وَتُحِبُّونَ الْمَالَ حُبًّا جَمًّاۜ
كَلَّا إِذَا دُكَّتِ الْأَرْضُ دَكًّا دَكًّا
وَجَٓاءَ رَبُّكَ وَالْمَلَكُ صَفاًّ صَفاًّۚ
وَج۪ٓيءَ يَوْمَئِذٍ بِجَهَنَّمَ يَوْمَئِذٍ يَتَذَكَّرُ الْاِنْسَانُ وَاَنّٰى لَهُ الذِّكْرٰىۜ
يَقُولُ يَا لَيْتَن۪ي قَدَّمْتُ لِحَيَات۪يۚ
فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُعَذِّبُ عَذَابَهُۥٓ أَحَدٌ
وَلَا يُوثِقُ وَثَاقَهُٓ اَحَدٌۜ 
يَٓا اَيَّتُهَا النَّفْسُ الْمُطْمَئِنَّةُۗ
اِرْجِع۪ٓي اِلٰى رَبِّكِ رَاضِيَةً مَرْضِيَّةًۚ
فَادْخُل۪ي ف۪ي عِبَاد۪يۙ
وَادْخُل۪ي جَنَّت۪ي
> Şüphesiz Rabbin, kullarını her an gözetlemededir.
İnsan ise; Rabbi onu deneyip de kendisine ikramda bulunduğunda,
ona bol bol nimetler verdiğinde, sevindirdiği zaman
Rabbim bana ikram etti”
(Cömert davrandı) der.
 Ama ne zaman ki, Allah verdiği nîmetlerin bir kısmını geri alıp rızkını daraltarak onu imtihân etse, hemen ümitsizliğe, yılgınlığa kapılır verenin de, alanın da Allah olduğunu, bu imtihân dünyasında nîmetlere şükrederek, sıkıntılara sabrederek Rabb’ine kulluğa devam ettiği takdirde çok daha büyük nîmetlere kavuşacağını düşünmez de, bunun ilâhî adâletsizlikten kaynaklandığını sanır ve büyük bir nankörlükle, Rabb’im beni küçük düşürdü!” aşağıladı der.
 Hayır! Doğrusu siz, Allah’tan ikram bekliyorsunuz ama kendiniz yetîme değer vermiyor,
ona ikram etmiyorsunuz.
 Muhtaçları Kimsesiz, çaresiz ve yoksul insanları doyurmak ve onların maddî mânevî ihtiyaçlarını gidererek dertlerine derman olmak için
birbirinizi teşvik etmiyorsunuz!
 Mîrastan ne gelse, helâl-haram demeden alabildiğine yiyorsunuz.
 Malı mülkü de sınırsız bir
sevgiyle seviyorsunuz.
>  Hayır; öyle yapmayın! Çünkü bütün bunların hesabını vereceksiniz! 
Ne zaman mı? Yeryüzü peş peşe darbelerle sarsılıp param parça
olduğu zaman,
 Rabbinin buyruğu ve saf saf dizilmiş olarak melekler geldiği ve o gün cehennem getirildiği zaman, işte o gün insan (yaptıklarını birer birer) hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ona nasıl faydası olacak!?
Ah; keşke fırsat varken Rabb’ime kulluk edip bu hayatım için bir hazırlık yapsaydım!” diye feryat edecek.
 Artık o gün Allah’ın edeceği azabı kimse edemediği gibi, Onun vuracağı
bağı da kimse vuramaz.
>  Ey Huzura kavuşmuş insan!
Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir!
(Fecr Sûresi, 14-15-16-17-18-19-20-21-22-23-24-25-26-27-28-29-30. Âyet)

Allah gökten su indirip onunla ölmüş toprağa hayat vermektedir.
Kuşkusuz bunda dinlemesini bilen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.

Sizin için sağılan hayvanlarda da kesin olarak ibret vardır. Nitekim size hayvanın karnında, besin artıklarıyla kan arasında (oluşan) içenlere lezzet veren saf süt içiriyoruz.
✓Hurma ağaçlarının ve üzüm asmalarının ürünlerinden hem içki hem de güzel besinler elde edersiniz. Bunda da aklını kullanan bir topluluk için açık delil vardır.
✓Ve rabbin bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin.
✓Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git!” Onların karınlarından, farklı renk ve çeşitlerde şerbet (kıvamında bir sıvı) çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.
✓Allah sizi (hiç yoktan) yaratıvermiştir, sonra sizi öldürecektir; sizden kimi de, (birtakım şeyleri) öğrendikten sonra artık bazı şeyleri bilmeyecek (ve hatırlamada zorluk çekecek hale gelsin) diye, ömrün en aşağı ucuna (yaşlılığa) geri çevrilir. Şüphesiz, Allah Bilendir, her şeye güç yetirendir.
(Nahl Süresi, 65.66.67.68.69.70. Âyet)

Ölü toprak onlar için bir delildir.
Biz ona yağmurla hayat verdik.
Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler. 
(Yâsin Süresi, 33. Âyet
 
Hayâtın da 6 Şeyi Aslâ Bırakma
Doğru sözlü olmayı...
(Ahzâb Süresi, 35. Âyet)

Allah'tan af dilemeyi...
(Enfal Süresi, 33. Âyet)

Duâ etmeyi...
(Mûmin Sûresi, 60. Âyet)

Allah'ı zikretmeyi...
(Rad Sûresi, 28. Âyet)

Sabretmeyi...
(İbrâhim Sûresi, 7. Âyet)

Tevekkül etmeyi...
(Ahzâb Süresi, 3. Âyet)
 
Allah'a tevekkül et,
Vekil olarak Allah yeter.
Allah tevekkül edenleri sever.
(Ahzab Süresi, 3. Âyet Cüz: 21)
(Ali-İmran Suresi, 159. Âyet)

Tevekkül, insanın, Allah'a itimat etmesi ve O'na bağlanmasıdır. Bu, insan için ruhi bir güçtür. İnsanı yaratan ve ona pek çok nîmetler veren ALLAH'tır.
İnsan, her işinde O'na güvenmek ve kendisine düşeni yaptıktan sonra neticeyi O'ndan beklemek durumundadır.

ÖNCE TEDBİR SONRA TEVEKKÜL
Dînimiz, önce bütün tedbirleri almamızı, üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmemizi emreder.
Ondan sonra Allah’a tevekkül etmeye, O’na güvenip teslim olmaya dâvet eder. Nitekim bir adam Peygamber Efendimiz (sas)’e gelerek, “Ya Resûlallah!
Devemi bağlayıp da mı Allah’a tevekkül edeyim, yoksa bağlamadan mı tevekkül edeyim.” diye sorduğunda Allah Resûlü (sas), ona şöyle cevap vermiştir: "Önce deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et!
(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 60)

Aldığımız bütün tedbirlere rağmen acı bir hadiseyle karşılaştığımızda ise biz müminlere düşen sabırlı ve metanetli olmak, Allah’ın takdirine rıza göstermektir. İçinde bulunduğumuz durumu akl-ı selim ile değerlendirmek, ihmal, yanlış ve hatalardan gerekli dersleri çıkarmaktır. Cenabı hakk’a tazarruda bulunmak; tevbe ve istiğfarla, dua ve niyazla O’na sığınmak, rahmet ve yardımını istemektir.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: "İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah yanlış yoldan dönsünler diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.
(Rûm, 30/41)
Sevgili Peygamberimiz (sas)’in 
Allah Teâlâ, birinizin yaptığı işi en sağlam şekilde yapmasından memnun olur.
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, 1/275)

Neden Stres Yapıyorsun?
Şoförü tanımıyorsun ama
Otobüste rahatsın.
■Pilotu tanımıyorsun ama
Uçakta rahatsın.
■Hayat yolculuğun da
Allâh'ın kontrolünde!
Neden Rahatlamıyorsun.
Allâh'a dayan. Tevekkül et.
İbâdet et. Huzur bul.

وَتَوَكَّلْ عَلَى ٱلْعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ
Namaza kalktığında, seni ve secde edenler arasında dolaşmanı gören; mutlak güç sahibi, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et.
(Şu'arâ Sûresi, 217-218-219. Âyet Cüz: 19)

Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafâ Sallallâhu Aleyhi Vesellem Buyuruyor ki:
Sizler Allah'a gereği gibi tevekkül etseydiniz sabahleyin aç olarak gidip akşemleyin tok olarak dönen kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de rızıklandırırdı.(Tirmîzi Zühd, 33)

HZ DÂVUD'UN OĞLUNA 4 NASİHATI;
1- Elde edemediğin şeye üzülme
Kısmet böyle imiş, de
Allâh'a tevekkül et!
2- Eline geçene râzı ol!
Kısmetim bu imiş, diyerek Allah'ın taksimine râzı ol. 3- Elinden çıkana, Kaybettiğin şeylere sabret!
Mukadderat böyle imiş de! 
4- Her işinde istişâre ve istihâre et.

Allâh'a Tevekkül; Acıyı tatlıya,
Kışı bahara, dikeni güle çevirir.

Senin sâhip olduğun nîmetler başkasının hayalî ve duâsıdır. Hâlinden şikayet etme.
Daha kötüsü olabilirdi yaşantım
bunada şükür Allah olmayana da versin...?

Allah Celle Celâhu bizleri hâlinden şikayet eden değil, Hâline şükreden
Hamd eden kullarından eylesin.

Onlar, sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir.
Nice canlılar vardır ki, rızıklarını taşımazlar yiyecek biriktirmezler.
Onları da sizi de Allah rızıklandırır.
O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 
Andolsun, eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetlerinize kim verdi? diye soracak olsan mutlaka, "Allah" diyeceklerdir. O halde nasıl haktan döndürülüyorlar?
Allah, kullarından dilediğine bol bol verir ve dilediğine kısar. Şüphesiz Allah,
her şeyi hakkıyla bilendir.
Hamd Allah'a mahsustur.
Fakat onların çoğu
akıllarını kullanmazlar.
(Ankebut, 59-60-62-63-64.Âyet Cüz: 21)

فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُۘ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۜ
 عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ
Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın sâhibidir.
(Tevbe Suresi, 129. Âyet)

Allah'ın adını anarak (evimden çıkıyorum) ben, Allah'a dayanıp tevekkül ettim. (her türlü) kuvvet ve kudret ancak yüce Allah'ın yardımıyladır."
(Tirmizi, "De'avât", 34)

Kim Allah'a karşı gelmekten sakınırsa,
Allah ona bir çıkış yolu açar.
Onu beklemektediği yerden rızıklandırır.
Allah'a güvenip tevekkül edene Allah yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah, her şeye bir ölçü koymuştur.
(Talak Suresi, 2-3. Âyet Cüz: 28)

Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü'minler yalnız
Allah'a tevekkül etsinler.
(Teğâbun Sûresi, 13. Ayet Cüz: 28)

Ben her halimi sana bıraktım Allâh'ım.
Ben Allah'a güvendim tevekkül ettim.
Tevekkül güzel şey...

EL
-VEKÎL ALLAH (Celle Celâluhü)
Kendisine tevekkül edenlerin işlerini
en iyi neticeye ulaştıran ALLÂH

 Tevekkül nedir bilir misin?
Allâh'ım çok istiyorum ama hayırlı değilse olmasın demektir.    

De ki: Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir.
O, bizim yardımcımızdır.
Öyleyse mü’minler,
yalnız Allah’a güvensinler.
(Tevbe Suresi, 51. Âyet)
(Tövbe Cüz: 10)

İslam'da tevekkül anlayışının önemli bir yeri vardır. Tevekkül, bir konuda gerekli tedbirleri almak suretiyle üzerine düşeni yaptıktan sonra işin sonucunu Allah'a havale etmektir.

Allâh'a Güven;
Güvenip dayanmak için Allah yeter.
(Ahzab Süresi, 3)

Ben sırtımı Rabbime vermişim
Ben ona öyle güvenmiş TEVEKKÜL etmişim ki; O beni koruyacak sana da başkalarının yardımına da ihtiyâcım yok.
حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ
Allah bize yeter,
O ne güzel vekildir.
(Âl-iİmrân Sûresi, 173. Âyet)
 
Derdi Allah olanın başka derdi olmaz.
İşin Allâh'a kaldıysa olmuş bil.
(Şems-i Tebrizi)
 
Göklerin ve yerin gaybını bilmek Allah'a mahsustur. Bütün işler ona döndürülür.
Öyle ise ona kulluk et ve ona tevekkül et.
Rabbin yaptıklarınızdan habersiz değildir.
(Hûd, 11/123)
 
لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَزٖيزٌؗ
 عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرٖيصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِنٖينَ رَؤُ۫فٌ رَحٖيمٌ
فَاِنْ تَوَلَّوْا فَقُلْ حَسْبِيَ اللّٰهُؗ 
لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَؕ عَلَيْهِ تَوَكَّلْتُ وَهُوَ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظٖيمِ
Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntı düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, mü’minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir. Eğer yüz çevirirlerse de ki: Bana Allah yeter. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Ben ancak O’na tevekkül ettim. O, yüce Arş’ın sahibidir.
(Tevbe Suresi, 128-129. Âyet)
 
Hz Yusuf Şöyle Duâ Edermiş;)
Ya Rabbim! Kaderimde muhtaç olmak varsa, Bu muhtaçlık sâdece sana olsun. Beni senden başkasına muhtaç etme Allâh'ım...

Allâh’ım, beni bağışla, bana merhâmet et,
Bana hidâyet nasip eyle, bana âfiyet ve
Hayırlı rızık ver.
(Müslim, "Zikir", 35)
 
Allâh’ım Lütfun, rahmetin ve bereketlerinden ve rızkından bana aç, bolca ihsan eyle. Allah’ım! Kıyamet gününde cennet, korku gününde güven istiyorum. Allah’ım! Verdiğin ve vermediğin şeylerin şerrinden sana sığınıyorum…"
(Hâkim, "De’avât", No: 1898)

Allah’ım! Lütfundan bize rızık ver, bizi rızkından mahrum etme, bize verdiğin rızıkları bizim için bereketli yap, katında bulunan nimetlere rağbetimizi artır ve bizi gönül zengini eyle."
(İbn Ebî Şeybe, "Dua", 42, No: 29388)
 
İçinizden kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder ve sâlih bir amel işlerse, ona mükâfatını iki kat veririz. Biz, ona bereketli rızık hazırlamışızdır.
(Ahzâb Sûresi, 31. Âyet Cüz: 22)
 
Müslüman olan, kendisine yeteri kadar rızık verilen, Allah’ın kendisine verdiği nîmete kanâat eden kimse şüphesiz kurtuluşa ermiştir.
(Müslim, "Zekât" Zuhd, 9)
 
Ey insanlar! Allâh'ın size olan nimetini hatırlayın. Allah'tan başka size gökten ve yerden rızık veren bir yaratıcı mı var? 
(Fatır Sûresi, 35/3)

Bizi doyurup içiren ve bizi Müslümanlardan eyleyen Allah’a hamdolsun."
(Tirmizî, "Deâvât", 56)

Allâh'ım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et.
(Ebu Dâvûd, Salat, 361;
Nesaî, Sehv, 60;
Ahmed b. Hanbel, V, 245)

 
Allâh'ım! Kederden ve üzüntüden, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve insanların kahrından sana sığınırım.
(Ebu Dâvûd, "Sâlat",367)
 
Allah'ın ismine sığınıyor ve Allah'a tevekkül ediyorum. Allahım, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan kaymaktan ve kaydırılmış olmaktan haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve
saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım."
(Tirmizî, “De'avat”, 35;
Ebu Dâvûd, “Edeb”, 112

DUÂ

Bir Müslümanın Sıkıntısını Gidermeyi
Dünya Kadar Altın ve Gümüşe Tercih Ederim. Fakirlerin, Hastaların, Yaşlıların, Engellilerin, Dul, Öksüz Yetim ve Öğrencilerin Maddî ve Mânevi
Âbisi, Babası, Melek Hoca 《;》
Araştırmacı Hafız Müezzin Yazar
>Ben Gece Teheccüd namazını ve
Kuşluk namazını kıldıktan sonra;
Yâ Râbbi! Kuşluk senindir,
Güzellik senindir,
Nîmet ve herşey senindir. 
Eğer rızkım gökte ise, yere indir.
Yerde ise, çıkar. 
Uzakta ise, yaklaştır.
Haram ise, Helal et.
Dar ise, genişlet ve elime ilet.
Ey yerlerin ve göklerin bilinir bilinmez her şeyin kâinatın sâhibi yüce rabbim kudretinden hikmetinden sual olunmaz 
Sen gizli saklı her şeyi bilirsin 
 Galibe İllallâh
Allâh'tan başka gâlip yoktur. diye
duâ eder Allâh'a SIĞINIRIM. 

❤️https://www.facebook.com/reel/1950760101968117?sfnsn=scwspmo&mibextid=FBR034

❤️
https://youtu.be/MRDg0Awldjc?si=o97iKRMB6SLXzanl

❤️
https://www.facebook.com/share/r/SBbgV2giaNZnZu2X/?mibextid=D5vuiz 

■Firavunu öldüren sinek 
Peygamberi koruyan örümcek 
https://www.facebook.com/share/r/nd1BqM4EYSox95mJ/?mibextid=D5vuiz 

❤️
https://www.facebook.com/share/r/kd6KP7p8xo2d5bsb/?mibextid=D5vuiz

❤️
https://vt.tiktok.com/ZS6yTMpM3/ 

❤️Duâ kaderi değiştirir mi?
Dua ile, Kaderinin değişmeside bir
KADERDİR: VİDEO İZLE
https://www.facebook.com/share/r/15nHyrMYzC/?mibextid=D5vuiz

❤️VİDEO DİNLE: Ümitsiz insan yoktur 
https://www.facebook.com/share/r/1YXkwVfpx7/?mibextid=D5vuiz 
 
 
  Bugün 54908 ziyaretçi (200296 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol