Kılıççı Köyü
  İLAHİ
 

İLÂHİ

CİĞERİMİN İÇİ YAVRUM 
Doymadım sana gidiyorum
Dünyadan göç ediyorum
Vâdem geldi gidiyorum
 
Aman yavrum Kur'an oku
Sakın ihmal etme oku
Kabrimde olmasın korku
Yavrum hemen Kur'an oku
 
Güzel günler senin olsun
İçin dışın nurla dolsun
Allah yolunda gidersen
Sütüm sana helal olsun
 
Abdestsiz süt emzirmedim
Haram lokma yedirmedim
Hakk yolunu bulman için
Sana bol bol duâ ettim.


 İLÂHİ 
Seher vakti bülbüller
Ne de güzel öterler
Seher vakti bülbüller
Ne de güzel öterler
Açınca tüm çiçekler
Birlikte zikrederler
Açınca tüm çiçekler
Birlikte zikrederler
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah
 
Akşam olur giderler
Boyun büker çiçekler
Akşam olur giderler
Boyun büker çiçekler
Kim bilir ne söylerler
Feryad eden bülbüller
Kim bilir ne söylerler
Feryad eden bülbüller
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah
 
Sen Allah'ı seversen
Allah seni sevmez mi?
Sen Allah'ı seversen
Allah seni sevmez mi?
Emrince hizmet etsen
Hak ecrini vermez mi?
Emrince hizmet etsen
Hak ecrini vermez mi?
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah
 
Sen rıza kapısında
Aman Allah'ım dersen
Sen rıza kapısında
Aman Allah'ım dersen
O âlemler sultanı
Dermanını vermez mi?
O âlemler sultanı
Dermanını vermez mi?
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah
Aman Allah ya Allah
Dertlere derman Allah
Gönüle şifa veren
La ilahe illallah

Aydoğdu Üzerimize
Veda tepesinden
Şükür gerekti bizlere
Allah'a dâvetinden
 
Taleâl bedru aleyna
Min seniyyetil veda
Vecebeşşükrü aleyna
Mâ deâ lillahi da’
 
Sen güneşsin sen aysın
Sen nur üstüne nursun
Sen süreyya ışığısın
Ey sevgili Ey Rasul
 
Ente şemsün ente bedrun
Ente nurun âla nur
Ente misbah-ussereyya
Ya habibi ya Rasul.
 
Ey bizden seçilen elçi
Yüce bir davetle geldin
Sen bu şehre şeref verdin
Ey sevgili hoş geldin
 
Eyyuhel meb’usu fina
Ci’te bil emril muta
Ci’te şerraftel Medine
Merhabayya hayra da’
 
Ey Rasul sana söz verdik
Doğruluktan ayrılmayız
Sen ey esenlik yıldızı
Senin sevginle doluyuz.

Peygamber Efendimizin
Medine'ye Girişi
Cum'â Namazından sonra medîne'ye hareket eden peygamber Efendimiz şehir halkı tarafından karşılandı . Herkesin dilinde Allah'ın Resulü geldi.
Medîneliler; Ay doğdu üzerimize. Veda tepesinden. Şükür gerekti bizlere
Allah'a davetinden.
Taleal
 bedru aleyna
Min seniyyetil veda. Vecebeşşükrü aleyna
Mâ deâ lillahi da Sözleri ile karşıladı.
ANLAMI: Allâh'a çağrı sürdükçe şükretmek vâcip bize. Ey gönderilen kutlu elçi sana itaat etmek düşer hepimize. Aramıza hoş geldin.
Şeref verdin şehrimize.
> Mısrâlarla duygularını dile getirdi.

> Herkes Rasûlullâh'ın evine mîsâfir olmasını ve ısrarla evlerine dâvet ediyordu. Rasûlullâh ise KASVÂ adlı devesinin üzerinde halkı selamlayıp.
Devesinin çöktüğü eve misafir oldu.
Ebû Eyyüp El Ensârinin (Halid B. Zeyd)
Evine misafir oldu. Mekke dönemi sona ermiş. İslam tarihiyle yeni dönem başlamış oldu. Daha önce Adı YESRİB olan şehir artık Peygamberler şehri anlamında Medinetür Resul veyâ El Medînetül Münevvere yada kısaca Medîne adıyla anılmaya başladı. 
✓ Hicret müslümanlar için iki önemli toplumsal kavramı Târihe kazandırdı.
1. cisi ENSAR diğeri ise MUHÂCİR'dir.
Ensar, Her şeyleriyle yardım edenler anlamında Medîneliler için kullanılmıştır.
MUHACİR ise, Mekkeden göç eden, hicret eden Mekkeliler için kullanılan bir kavram olmuştur.
Peygamber Medine'ye hicret edince
Ebû Eyyüp El Ensârinin Evinin alt katına yerleşmişti.
Eşim ÜMMÜ EYYÜB ile bende üst katta oturuyorduk. Su testisi döküldü. Peygamberimiz rahatsız olmasın diye yatarken üstümüze ört düğümüz KADİFEYİ suyun üstüne bastırdık.
Eşimle Biz Allah'ın elçisinin başının üstünde yürüyoruz. Uyuyoruz uygun değil, Ey Allâh'ın elçisi üst kata taşın dedik ve Peygamber Efendimiz üst kata taşındı.

 
İSLAM'DA KUL HAKKI 
Hz Muhammed Mustafâ s.a.v derki: Merhâmeti olmayan birinin vicdanı hiç olmaz. Vicdanı olmayanın birinin imanı hiç olmaz. Îmânı olmayan biri ne bilsin kul hakkını.

Hayırlı ömür, Hayırlı ölüm istiyorsan
kul hakkından uzak dur.

Kul hakkına riâyet eden kişi
gerçek mü'min'dir...

Hayatımızın tamamını kuşatan sorumlulukların başında kul hakkı gelir.
Kul hakkına riâyet etmek, Cenâb-ı Hakk’a olan imanımızın gereğidir. Müslüman, kul hakkı konusunda son derece hassastır. İnsanların canına kast etmenin, namusuna, şeref ve haysiyetine dil uzatmanın kul hakkı ihlali olduğunun bilincindedir.
Müslüman, gerek gerçek hayatta gerekse dijital mecralarda gıybet etmez, laf taşımaz, dedikodu yapmaz, yalan söylemez, iftira atmaz.
İnsan onurunu rencide edecek, yuvalar yıkacak her türlü söz ve davranıştan sakınır.
Hakkında kesin bilgiye sahip olmadığı konularda konuşmaz. Hak duyarlılığı Müslüman’ın en temel özelliğidir.
O, ana-baba hakkını gözetir.
Eşine ve çocuklarına iyilikle muâmele eder. Akraba ve komşularının hukukuna riâyet eder. Kul hakkının toplumun bütün kesimlerini ilgilendirdiği alan ise kamu hakkıdır. Kamu hakkı, sadece hayatta olanların değil, henüz dünyaya gelmemiş çocuklarımızın, tüyü bitmemiş yetimlerin, muhtaç, garip ve kimsesizlerin de hakkıdır.
Kamu hakkını ihlal etmek, çok büyük bir vebaldir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
وَمَنْ يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۚ
Kim devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir.
(Âl-i İmran, 3/161)
Bir adam kul hakkı yiyorsa,
Devletin malını yiyorsa
Müslüman değildir.
Müslüman, her alanda kamu hakkına riayet eder. Rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılıktan uzak durur. Müslüman, kamu hizmetini sorumluluğu ağır bir emanet olarak görür. O, işine özen gösterir, devlet malını gözü gibi korur, asla israf etmez ve devlet malını gasp etmez. Hizmet sunduğu insanlara karşı anlayışlı ve sabırlı davranır. Kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına asla yapmaz.

Ahirete kul borcuyla gitmek çok tehlikeli ve mahzurludur. İnsan böyle bir borçlanmaya girmemeli, girerse bu borçlardan onu kurtarmalı, huzur-u İlâhî'ye kul hakkı borcuyla göndermemeli... 

Allah'ın huzuruna kul hakkıyla gitmeyelim.

İçinde yaşadığımız topluma karşı da sorumluluklarımız vardır. Bunları yerine getirmek, kul hakkı kadar kamu hakkını da gözetmek hepimizin vazifesidir.
Zira hak ihlalleri bir toplumda huzura ve kardeşliğe yönelen en ciddi tehdittir.
Şiddete göz yummak, çevreyi kirletmek,
trafik kurallarına uymamak, kaçak elektrik kullanmak, stokçuluk yapmak, kamu malına zarar vermek gibi davranışların sonu toplumsal gerilim ve kayıptır.
Peygamber Efendimiz bu kaybın ahirete uzanan boyutunu şöyle anlatır:
Âhiret gününde ne altın ne de gümüş para vardır. Bu nedenle haksızlık yapanın iyilik ve sevapları varsa bunlardan alınıp hak sahibine verilir. Şayet sevabı yoksa mağdur ettiği kişinin günahlarını yüklenir.
(Tirmizî, Sıfatü’l- kiyâme, 2)

Haram diye domuz eti yemeyip 
Kul hakkına geldi mi
Domuz gibi yiyen İnsanlar var
Bu dünyada. 

Her şey insan sevgisinden geçiyor. 
Cenabı Allah kendine yapılan bütûn şeylerden insanı affediyor.
Ama kula, kul hakkıyla gelme diyor.
Niye acaba..?
Kul da bir şey var.
Çok ince mesele dolayısıyla ne yapacağız. insanlarla iyi geçineceğiz,
kötü insanlardan, kötü arkadaşdan uzak duracağız merhaba diyeceğiz selam vereceğiz ama mesafeli duracağız.

Kul hakkı çok geniştir.
Hiç tanımadığın bir kimseye dudak büksen, hesâbı sorulacak.

Kul hakkı, sâdece birinin parasını yemek değildir. Karşısındaki insanın,duygularını sömürmek, Psikolojisini alt üst etmek, Hayallerini çalmakta bir kulun hakkına girmektir. Hayal kırıklığı da bir kul hakkıdır. Karşımızda ki bir insan et, kemik, cesetten ibâret değil.
Duyguları var ve sana bir şeyleri emânet etmiş güvenmiş. Güveninin ve verilen değerin karşılığını istiyor.
Para, iç kırıklıklarına tedâvi etmiyor
çözmüyor duyguları onarmıyor. 
İnsanların duygularını alt üst edemezsin.
Mahşerde bununda hesâbı çatır çatır sorulur. Peygamber Efendimize üzüm ikram eden birisine. Üzümü alıp defâatle gülmüştür. Sahâbe ikram eden o kişi gittikten sonra Yâ Rasûlullâh, bize niye ikram etmedin sen bize hep ikram ederdin. Getirdiği üzüm ekşiydi,
Sizde yüzünüzü asardınız bundan dolayı Ben o kırılmasın diye size ikram etmedim buyuruyor.  
 
Ey İman Edenler, Allaha itaat edin,
Resule itaat edin ve yaptıklarınızı
boşa çıkarmayın.
(Muhammed Süresi, 33. Ayet)

Allah’a döndürüleceğimiz, herkese hak ettiği karşılığın tam olarak verileceği ahiret gününe hazırlanalım. Hakka girmekten, hakkımız olmayanı talep etmekten, hakları sahiplerinden esirgeyerek zulmetmekten Allah’a sığınalım. Samimi bir kul, hürmetkâr bir evlat, şefkatli bir anne baba, vefakâr bir eş olalım. Yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevelim ve merhamet edelim.

Allah'a kulluk, yalnızca belli ibadetleri yerine getirmek değil, aynı zamanda insan haklarına da büyük saygı duymaktır. 

Aksi takdirde insanların bir arada kardeşçe yaşamaları, Devletler kurmaları mümkün olmaz. Devletsiz bir millet boşluğa düşer, Rüzgarda savrulup gider"
Toplumun kaynaşması, kötülüklerden uzak, kardeşçe yaşayışın sağlanması için Kul haklarına saygılı olmak o kadar önemlidir ki, Allah (c.c) her türlü günahı affettiği halde, Kul hakkını affetmiyor.
İhanet etmek, utandırmak, küçümseme, mala ve cana zarar vermek, başkasının malına, namusuna göz dikmek, zina etmek, borcunu zamanında ödememek, yetim hakkı yemek, sövmek dövmek, yaralamak, yerlere tükürmek, kirli elbise ile topluma çıkmak, trafik kurallarına uymamak, alış verişte aldatmak hile yapmak, dargın durmak, iftira etmek, arkasından konuşmak, laf taşımak, Dedi kodu yapmak, Kamu malına zarar vermek, Dîni ve millî değerlere saygısız davranmak, kul hakkını zedeleyen davranışlardandır.
Daha mutlu bir Dünya ve Ahiret için
Kul hakkına dikkat edelim.
Kul hakkından uzak duralım.
Onca nimet varken, Kul hakkı yemeyelim.

Şehid'te olsa, Allah kul hakkını affetmiyor:
Abdullah İbni Amr İbni Âs (r.a.) dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şehitin kul borcu dışındaki bütün günahlarını Allah bağışlar.
(Müslim, İmâre 119)

"Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.
(Buhârî, "Rikak" 48)

Şu fânî dünyâda, Hak yemeyeceksin,
Kalp kırmayacaksın, Yalan söylemeyeceksin. 

Allâh'ım kul hakkı yemekten ve
Kul hakkıyla ölmekten sana sığınırım.
Affı olmayan günahtan.
Namaz borcuyla ölmekten. Kabir azâbından ve Cehennem azâbından sana sığınırım.

Fazla fedâkarlık kişinin kendi kul hakkına girmesidir. İnsanın kendini ihmal etmesi
KUL hakkıdır. 
Herkesi mutlu etmek zorundayım zannettim ama Benim de mutlu olmam gerektiğini unutmuşum.
Kendimden bedenimden özür diliyorum. 
 

 HELÂL VE HARAM 
وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُٓوا اَيْدِيَهُمَا
جَزَٓاءً بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِنَ اللّٰهِؕ
وَاللّٰهُ عَزٖيزٌ حَكٖيمٌ
Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadının yaptıklarına karşılık bir cezâ,
Allah’tan bir ibret olarak ellerini kesin.
Allah güçlüdür, hikmet sahibidir.
(Maide, 38. Âyet)

يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ كُلُوا مِمَّا فِي الْاَرْضِ حَلَالًا طَيِّبًاۘ
وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ
Ey insanlar! Yer yüzündeki şeylerin
helal ve t
emiz olanlarından yiyin.
(Bakara, 2/168. Âyet)

Allâh'ın size verdiği helâl ve güzel rızıktan yiyip için ve eğer yalnız Allâh'a kulluk ediyorsanız O'nun nîmetine de şükredin.
(Nahl, 16/ 114)
 
وَابْتَغِ ف۪يمَٓا اٰتٰيكَ اللّٰهُ الدَّارَ الْاٰخِرَةَ وَلَا تَنْسَ نَص۪يبَكَ
مِنَ الدُّنْيَا وَاَحْسِنْ كَمَٓا اَحْسَنَ اللّٰهُ اِلَيْكَ
وَلَا تَبْغِ الْفَسَادَ فِي الْاَرْضِۜ
 اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِد۪ينَ
Allâh’ın sana verdiği şeylerde âhiret yurdunu ara. Dünyadan da nasibini unutma. Allâh’ın sana iyilik yaptığı gibi sen de iyilik yap ve yeryüzünde bozgunculuk isteme. Çünkü Allah, bozguncuları sevmez.
(Kasas, 28/77. Âyet)
  
Ey insanlar! Hiç kimse Allâh'ın kendisine takdir ettiği rızkı elde etmeden ölmeyecektir. 
Öyleyse Allâh'tan sakının ve rızkınızı güzel yoldan İsteyin. Helal olanı alın, haramdan sakının!
(İbn Mâce, Ticaret, 2)

En büyük sâlih amel haramlardan sakınmaktır. Cennet'e haramlardan uzaklaşmakla gidilir. Cennet haramlardan uzaklaştığın kadar sana yakınlaşır.

Bilerek bir gönül yıkmışsan eğer,
Ön safta secdeye gitsen ne yazar!
Mazlumun sırtına çıkmışsan eğer,
Kâbeyi bin tavaf etsen ne yazar!

Nefreti içinden atamadıysan,
Lokmayı helalden yutamadıysan,
Gıybetten dilini tutamadıysan,
Aç durupta oruç tutsan ne yazar!

Kalbinde imanı sağlayamasan,
Müslüman ağlarken ağlayamasan,
Özünü Kur-an’a bağlayamasan,
Son nefeste zemzem yutsan ne yazar!

Söz verip sözünden geri cayarsan,
Kibir gösterişi sen hoş sayarsan,
Zekât verip onu ele yayarsan,
Fakire üç kuruş atsan ne yazar!

Sarıkla cübbeyle halkı soyduysan,
Sen Ali’yi mal yerine koyduysan,
Yetimin hakkını yiyip doyduysan,
Şimdilik yan gelip yatsan ne yazar!
 
Helâl Kazanç fertlerin mutlu ve huzurlu bir hayat sürdürmelerine, duâlarının kabul olmasına ve Allâh’ın rızâsını kazanmalarına vesile olur. Helal kazanç bilinci böylece fert ve toplum hayâtında huzur, barış ve güvenin yerleşmesi ve gelişmesine yardımcı olur.
 
Müminin gâyesi çok kazanmak değil,
Helal ve temiz kazanç olmalıdır.
Helal kazanç da bolluk ve bereket vardır.
Haram ise ne kadar çok olursa olsun
Hayırsız ve bereketsizdir. Dünya ve ahret mutluluğu da helal ve temiz kazançla mümkündür.
 
Her söz ve davranışımız gibi, 
Her lokmamızında hayâtımızda derin tesiri vardır İnsan yediğine ve ailesine, sevdiklerine ne yedirdigine dikkat etmekle mükelleftir.
Bu dünya bize bizde birbirimize emânetiz
O halde sorumluluğumuzun farkına varalım.
Ölçülü ve ahlaklı bir hayâtı benim seyelim.
Helal kazancın, Temiz üretimin, dengeli tüketimin ve sağlıklı nesillerin gayreti içinde olalım.

Evde huzursuzluğunuz varsa,
Önce rızkınıza bakacaksınız. 
Haram rızık geliyorsa paranın nerden kazanıldığı belli değilse,
Hanım efendi sâdece para geldiğine bakıyor. Buyurun size huzursuzluk sebebi.
Haram yiyenin 7 kuşak zürriyyetine ulaşır. Haram yerseniz zürriyyetinizde bozuk olur.
Bir evde haram varsa o ev yıkılır.
Hırsızlık yaparak, Elde ettiğin servet, Kaybettiğin ŞEREFE değmez. 
Helalleşmeyi Âhirete sakın bırakma.
Âhirette rezil olmak, Dünyâda rezil olmaktan çok daha beter. Varsa kul hakkı olan helallik dileyelim. Af dileyelim özür dileyelim ama Rabbimizin huzuruna tertemiz olarak gitmeye bakacağız. 

(Hadis-i Şerif)

Müslümanca inanıyor, 
Hıristiyanca yaşıyoruz!
Tam gavur işleri yapıyoruz..
Ama cenneti istiyoruz.!

Ey inanan îman edenler! Allâh'a itaat edin, Resûle itaat edin ve yaptıklarınızı boşa çıkarmayın.
(Muhammed Sûresi, 33. Âyet)
 
Allah, gökleri ve yeri, Hak ve hikmete, uygun olarak, herkese kazandığının karşılığı verilsin diye yaratmıştır. Onlara zulm edilmez.
(Câsiye Süresi, 22. Âyet Cüz: 25)
 
Hiç kimse kendi el emeğinin karşılığından daha hayırlısını yememiştir.
(Buhâri, Büyü, 15)

Kapitalist yaşam tarzı; insana nerede olursa olsun, 
kim olursa olsun, ne olursa olsun tüketmeyi, sâdece tüketmeyi, yiyip içip devamlı biriktirmeyi tavsiye ediyor maalesef...

Helal haram ver Allah'ım, 
Senin kulun yer Allâh'ım! mantığıyla...
Devlet hakkı var içinde, hiç önemli değil, 
kamu malı var önemli değil,
kul hakkı var önemli değil...
Nasıl gelirse gelsin.
Böyle bir şey olabilir mi?
 
Faiz yoluyla mal çoğaltan hiç kimse yoktur ki, Sonunda durumu malında azalmaya dönüşmesin.
(İbn-i Mâce, Ticâret, 58) ayrıca bakınız:
Bakara, 275-276-278-279. Âyet...

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَأْكُلُوا الرِّبٰٓوا اَضْعَافاً مُضَاعَفَةًۖ
وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ
Ey iman edenler! Kat kat faiz yemeyin.
Allah’tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.
(Âl-i İmrân, 130. Âyet)
(Ayrıca bak: Rûm, 39. Âyet Cüz 21)
 
Faizin girdiği evde huzur olmaz.
Sabah namazı kılınmayan evi Allah korumaz. 
Eşine karşı nezâketi olmayan evde âfiyet olmaz. Haram lokmanın girdiği evden sâlih nesil çıkmaz.

Haram ocak batırır.
Haram: Bir aileyi darma dağın eder.

İnsanın bunca zahmet çekmesi hep boğazı ve sırtı içindir. Mal toplar, yiyemez;
öldükten sonra da vebalı altında kalır.

Mal biriktirdin bıraktın gittin 
Sevmediğin insanlar paylaşıyor 
Hesâbını sen vereceksin.

Haramdan kazanılan mal hayır getirmez. P
eygamber Efendimiz Bir Sohbetinde şöyle buyurdular: Acıyorum kendine yazık etmiştir. Dinleyenler sordu kime Yâ Rasûlullâh Cevap;) Haramdan mal kazanıp çocuklarına Âilesine yedirene ACIYORUM. 
Haramdan mal kazanıp çocuklarına Âilesine mîras olarak bırakanda kendine YAZIK etmiştir Çünkü Öldükten sonrada mîrascıları o malı kullandıkça amel defterine hep günah olarak yazılacaktır.

Bir insana bir Lokma ve bir Hırka yeter.
Yani yediği ve giydiği ona yeter.
Az olsun. Helal olsun...

>Kuru ekmek yiyenin karnı doyarda,
Lâkin haram yiyenin ne gözü doyar,
ne karnı doyar.

Resûlullah (s.a.v) Şöyle Buyurdular: 
K
imse midesinden dahâ tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa insana kendisini ayakta tutacak kadar lokma yeter.
Şâyet mutlaka çok yiyecekse, midesinin
Üçte birini yemeğe,
 üçte birini içeceğe ve
Üçte birini de nefese ayırmalıdır.
(Tirmizî, Zühd, 4)

İnsan ne kadar îbâdet etmiş olsada,
Karnına giden lokmanın helâl veyâ haram olduğunu bilmezse hükmü yoktur.
(İmam-ı Âzam Ebu Hanife)

Mal toplayan ve onu durmadan sayan insanları arkadan çekiştiren kaş göz işaretiyle alay eden her kişinin vay hâline!
(Hümeze, 1-2)
  
Zekât kazancı artırır; Faiz yok eder.
Yüce Rabbinizin bizlere emâneten lütfettiği her bir nîmetin şükrü vardır. Malımızın, varlığımızın şükrü de zekattır, sadakadır, fitredir. Zekât, zenginlerin sahip olduğu malda Allah tarafından yoksullara verilen bir haktır.
Dinimiz, zekât ve sadakayı emrederken fâizi yasaklamıştır. Faiz haksız yoldan, emek sarf etmeden, alın teri dökmeden kazanmaktır. 
Rabbimiz, faizin esiri olmaktan bizleri muhafaza eylesin.
 
Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin.
(Bakara Süresi, 188. Âyet)
 
Rabbinin Rızkı daha Hayırlı ve daha kalıcıdır.
(- Süresi, 131. Ayet

İçine haram bulaşmış rızık kalbi karartır.
 
Ey inanan îman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rızâ ile yapılan ticâretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok merhâmetlidir.
(Nisâ Süresi, 29. Âyet)

Öyle bir zaman gelecek ki bütün insanların kaygısı midesi olacak, Şerefi mal,
Kıblesi kadın, Dîni para olacak.
(Hz Muhammed sav) 
 
İnsanlar öyle bir zamana erişecek ki, Kişi malını helalden mi yoksa haramdan mı
elde ettiğine aldırmayacak.
(Buhârî, Büyü, 7)
 
Kimse hakkı olmayan bir karış yeri bile almasın, alırsa, Allah kıyâmet gününde yedi kat yeri onun boynuna dolar.
(Müslim, Müsakat, 141 Bühari, Mezâlim, 13)

Ağlayanın malı gülene fayda vermez.
Yiyoruz haram, Söylüyoruz yalan.
Haram zehirli bala benzer.

Millet haram yemekten zehirlenmiş.
Kimsede bereket huzur kalmamış.

Kimseye hakkımı yedirmem.
Kimseninde hakkını yemem.

Müslüman'ın Müslümana,
Malı, Canı, Nâmusu, Onuru Haramdır
O insanı öldürmek kadar günahtır.
(Hz Muhammed s.a.s)

Benim kazancım: 
Mîras
 değil alın teri.

Allâh'ım! Harama bulaşmaktansa,
helâlinle yetineyim. 
Beni lütfunla (zengin kılarak) s
enden başkasına muhtaç etme. 
(Tirmizî,"De'avât"110)

Ya Rab! Bizlere hayırlı işler, 
Helâl ve bereketli kazançlar nasip eyle!
Faydasız işlerden Allah’a sığınıp her iki cihanda fayda verecek güzel eylemlere koşmak dilek ve temennisiyle.

 
 DİNLE EVLAT 
Haram katma aşa,
Haram beladır başa,
Az olsun, Halal olsun
Otur ye paşa paşa.
 
Haramda huzur ararsan,
Huzurda sana Haram olur.
Haramlardan uzak dur.
(Hz Ömer r.a)
 
Hadis-i Şerifte beyan edildiği üzere, İnsanın en hayırlısı Haramlardan sakınan, Akrabayı ziyâret eden ve Allah'ü Teala'nın emir ve yasaklarına uyandır.
 
Ey peygamberler! temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin yaptığınız şeyleri tamamen bilirim.
(Mü'minün, 51. Âyet Cüz: 18)

Allah rızası için yaptığın her hayrın daha fazlasını Allah sana iâde eder.
 
Malınız eksilince korkmayın, belki ALLAH
Haram bulaşan kısmını temizliyordur.
(Muhammed İkbal)

Mallarınız ve Canlarınız konusunda
İmtihana çekileceksiniz.
(Âli-İmran, 186. Âyet Cüz: 4)

Hiçbir mal sizin değil,
neyi 
bölüşemiyorsunuz?
Hiçbir can sizin değil,
niye
 dövüşüyorsunuz?
(Hazreti Mevlana)
 
İstediğiniz kadar mal toplayın..!
Dünyaya Elbisesiz geldiniz 
Elbisesiz gideceksiniz.

Ey iman edenler Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri kendinize haram etmeyin..
(Maide, 5/87)
 
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.
(Bakara, 2/172)
 
Size rızık olarak verdiğimiz şeylerin temiz ve helal olanlardan yiyin. Bu konuda aşırı da gitmeyin, yoksa üzerinize gazâbım iner. Gazabım da kimin üzerine inerse,
o muhakkak helâk olmuş demektir.
(Tâ- Sûresi, 81. Ayet)

Haram hayır getirmez. Çocuklarından ailenden çıkar. Haram kazancın hayrı ve bereketi olmaz; Kişiye, ailesine, çoluk çocuğuna huzur getirmez. Duâ ve İbâdetlerin kabul edilmesi için boğazdan geçen lokmanın helal olması şarttır. Duâlarımızın kabulü için helal ve harama dikkat edelim.

Resûlullah Efendimiz, Biliniz ki Allah, kalbi gafil, boş işlerle meşgul bir kişinin duâsını kabul etmez.
(Tirmizî, Deâvât, 66)
 
Allah'ın adıyla, Allah Resulune salât ve selam olsun. Allah'ım , günahlarımı bağışla ve bana rahmet kapılarını aç.
(Müslim, "Müsafirin" 68)
 
Allâh'ım! Helâl olan nimetlerinle yetinmemi, haramlardan müstağni olmamı ihsan eyle, fazlı kereminle beni Senden başkasına muhtaç eyleme.”
(Hakim, "De’avat", No: 1973)

Allahım! Bana helâli ver, haramdan uzak kalayım. ibadetinle meşgul et, günaha düşmeyeyim. Lütfunu ver, başkasına muhtaç olmayayım. Ey bağışlaması bol olan Rabbim!


  
BAK OĞUL 
Gece kapını.
Gündüz ağzını sıkı tut.

Dilindeki sırrını. Cebindeki parayı.
Kalbindeki yarayı kimseye söyleme.
Dostun söyler dostuna.
Sahip olmaz ağzına.

Paranı ve sırrını kimseye söyleme.
Koz olarak kullanırlar. 

Parayla büyüyen rezil,
Yarayla büyüyen aslan olur. 

Babamın bi lafı var severim, Güzel bi laf;
Dostuna paranı, Düşmanınada yaranı gösterme zayıf düşersin.
düşersen aslâ kaldıran olmaz.
 
Güvenip kimseye sırrını verme
Tutamaz dilini yayarlar oğul.
 
Her dert insanlara söylenmez,
Sonra seni derdinle vururlar.
 
Kimse kimsenin sırrını saklamaz.
Kimseye sırrını verme
Verirsen sırrının esiri olursun.
 
Olur olmaz kişilere içini dökersen,
Döktüklerini toplamak yine sana düşer.
 
Verdiğin bir sır o kişide kalmıyorsa
İkinci bir sır verme.
Ders al yoluna devam et. 
Bir daha ona o fırsatı verme. 
 
Gece gibi sırları gizle.
Sırrını gizleyen kendine hâkim olur.
 
Geveze birine sır söylemek
Kırık testiye su koymaya benzer
(Hz Mevlânâ)
 
Seni senden daha iyi tanıyan bir rabbin varken, seni anlamayacak insanlara içini açma.

Sâhip olduğun yarayı başkalarına şikâyet etme! yara, sâhibinden başkasına acı vermez.

Sırlarını ona buna açıyorsan
Başına gelecek zilletlere râzı ol.
Sır bir silahtır verme dostuna.
Onunda dostu vardır, verir dostuna.
(Hz Ali r.a)

En değerli sırlarını kendine sakla
Zîra değerli şeyler çalınmaya müsaittir.

Herkese "İyi insan" deyip açarsan gönül pencereni, kimi camını indirir,
kimi çerçeveni.

Kimseye iç âlemini açma.
Gizli tut. Yan ama tütme.
(İbni Haldun)
 
Sırrını iki kimseden başkası bilmesin,
Rabbin ve Sen.
(Hz Ali r.a)
 
Her hâlini anlatan değersizleşir.
Herkese güvenen yolda kalır.
Her sırrını açığa vuran yalnızlaşır.
Her meziyetini ortaya döken tükenir.
Her bildiğini söyleyen câhil sayılır.

İnsanların sırlarını açığa vurma.
Hatalarının ardına düşme,
Aksine onların güzelliklerini gör.
İşlerinde aceleci olma.
Seninle istişare edenle sende istişare et.
ancak rast gele insanlarla değil,
Seni Allah'a yaklaştıracağını bildiğin olgun kişilerle.(İmam-ı Âzam Ebû Hanife)

Derdini sıkıntını kimseye anlatma.
Dost üzülür. Düşman sevinir.
Dostunu üzme.
Düşmanını sevindirme.
Sıkıntılarını Allâh'a anlat veya bilgili olgun insanlarla paylaş ki sana yol göstersin.

Karnını doyuramayacağın yere açlığını belli etme. (Yâni) Her insana dert açılmaz,
Her insanla dertleşilmez. 

Üzüntünü ve Sırrını gizle.
Aslâ kimseye bağlanma.
Aşırı affedici, yardım sever olma
İnsanoğlu nankördür. kullanılırsın. 

Mevlânâ'ya bir gün arkadaşı sitemkar bir şekilde gelir ve;Ben seninle bütün sırlarımı paylaştığım halde Sen neden benimle hiçbir sırrını paylaşıyorsun? der
Mevlana şöyle cevap verir;)
Sen daha kendi sırrını tutamıyorsun, 
Benim kini nasıl tutacaksın? 

Sır saklamak, bir imtihandır.
Bu imtihanı kazanmayan,
Hayatta hiçbir imtihanı kazanamaz...
(Hz Ali r.a)
 
İnsanların sırlarını ortaya çıkaracak sorular sorma.(Bişr-i Hâfi k.s)

Henüz vuku (bulmamış) olmamış şeyleri sorma.(Hz ömer r.a
Olmamış şeyleri soracağına,
Olmuşlardan ibret al.

Sorulan her soruya cevap verme.
Cevâbını bildiğin soruyu sorma.
En tehlikeli insan, cevâbını bildiği soruları soran insan'dır.
Sen beni imtihan mı ediyorsun
bu şekilde hareket hatâdır. 
Tövbe et de Allah seni affetsin. 
 
 
UZAK DURUN
1. Kalbinizin ısınmadığı insanlardan.
Sizi yıpratan üzen insanlardan,
Dedi kodu yapanlardan,
Argo konuşanlardan,
Sürekli kendini övenlerden
uzak durun.
(Hz Ömer r.a)
 
2. Konuşurken sözünüzü kesen ve
söz verdiğinde sözünde durmayandan.
Sürekli sizi eleştirenlerden ve sürekli sorun anlatanlardan
uzak durun.
 
3. Düşüncelerinizi ve kendinizi değersiz hissetmenize sebep olanlardan, 
sözünüzü dinlemeyenlerden uzak durun
Bir insan senin sözünü dinlemiyorsa O, insanın sana karşı saygı ve sevgisi yok demektir.

4- Sizi kullanan, size yalan söyleyen,
sizin seviyenizi düşüren, size saygısız davranan insanlardan uzak durun.
 
5- Sana Saygı Duyulmasını İstiyorsan
Aslâ Yapmaman Gereken Şeyler 
1- Sana sorulmayan bir sorunun cevabını verme. bu senin sözlerinin değerini azaltır. ayrıca boş konuşan durumuna düşersin.
2- Senden yardım istenilmediği takdirde yardım teklif etme. Yardım etmediğin gün nankörlük olarak adlandırılır.
3- Akıl istemeyen birine akıl vermeye çalışma. günün sonunda
"çok biliyor" olursun.
4- Anlamayacak insanlara anlatmak için kendini yorma enerjini tüketme zamanını boşa harcama Çünkü nasibinde varsa alır karıncadan bile ders Nasîbinde yoksa bütün cihan önüne serilse ona ders. 
Peki sen nasıl insanlara saygı duyuyorsun. 

6-- Çalışanlar kötülük düşünmeye, kötülük yapmaya fırsat bulamazlar.
Tembeller ise kendilerini kötülükten kurtaramazlar.
Kimsenin; eşine, işine kazancına, karışma.
Kimseyide; Kendi eşine, işine, kazancına karıştırma. Herkes kendi işine baksın.
Kendini bilen kaliteli insan İşiyle
Kendini bilmeyen kalitesiz boş insan Kişiyle uğraşır. Şeytan boş insana musallat olur vesvese verir.
İşiyle uğraşanı herkes sever.
Kişiyle uğraşanı kimse sevmez.

7- Bak Oğul
Eline, Diline, Beline sâhip ol,
Aşına, Eşine, İşine sâhip çık,
Ayıpları ört, Sırları tut,
Öfkeni de yut.
(Hacı Bektaş-ı Veli)

8
- İyi ve kaliteli insanlarla oturup kalkın.
Yalancı, vicdansız, kıskanç, cahil, cimri,
Sürekli geçmişi ile ilgili boş hikaye anlatanlardan, egosu yüksek ve herşeye olumsuz bakan kişilerden
uzak durun!
Merhâmetsiz ve sevgisiz insanlara sevginizi de zamânınızı da
hebâ etmeyin!
Merhâmeti olmayan biriyle
yolculuk bile yapmayın,
muhâtap olmayın uzak durun. 
Pisle gezen pis kokar.
Misle gezen mis kokar.
Bülbül güle,
Karga çöplüğe götürür.


9- Seni önemsemeyen.
Sana değer vermeyenlere.
Mutsuz edene, Üzene Kırana,
Hayallerini yıkana yol ver...Gitsin.!
Kimseye mecbur değilsin...!

10-
 Seni küçük gören dostun değildir.
düşmanındır. düşmanın gözü iyiliği görmez. kötülüğü görür.
kuyruk acısı olan sende kusur arar.
Senin gıybetini yapar veya iftira atar.
kızdığı ve çekemediği için öfkesini intikâmını öyle aldığını zannediyor. bahâne acizâne tavsiyem.
kimseye küsme sinsi insanlardan
uzak durun.

11- Sizi aşağılayan ve küçük düşürenlere karşı onlara kendilerini değersiz hissettirmen için psikolojik takdikler.  
O kişilerin isimlerini yanlış teleffuz edin.  Onların sözlerini kesin veyâ duymamazlıktan gelin.
Onlarla göz temâsı kurmayın. 

12İnsanın en büyük kavgası kendisiyledir. İnsanı ateş değil,
Kendi gafleti yakar.
Herkeste kusur görürken kendisine kör bakar. Gerçek şudur ki; Neye nasıl bakarsan bak, O da sana öyle bakar.
Kusur bulmak için bakma birine!
Bulmak için bakarsan bulursun
Kusuru örtmeyi mârifet edin kendine 
İşte o zaman kusursuz olursun. 
İncitme! incittiğin yerden incinirsin. 
(Hz Mevlana)

13- Şaka yapmaktan sakının.
Çünkü, şaka yapmak, düşmanlık getirir,
Kin doğurur.(Câfer-i Sâdık)
Her' Şaka yaptım'ın altında biraz gerçek
Her 'Bilmiyorum'un altında biraz Bilinç
Her 'İyiyim'in altında biraz 'Hüzün' vardır...

14- Amaçsız İnsanlar:
Enerjinizi tüketir,
Vizyonunuzu daraltır,
Motivasyonunuzu kırar, 
Karamsar olmanıza neden olurlar.
Onlardan Uzak Durun!

15- Yanlışı savunacak kadar cahil olan insanlardan uzak durun. Yanlış insanla aslâ doğru yolda yürüyemezsin. Bir gün ya umutlarını yıkar, ya da hayallerini yıkar mutlaka yarı yolda bırakır.   
Yolu doğru olanın yükü ağır olur. 
Hayat bu. Hepsi geçecek ama başka şeyler gelecek ve bunlar ölünceye kadar hiç bitmeyecek. 

16- İyiliği inkar edecek kadar nankör
olan insanlardan uzak durun.

17- Gerçeği göremeyecek kadar kör
olan insanlardan uzak durun.!

18- Vafâsız, Samimiyetsiz, Sözünde durmayan, Yalan konuşmaktan çekinmeyen, Menfaatini herşeyin önünde tutan insanlardan 
 uzak durun.

19-
 Hatasını kabul etmeyeni affetme.
Lafını dinlemeyene başka söz etme.
Yüzüne gülüp arkandan konuşanla muhabbet etme. Kendinden başka bir şey düşünmeyene güvenme. Her şeye kulp bulanı memnun etmeye çalışma. Kendinden ödün verip başkasını vezir etme. Elinden tutan insanı Âhirette bile bırakma.

20. Enerjini Tüketen 7 Alışkanlık
1. Aşırı düşünmek.
2. Hayır diyememek.
3. Geçmişe takılıp kalmak.
4. Çözüm değil, suçlu aramak. 
Sorunlara üzülmek yerine,
çözüme odaklan.
5. Sabah erken kalkmamak.
6. Her olayı kişisel algılamak.
7. Herkesi memnun etmeye çalışmak.

21- Sizi yıpratan insanlardan sessizce uzaklaşmanız onlara verebileceğiniz
en güzel cevaptır. 
Bize değer vermeyen, nankör ve vefâsız insanlardan uzak durmamızı isteyen bir peygamberimiz var.
Bunun ne demek olduğunu kalbiniz yorulunca anlıyorsunuz.

23-
 Allah’a kulluk et. Anne-babana iyi davran, yaşlanıp sana muhtaç hâle geldiklerinde onlara kol kanat ger, “öf!” bile deme. Akrabaya, yoksula ve darda kalana yardım et. Cimrilikten ve israftan kaçın. Zinaya yaklaşma. Haksız yere cana kıyma, aslâ kin gütme. Yetimin malına el uzatma. Ahde vefâ göster. Ölçü ve tartıda hile yapma. Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme.
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme.
Gıybet ve iftirâ etme, edenleri dinleme
günahlarına ortak olma.
Seni mutsuz eden, çok konuşan insanlardan uzak durun.

Münâkaşadan Uzak Durun 
https://vm.tiktok.com/ZM669gMQo/

VİDEO DİNLE 
https://youtube.com/shorts/3Ys8GUcIbc4?feature=share
 
  Bugün 51781 ziyaretçi (193320 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol