Kılıççı Köyü
  KALP
 
KALBİMİZİN REÇETESİ
Sabır, Şükür, Tövbe, Duâ, Namaz, Elhamdulillâh 
 
ALLAH'IN EN SEVDİĞİ
Sabır, Şükür, Tövbe, Duâ, Namaz, Elhamdulillâh. Hakkı tavsiye etmek,
Tebliğ ve Temsil etmek. 
Söz ve davranışlarımızla
insanlara örnek ve önder olmak. 
TEHECCÜD: Gece namazı kılmak.
Gece namazı demek?
Peygamberler namazı demek.
Peygamberlere mahsus bir namazdır. 
 
Allah, Tövbe edip temizlenenleri ve
Tevekkül edenleri sever.
(Bakara, 222)(Âl-i İmran, 159) 
Allâh'ım kalbimizden îmânı dilimizden
Kuran'ı Kerim ve duâ'yı eksik etme.
KURAN-I KERİM Yaşanmak için gelmiştir.
Sadece Okuyup sevap almak için gelmemiştir. 

Allâh'ın En Sevmediği
(İsraf (A'raf, 31) Cimrilik, Kibir.
Haksızlık edenler.(Şûra, 40)
Yetimin malına yaklaşanlar.
(En'am, 152)
Günahta ısrar edenler.
{Bakara, 276}
Hâinlik ve nankörlük edenler.
{Hac, 38}
Kötü sözü açığa vuranlar.
{Nisâ, 148}
Kendini beğenen ve böbürlenip duranlar.
(Nisâ Sûresi, 36
Arkadan çekiştiren ve ayıp kusur arayanlar.(Hümeze, 1)
Birbirinin gıybetini yapanlar ve
Haset edenler.
{Hucurat, 12} {Bakara, 109}
Şeytan, Yuva yıkmayı sever. 
Allah'ın en sevmediği Helal boşanmak.
(İbn Mâce, Talak, 1)

EY YOLCU!
Yaşadığın ânın farkında ol. 
Çünkü farkında olursan yolda
şeytan aklını çelemez.
Şeytanın tuzağına düşmessin. 
Yaptığın işin, attığın adımın muhâsebesini
yap ki nefsinin esîri olmayasın.
 
EY YOLCU!
Kalbinin hallerini bil. Bil ki kalp ikidir. 
Biri kalb-i hayvâni
 
Biri kalb-i insânidir.
Biri et parçası, diğeri iki dünya
mutluluğunun anahtarıdır.

EY YOLCU!
Her an Allah'ın huzurunda olduğunu bil.
Kalbin yeni doğmuş bir bebek gibidir.
Ona ne öğretirsen onu öğrenir.
Allah'ın zikrini öğret kalbine ki hep onunla olasın. 
Yolda hep onu an ki yolun sonunda selâmete O eriştirsin seni.

EY YOLCU
!                                             
İyiliğe doğru yolculuk hâlinde ol.
Tövbeyi dilinden kalbine indir ki kötülük
seni gördüğünde yönünü değiştirsin.
İyilik uzaktaysa da gelsin bulsun seni.

EY 
YOLCU!                                             
Halk içinde Hak ile ol.                     
Çarşıda, pazarda, evde, sokakta her dem her an kalbin Allah'ı zikirle meşgul olsun.
Her an Allah'ı hatırla Çünkü Allah'ı anmazsan kalbine O'nun nuru değil,
Şeytanın vesvesesi gelir. 
Allâh'ı an ki dilinin bağı çözülsün
kalbinin kiri dökülsün. 
Maksadın Allah ve onun rızası olsun.
Her an Allah'ın seni gördüğünü bil.
Niyetin hayır olursa,
Âkıbetinde hayır olur. 

İnsan kalbinde ne taşırsa
dünyâyı da öyle görür.
İnsan yüreğin de ne taşıyorsa
karşısındakine onu verir.
İnsan aklında ne taşıyorsa
hayâtına onu katar. 

Neyi gerçekten kalpten istersen, 
O şey bir gün mutlakâ gelip seni bulur. 
- Düşüncen konuşmana
- Konuşman hareketine,
- Hareketin kaderine yansır. 
 Güzel düşün, Güzel yaşa. 
Düşündüğünüz Hayal ettiğiniz
herşey gerçekleşiyor.

Kalp ne güzel şeydir,
Üzerde üzülürde,
Severde sevilirde ama
yinede derinden bi
ALLAH deyince kendine gelir.

Mürşid'in Dervişe Nasihati;)
Her gün bana geleceğine.
Bir gün de kendine gel oğul.

Seni yarattım kul diye,
Ara beni bul diye,
Elhamdulillâh 

Anneler beşik sallıyor
Yavrum uyusun diye
"RABBİM"
Dünyâ'yı sallıyor
Kullarım UYANSIN diye.

Uyanmayı, Uyandırmayı
Rabbim nasip et bize. 

Asıl yar, Yaradan'dır 
Gerisi Yaralayan'dır.

اَعُوذُ بِالّٰه مِنَ الشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَع۪ينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلٰوةِۜ
اِنَّ اللّٰهَ مَعَ الصَّابِر۪ينَ
Ey inanan, îman edenler, sabır ve salât
(Namaz ve Dua) ile Allah’tan yardım isteyin, Şüphesiz Allah,
sabredenlerle beraberdir. 
(Bakara Süresi, 153. Âyet)
 
Allah (C.C) Sabredenleri sever.
Sabredenlere mükâfatları
hesapsız verilecektir.
وَاصْبِرْ فَاِنَّ اللّٰهَ لَا يُضٖيعُ اَجْرَ الْمُحْسِنٖين
Sabret! Allah güzel davrananların
mükâfatını zayi etmez.
(Âl-i İmrân Süresi, 146. Âyet)
(Zümer Süresi, 10. Âyet)
(Hud Suresi, 115. Âyet)

Sabır, Namaz gibi ibâdettir.
Sabrın öyle bir özelliği vardır ki
Namazın sevâbı bellidir,
Yapılan diğer ibâdetlerin sevâbı bellidir,
Sabrın sevâbı nihâyetsizdir. 

وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ
اِلَّٓا اِنَّهُمْ لَيَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَيَمْشُونَ فِي الْاَسْوَاقِۜ
وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ فِتْنَةًۜ
اَتَصْبِرُونَۚ وَكَانَ رَبُّكَ بَص۪يرًا۟
Ey insanlar! Sizi birbiriniz için imtihân aracı kıldık. Bakalım sabredecek misiniz? 
Râbbin, Hakkıyla görendir.
(Furkan Suresi, 20. Âyet Cüz:18)

Allah Celle Celâluhu Şükredenleri sever Mükâfatlandırır.  اَلْحَمْدُ ِِلله
(Ali- İmrân Sûresi, 144-145. Âyet)

Biz ona yolu gösterdik;
artık ya şükredici olur,
ya da nankör.
(İnsan Sûresi, 3. Âyet)

Allah, (Celle Celâluhu)
Tövbe edenleri sever.
(Bakara Suresi, 222. Âyet)
Tövbe insana zevk huzur verir. 

Allah duâ edenleri ve
Duâ da ısrar edenleri sever.
(Hadis-i Şerif)

Bana dua edenin
Duâsına karşılık veririm. 
(Bakara Süresi, 2/186)

Duânız, ibâdetiniz olmasa,
Rabb'im size ne diye değer versin!
(Furkan, 77. Âyet cüz: 19)

اُدْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعاً وَخُفْيَةًؕ
اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَدٖينَۚ
Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Şüphe yok ki O, haddi aşanları (dua ederken, gösterişe kaçanları, bağırıp çağıranları, olur olmaz ve günah olan şeyleri talep edenleri) sevmez!
Rabbinize yalvararak ve gizlice du'â edin,
çünkü O, haddi aşanlan sevmez.
>Islah edilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Allah’a korkuyla ve ümitle dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere
Allah’ın rahmeti çok yakındır.
(A'raf Sûresi, 55. 56. Âyet)


HÂKİMLER VE SAVCILAR 
(BAĞIMSIZ VE TARAFSIZDIR;)
Bağımsız ve Tarafsız olmalıdırlar.
(Kadın hakları diyerek erkekleri mağdur etmemelidirler. Erkeklere ikinci sınıf insan muâmelesi yapmamalıdırlar.
■Zenginin, Güçlünün yanında değil,
Haklının yanınDA olun. 
Güçlü her zaman güçsüzü ezer.
Bu bir zülümdür cinayettir.
Günahlarına ortak olmayın. 

"Adaletsiz avukatlar" terimi, hukuki süreçlerde etik dışı davranışlarda bulunan, adaleti saptıran veya mesleki sorumluluklarını kötüye kullanan avukatları ifade eder. Bu tür avukatlar, çeşitli şekillerde adaletsizliğe yol açabilirler:
 * Müvekkil çıkarlarını gözetmemek: Müvekkillerinin haklarını savunmak yerine, kendi çıkarlarını veya başka tarafların çıkarlarını ön planda tutabilirler.
 * Hukuka aykırı davranışlar: Delil karartma, yalan beyan, rüşvet gibi yasa dışı faaliyetlerde bulunabilirler.
 * Mesleki etik ihlalleri: Gizlilik ilkesini ihlal etme, çıkar çatışması yaratma, dürüst olmayan beyanlarda bulunma gibi mesleki etik kurallarına aykırı davranışlar sergileyebilirler.
 * Zayıf ve savunmasız kişileri istismar: Bilgisiz veya maddi durumu yetersiz kişileri yanıltarak veya sömürerek adaletsiz kazanç elde edebilirler.
 * Davaları kasıtlı olarak uzatmak:
Davaları gereksiz yere uzatarak müvekkillerine maddi ve
manevi zarar verebilirler.
Adaletsiz avukatların varlığı, hukuka olan güveni sarsar ve adaletin tecelli etmesini engeller. Bu nedenle, avukatların mesleki etik kurallarına uymaları ve adaleti sağlamak için çaba göstermeleri büyük önem taşır.
Adaletsiz avukatlarla karşılaşılması durumunda yapılabilecekler:
 * Baro'ya şikayet: Avukatın kayıtlı olduğu baroya şikayette bulunulabilir.
 * Hukuki yollara başvurmak:
Avukatın eylemleri suç teşkil ediyorsa, savcılığa suç duyurusunda bulunulabilir.
 * Başka bir avukat tutmak:
Mevcut avukata olan güven sarsıldıysa,
başka bir avukatla çalışılabilir.
Avukat seçimi yaparken dikkatli olmak, referansları kontrol etmek ve avukatın uzmanlık alanını araştırmak önemlidir.

Bir suçlu bir suçlu avukatının beceriklliği sayesinde cezadan kurtulunca
Kanunlara karşı dâimâ nefret duyar.
■Verilen yanlış karar, Devleti,
insanların g
özünde güvenini zedeler.
●Devletimizi, milletimizin gözünde küçük düşürmeyelim dikkat edelim lütfen. 
Adâleti sarsarsanız kimsenin toplumda
inancı güveni kalmaz.

{Herkese karşı adâletli olalım}

Yargı mensuplarının üzerindeki CÜBBELER toplumun ADALETE güveninin sembolüdür. 
Bu güveni sarsacak aşındıracak davranışlardan kaçınmak gerekir.
Göreve başlarken yaptığınız yeminlerin sadakatin ahde VEFA'nın sembolüdür.
 
■Uyap enteresyon raporlarını incelenmeden 
Masa başında, Araştırmadan 

Tek taraflı karar vererek
HAK ihlal edilmemeli.
HAK tek taraflı değildir. 
Tek elle alkış sesi çıkmaz. 
Tek elden ses gelmez.
İnsanlar, Haklı iken,
Haksız duruma düşürülmez.
Yargısız infaz edilmez. 
Hâla haksızlık yapmaya devam ediyorlar
Bâzı HÂKİM VE SAVCILARIN hâlâ
bu insanların art niyetli kötü niyetli
olduğunu anlamadan
masa başında araştırmadan
karar veriyorlar.
Benden delil istiyorlar 
Aynı kişi tarafından 15 dâvâ
açılması delil değil midir?
BERAAT aldığım halde
itiraz ediyorlar yeni gelen 
Hâkim ve Savcılarla mahkemeden önce
Ön görüşme yaparak dosyayı
önüne koyarak Cezâ veriyorlar ve
yüzüme karşı önceki 
Hakim ve Savcıların 
Verdiği karar
beni ilgilendirmez diyorlar. 
Kanunlar kişilere göre 
değişiyor mu anlayamadım?
*Hâkim ve Savcılarımızdan
EMPATİ yapmalarını bekliyorum. 
*Mahkemede Hâkim ve Savcılarımız
Avukatlara değil,
Kişilere söz hakkı Vermelidirler
İnsanlar konuşunca usûl ve
uslübünden belli olur. 
Akıl ve ruh sağlığının yerinde olup
olmadığı anlaşılır ona görede
göz önünde bulundurularak
Karar verilir. 
Hiçbir suç tek taraflı değildir. 
Okumuş olgun insan, insanı anlar.
Adâlet herkese hakkını vermektir!
İyiye mükâfâtını,
Kötüye cezâsını vermektir.

■ Akıl hocalarının yönlendirmesiyle;
Planlanarak, Arayıp Hakaret ve Tehdit edip
Onur kırıcı, Rencide edici, Küfürlü Argo
sözler söyleyip Beni Tahrik ettikten sonra
kendi söylediği sözleri değilde
Bana ait sesleri SES kaydı yapıp
Boşanma dâvasına
delil elde etmek için dâva açan.
Açtıran cezalandıran 
{Dâvâların 5 tânesi SES kaydı}
{Ses kaydı yasa dışı, tek taraflı alınmış
Benim rızam olmadan.
{Ses planlanmış)     

Çocukların yanında,bKafama yumruk vuran
Darp eden kendi parmakları elleri şiştikten sonra Darp raporu alan dava açan kendi. 
 
Hakkımda 15 davâ açan veya açtıran
bu insanları, kendini yetiştirmiş Olgun
Hâkim ve Savcılarımız bu insanları
sorguya çekmelidirler ve
Haklarında çıkacak
Suç unsurundan dolayı haklarında
KAMU DÂVÂSI açılmalıdır. 
Çünkü bu bir Zulümdür 
Zulüm ise insanlık suçu bir Cinâyettir. 
{ENGELLİ bir insana bu kadar zulüm yapan
veya yaptıran bu insanların yaptıkları
yanlarına kalmamalıdır. 
Ben Adâlete, Adliye devlete sığınmışım.
Ben eşim ile problemleri çözemediğim için abisi ve yengesi ile birlikte
Psikolojik sorunlar için
Tedâvi alınması için 
Adliyeye başvurdum. 
Haklı iken haksız duruma düşürüldüm. 
Haksız yere hakkımda açılan dâvâların düşürülmesini ve Beraatlerimi
talep ediyorum. 
Bu çocuk oyuncağı değil. 
İlk okul çocukları gibi en ufak bir şeyde
Akıl hocalarının yönlendirmesiyle 
Emniyet ve Adliyeye şikayetlerden
bende bıktım
Adliye ve Emniyet personelide bıktı ama
hiç kimse bu insana ve Avukatlarına ve Katibine ve Sarıklı Cübbeli, Çarşaflı
cemaat mensubu bu insanlara
bir şey demiyor.

Bana dokunmayan yılan
bin yıl yaşasın diyenler
yılan tam da kapınızda...
{Yaşar Kemal} 
Adâletsizliğin olduğu yerde
Tarafsız kalıyorsan, 
Haksızlık yapanın tarafını
tutuyorsun demektir.
 
YER YÜZÜNÜN CANLI MEZARLIĞI HAPİSHÂNELERDİR.
 
Mahkemeler insanın değerini düşürür.
 
İki kişiye,
İki soru sorulmaz.
1- Şiir yazana kime yazdın,
Niye yazdın diye sorma.
 
2- Hapishâneye giren mahkuma
niye girdin diye sorma sorulmaz.
ÜZERSİN = ÜZÜLÜRSÜN?
ÜZME ÜZÜLME, SEV, SEVİL..
 
Her cezâ evine giren suçlu değildir.
Bâzen kaderdir,
Bâzen mecburiyettir.
 
Cezâevleri 10 dakika sonra yaptığına
pişman olan insanlarla dolu.
Allâh hiçkimseyi oraya düşürmesin.
Allâh'ım bir gün bile yatırmasın. 
 
■Erkeklere Uzaklaştırma vererek,
ailesinden, aile bireylerini birbirlerinden soğutmamalıdırlar.
Cezâlar ve Yasaklar çözüm değildir. 
Cezâlar ve Yasaklar
Şiddete yönlendirme demektir.
Eğitim ve Tedâvi ile herşey aşılır. 
Ailenin korunması ve güçlendirilmesi
için destek alınmalıdır.
Topluma insan aile kazandırılmalıdır.
Eskiden televizyonlarda evlilik özendirilirdi? 
Şimdi boşanmalar özendiriliyor. 

■Bâzen tatlı bir söz
İnsana hayâta bağlar.
 
■Suçluya suçlu gibi davranırsan
daha çok SUÇ işlemeye başlar. 

Şiddetde şiddet. 
Şiddet insanlık suçudur. 
Erkeğe İnsana Şiddete Hayır!
6284 Beyan İftiralar, Yalanlar, 
Uzaklaştırmalar, KELEPÇELER, 
Hapis cezaları Ailelerin ve 
Çocukların yabancılaştırılması 
Ömür boyu nafaka zulmüne
son verilmeli! { CANIM }
Sayın: Cumhurbaşkanım. 

Bir babayı evinden ve 
Çocuğundan koparmak
En ağır cezadır! 

Ailelerin yıkıldığı,
çocukların öksüz yetim kaldığı,
cinâyetlerin çoğaldığı,
Ayrımcılık yapılarak,
erkeklerin dışlandığı
bir toplumda.
Hiçkimse mâsum değildir.
Başarılı değildir. 
Güçlü aile demek,
Güçlü devlet, millet,
Türkiye demek.
Ailede huzur olmazsa
O toplum mutlu olamaz. 
Aile olmazsa, Toplum olmaz, 
Toplum olmazsa, Devlet olmaz. 
Huzurlu bir toplum ve
iyi bir gelecek için,
Güçlü Bir Devlet, Millet İçin:
Eğitim, Eğitim, Eğitim,
Bizim için başka çâre yok.
En iyi eğitim ise
yüz yüze olan iletişimdir
saygı ve sevgiyle verilir. . .
■■Hayvanı eğiten insan, 
İnsanı da eğitir. 
Aile Mukaddestir.
Aile, toplumda her şey demektir.

KURUM ÂMİRLERİNİN
İnsan dostu, Vatandaş dostu
olması gerekir. 
DEVLET BABA DİYORUZ;)
ANLAMI: İyi günde kötü günde
halkımızın vatandaşlarımızın 
hep yanında olduğu için
bu ifâde kullanılmıştır atalarımız
büyüklerimiz tarafından.
Devlet demek? Sığındığımız,
güvendiğimiz, huzur bulduğumuz
yer demektir. 

Vatanını en çok seven,
Görevini en iyi yapandır. 
ADI: Mustafa Kemal 
SOYADI: ATATÜRK 

Allâh'tan korkun adâletten ayrılmayın.
Devletin dîni adâlettir.
{Hz Muhammed ve Hz Ali r.a}

Kurum âmirleri, bir ekip kurarak
bu işlere el uzatmalıdırlar.
MASA başında âmirlik olmaz.
Bunun vebâlini günâhını ödeyemezler. 
DEVLET BÜYÜKLERİMİZ 
Vâli, Kaymakam, Belediye Başkanı,
Cumhuriyet Baş Savcısı:

Emniyet Müdürü;)
Milli Eğitim Müdürü
İl ve İlçe Müftüleri
Diyânet İşleri Başkanlığı
Tecrübeli Uzman Psikolog eşliğinde, 
Aileleri evlerine giderek,
bizzat ziyâret ederek,
boşanmaları ve
Cinâyetleri durdurmalıdırlar. 
Aileler'de yaşanan aile
Problemlerini çözerek
topluma insan
kazandırmalıdırlar.
■Aile problemleri olan insanları
zaman aşımına uğratmadan. 
Tam teşekküllü hastaneye sevk edilerek,
Uzman bir psikoloktan
yardım destek almalıdırlar.
Eğitim ve Tedâvi ile herşey aşılır. 
■Evliliğinizi Tedâvi Edin,
Ayrılmak Yerine.
Hayat kısa ömür güzel.
Dünyâ bizi aldatmıyor, 
Biz dünyâyı aldatıyoruz 
aldanıyoruz. 

■Allah rızâsı için 
Vatanını milletini devletini 
Gerçekten seven insan
bu hizmetleri yapar. 
Vatandaşa destek olur 
İnsanlık, insanın içinde olmalı.  
Kalbi Ruhu güzel 
Kurum Âmirlerimize 
İnsanlara duâ ve selam olsun.

Boşanan çok ama
Evde kalan daha çok 
Millet korkuyor evlenmeye.
●Boşananları ve Evde kalanları eleştirmiyorum, kınamıyorum
Ne olur yanlış anlamayın
Ne olur yanlış anlaşılmasın.
Varsa kusurum af ola. 

BOŞANMA SEBEBLERİ:

Psikolojik mi? Hocalık mı?
Ekonomik mi? İftirâ mı?
MÎRAS Meselesi mi?
Aile içine, karı koca arasına yuvalara
SİNSÎCE karışan birileri mi var?
Akıl veren hocalarımı var? 
{Birbirini seven insanların arasına ve
Aile içine karışan karıştıran çok olur. 
Her yıl Türkiye'de 5000 kişi ölüyor, 
5000 kişi Hapse giriyor.
Ya da, şiddet içerikli ÂLETLERLE
yaralanmadan dolayı 

sakat engelli kalıyorlar. 
İnsana muhtaç yaşıyorlar.
Çocuklar ise öksüz yetim kalarak,
Kötü alışkanlık kurbânı oluyorlar.
Yâni kısacası Türkiye de iç savaş var,
Herkes biliyor ama kimse ilgilenmiyor 

Elini taşın altına koymuyor. 
{Bunun vebâli hepimize}
■Toplum olarak, Millet olarak, 
Sorumsuz ve vurdum duymaz
millet olmuşuz.
Başı boş, çobansız sürü gibiyiz.
Toplum olarak, Millet olarak
Eğitimsiz karadüzen
bir hayat yapıyoruz. 

Allah rızâsı için
Durdurun bu iç savaşı.

Aile düzelirse, Toplum düzelir. 
Toplum düzelirse devlet düzelir. 
Dînin temeli adâlettir.
Devlet Adâlet Dağıttığında
Daha da Güçlenir.

Devlete adâlet yakışır.
Adâlet mülkün temelidir.
Adaletin olmadığı yerde
zulüm hâkim olur.

Allah zâlimleri zulmedenleri sevmez.
(Âl-i İmran Suresi, 3/57)
Zulme uğrayanlara yardım et.

Toplum iyilik olmadan da yaşar.
Ama adâlet olmadan yaşayamaz.
(Adam Smith)

اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُقْسِط۪ينَ
Adâletli davranın.
Allah, adâletli davrananları sever.
(Hucurat Sûresi, 9. Âyet Cüz: 26)
(Nisâ, 58-59. Âyetler)

Bir günlük adalet 60 yıllık
İbadetten üstündür. 
{Hz Muhammed s.a.v}
Ayarını bozduğunuz kantar
Gün gelir sizide tartar. . 

İnsanlar arasında adâletle hükmetmekte
sadaka sevâbı vardır.
Adâletle hükmedersen,
Her günün ibâdet sayılır.
(Buhârî, Sulh, 11)

Verdiği hükümlerde, ailesinin ve
halkın yönetiminde adâletli davranan yöneticilerkıyâmet gününde Allah Teâlâ’nın yanında nurdan yüksek koltuklar
üzerinde otururlar.
(Müslim, "İmâre", 18)

Suçludan öç almak adâlet,
Onu bağışlamaksa fazîlettir.
(Molla Cami)

Allah, güzel davrananları sever.
(Âl-i İmrân Sûresi, 148. Âyet)

Uğradığı haksızlığa sabredenin
Allah şerefini artırır.
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.v)

İnsanlar adâletsizliği sâdece
Kendi başlarına gelince anlar. 
(Charles Bukowski)

Adâletin gücü dünyâyı değiştirir. 
Adâlet, herkes için vardır. 
 
Eğer, bir yerde ADÂLET yıkılırsa,
Orada nizam da bozulur,
ahlak da bozulur.
Huzur da bozulur.
 
İnsanlar, Zâlimin zulmünü görür de
ona engel olmazsa, Allâh'ın onları,
genel bir azâba uğratması kaçınılmazdır.
(Tirmîzi, Tefsiru'-l- Kuran, 5)

Birinin hatalarını sürekli HOŞ görmek
onu sana karşı PROFESYONEL
bir SAYGISIZ yapar. 

■ Zehirli bir insan kendini haklı
çıkarmak için bahâneler üretir.

■Kendi çıkardıkları problemler yüzünden Mağdurmuş gibi davranan insanlardan
uzak durun.

Bâzı insanlar sizi yaralar ve sonra siz
onları yaralamışsınız gibi davranırlar.

Dünyadaki en büyük adâletsizlik:
Bir insanı haklı iken haksız
duruma düşürmek ve senin emek verdiğin
çok istediğin bir şeyi, başkasının hiç
çaba sarf etmeden ulaşıyor olması.

Helalleşmek mahkemede DÂVA
kazanmaktan daha üstün olmalıdır. 
Çünkü her yasal hak 
helal değildir.

Eğer bu dünya'nın Mahkemesinde adâlet bulamazsan, dâvânı Âhiret mahkemesine götür. Çünkü orada HÂKİM ALLAH 
Şâhitler ise Meleklerdir.
Nasıl olsa mahşer günü
Herkes O toplantıya katılacak. 

■Rabbim Büyüktür 
 Adâleti keskindir. 
 Kurban olduğum rabbim 
 Mazlumların yanındadır. 

Bu hayatta ÂDİL olan tek şey
Bir gün herkesin ölecek olmasıdır. 
Hak haktır ve hukuk mukaddestir.

İnsanların size olan davranışları
kendi değerlerini belirler,
Sizin değerinizi değil. 
(Carlos Dominguez)

Davranış, 
Herkesin kendi yüzünü
gösterdiği bir aynadır.

İnsan aynaya baktığında güzel miyim? diye değil. İnsan mıyım diye kendine sormalı
ve kendini sorgulamalıdır. 

Kendi ayıbını örtmek isteyen,
başkalarının yüzüne kara çalar.
İnsan, kendi kusurlarını görmek istemediğinde, başkalarının hatâlarına odaklanır. Kendi ayıbını saklamak için başkalarını suçlar, eksikliklerini
onların üzerine yansıtır. 

■Suç işleyen sıkışın kötü niyetli insanlar 
FATURAYI iyilere kesiyorlar ama
Allah'ı unutuyorlar çünkü
Allah'ın kestiği FATURA ağır olur. 
 
Kimseye kötü demem 
Benim de kötü bir tarafım vardır.

Kötü biri değilim

Sâdece iyi olmaktan yoruldum.

İyilik iyidir. İncinsen de, incitme.
Mazlum ol, Zâlim olma. 
Üzülde üzen olma. 
Mahşerde hesap zordur 
Ezilde ezen olma. 

İyilik her zaman kazanır. 
Kalpler, İyilikle Kazanılır.
(Hz Ali r.a)

 وَٱللَّهُ يُحِبُّ ٱلْمُحْسِنِينَ
Allah iyilik eden ve
Güzel davrananları sever. 
İyilik yapın,
Yaptığınızı güzel yapın.
Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, 
Allah katında onu bulursunuz.
(Mâide Suresi, Âyet 93)
(Bakara Suresi, 2/195 ve 110. Âyet)

İyi olun, İyileri kul değil,
Allah ödüllendirir.

Gerçekten bu Kur’an, en doğru yola iletir
ve iyi işler yapan mü’minlere büyük
bir mükâfat olduğunu müjdeler.
(İsrâ Sûresi, 17/9)

Andolsun ki Biz, onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.
(Duhan, 44/3)

Andolsun, biz bu Kur'an'da
insanlara her türlü misâli verdik.
(Rûm, 58. Âyet Cüz: 21)

Bu Kur’an, bütün insanlığa yöneltilen açık bir mesaj, Allah’a karşı gelmekten sakınanları da doğru yola götüren
bir rehber ve öğüttür.
(Âl-i İmran, 3/138)

Ey insanlar! Kur'an size Rabbinizden bir öğüt, kalplere bir şifâ ve inananlar için
yol gösterici bir rehber ve
rahmet olarak geldi.
[ Yunus, 10/57 ]

Kur'an kovulmuş şeytanın sözü değildir.
Hal böyle iken nereye gidiyorsunuz?
O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.
(Tekvir, 25-26-27-28)
(Bakınız; Kamer, 32-40. Âyet)

Size ne oluyorda!
Âyetlerim anlatıldığında,
Sanki arslandan kaçan yaban eşekleri gibi
öğütten yüz çeviriyorsunuz?

(Müddessir Sûresi, 50. Âyet)
(Bakınız: Şuara, 136)

Andolsun biz, Kur’an’ı düşünüp
öğüt almak için kolaylaştırdık.
Peki, öğüt alacak yok mu?
(Kamer, 54/17)

Haddi aşan bir topluluk oldunuz,
diye vazgeçip Zikir'le (Kur'an'la)
sizi uyarmaktan geri mi duralım?
(Zuhruf Sûresi, 5. Âyet Cüz: 25)

Kendilerine Kitab verdiğimiz kimseler,
onu gereği gibi okur
(ve hayatlarında uygularlar)
İşte ona gerçek
îman edenler bunlardır.
Onu inkâr edenlere gelince,
işte asıl kaybedenler de onlardır.
(Bakara, 2/121)

Sen sevdiğini doğru yola ulaştıramazsın ancak Allah dilediğini doğru yola ulaştırır.
O doğru yola ulaşacakları
en iyi bilendir.
[Kasas Sûresi, 56. Âyet]
(Ayrıca bak: Zümer, 41. Âyet)
 
Ne güzel demiş Hz Ömer r.a;
Vallâhi doğruyu söylemekten 
Dostum kalmadı.

❤️ ❤️ 
Munâfıklar İçinizdeki Sinsî Düşmanlar
İnançsızlığını gizleyerek inanmadığı halde inandım demek şeklinde târif edilen münafıklık, İkiyüzlülük tür.
Girdiği ortama göre hareket eden
münafıklar İslam'a ve Müslümanlara
en büyük zararı verenlerdir.
En temel özellikleri ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik olduğu için Kur'an, münafıkların cehennemin en aşağı tabakasına atılacaklarını ve
amellerinin boşa gideceğini
haber vermektedir.
(Nisa, 4/145; Tevbe, 9/69)

Peygamber Efendimiz de münâfığın özelliklerini emânete hiyânet,
yalan söylemek, sözünden caymak, tartışmada ölçüyü kaçırıp haksızlığa
sapmak şeklinde sıralamaktadır. 
(Buhârî, Îman, 23)

Kork Allah'tan korkmayandan
İçinde Allah korkusu olmayan her insan
her kötülüğü yapmaya müsaittir.
Allah kalbinde kötülük biriktirenlere
fırsat vermesin.

Kalbi katılaşmış,
duyguları körelmiş, inançsız olduğunu bile söyleyemeyecek kadar âciz olan münafıklar hakkında Kur'an şöyle buyurur: Şüphesiz münafıklar Allâh'a oyun etmeye kalkışıyorlar, halbuki Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir.
Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, Allâh'ı da pek az hatıra getirirler. 
(Nisa, 4/142)

Peygamber Efendimiz 
Ben nefsime güvenmem diyor.
Bizimkiler de Kalbi çöplük olmuş 
Hâlâ benim kalbim temiz diyor. 

Kalbi temiz olanın dilide Temizdir.

Allah, Kalbin sâhibidir.
Kalp kıranlar,
Allâh'ın düşmanıdır. 
Kalbinde merhâmet olmayana
cennet yoktur.
Kırdığın kalbe iyi bak
bir gün O'na yolun düşecek. 

En zor ibâdet, gönül kazanmaktır.
En büyük günah kalp kırmaktır.
{Hz Ömer r.a}


Kalbini yaratan Allah,
Kalbindeki dertleri bilmez mi?

Kalbi güzel olanın gözünden yaş eksik olmaz.
Kalbi güzel olanın yolu dâimâ açıktır.
Kalbin bulamadığı huzuru,
göz göremez, Dil tarif edemez.
Kalp'ten kalbe yol vardır, görülmez.
Kalbi karanlık olanın,
yolu aydınlık olmaz.

Kalbi temiz olanın,
Dilide temizdir.

Dili çirkin pis olanın,
Kalbi temiz olmaz.

Üslup karakterdir.
Her insan Üslubundan belli olur.
Yanlış üslup, Doğru sözün celladıdır. 
İNSANI: Beden dilinden,
Usul ve 
Üslubundan gözünden anlarım.

İnsanlar ne söylediğinden ziyâde
nasıl söyledine bakıyorlar. 

Size bütün kapıları açan bir anahtar vereceğim! Bu anahtarın üzerinde
iki şey yazılıdır! Biri sabır,
ötekisi nezaket.


Dilinizi sökün, tamir edin ve
yeniden yerine takın! Çünkü
bütün sorunların temelinde 
o var! 

Söz göz gibidir
Mert olana vefâ
Kör olana nankörlük getirir.

Konuşmak bir ihtiyaç olabilir ama

Susmak bir sanattır.

Çok bilenler konuşmaz, 
Çok konuşanlar bilmez. 

Benim ümmetimin Dilleri sussa dâhi
Halleri İslâm'ı konuşur.

{Hz Muhammed s.a.v}

Mûsâ Aleyhisselâm Allâh'a:
Yâ Rabbi! Seni dili ve kalbi ile anan kuluna
ne mükâfat verirsin” diye
suâl etti. Allahu Teâlâ “Ey Mûsâ!
Onu kıyâmet gününde,
Arşımın gölgesi altında
gölgelendirir ve
muhafaza ederim” buyurdu.
Mûsâ Aleyhisselâm tekrar
“Yâ Rabbi!
En kötü kulun hangisidir?”
diye sorunca,
Allahu Teâlâ,
“Kendisine, vaaz ve
nasîhât fayda vermeyen,
yalnız iken beni hatırlamayandır” buyurdu.
 
Vaaz Sohbet Dinlerken Nefsiniz Ölü,
Ruhumuz ve Aklımız diri olmalı.
Nefis aradan kalkmayınca Allâh'a (CC)
kulluk olmaz. O zaman nefse kulluk edersin. Nefsinin kulu olanlar.
Nefsinin esiri olanlar veya dünyada başkalarının nefislerinin kulları olanlarda
çok var.
Başkalarının hevâ ve hevesinin peşinde koşanlarda onlarda âlemin nefislerinin kulluğunu yerine getirmeye çalışıyorlar. Allâh'a kul olmaya değil.
Onun için vaaz-u nasihat dinlerken
Nefsiniz ölü olsun. Ruhunuz ve
Aklınız diri olsun.
O zaman zevk alırsın.
O zaman doğruyu yanlışı
hevâ ve hevesinizle değilde
doğruyu anlatılınca
doğruyu anlarsınız.
Yanlış anlatılınca.
Yanlışı anlarsınız.
Onun için nefisten vazgeçmeden.         
Allâh'a kulluk olmaz.
O zaman çok defâ insan
kendisini en iyi müslüman zanneder
Çünkü herkes kendi heva hevesi gibi
Bir din yaşıyorsa Veya bulunduğu cemiyetin
heva hevesinin dînini yaşıyorsa
O din onun için en iyi
bir din en iyi müslüman
en akıllı insan en doğru O.
O zaman Allâh'ın resülune ihtiyaçları kalmamıştır. Onun için her zaman dikkatli olmaya gayret etmeliyiz.
Namaz kılarkende kulun kalbi kararabilir sertleşir. Kur'an dinlerken de sertleşir ama en çok insanın kalbini karartacak olan hatta Vaaz-u nasihat dinlerken kendi hevâ hevesine uygun anlatılmadığı zaman kalbi darlaşan insanlardır. 
Vaaz Sohbet Dinlerken: Nefsiniz ölü.
Aklınız ve Ruhunuz diri olsun.
O zaman vaaz'ı anlarsınız
size zevk huzur verir
tésir eder fayda verir. 

Herkesin kalbi kendi mezarlığıdır. 
En büyük mezar,
İnsanın kalbine gömdükleridir. 
Kalbim mezarlık değil ama
çok şey gömdüm oraya.

Ustaya sormuşlar 
Mezarlık nerede, 
Usta elini kalbine götürdü,
Burası varya dedi. 
Taşa toprağa gerek kalmadan 
İnsanın gömüldüğü,
tek yerdir... 

Göründüğünden daha derindir
insanın yarası.
Derdim yüreğimde
Eller ne bilsin...
 
Benim neler çektiğimi,
İçimin yandığını, Kan ağladığını,
Ruhumda sızı olduğunu
Rabbimden başka kim bilir.

Bedenimde değil, ruhumda sızı.
Ruh bedenden daha kıymetlidir. 

Ruhu öldürmek, bedeni öldürmekten
daha büyük acı bir cinâyettir. 


Herkesin kendine göre sıkıntısı var. 
Kimsenin derdini hafife alma. 
Herkes kendi yükünün hamalıdır. 
Ne kadar ağır olduğunu taşıyan bilir. 
Ya ucundan tut, Ya Duâ'na kat...
Yada sus.

Hikâyesini bilmediğiniz insanlar
hakkında önyargılı olmayın. 
Bazılarının yaşadığı hayâta
siz 
BİR GÜN bile KATLANAMAZSINIZ.
Benim yaşadığım ağır imtihânı
sen yaşamadın.

Bir insanın ismini bilebilirsin,
Ama hikayesini bilemezsin.
Yaptıklarını duyabilirsin.
Ama yaşadıklarını göremezsin.
Bana öyle geliyor ki,
İnsanları yargılamada,
Acele etmemek lâzım.

Ağzı olan konuşur.
Konuşur, konuşurlar,
Konuştukları ve Kınadıkları
şey başlarına gelince susarlar.  

Hiç kimse içinde,
Ne ateşler yandığını
Nelerle mücâdele ettiğini bilmez.
Senin aslında nasıl bir insan olduğunuda bile bilmez. ama herkes seni tanımadan hakkında yorum yapmayı
ÇOK İYİ BİLİR.

İnsan Dünyâ Gibidir
İçinde yüzlerce fırtına kopar ama
herkes kendi yaşadığını bilir 
O yüzden kimse kimseyi yargılamasın,
herkesin yükü kendine ağır... 

Ateşin gölgesi yoktur, o yüzden insanın içindeki yangını dışardakiler göremez. 

En ağır yükleri sırtında değil,
İçinde taşır insan.

İnsanlar, insanları ancak canları
aynı yerden yandıklarında anlar. 

İnsan yaşamadığı şeyi
anlaması zordur. 

Hissedemeğin (Yaşamadığın)
bir şeyi anlayamazsın.

İçi haset dolu olanların diline düşerseniz acımazlar ! Çünkü mayasında
zehir vardır.

Korktuğun şey, başına gelmeden
önce seni esir alır.
[Epikstetos]
 
Of demem, Af derim.
Af dilerim Rabbimden.

Ayağına taş, 
Gözüne yaş değmesin. 

Kalbimi kırma
İçinde sen yaşıyorsun.

 
ALLÂH'IM daralmış kalplere ferahlık ver.
Ümmeti Muhammed'i felâha huzura selâmete kavuştur.

قَدْ نَرٰى تَقَلُّبَ وَجْهِكَ فِي السَّمَٓاءِۚ
Biz senin, yüzünü göğe doğru çevirdiğini elbette görüyoruz.Bakara, 144)

Unutmak olmasa insanoğlu
nasıl yaşar bunca acı arasında...
Unutmakta bir nîmettir. 

Allah hem imtihan eder 
Hem de imtihanda yardım eder. 
 
Ruhun her taşıdığı yükü,
Beden taşımaz. 
Ruh acı çekerse,
Bedene yüklenir
ağır hasta olur insan. 

Yürekteki acı, Fiziksel acıdan
daha fazla acı veriyor. 

En büyük acı, başkaları ile paylaşmaya
cesâret edemediğin.
Dayanılması en zor acılar.
İnsanın içinde gizlediği acılardır. 
 
Konuşulmayan acı kalbi parçalar.
Derdini söylemeyen derman bulamaz.
Derdin sıkıntın ne ise, söyle bana çözeyim. Derdini sıkıntını sana öğüt verecek yol gösterecek, ilim, irfan ehli olan bilgi sâhibi olgun insanlarla paylaş,
Her önüne gelen câhil insanlarla paylaşma. Câhil insan, birin yanına beş katar,
Milleti birbirine takar, rezil eder.
Câhilin sana faydası değil,
Zararı olur.
Câhilin, çocuğun ve delinin
ağzına mâzeme verme.
Bak Ne Diyor İmam-ı Âzam
Ebû Hanife
Seninle istişâre edenle sende istişâre et.
ancak rast gele insanlarla değil, seni Allah'a yaklaştıracağını bildiğin kişilerle.

Bilgili insanların tavsiyesi,
bir kişinin görüşünden daha iyidir.
Bu nedenle öğüt alan asla pişman olmaz.

Sorunlarınızı aslâ kimseye söylemeyin
çünkü %80 i umursamıyor ve %20 side sorunlarınızın olmasından memnun.

Sıkıntılarınızı herkese anlatmayın sonra
size karşı SİLAH olarak kullanırlar. 

Ateşinizi herkese göstermeyin 
Kimin odun atacağı belli olmaz. 

Acını içinde tut, Allah bilsin.
Başkası bilirse, acın büyür.

İnsanlar derttir,
Allah ise derman. 

İnsanın içini ne acıtır bilir misin?
Başına gelenler değil,
Başına kakılanlar ve
onlara inanıp itibar edilip
sana itibar edilmemesi acıtır.

Bazı şeyler kalbinizi kırar ama 
gözünüzü de açar.
Öyle bir adam eder ki insanı.

Sâkin kalmayı öğrenin,
herşey tepkiyi haketmez. 

Dünyâyı verseler sevinme.
Dünyâyı alsalar üzülme.
Övenden şâd olma,
Sövenden yerinme.

{İbrâhim bin Ethem Hz k.s}

Vurana elsiz,
Sövene dilsiz olmak gerekir. 

Düşünmeyi öğrenebilmiş bir kimse,
hiç bir şeye körü körüne inanmaz!
[Lev Tolstoy]
Kafamda kurduklarım için
dışlandım ama hepsi gerçek oldu. 

Kalp kırmamak için cevap vermediğim
Herkes kendini haklı zannetti.
Göz yumduk kör sandınız,
Alttan aldık saf sandınız. 

Kalp ölürse,
Merhâmet yetim kalır.

Kalbinde merhâmet olmayana cennet yoktur. Allah kalbin sahibidir.
Bize merhâmet eden,
Allâh'ımız ve Peygamberimiz var.
Bunun farkında mısın?
Var bunun farkına.
 
İnsanların Allah'tan en uzak olanı,
katı kalpli kimselerdir.
(Tirmizî,"Zühd", 61)

Katı kalp, Taştan daha kötüdür.
Allah bizi katı kalpli olmaktan,
Kalp kırmaktan, kötü söz söylemekten
kötü örnek olmaktan muhâfaza eylesin.
İnsanın başına gelecek en büyük felâket
Kalbin katılaşması. kalbi taş olmuş.
b
eyni vesvese dolmuş kötü düşünceli insanlardan sana sığınırım ALLÂH'IM.

Yârabbi bize merhâmeti olmayan
kalp taşıtmaYıkamakla çıkmayan
tek pislik kalplerde yağ bağlamış 
haset ve art niyettir
Haset ve art niyet
insanı yer bitirir.

Hasetten (kıskançlıktan) sakının!
Çünkü ateşin odunu yakıp bitirdiği gibi,
haset de iyi amelleri yer bitirir mahveder.
(Ebû Dâvud, Edep 44,
İbn Mâce, Zühd, 22)

Îmanı Zedeleyen Duygu: HASET
Haset, sâhip olduğu maddî veya mânevi güzelliklerden dolayı bir başkasını kıskanmak, onun bu güzelliklerden mahrum kalmasını istemektir.
İnsanda fıtri olarak var olan kıskançlık duygusunun bir hastalığa dönüşerek
onu esir almasıdır.
Bâzen düşmanlık, bâzen kibir ve gurur,
bâzen de dünyâ nîmetlerine duyulan
aşırı ihtiras sebep olur bu hastalığa.

Kıskançlık ve Haset duygusuyla hareket eden kişi, insanlara karşı tahammülsüz davranır, kin ve nefrete kapılarak
onlara haksızlık eder.
Tıpkı kardeşi Habil-i öldüren Kabil'in,
Hz Yusuf'u kuyuya atan kardeşlerinin yaptığı gibi. Çevresine verdiği zarârın yanı sıra kendisi de elindekiyle yetinmediği, hep başkalarının sâhip olduğu şeylere göz diktiği ve bunlardan rahatsız olduğu için huzursuz bir hayat sürer ve aslında farkında olmadan nîmeti dilediğine veren Allâh'ın takdirine isyan eder. İşte bütün bu olumsuz sonuçlarından dolayı Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
Bir insanın kalbinde îman ile
haset bir arada bulunmaz.
(Nesâi, Cihad, Sekiz)

İyilik ve kötülük Habil ve Kabil'den beri
hiç değişmedi. Arsızlar güçlü olunca,
Haklılar da suçlu oluyor.
Zenginin, Güçlünün yanında değil, 
Haklının yanında olun. 

Yalan dünya, yalan dünya 
Haksızlara kalan acımasız dünya.

Kötü düşünceli insanlar hiç kimseye iyi niyet beslemezler, Çünkü Onlar herkesi kendileri gibi görürler.

Hâlinizi Başkasına şikâyet etmeyin.
Zîra belâ da musîbet de artar.

Bâzı insanlar kötüdür.
Sebebi ne olursa olsun öyledirler.
Ve başka insanlara yıkım ve mutsuzluk getirmedikçe aslâ rahat etmezler.
(Isabel Allende)

İnsanlar suçluluk duygularında
Vicdan azâbında ve kendileriyle yüzleşmekten kaçmak için,
Ne yaparlar bilir misin?
Sizi kötü ve Sorumlu biri îlan ederler.
İnsanların kendini avutma şeklidir.

Hz Yusuf'un Kardeşlerine 
Yaptığı Duâsı: 
Bana yaptığınız kötülükleri,

ALLAH size unuttursun ki
Vicdan azâbı çekmeyesiniz.
Affedici ve merhâmetli olalım.
Hz Yusuf'u ve diğer peygamberin
hayatlarını okuyarak örnek alalım.
Peygamberler, Topluma örnek ve
önder olmuş insanlardır. 
Settârul Uyup: 
Allah ayıpları örtüyor 
Sende affet ört. 

Şâyet ALLAH örtmezse
hepimiz kusurluyuz..
[Settâr]
Allah, ayıp kusurlarımızı
örtüyor. Bizde birbirimizin
ayıplarımızı kusurlarımızı örtelim. 
Allah rızâsı için. 

■ Ayıpladığınız çoğu şeyleri

yapan insanlarsınız.

İnsan, insanın aynasıdır.
Birine bir sıfat isnat eden kişide 
muhakkak o sıfat kendisinde vardır. 
 
Kendinin ne olduğunu bilen insan,
Bâzı kendini bilmezlerin,
onun hakkında söylediklerinden etkilenmez.
İbn-i Sina
 
İki yüzlü insanın dilinde tat,
Kalbinde fesat gizlidir.
(Hz Ali r.a)

Dostumuz çok ama 
Sinsîce düşmanlarımız daha çok.
Dost uyur düşman uyumaz.
Eski düşmandan dost olmaz. 

Düşmanlarınızı kötülemeyin
onlar sizin ESERİNİZDİR.
(William Hazlitt)
 
Sigara zararlı, İnsanlar daha zararlı. 
Kalbe sigaradan daha çok zarar veren şeyler de var; çok fazla ince düşünmek, haddinden fazla değer vermek, kırmamak için, kırılmak...
Ve tüm bunları değmeyecek insanlar
için fedâ ettiğini sonradan öğrenmek...
{Hayal Kırıklığına Uğramak}

Işığınızı karartan
insanlara aslâ yanaşmayın.

Size daha çok ışık veren insanlarla birlikte olun. Hiç kimse başkalarının kendisini üzmesine izin verecek kadar "iyi niyetli" olmamalıdır."

İsraf etmeyin;
Yaşamı, zamanı, sevgiyi, saygıyı, güveni, değeri ve iyi niyeti.

Seven sevdiğinde kusur aramaz.
Bir insanın sana değer verdiğini nereden anlarsın? Seni olduğun gibi kabul ediyorsa değiştirmeye çalışmıyorsa değer veriyordur. olduğun gibi kabul etmek demek hatâlarıyla, sevaplarıyla kabul etmek anlamına gelir. Hepimiz hatâlar yaparız ve yapacağız da ama değer veren seni olduğun hâlinle seviyorum,
olmanı istediğim hâlinle değil der.
Unutmayın!
Bi insan size kızmak istiyorsa ve
kusur bulmak istiyorsa dünyânın en iyi
insanı dâhi olsanız bir neden bulur.
Aynı şekilde bi insan sizi affetmek istiyorsa dünyânın en kötü insanı bile olsanız affedecek bir neden bulur.
Arada ki fark sizin iyiliğiniz ya da kötülüğünüz değil, karşınızda ki insanın gözünde ne kadar değerli olduğunuzla alakalıdır.

Öyle bir yara açtılar ki,
Canımız çıkıyorda sesimiz çıkmıyor.
{ Yaptıklarını ben yapsaydım }
Yaşattıklarınızı yaşadığınızda
diyeceksinizki, Sen nasıl dayandın. 

Kalp kilitlidirher kalbin anahtarı farklıdırne kadar zorlarsan zorla
yanlış anahtar doğru kapıyı açmaz.

Eğer yanlış kapıya girmiş bir anahtarsanız, zorlamayın kırılırsınız.

■ALLÂH'IM
Bana zarar verecek,
beni üzecek, her insanı benden uzak tut. 
   
Kalplerinizi temizleyin! 
Nefislerinizi temizleyin! 
Âzâlarınızı temizleyin! 
Bunun için birşey beklemeyin!

Giden zaman bir dahâ gelmiyor.
Görünmez bir mezarlıktır zaman...
Zaman bir kap gibidir. O kabı CenâbHakk'ın huzuruna ne ile doldurup gönderdiğinize dikkat edin!

Kalbin kötülüklerden temizlenmesi ve nefsin terbiye edilmesi gerek. Çünkü nefis hep kötülük yapmak ister. Onun bu isteklerinden kurtulmak ve Allah sevgisini kalbe yerleştirmek için, tasavvuf âlimlerinin eserlerini okuyup onlar gibi amel etmek gerekirbir de yeme içmeye îtina göstermek lazımBizi rabbimizden ve
peygamberimizden uzaklaştıran
 Nefsimizdir.

Tasavvufda kalp, Allah'ın tahtı olarak tanımlanır. Allah buyurur ki:
Yer ve göğe sığmam,
fakat mü’min kulumun
kalbine sığarım.
Kalbimin Tek Sâhibi Allah
En Büyük Hâkim Allah 
ALLÂH'IM, cümlemize kalp ile
anlamayı ihsan buyursun.  

Nefis aşırı derecede kötülüğü emreder.
Allah en iyi koruyandır ve O, merhâmetlilerin en merhâmetlisidir.
Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır.
Allah iyilik yapanların
mükâfatını 
zâyi etmez.
Yusuf Sûresi, 53-64-88-90.
Ayet Cüz: 13)

 
İki kulak yan yana olduğunda,
Kalbin şeklini oluşturur.
Kulak, kalbe giden yoldur.
Eğer birinin kalbini istiyorsanız,
Onu dinlemeyi öğrenmelisiniz.      
Dinlemezsen, anlayamazsın,
öğrenemezsin, doğru cevap veremezsin. 
Bilgi sahibi olamazsın.

Müthiş bir iletişimsizlik var.
Kimse kimseyi dinlemiyor,
Dinleyen yanlış anlıyor, 
Yanlış anlayanda özür dilemiyor 
Üste çıkmaya çalışıyor.
Egolar savaşının ortasındayız.
 
Bu sanal âlem bütün milleti sevgiden saygıdan uzaklaştırıp benlik gurur
kibirle insanların arasını açacagını söylemiştim tamda öyle oluyor.

Tekrârı yok hayâtın...
Ne yeniden yaşamak mümkün
ne de yaşadıklarını silebilmek...
Önemli olan karanlık içinde
Doğru yolu bulabilmek...
YÂ RÂBBİ: Sana el açtık,
Bizi affet, Bizlere iki cihandada
iyilik ve güzellik bahşeyle,
Bizi senin yolundan ayırma. 
《 ÂMÎN 》

İnsanı yöneten, Kalp mi?
Akıl mı? Vesvese mi?
Karârı Beyin mi alır, Kalp' mi ?

Düşünmek kolaydır,
Davranmak zordur.

Düşündüğün gibi davranmak
en zordur. 

Kalbimize sâhip çıkalım. 
Kalbimizden kötü duyguları atalım.
Güzel düşünüp. Güzel görüp.
Güzel yaşayalım, 
Güzel sözler söyleyelim.
Güzel söz söyleyen,
Kimseden kötü söz işitmez. 
1 Hafta güzel düşün, güzel söz söyle,
ondan sonra sende hep alışkanlık olacak
hiç kimse hakkında kötü düşünmeyeceksin,
kötü söz söylemeyeceksin.
Çevrende bulunan herkes
seni örnek alacak.
Güzel gören, güzel düşünür,
Güzel düşünen hayâtından
lezzet alır. 
Güzel düşün. Güzel gör.
Güzel yaşa. Güzel sözler söyle.
Olumsuz şeylere odaklanmayalım.
Olumlu şeylere odaklanalım tevekkül,
sabır, şükür hamd ve duâ ile
Allah'tan yardım isteyelim.
İnşaallah sözümüz tesirli olur. 

Bana benden olur, her ne olursa 
Başım selâmet bulur,
Dilim durursa.
İnsan belâyı diliyle kendine çeker. 
Mıknatıs demiri çektiği gibi.

■ İnsanın sözü hikmet, 
Bakışı ibret,
Susması ders olmalıdır. 

Susmak lüzumsuz konuşmaktan
daha hayırlıdır. 

Sözü süzde söyle, gönlü bulandırmasın, 
Sözü diz de söyle, kulağa inci diye takılsın.
Sözü de yüze söyle,
gıybet olup utandırmasın. 

Sükûtun heybetini 
Ucuz söz ile satma. 

Söz var, Söyleyene hayran olursun...
Söz var, Sarf edene düşman olursun...
Söz var, Her derde devâ edilir....
Söz var, Mahşerde devâ edilir!
Gözler var sözleri anlatır,
Sözler var gözleri ağlatır.
Üslup Muhataba göre şekil alır. 
Usul ve Üslup diyorum;
Ne kadar önemli
Zehri bala, balıda zehre
dönüştüre biliyor bir anda.
Hayrânım saygıyı elden bırakmadan,
Sözü incitmeden ses tonunu Yükseltmeden kelimeleri seçerek konuşabilen İinsanlara
Hayrânım hem haddini,
Hem rabbini bilenlere. 

Güler yüz, Güzel söz sadakadır. 
Güler yüz, Güzel söz Şekerden, Baldan,
daha tatlıdır. Bir kilo pirzola etten
daha faydalıdır. 
  
 Konuşmak ihtiyaç olabilir,
ama susmak bir sanattır. 
Kazandığında susman, güvendir.

Öfkelendiğinde susman, güçtür
Sana kötülük yapıldığında susman, hikmettir. Kışkırtıldığında susman, 
zaferdir. Alay edildiğinde susman,
yüceliktir. İhtiyaç hâlinde susman, özsaygıdır. Hüzünlüyken susman,
sabır ve tevekkül'dür.
İnsanlar sana nasihat ettiğinde
susman, edeptir
Konuşman susmandan daha hayırlı
olmadığı sürece konuşma.
Her şeyi kafaya takan insanların ortak noktası düşüncelerinin her zaman olumsuz şekillenmesidir.
Olumsuz düşünceler endişenin artmasına ve daha ciddi sorunlara yol açılmasına neden olur. Düşünce akışında değişiklik yapmaya çalışmak endişelenmenin çözüm üretmek için kullanılmasına yardımcı olur.

Bir insan size hayâtındaki "Yalnızca Negatif" şeyleri anlatıyor ve hiç bir güzelliği paylaşmıyorsa dostu değilsinizdir,
çöp kutususunuzdur.
Kimsenin içindeki çöpü döküp
sizi onunla baş başa bırakmasına
izin vermeyin derim.
Negatif insanları çıkarın hayâtınızdan, 
Enerjinizi almalarına müsâde etmeyin.
 
Demir sağlamdır ama kendi pası onu zayıflatır İnsanları da çoğu zaman yıkan kendi negatif duygu ve düşünceleridir.

Sürekli kötülük düşünen ve kötülük yapan biri herkese zarar verir ve
böyle birinden iyilik beklenmez.

Hiç kimseye zerre kadar kötülük etme!     
Hiç kimsenin hakkını yeme. 
Kimseyede hakkını yedirme.
Ettiğin her kötülük,
seni azâba düşürecektir.
Sana geri dönecektir.
Ettiğin her haksızlık,
senin kendine ettiğin bir kötülüktür.

Furkan Suresi 19: Kim, birine kötülük ederse, o büyük bir azâbın içinde kalır.
Hiç kimseyle alay etme. Küçümseme.
Dedi kodu yapıp çekmiştirme.
Ölü kardeşinin etini yemekten kötüdür. 
{ İnsan eti yiyene YAMYAM denir }
Kimsenin eksiğini, hatâsını arama. 
Hiç kimsenin inancını,
ibâdetini küçümseme.

Sizi yıpratan insanlardan sessizce uzaklaşmanız onlara verebileceğiniz
en güzel cevaptır.

İntikam almana gerek yok.
Sâdece uzak dur ve bekle.
Göreceksin seni üzen ve sana kötülük eden biri yaptıklarıyla nasıl da kendini mahvedecek. Şanslı olursan.
Hayat bunu sana seyrettirecek.

Zâlimin sonu gelince,
Zulmü artar! 
daha da azgınlaşır. 

Bir gün diyeceksinki,
Sana yaşattıklarımı 
Yaşıyorum nasıl dayandın. 
Canım çıkıyorda
Sesim çıkmıyor. 
Tevekkül edip bekliyorum
Allah'ın Adaletini. 
Bu acıya yürek dayanmaz. 

Hayattaki en pahalı dersleri, 
En ucuz insanlardan alırsın.
Çok incittiler beni, 
Seviyor gibi yapıp sevmediler. 

Herşeye rağmen öleceksek,
Sen beni niye üzesin,
Ben seni niye üzeyim?
İnsan güzel yaşamalı.

Hayatta en değerli olan zaman'dır.
Kime hediye ettiğine dikkat et. 

Eğer bir insanın aklındakileri bilmek istiyorsanız konuştuklarına bakın, 
Eğer kalbindekileri bilmek istiyorsanız davranışlarına bakın.       

Unutmayın! İnsanlar hayâtınızdan çıkarken, Sizi kötüleyerek vicdanlarını rahatlatır.
■ Herkese içindeki iyilik kadar
iyi bir hayat dilerim.

VİDEO
https://youtu.be/n7oX74cdf6A

Allah bilir, ruhunuz kaç kez ızdırap
çekti ve kimse sizi fark etmedi.
Kimse seni hissetmezken yüreğin ağlayıp acı içinde öldüğünde nasıl hissettiğini Allah bilir. 
Herkes seni unuttuğunda Allah seninledir. Çünkü sen Allâh'ın bir tânesisin. Senden bir tâne daha yok. 
 
Bir yağmur yağsın istiyorum..
Tüm yüreklere..
Bütün kötülükleri temizlesin..
Kalmasın bir damla kin haset...
Bir rüzgar essin istiyorum...
Şöyle bir kasırga!..
Tüm pislikleri alıp,
götürsün uzaklara.

Cam kırıkları gibidir bazı kelimeler,
Ağzına dolar insanın.
Sussan acıtır,
konuşsan kanatır.

DUÂ
Allâh'ım! Kalplerimizi birleştir.
Aramızı düzelt ve bizi kurtuluş yollarına ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar ve büyük günahların açığından da gizlisinden de uzaklaştır."
(Ebu Dâvûd, "Salât", 182)

Ey kalpleri hâlden hâle çeviren Allahım,
Kalbimi dînin üzere sabit kıl.
(Tirmizî, “De'avât”, 124)

Rabbimiz! Bizi hidâyete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize katından bir rahmet bahşet. Şüphesiz sen çok bahşedensin.
(Âl-i imrân, 3/8)

Allâh'ım
! Gönüllerimizi aç.
Kalplerimizi nurlandır.
Amellerimizi, iyi ameller olarak
sona erdir.

Allah gönlünü güzelleştirsin.
Yolundan kötü kalplileri temizlesin.
Kaderini hayırlı kişilere denk düşürsün. Hayâtından mutluluğu yanından sevdiklerini yarından huzurunu eksiltmesin.

Allâh'ım! Kötü bir ömür sürmekten sana sığınırım, kalp fitnesinden sana sığınırım
ve kabir azabından sana sığınırım.
(Nesâî, İstiâze, 16)

Allâh'ım! Hatâlarımı kar ve soğuk su ile temizle. Beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi de hatalardan arındır.
(Nesaî, “Taharet”, 49
Buhârî, “De'avât”, 38, 43-45;
Müslim, “Zikir”, 49)

 
♥️  ❤️  ❤️  ❤️ 
MÜ'MİN FAYDASIZ SÖZLERDEN VE
LÜZUMSUZ İŞLERDEN UZAK DURUR
Mü'minler Faydasız söz ve davranışlardan uzak dururlar.
(Mü'minûn Sûresi, 3. Âyet)
Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
Mâlâyânîyi (faydasız söz ve lüzumsuz işleri) terk etmesi, bir kişinin iyi müslüman olduğunu gösterir.
(Tirmizî, Zühd, 11; İbn Mâce, Fiten, 12)
Başta ailemiz ve yakınlarımız olmak üzere bütün insanlığa, yaratılan her bir cana faydası olan söz ve amellerimiz, Rabbimizin rızâsını kazanmaya vesîledir. Hânelerimizin saadeti, ticaretimizin bereketi, birlik ve beraberliğimizin devâmı, söz ve eylemlerimizin
güzel olmasına bağlıdır.
Hakka ve hakikate yaraşmayan,
Sevgi ve muhabbeti gönül dünyâmızdan uzaklaştıran işlerin sonu ise hüsrandır. Nitekim güveni zedeleyen, toplumsal huzuru bozan, kardeşi kardeşten, eşleri birbirinden, ayıran; ya düşünmeden söylenen bir söz, ya da dikkatsizce yapılan bir davranıştır.
 
Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: İyi bilin ki, sizi gözetleyen muhafızlar, Kirâmen Kâtibîn melekleri var. Onlar yaptığınız her şeyi biliyorlar.
Şüphesiz iyiler cennette,
Günahkârlar ise cehennemde olacaklar.
(İnfitar, 10-14. Âyetler)
 
Öyleyse geliniz, îmânımızı hayatımıza yansıtalım. Rabbimizin rızâsını arayarak değerlendirelim. Dünya ve ahiret için faydalı işler yapmaya gayret edelim. Özümüz ve sözümüz bir, tavır ve davranışlarımız güzel,
âkibetimiz cennet olsun.  
 
Konuştuğu kelimelerin hesâbını vereceğini düşünen kimse çok az konuşur, sâdece lüzumlu sözler söyler.
(Ömer Bin Abdülaziz)
 
Bir müslüman yaptığı her işi,
kalbinden geçenleri dâhi Allah'ın bildigine inanarak yapmalıdır.

Siz ne yaparsanız yaptıklarınızı kaydeden yazan melekler vardır.

مَا يَلْفِظُ مِنْ قَوْلٍ اِلَّا لَدَيْهِ رَق۪يبٌ عَت۪يدٌ
İki melek insanın sağında ve solunda
oturarak yaptıklarını yazmaktadır. 
İnsan hiçbir söz söylemez ki,
yanında gözetleyen yazmaya
hazır bir melek bulunmasın.
(Kaf Suresi, 17 ve 18. âyetler)

وَاِنَّ عَلَيْكُمْ لَحَافِظٖين
كِرَاماًكَاتِبٖين
يَعْلَمُونَ مَا تَفْعَلُون
Oysa sizi her an gözleyen,
Yaptığınız herşeyi bilen ve kayda
geçiren değerli melekler vardır. 
Onlar yaptığınız her şeyi biliyorlar.
(İnfitar Suresi, 10-11-12. Âyetler)
(Kaf Suresi, 50/16-18. Âyetler)

Kişinin önünde ve arkasında Allâh’ın emriyle onu kayıt ve koruma altına alan takipçiler vardır. Bir toplum kendisindekini değiştirmedikçe Allah onlarda bulunanı değiştirmez.
Allah herhangi bir toplumun başına
bir kötülük gelmesini diledi mi, artık onun geri çevrilmesi mümkün değildir.
Onların Allah’tan başka yardımcıları da bulunmaz.!
(Rad 
Sûresi, 11. Âyet)

İnsan, sâlih iki komşusundan utandığı gibi, Gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanır.
(Beyheki)

Yaptığımız herşeyi, Allah görüyor.
Melekler yazıyor. Ömür bitiyor.

Allah'ü Teâlâ kuluna çok fazla soru sormaz. Sâdece şunu sorar;
Ben seninleydim,
Sen kiminleydin.
(Cüneyd-i Bağdadi k.s)
  
❤️ KONUŞMA ÂDÂBI
Selamla başla, Tebessüm et.
Hal hatır sorarak devam et.
Karşındakini yormadan konuş,
bağırarak konuşma. k
arşındakini dinle,
başka şeylerle meşgul olma.
 
Ağzında birşey varken konuşma.
Saygı göster.
 Saygılı ol. 
az ve öz konuş.
Özün sözün bir olsun,
Ahlâkın yüzünden okunsun.
Büyüklerin yanında sesini yükseltme.
Konuşan insan sözünü bitirmeden konuşma, Sözünü kesme.
 
Başkasını rahatsız etmeden konuş.
(Otobüste Toplumda) Önemli bir yerde veyâ yemekte, Telefonla meşgul olma.
Boş konuşma, iftirâ, gıybet, yalan,
küfür, lakap...gibi. kötü, sert, argo
ve kaba sözlerden uzak dur.
Lütfen; Birbirimizle temiz
bir dille konuşalım. 

Sustur dilini yoksa;

Dilin seni, dilim dilim eder.
Ağızdan çıkan sözler bizi tahrip etmesin. 
Doğru konuş fakat sert olmasın.
Tartışırken bile edebini üslubunu koru. 
Dik dur ama diklenme. 
Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz.
Düşmana karşı cesâret göster.

Başını dâimâ dik tut.
Başı eğik olanın
Celladı çok olur. 
{Hz Ali r.a}

Çok büyük usul ve üslup sorunu
ve hadsizlik var insanlar da...
Çoğu kişi konuşmayı öğrenmiş ama
kimle neyi, nerede, nasıl
konuşacağını öğrenememiş. 
Üslup ve Usulde hatâ yapan
Esasta hatâya mahkum olur.
Üslup, muhataba göre şekil alır. 
Dil ve Üslup meselemizi
Gözden geçirmek zorundayız.
Bizim en büyük sorunumuz
Usul ve Üslubumuza dikkat etmiyoruz.

DİL, Bir anahtar gibidir. 
Hayrında, Şerrinde Kapısını açar. 
Dil hayâtın anahtarıdır, 
İyi kullanırsan, Kapıları açar, 
Kötü kullanırsan açık kapıları
bile yüzüne kapatır.
Öğrenilmesi gereken ilk dil
Tatlı dildir. 

İnsanı hoş gösterende 
Boş gösterende dildir.
İnsanların dışı hoş içi boş. 
Boş insanları boş verin! 
Boş insan çabuk şişer. 

Söz kurşuna benzer,
Çıktın mı ağızdan geri dönmez

Düşünmeden konuşmak,
Nişan almadan ateş etmeye benzer.
Düşünmeden konuşmanın cezâsı,
Konuştuktan sonra düşünmeye
mahkum olmaktır.(Hz Ali r. am)
(Rabbini, Haddini ve Kendini Bil)

Akıllı insan söyleyeceği her şeyi düşünür. 
Düşünmeyen bir beyin,
Kiralık bir köledir.

Herkes karakteri kadar iyidir bu hayatta
İnsanın karakteri üslubundan belli olur.
İnsan, Konuşunca akıllı mı? Deli mi?
Câhil mi? Olgun mu dilinden söz ve davranışlarından usul ve
üslubundan belli olur. 

En büyük iletişim problemimiz: 
Anlamak için dinlemiyoruz, 
Cevap vermek için dinliyoruz.
Önce dinlemeyi öğren,
dinlemeyi öğrenmezsen
konuşmayı öğrenemezsin.
Doğru anlayamazsınız, 
Doğru cevap veremezsin. 
Fikri kıymetli olan bağırmaz
Bağıran düşünemez
düşünmeyen kavga eder.

Haklı dâimâ sakin 
ve suskundur.
 
Hele şu ses bahsi varya
Yüksek sesle konuşmak. 
Bir insanın bütün edebi, hayâsı, ahlâkı terbiyesi, kültürü, ses tonundadır.
Bir insanın ses tonuna bakarak nasıl bir ortamda yetiştiğini çok rahat anlayabilirsiniz; 
Nasıl bir ortamda büyümüş bu sesinden bellidir.

Kaba konuşan, Yüksek sesle konuşan birine seni Babanmı Emzirdi? deyiniz;;;;)) 

Bir insan duymadan cevap veriyorsa
Anlamadan karşı çıkıyorsa
Bilmeden yargılıyorsa
Mâlesef câhildir.
Olgunlaşmamıştır.

İnsanlarla konuşurken
 seni dinleyip dinlemediğine dikkat et:
Beni duyuyor musun? 
Beni dinliyor musun?
Beni anlıyor musun? 
Anlamak mı istemiyorsun?
Tamam mı? anladın mı beni?
Anlatabildim mi?
diye sor karşındaki insana.
Anlatırken karşındaki insanın
Ruh hâli nasıl onada dikkate et.

Anlatmak mı önemli?
Anlamak mı önemli?
Anlamak daha önemli.

Kör (ağma) birine ışık ne kadar gereksizse, anlamayana da söz o kadar gereksizdir. 

Câhil insanların sizi anlamasını beklemeyin bâzen cehâlet için en güzel cevap susmaktır çünkü câhiller ne söylesen anlamaz. 

Anlamak isteyen sesinden de anlar, 
Sessizliğinden de. 

Bâzen anlamak yaşamaktan geçer.

Gerçekleri gözün görmüyorsa
Ben ne yapayım. 
Gözün körse ben seni aydınlatamam.

Yanlış insanlara doğruyu anlatmanın
bir anlamı yok!  

Doğrular acıdır, yanlışlar, haramlar,
yasaklar her zaman insanlara
tatlı geliyor ve çekici geliyor. 

■Birine ne kadar anlatırsan anlat 
Kapasitesi kadardır.

●Aklı kısa olan kişiye 
uzun cevap verilmez.
(Konfüçyüs)

Yüreği güzel insana sormuşlar;
Şu yalan dünyâda, 
En zor olan şey nedir?
Sözdür demiş.
a
nlatması da zor 
anlaması da.

Bâzı sözlerin muhâtabı kulaklar değil, KALPLERDİR. Duymuyorsa, zorlama.

Anlamayanlar için dilini,
Nankör Vefâsızlar için
Yüreğini Yorma...

Söylenecek çok söz var ama,
Yürek susmaya mahkum. 
 
3 yaşındaki çocukla bile konuşurken onun hizasında eğilin, gözgöze gelin, gülümseyerek sevgiyle bakın ve onun konuşmasına izin verin. O konuşsun bıçır bıçır,
siz dinleyin; Çünkü bir insan,
dinleyişiyle karşısındakini
yeniden var eder...

Kim kötü ve çirkin bir iş görürse
onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da
gücü yetmezse, kalben karşı koysun.
Bu da îmânın en zayıf derecesidir."
(Müslim, "Îmân78;
Ebû Dâvûd, "Salât"248)

İnsanların, iyi niyetlerini öldürmeyin suistimal etmeyin.
Kendinizden soğutmayın. 
Tiksindirmeyin.

■İnsanlar size hatâ yaptıklarını bildiklerinde sizden kaçarlar. Birinin sizden kaçtığını hissettiğinizde onu bir daha aslâ
rahatsız etmeyin.

●Bu sözümü unutmayın!
Sizinle uzun süre konuşmadan
durabilen birisi sizi sevemez.
(O insan seni unutmuş)

■İnsanın seveni de var..
Canını yakanı da.

Tıpkı Dikenle Gül gibi...
Bâzen bir problemi çözmenin
en iyi yolu, Onu önemsemeyi bırakmaktır. Konuşârak çözemediğin problemleri uzaklaşarak çöz.


Kötüler, İyilerin mutsuzluğuyla beslenir.
Kötüler, Kendilerine tahammül edildikçe daha çok azarlar.

Kötü düşünceli insanlar hiç kimseye iyi niyet beslemezler, Çünkü Onlar herkesi kendileri gibi görürler. 


Bir insanın size davranma şekli,
Kendisi hakkında hissettiklerini yansıtır...
Başkalarını üzerek, kırarak kendini iyi hisseden herkesin bilinç altı düzeyde sevgi eksikliği vardır bu insanlar kırarak, üzerek, şiddet uygulayarak, kusur bulârak kendi ezikliklerini kapatmaya çalışırlar.
Kusur bulanların yanında huzur bulunmaz. 

İnsanlar seni yanlış anladığında dert etme, Duydukları senin senin,
fakat aklından geçirdikleri
kendi düşünceleridir.
Kendi iç dünyânısı yansıtıyor farkında değil.
Kötü düşünce şüphe pisliktir hastalıktır.

Vicdânım rahat olduğu, Hiçbir konuda açıklama yapma gereği duymam,
İstediğinizi düşünmekte, söylemekte
ve anlamakta ÖZGÜRSÜNÜZ...

Sen doğru yolda ol,
Varsın sana eğri desinler;
Sen kendini bildikten sonra
iyi insansın. 

Acı çekerken gülümseyen birini,
ALLÂH'a sığınıp TEVEKKÜL eden
birini, aslâ yenemezsin!

Bedâva olan tek şeydir bu hayatta gülmek. Vereni üzmez, alanı mutlu eder. 

Güzel konuşmanın sırrı!
Lüzumsuz sözleri terk etmektir...
(Ebubekir R.A)

İyi insan aklından hiçbir kötülük
geçirmeyen saf insan değildir,
İyi insan herşeyin farkında olup
İyiliği tercih edendir. 

İnsanlara karşı saygılı olmak,
Herkesin VAZİFESİDİR. 

Öyle durduk yere saygısızlaşmam ben,
Eğer saygıda kusur ettiysem ben,
Saygı bana, Kusur sana âittir.

Ben kötü biri değilim 
Sen iyi biri olmamı hak etmemişsindir.

Kimseye kötü demem 
Benim de kötü bir tarafım vardır.

●Ben yanlış isem, Sen doğru ol. 
Ben kötü isem, Sen iyi ol.
●Yaptığım yanlışları,
Yaptığın yanlışlara say.
Her doğru her yerde,
Her yanlış her yerde söylenmez.
Söylersen hak söyle,
Söylemezsen sukut eyle.

Her insan kendine yakışanı yapar
Çünkü kalite tesâdüf değildir.
Sorun sizde değil, Fark bizde.
Küfür insanın dilini kirleten, 
Kalbini karartan ve
Ruhunu zayıflatan bir Hastalıktır.
Ben gıybet küfür etmiyorum
.
Edenleri sevmiyorum 
Küfür şeytana mahsustur.
Tövbe insana!

İnsanda güzel olan yüzdür,
Yüzde güzel olan gözdür.
Ama insanı insan yapan, 
Ağzından çıkan sözdür.

Hiç sert konuşmayın,
Güzellikle anlatın.
Birisi size kötülük etse,
Siz iyilik edin.
Allah, 
bizimle oynayanları
hayırla doğru yola getirsin.

Kötü ile mücâdele ederken 
kötüleşirsin kaybedersin. Belâ belâyı getirir. 
Kötü söz, kötü söz getirir. 
Kavga, kavga getirir.
Kötü argo konuşan birine,
Ağzının kenarını sil,
{Yâni düzgün konuş}
Ağzının ayarı kaçmış.
Dilin zehir gibi.
 
Kafamı ütüleme, benim kafam
laf kaldırıyor deyiniz.
 Az yemeyi,
az uykuyu, az konuşmayı
kendine âdet edin.

İyi konuşmayı bilenler,
kısa ve öz konuşur,
Çok susar.
(Dostoyevski)

Küfürlü ve sesli konuşmayıp
Çevreye rahatsızlık vermediğiniz için Teşekkür ederiz.

Münâkaşadan uzak durun 
https://vm.tiktok.com/ZM669gMQo/

Hadîs-i Şerif: Susan kurtuldu.
Kurtulmak için susacaksın.
Belâ insanın diline bağlıdır.
İnsan belâyı, huzursuzluğu,
Bereketsizliği, Diliyle kendine çeker. 
Mıknatıs demiri çektiği gibi. 
Küfür giren eve bereket huzur girmez.
Kötü söz söyleyerek ağzını kirletme.
Karşındaki insanın kulağını zehirleme.
Birisi kırıcı söz söylerse sana,
Sus cevap verme ona.
Senin yerine MELEKLER cevap verir ona.
 Oda çatlar. ama cevap verirsen,
Aranıza ŞEYTAN girer kötülük çıkar.
Affedici olursan kazanan sen olursun.
Kötü söz sâhibine aittir.
Kötü söz söyleyen kendini târif eder.
Küfür, kötü söz söyleyenin kalbi ve 
Ruh
 hâli bozuk demektir. 
{Ruh bedenden daha kıymetlidir}
İnsanın kalbi nasılsa kendiside öyledir.
Dili bozuk olan insan,
Şiddet içerikli argo sözler söyler. 
Kalbi bozuk olanın, Dili bozuk olur.
Dili bozuk olanın, Ahlâkı ve
Ruh hâli bozuk olur.
Kötü kalpten kötü söz çıkar. 
Lütfen, şiddet içerikli ÂLETLERİ
söz olarak kullanmayalım 
Reklamını probagandasını yapmayalım.
Örneğin: Balta, keser, bıçak vs..

Şiddetsiz Toplum.
Güvenli Bir Gelecek İçin;)

Küsme. Vurma. Tehdit Hakâret etme.
Sesini yükseltme. Saygılı ol.
Saygı duymazsan,
Kimse sana saygı duymaz.

Bir toplumun kendine hayrı olmazsa
başka bir topluma aslâ hayrı olmaz. 


Dili mümin, kalbi düşmandan usandım Allâh'ım. Allâh'ım bu insanları bana sataştıran musallat eden hangi günâhımsa bağışla. İmtihan ise kolaylaştır. kınadıklarımın cezâsıysa affet.

Berdebirun Ne Demek?
Utanmaz, Açık saçık konuşan demek.

Ne olur argo küfürlü konuşmayalım, gençlerin, çocukların doğasını
fıtratını dengesini tabiatını bozmayalım.

İnsan iki küçük et parçasıyla ölçülür;
Kalp ve Dil.
Dil Kalbin Anahtarıdır.
Kalbin tercümânı olan dilini kaba ve
yüz kızartıcı sözlerden, terbiye dışı konuşmalardan, küfür'den 
yalan ve iftiradan koru.

HİFSU LÎSAN: Dili kötülüklerden
korumak demek gıybet, iftirâ,
küfür, yalan, gibi...

Lokman Hekim'e Sormuşlar
İnsan bedeninde en zararlı ve
en faydalı organ hangisidir? 
İşte bu" diyerek
dilini gösterir ve
Çok söz zarar getirir,
az söz söylemek fâzîlettir"der
En iyi iki organ; Kalp ve Dil
En kötü iki organ; Kalp ve Dil.

Dünya da en tatlı şey nedir? DİL 
Dünya da en acı şey nedir? DİL
Can yakma, kalp kırma ey insan.
Kalbin sâhibi Allâh'tır. 
Kırdığın kalbi Allah seviyorsa
Sonun berbat olur. 

Yumuşaklık efendilik kibar tavır Karşındakini çâresiz bıraktırır.
En sert tavırdan daha etkilidir.

Her kötülükten uzak kalmanın yolu, 
Dilini tutmaktır. 

İnsan, insanın aynasıdır!
Kişi kendisi nasılsa
Karşısındaki insanıda öyle görür.
(Hz Muhammed sav)
 
Küçük insanlar denğini,
Büyük insanlar kendini arar.
(Yunus Emre)

Bir insanı tanımak istediğinde 
Kötü günde tanımaya çalış 
Çünkü iyi günde menfaatçılar
çok olur tanıyamazsın. 

İnsanların, senin hakkında ne düşündüklerini öğrenmek istiyorsan,
Hafiften kuyruğuna bas anlarsın!!!

İnsanların gerçek yüzünü görmek için 
ara sıra bilerek hata yapın
çok faydalı oluyor.

İlk başta herkes iyidir. 
İnsanların ilk söylediğine değil,
Son söylediklerine ve
Size yaşattıklarına bakın.

Bir insanın kim olduğunu öğrenirsin
amma ér amma geç...

İnsanlar kitap gibidir
Gerçek karakterini
kapağına bakınca değil de 
Zamanla sayfalarını
okudukça anlarsınız.

İyice tanımadan hiçbir insana bağlanmayın.
Şunu aslâ unutmayın; Gerçek sevgi,
Tanıdıkça büyüyen sevgidir.

İnsanları tanımakDenizleri bardak bardak boşaltmaktan daha zordur.

Tanıdığın her insanın içinde,
Tanımadığın ve bilmediğin
bir insan vardır...

Gördüğümüzde başka,
Tanıdığımızda bambaşka
çıkıyor insanlar.

İnsanlar aslında birbirini
tanımadıkları için severler, 
şaşırtıcı değil mi???
Tanıdıktan sonra nefret
ederler birbirlerinden.

Hayâtınıza aldığınız insanın önce
Ahlâkına bakın sonra yüzüne.
Çünkü ahlâkı iyi olmayan
insanların birden fazla yüzü olabilir. 

Üç
çeşit dost vardır:
1. Gıda gibidir her gün onu ararsın;
2. İlaç gibidir, bâzen ihtiyaç duyduğunda ararsın; 3. Hastalık gibidir o seni bulur.

Hiçbir karşılaşma tesâdüf değildir.
Karşımıza çıkan her insanın
bir nedeni vardır.
Bâzen bize DOST olurlar.
Bâzen bize DERS olurlar.
Hayâtından seni üzenleri çıkart ki
Seni sevebileceklere yer açılsın... 
 
Eski Îranlı Bir Âlim, Öğrencilerine
ders verirken şöyle demiş
Ben nezâketi ağaçtan öğrendim
ona tekme attım ama
o tepemden çiçek yağdırdı
...
O utanç bana ibretlik ders oldu...

Hayatta en değerli şey zaman'dır.!
Kime harcadığına dikkat et.

Hâlden anlamayanı kendi hâline bırak.
Zaman ona hâlini anlatır
gurban olduğum...

Ağaçtan düşen yaprak,
Nasıl kurumaya mahkumsa,
Gönülden düşen insan da,
Unutulmaya mahkumdur.!
(Neşet Ertaş)

Dalından düşen yaprağın
âkıbetini Rüzgar belirler.

Hava soğuyunca gölge veren ağaçlar unutulur, Tıpkı işi bitince unutulan
insanlar gibi.

Tutunacak bir dalın olup olmadığını,
düşmeden göremezsin.

Gerçek dost kötü günde belli olur. 
İyi günde herkes dost olur.
  
❤️ ❤️ ❤️ ❤️
İNSAN OĞLU PAMUKTAN ZAYIF
DEMİRDEN SAĞLAM

Gönül yıkma çünkü kıldan incedir... 
Elini kır, Ayağını kır, vur taşlara kafanı kır ammâ gönül kırma.
 
Gönül yarasından sakınmak gerek ki yoktur cihânda onun merhemi, elinden gelirse gönül yıkma ki, yıkık gönlün âhı yıkar âlemi.
{Sâdi Şirâzi}

Dün kalbini kırdığın kişinin Bugün öldüğünü duysan"ama ben haklıyım"
tesellisi avuturmuydu seni?
kırma o kalbi haklı olsan bile kırma
zîra bir âh cihânı alt üst eder.

En zor ibâdet, Gönül kazanmaktır.
En büyük günah, Kalp kırmaktır.
Gönül kırmak,
Gönülsüz insanların işidir.
Kırık kalp Allâh'a daha yakındır. 
Gönlü kırık insanların duâsını almaya bakın. Onların duâsı da,
bedduâsı da kabul olur.
Kalp, kıranların düşmanı Allah'tır.
 
İncitmemek hüner değil,
asıl incinmemek mahâret.
Asıl kemâlat insana eziyet etmemekte değil, eziyet edenlerin eziyetine sabretmektedir.

İyilerle herkes geçinir önemli olan 
kötülerle geçine bilmek. 
 
Kalp kırmak KÂBE'yi yıkmaktan
daha kötüdür.
 
KALP; İman ile. Acı; Sabır ile.
Dil; Duâ ile güçlenir.
Kendini anlatmak için yorulma!
Kalbi en iyi Allah bilir.
Sen, Allâh'ı bilir misin?
Allah seni biliyorsa,
Başkası bilmese de olur…
Benim Allâh'ımla aram iyi ise
Beni herkes kötülese ne olur. 
Allah dost olduktan sonra 
Kul düşman olmuş ne yazar. 

Derdimizi içimize atarsak, 
Ruh acı çeker. Kalp kırılır.
Üzülürsün. (üzülme)
Üzülmen sevdiklerine sirâyet eder.
Hüzün bedeni yok eder.
Ruh bedenden daha kıymetlidir.
 
İnsanların dışına bakma aldanırsın
İçine bak, esas hazine KALP.

İçini dışından daha çok süsle.
Dışın halkın,
İçin hakk'ın baktığı yerdir.
 
İçinde tuttuğun her şey yara.
Yaralayan da, Yarayı dağlayan da,
İyileştirip yaraya kabuk bağlayan da, YARADAN'dır... İmtihandasın ey insan. İsyan etme sabret, Dert etme.
Allâh'a sığın tevekkül et.
Hamd ve Duâ et...
Yârabbi imtihanımızı kolay eyle,
Kaybeden değil, kazananlardan eyle.

Dürüst insan incindiği zaman hiç konuşmaz, sessizce oradan uzaklaşır ama yalancı insan, şiddetle problemlerini çözer,
Haksızda olsa hiç susmaz.
Sesini yükselterek haksızlığını örtmeye çalışır. Ya da timsah gözyaşları ile...

İnsan, o kadar incinmesine rağmen ayakta tutan kuvvet Allah'â olan inancıdır.
 
Bir insanın yaşı ilerledikçe değil,
Kalbi yara aldıkça yaşlanır olgunlaşır.
Ben yaşadıklarımı bir ders olarak görüyorum. Geçte olsa dersimi aldım hayattan.
 
Asıl yar yaradan'dır,
Gerisi yaralayan'dır.
 
Mevlam ne güzel söylemiş,
Seni yarattım kul diye 
Ara beni bul diye.
Elhamdülillah.
 
Unutma açtığın her yaradan,
Teker teker hesap soracak yaradan.
Susuyorum çünkü en çok Allâh'ın
adâletine güveniyorum.
Kılıcın yapamadığını, 
Allâh'ın adâleti yapar.
 
Yaşamak sanat,
Birlikte yaşamak büyük sanattır.
 
Kafa dengini değil,
Kalp dengini bul,
Frekanslar Kalp'te başlar.
 
Sen dâima güzel niyette bulun,
Çünkü temiz niyet seni
Allah'a dost eder. 


Kalp Sırrına Erenler Neler Yapar, Bilir Misin?
Kızmazlar,  Küsmezler. Kırmazlar, Kırılmazlar.
Her şeyde bir güzellik bulurlar.

Hiçbir şeyi insanoğlundan bilmezler.
Rabbinden bilirler!

Her şeyi ondan umup, beklerler Ve,
Susarlar. Susarak konuşurlar.
(Hz Mevlana)

KALB-İ SELİM
Kalp, sâdece vücutta kan dolaşımını ve hayâtın devâmını sağlayan küçük bir et parçası değildir.
KALP; iman ve küfran, sevgi ve nefretin,
iyilik ve kötülüğün, kısacası bütün duyguların kaynağıdır.
Hayrın ve faydalı düşüncelerin kaynağı olan bir kalpten ancak güzellikler yansır. Çirkinliklerle kirletilmiş, olumsuzlukların esiri hâline getirilmiş bir kalpten yansıyacak olan da kötülüklerdir.

Kötülük dünyâda değil,
İnsanın yüreğindedir
.

Kalbi Bozuk Olanlar. 
Kur’an dilinde kalp daha ziyâde vicdan,
iman ve ahlâkın merkezi mânasında kullanılmaktadır.
Münafıklık, ikiyüzlülük bir ahlâksızlıktır; vicdanda, ahlâk merkezinde mevcut bir bozukluğun acı meyvesidir, nifak devam ettikçe bozukluk da nicelik ve nitelik yönünden artarak devam eder. 
Kaynak:
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 80

Ruh ve Beden sağlığı bakımından kalp çok önemli. İnsanda bir organ vardır.
Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur;
eğer o bozulursa bütün vücut bozulur.
Dikkat edin! O, kalptir." 
(Buhârî, “Îmân”, 39;
MüslimMüsâkât”, 107)

İşlediğimiz her bir günah,
Kafamıza takılan giren her bir şüphe
Kalp ve ruhumuzda yaralar açar.
 
Çok Düşünmek'te, 
Bir Çeşit İNTİHAR'dır. 

Taşıdığımız en büyük yük,
Kafamızdaki yanlış düşüncelerdir.
Zandan uzak durun.
Zan demek, Kötü düşünce demek.
Kötü düşünce, Şüphe pisliktir, Hastalıktır.
Psikolojik bir rahatsızlıktır hastalıktır.
Şüphe duyan iflah olmaz.
Şüphe insanı yok eder.
Şüphe seni kimse ile dost etmez.
Vesveseden uzak dur,
Vesvese kötü düşünce şeytandandır.
Şüphe beynin kurdudur,
Kemirir yer bitirir.
Duvarı nem,
İnsanı kötü düşünce bitirir.
Kendi noksanını bilmeyenin
her ânı noksandır.
Dünyâyı tanımadan önce
kendini tanıyacaksın.

Güven, Sevgiden önce gelir. 
Güven yürütür, Şüphe çürütür.

Güven ölünce, Şüphe dirilir.
Kendini küçük görmeyi bırak
Sen yürüyen evrensin.
Enerjini değerini
kendini bilmeyen
bencil insanlar için
Tüketmeyeceksin.

Dili bozuk olanın,
Ruh hâli bozuk demektir.
Kalbi kirli olanın,
Dili hep kötü söyler"
Kalbini bozan kendini bozar.
Kalbini rahat tut gönlünü serin.
Şeytana uyma,
Kötü düşünme derin derin. 

Eğer şeytandan gelen kötü düşünce seni dürtecek olursa hemen Allâh'a sığın.
çünkü O, herşeyi işitir ve bilir.
(Fussilet, 36. Âyet Cüz: 24)

Allah şeytanın vesvesesini giderir.
(Hac Suresi, 52. Âyet)
Şeytana lânet etme Allâh'a sığın. 
[Hz Muhammed s.a.s]

Rasulullah şöyle duâ ederdi; 
Allâh'ım bana doğru olanı ilham et ve
Beni nefsimin şerrinden koru.
Mü'min, kalbini güzelliklere açan,
Kötülüklere sımsıkı kapatan kişidir.
Mü'min kalb-i selim sâhibidir.
Selim kalp, Allah'a gönülden
teslim olmuş kalptir.
Bu kalpte dünyevi hiçbir kaygı,
tasa, yoktur; yalnızca Allâh'a dayanıp güvenme vardır. Sorumsuzluk, bencillik yoktur;
paylaşma ve diğerkâmlık vardır.
Şiddet, husumet değil,
Şefkat, merhâmet vardır.

Bir insanı hayatta dik tutan şey kişiliğidir. Bilgi size güç verir; ancak saygıyı karakterinizle kazanırsınız. 
İnsanın karakteri usul ve
üslubundan belli olur. 
Mutluluk bilgi ile kazanılır. 

Bir kalbî kaybetme ile kazanma arasında
ince bir çizgi var, adı ÜSLÜP Üslubumuza,
Söz ve davranışlarımıza dikkat edelimBirbirimize saygılı olalım.
Usul hatâsı yapmayalım.

Yapıcı güzel bir üslup sizi kaliteli hâle getirir. Yıkıcı bir üslup ise sizi
kalitesiz hâle getirir...

Her şeyin bir kullanma kılavuzu vardır.
Her insanında anlayacağı bir dil vardır.

Her insanla aramızda problem olabilir,
Önemli olan problemleri konuşarak
çöze bilmektir.

İnsanlar konuşa konuşa anlaşır. 
Hayvanlar koklaşa koklaşa yada
Şiddet ile anlaşır
Problemlerini öyle çözer.

Kimseyi sizi duâsına katmayacağı
kadar kırmayın.
(Hz Fâtıma Tuz Zehrâ r.a)

Dilleriyle insan kıranları,
İbâdetleri temizleyemez.
(Hadis-i Şerif)

Kırıldığını belli etmeyen insanları üzmeyin, Çünkü onlar sizi kaybetmemek için susar aptal oldukları veya korktukları için değil.

Kırıldıysan sessiz kal.
Sessizliğinden kırıldığını anlamıyorsa;
Onsuz kal. Sessiz kalmak,
kırıldığını göstermenin 
en iyi yoludur...
(Şems-i Tebrizi)

Can yakıp da kalp kırma.
Her canlının kalbi Allah'a bağlı.
Ya kırdığın gönlü Allah seviyorsa?
Bilemezsin, Bilseydin ödün kopardı;
Dokunamazdın.
 
Kalp'te kemik yok ama
en çok kırılan yer orası.
(Hz Mevlânâ)

DİL'de kemik yoktur ama
bir vuruşta öldürdüğü insan çoktur.

Bazı sözler kurşun gibidir.
Vurulmadın diye
yaran yok mu sanırsın. 

Kılıç, Bıçak, yaraları zamanla iyileşir ama
Dil yarası aslâ iyileşmez.

Dil pek keskin bir kılıçtır.
Kan akıtmadan can yakar.

Dil yırtıcı bir hayvan gibidir,
Serbest bırakılırsa sâhibini parçalar.
(Hz Ali r.a)

Her elini sıkanla dost olma.
Her canını sıkanla düşman olma.
Yârın bakacağın yüze,
Kötü söz söyleme.
İnsan, insana muhtaç'tır.
Allâh'ım beni kimseye yük eyleme.


Dünyayı yaşanmaz hâle getiren, insanlardır. Dünyanın, yâni taşın toprağın ne suçu var?
İnsanın insana yaptığı kötülüğü, başka hiçbir canlı birbirine yapmıyor. Dînimizde kalp kırmak haramdır, 70 defa Kâbe'yi yıkmaktan daha büyük günahtır. Böyle büyük bir günahı, kalp kırmayı îmânı en zayıf olan 
bile, hatırından geçirmez. Kalp kırmak, adam öldürmek, zinâ etmek, içki içmek ve
hırsızlık yapmaktan bile büyük günah iken, bir müslümanın bu günahtan korkmadan kalp kırması düşünülemez.

Mahlûkların en üstünü, en şereflisidir insan. Kalp, Allahü teâlânın komşusudur.
Ev sâhibine eziyet edenin komşusu da incinir. Allah, gönlü kırıklarla berâberdir.
Küfürden sonra en büyük günah,
kalb kırmaktır. Dînini bilen ve bildiklerine uygun hareket eden sâlih bir müslüman,
ölü gibidir, hiç kimsenin kalbini kırmaz, incitmez. Zîra bir ölünün,
diri ile kavga ettiği hiç görülmemiştir.
Neye uğrarsa uğrasın, sâlih kimse,
aslâ kimseye kötü söylememeli ve
LÂNET etmemelidir.
insanların kabahatlerini açıklamamalıdır.
Bir kalbi kırmak, senelerce ibâdet ve
zikir sevâbının hepsini alıp götürür.
İslâmiyet öyle bir dindir ki, 
Kâfirin dâhi kalbini kırmayı yasaklamıştır. 
Nerde kaldı ki, Allahü teâlâya ve
Onun Peygamberine inanan,
Allah diyen bir müslümanın kalbi kırılsın. 
Zira bir mü’minin kalbini kırmak,
ç
ok büyük günahtır, harâmdır. 
Gıybet, suizan ve kalb kırmak, 
kul hakkıdır.
Eziyetlere katlanmak, kızmamak,
güler yüzlü ve tatlı sözlü olmak,
güzel ahlâktandır. Bunun için hiç kimseyle münâkaşa etmemelidir. Münâkaşa,
dostun dostluğunu giderir,
düşmanın da düşmanlığını arttırır.
Nereden bakılırsa bakılsın, hep zarardır.
Müminler dua eder, fâsıklar, münâfıklar ise, dedikodu ve gıybet ederler.
Aklı olan islâmiyete uyar,
Müslüman olur, hizmet eder.
Nefsine, şeytana uyan ise inkâra,
küfre kayar.
İslâmiyete uyan Cennete,
Nefsine uyan da, Cehenneme gider.
Kâfir bile olsa, hiç kimsenin kalbini kırma! Kalb kırmak, Allah ü teâlâyı incitmek demektir. Kalp kırmaktan ALLAH’a sığınıp ve kalp kırmaktan ziyâde kalpleri keşfedip nice
kalpler kazanmak ümidi ile. 

Şu Üç Duâ Kabul Görür:
1- Mazlumun duası,
2- Misâfirin duası,
3- Babanın çocuğuna duası.  
(Tirmizi, Deavat, 48)
Elinden geldiği kadar bir gönlü perişan etmemeye, kırmamaya çalış,
çünkü bir ah cihânı alt üst eder.
İncinmemek kalp kırmamak bir fazilettir;
bunun bir üst basamağı daha vardır:
İncinmemek
İncitmemek
biraz daha kolaydır.
Dikkatli ve ahlaklı bir hayat yaşayarak
en azından bilerek çevremizi
incitmemeyi başarabiliriz.
■Haddini bilmeyene haddini bildirmek,
kırk yetimi giydirmek gibidir.
Ancak, bir çok ayet ve hadislerde,
“affetmenin daha iyi bir yol olduğu" belirtilmiştir.
Allâh'ın, en sevdiği kul
Haksızlığa uğradığı halde
affeci olan insandır.


Kalp Allâh'ın mülküdür, 
Göğsünde atınca senin mi sandın. 

Kalp Allâh'ın evidir

Melekler orda konaklar. 

İstiyorsan hakk'a varmayı
Meslek edin gönül almayı

Kırılmış biri öyle susar ki,
Öfkesine bile hasret kalırsın.

Kırılmış bir gurur,
Açık bir yara gibidir
Ne değerse değsin...
"Acıtır" "İncitir"

Kalbi kırıkların hatırını sor,
Onları sevindir. 
Birgün senin de gönlün incinir.
(Sâdi Şirazi)

Her ağlayan insan güçsüz değildir,
Tıpkı her
 gülen insanın
Mutlu olmadığı gibi...

Boşuna ağlarmı insan
Derdi varsa ağlar insan.

Tek bir şey için ağlanmaz,
Birikmiştir.
(Frida Kahlo)

Ağlayan kazanır,
Ağlatan ise kaybeder
Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz...
Kim ne ederse kendine eder. 

Büğün beni ağlatanlar
Yârın benden daha çok ağlarlar. 

İncinmiş olanın âhı,
Nereye gitse bulur sâhibini.

Sakın incitme bir canı,
Yıkarsın arşı Rahmânı.

Kalp kırmak, Mânevi bir felâkettir, 
Allah Teâlânın rızâsını kazanmak için hizmet eden kişi, kalp kırmaktan kaçınmalıdır. Hatta kimseye kırılmamaya da çalışmalıdır.

Nitekim Veliler Şöyle Demiştir:
Tasavvuf yolunun başı
kimseyi incitmemek,
Sonu kimseden incinmemektir.
A
llâh'a ulaştıran kısa ve sağlam bir yol tasavvuf Tasavvufi eğitimin hedefi de aslında insanın olgunlaşmasıdır. Olgunlaşan insan çevresine zarar vermez, vefâsızlık duygusu gütmez,
kin ve nefretten uzak durur ve
hiçbir canlıyı incitmez.

Gönül kırmak Allâh'ı incitmektir.
Fizîki yaralar zamanla iyileşir fakat 
Gönül yarasının iyileşmesi zordur.

Eğer gönül kırdın ise,
bu kıldığın namaz değil,
Yetmiş iki millet dâhi
elin yüzün yumaz değil.

Yunus Emre
bir gönle girmeyi,
Gönül almayı bin kez hacca varmaktan 
daha kıymetli görmüştür.

Yapacağınız bir gönül yoksa,
Yapılı gönülleri yıkmamanızı,
Âcizâne tavsiye ederim...

İlâhi adâlet var,
Yaşattığını yaşamadan ölmeyecek insan.

Herkesin yaşattığı herşey,
Bir gün kendi sınavı olacak.

Yapılan herşey insanın genlerine işler.
Her insan akrabalarının eseridir.

Bir insan yedi kuşak önceki büyüğünden
iyi ya da kötü huy alır.
Duâ alır, ah alır.
iyilikler, kötülükler, zulümler, başkalarının hayatlarına müdahale, kınama, küçümseme bunların hepsi sende tortu 
ve araz bırakır. 

En doğru şey kendine yaptığın yatırımdır. 
Önce can, sonra cânan.
Candan tatlı bir şey yok.
Bi insan ne yaparsa kendine yapar.
Rabbim kimseyi şaşırtmasın.
Şaşırırsa bindiği dalı keser.


Öbür t
arafta bir Adâlet var 
İllâki görüşürüz...
Nasıl olsa herkes
Mahşer günü O
Toplantıya katılacak.

Yaşattıkların bende,
Âhım sende kalsın.

Herkes yaşattığını yaşayacaksa,
Beni çok güzel günler bekliyor...

Senin bende hakkın yok
Benim sende hakkım çok.
Eğer varsa bende bir hakkın
Onuda beni çok üzdüğüne say.

Bu 5 Şeyi Aklından Çıkarma 

1- Çocuk besle, Hayvan besle,
Ümit besle, ama Kin besleme.

2- Dâvet et, Affet, Tövbe et ama
İhânet etme.

3- Gönlünü aç, Gözünü aç,
Zihnini aç ama Kimseye el açma.


4- Verici ol, alıcı ol, 
Kalıcı ol ama Bölücü olma


5- Ev al, Araba al, Abdest al ama
Bedduâ alma.

Kendinize bedduâ etmeyiniz;

Çocuklarınıza bedduâ etmeyiniz;

Mallarınıza da bedduâ etmeyiniz.

Dileklerin kabul edildiği zamâna denk gelirde Allah Bedduânızı kabul ediverir.
(Sonra üzülen siz olursunuz)
(Müslim, Zühd, 74)


Anne'nin duâsı,

Baba'nın Bedduâsı tutar.

Anne duâsı kazâ belâ musîbet hastalıklardan korur.
Baba duâsı cehennem ateşinden azâbından korur. H-Ş

Üç Duâ vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duâsı,
Yolcunun duâsı ve 
Babanın evlâdına duası.

(İbn Mâce, Duâ, 11)

Mazlumun bedduâsından kork.
Çünkü mazlumun bedduâsı ile
Allah arasında hiçbir engel yoktur.
 (Buhârî, Zekâk 63, Cihâd 180,
Mezâlim 30, 35; Meğâzî 60)

İnsanların duâsını alın, 
Kimsenin âhını bedduâsını almayın
Ah ve bedduâ Ateş gibidir yakar. 

Mazlumun bedduâsı
Gökten yağan taş gibidir.

Zulüm gören insanın
bedduâ'sından kork


Bir kişinin haksız yere kalbinin incitilmesi, gönlünün kırılması, gözlerinin yaşarması esasen fıtrî bir beddua hâlidir ve asıl bedduâ dili de budur. Dilinin hiçbir biçimde tel’in ifâdesi okumasına, yâni bedduâ etmesine gerek yoktur. Çünkü
Allah, Ahkemü’l-Hâkimîn’dir

Hâkimlerin Hâkim’idir

Erhamü’r-Râhimîn’dir

Merhâmetlilerin en merhâmetlisidir.

Mâsumların, mazlumların, dilsizlerin, yavruların, çâresizlerin, kimsesizlerin, hayvanların hâl dili ile çâresizlik içinde yaptıkları bedduâlar Allah katında
çoğukez makbule şâyendir

Haklı konumda olduğumuz hâlde bedduâ yapmamak ve muhâtabımızın ıslâhını dilemek, hidâyeti için dua etmek, ahlâkımızın güzelliğin gösterir. 

Sünnet olanda budur.

Yâni zarar gördüğümüz birisinin

hidâyeti için dua etmek Sünnettir.


Bizi üzeni, biz üzemiyoruz bu da

Peygamber sünneti susuyoruz işte..

Biz kızdığımız zaman çoğunlukla
kırıcı sözler (sarf ederken) 
Peygamber Efendimiz (s.a.v)
"Hay alnı secdeden kalkmayasıca"
Diye duâ edermiş.

Sevdiklerinize bedduâ etmeyin.
Size döner siz yanarsınız.
{ Üzülür çok acı çekersiniz }
Allâh'ım sevdiklerimize dert çile verme.
Kalbi güzel olanı Allah korur.
Allah iyilerin kefîlidir.
Allâh'a güven kimseden intikam alma.
Kimseye kötü söz söyleme.
Bedduâ etme.

Kötü insanlar,
İyi insanların imtihânı olur.

Kaderi değil, Öğrenmen gerekeni öğrenirsin.
Bazılarınızı Bazılarınızla imtihan edeceğiz.(En'am, 53. Âyet)

Tevekkül güzeldir.

Hayırda şerde sebepsiz değildir.
Rabbine güven.
Rabbine güvenen yolda kalmaz.
Allah şerden bir hayır 
Karanlıktan aydınlık çıkarır.
《Hz Muhammed s.a.v》

Kötülük yaptın mı kork,
Çünkü kötülük bir tohumdur.
Allah yeşertir,
Kötülüğü karşına çıkartır.
 
Sana kötülük yapan kişiye
Ona iyilik yaparak cezâlandır.
(Hz Ömer r.a)
İyi olursa herkese faydası olur. 

Herkese hayır duâ et;)
Kimseye bedduâ etme. 
Bedduâ demek, 
kötü duâ demektir. 
Ağzını bedduâ ve
Lânete alıştırma
hayır duâya alıştır. 

Herkes Lâyığını bulur.
 
Öfkeliyken dilimizi hayır duâ
Mânâsına gelen
Sözlere alıştıralım=;) 
● Allah, Akıl, fikir versin.
● Allâh'ım hidâyet versîn,
doğru yolu göstersin.
● Allah seni iyiliğe erdirsin,
● Sübhanallâh.
Yârabbi sen yardım et.
diye duâ ediniz...

Ruhuma, Rahmet oku.
Lânet okuma.
 
Benimle uğraşma,
Taş olursun,
Sonra pişman olursun,
Herkese muhtaç olursun.

Benimle uğraşan,
Benim hakkımı yiyen,
Ya deli olur. 
Ya ağır hasta olur.
Ya da sonu berbat olur.
Kimsenin hakkını yemem
Kimseyede hakkımı yedirmem.
 
Bedduâ ve Lâneti çok yapanlar 
Şefaat edemezler Şehid de olsa.
Hâfız da olsa.
(Müslim)

Mümine lânet etmek
onu öldürmek gibidir.
(Buhâri, Edep, 44)

Lânet eden, çirkin işler yapan.
Kaba sözlü ve ağzı bozuk kimse
(kâmil) olgun bir mü'min değidir.
(Tirmîzi, Birr, 48)

Mümin, ne insanları karalayan,
ne lânet eden, ne kaba ve kötü sözlü, 
ne de hayâsızdır."
(Tirmizî,"Birr",48)
 
Şükürsüz insan bedduâ eder.

Bedduâ OK gibidir,
Ya gider karşı tarafı vurur,
Yada döner sâhibini bulur.
Haksız insanın bedduâsı boştur.

Bedduâyı kimseye yapmayın.
Hak etse bile onu Allâh'a bırakın.
TEVEKKÜL edin.
Allâh'ım hakkımda herşeyin en hayırlısını, Hayırlı bir şekilde bana nasip et diye
duâ ediniz.

Kim Allâh'a inanır güvenirse
ALLAH onun imdâdına yetişir.
Haklı isen korkma, 
Hak seni korur.

Yaptığın her işte niyetin temizse korkma!
Mutlakâ korunur, kollanırsın da
çoğu zaman fark etmezsin bile...

Kendini savunurken de ölçülü ol.  
Sözlerinde ölçülü ol,
Tek sözünle kırdığın gönlü,
Bin sözünle toplayamazsın.

Gönül yapmak gelmiyorsa elinden
Bâri gönül yıkma dilinle.
Gönül yıkmak,
Gönülsüz insanların işidir.
Gönlü güzel olanın niyeti de,
söylemi de, eylemi de güzeldir.

■Üstünden geçtiğin köprüleri yıkma,
Bir gün geri dönmek zorunda kalabilirsin.
İnsan, insana muhtaç'tır. 
Allah'ım, beni kimseye yük eyleme. 

Üzülme! Gün gelecek, Allah sana kötülük yapanları sana muhtaç bir hâle getirecek Sabret!          

Bir şeyi çok sevmek,
İnsanı o şeye karşı
kör ve sağır yapar.
(Hz Muhammed s.a.s)
 
Çok sevme nefret edersin,
Nefret etme, çok seversin.
(Hz Muhammed)
Peygamber Efendimizin sözünü dinle, 
Muhâlefet etme.
Seven sevdiğinin sözünü dinler. 
 
Sevdiğini ölçülü sev,
Belki bir gün nefret edebilirsin.
Nefret ettiğinden de ölçülü nefret et,
Belki bir gün sevebilirsin.
(Tirmizi Birr, ve Sıla, 60)

Bir gün birisiyle dost olduğunuzda
Yârın onun düşman olacağınıda unutmayın.
(Hz Muhammed s.a.v)

Çok fazla Güvenme,
Çok fazla sevme,
Çok fazla umutlanma,
çünkü bu fazlalıklar
seni çok incitecek.
 
Geçmişte seninle düşman olmuş
kimseye, Sakın güvenme. 

Her hangi birinin senden nefret etmesinin asıl nedeni; senin gibi olmak istediği halde Aslâ senin gibi olamayacağını bilmesidir. 
Gizlice hayran, Sinsice düşman çok.
Her nimet sâhibi kıskanılır.
Dikkat et. Dikkat çeken,
Düşman çeker. Ne kadar iyi,
başarılı olursan ol,
aslâ dikkatleri
üzerine çekme.
Saf görünen zeki ol.

Sizden nefret ettiğini bildiğiniz insanlarla karşılaştığınızda onlara bakın,
Selam verin içten bir
tebessümle karşılık verin.

Sizi üzenlere hâlâ Selâm veriyorsanız,
Bu vicdânınızın sadakasıdır.

Hiç bir zaman büyük konuşma;
Hayat seni öyle bir noktaya getirir ki;
kendini sevdiklerinle savaşırken,
düşmanlarınla selamlaşırken bulursun
Unutma.
 
Düşmanlarınızı sevin,
Çünkü onlar size
kusurlarınızı söylerler.

Eğer düşmanın sana zarar
vermesinden korkuyorsan
İyilikle onun gönlünü almalısın.
(Sâdi Şirâzi) 

Ben bütün düşmanlarımı sevgi saygı hoşgörü merhâmetimle dürüstlüğümle kazandım.!!!!

Muhammed Ali'nin Lafı çok güzel;;))
ALLAH'A beni düşmanlarımdan koruması için dua ettim hiç arkadaşım kalmadı. 
Az insan, çok huzur verir.
Doğru insan hayat kurtarır.
İnsan var, insanı adam eder.
İnsan var, insanı deli eder.
Çevrenizde çok insan olmasın 
Etrâfınızdakiler insan olsun yeter. 

Sanırsın ki sevenim çok,
arkadaşım çok, sırdaşım çok..
Sonra kötü bir şey olur...
Dönüp bir bakarsın ki;
Arkanda gölgenden başka kimse yok...
●Fazla güven insana hatâ yaptırır.

■Pâdişâha demişler kaç dostun var;)
Oda demişki, TAHT'tan inince belli olur.

Şu fânî dünyâda, at izi, it izine karışmış kimin HIZIR, kimin (HINZIR)
domuz olduğu belli değil. 


Konu ne olursa olsun,
Verdiğin "üzüntü" ve aldığın "ah"
Bir cam parçasından daha keskindir.
Dönüp dolaşıp üzerine basarsın.

Kime ne yaparsan,
bir gün aynısını yaşarsın...
Eken ektiğini fazlasıyla biçer. 
Yaşattığını yaşamadan 
Ölmez insan.(H-Ş)

Allâh'ım bana düşmanlarımı sevindirecek bir belâ, dostumu üzecek bir musîbet verme.

Hayat kavga yapacak kadar uzun değil.

Dirisini mutlu etmediğiniz bu hayatta
Ölüsüne ağlamayın. 
Bize kalmayacak dünyâ için
çok yorulduk.

Çok yoruldum Allâh'ım.
Çok yordular beni.
Bana yardım et Allâh'ım.

●Her sırtını sıvazlayanı; Dost sanma,
Belkide, Bıçaklayacak yer arıyordur!
Kurban kesilmeden önce başı okşanır.

■Hatâlı olduğunu anlamak ve özür dilemek, sâdece beynini kullanabilen insanlara özgüdür. 

■Hz Yusuf'u kardeşleri kuyuya ettı ve 
iftirâ ile haksız yere zindana atmışlar;
Ne geldiyse Allâh'tan'dır.
Her işte bir hayır vardır demiş. 
Ey kardeşlerim: Allah, Bana yaptığınız kötülükleri size unuttursun ki,
Vicdan azâbı çekmeyesiniz.

■Özür dilemek, kendi vicdanını rahatlatmaktır. Bana özür dileyeceğin
söz ve davranışı yapma.
■ Kalp kırdıktan sonra
dilenen özürün faydası yok.
■ Mezara dikilen çiçek,
Ölüyü diriltmez.
* Çiçek öldükten sonra
Su versen neye yarar. 

Kızdığınız Kişiyle Zihninizi
Meşgul Ederseniz Ne Olur...?

Kendi kendinize senaryolar üretirsiniz.
O kişiye takılıp kalmakla, aileniz ve
çocuklarınızı incitirsiniz.

Kızdığınız kişi belki mutluyken,
siz kendi kendinizi mutsuz etmeye
devam edersiniz.
Çevrenizdeki dostlarınızı da incitmeye başlarsınız. Sinir hastası olmaya başlar, aşırı öfke üzüntüye kapılıp sonunda kalp hastalığı, bel fıtığı, ülser ve kanseri tetiklersiniz.

Sizin bu durumunuz, takıntı yaptığınız
kişiye aslâ zarar vermez.
Siz sâdece kendinize ve
yakın çevrenize zarar verirsiniz…

Tercih sizin, ya kendi kendinize zarar vererek takıntı yapmaya devam edin,
ya da her şeyi zamana bırakın. 
zaman herşeyin ilacı

Bütün bu açıklamalar doğru.

Bir de îmâni yönden değerlendirirsek
Kuran’a göre kızmak, sinirlenmek,
öfkelenmek mümine yakışmaz.
Her olay insanın kaderindedir.
Eğer bir insan size bir söz söylüyorsa o sözü kaderinde olduğu için söylüyordur,
kendi kendine değil. Sözü Allah söyletir,
olayları Allah evirip çevirir. Eğer insan böyle derin düşünmezse olayları, sözleri, yaşananları Allah’a değil de insanlara verir. Bunun ardından da acı çekmeye, üzülmeye, ıstırap duymaya başlar.

Neden böyle söyledi, neden böyle davrandı? diye düşünüp düşünüp, kendisini yer durur.
Hâlbuki insan kendi başına hareket edemez, adım bile atamaz, ağzından bir kelime bile çıkmaz. Her söylediği,
her yaptığı kaderindedir,
Allâh’ın yaptırdığı hareketleri yapar.

Mümin bu bakış açısıyla olayları değerlendirmeli ve dünyânın nefis eğitimi üzerine kurulu olduğunu bilmeli.
Tüm olaylar Allah tarafından insanın kendisini eğitmesi için özel olarak yaratılır.
Ne yanınızdaki insan tesâdüftür,
ne bedeninize gelen hastalık,
ne geçirdiğiniz bir kazâ.
Allah hepsiyle sizi imtihan eder ve
Kendisine yönelip yönelmeyeceğinizi dener.
Müminler samîmi bir kalple Allâh’a yöneldiklerinden her imtihanda Allâh’a sabırla ve tevekkülle şükrederler.
İnkâr edenler ise nîmet içinde olsalar da yakınırlar, zorluk içinde olduklarında da isyan ederler.
İşte samîmi mümin ile inkar eden insan imtihan ortamında böyle birbirinden ayrılır.
Biri imtihan olduğunu bilerek,
her şeyde bir hayır görerek,
mutmain bir nefisle neşe içinde yaşar.
Diğeri de sürekli ıstırapla,
kederle “neden bunlar benim başıma geldi” diyerek hayâtı kendisine
ve çevresine zindan eder.

Hayrı da şerri de yaratan Allah'dır.
Allâh (Celle Celâluhü) hayrı da şerri de insanların önüne koymuş ve
imtihana tâbi tutmuştur. 

■İnsan hayra dua ettiği gibi
Şerre de duada bulunur.
《İsrâ, 11. Âyet》

Doğrusu bu, apaçık bir imtihandır.
(Saffat Suresi, 106)

Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile de
şer ile de deniyoruz.
Ancak bize döndürüleceksiniz.

(Enbiyâ Sûresi, 35. Âyet Cüz: 17)

Sizden kim zulüm ve haksızlık ederse
ona büyük bir azap tattırırız.

Bir yerde zulüm varsa 
Zulmü yapana değil 
Zulme sessiz kalanın
Yüzüne tükürürüm.
(CHE)

Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil hiçbir şey yapmayıp seyredenler yüzünden tehlikeli bir yerdir.
ALBERT EİNSTEİN


Zulme sessiz kalan bir gün zulme uğrar, Haksızlığa karşı durmak insanın onurudur. {YAŞAR KEMAL}

Zâlimin yanında duran, Zâlimdir. 
Zâlim olmaktansa,
Magdur ol daha iyi ol.
Güçlünün yanında değil, 
Haklının yanında olun. 

Allah iyi kullarını nankörlerle imtihan eder ama onlara yar etmez.

Ey insanlar! Sizi birbiriniz için imtihan aracı kıldık. Bakalım sabredecek misiniz?
Rabbin, hakkıyla görendir.
(Furkan, 19 - 20. Âyet Cüz: 18)

EBU DERDÂ (R.A.) DER :
Niye biribirinizi sevmiyorsunuz?
Niye biribirinize doğru yolu tavsiye etmiyorsunuz? Oysa ki sizler Allâh'ın dîninde ortak olan kardeşlersiniz. Arzularınızın birbirlerinden ayrılmasının sebebi, içinizin bozukluğudur, Oysa iyilikte birleşseniz biribirinizi severdiniz.
Size ne oluyor ki, dünya işleri ile ilgili birbirinize nasihat verdiğiniz hâlde âhiret konusunda birbirinize nasihat etmiyorsunuz?
Hatta hiç biriniz sevdiği ve desteklediği kimseye bile âhiret konusunda nasihat vermiyor.

Niçin iyilikten önce kötülüğün
acele gelmesini istiyorsunuz?
Merhâmet edilmeniz için
Allâh'tan bağışlanma dileseniz ya!
(Neml, 46. Âyet Cüz 19)
(Şûrâ, 36-37-38-39-40. Âyet Cüz: 25)

Kardeşlerim! Unutmayın ki,
Biz birbirimizi affedersek
Allah da bizi mağfiret eder.
İyi geçinmekten daha güzel
bir şey yoktur.
İyi geçindiginiz zaman,
İlim de yaşanır.
Amel de yaşanır.
İhlas da olur.
Bütün güzellikler meydana çıkar.
Yâ Râbbi! Kardeşlerimi sabırlı,
tahammüllü, affedici,
Bağışlayıcı eyle.
Rızıklarını bol eyle.

Tartışmayın! Gücünüz biter tükenirsiniz. Amelinize, takvânıza ve dâvânıza odaklanın. Tartışmayın,
tartışma hayır getirmez.
(Hasan - El Benn)

Allâh'ım, Başımıza gelen her Şerdeki hayrı görebilecek kadar "Sabır" "Tevekkül" Teslimiyet" nasip eyle...

Sabır Dînin Yarısıdır.
Îman iki kısımdır.
Yarısı sabır, Yarısı şükür.

Kederde ve sevinçte, öfkede ve
mutlulukta ölçüyü kaçırmayın,
Aşırıya kaçmayın, dosdoğru yolu tutun
ve böyle davrandığınız için alacağınız mükâfattan dolayı sevinin.
(Buhâri, Îmân, 29)

Ne mutlu, Rabbimizin emrettiği gibi mutedil bir hayat sürenlere! Aşırılıklardan uzak durup istikâmetini muhâfaza edenlere!

1- Affedici olun,
kalbinizi nefretten arındırın.
2- Endişelerinizden uzak yaşayın, Sâhipsizlerin de bir sâhibinin
ALLAH olduğunu bilin.
3- Sâhip olduğunuz nîmetleri
heder etmeyin kıymetini bilin.
4- Sizin nasîbinizdeki nîmetlerin paylaşıldıkça çoğaldığını unutmayın.
5- Başkalarından daha az beklenti içinde olun ki, mutluluğa erin.
Rabbim bize Dünyâ ve Âhiret iyilik güzellik huzurlu, sağlıklı bir hayat
nasip etsin. 

■■■Dürüst bir öfke,
İki yüzlü sevecenlikten iyidir.

İki kişi ancak
iki özel durumda belli olur:
BİLGE, Öfke ânında;

DOST, İhtiyaç ânında.
(Lokman Hekim)

Bir insanı 1 ay içinde 3 yıl içinde tanıyamazsın. Bir insanı en iyi öfkelendiği zaman nasıl davrandığına bakarak tanıyabilirsin. 

İnsanın Terbiyesi Öfkeliyken Belli Olur.
Öfkesini yenen felâha erer.
Sinirliyken karar verme.

Bir insanın olgunluğu,
Öfkesini ne kadar
yönetebildiğinden anlaşılır.
Olgun insan kızmayan değil,
Öfkesini iyi yönetebilen insandır.

Öfkelendiğin zaman ve kalbin kırıldığı zaman, Besmele çek, salavat getir ve
duâ et. Rabbim geri çevirmez.
Kötü söz söyleyince eline ne geçecek. 
Boynuna madalyamı takacaklar?
Âferin mi alacaksın? 
■Sabrının ve Akıl ayarlarınla oynayanların tuzağına düşme.

Güçlü insan güreştiğinde insanları yenen değil, öfkelendiği zaman öfkesini yenen kimsedir.
(Ebû Dâvud, Edep, 3)

Gerçek pehlivan öfkelendiği zaman
nefsine hâkim olabilen kimsedir.
(Müslim, "Birr" 30)

Allah katında; Allâh'ın rızâsını gözeterek öfkesini yenmesinden daha büyük
sevâbı olan bir davranış yoktur.
(İbn Mâce, Zühd, 18)

SABIR
Gönlün sessiz duâsıdır.
Allah gönlümüze ferahlık versin.

Hiçbir zaman üslubunu ve

Efendiliğini bozma...
En büyük ağalık;) EFENDİLİKTİR.
Öfke yalnız kendine zarar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur
Bir anlık öfke hayâtınızı mahvede bilir.
Öfkede-Derin nefes eğzersizi yap.

Öfke uzun sürdüğünde beyin zehirli kimyâsalları salgılamaya devam edeceğinden damarlar büzülür ve hipertansiyon oluşur. Enerji kaynakları kana karışarak kolesterol
ve şekerin yükselmesine sebep olabilir. 

Öfke karaciğeri,
Üzüntü akciğeri ve mideyi,
Stres kalp ve Beyni,
Korku böbrekleri yorar.
Bunlar vücutta artınca
organ hasta olur.
{ İBN-İ SİNA }

Öfke Nedir?
Öfke
; Başkasının hatâsı için,
kendimize verdiğimiz CEZÂDIR.

Başka birini kırarak kendini tâmir edemezsin. Bazı şeyler kalbinizi kırar ama gözünüzü de açar. Allâh'a güvenin sabredin. 

Bir kimsenin öfkeli hâlini görmeden
ahlâkına güvenme.
(Hz Ömer r.a)

İnsanlar birbirlerini tanışırken değil,
Tartışma esnâsında tanırlar.
İnsanları tanışırken değil,
Tartışırken tanırsınız. Çünkü,
Öfke saklanan kişiliği ortaya çıkarır...

Sana kızdığı halde, bir kötülükte bulunmayan insanı kendine arkadaş edin, çünkü
öfke insanın huyunu
gerçek yüzünü ortaya çıkarır.
(Hz Ali r.a)

Sizi üzmemek için,
Kendini üzen insanları sevin.

Sabırlı insanın öfkesinden sakının.

Sessiz insanlardan korkun.
Bir insanın sessiz sâkin durduğuna
bakıp damarına basmayın.
Mayınlarda sessizdir.
Tâki üzerine basana kadar.

Susan insanı ezik sanmayın sakın...
Ezikler bu ülkenin ümîdidir.
Geleceğidir. Dünyâyı ezikler, iyiler merhâmetliler müslümanlar
kurtarır kurtaracak.
{Hâfız Muammer Kaddâfi}

Terâzi var tartı var...
Her şeyin bir vakti var.

Nerden vurursa vursun hayat 
diz çökersem nâmerdim 
Çaba bizim hüküm Allâh'ın.

Çabuk sinirlenen insanların kıymetini bilin. Onlar hemen kızar, bağırıp çağırır, sinirden elleri titrer... Ama aleyhinizde kalplerinde hiç bir kötülük olmaz. Onların en kötü planları anlık sinirlenmeleridir. Çabuk sinirlenen insanlar genellikle en vicdanlı ve
içten dosttur.

Tartışsanız bile kısa bir süre sonra hiçbir şey olmamış gibi davrana bilen insanlar
olsun hayâtınızda.
Sevginin hırstan ve kibirden 
üstün oluşunu seviyorum. 

Özür dilerim çok sinirliydim 
O an ağzıma ne gelirse söyledim;
SİGMUND FREUD Diyor ki;
Sinirliyken söylenmiş her kelime,
daha önceden Sâkinken defalarca düşünülmüştür.

Düşünmeden konuşmak
nişan almadan ateş etmeye benzer. 

Düşünmeden konuşmanın cezâsı,

Konuştuktan sonra düşünmeye
mahkum olmaktır.
(Hz Ali r.a) 

(Haddini ve Kendini Bil)

Öfkeli birisine veyâ Panik olan birisine,
Öfkelenme, “Panik yapma”dediğinizde
daha fazla Öfkelenip,
daha fazla panik olacaktır.
Bunun yerine 
SÂKİN OL* demek
daha uygundur...

Öfkelenme sâkin ol. 
Sinirlerine hâkim ol.
Öfke şeytandandır.
Affedici ol.

Öfke kötü bir arkadaştır.
Kusur ve çirkinlikleri açığa çıkarır.
İnsanı kötülüğe yakınlaştırıp
iyilikten uzaklaştırır.

Hiddet ve kin, hakikatleri
Gören gözleri kör eder.
(Hacı Bayram-ı Veli k.s)

Şehvet hırsı ve öfke, 
İnsanın gözünü kör eder. 

Geçici öfkelerimizle kalıcı aptallıklar yaparız, ismini de 'Kusura bakma' koyarız. 
Haddini ve Kendini bil. 
Çiçek öldükten sonra su verilmez. 

Şeytana ve Öfkene itaat edersen
Ahlâkını kaybedersin.
Ahlâkını kaybeden
yıkılır gider. 

Allah, sizin tövbenizi kabul etmek istiyor.
Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar.
(Nîsâ, 27. Âyet Cüz 5)

Stresli insanlar,
zihinlerini kontrol edemezler.

Öfke sarhoşluktur,
Öfke gelince akıl gider.
Abdest alınca,
Eüzü billâhi mineş-şeydânir-racîm. Bismillahirrahmanirrahim. 
Besmele çekince öfke diner.
Vesvese veren şeytan yok olup
defolup gider.
Besmelesiz insanı,
Şeytan vesvese ile
Kötü düşünce ile doldurur. 
Abdest al. Ayakta isen otur.
Oturuyorsan yat. (Yada sus,
cevap vermeden dışarı çık)
Yada camları aç evi havalandır...

Öfke, kontrol edilmesi gereken
bir duygudur. Günümüzde,
bedeli ödenemeyecek,
telâfisi zor nice üzücü olaylar,
öfke neticesinde ortaya çıkmaktadır.

Nice aile yuvalarının yıkılmasına, dostluk, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin bozulmasına öfke sebep olmaktadır.

Öfkeliyken veya çok mutluyken bir karar vermeyin. Vereceğiniz en iyi kararlar
Sağlam ve net bir kafa ile verilir. 

Sevinçli ânında kimseye vaatte bulunma.
Öfkeli ânında kimseye cevap verme.
Öfke şeytandandır.
Öfkede ölü gibi ol.

Öfkeli ânınıza sabır gösterirseniz,
Yüzlerce üzüntülü günden kurtulursunuz.

Kızgınlıkta bir an sabırlı olursan,
Yüz günlük pişmanlıktan kurtulursun.

Kızgınken cevap verme.
Mektup yazma, Telefon açma.
Mesaj yazma. 

Seni üzen biri için üzülme.
Sen kendi kendini yerken
Onlar evde çekirdek çıtlıyor
Eğleniyorlar.

Hiç insan öldürmediği halde, 
Bir kâtilden daha câni insanlar gördüm, 
Umudumuzu öldürenleri gördüm. 

Bâzen, herşey darma dağın oluyormuş gibi görünürken, aslında taşlar yerine oturuyor olabilir. 

Kimsenin lafına sözüne takılmayın.
Sizin hayâtınızı bir gün bile yaşamamış insanların lafına takılıp hayâtınızı
kendinize ve size değer veren
insanlara zehir etmeyin.
Hayâtınızı o insanlar için yaşamayın.
Tatlı ekmeginize zehir katmayın.

Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler,
insanları affedenlerdir.
Allah iyilik edenleri sever.
(Âl-i İmrân Sûresi, 134. Âyet Cüz: 4)
(ayrıca:135.136.137.138.139.141.
ayetlere bak)


Öfkelendigin zaman sözünü tutarak söyle. Öfkenin evveli delilik,
Sonu pişmanlıktır rezilliktir. 

Öfke
gelir, göz kararır;
Öfke gider yüz kızarır.
Kişi sinirlendiği zaman gözü hiçbir şey görmez, öfkeyle bağırıp çağırır, karşısındakine her türlü kırıcı sözü söyler, hatta imkan bulursa fiziksel
şiddet bile uygular.
Öfkesi geçince de yaptıklarından, söylediklerinden utanır,
bu nedenle yüzü kızarır.
(Ata Sözü)

Öfke rüzgar gibidir,
Bir süre sonra diner.
ama bir çok dal kırılmıştır bile.
(Hz Mevlana)

Söz ağızdan çıkana kadar senin esîrindir.
Ağızdan çıktıktan sonra,
Sen onun esîri olursun.

Sözünü tartmadan söyleyen,
Aldığı cevaptan incinmesin.

Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez. Fakat söyleyeceği her şeyi düşünür.
Dilin düşüncenden önce hareket etmesin.
■ Düşünme demek,
   Hâfıza yoklama demek.

Düşünmeden konuşmak,
Nişan almadan ateş etmeye benzer.

Ne kadar öfkelenip kırılsanız da, Aslâ düşünmeden konuşmayın hareket etmeyin. İntikam almayın, Kötü davranmayın ve
Zarar vermeyin.
Bunlar kaybedenler içindir;
ERDEMLİ OLGUN İNSANLAR SÂDECE
SINIR KOYAR VE UZAKLAŞIR. 

Dinlemesini bilmeyen insanlarla iletişim kurulmaz. Dinlemezsen, anlayamazsın,
öğrenemezsin, Bilgi sâhibi olamazsın.
Doğru cevap veremezsin. 
İnsanlarla konuşurken beni
Dinliyormusun? Anlıyormusun
Anlamakmı istemiyorsun?
demeliyiz karşımızdaki insana.
Dikkat etmemiz gerekir.
Az ve öz konuş.
Uzun konuşanı kısa dinle.
Çok konuşan insanlara dikkat et...
Çok konuşan çok hatâ yapar. 

Kalbi katılaştıran ve insanları mahveden şeyler: Öfke, şehvet, mal hırsı,
çok konuşmak. çok uyumak,
çok yemek.

İnsan dünyâyı zapteder ama
dilini zabdedemez.

Dili korumak, Altını ve Gümüşü
korumaktan daha zordur.

Dilsiz dilini tutmayandan
çok daha üstündür. 

İnsan konuşunca akıllımı, delimi,
olğunmu câhilmi, dilinden belli olur.

İnsan Olan Tartışırken Bile
Saygısını Korur. Diline hâkim ol.
İnsan kalbi bir sandıktır.
Dudaklar onun kilidi,
Dil ise anahtarıdır,
İnsana o anahtarı
iyi muhâfaza etmek düşer.

Öfkenizi sizi seven insanlardan çıkarmayın, Çünkü sevilmek herkese nasip olmuyor.

Sizi seven, size değer veren insanları kendinizden soğutmayın, Tiksindirmeyin kendinizden soğutacak söz ve
davranışlardan sakının.

Tanıdığın veyâ tanımadığın 
YANLIŞ insana duyduğun öfkeyi,
Tanıdığın en DOĞRU insana kusma. Başkasına olan öfkeni sevdiklerinden 
çıkarma. Kötüleri affeden,
iyilere cezâ verir.

Şüphesiz insan aç gözlü, tezcanlı çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokunduğu zaman hırslanır.
(Me'âriç Süresi, 19-20. Âyetler)

Seni KIŞKIRTÂRAK TAHRİK ederek
kontrolü ele geçirmek isteyenlere karşı
sâkin kalabiliyorsan gerçek anlamda güçlüsündür.
Öfke başkalarının eline koz vermektir.
Sâkinlik ise kontrolün sende olduğunu gösterir. 

Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu;
Sabır, musîbetin ilk ânında gösterilirse sabırdır.
(Buhâri, Cenâiz, 31;
Müslim, Cenâiz, 14-15)

Ateşle, ateş söndürülmez,
Ateşi su söndürür dolayısıyla
Öfkeliyken biriniz susun sabırlı olun,         
Biriniz sabırlı olursa,
Öteki doğru yola gelir.

Öfke tutuşturulmuş ateş gibidir,
Öfkenin ateşi önce sâhibini yakar,
Sonra kıvılcımı düşmana
ya varır, ya varmaz.
(Sâdi Şirazi)

Öfkene hâkim ol, Sinirlenme,
Affedici ol. Öfke şeytandandır.
(Araf, 199. Ali- İmrân, 134)

Öfke, Fireni patlamış araba gibidir.
Nereye çarpıp duracağı belli olmaz.
Güzel söz söyle, Sâkin ol.
Sesine ve sözüne hâkim ol.
(Nisa, 86 Nur, 27 Lokman, 19 Bakara, 263)

Acısıyla, tatlısıyla ömür yolculuğunu birlikte geçirdiğimiz ailemizin sevdiklerimizin değerini bilelim eşimize, evlatlarımıza
karşı nâzik olalım.
öfkeyle kalkıp zararla oturmayalım. incitmeyelim, incinmeyelim. ailemize ve herkese karşı merhâmeti ve fazîleti kendimize şiar edinelim. 

Küsmeden veda edin sevdiklerinize, 
Fırtınalar koparmadan,  
Kimsenin kalbini kırmadan,  
Nefret dolu sözler sarf etmeden,  
Yaralar açmadan uzaklaşın Ve, Sizi terk edenlere nazikçe "eyvallah" deyin, Çünkü bilirim, "giden gider, gittiği gün biter."

Ve yine bilirim, "Kalan kalmıştır;
ömrünüz var mı ki,
Bir daha görüp
özür dileyecek kadar.

Geçmişin ile ilgili anne babanı birilerini aileni suçluyorsan sen olgunluğa kemâle  erememişsin demektir.
Hatâ kusur üzerinde durma.
Hatâ kusurları yüze vurma. 
Israr etme. Baskı yapma,
Baskı yapmak, Zulümdür,
Cinâyettir, Haramdır. 
Baskı ve Şiddet insanlık suçudur. 
{Başkalarını suçlamak yerine
kendini eğit geliştir, yetiştir.
İletişim kitapları okuyarak}

Ailene Öfkelenip Zarar Verme.
Kim zarar verirse,
Allah'ta ona zarar verir.

Kim insanlara güçlük çıkarırsa,
Allah da ona güçlük çıkarır.
(Ebû Dâvud,  kada, 31)
Hor görme.
Hoş gör ki, Hoş görülesin.

(İbn-i Hanbel, 1/249)
İnsan-ı hor gören
Cenneti zor görür. 

Seversen, Sevilirsin,
Affedersen, Affedilirsin.
Değer verirsen, Değerli olursun.
Arkanızdan sövdürmeyeceksiniz,
Küstürmeyeceksiniz.
Bedduâ ettirmeyeceksiniz.
Bedduâ büyüdür.

Eşiniz kızgın iken,
Siz sâkin olun.

Biriniz ateş iken,
Diğeriniz su olun.

(Hz Ömer r.a)

Birinin mâsum mu, yoksa suçlu mu
olduğunu anlamak istiyorsan,
sâkinleşmesini bekle.

Mâsum biri sâkinleştiğinde;
açıklama yapar.
Suçlu biri ise; sessiz kalır.

İstediğin kadar bağır, çağır. 
Susan birini yenemezsin.
Sessizlik güçtür. 
Güçlü Olmayı Öğrenin! 
Kişisel Güç İçin
Karanlık Psikoloji! 

Eğer Birgün AĞIR Konuşursam
Sustuklarıma Sayarsın. 

Dilinin keskin tarafını,
Sana konuşmayı öğretene
(ANNENE)(Babana)(Hocana)

Sevdiklerine karşı kullanma.

"Biz Müslümanız Elhamdülillâh"

Ailede huzursuzluğun sebebi değil,
mutluluğun ve güvenin teminâtı olalım.
Eşinizi ve İşinizi ihmal etmeyin.

Eğer yalnız mutlu değilsen,
Kimseyle de mutlu olamazsın..
Mutluluk insanın içinden gelir,
İnsanlardan değil...

İnsanı huzursuz eden günahlardır.
Mutlu huzurlu eden
İbâdetler ve îmânıdır.

Kişinin kim olduğunu bilmek istersen, Arkadaşlarına ve Ailesine sor..
Kişi alışverişte, yolculukta, yemekte ve kavgada nasıl bir insan olduğu belli olur. 

Hayat bu; İyisiyle kötüsüyle yaşanacak!
Biz bu dünyâda sâdece misâfiriz.
Bunun ne kadar farkındayız.

Önemli olan, herşeyin farkına vardıktan sonra öğrendiklerimizdir.

Bugünkü aklım olsa dün yaptıklarımı yapmazdım boş bir önermedir.
Çünkü dün yaptıklarınızı yapmasaydınız bugünkü aklınız olmazdı.

Yanlış yapmassan,
Doğruyu nasıl öğreneceksin.

Başarıya giden yol ancak ve ancak
hatalarla ilerlenilebilen bir yoldur.
Hiç hatâ yapmayan insan.
Hiç bir şey yapmıyan insandır.

Hatâ bir kez yapılır,
ikincisi tercihtir.
 

Allâhım! Öfkenden rızana;
cezandan affına sığınırım.
Senden yine sana sığınırım.
Sana övgüyü saymakla bitiremem.
Sen kendini nasıl övdüysen öylesin.
(Müslim, "Salât" 222)

Tecrübeli biriyle yapılan tek bir sohbet
Yıllarca aldığın eğitimden daha değerlidir. 

Bir
gün Mustafa Efendi’nin tekkesine medrese tahsili görmüş bir kişi geldi. Şeyhin yanına oturdu.
Şeyh Efendi, sükut hâlindeydi.

Beklemekten sıkıldı.

-Efendi, böyle sükut etmek yerine burada toplanan insanlara sohbet etseniz ve onlara islamdan bir şeyler öğretseniz daha iyi olmaz mı?

Mustafa Efendi, hiç cevap vermedi.

Adam kızıp çıkıp gitti. Olayı izleyen müritlerinden biri:-Efendim, adam sizi azarlar gibi konuştu. Niye cevap vermediniz? deyince Mustafa Efendi: Sükutumu anlamayan
Sözümü hiç anlamaz, diyerek
sükut hâlini kavramanın önemine
işâret etmiştir.

Bir kişinin hâli,
Bin kişinin sözünden
daha güzeldir daha tesirlidir.
Hal ile öğüt veren,
Söz ile öğüt verenden daha iyidir.
Söz ile verilen öğüt kulağa, 

hal ile verilen öğüt kalbe yönelir. 
(Gümüşhane- Şiranlı Mustafa Efendi ks)

Gerek yok her sözü af ile beyâna
Bir bakış, Bin söz eder,
Bakıştan anlayana. 

Gözler var, Sözleri anlatır, 

Sözler var, Gözleri ağlatır.    

Nazım Hikmet'in Dediği Gibi;
Konuşmayı severim fakat herkesle değil.
Sevdiğim biriyle saatlerce konuşabilirim ama sevmediğim biri olunca ağzımı bıçak açmıyor. Susmakda bir konuşma biçimidir.

Boş Lüzumsuz Konuşmak Gümüşse,
Susmak Altındır. En iyi cevap susmak'tır.
Ben konuşmaktan daha çok susmayı ve
dinlemeyi seviyorum s
usmak ilaç'tır.

İnsanlara, ya hayırla yaklaş konuş;)
Ya hayırla sus uzaklaş;)
Sözlerini kişiselleştirme.
İnsanların bedeni, malı, nâmusu kaderi hakkında konuşmaktan ve yorum yapmaktan uzak durun.

Söyleyecek çok sözüm olsada,
Sükut yakışır dilime
O yüzden herşeyi havâle ettim
En iyi bilen Rabbime.

Ehl-i hâl olmayan, ne bilir hâlden?
Bilgisiz, duygusuz, anlayışsız kuldan?
Ölülerin mezar taşı makbuldür...

Biri Bir Ortamda Canınızı Sıkarsa: 
Cevap vermeyin. muhâtap olmayın, 
Görmezden gelin, O hiç yokmuş gibi davranın. Güvenin bana,
Sessizlik herkesi mahveder.

Mutlumu Olmak İstiyorsun
Mutluyken söz verme.
Kızğınken cevap verme.
Üzgünken karar verme.
Her arkandan konuşana kulak asma
Meyve veren ağaç taşlanır.
Meyvesiz ağaca kimse taş atmaz.

Her söz veren sözünü tutar sanma
Her tanıştığın insanı kendin gibi bilme.
Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme. Bir insana haketmediği değeri vermek zulümdür.
Zâlimin yanında olan, Zâlimdir.

Mutsuz edeni değil,
Huzur vereni seç.
Seni çekemeyenlere gül geç.

Küçük şeylere takılırsan
Büyük  insan olamazsın.
Yaşın değil, yaşadıkların öğretir
sana hayâtı.
Şerefli olduktan sonra
her yaş güzeldir.
Kadına yaşı,
Erkeğe maâş sorulmaz.
Mahremdir özeldir.

Namazdâyken kalbini,
Yemekteyken mideni
Başkasının evinde gözünü.
Toplumda dilini koru.
Hiç birşey bilmiyorsan haddini bil.

Hastalık yoktur, Hasta haddini bilmeyen,
Seviye sınır bilmeyen yılışık insan vardır.
Cana yakın ol ama yılışık olma.

Kötü insan yoktur. Hoca terbiyesi,
Aile terbiyesi almamış, kendini eğitmemiş eğitememiş, eğitimsiz, kültürsüz, saygısız,
kaba merhâmetsiz, empati yapmayan kötü düşünceli insan vardır.
Kötü birinden insanlık beklemek aptallıktır.
Kötülüğünün dokunmadığı biri senden sebepsizce nefret ediyorsa
Seni çekemediğindendir.
Yada kuyruğuna basmıştırsın.

Dünyâ kötülere bırakılmayacak kadar güzel ve sen içindeki dünyayla güzelsin.
Sağlık ve huzurumuz için dikkat edelim...

Üç şeyden kork;
Allah'tan, Nefsinden, 
Allah'tan korkmayandan.
(Muhiddin İbni Arabi)
Allah'tan korkan huzurlu olur. 
{Yâni Allâh'ın sevgisini kaybetmekten}

Kork Allah'tan korkmayandan.
Allah'tan korkan kimse,
Öfkesinin peşine düşüp
İntikam peşinde koşmaz ve
Her istediğini yapmaz.
(Hz Ömer r.a)
 
Üç
Çeşit İnsandan Kork
Dağdan inme, Dinden dönme (mürdet) Sonradan görme.
(Necip Fazıl Kısakürek)

Sonradan görmeler acımasız vicdansız merhâmetsiz olurlar.
Acırsan acınacak duruma düşersin.
Acıttılar ama acımadılar.

Dostunu Görmek İstersen Oğul;
Darda gör, Zorda gör, Kavgada gör,
Hele bir de menfaatine dokun da gör.
Ey Rabbimdostunda merhâmetlisini nasip et. Dostluğumuz dâim olsun.
İnsanlığımız her gün olsun.

İnsanlarla anlaya bilecekleri seviyede konuş. Herkesle sınırın mesâfen olsun.
İnsanın, Sınırlarını bilmesi,
Sınırlarını koruması ve
Sınırlarını aşmaması gerekir.
Hayranım hem haddini,
Hem rabbini bilenlere.

İnsan hep bilmediğinden değil ya,
Bâzen de bildiğinden susar,
Edep, bilir susar. Sabır bilir susar
Saygı bilir susar. Bâzen de anlayanı
olmadığını bilir susar.

Sen kalp kırmamak için susarsın,
O kendini haklı zanneder.

Bâzı suallerin cevabı sûküttur: 
Ya cevabın zamanı değildir
ya da muhâtap cevâba lâyık değildir!
(Derviş Celâl er Rühâvî)

Sevgili Peygamber Efendimizin Hz Muhammed Mustafâ Sallallâhu Aleyhi Vesellem: Sâdece sözün değil sükûtun da bir değerinin olduğunu, Sözü de sükûtu da yerli yerinde kullanmak gerektiğini öğretmiştir Nebî (s.a.s) Her değerli susuş aslında peygamber tavsiyesidir.
Eğer ağzımızdan şer çıkacaksa,
sözlerimiz işiteni incitecekse, yaralayacaksa, karalayacaksa susmak daha hayırlı. Ağzımızdan çıkan her bir kelime ile yalandan, iftirâdan köprüler inşâ edeceksek, sözlerimiz kîni nefreti besleyecekse, susmak daha hayırlı.
Her bir sözümüz rûz-i mahşerde ete kemiğe bürünüp karşımıza dikildiğinde,
Hiçbirini görmeye cesâret edemeyeceksek susmak daha hayırlı.

Konuşmaktan çok susmaya önem ver;
Kalbinde sâkinlik, Ruhun da dinçlik olacak...

Allah, yarattıklarına dâima yumuşak davranır ve yumuşak davranılmasını sever, şiddet ve kabalık karşılığında vermediğini nezâket ve ağırbaşlılık karşılığında verir.
(Ebû Dâvud, Edep, 11)

Ya helal konuş, ya sus.
Sözlerini kişiselleştirme.
İnsanlara, Ya hayırla yaklaş konuş.
Ya hayırla sus uzaklaş. 
Peygamber Efendimiz Buyuruyor ki;
Allah'a inanan, îmân eden,
Ya hayır söylesin, Yada sussun.
(Ebû, Dâvud, Edeb, 122,123)
(Buhârî, Rikâk, 23; Müslim, Îman, 74)

Konuştuğu kelimelerin hesâbını vereceğini düşünen kimse çok az konuşur,
Sâdece lüzumlu sözler söyler.
(Ömer bin Abdülaziz)

Siz ne yaparsanız yaptıklarınızı
kaydeden yazan melekler vardır.

İki melek insanın sağından ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadır.
(Kaf, 50/17)

Diline sâhip ol.
Dil insanı rezilde eder,
Vezirde eder. 
Dil insanı cennetede götürür cehennemede.

Akıl fukarâ olunca,
Dil ukalâ olurmuş.
Dil küçük, Belâsı büyüktür.
Dilinle söylediklerini,
Kafanlan çekersin.

Laf yetiştirmekten,
Kendini yetiştirmeyi unutmuş
insanlar var bu toplumda.

Video Dinle
https://fb.watch/o0R-XC2_DU/?mibextid=2Rb1fB


❤️ ❤️ ♥️

Ey inanan îman edenler!
Siz kendinizden sorumlusunuz.
Siz doğru yolda olduğunuz müddetçe delâlete düşmüş kimseler size
aslâ zarar veremez.
(Mâide Sûresi, 5/105. Âyet)

Sorumluluk sâhibi kişi, her dâim görev bilinciyle yaşar. Hayâta olaylara ve
kâinâta ibret nazarıyla bakar.

Terbiyesiz, terbiyesizliğini aslâ bırakmaz.
Sorumsuz, terbiyesiz vatandaş.        

Doğru yolda yürürsen
GÜL olursun
Yanlış yolda yürürsen KÜL olursun. 

Allâh'ım! Senden hidâyet, takva,
(sorumluluk bilinci) iffet ve
(gönül) zenginliği isterim.
(Müslim, "Zikir",72)

Rabbimizin sakın kendinizi kusursuz görmeye kalkışmayın! Çünkü Allah kendine karşı gelmekten sakınanları
en iyi bilendir.
(Necm Sûresi, 53/32)

Rabbimiz, Kitabı okuyup durduğunuz halde Kendinizi unutup iyiliği başkalarına mı emrediyorsunuz?
Aklınızı kullanmıyor musunuz?
(Bakara Suresi, 2/44)

Onlar hâlâ Kur’an’ı düşünüp anlamaya çalışmıyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkası tarafından (indirilmiş) olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulurlardı.
(Nisa, 4/82)

Biz, bu Kitab’ı kullarımızdan seçtiklerimize mîras olarak bahşettik: onlardan bâzısı (günaha dalıp) kendilerine zulmeder; bazısı [doğru ile yanlış arasında] bir yol izler, bir kısmı da Allâh’ın izniyle hayırlı işlerde başı çekenlerden olur:
İşte bu en büyük fazîlettir!
(Fatır, 35/32)

Sana bu Kitab’ı, her şey için bir açıklama, Müslümanlara bir rehber, bir rahmet kaynağı ve bir müjde olarak indirdik.
(Nahl, 16/89)

Gerçekten bu Kur’an, en doğru yola iletir ve iyi işler yapan mü’minlere büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
(İsra, 17/9)

Âlemlere bir uyarıcı olsun diye kuluna Furkan’ı (yani hakkı batıldan ayıran Kur’an’ı) indiren Allah yücelerin yücesidir.
(Furkan, 25/1)

Kendilerine indirileni insanlara açıklayasın diye sana Kuran'ı Kerim'i indirdik.
(Nahl, 16/44)

İşte bunun için sen çağrına devam et ve emrolunduğun gibi doğru çizgini sürdür.
Onların arzularına uyma ve şöyle de:
Ben Allah’ın indirdiği bütün kitaplara iman ettim ve bana aranızda âdil davranmam emredildi.
Allah bizim de rabbimiz, sizin de rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size.
Sizinle bizim aramızda mesele yok.
Allah hepimizi bir araya getirecektir.
Dönüş ancak O’nadır.”
(Şûrâ, 15. Âyet Cüz: 25)

Şüphesiz “Rabbimiz Allah’tır” deyip de, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: “Korkmayın, üzülmeyin, size (dünyada iken) va’dedilmekte olan cennetle sevinin!(Fussilet, 30)

Bu Kur'an, ayetlerini iyiden iyiye düşünsünler, tam akıl sâhipleri ibret alsınlar diye sana indirdiğimiz feyz kaynağı bir kitaptır.
(Sad, 38/29)

Resûl’üm de ki: “Ey insanlar!
Şüphesiz ben, Allâh’ın hepinize gönderdiği Peygamber’iyim.
O Allah ki, yer ve göklerin hükümranlığı O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. Şu hâlde Allah’a bir de O’na ve sözlerine inanan Resûl’üne, o ümmî (okuması yazması olmayan) Peygamber’e iman edin ve
ona uyun ki doğru yolu bulasınız.
(A’râf, 7/158)

Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin. Eğer yüz çevirirseniz, bilin ki elçimize düşen sâdece apaçık bir tebliğdir.
(Teğâbun Sûresi, 12. Âyet Cüz: 28)

Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.
(Yâsin Sûresi, 17. Âyet Cüz: 23)

Rabbine çağır.
(Kasas, 28/87)

Ey Muhammed! Rabbinin yoluna,
hikmetle, güzel öğütle çağır...
(Nahl, 16/125)

İyilik ve takva (Allâh'a karşı gelmekten sakınma) üzere yardımlaşın...
(Mâide, 5/2) 

Sizden, hayra çağıran
bir topluluk bulunsun.
(Al-i İmran Suresi, 3/104)

Allâh'ın en sevdiği şey:
Hakkı tavsiye etmek.
Tebliğ etmek.
(Fussilet Süresi, 33. Âyet)

Ey Peygamber Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan,
O'nun elçiliğini yapmamış olursun...
(Maide 5/67)

Bu Kur’an, bütün insanlığa yöneltilen açık bir mesaj, Allah’a karşı gelmekten sakınanları da doğru yola götüren
bir rehber ve öğüttür.
(Al-i İmrân Sûresi, 3/138)

Peygamberler Yalnızca Hakkı Söylemezdi, Yanlışıda Söylerdi.

Yanlışı söylemek,
Yanlış değil hatırlatmaktır.

Kişiye hatâsını söylemezsen,
Kabahâtini hüner sanır.

Gerçek dost yanlış yaptığında seni uyaran, Sonrasında ise koruyan kişidir.
Yaptığın yanlışı herkese duyuran değil.

Sâlih kimse insanların kabahatlerini başkalarına anlatmamalı açıklamamalıdır.
Müslüman örten olmalıdır.

Müslüman, Doğruya doğru,
Yanlışa yanlış deme cesâretini bulamıyorsa Allah'tan değil,
Kul'dan korkuyordur.

Dürüst olmaktan korkma, 
Kaybedeceğin en fazla
yanlış insanlar olur.

Yalakalara tahammül eden Arkadaşlarımız doğru söyleyen Düzgün insanlara Niye tahammül edemiyorlar. Bu yalakaların yalaka olduğunu bile bile her gün oturup kalkıyorlar Ama her yerde Yalakaya tahammül ediyorsun. İşini iyi bilen, işini doğru yapmaya çalışan dürüst adam eleştirisine Niye tahammül edemiyorsun. O, senin kötülüğünü düşünse senin yüzüne eleştirir mi?
Hep söylerim dost yüzüne karşı yerer. arkadan över. Düşman yüzüne karşı över.
arkadan yerer. ■Senin olmadığın yerde,
Seni savunanlar, Gerçek dostlarındır.

İyi insanlara, rast gelesin.
İyi bir insanın, Şerefli bir insanın,
Dostu da olur. Düşmanıda olur.
Sinsîce düşmanlarım çok ama
dostlarım daha çok. 

وَاِنَّهُ لَذِكْرٌ لَكَ وَلِقَوْمِكَۚ وَسَوْفَ تُسْـَٔلُونَ
Şüphesiz bu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.
(Zuhruf Sûresi 44. Âyet Cüz: 25)

بَلْ هُوَ قُرْاٰنٌ مَج۪يدٌۙ
O Şerefli bir Kur'ân'dır.
(Buruc Süresi, 21. Âyet)

Kur'an ile öğüt ver.
(Kâf, 45. Âyet) 

Kur'an, âlemler için ancak bir öğüttür.
(Kalem Suresi, 52. Âyet Cüz: 29)

وَذَكِّرْ فَاِنَّ الذِّكْرٰى تَنْفَعُ الْمُؤْمِن۪ينَ
Doğrusu öğüt inananlara fayda verir.
(Zâriyât Sûresi, 55. Âyet)

Eğer öğüt fayda verirse.
Allâh'a Saygısı olan öğüt alacak
emrine uyacaktır.
(Al'a Sûresi, 9-10. Âyet)

Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola ilemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O, doğru yola gelecekleri daha iyi bilir.
(Kasas, 56. Âyet Cüz: 20)

Ne güzel demiş Hz Ömer r.a;
Vallâhi doğruyu söylemekten 
Dostum kalmadı.

Doğru yolu göstermek
Allâh'a aittir.
Yolun eğrisi de vardır.
Allah dileseydi,
Hepinizi doğru yola iletirdi.
(Nahl Sûresi, 9. Âyet Cüz: 14)

Allah, Esenlik yurduna çağırır ve
Dilediğini doğru yola iletir.
(Yunus, 25. Âyet Cüz: 11)

Bu (Kur'an) İnsanlar için bir açıklama,
Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için bir hidâyet ve bir öğüttür
.
(Âl-i İmrân, 3/138)
(Hâkka Süresi, 48. Âyet Cüz: 29)

Fakat var düşünüp öğüt alan?
İşledikleri her şey ise
kitaplarda kayıtlıdır.
Küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır. Şüphesiz Allah'a karşı gelmekten sakınanlar cennetlerde,
ırmak başlarındadırlar.
(Kamer Suresi, 51.52.53.54. Âyet Cüz: 27)

De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sâhipleri öğüt alırlar.
(Zümer Süresi, 9. Âyet)

Bildiğimizle amel etmezsek,
İ
nandırıcı olamayız.
Söylediğimizi yaşamamız lâzım.

Verdiğin nasihatın sana faydâsı yoksa başkasına anlatma. 

İnsanın yapmadığı şeyi söylemesi
nasihat değildir, Ahkam kesmektir.

Şüphesiz ALLAH insanlara çok
şefkatli ve çok merhâmetlidir.
(Bakara Suresi, 143 bk)
Peygamberleri size örnek olsun diye
önder yaptık.
Müslüman olarak asıl görevimiz tebliğ ve Temsildir. Yâni
iyi örnek olmaktır. Peygamberimiz.
söz ve davranışlarıyla insanlara
örnek ve önder olmuş ve takdirlerini gönüllülerini kazanmıştır. 

Doğru sözler karşısında yapılacak
en iyi hareket, bir kenara çekilip
sessizce dinlemektir.


Sen güzellikle sözünü söylersin
Ârif olan ders alır,
Câhil olan tavır.
{Hacı Bektaş Veli}

Çok kimse öğüt dinler ama
Yalnız akıllılar bundan faydalanır.

Söz dinlemeyen insanlar.
Sözlerinin dinlenilmesini istiyorlar.
Sözümü tutmayanı gözüm tutmuyor.
Seven insan sevdiğinin sözünü dinler.
Dinlemezsen beni, 
Bende dinlemem seni.

Kalbi temiz olanlara benim sözlerim tésir eder. Alıcıları Kuvvetli olduğu için.
Kalbi kötülere sözlerim tésir etmez.
Çünkü kalpleri çürük alıcıları zayıf.

Eğer insanlar sizi dinlemiyorsa 
Onlarla konuşmayı bırakın.

Eğer bir insan seni dinlemiyorsa o insanın sana karşı saygısı, sevgisi
ve güveni yok demektir. 

Nasihatin fayda vermesi için
Dinleyenin, <anlayışına bağlıdır!...

Bâzı sözlerin muhâtabı kulaklar değil, kalplerdir. DUYMUYORSA zorlama.

Gerçekleri gözün görmüyorsa
Ben ne yapayım.
Gözün körse ben seni aydınlatamam.

Sık sık verilen aynı öğütten sıkılma.
Çünkü bir çiviyi çaka bilmek için
defâlarca vurmak gerek.

TOPLUMDA verilen öğüt,
Öğüt değil hakârettir.
(Öğüt verirken, Usul, 
Üslup ve zaman çok önemli.


Nasihat eden insanın sözünü dinle.
Nasihat eden insan,
Seni seviyor demektir.

Nasihat tesir eder insana
Nasihat tutmayanı musîbet tutar.
Bir musibet, Bin nasihattan iyidir
...

İyi niyet ve samîmiyetle söylenen her 
söz yapılan her iş ibâdettir.
Geçim ehli olmak ibâdettir.
İnsanların ayıplarını kusurlarını
örtmek ibâdettir.
İnsanların sana nasıl davranmasını istiyorsan sende onlara öyle davran.
Sen iyi sen herkes iyidir.
(İbn-i Hanbel, VI, 384)

Nasihat etmeyen kimselerde hayır yoktur. Nasihat edenleri sevmeyenlerde de hayır yoktur.
(Hz Ömer r.a)

Hayır söyleyen kar eder,

Kötü konuşan günahkar olur.

Diline hâkim olmayan pişman olur.

Dilini tut pişman olma.

Ağzını tut şişman olma.

İstişare et Pişmân olma

İnsanlara karşı güler yüzlü ve
Doğru sözlü olanı herkes sever.
Sözü tatlı söyle. katı kaba sert söyleme çok zaman sus tefekkür et o zaman
dilin belâsından kurtulursun.
Gönlün dili susmaktır. 

Güneş ülkeleri aydınlatır,
Sözler milleti.
(Cemil Meriç)

Edebiyatsız millet,
Dilsiz insan gibidir. 
(Nâmık Kemal)

Sözünüzü ister gizleyin,
İster açığa vurun;
Bilin ki O, kalplerin içindekini bilmektedir.
(Mülk, 67/13)

Az sözle çok şey ifâde etmek,
konuşma sanatının önemli inceliklerindendir.

İnsanların en mükemmeli olan
Hz Muhammed Mustafa sav...
Bana sözün özü
(cevâmiu'l-kelim verildi...
buyurmuştur 
(Müslim, Mesacid, 5) 

Yâni Resulullah az sözle çok mânâ ifâde edecek şekilde konuşurdu.
Onun mübârek ağzından hikmetli
sözler dökülürdü.
Mesalâ: Ameller niyetlere göredir.
(Buhari, Bed'ül-vahy, 1)

Konuşulan söz muhâtabı tarafından anlaşılmazsa sözün güzel olmasının
bir anlamı yoktur.

Özlü konuşmak ise hem güzel hem de muhâtabın anlayabileceği şekilde konuşmaktır. Senin anlattıkların karşındakinin anlayacağı kadardır.

İşte insanların en üstünü olan Resûlüllahın sözleri de üstündü. Resulullahın konuşması, onu dinleyen herkesin anlayabileceği şekilde açıktı.
(Ebü Dâvüd, Edep, 18)


❤️ ❤️ ❤️ 

يَٓا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ
لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْؕ
اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَمٖيعاً فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ 
Ey inanan iman edenler! Siz kendi sorumluluklarınıza dikkat edin.
Siz doğru gittiğiniz takdirde yanlış yola sapanlar size zarar veremez.
Hepinizin dönüşü Allah’adır ve
yapmakta olduğunuz her şeyi
o zaman Allah size bildirecektir.
(Maide Suresi, 105. Âyet)

Ey inanan îman edenler!
Allah'a karşı gelmekten sakının
ve doğrularla berâber olun.
(Tevbe Suresi, 119. Âyet cüz: 11)

İnsan iyi niyetli olursa.
Allâh ona doğru yolu gösterir.

Allah doğruluktan ayırmasın
Herkesin gönlüne göre versin.
Allah'a inandım de,
sonra da dosdoğru ol.
(Müslim İman, 62)

Dost ol, Doğru ol.
Doğru yol ancak Allâh'ın yoludur.

Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor:
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.
Berâberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adâlet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.
(Hûd Süresi, 112)
Allah, Güvenilir olanları sever.
Yüce dinimiz İslam, istikamet üzere, dosdoğru bir ömür geçirmemiz için bizlere gönderilmiştir.
Yüce Rabbimiz, niyet ve inancımızda,
söz ve davra- nışlarımızda doğru ve dürüst olmamızı emretmiştir.
Bununla birlikte İslam, yalanı ve yalana götüren her türlü davranışı asla tasvip etmez.
Şaka bile olsa yalan söylemeyi,
insanları eğlendirmek için dahi yalan konuşmayı hoş karşılamaz.
Doğruluk, imanın özü,
müminin şiarıdır.
Yalan, toplumun huzurunu bozan, insanları birbirine düşüren
kötü bir hastalıktır.
Doğruluk, güveni tesis eder,
Sevgi ve saygıyı kalıcı kılar.
Doğruluk, mal ve mülkü hayırlı kılar. Yalanla kazanılan maldan hayır gören yoktur. Kalbimizi doğruluğun merkezi kılalım. Özümüz ve sözümüz doğru, davranış ve tavırlarımız tutarlı olsun. Unutmayalım ki sözü doğru olanın işi doğru olur. İşi doğru olanın kalbi doğru olur. Kalbi doğru olanın dîni doğru olur. Dîni doğru olanın varacağı yer ise
ancak cennettir. 

İslam dîni berrak saf temiz bir dindir.
■Allâh'ın emirlerine yerine getirmek GERİCİLİK değil, İSLÂM'İ kuraldır. 

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّام۪ينَ بِالْقِسْطِ شُهَدَٓاءَ لِلّٰهِ
وَلَوْ عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ
 
اَوِ الْوَالِدَيْنِ وَالْاَقْرَب۪ينَۚ
اِنْ يَكُنْ غَنِيًّا اَوْ فَق۪يرًا

Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şâhitlik yapârak adâleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın)
Çünkü Allah ikisine de daha yakındır.
(Onları sizden çok kayırır.)
Öyle ise adâleti yerine getirmede nefsinize uymayın.
Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
(Nîsa Süresi, 135. Âyet)

Hadis-i şerifte ise Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz, doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında sıddîk olarak tescillenir. Yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında yalancı olarak tescillenir.
(Buhârî, Edep, 69)

Yüce dinimiz islam, istikâmet üzere,
dosdoğru bir ömür geçirmemiz için bizlere gönderilmiştir.
Yüce Rabbimiz, niyet ve inancımızda,
söz ve davranışlarımızda doğru ve dürüst olmamızı emretmiştir. Bununla birlikte İslam, yalanı ve yalana götüren her türlü davranışı aslâ tasvip etmez.
Şaka bile olsa yalan söylemeyi,
insanları eğlendirmek için dâhi
yalan konuşmayı hoş karşılamaz.

Doğruluk, imanın özü, müminin şiârıdır.
Yalan, toplumun huzurunu bozan, insanları birbirine düşüren
kötü bir hastalıktır.
Doğruluk, ailede güveni tesis eder,
Sevgi ve saygıyı kalıcı kılar.       
Bin bir emekle kurulan yuvaları
dağıtan ise bir yalandır.
▪︎ Doğruluk, ticâretin bereketi;
  Yalan ise felâketidir.

Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddıklar ve şehitlerle berâberdir.
(Tirmizî, Büyû’, 4.)

Doğruluk, mal ve mülkü hayırlı kılar.        Yalanla kazanılan maldan hayır gören yoktur. Maalesef, günümüzde yalanın
en çok ve en hızlı yayıldığı yerlerin başında sosyal mecralar gelmektedir. Oysaki gerçek âlemde haram olan yalan, sanal âlemde de haramdır.
Hakikat dünyamızdan kopmadan,
sanal ortamlara mahkûm olmadan sosyal medyada doğruluğu hâkim kılmak da
biz müminlere düşen bir vazifedir. Duyduğumuz her haberi araştırmadan paylaşmak, bilerek veya bilmeden yalanın yayılmasına sebebiyet vermek, büyük bir vebaldir.
Peygamberimiz (s.a.s)
Her duyduğunu söylemesi kişiye
yalan olarak yeter buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Eden, 80)

Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun. 
(Tevbe, 119) Evet, doğruluk önemlidir.
Ancak bundan da önemlisi doğru kimselerle berâber olmaktır.
Zira Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in
dikkatlerimizi çektiği şu sözü
çok önemlidir:
“Kişi dostunun dini üzerinedir. 
(Tirmizî, Zühd, 45.)
Öyleyse geliniz, hem sosyal hayatta
hem de sanal âlemde arkadaşlarımızı doğru kimselerden seçelim.
Kalbimizi doğruluğun merkezi kılalım. Özümüz ve sözümüz doğru, davranış
ve tavırlarımız tutarlı olsun.
Unutmayalım ki sözü doğru olanın
işi doğru olur.
İşi doğru olanın, kalbi doğru olur.
Kalbi doğru olanın dîni doğru olur.
Dini doğru olanın varacağı yer ise
ancak cennettir. Ey iman edenler!
Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın.
Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza
pişman olursunuz.
(Hucurât
, 49/6)

Komşusu zararlarından emin olmadıkça
kişi cennete giremez.
(Ahmed b. Hanbel, III, 198)

Bir kimsenin kıldığı namaza,
Tuttuğu oruca bakmayınız!
Konuştuğunda doğru söylüyor mu,
Kendisine bir şey emânet edildiğinde emânete riâyet ediyor mu,
dünyaya meylettiği zaman helâl,
haram gözetiyor mu, ona bakınız.
(Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ,VI, 288;
Şuab, IV, 230, 326

Şüphe yok ki ben, tövbe edip inanan ve sâlih ameller işleyen, sonra da doğru yol üzere devam eden kimse için
son derece affediciyim.
(Tâ- Süresi, 82. Âyet)

Şüphesiz Rabbimiz Allah'tır deyip sonra da dosdoğru olanlara hiçbir korku yoktur, Onlar üzülmeyecekler de.
Onlar cennetliklerdir.
Yapmakta olduklarına karşılık,
Orada sürekli kalacaklardır.
(Ahkâf Süresi, 13-14. Âyet Cüz: 26)

Haklı isen korkma hak seni korur.
(Hz Ali r.a)

Sen doğru yolda olda,
Varsın sanan eğri sansın;
Sen kendini bildiğin sürece,
Doğru insansın.
(Yunus Emre)

Allah, kimi doğru yola iletirse,
odur doğru yolu bulan.
Kimleri de saptırırsa, işte onlar,
ziyâna uğrayanların ta kendileridir.
(Â'râf Süresi, 178. Âyet Cüz: 9)

Öyle bir zaman gelecek ki,
doğru söyleyenler yalanlanacak,
yalancılar ise doğrulanacak.
Güvenilir kimseler hâin sayılacak,
hâinlere güvenilecek.
(Hz Muhammed Mustafa sav)

Her söylediğin doğru olacak ama
Her doğruyu her yer söylemeyeceksin.
(Hz Ali r.a)

Doğru söz işine gelmeyenin zoruna gider.
Sana düşman olur.
Doğrular yanlış insana batar.

Seni ölüme götürsede,
Doğrudan aslâ şaşmayacaksın.

Doğru insana yalan söylemek
Sâdece aptalların işidir.

Yalanlarla yürürseniz istediğiniz yere gidersiniz. Ama Aslâ geri dönemezsiniz. 

Sahtekarlığı [Yalanı] artık bir alışkanlık yaşam meslek hâline getirmiş insanlar.
Âhir zamandayız.

Yanlışı alkışlıyorsan,
Fikrin yoktur.
Eğri ile doğruyu ayıramıyorsa
Aklın yoktur.
Yalana sâhip çıkıyorsan,
Ahlâkın yoktur.             

Ruhu yalanla beslenen insana,
doğru zehir gibi gelir.

İyilik yap. Kimse hatırlamaz.
Bi yanlış yap, kimse unutmaz. 

Yaptığını küçümseyen,
Yapmadığını büyütür
Yalan söyler.

Yalanı yalancı ile,
yanlışı câhille sakın tartışma.
(Zaman kaybetme)(Enerjini tüketme)
Çünkü yalancıya gerçeği,
câhile doğruyu anlatamazsın"

Başına bir iş geliyorsa hak yolundaysan bil ki yolun doğru demektir.

Dostun kadar düşmanında varsa 

Bil ki sen doğru yoldasın demektir. 

Çünkü bu Kuran'a herkes tâbi değil. 

Kuran'da herkese aynı şifâ'yı vermiyor. 

Sen Allah yolunda gidiyorsan bil ki 

Dostun da olacak, düşmanın da olacak.

Hiç düşmanın yoksa bilki tehlike var sende. Demekki herkese göre kıvırabiliyorsun. Dümdüzsen birilerine batacak senin düzlüğünlüğün.

Doğru olsam ok gibi yabana atarlar beni,
Eğri olsam yay gibi elde tutarlar beni,
Hiç keder elem etme boş yere mâtem etme, Düşmanlarını tanı uzak dur sitem etme. Ne fakiri aç gördüm, ne zengini tok.
Hedefine varır elbet, doğru ok.
Yolu doğru olanın, Yükü ağır olur.
Îmânı büyük olanın, 
İmtihanı ağır olur.

Dürüst olduğun için kaybede bilirsin ama Yalan söyleyip utanmaktan iyidir.

İnsanı
insan yapan ağzından çıkan sözdürSöz bir kantar, Gün gelir senide tartarDoğru söylersen şerefin artar,
Yalan söylersen ocağın batar

Doğru söz yemin istemez.
Doğru da olsa yemin etme.
Doğruların yardımcısı Allah'tır.

Yemin edenin,
yemînine inanmak,
Farz'dır.

Yalan söyleyenler,
Doğru söyleyenlere inanmazlar.

Senin doğru söylediğine inanan birine
yalan söylemen, En büyük hâinliktir.
şakada olsa yalan söyleme.

Yalanı yalancı ile.
Yanlışı Câhille sakın tartışma.
Çünkü yalancıya gerçeği,
Câhile doğruyu anlatamazsın...

İçini terbiye etmemiş dile
kelepçe vuramazsın...

Yalanı kitap etmiş insana
doğruyu anlatamazsın. 
 
1. Yalandan sonra Tüm gerçekler şüphelidir. 2. Yalandan sonra
Tüm şüpheler gerçektir.
UNUTMA Balık yemle insan
Yeminle kandırılır. 

Müslüman kardeşini tahrik etme.
Mü'min kardeşinle münakaşa etme,
Onun hoşuna gitmeyecek şakalar yapma ve Ona yerine getiremeyeceğin
bir söz verme.
{Müslim Birr, 58}

Îdam edilecek bir adam Hz Ömer'e yâ ömer bana üç gün izin ver ailemi ziyaret edeyim haber vereyim dedi ve
Hz Ömer adama izin verdi.
Adam üç gün sonra geldi.
Hz Ömer Adama sordu neden geldin
be adam korkmuyormusun
îdam edileceksin.
Ömer İslam zarar görmesin.
Müslümanlar söz verdiğinde sözünde durmuyorlar demesinler diye geldim dedi ve Hz Ömer r.a O, Adamı affetti
îdam olmaktan kurtardı.

Şu hayatta tek pişmanlığım,
Yanlış insanlar için yaptığım doğrular...

Söz verirken acele etme
çünkü söz nâmustur.
(Hz Ali r.a)

Sözünüzü yerine getiriniz;
Zîra verdiğiniz sözden mesülsunuz.
(İsrâ Sûresi, 17/34)

Onlar yeminlerini kalkan yapıp insanları Allâh'ın dîninden alıkoydular.
Bunun için Onlara alçaltıcı bir azap vardır. Onların malları da, evlatları da, Allah'a karşı kendilerine bir yarar sağlamayacaktır Onlar, cehennemliklerdir.
Onlar orada ebedî kalacaklardır.
(Mücadele Sûresi, 16-17. Âyet Cüz: 28)

Yeminlerinizi aranızda hile ve fesat sebebi yapmayın. Allah yolundan sapmanız sebebiyle kötü azabı tadarsınız. Âhirette de sizin için büyük bir azap vardır. Allah'a verdiğiniz sözü az bir karşılığa değişmeyin. Eğer bilirseniz, şüphesiz Allah katında olan sizin için daha hayırlıdır.
(Nahl, 94. 95. Âyet Cüz: 14)

Ey inanan îman edenler!
Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz.
Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz,
Allâh katında büyük gazab getiren bir iştir.(Saff, 2-3. Âyetler)

Kişinin Temizlemeye en çok ihtiyaç duyduğu şey dilidir.
(Hz Ömer r.a

 Ne Güzel Söz Söylemiş 
 Hünkar Hacı Bektaş Veli
 Eline, Diline, Beline, Sâhip Ol.

ELİNE sâhip ol. Yâni hırsızlık yapma
Harama el uzatma.

DİLİNE sâhip ol. Yâni yalan söyleme,         
Kötü söz söyleme, Kalp kırma

BELİNE sâhip ol. Yâni Zinâ yapma nâmusun ve şerefin için yaşa. 

Rasul-Ekrem (sas.) Kim dilini ve cinsel organını kötülükten korumayı bana garanti ederse ben de ona cenneti garanti ederim, buyurmuştur.
(Buhârî, "Rikak" 23)

Şirk' koşmaktan sonra gelen en büyük günah, dilencilik ve zinâ'dır.
Kıyâmet gününde Allâh'ın huzuruna yüzünün derisi soyulmuş olarak
kan revan içinde çıkacak.

■■ 
İnsanlar Gençlikte Şehvetin,
Yaşlılıkta Şöhretin Esîri Olur.

Şehvet hırsı, mal, makam hırsı ve
öfke insanın gözünü kör eder.
Deliden daha beter eder.

Zinâya yaklaşmayın,
çünkü O' son derece
çirkin bir iştir ve
çok kötü bir yoldur.
(İsrâ, 17/32)
(Ayrıca Konuyla İlgili:
(Neml Süresi, 55. Âyet Cüz: 19)
(Ankebut, 29. Âyet Cüz: 20)
Nur Sûresi'ne Bakınız)

Zinâ Allâh'ın açıkça haram kıldığı çirkin bir fiil ve büyük bir günahtır.
Bu menfur davranışın aile çevrelerine taşınması, aynı zamanda korkunç bir ahlâkî yozlaşma ve toplumsal felâkettir.
İnsanlık dışı bir davranıştır.

Zinâ hastalıktır,
Pisliktir. Rezilliktir. 
Zinâ insanı rezil eder,
Fuhuş insanı mahveder,
İnsanlığını elinden alır.
Fakirlik getirir.
Ömrü kısa olur.
Âhirette, A
llâh'ın öfkesiyle karşılanır.

Evlenirsen bunlardan kurtulursun.
İffetine
 iffet katarsın.
Bekarlık Sultanlık değildir.
Doğru evlilik yapmak Sultanlıktır.

> Onlar, Allah ile beraber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere,
Allah'ın haram kıldığı cana kıymayan ve zinâ etmeyen kimselerdir.
Kim bunları yaparsa ağır azaba uğrar.
> Kıyamet günü onun azabı kat kat artırılır ve horlanmış olarak orada
ebedi kalır.
> Ancak tövbe edip de inanan ve
sâlih amel işleyenler başka.
Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayandır,
çok merhamet edendir.
> Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte o, Allah'a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner.
(Furkan Sûresi, 68.69.70.71.
Âyetler Cüz: 19)

Allah, Sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar. 
(Nîsâ, 27. Âyet Cüz: 5)
Allah, Zinâ edenlere,
Tövbe nasip etsin.

ZİNANIN ÇEŞİTLERİ
Peygamber Efendimiz Buyuruyor ki: Yatak Zinâsı: İlişkiye girmek. 
El Zinâsı: Tokalaşmak.
Dil ve Kulak Zinâsı:
Şehvetli şeyler konuşmak ve Dinlemek.
Göz Zinâsı: Şehvetli bakmak.
Kalp Zinâsı: Şehvetli şeyleri düşünmek. 
Ayak Zinâsı: Zinâ yapılacak yerlere gitmek. 

Helal varken haram'a gitmeyelim.
Üç günlük dünya için 
Âhiretimiz'i yakmayalım.
Bize kalmayacak dünyâ için
çok yorulduk.
Herkes yakıştığı yerdedir. 
Allah'a yakınsan Allah sevgisini sana verir. Kötülüğe harama yakınsan,
Allah onu sana verir. 

Dîni yaşamazsan nefis ağır gelir. 

Şeytan seni kullanır.

Nikahsız beraberlik bir Fuhuştur.  

Rezilliktir Kötülüktür Hastalıktır. 

Cinsellik olmasa AİLE olmaz.
Cinsellik bir ihtiyaçtır. 

İnsan vücuduna ve
Nesle hiyânettir ZİNÂ

ZİNÂ yapanların dünyâ ve âhirette
Başına gelecek olan belâlar ve Hastalıklar. Yüzünün nuru gider.

Yüzünden nerdeyse anlaşılacak hâle gelir. Allâh'ın verdiği o güzellik ve nur artık görünmez olur. Fakirlik getirir. Geçimini ve Huzurunu bozar.
Ömrünün bereketini giderir.
Allâh'ın rahmeti, şefaati gider.
Rabbimiz lânetlediği için ömrü
bereketsiz hâle gelir.

■Bir ülkede ZULÜM ve ZİNÂ
çoğalırsa, [zelzele] Deprem ile 
imtihan eder Allah. 

■Sokaklarda yatak odası kıyâfetiyle dolaşan her kadın Sapıktır.


■Sokakta yan gözle baktırmadığın eşine SOSYAL MEDYA DA doya doya bakıyorlar, HABERİN OLSUN!

Kadınların koku sürerek sokağa çıkması câiz değildir. O kokuyu başka adama hissettirirse sanki ZİNÂ etmiş gibidir buyuruyor Peygamber Efendimiz.
Bazı kitaplarda gusül abdesti alması gerekir.

Zinâ edenlerin avretlerinin kokusu, bütûn cehennem halkına ezâ verir.{Hadis-i Şerif; Bezzar}

■Helâlin değilse helak olursun. 

■Bizim milletimiz boğazına ve 
Uçkuruna düşkün. 
Kafa sâdece belden aşağı çalışıyor. 

Allâh'ım! Sen bizleri
haram kıldıklarından koru.

Râhman'ın kulları, yeryüzünde vakar
ve tevâzu ile yürüyen kimselerdir.

Câhiller onlara laf attıkları zaman,
"selam! der geçerler.
Onlar, Rablerine secde ederek ve kıyamda durarak geceleyenlerdir.

Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azâbını uzaklaştır, gerçekten onun azâbı sürekli bir helâktır. Şüphesiz, ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır orası.
Onlar, harcadıklarında ne israf
ne de cimrilik edenlerdir.

Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır. Onlar, Allah ile berâber başka bir ilâha kulluk etmeyen, haksız yere, Allah'ın Haram kıldığı CANA kıymayan ve ZİNÂ etmeyen kimselerdir. Kim bunları yaparsa ağır azâba uğrar. Kıyâmet günü onun azâbı kat kat artırılır ve horlanmış olarak orada ebedî kalır.

Ancak, Tövbe edip de inanan ve sâlip amel işleyenler başka. Allah işte onların kötülüklerini iyiliklere çevirir.

Allah çok bağışlayandır,
çok merhâmet edendir.

Kim de tövbe eder ve sâlih amel işlerse işte o, Allah'a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner. Onlar, yalana şahitlik etmeyen, Faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve
hoşgörü ile geçip gidenlerdir.

Onlar, kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığı zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler. Onlar, Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allâh'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle. diyenlerdir. İşte onlar, sabretmelerine karşılık cennetin yüksek makamlarıyla mükâfatlandırılacaklar ve orada esenlik dileği ve selâmla karşılanacaklardır.

Orada ebedî kalırlar. Orası ne güzel bir durak ve ne güzel bir konaktır!

(Ey Muhammed!) De ki: Duânız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!
Siz yalanladınız. Öyle ise azap
yakanızı bırakmayacak.
(Furkan Sûresi, 63.64.65.66.67.68.69. 70.71.72.73.74.75.76.77. Âyet Cüz: 19)

İtibârınıza iyi bakın, 
Zîra sizden çok fazla yaşayacak..

Beş dakikalık zevkiniz için,
Kendi itibârınızı ve
Rabbiniz ile ilişkinizi bitirmeyin.
Allâh'ım bizi azanlardan eyleme.
Biz peygamber değiliz.
Melek değiliz insanız.
Âciz ve beşeriz.
Bizi affet, Bizi bağışla,
Bize acı.

Siz başka bir kadına bakarken,
başka bir adam da sizin kine bakıyor.
Sahip olduklarınızın kıymetini bilmeyi öğrenin. Kendi namusunu bilen
elin namusuna bakmaz.

Evleneceğin kızın" Geçmişi senin için önemliyse, Başka kızların geleceğine Dokunamayacaksınız.!!
(Yazışmakta aldatmaktır.)
Başkasını aldatan senide aldatır.
Yuva yıkanın yuvası olmaz. 

■Nâmehrem kadına/erkeğe dokunmak

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
Yemin ederim ki, kişinin başına demirden bir şişin, bir çivinin çakılması, yabancı bir kadına dokunmasından
daha hafif kalır.

(Mecmau'z-Zevaid, 4/326/h.no: 7718) 
Hayâtın sırrı nedir? " ÖLÇÜ "
Ölçüsündeyse her şey güzel.
■Allah katında KUL, insanlar arasında MAKBUL olmak istersen; Haddini bil.
Allâh'ım karşımıza haddini, kendini ve edebini bilen güzel insanlar çıkarsın.(Âmîn)

Allah, sizin tövbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar.
(Nîsâ, 27. Cüz: 5)

HZ MUHAMMED'İN DUÂ'SI
Ey kalplere yön veren Allahım!
Kalbimi senin dînin üzere sabit kıl!
(Tirmizî, “Kader”, 7, “Daavât”, 89, 124;
İbn Mâce, “Duâ”, 2)

Allah'ım! Senden; doğru bir kalp,
Doğru söyleyen bir dil ve 
Dosdoğru bir ahlak istiyorum
(Hâkim, Müstedrek, 1, 688)

Allâh'ın ismine sığınıyor ve
Allâh'a tevekkül ediyorum.
Allâh'ım, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan kaymaktan ve kaydırılmış olmaktan haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım.
(Tirmizî, "Deâvât" 35;
Ebû Dâvud, Edeb, 112)

Rabbimiz! Bizi doğru yola eriştirdikten sonra kalplerimizi saptırma,
bize tarafından bir rahmet bağışla.
Hiç kuşku yok, lütfu bol olan yalnız sensin. Rabbimiz Muhakkak sen insanları geleceğinde asla şüphe olmayan bir günde toplayacaksın.
Şüphesiz Allah sözünden dönmez.
(Âl-i İmrân Sûresi, 8 ve 9. Ayet)

Rabbim! Gireceğim yere doğrulukla girmemi sağla, çıkacağım yerden de doğrulukla çıkmamı nasip et ve benim için kendi katından yardım edici bir kuvvet ver.
(İsrâ, 17/80)

فَاِنَّهُمْ عَدُوٌّ ل۪ٓي اِلَّا رَبَّ الْعَالَم۪ينَۙ

اَلَّذ۪ي خَلَقَن۪ي فَهُوَ يَهْد۪ينِۙ

وَالَّذ۪ي هُوَ يُطْعِمُن۪ي وَيَسْق۪ينِۙ

وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ

وَالَّذ۪ي يُم۪يتُن۪ي ثُمَّ يُحْي۪ينِۙ

وَالَّذ۪ٓي اَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ ل۪ي خَط۪ٓيـَٔت۪ي يَوْمَ الدّ۪ينِۜ

رَبِّ هَبْ ل۪ي حُكْمًا وَاَلْحِقْن۪ي بِالصَّالِح۪ينَۙ

وَاجْعَلْ ل۪ي لِسَانَ صِدْقٍ فِي الْاٰخِر۪ينَۙ
وَاجْعَلْن۪ي مِنْ وَرَثَةِ جَنَّةِ النَّع۪يمِۙ

Âlemlerin rabbi olan Allâh dostumdur.
Beni yaratan da,
doğru yola eriştiren de O'dur.
Beni yediren de, içiren de O'dur.
Hasta olduğumda bana şifâ veren odur.
Beni öldürecek, sonra da diriltecek O'dur.
Âhiret gününde hatâlarımı bağışlamasını umduğum O'dur. Rabbim! Bana ilim ve hikmet ver; beni sâlihler iyi kullarının arasına kat.
Bana, arkamdan hayırla anılmayı nasip et. Rabbim! Beni Naîm cennetinin varislerinden eyle.
Şu'arâ, 77-78-79-80-81-82-83-84-85. Âyet)
(İbrahim Aleyhisselam'ın Duâsı)

وَزَكَرِيَّٓا اِذْ نَادٰى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْن۪ي
فَرْدًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْوَارِث۪ينَۚ
Rabbim! Beni yalnız başıma bırakma,
Sen vârislerin en hayırlısısın.
Her şey sonunda senindir.
(Enbiyâ Süresi, 21/89)
(Zekeriya Aleyhisselam'ın Duâsı) 


❤️.  ❤️.  ❤️.  ❤️ . 
■ELİNDE KUR'AN, DİLİNDE YALAN.
■MÜSLÜMANA NE HARAM YAKIŞIR,
NE YALAN.

■HER YALAN BİR YILANDIR.

Yalan insanın ruhunu öldürür.
Ruhu öldürmek, bedeni öldürmekten daha büyük bir cinâyettir. 

Yaptığın iyilikler
sana geri dönecektir. 

Yaptığın kötülükler de
sana geri dönecektir.

Başkasına yaptığın iyiliği,
kendine yaptığın iyilik olarak bil. Başkasına yaptığın kötülükleri de kendine yaptığın kötülük olarak bil.
{Başına bir şey geldiğinde kendini SORGULA{

Herşeyi Allah görüyor
Melekler yazıyor.
Ömür bitiyor.

Her günahkar,
Allah nezdinde hesâba çekilip, 
Cehennemde yanacaktır.
Özellikle yalancı ve iftirâcılar. 

Cömertliğin sonu Saâdet,
Yalancılığın sonu Rezâlet,
Doğruluğun sonu Selâmettir.

Yalan söylemekte hırsızlıktır.
Başkasını gerçeği öğrenme
hakkını çalmış olursun. 

قَوْلَ ٱلزُّورِ
Yalan sözden kaçının.
(Hac
Sûresi, 30. Âyet)

Doğru insana yalan söylemek
sâdece aptalların işidir.

Allah Resulü (s.a.s) insanları yalandan ve ona götürebilecek her türlü davranıştan sakındırmıştır.

Peygamberimizin en çok
nefret ettiği huy yalandır.
(Beyhaki-Sahihtir)

Doğruluk, gönle huzur verir;
Yalan ise insanın kalbinde
endişe ve ızdırâba sebep olur.
(Tirmizî, Kıyâmet, 60)

Ey îman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki,
Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.
Kim Allah'a ve Resûlüne itaat ederse,
muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.
(Ahzâb Sûresi, 70, 71. Âyet Cüz: 22)

Yalanı basit görüyoruz ama
büyük günahtır.
Allah büyük dediyse
bizde büyük görmeliyiz...

Ben kolay kolay yalan söylemem,
Faydalıysa söylerim,
Faydasızsa söylemem.

Ruhu yalanla beslenen
İNSANA
Doğru zehir gibi gelir... 

Yalan ruha,
Yabancı bir zehirdir. 

Süte su karıştı,
Sonra söze yalan, 
Mideye haram,
İşte orada bozuldu 
İNSAN...

Lokma bozuldu mu?
KAN bozuluyor...

KAN bozuldun mu?
KALP bozuluyor. 
Kalp bozulunca insan bozuluyor.
Helala, Harama dikkat etmeyen
insanın yediği, içtiği ZEHİRDİR.

Harama dikkat et.
Hayırsız evlat sebebidir.
Bereketsiz mal sebebidir.
Kalıcı hastalık sebebidir.
Huzurun kaçma sebebidir.
Kalbi karartır.
Sinir ve asabiyete sebep olur.

Haram, Haramdır,
Herkes yapıyor olsada! 
Helal, Helaldir,
Tek sen yapıyor olsanda!


Haram ve Yalan Çok Tehlikeli.
Helal kazanmak farzlardan önce farz.
Allah, Ticâreti helal, Fâizi haram kıldı.
Şükür ve Teşekkür,
Helal kazanç 

İnsana Enerji verir.
Huzur verir.

Yalan Söyleyenden Uzak Durun 
Yalan söyleyen insan tehlikelidir.
Yalancı, Dolandırıcı, Sahtekarlara.....
Sizi üzenlere ve kullananlara karşı güçlü durun. Zorba insanları iyi tanıyın!
Kendinizi ezdirmeyin.
Sen müsâde ettiğin için,
Onlar seni eziyor.
Sen farkında değilsin.


Mükâfığın üç alâmeti vardır:
Konuşunca yalan söyler,
Söz verince sözünde durmaz ve
Kendisine bir şey emânet edilince
ona hiyânet eder.
(Buhâri, Îman, 24)

Resûl-i Ekrem (s.a.s) ahdine vefâ gösterir,
Verdiği sözü muhakkak yerine getirirdi.
Bir Hadîs-i Şerif'inde ahde vefânın önemini şöyle anlatmıştı:
Emânete riâyet etmeyenin îmânı olgunlaşmamıştır; ahde vefâ göstermeyenin ise dini kemâle ermemiştir.
(İbn Hanbel, III, 134)

Siz bana kendinizden altı şeyi garanti edin, ben de size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin.
Söz verdiğinizde (sözünüzü)
yerine getirin.
Size bir şey emânet edildiğinde emânete
ona riâyet edin. Namusunuzu koruyun.
Gözlerinizi (haramdan) sakının.
Ellerinizi ( kötülüklerden) çekin.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, V,323)

Bin doğru yapsan da,
Bir yanlışını konuşur insanlar.
Doğruya değil, Yalana daha çabuk
inanır insanlar. Yalan çabuk yayılır.

Bir deli kuyuya taş atar 
Kırk akıllı çıkaramaz.

(Yâni Anlamı;) Çekemeyen, kıskanç,
küs bir insan laf çıkarır,
Herkes araştırmadan ona inânır.

Bir akıllı kuyuya taş atmış
40 deli çıkaramamış.

40 tane deli olursa,
Bir akıllı onları idâre eder. 

Rasûlullah s.a.v şöyle buyurdu:
Kişiye, yalan olarak,
her duyduğunu anlatması yeter!
(Müslim, Mukaddime, 5)

Helâlinden olduğu sürece evinide alırsın arabanıda alırsın bu normal. 


Haram yeme, Yalan ve
kötü söz söyleme,
Kötü gözle kimseye bakma.

Yalan dünya arsızındır.
Cehennem hırsızındır.

Yalan rızkı azaltır.
Yalancının yalanını,
Allah ortaya çıkartır.
Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Yalancıda şeref olmaz.
(Hz Ali r.a)

At yalanını, Seveyim inananı.
Yalanın olduğu bir yerde
huzur olmaz, güven olmaz. 

Bir yalan,
Altı 
doğruyu götürür
İyilik. Güven. Sadakat.
Huzur. Saygı, Sevgi

Bir yalandan sonra
Tüm gerçekler şüpheli hâle gelir.
Şüphe gerçekleri ortaya çıkartır. 

Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür.
İyilik de Cennet’e götürür.
Kişi doğru söyleye söyleye sıddık
(doğru sözlü) diye yazılır.
Yalancılık kötüye götürür.
Kötülük de Cehennem’e götürür.
Kişi yalan söyleye söyleye kezzâb
(çok yalancı) diye yazılır.
(Buhârî, Edeb, 69; Müslim, “Birr”,103, 104)(İbn, Mâce Mukaddime, 7)

وَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُكَذِّب۪ينَ الضَّٓالّ۪ينَۙ فَنُزُلٌ مِّنْحَمِيمٍ
Ama haktan sapan yalancılardan ise,
işte ona da kaynar sudan bir
ziyâfet vardır.
(Hadîd Süresi, 92. 93. Ayet)

Şüpheli seyleri bırak,
Şüphe vermeyen şeylere yönel.
Zira doğruluk, gönle huzur,
yalan ise kuşku verir.
(Tirmizî, "Kıyamet60)

Toplum olarak, Millet olarak. 
Yiyoruz haram,
Söylüyoruz yalan.

Uyusak rüyâlar kandırıyor,
Uyansak insanlar kandırıyor. 

■Sorulmayan soruya cevap verme.
Yalancı, yüzsüzlük edip isteyene, dilenene verme.
İstemeyenede, ısrarla yardım etmeye çalışma. İsteyene dilenene verme, tanıdığın Fakirlere ver.
■Sorulan her soruya, CEVAP verme. Cevâbını bildiğin soruyu sorma.
En tehlikeli insan,
Cevâbını bildiği soruları soran insandır.

Yalan söylüyorsun(;)
Eğer sen benim yalan söyleyeceğimi düşünüyorsan sende söyletme.

Yalanını söyleyeceğini bildiğin halde niye soruyon, Yalan söyleyeceğini bile bile sormak günaha ve yalan söylemeye teşviktir. Tövbe gerektirir çünkü günahına ortak oluyorsun.
Allah affetsin. Pişman olacağın
davranışı yapma öğüt verelim. 

Sana güvenen bir insana yalan söyleme.

Sana yalan söyleyen bir insana
aslâ güvenme. 
(Hz Ali r.a) 

Size hep yalan konuşan,
Size saygı duymayan,
Sizi strese sokan, 
Sizi kıran üzen umursamayan,
Sizi sürekli eleştiren, 
Sizi hep küçük gören,
Arkanızdan iş çevirip yüzünüze gülen,
İki yüzlü karaktersiz insanları bırakın.

Beni mahveden şey; bana yalan söylemiş olman değil, sana bir daha inanmayacak olmamdır.

Ben boşuna birinden soğumam 
ya yalandır, ya da yılan. 

İnsanları tanımak istiyorsan
GÖZ okumayı iyi bileceksin.
Dil yalan konuşur ama
GÖZ ASLÂ. 

Yalan zekâ işidir,
Dürüstlük ise cesâret.
Eğer zekan  yetmiyorsa
yalan söylemeye,
Cesâretini kullanıp
dürüst olmayı dene...

Bana yalan söyleyecek kadar
Kendini kurnaz sanan insan,
Yakalanacak kadar da aptal
Olduğunu bilsin.
Çünkü yalan zekâ işi olsa da,
Doğru insana yalan söylemek
Sâdece aptalların işidir. 

Deliler ve Çocuklar her zaman
doğruyu söylerler.

Doğruluk iyiliktir; yalan kötülüktür.
Doğruluk rahmettir; yalan felâkettir.
Hak doğrulukla yerini bulur;
yalanla zâyi olur.
Doğrulukla kazanılan mal ve
mülk bereketlenir.
Yalanla elde edilen hiçbir şeyde
hayır yoktur. 

Onur ve haysiyet, doğrulukla kalıcı hâle gelir. Allah’ın rızâsına doğrulukla varılır.
Yalanla varılacak yer ise ancak cehennem azâbıdır. Allah katında sözün değeri, hakkı ve hakikati ne derece yansıttığı ile ölçülür. Çünkü söz, kalbin ve gönlün tercümanı özün ve ruhun aynasıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)
Bu konuda ümmetini şöyle uyarmaktadır: Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete iletir. 

Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru’ olarak yazılır. Yalandan sakının! Çünkü yalan insanı kötülüğe, kötülük de cehenneme iletir. Kişi devamlı yalan söyler,
yalan peşinde koşarsa Allah katında ‘yalancı’ olarak yazılır.
(Müslim, Birr, 105)

Yalana alıştırılmış bir topluma
Gerçekleri anlatmaya çalışırsan
En büyük yalancı sen olursun. 

Bir toplumda fitne ateşinin yakılmasına,
fesâdın yayılmasına, dostlukların sona ermesine, mâsumların zarar görmesine ve hakların zâyi olmasına çoğu zaman yalan bir söz sebep olur. 

Ailede güvenin zedelenmesinde, sevgi ve saygının azalmasında, nihâyetinde yuvaların yıkılıp ocakların sönmesinde en büyük sebep yine söze yalan karıştırmaktır. İş hayatında ve ticarette güven ancak doğrulukla kazanılır.
Dürüst bir müessese nihayetinde dünyevî ve uhrevi kâr elde eder.
Toplumu aldatan, hilesini süslü sözlerle örtmeye çalışan ve Bu uğurda yalan yere yemin etmekten kaçınmayan ise her iki cihanda iflas etmeye mahkûmdur.
Söz ve davranışlarıyla ümmeti için en güzel örnek olan Allah Resûlü (s.a.s), yalan konusunda o kadar hassas davranmıştır ki çocuklara yalan söylemeyi hatta yalan söyleyerek şaka yapmayı dahi yasaklamıştır.
Nitekim bir defasında, bir kadının çocuğunu çağırıp, “Gel sana bir şey vereceğim” dediğini işitince ona,
Ne vereceksin?” diye sormuş, 

Hurma” cevabını alınca “Dikkatli ol,
ona bir şey vermemiş olsaydın,
bu senin için bir yalan olarak
yazılacaktır ”buyurmuştur.
(Ebû Dâvud, Edep, 80)

Yalan söylemek ne kadar vebal gerektiren bir davranış ise, duyulan her haberi araştırmadan doğru kabul etmek, bilerek ya da farkında olmadan yalanın yayılmasına sebebiyet vermek de dîni ve ahlaki bakımdan aynı derecede sorumluluk gerektiren bir davranıştır.

Yalana inanmak, gerçeği öğrenmekten
çok daha kolaydır.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizi şöyle uyarmaktadır: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak,
göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur”
(İsrâ, 36. Ayet)(ayrıca) Nîsa, 135. Ayet)

Allah (Celle Celâluhü) dînini düzelten kişinin dünyâsınıda düzeltir.

Müslüman, insanların elinden ve
dilinden emin olduğu kimsedir.
(Tirmizî, “Îmân”, 12)

Bir kişi sürekli yalan söylüyorsa bu onun ahlaksız olduğunu hep aynı yalanları söyleme fırsatı buluyorsa karşındaki kişilerin câhil ve
aptal olduğunu gösterir. 

Yalan Gıybet ve iftirâyı meslek hâline 
aalışkanlık âline getiren
ve günâha düşkün olan
herkesin vay hâline!
Kendisine okunan Allah'ın âyetlerini işitir de,
sonra kibrine yediremeyip büyüklük taslayârak, sanki onları hiç işitmemiş gibi, küstahça inkârında direnir. Onu gâyet acı bir azapla müjdele!

Kimsenin izzet ve şerefine
dil uzatmayalım.
Hak ve hakikatin peşinden gidelim.
Doğruluğu, saygı ve nezaketi kendimize şiar edinelim. Kıyamet günü her bir sözün hesâbının sorulacağını unutmayalım. Gönlümüzü karartan, kalplerimizi kirleten, çoğu zaman da hayatımızı
alt üst eden yalandan sakınalım.
Özümüz ve sözümüz doğru olsun.  
Her günahkâr yalancının vay haline.
(Câsiye Süresi, 7. Âyet Cüz: 25)
(Ayrıca bak, Furkan, 72. Âyet)

Şu fâni dünyâda, Olmuşuz birbirimize düşman, Allâh'ım hepimizi et pişman...

Âhiret azâbından korkanlar için
bunda muhakkak ki, bir ibret vardır.
O, öyle bir gündür ki, bütün insanlar
onun için toplanacaktır ve o,
öyle bir gündür ki,
mutlaka görülecektir.
Ogün gelince Allah'ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onların kimi mutsuz cehennemlik, kimi de mutludur cennetlik.
Rabbin, onların işlerinin karşılığını elbette tamamen verecektir.
O, şüphesiz, onların yaptıklarını bilir.
Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adâlet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görür.
 Zulmedenlere meyletmeyin.
Yoksa size de ateş dokunur.
Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur.
Sonra size yardım da edilmez.
Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru namaz kıl.
Çünkü güzellikler kötülükleri
(günâhları) giderir.
Bu, iyi düşünenlere bir öğüddür.
Sabret! Allah güzel davrananların
mükâfatını zayi etmez.
Sizden önceki nesillerden akıllı ve erdemli kişilerin, zâlimlere karşı ortak bir cephede birleşerek yeryüzünde ahlâkî yozlaşmayı, bozgunculuğu ve
fesadı engellemek için çaba
göstermeleri gerekmez miydi?
Fakat ne yazık ki, bunu yapmadılar. Ancak içlerinden, mücâdeleden asla yılmadıkları için kurtuluşa erdirdiğimiz birkaç küçük topluluk bu görevi hakkıyla yerine getirdi. Zâlimlere gelince, onlar daimtihân amacıyla kendilerine bahşedilen refah ve zenginliğin peşine takıldılar; böylece hem kendilerine, hem insanlığa, hem de Rab’lerine karşısuç işlemiş oldular. Ve bu yüzden azâbı hak ettiler. Bu âkıbet, onların kendi tercihleriydi: Yerin ve göklerin ötesi de Allah'ındır. Her iş Allah'ın onayından geçer. Hep bunu dikkate alarak ona hizmet et. Allah'a güven. Çünkü senin Rabb'in yaptıklarınızı görmemiş olamaz.
Allah, her kimi doğruya erdirmek isterse, onun göğsünü İslâm’a açar. Kimi de saptırmak isterse, onun da göğsünü göğe çıkıyormuşçasına daraltır, sıkar.
Allah, inanmayanlara azap (ve sıkıntıyı)
işte böyle verir.(Hud Suresi, 103-105-
111-112-113-114-115-116-123-125. Âyet)


❤️ ❤️ ❤️
DUÂ
Allah’ım bizleri,
 İslam’ı doğru anlayan,
Doğru yaşayan, kendisine ve çevresine,
Örnek ve önder olan İslam'ı özümseyen
özü sözü bir içi dışı bir samîmi müslüman kullarından eyle.

Allâh'ım bizlere doğru düşünmeyi,
Doğru konuşmayı, Doğru anlamayı,
Doğru yaşamayı nasip eyle.

Allâh'ım yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek söz ve davranışlardan.
Yanlış bilgi vermekten
Kötü söz söylemekten
Kötü örnek olmaktan 
bizleri ailemizi ümmeti Muhammed'i muhâfaza eyle.
(Âmîn)


♥️ ♥️ ♥️ ♥️  ❤️
SELÂM OLSUN

Selâm olsun, İslam’ı yayanlara
Selâm olsun, Allah rızası için
İslam’a hizmet edenlere.

Selam olsun,
Allah’ın ayetlerine inananlara.
(Enam Suresi, 54)

Selam olsun iman edip salih
amel işleyenlere!
(Tevbe Süresi, 9-10. Âyet)

Selam olsun, sabredenlere!
(Rad Sûresi, 24. Âyet)

Selam olsun takva sahiplerine-
Allah’ın sınırlarını koruyanlara!
(Hicr Suresi, 45-46)

Selam olsun, ölümü güzel olanlara!
(Nahl Suresi, 32)

Selam olsun dünyada iken
Allah’a âsi olmayan kullara!
(Meryem Suresi, 14-15)

Selam olsun, anne ve babasına
güzel davrananlara!
(Meryem Sûresi, 32-33)

Selam olsun hidâyete-
Kur’an’a tabi olanlara!
(Taha Sûresi, 47. Âyet)

Selam olsun,
Boş işlerden yüz çevirenlere!
Selam olsun câhillerden yüz çevirenlere!
(Kasas Suresi, 55)

Selam olsun, Ahirette
Rahmana kavuşacaklara!
(Ahzab Süresi, 44. Âyet)

Selam olsun
Ahirette Allah’ın selam
verdiği müminlere!
(Yâsin Sûresi, 58)

Selam olsun, îmâna gelmez
kimselerden yüz çevirenlere!
(Zuhruf Sûresi, 89)

Selam olsun amel defteri
sağdan verilenlere!
(Vakıâ Süresi, 91)

Selâm olsun.
Kalbi ruhu kişiliği güzel
olan dostlara.

Selam olsun 
Gönlü güzel insanlara,
İçinde kin tutmayanlara,
Her şeyi Allah için yapanlara,
Allah için bir araya gelenlere,
Birbirini Allah için sevenlere.
Kaliteli, İyi insanlara,
İyi müslümanlara
Allah yolunda çalışanlara
Selâm olsun.

♥️ ♥️ ♥️ ♥️ ♥️ 
Olumsuz Düşüncelerimize Terapi Gibi Gelecek. Kur'an'dan Şifâlar, Duâlar;
Bu Güzel Bilgilerden 

Sözlerden İstifâde Edelim Faydalanalım.

Bir insan gelecekte ne yapacağını merak ediyorsa*Bugün ne konuştuğuna baksın.

Muhtemeldir ki, bugün en çok konuştuğunuz şey yârının
deneyimi olacak.

Peygamber Efendimizin bir hadisi vardır.
Der ki: Belâ insanın diline bağlıdır..!

Peygamber Efendimiz hasta olan birisini ziyârete gittiğinde hangi duâları ettiğini sormuş, o da; *Allah'tan sabır"*
dilediğini söylemiştir.
Bunun üzerine Peygamber Efendimiz;

(Dünya ve Âhiret için
iyilik güzellik istesene)

*"Musibetimde bana sabır ver"* yerine 

Rabbenâ âtina fiddünyâ hasenetevve
fil âhireti hasenetevve gına azabennâr.
Birahmetiyâ Erhamerrâhimîn.
{Mânâsı: Allâh'ım bize dünyâda iyilik güzellik ver, Ahirette de iyilik güzellik  ver. Bizi cehennem ateşinden azâbından koru. {Duasını neden okumuyorsun? demiş.

Peygamber (s.a.v) yanından geçerken,
Ey Rabbim! Sen'den sabır istiyorum"diye dua eden bir kişiye, Sen Allah'tan bela istemiş oldun. Bunun yerine O'ndan sağlık sıhhat huzur dile* buyurmuş. Olmasını *istemediğiniz* şeyleri dualarınızda dileklerinizde de anmayın!
İstemediğiniz şeyleri sıralamayın.
Sadece OLMASINI İSTEDİĞİNİZ
şeyleri söyleyin.

"Ben Hasta olmak istemiyorum "yerine,
"Elhamdülillah ben sağlıklıyım.

*Öyle ki beyin negatifi algılamaz.

*Söylenen her sözü gerçek kabul eder.*

Mesela siz, *"Unutma"* dediğinizde
onu*"Unut"* olarak alır. 

Onun yerine "AKLINDA TUT " demek daha doğrudur.

Öfkeli birisine veyâ
Panik olan birisine,
Öfkelenme, “Panik yapma”dediğinizde daha fazla öfkelenecek daha fazla 
panik olacaktır.
Bunun yerine
*SÂKİN OL*
demek daha uygundur.

Bu yüzden ne yapmak *istemediğimizi değil, ne istiyorsak onu söylemeliyiz!

Birisi size eğer sizi gördüğünde
*HASTA gibi görünüyorsun"* dediğinde,
Eğer siz buna inanır ve onaylarsanız bu anlaşmayı imzalamış olursunuz ve
çok fazla sürmeden  HASTA
 olacağınıza dâir sizi témin ederim!

Hastalık demişken bazı insanlar var
Hastalıklarına sıkı sıkı sahip çıkan... 

Benim şekerim var!"*
Benim tansiyonum var!"*
BENİM..!!! Benim diyerek siz bu kadar sâhip çıkarsanız o hastalık da
sizi hayatta bırakmaz! 

*Çünkü"Ben" diye başlayan her cümleyi
Bilinçaltı sahiplenir ve
emir kabul eder.

Bâzen de kişi burada kurbanı oynamayı seçer. Hatta bazen bundan hoşlanır bile.. 

Çünkü o hastadır ve çevresinden daha önce görmediği ilgiyi görüyordur.

Farkındalığı olan kişi ise
O noktada bedeninin kendine
verdiği mesaja bakar.

Ve şu soruyu sorar
*"Bilmem gereken şey ne?* 

*Hayatımda neyi değiştirmem gerekiyor?"*

"Neden ben?" değil..

*"Nerede hata yaptım*

*Ve bu hastalıkla bedenim beni uyarıyor?"* demeliyiz.

Büyüklerin çok söylediği bir söz vardır.
Bir şeyi Kırk Kere söylersen olur.
Hiç düşündünüz mü neden acaba? 
Çünkü dil neyi çok söylerse,
Bilinçaltı onu gerçek kabul eder,
Beyin onu gerçekleştirmek için
Harekete geçer.

OLUMLU DÜŞÜNMEK 
OLUMLU KONUŞMAK çok önemlidir.

Olumlu kelimelere odaklanarak ve bunları yansıtarak genel sağlığınızı iyileştirebilir ve beynimizin
işlevselliğini artırabiliriz.

Enerjinizi hangi kelimeler üzerine odaklıyorsunuz?  

*Eğer hayatınızın istediğiniz kadar güzel olmadığını fark ettiyseniz,*

*olumsuz kelimeleri ne sıklıkta kullandığınızı not etmek için
bir defter tutun.

Başarının sırrı: "Not tutmak"

*Yazmazsanız, mutlaka unutacaksınız.
Yazılanlar unutulmaz.

*Mümkün olan HER ŞEYİ not alın,
Birgün işe yarar.

Her fırsatta tuttuğunuz
notları açıp okuyun,
Size epey ilham, fikir verecektir.

Gerçekten daha iyi bir hayâtın ne kadar kolay ulaşılabileceğini gördüğünüzde şaşıracaksınız.

*Kelimelerinizi değiştirin,
Hayatınız değişsin..

Sözlerinizle birlikte davranışlarınızda değiştiğinde siz değişmeye başlarsınız.

*Siz değiştikçe yaşamınızda değişir.

*Bir bakarsınız ki yaşamınız söyledikleriniz, düşündükleriniz, davranışlarınız olmuş..

Bu yüzden *olmasını* istediğiniz şey neyse ona odaklanın *olmamasını* istediğinize değil..!

Şimdi şu iki cümleye bakın.
Ve iki cümlenin de
ayrı ayrı size ne hissettirdiğini düşünün..

- Bugün hava çok güzel ama
yârın yağmur yağacak.

- Yarın yağmur yağacak olsa bile
bugün hava çok güzel!

*Biz sade düşüncelerimizden değil, duygularımızdan da bütün evrene
karşı sorumluyuz.*

*bir hayır dua,* *bir güzel dilek,*
*dalga dalga bütün zerrelere,*
*iyinin, güzelin,* *temiz, asil ve
yüce olanın ışınlarını yayıyor.*

*Ne olur kalbimizi, kafamızı* *
hep sevgiyle, saygı ile,*
*edep ile, incelikle,*
*güzel duygularla doldursak.

Saygı ve Sevgi ilaç'tır. Güçtür.

* Şems-i Tebrîzî der ki…
Eğer hâlâ KIZIYORSAN* Kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir. 

*Eğer hala KIRILIYORSAN*
Gönül evinin tuğlaları
pekişmemiş demektir.

*Eğer hala KINIYORSAN,
af makamına ulaşmamışsın
(öfke ve kin seni cayır
cayır yakıyor) demektir.

*Eğer hâla Allah için sevmiyor ve sevginde ayırım yapıyorsan,
Hâla vesveseye kapılıyor,
içindeki sevginin yoğunlaşmasına
engel oluyorsun demektir.

Eğer hala ”BEN” demekten vazgeçmiyorsan, *dizginlerin hâlâ nefsinin elinde* *ve sen bu esârete boyun eğiyorsun demektir.*

*Eğer hâlâ musibetlere yana yana üzülüyorsan, gerçeği bilmiyorsun demektir.*

Eğer hâla şikayet ediyorsan,
HAKİKATİ göremiyorsun demektir.

Hakikat der ki:
Ne sen varsın, ne de ben...
Var olan yalnızca HAKTIR.

Allâh'ım bizleri hâlinden şikayet eden değil, Hâline şükreden kullarından eyle.

■ ■ ■ ■ ■ ■ ■
İnce düşünme üşütürsün.
Ne Düşündüğüne Dikkat Et.
Her zaman fırsatları ve çözümleri düşünürsen, karşına daha çok
fırsat çıkacak.

Devamlı negatif düşünüp üzgün olursan, Üzülmek için daha çok sebep bulacaksın.

Düşüncelerin seni ve
geleceğini şekillendiriyor.

Unutabilmek, Güçlü olmanın temellerindendir.

■ Geçmişte yaşadığın acı olayları düşünmek. Her şeyi hatırlamak, saplantıya ve deliliğe yol açar.
Unutmazsan mâziyi 
İntikam alır hâtıralar.
İnce düşünme üşütürsün.

●Şüphe hastalıkların yarısıdır. 
İyimser olmak, olumlu düşünmek ilaçların yarısıdır.
Sabır ise ilaçların yarısıdır.
(İbn-i Sina)

Kusur görüp örtenin,
Güzel bakıp görenin,
Allah için sevenin, Allâh'ım bütün sıkıntılarını gidersin.
Cenneti nasip etsin.

Hareketleriniz birilerine batıyorsa ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız.

İyi geçinmek, iki kişinin kusursuz olmasıyla değil, birbirlerinin kusurlarını hoş görmesiyle olur.
▪︎Seven insan sevdiğinde kusur görmez.

Seni inciten kişi seni iyileştiremez. 

Unutma, ister kıymetin bilinsin, 
İster bilinmesin..
Senin yüreğin güzelse,
Sen her yerde güzelsin. 

■ ■■ ■■ ■■■■
JACK LONDON SÖZLERİ
■ Acı, en iyi öğretmendir.
■ Eşine kötü davranan tek hayvan insanoğludur.
■Benim için ölür müsün?

● Eşin  için ölür müsün,
Ölmek ne kelime yaşamayı 
göze almışım.
■ Hiçbir karşılaşma tesâdüf değildir.
Ruh her zaman kendine uygun
olan ruhu bulur.

■Ruh ve Beden Sağlığınız için
İbâdet, MSJ yapın, 
Spor yapın,
Stresten uzak durun.

■ Ekonomik çatışmaların peşinden, genelde şavaş gelir.   

■ Uykuya dalıyorsun rüya yalan,
Uyanıyorsun dünya yalan.
Burası dünyâ!
Ne çok kıymetlendirdik...

Oysa bir tarla idi;
Ekip biçip gidecektik.

(Câhit Zarifoğlu)

■İnsan toprak alma derdinde,

Toprak insan alma derdinde,
Ne toprağın gözü doydu,
ne insanın...

Toprağın üzerinde, Allâh'a karşı edepli olmayanı, ALLAH; Toprağın altında edeplendirir.
(Hasan-ı Basri)
Yer üstüne baktım uykuya dalmışlar 
Yer altına baktım çürüyüp toprak olmuşlar.
■ ■ ■ ■ ■
Teşekkür ederiz vefalı olanlara
Teşekkür ederiz hatırlayanlara
Teşekkür ederiz duâ ve destek olanlara.
Rica ediyorum, emeğe saygı için beğenin paylaşın duâ edin.
Bu güzel bilgileri araştırdım
senin hizmetine sundum
amel et bana ve ümmeti
Muhammed'e duâ et
Allah rızası için.

Bu güzel bilgileri PAYLAŞ 
İnsanlarla YAKINLAŞ 

Niyetim korkutmak değil,
Bilgilendirmek ve Bilgilerimizi
Unutmamak için tâzelemek yenilemek.
Çünkü bu güzel bilgiler her müslümanın bilmesi ve yaşaması gerekenler.
( İşlemeyen demir pas tutar )
 
 
  Bugün 54992 ziyaretçi (200444 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol