Kılıççı Köyü
  SÖZLER
 
              HİKMETLİ SÖZLER

Cennetin anahtarı
ilâhe illallâh Muhammeddurrasûlullâh
 
Kelime-i Tevhid'in aslı
 لَا اِلَهَ اِلَّا اللهْ مُحَمَّدُ الرَّسُولُ اللهْ
(Lâ ilâhe illallâh Muhammeddurrasulullah)
 Allah'tan başka İlah yoktur. Hazreti Muhammed (s.a.s.) Allah'ın Resulüdür."

Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafa Sallallâhu Aleyhi Vesellem:
Zikrin en faziletlisi Lâ İlahe İllallâh, MuhammedüR Rasûlullâh ve
 Duâ'nın en faziletlisi El-Hamdülillâh sözüdür buyurmuştur.
(İbn Mâce Edep, 55)
 
Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı, sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler arasını sevap ile doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir. Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu âzâd kimi de helâk eder. 
(Müslim, "Tahâret", 1)

Kim elinde bulunandan verir, Allah'a karşı gelmekten sakınır ve en güzel sözü Kelime-i Tevhid'i tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz. Kim cimrilik eder, kendini Allah'a muhtaç görmez ve en güzel sözü (Kelime-i Tevhid'i) tasdik ederse, biz onu en kolay olana kolayca iletiriz. Cehenneme yuvarlandığı zaman, malı ona fayda vermez. Bize düşen sâdece doğru yolu göstermektir.
Âhiret de dünyâ da bizimdir. 
Sizi alevler saçan ateşe karşı uyardım.
O ateşe, ancak yalanlayıp yüz çeviren en bedbaht kimse girer. Temizlenmek için malını hayra veren en muttekî Allah'a karşı gelmekten en çok sakınan kimse o ateşten uzak tutulacaktır.
O, hiç kimseye karşılık bekleyerek iyilik yapmaz. Yaptığı İyiliği ancak yüce Rabbinin rızâsını istediği için yapar. Elbette kendisi de hoşnut olacaktır.
(Leyl Süresi, 1-2-3-45-6-7.8.9.10.11.12.13.14.15.16.17. 18.19.20.21.Âyetler Cüz: 30)

❤️Değerlerine Kutsal Emânetlere Hakâret Eden Dinden Îmandan Çıkar.

Peygamber Efendimiz şöyle buyurdular: Ümmetime öyle bir zaman gelecek ki 
Gömleği üzerinden çıkartır gibi dinden îmandan çıkacak, ama haberi olmayacak, yâni kendini hâlâ müslüman zannedecek. 
(Hadîs-i Şerif)
(Ahmed Bin Hanbel)

Peki Dinden Îmandan Çıkan Ne Yapmalı?
Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafâ Sallallâhu Aleyhi Vesellem Bir Sohbetinde Şöyle Buyurdu Îmânınızı Tâzeleyiniz.
Yenileyiniz buyurdu. Ebû Hüreyre (r.a) sordu
Ya Resûlallah îmânımızı nasıl tâzeleyeceğiz? 
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehâdet getirerek buyurdu.(Ahmed Bin Hanbel)
 
Lâilahe İllallah MuhammedüR Rasûlullâh sözünü çokça söyleyerek îmânınızı yenileyin.
(Ahmed Musned, 8695;
Hâkim Müstedrek, 7657;

✓Âmenerrasulu okuyan îmânını yenilemiş olur.
✓Âmenerrassûlu okuyan gece ibâdet etmiş sevâbı verilir. 

❤️İnsanı Uçuruma Götüren Dinden Îmandan Çıkaran, Haram Olan Söz ve Davranışlar

Allâh'ı diğer yaratıklara benzetmek.
Allah Baba demek.
Öküz Aleyhisselam demek.
Peygamberlere inanmamak.
Peygamberlerden herhangi birini inkar etmek.
Meleklerden herhangi birini inkar etmek.
Meleklere dişilik isnâdında bulunmak.
Kuran'ı Kerim ve Ayetleri inkar etmek.
Kabir suâlini öldükten sonra dirilmeyi
cennet ve cehennemi inkar etmek.
Namazı inkar etmek.
Yaşlanınca kılarım demek.
Oruç tutmayacağım.
İbâdetlerle alay etmek Hafife almak.
Abdestsiz olarak bilerek namaz kılmak.
(Abdestsiz Namaz kılmak Şirk'tir)
Fâiz almayı, İnsan öldürmeyi, günah ve
Haram kabul etmemek ve Halel saymak.
İslam dinini hor görmek.
Allâh'a, Peygamberlere, Kur'an'a, Dîne,
Din adamına, Kitaplara, Meleklere sövmek veya Hakaret eden birine sevgi beslemek.
Hacılardan Hocalardan kıyâmet kopar demek.
Sakal bırakan bir mümine,
Sana hiç yakışmamış demek.
(Allah rızası için sakal bırakan her sâniye sevap alır)(Sakalı Bırak, Namazı Bırakma)
Kaderine kısmetine râzı olmamak.
Başkasının imtihânı hakkında konuşmak yorum yapmak kınamak. 
Âdetli ve Lohusa olan eşi ile beraber olmak.
Ben talak malak bilmem demek.
Yabancı bir kadına bakıpta güzele bakmak sevaptır demek. Allah'ü Teâla falan Kimseyi vaktinden evvel öldürdü. Vakitsiz gitti demek.
Her hangi bir kâfiri müminden üstün görmek
Müslüman'a kâfir demek.
Lâ ilâhe illâllâh diyene yâni müslümana,
İşlediği günahlardan dolayı kâfir demeyiniz,
Buna kâfir diyenin kendisi kâfir olur.
(Buhâri)
Burası Allah'ın unuttuğu yer.
Allah gelse seni benim elimden alamaz.
Cennet'i değişmem saçının teline.
Sensiz cennet bile sürgün sayılır.
Mâdem unutacaktın beni niye yarattın.
Bu sözleri ve Şarkıları söylemeyin ve dinlemeyin.
Bunları dinyelip keyif alanlarda
Dinden îmandan çıkar.
Söyleyende, yazanda, keyif alarak dinleyen de.

Bu ve Benzeri sözleri söylemekten kesinlikle kaçınmalı ve yanlışlıkla bu sözler söylenirse de hemen Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehâdet getirilmelidir.
Bu sözler insanı küfre götürecek sözler olsada
Bu sözleri söyleyenler. Îmansızlığıdan değil,
Bilmediğinden veya Cehâletinden dolayı söylemektedir. Bu gibi insanlara hemen kâfir oldun damgası vurmamak gerekir. Yumuşak bir üslupla îkaz etmeliyiz. Tevbe etmesini, Kelime-i Tevhid Kelime-i Şehâdet getirmesini tavsiye etmeliyiz.

Kim ‘Allah’tan başka ilâh yoktur’ der ve
Allah’tan başka ibadet edilenleri inkâr ederse,
o kimsenin malı ve kanı haram olur.
Gizli hallerinin hesâbı ise Allah’a âittir."
(Müslim, "Îmân", 37)

Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki,
Şan ve şeref bütünüyle Allah'a âittir.
Güzel sözler ancak O'na yükselir.
Sâlih ameli de güzel sözler yükseltir.
("Güzel sözler" Kelime-i Tevhid ve
Kelime-i Şehâdettir.)
Kötülükleri tuzak yapanlar var ya, onlar için çetin bir azap vardır. İşte onların tuzağı boşa çıkar. 
Allah, sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden)  yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allâh'ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hâmile kalır, ne de doğurur. Her hangi bir kimseye uzun ömür verilmez, yâhut ömrü kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz-da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah'a kolaydır.
(Fâtır Süresi, 10-11. Âyet Cüz: 22)


Kelime-i Tevhid'in Fazîletleri:
Lâ ilahe illallâh demek 99 belayı önler. 
Bunun en aşağısı sıkıntıdır.)
[Deylemi]
 
(Benim ve diğer Peygamberlerin dediği en üstün şey, La ilahe illallah sözüdür.[Tirmizi)
 
(Lâ ilahe illallah diyenin günahları silinir,
yerine o kadar sevap yazılır.(İ.Gazâli)
 
Hastayı, La ilahe illallah demeye zorlamayın, sadece telkinde bulunun.)
[Dare Kutni]
 
(Günde yüz defa La ilahe illallah diyenin yüzü kıyamette dolunay gibi parlar.[Taberani

Kelime-i Şehadet:
اَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَاَشْهَدُ اَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
Eşhedü ellâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlüh”
Anlamı şöyledir:"Ben şahitlik ederim ki Allah’tan başka hiç ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed  (s.a.s) O'nun kulu ve peygamberidir.  
Allah’ın varlığına, birliğine ve Hz. Muhammed’in hak peygamber olduğuna inanan îman eden kimse;
Allah’ın meleklerine, melek vasıtasıyle indirilen Kur’an-ı Kerim’e de inanır.
Kelime-i tevhidi dili ile söyleyip kalbi ile tasdik eden kimse İslam’ın bütün esaslarına inanmış olur. Her müslümanın hayatında en az bir defa da olsa Kelime-i tevhidi veya bu anlamda olan kelime-i Şehadeti söylemesi Farzdır. Çünkü bu, insanın müslüman olduğunun belirtisidir. 

Kelime-i Şehâdet, üstün bir amel, faziletli bir zikir, muazzam bir duadır. Ümmet-i Muhammed olarak bizler kelime-i şehadetle âlemlerin Rabbi olan Allah’a teslim olur, selamete ereriz. Şeytanın ve nefsin esâretinden kurtulup gerçek özgürlüğün tadına varırız. Her türlü kötülükten, belâ ve musibetten emin oluruz. Kabirde azaptan, mahşerde cezâdan bu tevhid beyânıyla kurtuluruz. Cennetin kapıları bu sözle açılır.
Cemâlullah’la ancak bu sözle müşerref olunur.
 
Peygamber efendimiz (s.a.s.), konuşmaya başlayan çocuklarımıza kelime-i tevhidi öğretmemizi emrederek: "çocuklarınız düzgün konuşmaya başladığı zaman onlara “Lâ ilâhe ilallâh, Muhammeddurrasulullah” demeyi öğretiniz." buyurmuştur.
(en- Nebhânî el-Fethu’l-kebîr, I, 85.)

Peygamber Efendimiz (Mîraç'ta) Allah Teala'nın huzuruna kabul edildiğinde kendisine: ümmetimden şirk koşmamak şartı ile İhlasla Lâ ilahe illallah diyen her Müslüman'ın Cennete girebileceği müjdelendi. İhlasla söylemek, söyleyeni haramlardan alıkoymasıdır.
(Taberani) (en- Nebhânî el-Fethu’l-kebîr, II,)
( 441; Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, II, 63.)

Kim gönülden tasdik ederek Allâh'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resûlu olduğuna şehâdet ederse Allah ona cehennemi haram kılar.(Buhâri, İlim, 49)
 
Kıyamet gününde Peygamber efendimizin Şefaâtına en fazla mazhar olacak olan,
Kelime-i tevhidi içtenlikle söyleyen kimsedir.
Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayet edilen bir hadis-i şeriften öğreniyoruz. 
Ebû Hüreyre (r.a.) Peygamber efendimizden çok hadis rivayet eden sahâbîlerin başında gelir. Kendisinden 5374 hadis rivayet edilmiştir. Müslüman olduktan sonra Rasûlullah’ın yanından hiç ayrılmamış, işittiği her sözünü, gördüğü her fiilini öğrenerek ümmete aktarmıştır. 
İste bu büyük sahâbî der ki: 
Bir gün Hz. Peygamber’e:
Yâ Rasûlellah, kıyamet gününde insanlar içerisinde senin şefaatine en ziyade kim mazhar olacak?” diye sordum: Kıyamet gününde insanlar içerisinde şefaatime en ziyade mazhar olacak kimse, içinden halis olarak ‘Lâilâhe illallah’ diyendir." buyurdu.
(Buhârî, İlim, 33, Rikak, 51.)
 
Müslümanın ilk sözü “Lâilâhe illallâh’ olduğu gibi son sözüde bu olmalıdır. Nitekim ümmet içerisinde haram ve helali en iyi bilen Muaz b. Cebel (r.a.)’ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz: Kimin son sözü Lâ ilâhe illallâh" olursa cennete girer. buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Cenâiz, 15-16)

Son nefes, Zor nefestir.
İnsan kendini Kelime-i Tevhit söylemeye,
Lâileha İllallah MuhammeduR Rasûlullâh demeye alıştırmazsa, ölüm döşeğinde iken onu hatırlaması ve söylemesi güç olur.
(Abdulkadir Geylani ks).
 
Özde, sözde, dilde, seste Allâh bir!
Yer ettikçe can kafeste Allâh bir!
Böyle geldik, böyle gitmek dileriz!
İlk nefeste, son nefeste Allâh bir!
Ayrıca zaman ve fırsat buldukça kelime-i tevhidi çokça söylemeliyiz. Peygamber Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
Mûsâ (a.s.): Ya Rabbî! Bana bir şey öğret, onunla seni zikredeyim, sana dua edeyim” dedi. Allah:
Lâ ilâhe illallah, Muhammeddurrasulullah de” buyurdu. Mûsâ (a.s.): Yâ Rabbî! Bütün kulların bunu söylüyor.” dedi. Allah Teâlâ:
Ey Mûsâ! Yedi kat gök ve yedi kat yer terazinin bir kefesine konsa, Lâ ilâhe illallâh” da bir kefesine konsa onların hepsine ağır basar.” buyurdu.
(el-Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, X, 82)
 
Ben ve benden evvel gelen bütün peygamberlerin söylediği en faziletli söz:
 ilâhe illallâh, Muhammedürrasûlullâh"
 ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîkeleh” 
Lehül mülkü velehül hamdü vehüve alâ
külli şeyin gadîr”sözüdür. buyurmuştur.
(MuvattaHac, 246.)
 
Kelime-i tevhid öyle bir nurdur ki insanın hem bu dünyasını, hem de âhiretini aydınlatır.
Kelime- tevhidi dilimizle söylemek çok güzel bir şeydir fakat yeterli değildir. 
Asıl olan kelime-i tevhidin gereğini yapmaktır.
0'da tam mânâsıyla
Allah’a teslim olmaktır.

❤️  ❤️ 
Allah (Celle Celâluhü)
Sevildikçe bilinir,
Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafâ s.a.v bilindikçe sevilir!

ESMÂ-İ HÜSNÂ NEDİR
? 
Peygamberimiz Hz Muhammed (s.a.s)
Allâh'ı tanımadan, Allâh'a îman etmek mümkün değildir. Onun için Allah kendini Kur'an'da nasıl tanıtmışsa hangi isimleriyle, esmâsıyla tanıtmışsa Allâh'ı öyle tanımamız gerekiyor. Eğer öyle tanımazsak Allah'ı tanımış olmayız. Allâh'ı kendi kendimize hayal etmiş oluruz ki Allah hayâle sığmaz.
ALLAH'ı mutlaka isimlerinden,
El Esmâu'l Hüsnâsından tanımak gerekiyor.
Allâh'ı tanıdıkça Allâh'ı seveceğiz.
Onu sevdikçe O'na teslim olacağız, 
Ona karşı ihlaslı ve Samimi olacağız.
Din üç bölümden meydana gelir;
Îman, İslam ve İhsan.
Îmânın ilk şartı ALLÂH'a îmandır ve
İnsan tanımadığı bir Allâh'a îman edemez.

Allâh’ım Dilimizden ve Gönlümüzden adını eksik etme. Bizlere senin Sevdiklerinin arasında olmayı ve cemâlini görebilmeyi nasip eyle. Allah bizi kendini tanıttığı kullarından eylesin Âmin.

Allâh'ım! Seni her çeşit noksan sıfatlardan takdis ederim. Hamdim Sanadır.
Senin ismin mûbarek, azâmetin yücedir. Senden başka ilah da yoktur. 
(Ebû Dâvud, Salât, 124)

Seni çok seviyorum yârabbi
çünkü sen benim herşeyimsin.       

وَاِلٰهُكُمْ اِلٰهٌ وَاحِدٌۚ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ الرَّحْمٰنُ الرَّح۪يمُ۟
Sizin ilâhınız bir tek ilâhtır. O’ndan başka ilâh yoktur. O, Rahmân'dır. (Dünyada bütûn mahlukâta rahmet eden)dir, Rahîm’dir. Âhirette yalnız mü'minlere rahmet edendir.
(Bakara Suresi, 163. Âyet)

لَوْ اَرَادَ اللّٰهُ اَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا لَاصْطَفٰى مِمَّا يَخْلُقُ مَا يَشَٓاءُۙ
سُبْحَانَهُۜ هُوَ اللّٰهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ
Eğer Allah bir evlâd edinmek isteseydi, yaratmakta olduklarından dilediğini seçerdi; O (bundan) pek münezzehtir. O, Vâhid (bir olan), Kahhâr (herşeyden en üstün) olan Allah'dır.
✓Gökleri ve yeri gerçekten yaratan O'dur.
Geceyi gündüze dolar, gündüzü geceye dolar.
Her biri belirli bir süreye kadar yörüngelerinde yürüyen güneş ve
ayı buyruk altında tutar.
Dikkat edin, güçlü olan,
Çok bağışlayan O'dur.
(Zümer Süresi, 4 - 5. Âyet)

Allâh'ın El Esmâu'l Hüsnâsıyla Hayâtı okumak.

Allâh'ın 99 ismi vardır.
Kim bu isimleri öğrenip gereğiyle amel ederek sayarsa cennete girer. buyurmuştur.
(Buhâri, Şürüt, 18)

Rabbimizin Esmâ-i Hüsnâ'sının anlamını idrak edip gereğiyle amel etmek hepimizin gâyesi olmalıdır.

Allah, (Celle Celâluhu) 
Bütün âlemlerin Rabbidir.
Her şeyi O yaratır; her şeyin sâhibi ve hâkimi O'dur; her şeyi yaratılış amacına O sevk eder.
Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allâh'ı tesbih eder, yüceltir. O mutlak güç, hüküm ve hikmet sahibidir. Bizlere düşen de hem dilimizle hem de rızâsına uygun hal ve davranışlarımızla Yüce Rabbimizi tesbih etmek, O'na boyun eğmektir.

Resûl’üm de ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, Allah’ın hepinize gönderdiği Peygamber’iyim.
O
Allah ki, yer ve göklerin hükümranlığı O’nundur. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O, diriltir ve öldürür. Şu hâlde Allah’a bir de O’na ve sözlerine inanan Resûl’üne, o ümmî (okuması yazması olmayan) Peygamber’e îman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.
(A’râf, 7/158)

Eğer yerde ve gökte Allah'tan başka ilahlar olsaydı kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu.
Demek ki, Arş'ın Rabbi Allah onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.
(Enbiyâ, 21/22)

Allah, şöyle dedi: İki ilâh edinmeyin. O, ancak tek ilâhtır. O hâlde, yalnız benden korkun.
(Nahl Süresi, 51. Âyet)

İki Tâne Allah Yoktur.
Allah 1 dir. Delil olarak İhlas Suresi 
قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ
De ki: "O, Allah'tır, bir tektir.
اَللّٰهُ الصَّمَدُۚ
Allah Samed'dir. Her şey O'na muhtaçtır,
o, hiçbir şeye muhtaç değildir.
لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْۙ
Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir)
وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُوًا اَحَدٌ
Hiçbir şey O'na denk ve benzer değildir.

Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık.
Onlar ise oradaki, (Allah'ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler.
(Enbiyâ, 21/32)

"Yaratan, yarattıklarına benzemez"

Yarattıklarını görüp dururken,
Allah hakkında kuşku duyana şaşarım.
(Hz Ali r.a)

ALLAH (Celle Celâluhü)
O'nun zât ve özel ismidir.
Diğer isimler fiilleri,
Sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.

Allâh'ın 99 ismiyle en zor şeyleri isteyin .
Her biri bir yeri açıyor.
Ya VEDUD Allah Celle Celâluhü 
EL- GUDDÛS Allah Celle Celâhu  

ALLÂH'IN İsimleri ve Anlamları 

Allah (C.C.) Eşi benzeri olmayan, Bütün noksan sıfatlardan münezzeh tek ilah, Herbiri sonsuz bir hazine olan bütün isimlerini kuşatan özel ismi. İsimlerin sultanı.

يَا رَؤُفُ  Yâ Râuf: Allah Celle Celâhu
Esirgeyen, acıyan, çok şefkatli ve merhametli, 

Yâ Kerîm: Kullarına her çeşit iyiliği ve
güzelliği karşılıksız veren Allah'tır.

اَلرَّحْمَن Yâ Râhman: 
Dünyada bütün mahlükata merhamet eden, Şefkat gösteren, ihsan eden.
Allah merhameti herkese gösterir. Dünya da kafir müslüman herkese imkân tanır ayırım yapmaz.

اَلرَّحِيم Yâ Râhîm: 
Âhirette, müminlere sonsuz ikram Lütuf ve ihsanda bulunan.
(Allah Ahirette sâdece müminlere şefkati gösterir. Şefkati hak edene gösterir.

(Yâ Er Hamerrâhimîn)

Yâ GAFUR:
 Mağfiratı bol.

YÂ GAFFÂR Allâh Celle Celâluhü:

Yâ SETTÂR Allah Celle Celâhu
:
Settarul Uyup:
 İsminin Anlamı:
Kullarının, hatalarını, kusurlarını, günahlarını ayıplarını örten, gizleyen bağışlayan açığa çıkarmayan affeden. Allâh'ım "Hatâlarımın kusurlarımın, günahlarımın farkındayım.
Allâh'ım yapmış olduğum bütûn hatâ kusur günahlarımdan ben pişmânım, keşke yapmasaydım inşaallah bir daha yapmayacağım.
(Pişmanlık Tövbedir. H-Ş)

Allah'ım seni çok seviyorum,
Hiç bir ayıbımı kusurumu yüzüme vurmuyorsun beni utandırmıyorsun Elhamdülillâh,

Günahlar insanı huzursuz eder.
Tövbe ve ibâdetler insanı nurlu,
Huzurlu ve mutlu eder.
İbâdeti olmayanın nuru ve huzuru olmaz.
İbâdetsiz insan meyvesiz ağaca benzer.
İbâdet yapan insan ile yapmayan insan,
arasındaki fark ölü ile diri gibidir.
(Buhâri, Deavât, 66)
Eğer bir insanın hayatında ibadet yoksa o insanın hayatının Allah indinde bir değeri yok.
İbâdetler insanı kötülüğe iten nefsin şerrinden korur. Aşırı arzularını firenler. 

اَلَا بِذِكْرِ اللّٰهِ تَطْمَئِنُّ الْقُلُوبُۜ
Biliniz ki Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.(Râd Sûresi, 28. Âyet Cüz: 13)

Yâ Hannân AllahCelleCelâluhü: Rahmeti bol
Yâ Deyyân Allah Celle Celâluhü:
Herkesin hesâbını ve hakkını bilen ve veren.  Mennân Allah Celle Celâluhü: Nîmeti veren.

YÂ CEBBÂR: Allâh Celle Celâluhü
Esmasının Anlamı Nedir?
Azamet ve kudret sahibi anlamına gelen            El-Cebbar dileğini yapan ve yaptıran demektir. Kırılanları onaran, noksanlıkları tamamlayan, dilediklerini yaptırmak için muktedir olan Allah'tır anlamını taşır. istediğini zorla yaptırma gücüne sahip olandır.

Ev Huzuru İçin veyâ;) 
Hayırlı, Sâlihâ Eş İçin 7 CUM'Â Süresi ve
 
8- Esma-Hüsna okuyunuz
 VEDUD: Allâh Celle Celâluhü
Anlamı= Kullarını en fazla seven,
Sevilmeye en lâyık olan.
"YÂ HABÎR" (Allah Celle Celâhu)
''Ya Cami" Celle Celalühü''
Zikrine devam edilir ise çalınan ve
kaybolan şey bulunur. C
ebrail, Azrail, Mikail ve İsrafil adlı 4 büyük meleğin isimlerinin baş harflerini içerdiği için çok etkilidir.

Ya Mucib: يا مجيب Allah CC
Anlamı:Duâları kabul eden O’dur.
Dua edildiğinde kuluna cevap verip 
istediği şeyleri karşılıksız koymayandır....

Yâ Gadîr (Allah Celle Celâluhü: يَا قَد۪يرُ
Anlamı: Her şeye gücü yeten, her istediğini, istediği gibi sonsuz bir güç ve kudretle yapan, sonsuz kudret sâhibi olan demektir..

YÂ LATÎF (Allâh Celle Celâluhü)
Anlamı=Her türlü Lütuf ve ikramlara ulaştırır.
Lütuf ve ihsan sahibi olan.
Bütün incelikleri bilen.

YÂ METÎN (Allah Celle Celâhu)

القويّ 
Yâ Gaviyy: Allah Celle Celâhu
Yorgunluk halsizlik kansızlığı giderir.
Mazlum okusa zâlimin zulmünden kurtulur.

Kalp ve ruh kuvveti kazanır. İstanbul’un fethinde Fatih Sultan Mehmet tarafından da zikredildiği rivayet edilmektedir.
Yavuz Sultan Selim de Mısır’ın fethinde bu ismin zikrini yaptığı belirtilmektedir.

Yâ Mugsid; (Allah Celle Celâhu)
Karı koca arasındaki kin ve nefreten sıcak
Sevgi ve muhabbet dâim olur.
Ruh ve Sinir hastalıklarına.
Huysuz geçimsiz eşe okunursa.
Huysuzluktan vazgeçer.
Kötü davranışlarını bırakıp iyi, aklı başında ve dengeli hareket eden uslu bir insan olur.

YÂ VELİYY: Allah Celle Celâhu
İnananların dostu, Onları sevip yardım eden.

Hâdi: Hidayet veren. Allah hidâyet vermeyince kimse bir şey yapamaz.

Yâ Reşîd: Allâh Celle Celâluhû
Doğru yolu gösteren.

Yâ Vehhâb; Allâh Celle Celâluhü
Maddi Manevi herşeyi karşılıksız verir.

YÂ GANİYYİ: Allah Celle Celâhu
Çok zengin ve herşeyden müstağni.

YÂ MUĞNİ: Allâh Celle Celâhu
İstediğini zengin eden.

(Her türlü zenginlik için okuyunuz)

Ya-Aziz: يَا عزيز Allah Celle Celâlühü)
İzzet sahibi, her şeyin galibi.
Üstün güçlü, kuvvetli, gâlip, şerefli,
değerli melik
 yarattıklarının 
onun emrine itaat etmesidir.  
FAZİLETİ 40 gün sabah namazından sonra okumaya devam eden kimse borçtan kurtulup zengin olur.
Şeref
 ve onur kazanır.

YÂ REZZÂG: (Allâh Celle Celâluhû)
Bütün mahlükatın rızkını veren.
İhtiyacını karşılayan.
Rızık sıkıntılarını gideren.

YÂ FETTÂH: Allah C.C
Bütün kapıları açan, Sıkıntıları ve dertleri gideren. ve kolaylaştıran, darlıktan kurtaran. 

KÂFİ: Allah Celle Celâluhü 

EL-MUCÎBU YÂ ALLÂH C.C
İsteyene Dilediğini Veren

El Bâsidu Yâ Allâh Celle Celâluhü
Dilediğine bolluk veren, açan, genişleten.
Maddi Manevi genişlik ve ferahlık veren.

EL-MUGÎTU
Yaratılmışların gıdâsını ve azığını veren

El- Gâbid: Sıkan, Daraltan

YÂ MÜZîL Dilediğini zillete düşüren.

YÂ HAFîZ Allah Celle Celâhu
Her şeyi koruyucu olan Allah 
Allah’ın koruması altında olur. Zarar gelmez. Tehlikeli durumlarda zikreden güvende olur,  her gün 10 kere zikrine devam eden 
Hiçbir şeyden zarar görmez. Zarara ugramaz. Ateş, su, cin, insan şerrinden korunur.
Karın ağrısı ve sancısından korunur. 
Korku ve endişelerden kurtulmak için,
İnsanlar hem nefislerini hem de mallarını korumak için, Maddi ve manevi olarak tüm kötülüklerden korunmak için YÂ HAFÎZ Allah. C.C her gün okumaya özen göstermelidir. kendisini hiç dinlemeyen,
Söz geçiremediği eşi yada evladına okursa 
çok mutlu bir hayat sürerler Allah’ın izni ve yardımıyla “Ya Hafiz” El-Hafiz esmasını ismini şerifini okumaya devam ederek özen gösteriniz. 
 

EL-MÜ'MİN Allâh Celle Celâlühü
Gönüllere îman veren, Güven veren. 
Kendine sığınanları koruyan. 
المهيْمن El-Müheymin: Allah Celle Celâluhü 

İnsanların bütün yaptıklarını bilen,
Koruyan görüp gözeten

EL-GAYYUM
: Varlığı kendinden, Kendi kendine yeterli, Yarattıklarına hâkim ve onları koruyup gözeten demektir. 

YÂ-MUKSİT: Her işi birbirine uygun yapan.

-MÂNİ Allah Celle Celâluhü:
 Dilemediği şeye mâni olan, engelleyen.
El- Mani, Allah'ın hem dünyada hem de ahirette kullarını koruyup gözetmesi, haksızlığa ve fitneye engel olması dilemediği şeylerin gerçekleşmesine izin vermeyen;
kötü şeylere engel olan anlamına gelmektedir. Allah Teâlâ, sevdiği kullarının bazı kötü isteklerine engel olmak suretiyle onları zarardan koruduğu anlamına da gelmektedir.

İnsanların olmadık yerde başlarına felaket gelebilmektedir. Bu felaketlerden korunmak için; " Ya Mâni celle celâlühû " diye okumak her türlü afet, tehlike, maddi ve manevi zararlardan korunur. Her türlü musibetten ve belâdan korunmak için bu ismi zikredebilmesi gerekir. Bir türlü insafa gelmeyen, zulmeden, söz dinlemeyen kişilere karşı el-Mani zikrin de bulunmak karşıdaki insanın şerrinden korur. Okuyan kişi bütün korkulardan emin olur.
Karı koca arasındaki öfkenin dinmesi için uyumadan önce el-Mani ismi zikredilir.

YÂ-VÂRİS Allah Celle Celâluhü:
H
er şeyin asıl sâhibi olan.

El - Gahhar: Her şeye, istediğini yapabilecek
gâlip ve hâkim olan Allah.

El Adl: Çok adâletli olan Allâh: 

YÂ HALÎMCezâda, acele etmeyen,
Yumuşak davranan.

Mûnteğîm Allah Celle Celâluhü; Zâlimlerin cezâsını veren
Şuclulardan Adâleti  ile intikam alan Allah.

EL-VÂHİD: Allah c.c
Aslâ ortağı ve benzeri olmayan tek

EL-MUBDİU Yâ Allah Bütün varlıkları îcad eden

ES-SAMED: İhtiyaçları gideren tek

EL-GÂDİR: 
EL-MUGTEDİR: 
EL-ÂHİR: Sonu olmayan
EL-BÂTIN: Herşeyden gizli olan
EZ-ZÂHİR: Herşeyde görünen Allah
EL- MUAHHİR: Dilediğini erteleyen
EL-EVVEL: Başlangıcı olmayan
EL-MUHYİ: Can Hayat ve sağlık veren
Allah CC 
EL-MÜMİT: Canlıları öldüren Allah

EL-VÂCİD: Dilediğini istediği anda bulan

EL-MÂCİD: Şânı büyük, Kerem ve
İyilikleri pek çok olan

EL-MUİD: Varlıkları tekrar yaratacak olan

EL-ÂHİR: Varlığının sonu olmayan,
Ölümsüz, ebedî ve Baki olan.

EL-ÂLİM: İlim zenginliği için

EL-KUDDUS: Bütün mahlukatı maddi ve
manevi kirlerden arındıran.

EL-HAYY (c.c.) Yâ Hayy: يَا حَىُّ
Esmâsının manası: Gerçek hayat sahibi olan. Dâimâ diri olan, her şeye hayat ve can veren, sonsuz, sınırsız bir hayatın sahibi olan,
her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten,
gerçek hayat sahibi olan demektir.
Fazileti ve faydaları: Yaşamda neşeli olmak için Allah'ın isimlerinden olan Hayy ismi özellikle yorgunluk, halsizlik hissedenlerin bolca zikretmesi tavsiye edilen, İslam bilginleri tarafından önerilen ve insana hayat enerjisi verdiği söylenen derman bir esmadır. (İhlas ve samimiyetle okuyunuz.)

Esmaül Hüsnadan
(Yâ Nur) (Nurun Alâ Nur) Allah Celle Celâluhü
Mânâsı: Âlemleri Aydınlatan Allah
İsm-i şerifini sürekli zikreden kimsenin yüzünde pozitif olarak hâsıl olan aydınlık ve nur belirir. Halk arasında çok sevilen, Sayılan ve aranan birer kişi haline gelir.

المهيْمن El-Müheymin:
İnsanların bütün yaptıklarını bilen,
Koruyan görüp gözeten

Es Selâm: Selam isminin üç manası vardır. Selamete çıkartan, Selametten olan ve
cennette kullarına selam veren Allâh.

EL-VEKÎL: Kendisine Tevekkül Edenlerin
İşlerini En İyi Neticeye Ulaştıran ALLÂH

YÂ BÂKÎ, ENTEL BÂKÎ
Çok tesbih edilen “Bekâ sahibi olan!
Bâkî (son bulmayan) ancak sensin.” demektir.
Ebedî olan yalnız Allah’tır
Allah’ın (cc)dışındaki her şey bir gün son bulmaya mahkûmdur.
(Kusursuz olan ALLAH'tır)

EL-Hakemu Yâ Allâh C.C
Hükmeden ve hakkı yerine getiren.

El Basîru Yâ Allâh Celle Celâhu
Her şeyi gören Allâh

Es-Semî: İşiten, duyan, gizli olan herşeyi tamamıyla bilen.
Allah, işitendir, görendir.
(Mümin Suresi 20)
(Nisa Suresi, 134)

Zül Celâli Vel ikrâm; Azamet ve ikram sahibi, yücelik, ululuk, büyüklük ve
izzet sahibi.

Yâ Gâhir Allah Celle Celâhu
Kullarının işlerini dilediği şekilde düzenleyen, idâre eden, onlara üstün ve egemen olan, canlılar arasında haddini aşıp kendisine isyan eden zorbaları azap ile diğer bütün canlıları da ölümle yok eden.

EL-MECİD: Şânı büyük ve yüce olan Allah

El- Habîr: "Her şeyden haberdar."

EL-HAKEM Allah Celle Celâhu:
Hükmeden ve Hakkı Yerine getiren Allâh

Yâ Fâlik; Allah CC
Yarıp çıkaran, varlık ağacının tohumunu eken, sonra da o tohumu yarıp varlığı yaratan.

Yâ Sâdığ: Allâh Celle Celâluhü(يَا صَادِقُ)
Özünde işinde vaadinde doğru olan.

Yâ Kefîl; İhtiyaçları karşılamayı kabul eden.

Yâ Kâfi; Kuluna yeten, koruyan,
yetiştiren, yerine geçiren.

Yâ Muhyi; Yaratılışı kabul istidadı olan her
“ayn”ı varlık ile ihya eden

Yâ Mevlâ; Kendisinden yardım ve destek beklenen.

Yâ Vâsi’; Her şeyi kuşatan, asla kuşatılamayan, imkânları genişleten, kapasitesi sonsuz olan.

El Mubîn; Varlığı gizli olmayan, apaçık olan hakkı izhar eden, gerçeği beyan eden, varlığında hiç şüphe bulunmayan.

El Mürîd. İrâde eden, isteyen, dileyen, dilediğini gerçekleştiren, sıfat mertebesinde güç oluşturma.

UYKU DEMEK, YARI ÖLÜ DEMEK
Uyku girmez gözüne
Gönlü viran olanın.

Gündüz geceye sormuş;
Yer değişelim mi diye? 
Gece: Cevap vermiş 
İnsanların acılarına katlana bilir misin?
Çünkü Gece uyumayan insanların
Gündüze sığmayan acıları vardır...
Derdiyle uyuyan,
Dermânıyla uyansın inşaAllah.

Gecelerin ne kadar uzun olduğunu Derdi sıkıntısı olanlar ve HASTA olanlar bilir. Rabbim, derdi sıkıntısı olan kardeşlerimizin dert sıkıntılarını gidersin.
Ağrı, acısı olan kardeşlerimizin, ağrı acılarını dindirsin. 
Gecesi uzun olan hastalara Şifâ versin.
Refakat edenlere sabır ve mükâfat versin.

Her kim bir üzüntüsü, Derdi, Hastalığı varsa uyanır uyanmaz İsrâ Süresi, 105. Âyet'i 4 kere okusun. VE Yasin Suresinin 58. ayetini Hastalarımıza 7 defâ okuyalım şifâ Allah'tandır...
سَلَامٌ قَوْلًا مِنْ رَبٍّ رَح۪يمٍ

Sonsuz Merhamet Sahibi olan Rab’lerinden,
Selâm size sevgili kullarım; ebedî mutluluk diyarına hoş geldiniz. Artık selamettesiniz.
Dert ve çile, gam ve keder, üzüntü ve sıkıntı bitmiştir!” sözü ile cennette ağırlanacaklar. Rablerinin bu iltifatıyla öylesine büyük bir mutluluk duyacaklar ki, diğer bütün nîmetler geride kalacak.
Çok merhametli olan Allahtan bir söz olarak (kendilerine) Selam (vardır)
Kuran-ı Kerimde yer alan bu ayetin anlamı merhametli olan Yaradan, bir söz olarak kendilerine selam vardır, anlamına gelmektedir.

Yâ Gaviyyi ALLAH (Celle Celâluhü)
Yâ Metîn (ALLAH (Celle Celâluhü)

-ŞÂFİ ALLAH Celle Celâhu
Hastalara şifa veren, Ş
ifayı yaratan,
Şefaat eden, Ş
ifalandıran,
Şifânın tek kaynağı olan Allah.

Allâh'ım, ey insanların Rabbi! sıkıntıyı gider,
şifâ ver. Şifâyı veren ancak sensin.
Senin vereceğin şifâdan başka şifa yoktur.
Öyle bir şifâ ver ki, hastalık nedir bırakmasın.
(Buhârî, "Tıp" 37)

Allah katında amellerin en sevimlisi,
Az da olsa devamlı olanıdır.
(Ebû Dâvûd Tatavvû 27)
(Buhâri, Libâs, 43)

EŞ-ŞEKŪR: Allah Celle Celâhu
ANLAMI: Az amele çok sevap veren
(Hamd Etmek Müstehaptır)
Elhamdulillâh اَلْحَمْدُ ِِلله 

-Şâkir; Kendisine itaat edeni metheden,
Öven ve ona nîmetten çok sevap verendir.

ES-SABUR (Yâ Sabûr cc) يَا
صَبُور
ANLAMI
: Cezâ vermede acele etmeyen.
FAZÎLETİ: Kalbi Allah sevgisi ile dolar.
Belâ, zulüm ve iftiralardan uzak olur.
Şiddet ve zorluk görmez.
Başladığı işi kolay bitirir.
İhlâsla Yâ Sabûr” diye okumaya devam edenler, içinde bulundukları zor durumlardan Allah’ın izni ile kurtulurlar. Allah tarafından korunur.
Sabr-ı cemil sâhibi olur; iki cihanda da mesut ve bahtiyar olur. Vucudunda rahatsızlık olan kimse, okursa şifâ bulur.
(Not:)İhlâs ile en az 33 defâ okuyunuz)

♥️
SEKİNE DUÂSI
Peygamber efendimiz duâ ederken Bismillâhirrahmanirrahim 

اِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحاً مُب۪يناً
1- Yâ Ferdun, 2- Hayyun,
3- Kayyumun. 4- Hakemun,
5- Adlun, 6- Kuddusun.
وَتَرْزُقُ مَنْ تَشَٓاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Ve Terzügu men teşau biğayri hisab.
MÂNÂSI: Ey zengin kılan Rabbim,
O, Hesapsız, Sınırsız, rızık vericidir.
(Âl-i İmran Suresi, 27. Âyet)

SEKİNE DUÂSININ FAZÎLETİ: 
İsmi şerifini her gün 7 defâ okumaya devam edenin; Tüm işleri kolaylaşır.
Her türlü isteği Allah-u Teâlâ tarafından kabul görür. Belâ sıkıntı ve türlü şerlerden kurtulur. Sevgi bereket, rızık ve hayır kapıları açılır.
Rızkı genişler. Evin bereketi olur.
İnsanlar arasında sevimli olur,
Hürmet, saygı, sevgi ve ilgi görür.
Günahları affedilir. "Duâları kabul olur"
Aralarında düşmanlık olan kişiler okursa düşmanlık kalkar.
Sürekli okuyan kişinin Sözü tesirli olur
Bu duayı okuyan kişilerin hem özel hayatlarında hem de iş hayâtında dilekleri gerçekleşir.
Sekine duâsı kişiyi her türlü ruhsal sıkıntıdan ve vesveseden kurtarır. bu duânın okunduğu evlerde münâkaşa olmaz. unutkanlığı giderir ve
Zekâyı güçlendirir.
Allâh'ın lütfune kavuşur buyurdu.
(Tirmîzi)

❤️
Haftalık Muhafaza İçin Okunacak Duâ:
Her kim bu duâyı okursa tüm belâlardan korunur:

اَللّٰهُمَّ يَا كَافِيَ الْبَلَاءِ إِكْفِنَا الْبَلَاءَ قَبْلَ نُزُولِهِ
*مِنَ السَّمَاء يَا اَللّٰهُ يَا اَللّٰهُ يَا اَللّٰهُ يَا اَللّٰهُ يَا اَللّٰهُ يَا اَللّٰهُ
❤️ِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِِ
SÂLÂVÂTI FATİH
 اَللّٰهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلٰى سَــيِّــدِنَا مُحَمَّدِ ۨالْفَاتِحِ لِمَا اُغْلِقَ وَالْخَاتِمِ
 لِمَا سَبَقَ نَاصِرِ الْحَقِّ بِالْحَـقِّ وَالْهَادِى اِلٰى صِرَاطِكَ الْمُسْتَقِيمِ
 وَعَلٰى اٰلِه۪ وَاَصْحَابِه۪ حَقَّ قَدْرِه۪ وَمِقْدَارِهِ الْعَظِيمِ
Sâlâvâtı Fâtih okuyanın Günahları bağışlanır. İşleri açılır. Allâh’ın izniyle sorunları çözülür.
*Merhâmetli olur.
*yoksulluğu ve açlığı ortadan kalkar.
**Çok büyük bir zikirdir.
**Cuma günü okunmasında çok fayda vardır.
**Bu salâvâtın 1 defa okunması
6 kere Kur’ân-ı Kerîm’in hatmine ve
On Bin Salavata denktir.

♥️ZİKİR KALBE ŞİFÂ VERİR♥️
Günlük Yaptığım,
Zikir İbâdetlerim
Mâneviyat için
Yapılmasını tavsiye ederim
Ruhun gıdası 
Allâh'ı anmaktır.
Allâh'ı anmak şifâ'dır. 
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet
Kelime-i Tenzih: Sübhânallâh
"Sübhânallâh" diyen Uhud dağından daha büyük sevaba kavuşur."Lâilahe illallâh" ve "Allâhu ekber" 
demekte böyledir. (Beyheki)
Kelime-i Tahmid: Elhamdülillâh
Kelime-i Tekbir: Allâh'u Ekber
Teşrik Tekbir ve (Gamet)
(Sübhâneke; Sıkıntıdan kurtulmak için oku:)
Ettehiyyâtü Duâsının Fazileti;
Uykusuzluk ve çaresizlik için) (Huysuz, agresif, İnsanlara okunursa, çok uysal ve sâkin olur.
Yemek yaparken okursanız bereketli ve çok lezzetli olur. Kurak bir havada okursanız,
Yağmur yağar.
Salli (Rahmet için oku )
Bârik- (Bereket için oku )
Rabbenâ -Râbbenağfirli ve Fâtihâ
(Dünya ve Ahiret için, İyilik güzellik mutluluk huzur ve şifâ için oku)
(Elif Lâm Mîm)
Hergün sadaka veririm.
(Tövbe İstiğfar ederim:
Estağfirullâh
; 100 defâ derim.
Sâlâvat ve Salâtentuncînâ okurum.
Allâh'ın 99 isimlerini sayarım.
رَبِّ يَسِّرْ وَلاَ تُعَسِّرْ، رَبِّ تَمِّمْ بِالْخَيْرِ
Türk Okunuşu
Rabbi Yessir ve lâ tüassir,
Rabbi temmim bil hayr
Anlamı; Rabbim kolaylaştır,
Zzorlaştırma,
Sevdir nefret ettirme.
Her işimi hayırla sonuçlandır. (Amin)
Tefsirli Mânâsı:
Allâh’ım senin sonsuz merhâmetin ve yardımın olmadan ben bu işi yapamam.
Allâh’ım bütün hayırlı işlerimi zorlaştırma, kolaylaştır, ilmimi artırarak yaptığım işleri bana ve çevreme faydalı kıl ve işlerimi en hayırlı şekilde sonuçlandır.(amin)
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
قَالَ رَبِّ ٱشْرَحْ لِى صَدْرِى وَيَسِّرْ لِىٓ أَمْرِى
وَٱحْلُلْ عُقْدَةً مِّن لِّسَانِى
 يَفْقَهُوا۟ قَوْلِى وَاجْعَل لِّي وَزِيرًا مِّنْ أَهْلِي
Rabbim! Gönlüme ferahlık ver.
İşimi bana kolaylaştır.
Dilimdeki tutukluğu çöz ki,
Sözümü iyi anlasınlar.
Bana ailemden birini yardımcı yap.
(Tâ-Hâ Sûresi, 25.26.27.28.29. Âyetler
Cüz: 16)(Hz Musa'nın Duâsı.
 
Daraldığınızda bunaldıgınız da 
Hayattan bıktığınız ve Sıkıldığınızda Çözüm bulamadığınız anlarda bu
SŰRE ve ÂYETLERİ ve İNŞİRAH süresini bol bol okuyun Ferahladığınızı hissedersiniz inşaAllah Allâh'ın izniyle.
İnsana ferahlık verir,
yaşama sevinci ve huzur verir.
 الَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهْدِينِ
Beni yaratan da, 
Doğru yolu gösteren de odur.
(Şuâra Sûresi, 78. Âyet)

وَلَقَدْ نَعْلَمُ اَنَّكَ يَضٖيقُ صَدْرُكَ بِمَا يَقُولُونَۙ
Söyledikleri yüzünden canının sıkıldığını muhakkak ki biliyoruz.
(Hicr Sûresi, 97. Âyet)

"Vedduhâdan Aşağı günlük okurum" 

Üzerinde Nazar Olduğunu Gösteren Beş Davranış: Sürekli Uyku isteği.
Eşyâların kırılması.
Unutkanlık ve Dalgınlık.
Takıntılı hâle getirilmiş devamlı söylenen sözler. Kesici âletlerden duyulan korku. Rabbim bizleri nazardan korusun
فَأَصَابَهَا
إِعْصَارٌ فِيهِ نَارٌ فَاحْتَرَقَتْ
Nazar, Sihir. Ağrı için 7 defa okuyunuz
(Bakara Sûresi, 266. Âyet)

Nazar etme ne olur.
Güzel
 gözle bak,
Duâ
et seninde
 olur. 
Nazar Değmesine Karşı Peygamberimiz (s.a.s)
Göz nazar haktır ve gerçektir.
(Buhâri, Tıp, 34-35)
Resûlullah (a.s) Cinlerden ve insan gözünden Allâh'a sığınırdı. Sabah ve Akşam, Muâvizeteyn Koruyucu Felak, Nas, Âyet'el-Kürsî ve Fatihâ Sürelerini üçer defâ okurdu. Bunlar her türlü kötülükten korunmak için sana yeter. buyurmuştur.
(Tirmizî, Tıp, 16; İbn Mâce, Tıp, 32)
(Ebû, Dâvud Edeb 110)
NAZAR Âyetlerini 3 defâ okuyunuz.
اَعُوذُ بِالّٰه مِنَ الشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
وَاِنْ يَكَادُ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَيُزْلِقُونَكَ بِاَبْصَارِهِمْ
لَمَّا سَمِعُوا الذِّكْرَ
 وَيَقُولُونَ اِنَّهُ لَمَجْنُونٌۢ
وَمَا هُوَ اِلَّا ذِ كْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ
Şüphesiz inkâr edenler Zikr'i Kuran'ı duydukları zaman neredeyse seni gözleriyle devirecekler.  Senin için, Hiç şüphe yok o bir delidir" diliyorlar. Halbuki o (Kur'an), âlemler için ancak bir öğüttür
(Kalem Suresi, 5152. Âyet Cüz: 29)

NAZAR İÇİN:
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ اللَّهِ التَّامَّةِ مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ 
وَهَامَّةٍ وَمِنْ كُلِّ عَيْنٍ لَامَّةٍ
Göz değmelerinden ve kıskanç insanların bakışlarından kendimizi ya da sevdiklerimizi sakınmak için sık sık nazar duasını okuyunuz.

Peygamberimiz (s.a.s) Kim hoşuna giden bir şey görür de; Maşâallah, Subhânallâh, Barakallah Lâ guvvete illâ billâh 
(Allah'ın dilediği olur. Ondan başka kuvvet ve kudret sahibi yoktur) derse, ona hiç birşey zarar vermez buyurmuştur.
(Beyhakî, Şuabul-iman, IV, 90)
Malını dosta düşmana teşhir etme.
Gösteriş yapma. Nazar değer.
"Her türlü şeytan ve zehirli hayvandan ve bütün kem gözlerden Allah’ın eksiksiz kelimeleri ile O’nun korumasına sığınıyorum."
(İbn Mâce, "Tıb", 36; İbn Hıbbân, "Edıye"
No. 1012-1013)

Ey Muhammed, senin ümmetinden kim her gün yüz defa لَااِلٰهَ اِلاَّالله اَلْمَلِكُ الْحَقُّ الْمُبِينُ
Lâ ilâhe illallâhül melikül hakkul mübîn derse, bu onun için fakirlikten kurtulmaya vesile olur, kabir yalnızlığında kendisine yoldaş olur ve bununla zenginliği celb etmiş yani kendisine çekmiş ve cennetin de kapısını çalmış olur.
(Zebidi, İthaf, 5/131; Kenzü’l-ummal, no: 5058)
 
Allah Resulü şöyle buyurdu; 
Birinize dert sıkıntı ve belâ gelince Yunus  peygamberin balığın karnındaki Duâsını okusun. Allah-u Teâlâ, Onu muhakkak kurtarır.” demiştir.
لَاۤاِلٰهَهَ اِلَّاۤ اَنْتَ سُبْحَانَك اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَ
(Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntu minezzâlimîn;) Sıkıntıya düşmüş ve başı belâya düçâr olmuş hangi müslüman bu duâyı yaparsa, Allah Teâlâ mutlaka onun duasını kabul buyurur.
Felâha huzura kavuşur.
(Tirmizî, Deâvât 81)
(Ahmed b.Hanbel,Müsned, I, 170)

Hz Eyyüp'ün DUÂ'SI
وَخُذْ بِيَدِكَ ضِغْثاً فَاضْرِبْ بِهٖ وَلَا تَحْنَثْؕ
 اِنَّا وَجَدْنَاهُ صَابِراًؕ
 نِعْمَ الْعَبْدُؕ اِنَّهُٓ اَوَّابٌ
Gerçekten biz Eyyûb’u sabreden bir kimse olarak bulduk. O ne güzel bir kuldu!
O, Allah’a çok yönelen bir kimse idi.
(Sad Süresi, 44. Âyet)

Eyüp peygamberin şifa bulmak için;
 اَنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَۚ
Ennî messeniyeddurru ve ente erhamur râhimîn. (Enbiya Suresi 83. Ayet) olarak dua ettiği bilinmektedir. Meali şöyledir:
Bana gerçekten hastalık isâbet etti.
Sen merhametlilerin en merhametlisisin!
diyerek dua etmiştir.

وَاَيُّوبَ اِذْ نَادٰى رَبَّهُٓ اَنّ۪ي مَسَّنِيَ الضُّرُّ وَاَنْتَ اَرْحَمُ الرَّاحِم۪ينَۚ
 فَاسْتَجَبْنَا لَهُ فَكَشَفْنَا مَا بِهِ مِن ضُرٍّ وَآتَيْنَاهُ أَهْلَهُ وَمِثْلَهُم مَّعَهُمْ رَحْمَةً مِّنْ عِندِنَا وَذِكْرَى لِلْعَابِدِينَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِدْرِيسَ وَذَا الْكِفْلِ
كُلٌّ مِّنَ الصَّابِرِينَ
Eyyûb’u da hatırla. Hani o Rabbine,
“Şüphesiz ki ben derde uğradım, sen ise merhâmetlilerin en merhâmetlisisin” diye niyaz etmişti.
 Biz de onun duâsını kabul edip kendisinde dert namına ne varsa gidermiştik. Tarafımızdan bir rahmet ve kullukta bulunanlar için de bir ibret olmak üzere ona ailesini ve onlarla berâber bir mislini daha vermiştik. İsmail'i, İdris'i ve Zulkif'i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdendi. 
(Enbiyâ Sûresi, 83.84. 85.86.87.88.89.
90.
91. 69. Âyet Cüz: 17)

Ayetel Kürsi
=Âmenerrasülu=Huvallahullezi
Aşağıdaki Duâ'yı
Sabah ve akşam namazını kıldıktan sonra 
Hiç kimseyle konuşmadan 7 defa okuyan,
Eğer ölürse Allah onun için Cehennem ateşinden koruyucu bir berat kurtuluş yazar.
ALLÂHÜMME ECİRNÂ MİNENNÂR, VE
EDĞİLNAL CENNETE MEAL EBRÂR
Anlamı Allâh'ım bizi cehennem ateşinden azâbından koru. Peygamberlerle, Sıddıklarla, Şehitlerle, (Sâlihlerle) iyilerle berâber cennetine dâhil eyle. (Hadis-i Şerif)
رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا
Anlamı:..Ey Rabbimiz! Bizden cehennem azâbını uzaklaştır, gerçekten onun azâbı sürekli bir helâktir!
(Furkan Sûresi, 65. Ayet)

Fakirlikten Kurtulmak İçin;
Evine girdiğinde Selam ver ve
İhlas Suresini oku. H-Ş

 
SABAH: Yâsin Süresi
 
ÖĞLE: Fetih Suresi
-مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللّٰهِؕ
ANLAMI: Muhammed, Allah'ın Resülüdür.
(Fetih Suresi, 29. Âyet Cüz: 26)
Fetih Süresini okuyan ve okumaya devam eden kimselerin duâları kabul olur.
Maddî ve mânevi rızık kapıları açılır.
Her türlü maddî ve mânevi sıkıntılardan selâmete çıkar. -Kazâ ve belâlardan kötülüklerden korunur.
(Her gün okunmalı)
 
İKİNDİ: Nebe Süresi

AKŞAM: Vâkıâ Sûresi
Vâkıa Süresi'ni her gece okuyan kimse aslâ fakirlik görmez. Gündüzleri okuyan kimseyi Allah (C.C) muhtaç etmez. Kim Vakıa Süresini okursa servete kavuşur ve zengin olur.
 
YATSI: Mülk Sûresi

Rahman Suresini okunmasının faziletleri şu şekildedir; Eğer bir kimse Rahman suresini her gün okursa o kişiye hayır kapıları açılır.
Refah ve huzura kavuşur...
Günahları af edilir.
Dünya ve Âhirette Allah (c.c) Rahman Suresini okuyandan razı olacaktır.
Herşeyin bir gözdesi vardır.
Kur'an'ın gözdesi de Rahmân Sûresi'dir. H-Ş
Rasulullah Sallahu Aleyhi Vesellem
Cinlerin Kur'an dinlemeye geldikleri gece,
Râhman Süresini onlara okuduğumda:
Febieyyi âlâ irabbikümâ tukezzibân
فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَان
(O hâlde ey insanlar ve cinler
Rabbinizin nîmetlerinin hangisini inkar ile yalanlarsınız? Âyetini her tekrar ettiğimde onlar (Cinler); Biz, Senin hiç bir nîmetini yalanlamıyoruz, yalanlayamayız. Ey Rabbimiz,
Hamd ancak sana'dır. dediler.
 
İbâdetlerde sayı değil,
İhlas ve samimiyet önemli"
İbâdetlerini sayma.
Sayacaksan günahlarını say ve tövbe et.
(İbn-i Mesud, r.a buyuruyor:)
İbâdetlerinizi sayıya dökmeyiniz,
Dökecekseniz sayacaksanız
Günahlarınızı sayınız ve tövbe ediniz.
(Allah Celle Celâluhu ondan razı olsun.

❤️UYKU İLAÇ'TIR
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. "Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru" derler.
(Âl-İmrân, 3/191)
 
وَمِن رَّحْمَتِهِۦ جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيْلَ وَٱلنَّهَارَ لِتَسْكُنُوا۟ فِيهِ
وَلِتَبْتَغُوا۟ مِن فَضْلِهِۦ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
Allah, rahmetinden ötürü geceyi içinde dinlenesiniz; gündüzü de, lütfundan isteyesiniz ve şükredesiniz diye sizin için yarattı.
(Kasas Sûresi, 73. Âyet Cüz: 20)

Allah, geceyi ve gündüzü döndürüp duruyor. Şüphesiz bunda basiret sâhibi olanlar için bir ibret vardır.
(Nur Suresi, 44. Âyet Cüz: 18)

اَللّٰهُ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الَّيْلَ لِتَسْكُنُوا ف۪يهِ وَالنَّهَارَ مُبْصِرًاۜ
اِنَّ اللّٰهَ لَذُو فَضْلٍ عَلَى النَّاسِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَشْكُرُونَ
Elbette göklerin ve yerin yaratılması,
İnsanların yaratılmasından daha büyük bir şeydir. Fakat insanların çoğu bilmezler. Allah, içinde rahat edesiniz diye geceyi ve (her şeyi) gösterici (aydınlık) olarak da gündüzü yaratandır. Şûphesiz Allah, insanlara karşı sonsuz iyilik sahibidir, fakat insanların çoğu şükretmezler.
İşte Rabbiniz olan Allah budur. O, her şeyin yaratıcısıdır. O'ndan başka ilâh yoktur.
Öyleyse nasıl oluyor da O'ndan yüz çevirip yanlış yollara düşüyorsunuz?
(Mü'min Süresi, 57-61-62. Âyet Cüz: 24)

Kuşluk vaktine andolsun, Karanlığı çöktüğü vakit geceye andolsun ki, Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. Muhakkak ki âhiret senin için dünyadan daha hayırlıdır.
Şüphesiz, Rabbin sana verecek ve sen de hoşnut olacaksın. Seni yetim bulup da barındırmadı mı? Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi?
Seni ihtiyaç içinde bulup da zengin etmedi mi? Öyleyse sakın yetimi ezme!
Sakın isteyeni azarlama!
Rabbinin nîmetine gelince; işte onu anlat.
(Duhâ Sûresi, 1.2.3.4.5.6.7.8.9.10.11. Âyet)

Ortalığı bürüdüğü zaman geceye andolsun, Açılıp aydınlandığı zaman gündüze andolsun, Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki, Şüphesiz sizin çabalarınız elbette çeşit çeşittir.
 
Göklerin ve yerin hükümranlığı Allâh'ındır. O, dilediğini bağışlar. Dilediğine cezâ verir.
Allah, çok bağışlayandır,
çok merhâmet edendir.
(Fetih Suresi, 14. Âyet Cüz: 26) 

بَدٖيعُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِؕ وَاِذَا قَضٰٓى اَمْراً
فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ
O, göklerin ve yerin eşsiz-örneksiz yaratıcısıdır; bir şeyin olmasını dilediğinde ona “ol!” der, hemen oluverir.
(Bakara Suresi, 117)

O, yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratan, sonra göğe yönelip onları yedi gök hâlinde düzenleyendir.
O, her şeyi hakkıyla bilendir.
[Bakara Sûresi29. Âyet]

Şüphesiz gece ve gündüzün ardarda değişmesinde, Allah'ın göklerde ve yeryüzünde yarattığı şeylerde, Allah'a karşı gelmekten sakınan bir toplum için pek çok deliller vardır.
(Yûnus, 10/6)

Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da onun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.
(Rûm, 30/22) (Ayrıca Bakınız; 33.34.35.36.37.38.39.40.41. Âyet Cüz: 21)

سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَزٖيزُ الْحَكٖيمُ ﴿١
لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ يُحْـيٖ وَيُمٖيتُۚ
 وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَدٖيرٌ ﴿٢
هُوَ الْاَوَّلُ وَالْاٰخِرُ وَالظَّاهِرُ وَالْبَاطِنُۚ
 وَهُوَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلٖيمٌ ﴿٣
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allâh'ı tesbih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnızca onundur. Diriltir, Öldürür. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
O, ilk ve sondur. Zâhir ve Bâtın'dır.
O, her şeyi hakkıyla bilendir.
(Hadid Süresi, 1-2-3. Âyet Cüz: 27)

هُوَ الَّذٖي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ فٖي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِؕ يَعْلَمُ مَا يَلِجُ فِي الْاَرْضِ وَمَا يَخْرُجُ مِنْهَا وَمَا يَنْزِلُ مِنَ السَّمَٓاءِ وَمَا يَعْرُجُ فٖيهَاؕ وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْؕ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ
O, Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istivâ eden O’dur. Toprağa giren ve ondan çıkan, gökten inen ve ona yükselen her şeyi bilir. Nerede olursanız olun O sizinle beraberdir. Allah yaptıklarınızı görmektedir.
Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız O’nundur ve bütün işlerin dönüp varacağı merci ancak Allah’tır. Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katar. O kalplerde olanı çok iyi bilir. Göklerin ve yerin yaratılışında,
gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
(Hadîd Sûresi, 4-5.6. Âyetler Cüz 27)
(Ayrıca bak: Âl-i İmrân, 3/190)
Zâriyat, 47-48-49-50. Âyetler Cüz 27)
(Cum'a, 1. Âyet Cüz: 28)

MÜLK ALLÂH'INDIR
يُسَبِّحُ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ
 لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ
Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk yalnızca O’nundur, hamd de O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
(Teğâbun Sûresi, 1. Âyet)

Göklerdeki ve yerdeki her şey,
Mülkün sâhibi, Allah'ı tesbih eder.
(Cum'â Süresi, 1. Âyet Cüz: 28)

Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allâh'ındır.
(Nisâ Sûresi, 126. Âyet)
  
فَسُبْحَانَ اللّٰهِ ح۪ينَ تُمْسُونَ وَح۪ينَ تُصْبِحُونَ 
وَلَهُ الْحَمْدُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَعَشِياًّ وَح۪ينَ تُظْهِرُونَ
Akşama girdiğinizde, Sabaha kavuştuğunuzda,
Namaz ile Allâh'ı tesbih edin.
Göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur.
Gündüzün sonunda ve öğle vaktine girdiğinizde Namaz ile Allâh'ı tesbih edin.
(Rûm Sûresi, 17-18. Âyet Cüz: 21) 

Andolsun, eğer onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı, güneşi ve ayı hizmetinize kim verdi?" diye soracak olsan mutlaka,
"Allah" diyeceklerdir.
O halde nasıl(haktan) döndürülüyorlar?
(Ankebût, 29/61)

O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır.
(Furkan Sûresi, 47. Âyet)
Ayrıca bak; Mü'min, 61. Âyet Cüz 24)

"Gece müminler için örtüdür"
 
Uykunuzu bir dinlenme sebebi kıldık.
Geceyi sizi örten bir elbise yaptık.
Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.
Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.
(Nebe Süresi, 9.10.11.12. Âyetler Cüz: 30)

Geceleyin uyumanız ve gündüzün O'nun Lütfundan istemeniz de O'nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şûphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler vardır.
(Rum Suresi, 23. Âyet Cüz: 21)
(Ayrıca bakınız; Hadîd, 1-2-3-4-5-6. Ayetler)
(Lokman Sûresi, 29. Âyet Cüz: 21)

ALLÂH'IM! 
Senin iznin ve yardımınla sabahladık ve akşamladık. Yine senin iznin ve yardımınla yaşar ve ölürüz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.
(Ebu Dâvûd, "Edeb",110)

Senin adını anarak ölür ve dirilirim
(uyur ve uyanırım) Allahım!"
(Buhârî, "De'avât", 7)

Uykudan uyandığınızda nefes alıyorsanız şükredin.
(İmam-ı Gazâli)
 
UYKU DUÂSI
Allâh'ım senin isminle uyur
Senin isminle uyanırım.
Uyandırdığın her güne
Verdiğin her nefese Elhamdülillâh.

Hayâtımızın yarısını uyuyârak geçiriyoruz...
diğer Yarısını da uyutularak geçiriyoruz.

Biz bu Dünyanın yorgun kullarıyız,
Uyusak rüyâlar kandırıyor,
Uyansak insanlar...
Sen daralmış gönüllerimizi,
Genişlet Rabbim...

Uyuyacağınız zaman ışıkları söndürün.
Kapıları kapatın.
Su kaplarının ağızlarını kapatın. 
Yiyecek ve içeceklerin üzerini örtün.
(Buhâri, Eşribe, 22)
 
Kim yatağa abdestli girerse o gece bir melek sabaha kadar Yâ Râbbi bu kulunu affet diye Duâ eder. Abdestli ölen şehittir.
(Hâdis-Şerif)

Kötü Bir Rüya Gördüğünüzde
Ne tabir ettirin, Ne de başkalarına anlatın.

Ebû Hüreyre (ra) rivayet ediyor.
Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmuşlardır: Biriniz güzel bir rüya gördüğünde onu tâbir ettirsin, Başkalarına da anlatsın. Kötü bir rüya gördüğünde de ne tâbir ettirsin, Ne de başkalarına anlatsın.
(Camiüssağir-618)
Felâk ve Nas Süresini okusun.
Şeytanın şerrinden Allaha sığınsın. O rüyayı kimseye anlatmasın rüya ona bir zarar veremez.

DUÂ
Sabâh'ın aydınlığını var eden, geceyi dinlenme vakti yapan, güneşi ve ayı hesap vasıtası yapan Allâh’ım! Bana borçlarımı ödemeyi ihsan eyle, benden fakirliği gider, kulağımı, gözümü ve kuvvetimi Senin yolunda kullanmayı nasip eyle."(Malik,"Dua"No: 495)  

Merhâmeti sonsuz Allâh'ım! Sıkıntılarımızı gider. Bizi içinde bulunduğumuz gamdan, kederden kurtar...(Çıkış yolu ve ferahlık) nasip eyle..Allâh'ım kimseyi çâresiz bırakma.
Allâh'ım kimseyi zor durumda bırakma.

Allah’ım! Bizi bağışla, bize merhamet eyle, (ibadetlerimizi, hayır ve hasenatımızı, dualarımızı) kabuleyle, bizi cennete koy, bizi cehennemden azat eyle, bütün işlerimizi ıslah eyle.
(İbn Ebi Şeybe, "Dua", 135, No: 29342)
(Âmîn)
 
❤️TEFEKKÜR ÎMÂNI KUVVETLENDİRİR
Tefekkür Zekâyı Açar. (İmam-ı Şâfi)
Tefekkür, dinimizde önemli bir ibadettir.
Tefekkür, günahlarını, mahlukları ve kendini düşünmek Allahü teâlânın yarattığı şeylerden ibret almaktır. Kur’an-ı kerimde iyiler övülürken buyuruluyor ki: (Onlar ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken hep Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışını inceden inceye düşünürler. Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen [boş, manasız şeyler yaratmaktan] münezzehsin.
Bizi Cehennem azabından koru” derler.)
[Al-i İmrân Sûresi, 191. Âyet]

Aklın meyvesi tefekkürdür. 
Tefekkür, gerçeği anlamak ve doğru davranmak için emek verip düşünmektir. Bizler tefekkür ederek yaratılış gayemizi, Allah’a kulluğun önemini, vaktin kıymetini ve salih amelin değerini idrak ederiz. Kâinattaki eşsiz dengenin ve sayısız nîmetin farkına varırız. Göklerin ve yerin,
dağların ve denizlerin, ay ve güneşin,
bilinen ve bilinmeyen nice güzelliklerin yaratılışındaki hikmeti kavrarız.
Tefekkür sâyesinde olaylara ibret nazarıyla bakar, ders çıkarır, payımıza düşen sorumluluğu alırız.
 
Tefekkür, ibadetin yarısıdır.[İ. Gazali]
Bir saat tefekkür etmek,
Kırk gece nâfile ibâdetten daha hayırlıdır.
 
Göklerin ve yerin yaratılışında,
gece ile gündüzün birbiri ardından gelişinde
(Uzayıp kısalmasında] akıl sahipleri için elbette ibret verici deliller var.
[Ali İmran 190] âyeti varken nasıl ağlamayım? Bu âyeti okuyup da tefekkür etmeyene yazıklar olsun!
 
Allahü teâlânın yarattıkları üzerinde düşünün, Zâtı hakkında düşünmeyin.
 
Her fırsatta Allahü teâlânın yarattıklarını tefekkür etmelidir. Mesala eline bakmalı.
Parmakları olmasaydı, bir şeyi tutup alması ne kadar zor olurdu. Yâhut parmakları hiç kıvrılmasa ydı, eller hiç olmasaydı, gözümüz olmasaydı,
gözümüz başka yerde olsaydı, halimiz nasıl olurdu? Tırnağın devamlı büyüdüğü gibi, dişlerimiz de büyüseydi ne olurdu?
Dişlerimiz kemikle beraber olsaydı, çürüyünce nasıl çekilecekti?
Saç uzadığı halde, kaşın ve kirpiğin uzamadığını düşünmeli. İnsan kavak gibi büyüyüp gitseydi,
ne olurdu? Bitkilerin, meyvelerin yaratılışını, yıldızların, gezegenlerin bir ahenk içinde oluşunu düşünmeli. Bunları ne kadar mükemmel yarattığı için Allahü teâlâya hamd etmeli!
Böylece insanın imanı da kuvvetlenir.
Fakat devamlı bunlarla uğraşıp da kendine gereken fıkıh bilgisini ihmal etmek ise çok tehlikelidir.
 
  Bugün 51785 ziyaretçi (193329 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol