Kılıççı Köyü
  Gıybet ve İftirâ
 

GIYBET VE İFTİRÂ

İstiâze: اَعُوذُ بِالّٰه مِنَ الشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
Kovulmuş şeytanın şerrinden Allâh'a sığınırım.

Besmele: بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahîm olan Allah'ın adıyla
 
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يرًا مِنَ الظَّنِّۚ
 اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۜ 
اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُۜ
وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَح۪يمٌ

Gıybet:
Kuran'ı Kerim'de ölü kardeşinin etini yemek gibi değerlendirmiştir
Ey iman edenler! Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın.
Birbirinizin gıybetini yapmayın.
Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini  yemekten hoşlanır ?
İşte bundan tiksindiniz!
O halde Allah'tan korkun
Allah’a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir,
çok merhamet edendir.
(Hucurât Süresi, 12. Âyet Cüz: 26)

Oku, öğren, yaşa, anlat,
İftira atma ve iftirâyı yayma.

Gökten daha ağır olan nedir?  
Dürüst insana iftirâ atmak.

Dilin Âfeti Gıybet ve İftirâ
Gıybet ve İftirâ ne kadar vebal gerektiren bir davranış ise, duyulan her haberi araştırmadan doğru kabul etmek, bilerek ya da farkında olmadan iftirânın yayılmasına sebebiyet vermek de dîni ve ahlâki bakımdan aynı derecede sorumluluk gerektiren bir davranıştır.
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizi şöyle uyarmaktadır: Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur”.
(İsrâ, 17/36)(Nîsa, 135. Ayet)

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) Zandan sakının. Çünkü zan, yalanın ta kendisidir.
(Müslim, Birr, 28) buyuruyor. Çünkü zan, hakkında kesin bilgi sahibi olunmayan bir tahminden ibârettir. Gerçek olma ihtimali olsa bile bir şüphe ve tereddütten öteye geçemez, kişiyi ön yargılı olmaya sevk eder.
 
Suizan, bir insanı temelsiz bir iddiaya dayanarak itham etmek, doğruluğunu araştırmadan onun hakkında olumsuz hüküm vermektir. Böyle bir tutum kişiyi bir başkasına iftira atmak, onun hakkında yalancı şahitlik yapmak gibi yanlış davranışlara kolayca sürükleyebilir. Dahası suizan, bireylerin birbirlerine karşı güvenini sarsacağından ikili ilişkilere zarar verir, toplumsal hayatta düzenin yıkılmasına neden olur.
 
Gerçek bilgi ve kanıta değil, tahmine dayalı hüküm (Zan) Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının konuştuklarını dinlemeyin, ayıplarını araştırmayın, birbirinize karşı öğünüp böbürlenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, yüz çevirmeyin. 
Ey Allah'ın kulları! Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun... "
(Müslim, "Birr",30)

İnsanların gizliliklerini araştırmak.
(Tecessüs)(Casusluk)

İnsanları arkalarından çekiştirmek.
(Gıybet)

Gıybet yapmanın cezâsını âhirette görmekle berâber aslında fark etmeden bu dünyada da görüyoruz…

İnsanlar sizi, sâdece;
Canları aynı yerden yandıklarında anlar. 
 
Müslüman başkasının acısına sevinmez,
Müslüman başkasının acısıyla derdiyle dertlenir.
 
Kardeşinin başına gelene sevinme, Çünkü, Allah, ona acır, seni de benzer bir musîbet ile sınâyıverir.
(Tirmîzi, Kıyâmet, 54)
 
Kardeşinin uğradığı felâketi sevinçle karşılama! Allah onu rahmetiyle o felâketten kurtarır da seni derde uğratır.
(Tirmîzi)

Her an, her şeyle sınanabiliriz.
Aklı olan başkasının imtihânı hakkında yorum yapmaktan kaçınır.             
            
لَا يُحِبُّ اللّٰهُ الْجَهْرَ بِالسُّٓوءِ مِنَ الْقَوْلِ اِلَّا مَنْ ظُلِمَؕ 
وَكَانَ اللّٰهُ سَمٖيعاً عَلٖيماً
Allah kötü sözün açığa vurulmasını sevmez; ancak haksızlığa uğrayan başka.
Allah her şeyi işitmekte ve bilmektedir.
(Nisâ Sûresi, 148. Âyet)

Bir kimsenin gıyâbında, arkasından hoşuna gitmeyeceği bilinen bir şeyini konuşmak, başkalarına aktarmak gıybettir.
İslâm ahlâkçılarına göre ayıptır,
dîne göre günahtır. Câiz değildir.
Peygamber efendimize, “Birisinin arkasından söylediklerimiz doğru ise, onda bu kötü nitelik varsa yine de yasak olan gıybet gerçekleşir mi?” diye soranlar şu cevabı almışlardır:
Söylediğiniz onda varsa gıybet etmiş olursunuzyoksa yaptığınız iftira olur.
(Müslim, Birr, 70)
Şu hadis de bu kötü huylar ve alışkanlıklarla ilgilidir: Zanna kapılmaktan sakınınız, 
Zan en fazla asılsız olabilen haber ve bilgi türüdürKulak kabartmayınız, gizlilikleri araştırmayınız, başkalarını kıskanmayınız, öfkenize kapılmayınız, birbirinize sırtınızı dönmeyiniz. Ey Allah’ın kulları!
Kardeş olunuz.
(Müslim, Birr, 28)
Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 5 Sayfa: 96
 
Gıybet ve İftara nedir bilir misin?
Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettinyoksa, o zaman ona
iftira ettin demektir.
(Müslim, Birr 70)
(Ebû Dâvûd, Edep 35;
Tirmîzi, Birr 23)

Müslüman yapıcıdır, Yıkıcı değildir.
Müslüman müslümanın ayıbını örtmekle ve ona yardım etmekle mükelleftir.
Sen ne yardım ediyorsun ne ayıbını örtüyorsun. Daha çok açıyorsun meydana. Bu zaman çok tehlikeli zaman.
Çığrından çıktı.
Nasihat dersin kabul etmez.
Söylersin kabul etmez.
Kafasında neler beslediyse onları yaymak için kendisini seferber etmiştir. 
Yarabbi, Doğru düşünmeyi,
Doğru konuşmayı, Doğru anlamayı, Doğru yaşamayı bizlere nasip et

Gıybeti yapılan kişi o esnâda kendini savunamayacağı için ölü gibidir.
Gıybet
eden kişi ise kardeşini başkaları gözünde küçük düşürdüğünden yaptığı onun etini yemek kadar iğrençtirPeygamberimiz, arkasından konuşarak başkasının haysiyetini zedeleyen insanların
Cehennemde
kendi Tırnaklarıyla yüzlerini parçalayarak ceza göreceklerini bildirmiştir.
(Ebû Dâvûd, Edep, 35)
İnsanı böyle büyük vebâl altına sokan bu günahtan kaçına bilmek için, mü'min kardeşimizle yaşadığımız sorunu kendisiyle yüzyüze konuşarak halletmeyi denemeliyiz.

Başkasının arkasından konuşmak,
korkaklığın en iğrenç şeklidir.
(Ali Fuat Başgil)

Arkasından kötü konuştuğun insandan samimiyet bekleme.

İncittiğin, İhânet ettiğin insandan
Vefâ, merhamet, iyilik bekleme. 

Yalan ve iftirâyı meslek hâline getiren ve günâha düşkün olan herkesin vay hâline!
Kendisine okunan Allah'ın âyetlerini işitir de, sonra kibrine yediremeyip büyüklük taslayarak, sanki onları hiç işitmemiş gibi, küstahça inkârında direnir. Onu gâyet acı bir azapla müjdele!
(Câsiye Süresi, 7-8)

Kim, (din) kardeşinin ırz ve namusunu onu gıybet edene karşı savunursa, Allah da kıyamet günü o kimseyi cehennemden korur.
(Tirmizî,"Birr"20)

En büyük günahlardan biriside
kendini beğenmektir.

Başkalarını beğenmeyenler
Genelde kimsenin beğenmediği insanlardır.

Gıybet Edene; 
Leş yiyen, Hayvan eti yiyen,
Ölü eti, İnsan eti yiyen,
Nasılsın deyiniz.??

İnsan eti yiyene yam yam denir.
 
Şirk koşmak, Adam öldürmek,
İçki içmek. Kumar oynamak, 
Kul hakkı yemek. Namaz kılmamak,
Zinâ etmek kadar büyük günahlar nelerdir bilir misin ???
Kalp kırmak 
Üç günden fazla küs durmak.
Gıybet ve İftirâ etmek ve
Kulun ayıbını kusuru yüzüne vurarak utandırmak psikolojisini bozmaktır.

Hayatta Dört Şeyi Yapma
1- Tek taraflı birini dinleyip
yarğısız infaz etme.
(Ön yarğıda bulunma)
2- Her duyduğunu doğru kabul etme.
3- Mazlumun âhını alma.
Mazlumun âhı indirir şâhı
4- Büyük konuşma kimseyi kınama,
Kınadığın şey başına gelmeden ölmezsin.

Hâin insan İHÂNET eder!
Asil insan İDÂRE eder,
Âciz insan ŞİKÂYET eder,
Basit âdi insan İFTİRÂ eder,
Dürüst insan SABREDER...
Şükürsüz insan BEDDUÂ eder.

Dedikoducu bir insan
hep başkalarından bahseder. 
Egoist bir insan
hep kendisinden bahseder.
Akıllı bir insan ise
toplumu ilgilendiren
şeylerden bahseder.
 
Dedikodu, Gıybet, İftirâ:
Kırgın, küs olan, Nefret edenler 
tarafından çıkarılır yapılır.
Aptallar tarafından yayılır,
Gerizekâlılar tarafından inanılır.

>>
>>Dedikodu yapan bir kadın
hatasını anlıyor ve
 gidip çekiştiği kişiden özür diliyor. O kişi kuş tüyleriyle dolu bir yastık istiyor kadından. kadın getirince berâber dağa çıkıyorlar, adam yastığı kesip rüzgara salıyor kuş tüyleri ovaya savruluyor.
Adam kadına bakıp "git bu tüyleri topla ve yastığa doldur" diyor.
Kadın nasıl yapsın?
Dedikodu da böyledir, 
O, tüyler nasıl dağıldıysa
konuşulan da öyle dağıldı
insanların kalpleri bozuldu.
Dedikodu ettiğinizde mahkemeye çıkmazsanız dâvâ edilmez siniz güzel hocalar bunu şöyle açıklar "bu suçun cezâsı dünyada verilmeyecek kadar ağırdır O yüzden bu işin dünya mahkemelerinde hükmü yoktur.
Allah bunun cezâsını bizzat verecektir.

Eğer bu dünya'nın Mahkemesinde adâlet Bulamazsan, dâvânı Âhiret mahkemesine götür.
Çünkü orada hâkim ALLAH,
Şahitler ise meleklerdir.
Mahşer günü herkes
O toplantıya katılacak.

Helalleşmek mahkemede dâvâ kazanmaktan daha üstün olmalı. 
Çünkü her yasal hak 
helal değildir.

Göz; Allâh'ın kudret ve sanatını görmek içindir..Eşin, dostun ayıplarını ve haramlarını görmek için değildir.
Ayıbın en büyüğü,
Sende olan bir ayıpla
Başkasını kınamandır.

ESKİDEN İnsanlar gördüğünü örter
Görmediğini söylemezdi.
Şimdilerde ise gördüğünü yayıyor
Görmediğini uyduruyor.

Meclisler (dekonuşulan sözler) emânettir.
(Ebu Dâvûd, "Edep" 32)

Ya Helal Konuş, Ya Sus
Her insana duyduğunu anlatması
Günah olarak yeter.
Gördüklerimiz duyduklarımız bize emânettir. Gördüysen duyduysan dedi kodu yapma: Sus Görmediysen iftirâ atma: Sus

Gıybetçi: g
ıybet eder,
Sâlih amellerini başkasına kaptırır.

Gıybetin yapılmasıda, dinlenilmeside haram'dır.
Gıybet etmek leş yemekten daha kötüdür.
(İ. Hibban ve Ahmed) 

Gıybet
ve Kovuculuk kişinin îmânını zayıflatarak yok eder
Gıybet edenin duâsı kabul olmaz.
Beş Şey Oruç ve Abdest'te
hayır bırakmaz:
Yalan. Gıybet. SÖZ taşıma,
Şehvetle harama bakmak.
Yalan yere yemin etmek.
(Deylemi)

Gıybet yapmayan
Allâh'ın güvencesindedir.
(İbn-i Hüzeyfe)

Dikkat Et..!
Oruç tutarsın, Namaz Kılarsın,
Kuran'ı Kerim'i hatmedersin, 
Allâh'ı zikredersin, Sadaka verirsin,
İnsanlara yardım eder, koşturur durursun..
Sonra bir başkası gelir hiiiç yorulmadan
tüm sevaplarını alır götürür..
Hem belki hiç sevmediğin biri, 
İşte gıybet böyle bir şey
Gıybetten Sakının..!!

Gıybet sıradan bir günah değildir!
Gıybet, Cinâyettir!

Gıybet edene âfiyet olsun
Ölünün etini yedin demeliyiz.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنْ جَٓاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَاٍ 
فَتَبَيَّنُٓوااَنْ تُص۪يبُوا قَوْمًا بِجَهَالَةٍ 
فَتُصْبِحُوا عَلٰى مَا فَعَلْتُمْ نَادِم۪ينَ
Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırınYoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersinizde sonra yaptığınıza pişman olursunuz.
(Hucurât Sûresi, 6. Âyet)

S
ana yapılanlar,
Senin şerefini artıracaktır.
Bak ne diyor Kur'an'da Allah 

اِنَّ الَّذ۪ينَ جَٓاؤُ۫ بِالْاِفْكِ عُصْبَةٌ مِنْكُمْۜ
 لَا تَحْسَبُوهُ شَرًّا لَكُمْۜ
 بَلْ هُوَ خَيْرٌ لَكُمْۜ
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ مَا اكْتَسَبَ مِنَ الْاِثْمِۚ
وَالَّذ۪ي تَوَلّٰى كِبْرَهُ مِنْهُمْ لَهُ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ
O ağır iftirayı uyduranlarsizin içinizden bir gurupturBu iftirayı kendiniz için kötü bir şey sanmayın. Aksine o sizin için bir hayırdır. onlardan her biri içinişledikleri günahın cezâsı vardır. içlerinden (elebaşılık ederek) O günahın büyüğünü üstlenen için ise ağır bir azap vardır.
(Nur Sûresi, 11. Âyet Cüz: 18)

لَّوْلَآ إِذْ سَمِعْتُمُوهُ ظَنَّ ٱلْمُؤْمِنُونَ وَٱلْمُؤْمِنَٰتُ بِأَنفُسِهِمْ خَيْرًا وَقَالُوا۟ هَٰذَآ إِفْكٌ مُّبِينٌ
Bu iftirâyı işittiginiz zamanÎman eden erkek ve kadınlarkendi din kardeşleri hakkında iyi zan besleyip de, "Bu apaçık bir iftirâdır" deselerdi yâ!
(Nur Sûresi, 12. Âyet Cüz: 18)

Onlar iftirâcılar bu iddialarına dair dört şahit getirselerdi ! Madem ki şahit getirmediler; işte onlar Allah yanında yalancıların ta kendileridir.
(Nûr Süresi, 13. Ayet Cüz: 18)

Eğer size dünya ve ahirette Allah'ın lütfu ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız bu iftiradan dolayı size mutlaka büyük bir azap dokunurdu!
(Nur Süresi, 14. Ayet Cüz: 18)

إِذْ تَلَقَّوْنَهُۥ بِأَلْسِنَتِكُمْ وَتَقُولُونَ بِأَفْوَاهِكُم مَّا لَيْسَ لَكُم بِهِۦ عِلْمٌ وَتَحْسَبُونَهُۥ هَيِّنًا وَهُوَ عِندَ ٱللَّهِ عَظِيمٌ
Hani o iftirayı dilden dile dolaştırıyor; hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyleri ağzınıza alıp söylüyor ve bunu önemsiz bir sanıyordunuz. Hâlbuki bu, Allah katında büyük bir günahtır.
(Nûr Süresi, 15. Ayet Cüz: 18)

وَلَوْلَٓا اِذْ سَمِعْتُمُوهُ قُلْتُمْ مَا يَكُونُ لَنَٓا اَنْ نَتَكَلَّمَ بِهٰذَاۗ
 سُبْحَانَكَ هٰذَا بُهْتَانٌ عَظ۪يمٌ
Bu iftirâyı işittiğiniz vakit, böyle sözleri ağzımıza almamız bize yakışmaz. seni eksikliklerden uzak tutarız Allah’ım! Bu, çok büyük bir iftiradır” deseydiniz ya!
(Nûr Süresi, 16. Âyet Cüz: 18)

Eğer inanıyorsanız, bu gibi şeylere bir daha ebediyyen dönmemeniz için Allah size öğüt veriyor. 
(Nur Sûresi, 17. Âyet Cüz: 18)

Allah, size âyetleri açıklıyor
Allah, her şeyi hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
(Nur Sûresi, 18. Ayet Cüz: 18)

اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا
لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌۙ فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۜ
وَاللّٰهُ يَعْلَمُ وَاَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
İnananlar arasında hayâsızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır.
Allah bilir, siz bilmezsiniz.
(Nur Suresi, 19. Âyet Cüz: 18)

Allah'ın lütfu ve rahmeti sizin üzerinize olmasaydı ve Allah çok esirgeyici ve çok merhâmetli olmasaydı, haliniz nice olurdu?
(Nur Sûresi 20. Ayet Cüz: 18)

İnsanoğlu sabahlayınca bütün uzuvları dile başvurarak (lisan-ı hâl ile) şöyle derler: Bizim haklarımızı korumakta Allah’tan kork;
görev ve sorumluluğunun farkında ol.
Biz ancak senin söyleyeceklerinle ceza görürüz. Biz sana bağlıyız. Şayet sen doğru olursan, biz de doğru oluruz. Şayet sen yoldan çıkarsan biz de sana uyar ve senin gibi oluruz.
Aleyhine olacak sözlerden dilini tut,
Kendi günahın için pişmanlık duyarak gözyaşı dök!
(Tirmizi, Zühd, 61)
 
Kim, kardeşinin şeref ve haysiyetini onu gıybet edene karşı savunursa, Allah onu kıyâmet günü cehennemden korur.
(Tirmizi, Birr, 20)
 
Hadis-i Şeriften Öğrendiklerimiz
• Din kardeşini rencide edici söz ve davranışlarla anmak” demek olan gıybet, günah ve haramdır. 
Gıybet sayılan sözleri insanların arasını bozmak niyetiyle taşımak” büyük günahtır.
• Gerçek iflas ve ahiret yoksulluğu demek olan iftira, “asılsız suç, günah yahut kusur sayılan bir söz, davranış veya sıfat isnadında bulunmak” anlamına gelir.
• Gıybet ve iftira, birer hukuk ihlali olduğundan tövbe ederek salaha kavuşulmalıdır. Mümin, gıybet ve iftira kamçılarıyla rencide etmekten kaçınması gerektiği gibi, haksız eleştiri ve sataşmalara maruz kalan masum insanı koruma görev ve sorumluluğunu üstlenmelidir.

Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
(Fatih Sultan Mehmet)

İnsanlar arasında bozgunculuk ve kötülük sokmaktan sakının!
Çünkü böyle hareket, dîni yok eder.

(Ebu Dâvûd, "Edeb", 50)

Ara bozuculuk yapan, 
Yaptığı iyiliği başa kakan ve
Cimri olan kimse Cennete giremez. 
(Tirmizî, Birr, 41)

Ara
bozmak için laf getiren kimse
cennet'e giremez.
(Buharî, "Edeb" 50;
Müslim, "Îman" 45)


Kulu Kabir Azâbına Düşüren Günah. Yalan konuşmak, Gıybet etmek,
İftira atmak, söz taşımak. 

Söz taşıyanlar Cezâlarını çekmeden ya da affedilmedikçecennete giremezler.
(Müslim, Îman, 168; Tirmîzi, Birr, 79)

Rasûlullâh (s.a.v) kabrin yanından geçerken şöyle buyurdu: Bu kabirlerde yatanların çoğu azap görüyor. ama büyük bir şeyden dolayı azap görmüyorlar. Rasulullah (s.a.v) daha sonra sözüne şöyle devam etti: “Evet bunlardan birisi, insanlar arasında SÖZ taşırdı.
Diğeri ise BEVLİNDEN. ayakta idrarını yapardı. idrarını üzerine sıçratmaktan) sakınmazdı.
(Buhari, Vudu, 56;
Müslim, Tahâret, 34;         
Nesâî, Cenâiz, 166)


Laf
Taşıyan birisine şöyle deyiniz;
Tesbih Taşı, Laf Taşıma. 
Ben Tesbih Taşırım ama Laf Taşımam.

Olur olmaz yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp iğneleyen, durmadan laf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günahkâr, huysuz ve kaba, üstelik karakteri bozuk kimselere, serveti ve çocukları var diye sakın boyun eğme.
 Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, “Öncekilerin masalları!” der.
 Yakında onun alnına (cehennemlik) damgasını vuracağız!
(Kalem Suresi, 10-16. Âyetler)

وَلَا تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهٖ عِلْمٌؕ
 اِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤٰادَ كُلُّ اُو۬لٰٓئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُ۫لاً
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.
(İsrâ Süresi, 36. Âyet)

Sana söz getiren, Senden söz götürür.
Uyanık ol. ağzına mâzeme verme dikkat etBenim günahım bana yetiyor,
Başkasının dedikodusunu bana yapma.
günahına beni ortak etme.

Dedi kodu gıybet yapanı susturan şehit sevâbı alır.(Hadis-Şerif)

Kim gıybeti terk ederse, Allâhu teâlâya karşı sevgisi çoğalır. Kim az ve doğru konuşursa, aklı tam olur. Kim aza kanaat ederse, gerçekten Allâhu teâlânın ahdine inanmış olur. Kim dünya için kaygılanırsa Allâhu teâlâdan uzaklaşır.

Göz herşeyi görürde kendini görmez
Kuyruk acısı olan öyle insanlar var ki,
Kendi gözünde ki merteği görmez
Başkasının gözündeki çöpü görür,
Öküzün altında buzağı arar.
Biz
bizdeki kendi suçumuzu görüyormuyuz?
Kendimize çeki düzen verip kendimizi düzeltiyor muyuz? Ne mutlu bize. 

Kendini düzeltmeyen.
Kendi hatasını görmeyen,
Kendini hesâba çekmeyen
Kendini sütten çıkmış akkaşık zanneden.
Hep başkasında hata kusur gören insan Geçmişte yaşadıklarına takılan insan 
olgunlaşmamış kemâle ermemiş insan demektir. Böyle insanlar çocuk gibidir olgunlaşamazlar. Akıl melekeleri beyin hücreleri gelişmemiş ki, yaşı büyümüş aklı küçülmüş.

İyi insan olmaya çalışalım.
Âdil olalım. merhâmetli olalım. kendimize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmayalım. 
 
Hüsnü Zan?
Kesin hüküm bulunmayan bir şeyi iyiye yorumlamak, iyiyede kötüyede yorumlanacak bir işe, güzel yönünden bakmak demektir.
Bunun zıddı ise Suizan olup ?
kesin hüküm bulunmayan bir şeyi kötüye yorumlamak, her şeye menfi yönden bakmaktır Kötü düşünce, şüphe pisliktir Hadis-i şerifte buyuruldu ki: 
(Suizan etmeyin. Suizan,
yanlış karar vermeye sebep olur
İnsanların gizli şeylerini araştırmayın, kusurlarını görmeyin, münakaşa, haset ve düşmanlık etmeyin, birbirinizi kardeş gibi sevin, çekiştirmeyin
Müslüman Müslümanın kardeşidir,
Ona zulmetmez, yardım eder.
Onu, kendinden aşağı görmez.
(Buhârî, Müslim) (Müslim, Birr, 28)
 
Zan ile, başkasının kötü olduğunu kabul edenonu gıybet ederona dil uzatır.
o
nu kötü kendini iyi bilir
bu da, helâkına sebep olur

Beyin okumak, Başkalarının yapmadığını düşünmediğini düşünmek vesöylemek zan'dır. Zanda günahtır. 
Kötü düşünce, şüphe pisliktir.
hastalıktır, yada cin- çarpmıştır.

Bülbül güle,
Ka
rga çöplüğe götürür.

Anne - Babalar dikkat edin dedi kodu yapmayın, Başkaları aleyhinde konuşmayın ki çocuklar kötüyü örnek alıp dedikoducu, yalancı ve iftiracı olmasınlar. Güler yüzlü, her şeyin iyi tarafını gören davranışlar sergileyen ki, çocuklar karamsar huylar edinmesinler. sahip olamayacakları şeylere özendirmeyin ki somurtkan, umutsuz olmasınlar.
sevmedikleri başaramadıkları işlere de zorlamayın ki kendilerini beceriksiz, faydasız görüp güvenlerini kaybetmesinler.
Huzur, muhabbet, bereket, ahlâk, eğitim,
sevgi saygı ibadet, duâ her şey ailede başlar.
Ağaç yaşken eğilir.
Eğitmediğin insan senin değildir.
Sana düşman olur.
Geleceğin anne babası çocuklar ve gençlerdir.
Her çocuk birer gelecek ve umuttur. 
Çocuklarımızı güzel eğitelim. 
Hoca terbiyesi, Aile terbiyesi almamış,
Kendini yetiştirmemiş insanı eğitemezsin.

Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridir.
(Tevbe Suresi, 9/71)
 
Allah, evlerinizi sizin için bir sükûnet yeri kıldı.(Nahl, 16/80. Âyet)

Hümeze Sûresi ve Anlamı
1-2. İnsanları arkadan çekiştirip küçük düşüren, (el, kaş ve göz işaretleriyle) alaycı davranışta bulunan her kişinin vay halineO ki malı toplayıp durmadan sayar

3. (O,) malının kendisini (dünyada) ebedî bırakacağını (şöhretin servetle olacağını) zanneder(Ahirette hesabı unutur,
Serveti için her türlü yolu meşru görür.

4. Hayır! Andolsun ki o, (madde perest olduğu için hakaretle fırlatılıp) Hutame’ye atılacaktır.

5. Bilir misin Hutame nedir?

6-7. (O,) (acısı) tâ yüreklere işleyecek, Allah’ın tutuşturulmuş (asla sönmez) ateşidir.

8-9. Onlar uzatılmış sütunlar içinde (bağlı) oldukları halde, o (ateşin kapısı) onların üzerine kapatılmış (olacak)tır.
(Bu Sürede Malına güvenen ve
Gıybet eden kınanmıştır.)
(Mal sâhibi, mülk sahibi hani bunun ilk sâhibi Malda yalan mülk'te yalan var birazda sen oyalan. Malına, makamına, etrâfındaki çevresine güvenen insanlar aldanmıştır. Allah'a güvenmemiz lâzım.

İbn Ömer radıyallahu anhuma'dan: Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Bir kimse, fısıldaşan iki kişinin arasına onların izni olmadan giremez. İki kişi konuşurken izinsiz aralarına girmekulak verip onları dinleme.
(Ebû Nuaym Hilye (8/198)
(Sunenu'l-İsfahani (2309)


Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu:
Üç kişi olduğunuz zaman içinizden ikisi, üçüncünüzü katmadan aralarında fisıldaşmasın. Zîra böyle bir hareket onu üzer.
(Ebu Nuaym Hilye (4/107) 
Sunenu'l-İsfahani (2310)

Müslüman kardeşinin ayıplarını araştırmayın. Çünkü her kim müslüman kardeşinin ayıplarını araştırırsa, Allah'u Teâlâ da onun ayıbını tâkip eder, inceden inceye soruşturur; Öyle ki, evinin içinde bile olsa onu rezil rüsva eder.
(Tirmîzi, Birr, 83)

Her duyduğunu söylemesi kişiye yalan olarak günah olarak yeter.
(Ebû Dâvud, Edep, 80)

Kötülükler kolay ve çabuk yayılır.
Bin doğru yapsanda
Bir yanlışını konuşur insanlar.     

İnsanlar doğruya değil,
Yalana daha çabuk kanar.
                           
Bir deli kuyuya taş atar,                            Kırk akıllı çıkartamaz.

Biri sizi kötülüyorsa istediğine ulaşamamıştır.   
Kuyruğuna basmışsınızdır.
Ya da size karşı bir karın ağrısı vardır.               
İnsan, küs olduğu, kıskandığı çekmediği insanı yerden yere vurur ama kim ne yaparsa kendine yapar.


Çoğu insan başkalarının Hatâsını görüp kendi hatasını görmemezlikten gelirBu tutum nefis muhâsebesini yapmada önemli bir engeldir. Halbuki yüce Allah
Nefislerinizi temize çıkarmayınız, Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.
(Necm Sûresi, 12. Ayet)

Kendini tanımayan insan,
Başkasını tanıyamaz.

Kendisine saygısı olmayanın
Başkasına saygısı olmaz. 

Kendi hatalarını, düzeltme cesâreti olmayan insanlar başkalarının hatâlarını eleştirerek Huzur bulmaya çalışıyorlar...!
Müslüman, Müslümanın ayıbını örtmelidir. Örtmekle mükelleftir.
En büyük günahlardan biriside kulun ayıbını yüzüne vurmaktır.
Müslüman Vicdansız olmamalıdır.
Hakkı
tavsiye etmeli ve kucak açmalı
onu yalnız bırakmamalı. Bağrına basmalı.
Yarasına tuz basmamalı ama maalesef yarayı acanda müslüman yaraya tuz basanda müslüman. Siz, siz olun hiç kimsenin yüreğine yara olmayın.

Müslüman kardeşinin ayıplarını örten,
bir ölüyü diriltmiş gibidir.
(Buhâri)

Ey kullarının ayıp ve kusurlarını örten Settâr! Kıyâmet gününde ört ayıplarımızı! âmîn            
Kim bir müslümanın kusurunu örterse,
Allah da Kıyamet günü onun kusurunu örter.
(İbn Mâce, "Hudûd" 5)
(Müslim Birr, 1/72)

İnsanların en kötüsü, kendi ayıplarını görmeden insanların ayıplarını araştırandır.
(Hz Ali r.a)

Başkalarının ayıplarıyla meşgul olan,
Kendi ayıplarını görmez.
(Hz Ali r.a)

Birini kötülemeye çalışırsan aslâ amacına ulaşamazsın. Çünkü başkasına sürmek istediğin çamura önce kendin bulaşırsın.

İnsanlar kendi işlediği kocamân günahları çuvala basar, senin küçücük yanlışını duvara asar

Başkalarının anlattığı hikâyelerle insanları yargılama, Bakarsın yârın senin için de bir hikâye anlatılır.

Başkaları hakkında konuşulan bir masaya aslâ oturma. Çünkü masadan kalktığındasıradaki konu sen olacaksın.
(İmam-ı Gazâli)

Başkalarını düzeltmek için önce kendinizi düzeltiniz. (Hz Ömer r.a)
Başkalarının yanlışları ve kötülükleriyle uğraşarak ruhunu karartma düzeltilmesi gereken tek insan kendinsin.

Her insan yanlış yapabilir ancak sâdece büyük insanlar yanlışlarının farkına varabilir.
 
Hatâlarımı ve kusurlarımı düzeltenden
Allah razı olsun.
(Hz Ömer r.a)

Hatâlarımı başkalarına değil, Bana söyle; Çünkü onları düzeltecek olan başkaları değil, Benim.

Yanlış yaptığımızda bizi uyarmazsanız sizdeUyardığınız halde sizi dinlenmezsek bizde hayır yoktur...
(Hz Ömer)
Rabbim kulak verenlerden eylesin.

Yanlışlarınızın bedelini siz ödersiniz,
Size akıl verenler değil. Başkasının lafıyla hareket eden insan ezilmeye, üzülmeye mahkumdur. Akıl verme huzur ver.

Peygamberler yalnızca hakkı söylemezdi, Yanlışıda söylerdi. Bir insanın hatasını gördüğünde söylemezsen, kabahatini hüner sanır.

Sâdık Dost;
Arkadaşının ayıbını görünce
İhtar eder, İfşa etmez...

Memnuniyetini eşine dostuna,
hat
âmı kulağıma söyle.

En sevdiğim kişi, Bana ayıp ve kusurlarımı haber verendir.
(Suyûti Târihu'l Hulafâ, s. 130)

Herkes herkesten şikâyetçi.
Herkes hiçbir şeyden memnun değil,
Ama unuttuğumuz birşey var;
Acaba kendimize sorduk mu?!...
Kendimizle aramız nasıl?!..
Belki de sorun kendimizde..
Hayâta nasıl bakarsak
Hayâtı ve insanları öyle algılarız...

Kendini bilen insan işiyle, 
Kendini bilmeyen boş insan kişiyle uğraşır,    

Kimsenin ayıbını ne gör, nede söyle.
İnsanın kendi kusuru ve ayıbı kendine 
hem yeter hem artar. kusur görmek istiyorsan kendi kusurlarını gör ve onları düzeltmeye çalış. Milletin ayıbını kusurunu araştıracağına Bilgi araştır. Allah'ın kitabını Kuran'ı Kerim'i öğren.

Evlâdım; İnsan kulağından zehirlenir.
Her duyduğuna inanma. 
Her Lafı Duyma Diye Kulağının Ardı Var, 
Herşeyi Görme Diye Gözünün Kapağı Var,
Her Lafı Söyleme Diye 
Dilinin Önünde Dudağın Var.  
DİL, Bir anahtar gibidir. 
Hayrında, Şerrinde Kapısını açar. 
Öğrenilmesi gereken ilk dil tatlı dildir. 
İnsanı hoş gösterende, 
boş gösteren de dilidir!
Başkalarının başına gelenlerden ders al.
Kimseyi kınama.
Gördün görme,
Duydun duyma.
Kusur görüp örtenin 
Güzel bakıp görenin
Allah için sevenlerin
Cumâsı mübârek olsun
Her günü güzel olsun inşallah 
Selam ve duâ emâneti ile...

Niyeti kötü olan insan 
Kötü düşünür,
kötü sözler söyler.
Aynaya baktığında
kendini gördüğün için.

Ayıbın en büyüğü, sende olan bir
ayıpla başkasını kınamandır.
(Hz  Ali r.a)

Hafif insanlara ağır geldik,
Olay bundan ibârettir.

Herkes çok alıngan
Nâpalım doğruları
Âhirette mi söyleyelim?

Bağırarak, Edepsizlik yaparak,
Haksız olduğunu kapatmaya çalışıyor.
Sesini yükselterek haksızlığını örtmeye çalışarak suç bastırıyor.
Bu
toplumda problemlerini şiddet ve timsah gözyaşları ile çözen insanlar var.
Duygusal sömürü yapma.
TİMSAH gözyaşları dökme?

Hayatta çok şey yaşarsın,
Acısı tatlısı ile ama bir şey kaldıramazsın.
Haklı olduğun halde, haksızlığa.

Bu zamanın en büyük hilesi,
İnsanları haklıyken haksız duruma düşürmek.

Bazı insanlar sizi yaralar ve sonra siz onları yaralamışsınız gibi davranırlar....

Sizin en kötünüz, temiz insanlara kusur bulan ve dostlar arasına ayrılık düşüren kimselerdir.
(Hz Ali r.a)

Ne Güzel Demiş Ömer Hayyam
Sırtından vurana kızma,
Ona güvenip arkanı dönen sensin.
Arkandan konuşana da darılma
Onu insan yerine koyan sensin. 

Kendimizi sütten çıkmış akkaşık zannetmiyelim. Kendimizi hatâsız kusursuz görmeyelim. Şu fânî dünyâda düşmanımızı değil, dostumuzu çoğaltalım. 
Olgun insan hata kusur örter.
Câhil insan hatâ kusur arar.
İnsanlara dikkat et. teenni ile yaklaş
Öyle insanlar varki dışı dost, içi düşman.
Dost uyur, Düşman uyumaz. Uyanık ol. 
Allâh'ım dost olana dost ol.
Düşman olana düşman ol.
Hidâyet ver. Doğru yolu göster.

Geçmişte seninle düşmanlığı olmuş kimseye sakın güvenme.
Eski düşmandan adama dost olmaz.

Düşmanla karşılaşmayı aslâ istemeyin,
ancak karşılaştığınızda da sabırlı olun!
(Buhâri, Cihad, 156)
 
Merhâmet eden, Merhâmet bulur.
Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.
Kusurları bağışlamayan kimse kendisi de bağışlanmaz, Affetmeyen kişi afolunmaz. Günahlardan korunmaya çalışmayan kimse de korunup takvâya erdirilmez!
(Buhârî, el-Edebü'l-Müfred,
Dımaşk, 2001, s. 415, no: 371)

İnsanlar, kendilerine yapılan birçok şeyi affedebilir ama affettikleri şeyleri hiçbir zaman unutmazlar.

Kötüleri affeden, İyilere ceza verir
Zayıf insan intikam almayı ister.
Güçlü insan affetmeyi sever.
Akıllı Zeki insan umursamaz ve
Bir dahâ fırsat vermez... 

Zayıf insan affedemez,
Affetmek güçlülerin bir niteliğidir.

Affetmek ve Unutmak
İyi insanların intikâmıdır.

Sana yanlış yapanları affet.
Affettiğini Hatırlama ve Hatırlatma.
(Şeyh Şamil)
Affetmek büyüklüğün şânındandır ve
Allah, en büyüktür...
(Ayıpları, kusurları ört)
Allah örtüyor sende ört
(Settar-Uyup'a, Muhâlefet etme. 

Sana kötülük yapana
İyilik yaparak cezâlandır.

Kul başkalarının hatâlarını bağışladıkca Allah da onun şerefini arttırır. Kim Allah için alçak gönüllü davranırsa, Allah da onu yükseltir."
(Müslim, "Birr, 69;
Tirmîzi,  Birr,  82)

Allâh'ın affına merhâmetine mazhar olmak istiyorsak önce kendimiz sosyal hayatta bize yanlış yapanları affedeceğiz. İntikam almayacağız. Affedici olmak ne güzel şey.

Birbirinize buğz etmeyin
Birbirinize haset etmeyin,
Birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir müslümana, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.
(Buhârî, “Edeb”, 57, 62)

Hasetten sakının çünkü ateşin odunu yakıp bitirdiği gibi, haset de iyi amelleri yer bitirir.
(Ebû Dâvud, Edeb, 52)

Kalbinde kin tutan cennete giremez.
(Hz Muhammed)

Dünyâda en huzursuz kimse,
gönlünde haset ve kin tutandır.
(İmam-ı Şâfi)

Sevmek 
rahmâni,
Kin ise şeytâni.

Din ile kin bir arada olmaz.
Bir insanın kusuru varsa söylemek lazım.
İçinden kin tutmamak lazım...
Dargınlık Haram.
Bir müslümanın bir müslüman'a
Üç günden fazla küs durması haramdır.
(Hadis-i-Şerif)

Din
kardeşine bir yıl küs duran kimse,
Onun kanını dökmüş gibi günaha girer.
(Ebû Davud, Edep 47)

Bir müslümanın, din kardeşini üç gün
üç geceden fazla terkedip küs durması helâl değildir: İki müslüman karşılaşırlar biri bir tarafa öteki öbür tarafa döner. Halbuki o ikisinin en iyisi önce selâm verendir."
(Buhârî, "Edeb", 62, "İsti'zân", 9; Müslim,
"
Birr", 23, 25, 26; Ebû Dâvûd, "Edeb", 47;
Tirmizî, "Birr", 21, 24)

İyilikle kötülük bir olmaz.
Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.
Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
(Fussılet, 41/34)

VİDEO 
hhttps://youtube.com/shorts/UU_iYo8mdvw?feature=share

VİDEO
DİNLE https://youtube.com/shorts/Vd_FB6KMWH4?feature=share

VİDEO DİNLE 
https://youtube.com/shorts/tr0znmDfYhU?si=hqVnBBYtPZdOTgTX

❤️https://youtu.be/Lx5MsnEGRe0?si=oU-QGa6UrLGsPowm

Peygamberimiz toplumda Duâ yapacağı zaman, aranızda küs olan varmı diye sorardı? Çünkü haram işlenen yerde duâlar kabul olmaz.

Herşeyin bir kullanma kılavuzu vardır.
Her insanında anlayacağı bir dil vardır.

Her insanla aramızda problem olabilir önemli olan problemleri konuşarak çözebilmektir.

Hayvanlar koklaşa koklaşa
İnsanlar konuşa konuşa anlaşır.


Küsmek darılmak için bahâneler aramak yerine, Sevmek sevilmek için çâreler arayınEn büyük ibâdet sevebilmektir.
(Yunus Emre)

Sevgisiz insandan dünya korkar.
İnsanları incitmeyin.
Çünkü onları birgün incitmek için bile bulamaya bilirsinizRâbbim hiçbir gönlün kırılma sebebi eyleme beni.

Kırdığın kalbe iyi bak,
Ona bir gün yolun düşecek.         

Şu
fâni dünyada düşmanını değil,
Dostunu çoğalt.
Gerçek düşman olarak şeytanı bil.
Başka kimseye düşmanlıkta bulunma.
Allâh'u Teala'nın rızka kefil olduğunu bil.
Allâh'ın sende olan hakkı ile meşgul ol.

Bağışla yücel, Kin tutma alçal.
Allah rızâsı için kırgınlıklara küskünlüklere son verelim;
Birbirimize, Selâm verelim.
Helâlleşelim. Hediyeleşelim.
Hediye
kalpteki kötü düşünceleri yok eder.
Zararın neresinden dönersek kârdır.
 
İki düşman arasında öyle konuş ki,
Barıştıkları zaman utanmayasın.
(Sâdi)

Barıştırmak farzdır.
Dînimizin adı dâhi barıştır.

İnsanların arasını düzeltmek için iyilik maksadıyla SÖZ taşıyan veye iyilik maksadıyla (yalan) söyleyen,
yalancı değildir."
(Buhârî, "Sulh", 2)

Mü'min, müminin aynasıdır.
Mü'min, müminin kardeşidir.
Onun geçimini muhâfaza eder ve onu arkadan çepeçevre sarıp
(tehlike ve zarardan) korur.
(Ebû Dâvud, Edep, 49)

Mü'minler ancak kardeştirler.
Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.
Allah'a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.
(Hucurat Süresi, 10. Âyet Cüz: 26)

Allah’a ve Resûl’üne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. sonra gevşersiniz ve gücünüz, devletiniz elden gider. sabırlı olun.
Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.
(Enfâl Süresi, 46.! Âyet)

Fatih Sultan Mehmet'in Hocası Akşemseddin Hazretleri Şöyle Buyurmuştur:
Bir insanı sevmiyorsan o insana sevmediğini belli etme. sevmediğini anlarsa sana düşman olur toplumda fitne çıkarır.
Dost uyur, Düşman uyumaz.
Eski düşmandan adama dost olmaz.


Ey inanan îman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasınBelki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasınBelki onlar kendilerinden daha iyidirler Birbirinizi karalamayınBirbirinizi kötü lakaplarla çağırmayınİmandan sonra fâsıklık ne kötü bir namdırKim de tövbe etmezseİşte onlar zâlimlerin ta kendileridir.
(Hucurât Sûresi, 11. Âyet Cüz: 26)

Bir kötülüğün karşılığı ona denk bir davranıştır, ama kim bağışlar düzeltme yolunu tutarsa Onun mükâfâtını Allah verirHiç şüphe yok ki, O haksızlık edenleri sevmez
(Şûrâ Sûresi, 42/40)

Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.
(İbn Mâce Ahkâm, 17,
Muvatta: Akdiye, 31)

Nereden gelirse gelsin ve kime yönelik olursa olsun şiddetin, zulmün her çeşidi kötüdür ve Allah, zalimleri aslâ sevmez.
(Âl-i İmrân, 3/57)

Kötünün sonu kötü olur.
Aklını başına topla. Kendine gel.
Müslüman kardeşine çamur atma.
Kendini bataklıkta bulursun sonra helak olursun.

اَعُوذُ بِالّٰه مِنَالشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ 
بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم    
قَالَتْ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِالرَّحْمٰنِ مِنْكَ اِنْ كُنْتَ تَقِيًّا
Senden Allah'a sığınırımEğer Allah'tan çekinen (korkanbiri isen bana kötülük etme.
(Meryem Sûresi, 18. Âyet)

Zulmünden korkulan bir kişinin şerrinden korunmak için o kişilerin yüzüne karşı Kasas Süresi, 23-24-25. Ayetleri okunmalıdır.
وَلَمَّا وَرَدَ مَٓاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ اُمَّةً مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَۘ
وَوَجَدَ مِنْ دُونِهِمُ امْرَاَتَيْنِ تَذُودَانِۚ قَالَ مَا خَطْبُكُمَاۜ
قَالَتَا لَا نَسْق۪ي حَتّٰى يُصْدِرَ الرِّعَٓاءُ وَاَبُونَا شَيْخٌ كَب۪يرٌ
فَسَقٰى لَهُمَا ثُمَّ تَوَلّٰٓى اِلَى الظِّلِّ فَقَالَ رَبِّ اِنّ۪ي لِمَٓا اَنْزَلْتَ اِلَيَّ مِنْ خَيْرٍ فَق۪يرٌ.فَجَٓاءَتْهُ اِحْدٰيهُمَا تَمْش۪ي عَلَى اسْتِحْيَٓاءٍۘ قَالَتْ اِنَّ اَب۪ي يَدْعُوكَ لِيَجْزِيَكَ اَجْرَ مَا سَقَيْتَ لَنَاۜ فَلَمَّا جَٓاءَهُ وَقَصَّ عَلَيْهِ الْقَصَصَۙ
 قَالَ لَا تَخَفْ۠ نَجَوْتَ مِنَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ
(Kasas Sûresi, 23-24-25. Âyet)
Hediyeleşin ki içinizdeki kin gitsin. Birbirinize sevginiz artsın ve aranızdaki düşmanlık yok olup gitsin.(Muvatta, "Hüsnü'l-Huluk", 4)

Hediyeleşmek sünnettir.
Gönülleri kaynaştıran sâlih bir amel:
Hediyeleşmek peygamberimiz, hediyeleşin buyurarak Hediyeleşmenin kalpteki kötü duyguları kötü düşünceleri gidereceğini bildirmiştir. 
Küçük de olsa verilen hediyeyi
hakir görmemeyi öğütlemiştir.  
(Tirmîzi Velâ ve Hibe, 6) 

Hediye vermek için özel günleri beklemeye gerek yoktur
"Çam sakızı çoban armağanı"
Az veren candan, çok veren maldan" gibi ata sözlerimiz hediyenin maddî değerinden ziyâde mânevi değerinin önemli olduğunu ifâde eder.
Din kardeşimize gösterdiğimiz bir tebessümbir güzel söz dâhi hediye olabilirBu bilinçle, ailede, arkadaşlar, komşular, ve akrabalar arasında yapılan hediyeleşmeler birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştıracak birer vâsıtadır. Peygamberimiz bir hediye verildiği zaman daha değerli bir hediye ile karşılık verirdi.

ASIK yüzlü birisine şöyle deyiniz;)
ALLAH rızası için bana sadaka ver.
Yâni bana tebessüm et.
Güler yüzlü, güzel sözlü ol demektir.

Günün Reçetesi
Her zaman şükredin
Hayâtınız daha da kötü olabilir.
Aslâ kin beslemeyin
Size yanlış yapanı Allâha havâle edin.
Herkesin adâleti şaşar da
Allah'ın adâleti şaşmaz...

Üzülme kul zulümeder Allah ise adâlet eder unutma Allâh'ın merhâmeti her dâim mazluma meyleder sabret Allah şükür ile bekleyene beklediğini vakit gelince en güzeli ile nasip eder.

Hak etmediğin bir muâmele gördüğünde unutma, O kişi senin değerini görmeden yaşamadan ölmez.
(Hadîs-i Şerif)
 
Öyle yaşayın ki, Sizi kimse Allah'a şikâyet etmesin, herkes sizi Allâh'a emânet etsin.(Âmîn)
 
Benim Hakkımda ne düşünüyorsan
Allah da sana on katını versin.
 
Kimseye beddua etmiyorum
Kimseye kin besleniyorum
Allah bilir ne yapacağını.
 
Seni sana, Seni Allâh'a, Havâle ettim.
Ben hakkımı Allâh'a emânet ettim.
Hak edene helâl olsun.

Allâh'ım Ben her hâlimi sana bıraktım 
Sen beni iki dünyadada yalnız bırakma
Ben senin merhâmetine sığındım
Sen beni kullarının insâfına bırakma
Yalnızlığı sevecek kadar bu dünyâda çok haksızlık gördüm ne olur sen beni bu iki dünyada da yalnız bırakma.(Âmîn)

Allah'a emanet ettiklerim var benim,
Üzerine duâlar eklediğim, Bir de Allâh'a Havâle ettiklerim var sonucunu sabırla beklediklerim.

Allahım! Kalbimi nifaktan, amelimi riyadan, dilimi yalandan, gözümü hıyanetten temizle. Çünkü sen gözlerin hain bakışlarını ve kalplerin sakladıklarını bilirsin.    

Allâh'ım! Bize gıybetten uzak sadık bir dil, Günahtan uzak sâlih bir kalp, Fitneden uzak sâkin bir hayat,
Huzurlu bir ömür nasip eyle.
(Âmîn Âmîn Âmîn)

♥️  ❤️  ❤️  
CÂHİL KİMDİR?
Allâh'ı Tanımayan İnsan Câhildir.

Allâh’ın varlığı mevcut insanda/
İlim akıl fikir sermaye sende.
Çalıştır gemiyi otur dümende/
Uyan bu gafletten uyuma yurttaş.

Bilgisizleri dikenli çalıya benzeten Veysel, Cahil ile sohbet etmek zor olur/ Kulağı sağırdır gözü kör olur” dediği bu insanlarla sözü sohbeti kesmenin gereğine inanır. İnsanlara cehâletin karanlığından ve câhil insanların şerrinden uzak durmayı tavsiye eder:

Câhil insan bilmeyen değil,
bilmediğinin farkında olmayan insandır.

اَعُوذُ بِالّٰه مِنَالشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Râhman'ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevâzu ile yürüyen kimselerdir. Câhiller onlara laf attıkları zaman, "selâm! der geçerler.
(Furkan Sûresi, 63. Ayet Cüz: 19)
(ayrıca bakınız: Furkan, 72. Âyet)
 
خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ
Sen af yolunu tut, iyiliği emret,
Câhillerden yüz çevir
(Â'râf Sûresi, 199. Âyet Cüz: 9)

فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ ٱلْجَٰهِلِينَ
Sakın Câhillerden Olma
(En'am, 35. Âyet Cüz: 7)

Okumamak câhillik değildir,
Okuyupda insan olmamak câhilliktir.
 
"ÜMMİ" okuma yazma konusunda anasından doğduğu gibi kalan, bu hususta eğitim görmeyen, okuma yazma bilmeyen kimse demektir. okuma, yazma bilmeyen câhil değildir; Bilgisizdir
Asıl câhil Allah'ı tanımayandır.
Allah'ı tanımayananayı babayı nasıl tanısınKork Allah'tan korkmayandan.

Câhilden iyilik beklenmez,
Aldanma câhilin kuru lafına,
Kültürsür insanın külü yalandır.

Delinin, çocuğun, câhilin ağzına mâzeme verme. Delinin, çocuğun ve câhilin ne yapacağı belli olmaz.

Câhillerin yanında ne gülün,
Ne de tebessüm edin.
(İmam-ı Âzam Ebû Hanife)

Kavgadan ve câhil insandan uzak durun.
Cahille tartışma, ne derse haklısın de.

Câhillerle tartışmaktansa
sessiz kalmak çok daha iyidir.

Ben cahillerle sohbeti kestim.
 
قَالَ اَعُوذُ بِاللّٰهِ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ 
Kendini bilmez cahillerden olmaktan
Allah’a sığınırım.
(Bakara Sûresi, 67. Âyet Cüz: 1)

Allah Celle Celâluhü hepimizi
Câhil insanlardan korusun. 

وَاِذَا سَمِعُوا اللَّغْوَ اَعْرَضُوا عَنْهُ
وَقَالُوا لَنَٓا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْۘ
 
سَلَامٌ عَلَيْكُمْۘ لَا نَبْتَغِي الْجَاهِل۪ينَ
Müminler boş söz işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve Bizim yaptıklarımız bizesizin yaptıklarınız da size! Esen kalın.
Bizim cahillerle işimiz yokderler.
(Kasas Sûresi, 55. Âyet Cüz: 20)

Allah hiç kimseyi özgüvenli cahillerle, görgüsüz zenginlerle, şımartılmış aptallarla, çocuk kafalı yetişkinlerle muhâtap etmesin. 
 
Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyuruyor:
Faydasız işleri terk etmesibir kişinin iyi müslüman olmasındandır.”
(Tirmizi, Zühd, 11; Muvatta'Hüsnü'l-hulk, 1)

Kim de Allah'a ve Peygamberine isyan eder ve O'nun koyduğu sınırları aşarsa, Allah onu ebedî kalacağı cehennem ateşine sokar.
Onun için alçaltıcı bir azap vardır.
(Nîsâ Sûresi, 14. Âyet Cüz: 4)

Deki; 'Ben Rabbime isyan edersem gerçekten, Büyük bir günün kıyâmet gününün azabından korkarım.
(En'am: 15)

Bir kimse ne kadar bilgi sâhibi olursa olsun, Şâyet Allâh'a isyan içindeyse O, câhil sayılır.
İnsanların en câhili Allaha isyan edendir.
Allâh'a isyan ettiğin ve günah işlediğin zaman bedenine halsizlik dermansızlık ve yorgunluk gelir, çeşitli hastalık ve fakirlik gelir, malını tahrip eder.
İsyan eden, günahkar ve unutkan olur. Tövbe et. İsyândan ve günahtan uzaklaş. İsyan etme, Sabret, Şükret, Duâ et.

Allah'ım çekilmez belâlardan, isyâna düşmekten, görülmez kazadan ve düşmanları sevindirecek musîbetlerden sana sığınırım.

Allah'ın büyüklüğünü azâmetini düşünen ona âsi olmaz. Allah'a itaat edemiyorsan bâri ona âsi olma.
(Biş-i Hafi r.a)

Kul sabreder, sabrettiğini zanneder
asıl sabreden Allah'tır.

Birine karşı sabrın kalmadığı vakit,
Allah'ın sana ne kadar sabırlı olduğunu düşün hatırla.
(Hz. Ebûbekir r.a)
ES-SABUR Allah Celle Celâluhü; 

Ey inanan îman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yârın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın
Allah'a karşı gelmekten sakının.
Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır
(Haşr Süresi, 18. Ayet Cüz: 28)
(ayrıca bak: Nûr, 52. Ayet)

Akıllı insana hatasını gösterirsen söylersen sana teşekkür ederduâ eder. Allah razı olsun der.
Ca
hil kişiye hatasını gösterirsen,
sana düşman olur etmediği hakaret kalmaz. işte akıllı insanla, 
cahil insanın arasındaki fark budur.
 câhiller nefsi ile hareket eder.
(Sâdi Şirazi)

Cahilden iyilik beklenmez.
Câhil gülün güzelliğini görmez
gider dikenine takılır.
(Hz Mevlana)

Cahil ile sakın şaka etme.
Dili zehirli olduğundan gönlünü yaralar.

En büyük cezâevi,
Câhil bir insanın kafasının içidir.
(Montaigne)
 
Bin âlim bir araya gelse
yine de bir câhili iknâ edemez.
Bu ilmin acziyetinden değil,
Cehâletin hadsizliğindendir.

Câhille tartışmayın.
Si
zi önce kendi seviyesine çeker,
S
onrada tecrübesiyle sizi yener.

Cahillerle tartışmayın
ben hiç galip gelemedim.
(İmam-ı Gazali)

Cahil insan, Her sözünde kendini aklar.
Âlim insan her sözünde kendini yoklar.
(İbn-i Arabi)

Cahille konuşmak azaptır.
Cahille konuşmak ölüyle konuşmak gibidir.
(Zulkarney)

Cahil sohbeti çekilmez.
Cahil seni günaha alıştırır.
Yüzsüzleştirir arsızlaştırır.
İbadetten uzaklaştırır.

Cahille çıkma yola,
B
aşına açar kırk iki belâ.
 
Cahil birinin yanında
kitap gibi sessiz ol.
 
Câhilden haramdan sakındığınız gibi sakının.

Cahille oturup bal yiyeceğine,
Alimle otur kuru ekmek ye!

Rabbim! Bütün işlerimdeki ölçüsüzlüğümü, cahilliğimi ve hatamı bağışla. Sen bunları benden daha iyi biliyorsun...
(Buhârî, "De’avât", 60;
Müslim, "Dua", 70)

 
❤️ŞEYH EDEBÂLİDEN ÖĞÜTLER♥️
Cahil ile dost olma: üzülürsün.
İlim bilmez, İrfan bilmez,
S
öz bilmez; Üzülürsün.

Saygısızla dost olma: Usul bilmez,
Â
dap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.  gözlü ile dost olma İkram bilmez,
kural bilmezdoymak bilmez; üzülürsünGörgüsüzle dost olma
Yol bilmez, yordam bilmez,
Kural bilmez; üzülürsün.

Kibirliyle dost olmaHal bilmez,
ahval bilmezgönül bilmez; üzülürsün
Ukalayla dost olmaÇok konuşur,
boş konuşurkem konuşur; üzülürsün.
Nâmertle dost olmaMertlik bilmez,
yürek bilmezDost bilmez; üzülürsün.

İlim bil, irfan bil, söz bil. İkram bil, kural bil, doyum bil. Usul bil, adap bil, sınır bil.
Yol bil, yordam bil. Hal bil, ahval bil, gönül bil.
Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşmaMert ol, yürekli ol. Kimsenin umudunu kırma.
Sen seni bil; ömrünce bu yeter sana.

Ne kadar okursan oku,
bilgine yakışır şekilde
davranmıyorsan
cahilsin demekdir.
(Sâdi-Şirazi)

❤️
YAŞAYANLAR
ÖLENLERDEN DAHA YALNIZ.

İSTİÂZE: اَعُوذُ بِالّٰه مِنَ الشَّيْطَانِالرَّج۪يمِ
Kovulmuş şeytandan Allah'a sığınırım

BESMELE: بِسْمِ اللهِارَّحْمَنِ ارَّحِيم 
Rahmân ve Rahim olan Allah'ın adıyla 

وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِه۪ نَفْسُهُۚ 
وَنَحْنُ اَقْرَبُ اِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَر۪يدِ
Andolsun, insanı biz yarattık ve elbette içinden geçenleri nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; sağında solunda oturmuş iki alıcı melekler (yaptıklarını) alıp kaydederken
biz ona şah damarından
daha yakınız.
(Kâf, 16. Âyet) ayrica
(Kaf, 17.18.19.20.21.22.23.24. 25.26.27.28.29.30.31.32. 33.34.Âyet)

Ey insan! 
Yalnızlıktan şikâyet etme sakın.
Öyle bir dostun varki, 
Şah damarından daha yakın.
 
İnsan hiç yalnız kalır mı HÂFIZ 
Allah var. Kur'an var. Rasûlullâh var.

Allah var KEDER yok.
Bu hayâtın tekrârı yok
Elinden geldiği kadar güzel yaşa. 

İmam-ı Şâfi den sır dolu bir söz;  
Eğer insanlar seni 
Zorluklar içinde yalnız bırakmışlarsa Anla ki, Allah seni kollamak istiyor...

Allah bir insanı 
Güçlü yapmak istediğinde
O'nu yalnız bırakır!
 
Her zaman tek olki,
Yârın zirveye çıkınca,
Kimse benim sâyemde çıktı demesin.
(Büyük düşün, Büyük yaşa)

Yalnız kalmamak için 
Yanlış yapmayın.

Yanlış insanlarla berâber olacağına,
Yalnız ol, Daha iyi!..
 
Yalnızlık câhil kişilerle oturmaktan
daha hayırlıdır.
(Hz Ömer r.a)
 
İnsanları tanıyan yalnızlaşır
İnsanları tanıdıkça,
yalnızlığı sever oldum.
Allah kimseyi nankör çıkarcı
insanlarla sınamasın.

Sakın Unutmayın 
Bu devirde 
Hayat insanı değil, 
İnsan, insanı harcıyor,
Çıkarı menfaati için.

İnsan, Bâzen büyük hayallerini
Kalitesiz küçük insanlarla
Ziyan eder.

Basit insanlarla uğraşma
UNUTMA 
Kartal sinek avlamaz.
Kartallar yalnız uçar. 
 
Ahlâkın bozuk olduğu toplumda
yalnızlık nîmettir, şifâdır, ilaçtır. 
 
Akıllı, Zeki, Kaliteli,
Vefâlı insanlar yalnızdır.
Karakterli ve kaliteli insan
sohbetinden sözünden belli olur.

İnsanlarla uğraşma. 
İnsanlara özen göster iz bırak.
Bırak seni bir hazine gibi arasınlar.
Altın yere düşmeynen bir şey kaybetmez.
Değerlisin ama seni değerli eden,
Yüce Allah'tır.

Değerlisin ama
Değer misin bilmiyorum.
Kimse kusura bakmasın,
Bana değer vermeyenin,
Bana saygı göstermeyenin,
Bana güvenmeyenin,
Benim gözümde
değeri kıymeti yoktur.
Bana değer verenin 
Rabbim değerini artırsın,
Dünyâ âhiretini güzel eylesin. 
 
İnsana olan saygımı
kaybetmemek için
insanlardan uzak duruyorum.
 
Bâzen yalnız olmak iyidir
kimse seni kıramıyor.

Bâzı yolları
Yalnız yürümek zorundasın.
Aile yok, arkadaş yok, 
eş yok. Sâdece sen ve Allah.
Dünyâ sizin, Îman benim olsun.
 
Şu fânî dünyâda,
Nice harcanmış hayatlar var.

Diyâr Diyar dolaşan ölüler vardır,
Sen her nabzı atanı diri mi sandın?

Yaşayanlar, 
Ölenlerden daha yalnız.
 
YAŞAYAN ve YAŞAMAYAN 
ÖLÜLERE ŞU ÂYETLERİ OKUYUNUZ.
Haşr, 10 - İbrâhim, 41
Yâsin Sûresi, 6-69-70. 
Âyetleri Okuyunuz..


❤️HZ MEVLANA'DAN ÖĞÜTLER 
Cömertlik, Yardım etmede akarsu gibi ol.
Şefkat ve merhâmette güneş gibi ol.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
Tevâzu alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
Hoşgörülükte deniz gibi ol.

Ya olduğun gibi görün, 
Yâ göründüğün gibi ol.
Ya da Psikoloğa, Psikolojik
danışmana görün destek al.

Her insanın, içinden çıkamadığı anda PİSİKOLOK'tan yardım alması gerekir.

Psikoloğtan yardım almak,
Tedâvi olmak delilik değildir.  
Gözün,
kulağın, bir yerinde ağrıdığında sıkıntı olduğunda nasıl hastahaneye gidip tedâviye baş vuruyorsan,
İnsanında ruhsal PİSİKOLOJİK sıkıntısı olduğunda baş vurması gerekir.

Toplum olarak, Millet olarak,
Korona virüs
hastalığından ve
ölümlerden sonra Yaşadıklarımız Psikolojimizide Bozdu.
Geçim derdi, İnsanları çok gerdi. 

Psikolojik sorunları olan
her 10 insandan 8'inin mimari ailesi...
yar mısınız, yara mısınız belli değil...

Çoğu kişinin anlamadığı hastalık;)
MASKELİ depresyon.
 
Tanıdığım bir Pisikiyatrist (PİSİKOLOK) bana demişti kihiçbir zaman bize gerçek hastalar gelmezGerçek hastaların hasta ettikleri gelir

Kendi PİSİKOLOJİN bozuldu ise
Benim kini niye bozuyorsun.

Aşırı 
düşünmenin sonucu Depresyondur.
Aklınız, Size aslında olmayan problemler yaratmaya başlar. Gereksiz şeyleri fazla düşünerek aklınızı yormaktan vazgeçin.

Psikolojik araştırmalara göre birini sürekli düşünüyor ve bunu engelleyemiyorsanız bunun nedeni
o kişinin de sizi düşünmesi....

PİSİKOLOKLAR DİYORLAR Kİ; 
Eğer bir insan saçma şeylere bile gülüyorsa O kişi derin bir yalnızlık duygusu içindedir.  
Eğer bir insan çok uyuyorsa,
O kişi üzgündür.
<*> Eğer bir kişi az ama
Hızlı konuşuyorsa,
Bir sır saklıyordur.
<*>Eğer bir insan ağlamıyorsa,
O kişi güçsüzdür.
<*> Eğer bir kişi anormal Hızlı bir şekilde
Yemek yiyorsa O kişi gergindir.
<*> Eğer bir insan basit şeyler için Ağlıyorsa, O kişi mâsum ve yumuşak kalplidir.
<=> Eğer bir kişi saçma veyâ basit şeylere kızıyorsa, Bu demektir ki o kişinin sevgiye ihtiyacı var. İnsanları anlamaya çalışalım Allah rızâsı için yardımcı olalım.

Kimse kimsenin derdini dinlemek
istemediği için, insanlar Psikoloğa gidiyorlar. 

İnsanlar, insanların içinde,
insana hasret yaşarlar. 
Yaşayanlar, ölülerden daha yalnız.

Bir kimse için en büyük sıkıntı,
Uygunsuz birisi ile sohbet etmek,
berâber bulunmak mecbûriyetinde kalması ve o kimseyi terk edip gitmek mümkün olmamasıdır.
 
VİDEO DİNLE 
https://youtube.com/shorts/wfIPjd4hDFI?feature=share

VİDEO DİNLE 
https://youtu.be/Lx5MsnEGRe0?si=1_tMdzTildsHoN2p

VİDEO DİNLE 

https://youtube.com/shorts/qDMjzXYF-xA?feature=share
 

❤️  ❤️  ❤️  ♥️
Güzel Huylu, Ahlaklı Mü'min,
Altın Gibi Değerlidir.

İnsan ahlâkı ile insandır.
Görüntüsünü ile değil.
(Hz Ali r.a)

Allâh'ın en sevdiği kimseler
ahlâkı en güzel olan kimselerdir.
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.v) 

İslam, güzel ahlaktır.
Müslümanın da güzel ahlak sâhibi olması gerekir. Esâsen, Müslüman'ın değeri ahlâkının huyunun güzelliği ile ölçülür. İmânın meyvesi güzel ahlaktır.
İyi ve güzel ahlak sâhibi olmayan
kimse meyvesiz ağaç gibidir.
Müslüman, Allâh'ın ve Peygamberin sevgisini iyi davranışları ve güzel ahlakı sâyesinde kazanır. Peygamberimiz,
Allah katında en sevgili kulların ahlakı en güzel olanlar" olduğunu konuşmalarında
sıkça ifâde ederdi. 

Peygamber Efendimiz (s.a.s)
Allahım! Yaratılışımı güzelleştirdiğin
gibi ahlakımı da güzelleştir.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 403)
(İbn Hanbel, 403)(Müslim)

İçinizde en çok sevdiğim ve kıyâmet günü bana en yakın mesâfede bulunacak kimseler güzel ahlâk sahibi olanlarınızdır... buyurmuştur.
(Tirmizî, "Birr", 71)

Bir genç kızın ahlaktan ve nâmustan
daha büyük çeyizi olamaz.
(Hz Fâtıma r.a)

Görülüyor ki merhâmeti sonsuz olan Yüce Allah'ın rızasına ermek, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin sevgisini kazanarak onun yakınında bulunmak, iyi ahlâk sâhibi olmakla mümkündür.
Kişinin güzel ahlaklı oluşu, kalbindeki olgun imanın bir göstergesidir, yani sağlam ve olgun bir îmana sahip olan kimsenin ahlâkî davranışları iyi olur, böyle kimseden kötü davranışlar meydana gelmez.

Bir insanı iyi yada kötü olarak değerlendirmemize neden olan huy ve değerlere ahlak denmektedir.
Güzel huylu,
Güzel ahlâklı olmak gerekir.

Bir kişinin ahlâkı güzelleşirse,
bu durum, bütün âzâlarından belirli olur. Sűreti de, Sîreti gibi güzelleşir

Zindanların en darı,
 ahlâkı ahlâkına uymayan insanlarla bir arada yaşamaktır. 
(Hz Ömer r.a)

Her insanın kıymeti
Ahlâkının güzelliği kadardır.


İnsanı diğer canlılardan ayıran ve üstün bir varlık yapan güzel ahlakla donanmış olmasıdır.

Hz Aişe de peygamberimizin ahlâkının
Kur'an olduğunu söylemiştir. 
Kuran'ı Kerim de onun ahlâkı şu
şekilde övmektedir:
وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٍ
Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.
(Kalem, 68/4)

İyilik ve Günah 
İyilik güzel ahlaktan ibârettir.
Günah ise kalbini tırmalayıp durduğu halde insanların bilmesini istemediğin şeydir.
(Müslim, Birr 14, 15. bk
Tirmizî, Zühd)
 

Müslüman yaptığı her işi, kalbinden geçenleri dâhi Allah'ın bildigine inanarak yapmalıdır.

Nerede olursan ol Allah’a karşı gelmekten sakın; yaptığın kötülüğün arkasından bir iyilik yap kibu onu yok etsin. İnsanlara karşı güzel ahlakın gereğine göre davran.
(Tirmizî, “Birr”,55)
 
Peygamberimizi örnek alarak onun sünnetine uyar, güzel ahlakıyla ahlaklanmaya özen gösterir.
Ailesine, milletine ve vatanına karşı tüm görevlerini yerine getirir.
Akraba ve komşularına iyi davranır. hile ve haksızlıktan, başkalarını aldatmaktan sakınır. elinden geldiğince herkese iyilik yapmaya çalışır.

İyi insan mutluluk,
Kötü insan tecrübe,
Yanlış insan ders,
Mükemmel insan iz bırakır.

Özün neyse sözün o olsun
Ahlâkın yüzünden okunsun...!

Hayâ sâhibi ol. iyi insan ol,
iyi insan olmadan
iyi müslüman olamazsın.
Dünyayı çok sevme, Helal kazan,
Hayır işlerinde ve iyilikte yarış,
Güzel ahlaklı, güzel huylu ol.
(Gülbaba Hz)

Öyle 'Ahlak" ol ki, Düşmanın bile
Seninle Düşman olduğuna utansın...

(
Şu) iki özellikbir müminde bulunmaz:
Cimrilik ve kötü ahlak.
(Tirmizî, "Birr" 41-44)

İslâm, Allâh'ın yarattıklarına
şefkatle merhâmetli davranmaktır.
İslam
denilince akla; Türban, Sakal, Sarık, Cübbe geliyor. Oysa İslam denilince akla Ahlak, Adâlet, Akıl,
İlim gelmelidir.
Ahlâkınızla beni örnek alın.
(Hz Muhammed sav) 

Namaz kılanlar söz ve davranışlarıyla insanlara örnek olsa toplum düzelir.

İHLAS: Samimi olmak, 
Dîne içtenlikle bağlanmak demektir.
Günümüz zihniyetinde îman var ama ihlas yok. İlim var ama amel yok. bu çelişkiden günümüz müslümanlarının kurtulması gerekiyor. özümüz sözümüz bir olmalı. ihlas ve samimiyeti kuşanmalıyız.
ahlâkî ilkelere sarılmalıyız.

İnanç ve İbâdet
sorunumuz yok.
Ahlak sorunumuz var.
Ahlak yoksa inanç ve ibadetin de
bir anlamı yok. Adâlet ve kul hakkı ahlâkın özüdür.

Türk
parasının değeri düşerken
İsyan ve şikâyetteyiz.

Kültürün değeri düşerken
Dînin değeri düşerken
Ahlâkın değeri düşerken
Vicdânın değeri düşerken
İnsanlığın değeri düşerken
Kılımızı bile kıpırdatmıyoruz.

Ahlâkın, ahlaksızların elinde oyuncak olduğu bir toplumdan "HAYIR" bekleme. Hz Ali r.a 

Asıl Yetimler anadan babadan değil,
İlim ve ahlaktan yoksun olanlardır.
(Peygamber Dâmadı ve Yeğeni Hz Ali r.a)

Lokman Hekim'e 
Güzel ahlâkı kimden öğrendin diye sormuşlar...Ahlaksızdan demiş!

Bâzı insanların değişmesini beklemeyin.
Yılan sâdece derisini değiştirir,
Huyunu değil.

Can çıkarda huy çıkmaz.
Huylu huyundan vazgeçmez.

DAĞLARIN
bile yer değiştireceğine inanın ama insanların HUYLARINI değiştireceklerine ASLÂ inanmayın...
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.v)

İyi insan, iyi müslüman güzel huylu olandır. Allah'ın bir kimseye verdiği en hayırlıen değerli şey güzel huydur.
Güzel huy sâhibi olmak ve her konuda ölçülü olmak Peygamberlerin özelliklerindendir.
 
Peygamber Efendimiz (s.a.s) Huyu en iyi olan mümin, îmânı en güçlü mü'mindir.

Güzel huylu bir mü'min,
Gündüz oruç tutup,
Gece namaz kılan
Kimselerin derecesine ulaşır

Îyi huylu kimseye cennetin en yüksek yerinde bir köşk verilir. Allah'u Teâlânın kulunda bulunmasını istedi ve beğendiği özelliklerden biri iyi huylu olmaktır.

Allah sevdiği kulunu yumuşak huylu yapar. İnsanlara yumuşak davranmayan kimsede hayır yoktur.
(Hadîs-i Şerif)
 
Yumuşak huylu olan kimse her işte kolaylık gösterir. Allah'u Teâlâ da kullarına kolaylık gösterilmesinden memnun olur buyurmuştur.
(Tirmizi, Radâ, 11, MüslimBirr, 74-76)
 
İyi huylu olmanın ifâdesi güler yüz göstermek, nezaketli konuşmak, samimi olmaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)
İnsanlık için en güzel örnektir.
O, bizlere erdemli bir kul olmanın ve insanlarla güzel geçinmenin yollarını bizzat yaşayarak öğretmiştir.
Geçim ehli olmak,
İnsanları idâre etmekte ibadettir.

Allah Resûlü (s.a.s) yumuşak huylu, zarif ve ince ruhlu bir insandı.
Edep, hayâ ve tevâzü sahibiydi.
çevresindekilere huzur ve güven verir, korku ve endişe yaymazdı.
Ailesine ve ashâbına karşı
yüreği sevgi ve şefkat doluydu.

İyi günde olduğu kadar, zor zamanda da sabırlıhoşgörülü ve affediciydi.
Cenâb-ı hak, peygamberimizin bu vasfını şöyle övmüştür: Sen onlara Allah’ın lütfu sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz onlar etrafından dağılır giderlerdi.
(Âl-i İmrân Sûresi, 3/159)

Sevgili Peygamberimizi rehber edinen müminler olarak, hasbi ve samimi davranmayı prensip edinelim. Vefalı ve fedâkâr, temiz özlü ve doğru sözlü olmak için emek verelim. Unutmayalım ki, riyâkar, menfaatçi, kibirli ve ikiyüzlü kişiAllah katında da insanlar arasında da sevgi ve değer göremez. İyi huylu bir müminin hayatında kötü söze, kaba davranışa, şiddet ve nefrete yer yoktur. zira o, peygamberimizin şu sözlerini dâima hatırında tutar:
Mümin cana yakındır.
müslüman cana yakın olmalıdır.
insanlarla yakınlık kurmayan ve kendisiyle yakınlık kurulamayan kimsede hayır yoktur.
(İbn Hanbel II, 400)

Kendisi cehennem ateşine ve cehennem ateşi de kendisine haram olan kişiyi size bildireyim mi? Cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı kimse.
(Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 45)

İçinde yaşadığımız toplumun değerini bilelim sevinci ve kederi, varlığı ve yokluğu paylaşalım. hal ve hareketlerimizle birbirimize sükûnethuzur ve muhabbet aşılayalım
Başta eşimiz ve çocuklarımız olmak üzere güler yüzümüzü, güzel sözümüzü, insaf ve anlayışımızı kimseden esirgemeyelim. böylelikle hem kendimiz hem de çevremizdekiler için hayatı kolaylaştıralım.

Çocuk, anne-babaya Yüce Allah’ın bahşettiği büyük bir nimet ve kıymetli bir emânettir. Bu itibarla, çocukların sağlıklı bir şekilde yetiştirilip güzel ahlak ile terbiye edilmeleri, onlara karşı en temel sorumluluktur. 
 
Çocuklara insan sevgisini kazandırın.
insana değer veren çocuklar yetiştirin.
Çocuk, ahlâkını öncelikle yetiştiği evden alır.
 
İslam’da iman, ibadet ve güzel ahlak bir bütündür. Yüce dinimiz biz müminlere samimiyetle ibadete devam etmenin yanı sıra, güzel ahlak sahibi ve geçim ehli olmayı öğütler. Bilhassa ailemizle, komşularımızla, akraba ve arkadaşlarımızla iyi niyet, hakkaniyet ve merhamete dayalı ilişkiler kurmamızı ister. Muhatap olduğumuz herkesi Allah’ın yarattığı ve gözettiği bilinciyle saygılı ve nezâketli davranmamızı tavsiye eder.

Ahlak örtüsü olmayanı
Sakalı, Cübbesi, Sarığı,
Çarşafı Başörtüsü dindar yapmaz. 

Ahlâkı kötü insanlarla arkadaşlık kurma ki onlar günah işlemeye seni teşvik etmesinler.
(İmam-ı Âzam Ebû Hanife)

Müminlerin îman bakımından en mükemmeli, ahlâk bakımından en güzel olanıdır.
(Ebü Dâvüd, Sünnet,15)

Güzel Ahlak, günahları, güneşin buzu erittiği gibi eritir.(Hadis-i Şerif) 

Abdesti güzel olanın, Namazı güzel olur.
Namazı güzel olanın Ahlâkı güzel olur.
Ahlâkı güzel olanın sözü tesirli olur.
İknâ edici ve doğru olur.
Sözüde güzel olur.
Duâsıda güzel olur.
Yoluda güzel olur.
Sonuda güzel olur.
Her hhâli güzel olur. Allah Celle Celâhu yolumuzuda sonumuzuda güzel eylesin.


Bu milletin îmânı ile oynamayın.
Bu milletin ahlâkıyla oynamayın.
Bu milletin geleceğiyle oynamayın.
 
Bir millet iman ve ahlâk ile yaşar 
Bir milletin kuvvetli olması,
İnsanların güçlü kuvvetli olması herşeyden evvel îmanlı ahlaklı olmasına bağlıÎmânını kaybeden,
Ahâkını kaybeden bir toplum yıkılır gider. (Alparslan Türkeş)

Memleketler parasızlıktan değil,
Ahlaksızlıktan çökerler.
(Necip Fazıl Kısakürek)

Allah Büyük
Parayı yerine koyarız.
Giden Ahlak olmasın.
Giden İnsanlık olmasın.
Giden Edep olmasın.
 
Kötü ahlak, öyle bir fenalıktır ki, onunla yapılan birçok iyilikler fayda vermez. güzel ahlak, öyle bir iyiliktir ki, onunla yapılan günahlar bile affa uğrar.

Sorun, ahlâkın yitirilmesidir.
Asıl sorun ise ahlaksızlığın normal görülmesidir
 
Din Güzel Ahlak'tır.
Güzel ahlak, güler yüz, iyi ve güzel şeyleri yaygınlaştırmak ve başkalarına rahatsızlık vermekten kaçınmaktır.
Kıyamet gününde mü'min kulun amel terâzisinde güzel ahlaktan daha ağır gelecek bir şey yoktur.

İyilerin değil, İyi oynayanların dünyâsı
Allah ahlaklı menfaatsiz vicdanlı insanlarla karşılaştırsın.

Mü’minler arasında imanca en kâmil olanı, ahlâkça en güzel olanıdır. En hayırlılarınız da kadınlarına ahlakça güzel davrananlarınızdır.
(Tirmizî, “Radâ”, 11)

Râsulullah Şöyle Duâ Ederdi:
Allâh'ım! kötü ahlaklı olmaktan, fenâ işler yapmaktan ve yanlış inançlara sapmaktan sana sığınırım.
(Tirmizi, Dâavet, 126)

Allâhım! Kötü ahlâktan,
nefsânî arzulardan,
kötü işlerden ve ayıp şeylerden
beni uzaklaştır.
(İbn Hıbban, "Ed’ıye", No: 960)

Allâhım! (haktan) ayrılmaktan,
iki yüzlülükten ve kötü ahlaktan
sana sığınırım.
(Ebu Dâvûd, Vitr, 32; Nesaî, İstiâze, 21)

Allâhım! Kötü işlerden ve kötü ahlâktan beni koru. Bunlardan da beni ancak sen korursun.

Ahlâkımızı güzel eyle.
Kötülerle ve kötülüklerle
karşılaştırma Allâh'ım.

VİDEO
♥️https://youtu.be/_8YjBUJtebk
 
Not: Kişinin ahlâkının düzelmesi için hergün.(Tin Süresini okusun)

Not: Hâmile kadın çocuğunun güzel huylu,ahlaklı dindar olması istiyorsa hergün Yusuf Süresini ve YÂ VÂCİD Allâh'ın ismi şerefini bir kaç defâ okusun.
Havuç. Hurma, Elma, Somon balığı, Et, Yumurta y
erse çocuk hem güzel olur.
Hem erkek olur. Sağ kolu üzerine uyumaya gayret etsin.
Allâh’ım! Hayırlı
evlatlar nasip etsin.



❤️
EDEP VE HAYA❤️
EDEP YÂ - HÛ 
Bir insana yakışan en güzel giysi edeptir.

İmam Gazali (rah) derki; Dünyâlık elde etmek için sakın dîninden ve edebinden bir şey verme.
 
En büyük edep,
İlâhi hududu muhâfazadır, gözetmektir.
(Abdulhâkim Arvasi Hazretleri)

Allah’a Karşı Edep Nasıl Olmalı?
Şunu hemen ifâde edelim ki, hayâ ve edep, öncelikle insanı yoktan var eden, onu hadsiz nîmetlerle besleyen, her yerde hâzır ve nâzır olan, bütün kâinatı ve yarattığı her mahlûku murâkabe eden Cenab-ı Hakk’a karşı olmalıdır.
Kişi, Önce Cenab-ı Hakk’tan,
Sonra da insanlardan utanmalıdır.
Zaten Allah’tan hayâ etmeyen insanlardan da utanmaz;
İnsandan utanmayan kimse de
Allah’tan utanmaz.
Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaratanın kuluna lütuf ile muâmele etmesine vesiledir.
Ne kadar ilminiz olursa olsun ya da hangi makâma gelmiş olursanız olun insan olma sırrına sizi vasıl edecek şey edeptir.
Yüreğinde “sevgi” olmayanın da edepli olması düşünülemez. İnsanları sevecek ki değer versin. İnsanlara değer verecek ki onlara karşı edepli davransın...

Küllî sebepleri edeple idrâk...
Âlem'deki nizâma sebeb, eşyanın O'na edebindendir; çünkü her şey O'na edebinden haddini bilir ve vazifesini hakkı ile icrâ eder. 
Bu nedenle haddini aşan insan 'sebebi' de ihmâl edeceğinden nizâmı da batıl ile ifsâd eder.
İlim yolcularının değeri çıktığı yolculuklarda gizlidir. Dünyevî ihtiraslar yarına taşmakta âciz sular gibidir..
Böyleleri sözünü de özünü de kaybeder..
Âleme söz ve eylemleri ile katkı sunan insanlar ise bunlara nazire edercesine okyanus gibidir. 
Su olduğunun bilinciyle akmaya devam et... Bu senin varlığına karşı edebinden gelir.. Fesada uğrayan sen değil,
ruhun aleti olan bedenin..
Varlığın sükunet bulur mücadele ruhuyla...
Herşey ilâhî sünnete göre edebinin gereğini yerine getirmekte...
Hakkın hükmü esastır.
Hüküm duanın gücüyle eşdeğerdir.

Edeple Gelen, Lütufla gider.
Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaratanın kuluna lütuf ile muâmele etmesine vesiledir. Allah bizi edepsizlerden kurtarsın vesselam!

Edeb Yâ-Hû
Eskiden evlerin ve işyerlerin duvarlarına
Edep Ya !..” yazılı levhalar asılıyordu.
“Edep Ya Hû!” ne demektir.
İslâmiyet üç rükün üzerinde durur ve
bu üç esas üzerinde devam eder.
Bunlar, itikat, ubudiyet ve ahlâk-ı hasene, yani güzel ahlâktır.
Ahlâk-ı hasene diğer ikisini korur.
Eğer güzel ahlak olmazsa diğerlerinin ruhu kalmaz. Bizim dinî kültürümüzün kaynağı bunlardır.
 
Edep ve iffet namusun perdesidir.
Namus ancak edep ve hayâ ile muhâfaza edilir. Hayat denilen şey edeptir.
Esrar-ı ilahiyeden bir sır olan edep,
insanın en büyük ziyneti ve nurudur.
Evet, edep insan-ı kâmilin meftun olduğu, fakat şeytanın ve şeytan gibi insanların hoşlanmadığı güzel ahlakın en önemli şubelerindendir.

Edep ve iffetin düşmanı edepsizliktir.
Edep her zaman takdirle,
Hayâsızlık ise lânetle yâd edilir.
Bu bakımdan, her Müslüman’ın
en önemli vasfı edep,
hayâ ve nezâket olmalıdır.
Zîra, mütedeyyin kimselerin en büyük şiarı bunlardır. İnsanın bedeni gıdalara muhtaç olduğu gibi, aklı da ilim ve edebe muhtaçtır.

İnsanın şerefi sâhip olduğu ilim ve edep sebebiyledir. Yoksa üstünlük, mal ve soy ile değildir.

Edep insanın kendini tanımasıdır.
Kalp değişmeden Hal değişmez.

Edep erkekte güzel.
Kadın'da daha güzel.

Bir kadının çeyizi edebidir.

Kadın edebiyle,
Erkek şerefiyle anılır.

Ne güzel demiş Âşık Yunus Emre
Edebim el vermez
Edepsizlik edene
Susmak en güzel cevap
Edebi elden gidene!

Arlı arından utanır,
Arsız ise korkuttum sanırmış.
Her insanın mahkemesi onun vicdânıdır. 


Tasavvuf terbiyesinde de edebin çok önemli bir yeri vardır. Onun her kademesinde edep ön plandadır; baştan sona kadar hep edep üzerine binâ edilmiştir. Odadan dışarı çıkan bir kişinin arkasını dönmesi edebe muhâliftir.
Aziz Mahmud Hüdai Hazretlerinin şeyhi olan Üfdâde Hazretlerinin Bursa’da bulunan türbesinin kapısının üzerine, “Edep Ya ” kapının arkasına ise, “Edeple giren, 
Lütufla çıkar” yazılıdır.
İnce düşünce, hassasiyet, nezaket, zarafet, edep ve hayâ insani münasebetlerde de çok önemlidir. Büyüklerin yanında yüksek sesle konuşmamak, yaşlılara hürmet etmek, konuşan herhangi bir kimsenin sözünü kesmemek, meclis içinde fısıltılı veya gizli konuşmamak ve kahkaha ile gülmemek te edep ve hayâdandır. İnsanları aşağılamak, onlarla alay edip küçük düşürmek, su-i zanda bulunmak, insanların gizli hallerini araştırmak ve lakap takmak da edebe muhâliftir.

GEZDİM HALEP İLE ŞAMI
EYLEDİM İLMİ TALEP
MEĞER İLİM BİR HİÇ İMİŞ
((İLLA EDEP İLLA EDEP))
ANLAMI: Bir kişi ilimden önce ahlakı, edebi, terbiyeyi öğrenmelidir.
İyi insan olmayı bilmelidir.
Bilim insanı önce etik olmalıdır.
Etik meslek ahlakıdır.

(Yunus EMRE) 

EDEP'LE GELEN, LÜTUF'LA GİDER
Allâh’ın kapısı herkese açıktır. 
O kapıya edeple gelen, lütufla gider.

Edep hem insanların kişiye karşı saygı beslemesine sebeptir hem de yaratanın kuluna lütuf ile muâmele etmesine vesiledir.
Ne kadar ilminiz olursa olsun ya da hangi makâma gelmiş olursanız olun insan olma sırrına sizi vasıl edecek şey edeptir.
Yüreğinde “sevgi” olmayanın da edepli olması düşünülemez. İnsanları sevecek ki değer versin. İnsanlara değer verecek ki onlara karşı edepli davransın...
Allah bizi edepsizlerden kurtarsın vesselam!

Dünyada rahat ve huzurlu yaşamak, ahrette de ebedi saâdete mazhar olup aziz ve mükerrem olmak isteyen kişi, istikâmet, edep ve hayâ dairesinde yaşamalı, herkesle iyi geçinmeli,
hiçbir insanı incitmemelidir.
İnsanların kusurlarını ve ayıplarını araştırıp ifşa edenler, Settar-ül uyuba muhalefet etmiş olurlar, mahbub-u kulup yani kalplerin sevgilisi olamazlar. Kötülüğe kötülükle mukabele caiz olsa bile, bu hal ehl-i irfanın yapmayacağı bir durumdur. Vakar ve şerefini muhâfaza eden bir ehl-i irfan bu gibi hoş olmayan şeylere tevessül etmez.

İslam dininde edep, kişinin her hâlinin murâkabe altında olduğunun şuurunda olmasıdır. Nefsini ıslah edip iffet, vakar, hilim, sabır, nezâket, zarâfet ve tevâzu gibi hasletlerle edeplenenler,
Allah’a yakınlaşır ve O’na dost olurlar.

Evet edep; Şeytanın ve nefs-i emârenin boynunu büken, onu ayaklar altına alıp mağlup eden ve insanı maksuduna kavuşturan en emin vâsıtalardan biridir.

Ya hayır söyleyecek sözün olmalı 
Ya da susacak edebin. 
(Hz Ebubekir)

Bizim yolumuzun başı edep, ortası edep,
sonu yine edeptir. Hiç bir edepsiz,
Allah dostu olamaz.

Her şeyin akla,
Aklın ise edebe ihtiyâcı vardır.
(Hz Ali r.a)
 
Edep Yâ Hu
CenabHaktan Edep isteme ve
tüm y
aratılmışlara edeple davranması anlamına gelir.

EL HAYA Vel Îman
Hayâ nerdeyse iman oradadır.       

Âlemlerin Rabbine ancak edeple güzel kul olur insan. Başta ibadet ve tâatkar olmak üzere her yerde ve hâlde edepten ayrılmamak ve güzel ahlâka sâhip olmak kulluğun gereğidir.

Yemekten içmeye, konuşmadan, dinlenmeye, abdest almadan duâ etmeye kadar herşeyin âdaplarına yer verilerek edepHayatın tümünü teşmil edilmiştir.
 
Güzeli güzel eden edeptir.
Edep, Güzeli sevmeye sebeptir.

Herşeyi bilmene gerek yok,
Haddini bil yeter.
Allah Celle Celâluhü ka
rşımıza,
haddini, kendini ve edebini bilen
güzel insanlar çıkarsın.

Edepsizliği mârifet sananlar
Edepli insanı aptal sanırlar.

Arsıza yüz verme tepene çıkar!
Edepsize çok susma sabrını yorar!
Câhile çok vefâlı olma bir pula satar!

Lokman Hekim'e Sorarlar;
Edebi kimden öğrendiniz?
Şöyle cevap verir: Edepsizden!
Yaptıklarının tersini yaptım,
edebi elde ettim.

Edebim elvermez edepsizlik edene,
susmak en güzel cevap, 
Edebi elden gidene...
(Yunus Emre)

Bazı insanlar güzel konuşmayı bilir.
Bazıları yazmayı, Bazıları güzel giyinmeyi.. İnsanların, türlü türlü yetenekleri vardır ama...
En güzel insan; HADDİNİ,
kendini ve edebini bilendir...

Beni bilen bilir, Bilmeyen kendi bilir.
Hayrânım hem haddini hem rabbini bilenlere.

Allâh'ım uzak tut beni, edepli görünüp,
edep yoksunu olandan.
Tatlı dilli görünüp,
çirkin konuşandan. Yüzüne gülüp, arkandan kuyu kazandan.
En çok da kalp kırmaktan
utanmayan insandan.

Rasulullah Makâmıdır, Edep Yâ-Hu
Hazret-i Mevlânâ da şöyle der:
Eğer şeytanın başını ezmek istersen,
Gözünü aç ve gör; Şeytanı kahreden edeptir. İnsanoğlunda edep bulunmazsa,
O gerçekte insan değildir...
İllâ Edep, İllâ Edep

Edep Miras'tır. Akıl Arkadaş'tır.
Güzel Ahlak yoldaş'tır.
Karakter ise kişinin aynasıdır.

Edep ve Haya
Edep; akıl ve hikmete muvâfık hareket edip, Cenab-ı Hakk’ın emrettiği gibi yaşamaktır.
Hayâ ise, utanma ve ar duygusu olup,
Utanç verici durumlardan sakınmak ve
Nefsin süfli arzularını terk etmektir.
 
Hayâ imandan bir şubedir.
Allah’tan gereği gibi hayâ edin.
 
Edep, bütün hâllerde istikamet ve
İyilik üzere bulunmaktır.
 
Edep, aklı ikmal eden, onu nurlandıran,
Îmânı kemâle erdiren, insanı ruhen terakki ettirip saâdet ve selâmete kavuşturan en hayırlı bir sermâyedir.
 
Ehl-i ilim ve irfânın ifade ettikleri şu sözler de edebin ehemmiyetini ortaya koymaktadır:
 
“Edep, Hakk’a giden yolun azığıdır.”
 
“Edep, olgunlaşmanın ilk şartıdır.”
 
“Hakiki güzellik, ilim ve
edep güzelliğidir.”
 
“İnsanın ziyneti, edebin tamamıdır.”
 
“Edep, insanı utanılacak şeylerden koruyan melektir.”
 
“Edep, nefsi gerektiği şekilde terbiye etmek ve güzel ahlâk ile süslemektir.”
 
“Edep, insanın mutlak bir fazîlet kaynağıdır.
 
“Edep bir taç imiş nur-u Huda’dan,
Giy ol tacı, emin ol her belâdan.
 
Hz. Mevlâna da şöyle der:
Eğer insanoğlu edepten mahrum ise insan değildir. İnsanın hayvandan farkı edeptir.
Gözünü aç ve Allah’ın bütün kelâmına dikkat et. Âyet âyet bütün Kur’an’ın mânâsı edeptir...

Yetim kimse anası ve babası olmayan değil, İlim ve Edebi olmayandır. Asıl fakir; malı mülkü olmayan değil, ilim ve edepten mahrum olandır. Çünkü nimet ve servetlerin en büyüğü ilim ve edeptir. Bu nimetlere nail olan, edebi sâyesinde nail olur. O nimetleri kaybeden de edebi terk ettiği için kaybeder. Bu bakımdan, edepten mahrum olan bir kimse, vasıl-ı Huda olamaz. Dünyada rezil, rüsva olduğu gibi ahirette de azab-ı İlâhiye maruz kalır.
Edebini yitirmiş bir kimse, en tehlikeli ve 
bulaşıcı bir hastalıktan daha tahripkârdır. Edep, hayâ ve iffetten mahrum olan insan ilim, makam ve rütbe bakımından ne kadar yükselirse yükselsin faziletli sayılamaz. Çünkü asıl fazilet ve kemal, ilim ile ahlakın ittihat etmesiyle mümkündür.
Edep ve hayâdan mahrum olan kimseler,
Huzur ve saâdetle yaşayamadıkları gibi,
bazen haysiyet ve şereflerini de kaybederler.

Ne edep var ne hayâ,
Çırıl çıplak bedeni!
Eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni; 
desenize hayvanlar sizden daha medeni!
(Mehmet Âkif Ersoy)

İnsanda yok ise edep;
Neylesin medrese, mektep! 
Okusa Âlim olsa yine merkep, 
yine merkep.
(Necip Fazıl Kısakürek

Param olmadan da çok şey aldım ben: 
Edep aldım... Gönül aldım...
Öğüt aldım... İbret aldım...

EDEP...!
Konuştuğun zaman dilini korumak,
Yalnız kaldığın zaman kalbini korumak,
Dışarıya çıktığın zaman gözünü korumaktır.

Allah Resulü (sav.) kimsenin kusurunu görmez, görse bile yüzüne vurmazdı.
Kendisine bir kimsenin hoş olmayan bir şeyi yaptığı bildirilince;
Falan kimse neden böyle yapıyor?
Niçin böyle söylüyor?” demez.
Neden böyle yapıyorlar?
Niçin böyle söylüyorlar?” şeklinde konuşur ve böylece o kimseyi ikaz eder, edebe muhalif söz ve davranışından vazgeçirirdi.

EDEP, ERKEKTE GÜZEL,
KADINDA DAHA GÜZEL.
BİR KADININ ÇEYİZİ EDEBİDİR.

اَلْحَيَا ءُ مِنَ ا ْلإِيمَا ن
"EL HAYÂÜ MİNEL ÎMAN"
(Hayâ îmandandır)
Ar, Edep, Utanma, Hayâ,
duygusu ne güzel zenginliktir.

Toprağın üzerinde, 
Allâh'a karşı edepli olmayanı 

ALLAH; Toprağın altında
edeplendirir
(Hasan-ı Basri)

Hayâ îmandandır.
(Buhâri, Îman, 16)
Allah'u' Teâlâdan hayâ edin!
Allah'tan hayâ eden, 
Kötü düşünceden uzakdurur.
Midesine girenleri kontrol eder,
Ölümü hatırlar.
(Tirmizî)

Hayâ öyle bir süstür ki insanı Yusuf a.s. kadar güzelleştirir. Öyle bir süstür ki hayâ, insanı zarifleştirir, vakurlaştırır, Meryem gibi iffet timsali hâline getirir. Osman r.a gibi peygamber övgüsünü hak ettirir, meleklerin dâhi kendisinden hayâ ettiği bir mertebeye ulaştırır. Makamlardan makamlara, Îmandan ihsana, mürüvvetten takvaya hayâ ile varılır. Zira"Hayâ, bütünüyle hayırdır."

Hayâsız olan, emânete hiyânet eder,
hâin olur. merhâmet duygusu kalmaz,
dinden uzaklaşır, lânete uğrar,
şeytan gibi olur.
(Deylemi)

Mümin, ayıplamaz, lânet etmez,
çirkin söz söylemez ve hayâsız değildir.
(Tirmizî)

İnsan, sâlih iki komşusundan utandığı gibi, gece gündüz kendisiyle beraber olan yanındaki iki melekten de utanır.
(Beyheki)

Ateş, Su, Hayâ yolculuğa çıkmış;)
Birbirimizi kaybedersek nasıl buluruz demişler;) Ateş demiş ki;) Nerede duman görerseniz ben oradayım. Su demiş ki;) Nerede şırıltı duyarsanız beni orada bulursunuz. Haya da demiş ki beni kaybeden bulamaz.

Haya kalkarsa,
Yerine belâ gelip yerleşir.

Hayâsızlık insanı küfre düşürür.
Hayâsız kişi cennete giremez. 
Utanmak için hayâ gerek.
(Deylemi)

İnsanların Peygamberlerden öğrene geldikleri sözlerden biri de:
“Utanmazsan dilediğini yap!”
sözüdür.
(Buhârî, “Ehadisü’l-Enbiyâ”, 54;
Ebu Dâvûd, “Edeb”, 6)

İnsana hayâ yakışır. 
Allah Halîmdir, 
Hayâ sâhibidir,
Kusurları örtendir.
Hayayı ve Örtünmeyi sever.
(Hadis-i Şerif)

Kalp Herkeste Bulunur da
Vicdan Herkeste Bulunmaz.

İnsan, Vicdânıyla insandır.
Vicdanını kaybeden huzur aramasın.

Edebini, Hayâsını, Vicdânını kaybeden insanlığını kaybetmiş demektir.
Ruhu kirlenmiş insanların
vicdânı ayar tutmaz.

İnsanı insan yapan merhâmeti ve vicdânıdır. Vicdan, İnsanın tek gerçek dostudur. Vicdânını dost bil,
Dinle sözünü ve bir gün...
Aklın ile vicdanın arasında kalırsan eğer vicdânını seç! Çünkü aklın çıkarlarını korur. Vicdânını ise insanlığını.

Herkesin polisi kendi vicdânıdır.
Polis vicdânı olmayanların karşısındadır.

Kötü bir işin en gizli şâhidi vicdanımızdır.
Vicdan, iyi ile kötüyü ayıran bir ışıktır.

Cemre hep havaya, suya, toprağa düşüyor, Ne olur artık insanlığa düşsün, vicdanları buz kesilmiş insanların yüreklerini..

İnsan olmak, ne din işidir, ne eğitim,
ne para, insan olmak sâdece
vicdan işidir.

Her nefis kendinden sorumludur
Bir insanın hocası kendi vicdânıdır.
Kendinize karşı vicdânınızı kaybetmeyin.

Vicdanların hayattan çekildiği bir ortamda sözün ne tésiri olacak??                       
Ya Rabbi
Îman ile Özümüzü
Edep ile Yüzümüzü
Haya ile Sözünüzü
Kur'an ile Ömrümüzü
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehâdet ile son sözümüzü söylemeyi nasip eyle.
(Âmin)

VİDEO DİNLE 
https://www.facebook.com/share/r/VQLHP3CdZiqM99Pw/?mibextid=D5vuiz
 
 
❤️ ♥️ ❤️ ❤️ 
AKRABÂLIK
BAĞLARINI KORUMAK VE
SILA -İ RAHİM

Allah’tan korkun ve akrabalık
bağlarını kesmekten sakının.
(Nîsa, 4/1) 

Kim Allâh'a ve âhiret gününe inanıyorsa akrabasıyla ilişkisini kesmesin.

Akrabalık, Arş’ta asılıdır. ve der ki:
Beni
 gözeteni Allah gözetsin;
Beni
 terk edeni Allah terk etsin.
(Müslim, Birr ve Sıla, 17)

Fâziletlerin en üstünü, Akrabalık ilişkisini kesenle ilişkini sürdürmen, sana veryene vermen, sana sataşanı bağışlamandır.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 439)

"Sıla-i Rahim yeniden diriliş demektir"
*Seyâhat Edin Sıhhat Bulun*

Rızkının çoğalmasını ve ömrünün bereketli olmasını isteyen, anne ve babasına ihsan ve ikramda bulunsun ve akrabalarını ziyaret etsin.
(Ahmed b. Hanbel, III, 156)

Akrabalar, mutluluk ve huzur verir,
insanı güçlü kılarlar. Allah rasulü kişi, kardeşleri dostları, sevenleri ile çoktur. buyurmuştur.
(Deylemi, Müsned, IV, 205)

Kardeş demek ne kadar uzak olursa olsun
Kalbi hep onunla atmak demektir.
(Hadîs-i Şerif)

Büyük Kardeşin Küçük Kardeşler Üzerindeki Hakkı, Babanın Evlâdı Üzerindeki Hakkı Gibidir.
(İhyâ-u Ulumi'd din,
Cilt 2, sayfa 21
)

Kardeş kardeşin emânetidir.
Sakın ola ki sırtınızı dönmeyin.

Sıla-i rahim, aile bireylerinden başlayarak akrabalara yönelik olarak emredilse de, komşulara, arkadaşlara, meslektaşlara, iş arkadaşlarına, din kardeşlerine ve her çeşit tanıdıklara
karşı da vazife ve borç kılınmıştır.
(Sıla-i Rahim Farz'dır.
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.v)

Unutulmamanın yolu,
Unutmamaktan geçer.

Senden kopandan sen kopma,

Sana kötülük yapana,
Sen iyilik yapârak cezâlandır,
Aleyhine
 bile olsa hakkı söyle.

Sıla-i Rahim: Rahim Bağı demek siz (İslâm'dan) yüz çevirip de yeryüzünde fesat çıkaracak ve akrabalık ilişkilerini koparacaksınız öyle mi?
İşte Allâh'ın lânetlediği, kulaklarını sağır ve gözlerini kör ettiği kimseler bunlardır.
Bunlar Kuran'ı hiç düşünmüyorlar mı?
Yoksa kalpleri üzerinde kilitler mi var?
(Muhammed, 47/22-24)

Akrabalık ilişkisi konusu,"Sılayırahim" kavramıyla ifâde edilmiştir. "Rahîm" ile ana rahmi; "sıla" ile de bağ kastedilir.
"Akrabalar arası ilişki" denilen bu bağ, rahimler vasıtasıyla ortaya çıkar.
Rahîm ile cenin arasında nasıl "kordon" diye bilinen maddi bir bağ var ise akrabalar arasında da mânevi bir bağ söz konusudur.
Cenin için kordon bağı ne kadar önemli ise Müslüman birey için sılayırahim de
O, derece önem taşır.

Bu sebepledir ki yüce Rabbimiz birçok âyette akrabaya hakkını vermeyi, yardım ve iyilik etmeyi emretmekte, akrabalık haklarına riâyetsizlikten sakındırmaktadır.

O, sudan bir insan yaratıp
ondan soy sop ve hısımlık
meydana getirendir.
Rabbin her şeye hakkıyla
gücü yetendir.
(Furkan, 54. Âyet)

İyi kalpli temiz bir insan 
Akraba haklarına riâyet eder,
güçlüklere dayanır,
misâfirlere ikram eder,
felâkete uğrayanlara
yardım eder.

اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَا۪يتَٓائِ ذِي الْقُرْبٰى
وَيَنْهٰىعَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ
يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Şüphesiz Allah, adâletli olmayı,
iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; (Yâni sosyal yardımlaşmayı)
(Zinâyı
) Hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O düşünüp tutalım diye bize öğüt veriyor.
(Nahl Süresi, 16/90)

Kötülük eden akrabaya yumuşak davranana Allah (cc) yardımını celp eder.

Bir adam: Ya Resûlallah!
Benim akrabarım var.
Ben kendilerini ziyaret ediyorum,
Onlar bana gelip gitmiyorlar.
Ben onlara iyilik ediyorum,
Onlar bana kötülük ediyorlar.
Ben onlara anlayışlı davranıyorum,
Onlarsa bana kaba davranıyorlar, dedi.
Bunun üzerine Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Eğer dediğin gibi isen, onlara sıcak kül yutturmuş oluyorsun.
Sen böyle davrandıkça,
Allah’ın yardımı seninledir.
(Riyazü’s Salihin Hadis No: 320)

İyiliğe karşı kötülük yapıyorsa
O' onun terbiyesizliğindendir.

İnsan iyiliği kadar taşlanır,
Merhâmeti kadar dışlanır,
Kulluğu kadar da sınanır.
(Yunus Emre)

İyilerle yaşaki onlardan olasın.
Kötülerden uzaklaş ki,
Şerlerinden kurtulasın.
Peygamber Dâmadı Hz Ali r.a

Kötü duygular ömrü yıpratır.
Güzel duygular sevgi getirir.
Kötü insanlar kapı kapatır.
İyi insanlar kendini aratır.
Râbbim
 şu kısa hayâtımız da
iyi insanlarla olmayı nasip etsin.

İyilikle kötülük bir olmaz. 
Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. 
Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki
sıcak bir dost olu vermiştir.
(Fussılet, 41/34)

 لَهَا مَا كَسَبَتْ وَعَلَيْهَا مَا اكْتَسَبَتْ
Kişinin yaptığı her iyilik kendi yararına,
Kötülük de kendi zararınadır.
(Bakara, 286. Âyet)

Ey iman edenler! İyilik ve takvada yardımlaşın.
(Maide Suresi, 2. Âyet)

Dünya iyilikle değişir.
İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır.
İyilik güzel ahlaktan gelir.
İyilik eden iyilik bulur.
İyilik yap iyilik bul.
İnsanı iyilik yaşatır.
Yapılan her iyilik sadakadır.
(Buhâri, Edep,33)

Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır.
(En’am Süresi, 160)

İyilik yapmaya devam ediniz,
karşınızdaki kişi O, iyiliğe
layık olmasa bile
siz O iyiliğe lâyıksınız...!

İyilikler kötülükleri yok eder.

Allâh'ım! Beni, iyilik yaptıkları zaman sevinç duyan, Kötülük yaptıkları zaman da bağışlanma dileyen kullarından eyle.
(İbn Mâce, Edep, 57)

Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibâret bile olsa, hiçbir iyiliği küçük görme.
(Müslim, "Birr",144)

Allah iyilik edenleri sever.
(Mâide Suresi, Âyet 93)

İyi olun...
İyileri kul değil,
Allah ödüllendirir.

İyilik yap, İyilik bul
Kim kazanmış kötülükten
Kötünün başına gelmedik olmaz
Kimsenin ettiği kimseye kalmaz.

Sizi üzenlere hâlâ selâm veriyorsanız,
Bu vicdânınızın sadakasıdır.

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.s) 
Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selam vermek ve
Selâmı almak, 
Hastayı ziyaret etmek, 
Cenâzeye katılmak, 
Dâvete icabet etmek ve
A
ksırana dua etmek.
(Buhârî, Cenâiz, 2)

Peygamberimiz (s.a.s)’in öğütlediği ilk görev, Müslümanların birbirlerine selam vermesidir.
Selam; gönülden gönüle muhabbet köprüsü kurmaya vesile olur. Güven ve huzuru gerçekleştirmenin dostluk ve kardeşliği pekiştirmenin yoludur. Îmânın gereği, güvenin teminatı ve sevginin kemâlidir selam.

Allah Resûlü (s.a.s)’in öğütlediği ikinci görev, Hasta ziyaretidir. Sağlığımızı her an kaybedebileceğimizi ve birbirimize muhtaç olduğumuzu hatırlatan bu ziyaret, Yüce Rabbimizin sonsuz rahmetine ulaşmaya vesiledir. Allah rızâsı için hasta ziyaretinde bulunan müminler için melekler şöyle dua ederler“Ne iyi ettin! Attığın adımlar hayırlı olsun, cennette bir yerin yuvan olsun.
(Tirmizi, Birr, 64.)

Bir hastayı ziyâret ettiğinde, ondan senin için dua etmesini iste. Zira onun duası, meleklerin duâsı gibidir.
(
İbn Mâce, “Cenâiz1)

Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in öğütlediği üçüncü görev, cenâzeye iştirak etmektir. Kardeşimizin cenâze namazını kılmak, onun için hüsn-i şehâdette bulunmak, defnetmek ve yakınlarına tâziyede bulunmak hem dîni hem de insâni bir vazifedir. Ancak, bu vazifeyi yerine getirirken de günümüz şartlarının gerektirdiği sosyal mesafe ve maske gibi tedbirlere uymak, hem kendimiz,
hem de çevremizdekilerin sağlığı açısından
 önem arz etmektedir. 

Her zaman olduğu gibi hüzünlü gününde de mümin, Rahman olan Rabbine sığınır.
Yüce Allah’ı hoşnut eden şu ilâhi kelamla teselli bulur:

Şüpesiz biz Allah’a aitiz ve muhakkakki
O’na döneceğiz.
(Bakara, 2/156)

Peygamber Efendimizin öğütlediği
dördüncü görev, dâvete icâbet etmektir.
Bir Müslümanın, şartlar ve imkanlar ö
lçüsünde dâvet edildiği yere icâbet edip kardeşinin gönlünü kazanması
Peygamber ahlâkındandır.

Sevgili Peygamberimizin öğütlediği beşinci görev ise, aksırdığında kardeşimize dua etmektir.
Allah Resûlü (s.a.s), aksıran bir mümin ile ona şâhit olan diğer müminin karşılıklı olarak birbirlerine Duâ etmelidir. 
Hapşıran kişi; Elhamdülillâh demeli
Duyan kişi; يَرْحَمُكَ اللَّه  
Allah sana merhâmet etsin.
Bu defa; يَهْدِيكُمُ اللَّه وَْيُصْلِحُ بَالَكُمْ
Allah sizlere hidâyet eylesin ve hâlinizi,
İşinizi de iyileştirsin’ desin.
(Buhârî, Edeb, 126)

Ailemize, komşumuza, akrabamıza iyilikte bulunalım, yetimlere kol kanat gerelim, ihtiyaç sâhiplerini gözetelim sevindirelim sorumluluklarımızı bilelim yerine getirelim.

O halde geliniz, birbirimizden sevgimizi, şefkatimizi ve merhametimizi esirgemeyelim. Kardeşlerimizin sevinçlerini paylaşalım, hüzünlerine ortak olalım. Son nefesimize kadar kardeşlik ahlâkına ve hukukuna riâyet etmeye gayret gösterelim.

Rabbimiz, bizi ve bizden önceki îman etmiş kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma.
Şüphesiz sen çok şefkatlisin,
çok merhametlisin.
(Haşr, 59/10)

Ey Müslümanlar! Birbirinize selam verin, birbirinize yemek ikramında bulununuz, akrabalarınızı dostlarınızı ziyâret ediniz,
gece kalkıp nâfile namaz kılınız ve selametle cennete girersiniz” buyuran Peygamber (s.a.s)’in ümmeti olarak Kur’an-ı Kerim’de müminlere yüklenen
iki vazifeye sahip çıkmak zorundayız:

1- İyiliği hâkim kılan ve kötülüğü engelleyen yapısıyla insanlar için
en hayırlı ümmet olmak,

2- Orta yolu benimseyerek,
İnsanlığa örnek olmak.

Bu vazife bilinciyle, bugünden başlayarak
Sıla-ı Rahim gibi, üzerimize ibâdet olan bir güzelliği yaşatmayı, canlandırmayı, toplumsal huzurun, sağlıklı ilişkilerin vesilesi kılınması
üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. 
En azından bir duâ niteliğinde olan,
Selamlaşmayla başlamayı, uzun süredir görüşmediğimiz yakınlarımızı aramaya 
ilk adım olarak öneriyorum.

Kim rızkının genişlemesini ve günahlarının silinmesini isterse, yakınlarını ziyâret etsin. buyurdular.[Nevevî, a.g.e., C. 1, S. 251]

Sıla-i Rahim: Eş-dost, akrabaları ziyâret ve onlarla bağı güçlü tutma.
Sıla-i Rahîm Şu Üç Şeyle Tamam Olur
Akrabâyı ziyâret etmek. Selâm vermek.
Onlara infakta bulunmak.

Üzerimizde akraba ve komşularımızın hakkı vardır. Zîra onlar bizim için birer bereket vesilesidir. Öyleyse geliniz! Akraba ve komşularımızdan ilgiyi kesmeyelim.
Onların sevinç ve üzüntülerini paylaşalım. Onları kalabalıklar içinde yalnızlığa terk etmeyelim. 

Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.
(Buhârî, “Edeb”, 28;
Müslim, “Birr”,140, 141)

Allah’a ve ahiret gününe îman eden kimse, komşusuna eziyet etmesin.
Allâh'a ve Âhiret gününe inanan, 
Misâfirine ikram etsin.
Allâh'a ve Âhiret gününe inanan,
Akrabâlarını ziyaret etsin.
A
llâh'a ve Âhiret gününe inanan
ya
 hayır söylesin, Yadâ sussun.
İnsanlara ya hayırla yaklaş konuş.
Ya hayırla sus uzaklaş. 
(Buhârî, “Edeb”, 31, 85;)
(Müslim, “Îmân”, 74, 75)
(Buhârî, Nikâh, 80; Edep 31)
(Tirmizî, Kıyamet, 51)

Komşu Ziyâretleri:
Herkesin gidebileceği bir yeri olmalı.
Çünkü öyle bir an olur ki,
İnsanın mutlaka bir yere gitmesi gerekir.

Komşular herhangi bir ihtiyaç durumunda kişinin kapısını ilk olarak çalacağı grupta yer alır. Bu sebeple, Sevinçlerimizi paylaşmak, sıkıntılarımızı çözmek, yaşadığımız çevreyi huzurlu kılmak için komşu ziyâreti yapmak.

Komşu, komşunun bekçisidir
Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Yakın komşu uzak akrabandan iyidir.

Kötü komşu insanı evinden
huzurundan eder.
Kötü komşudan evinizi,
Kötü arkadaştan ziyâretinizi 
uzak tutunuz,

Kötü komşu sırları yayar,
Kötü arkadaş da insanı rezil eder.

Komşu komşuyu tanımaz olmuş. 

Kardeş kardeşe düşman olmuş. 
Herkes menfaat peşinde olmuş. 
Güler yüzler birden solmuş. 
Sevgi, saygı, güven yok olmuş.
Dünyanın sonu gelmemiş de
ne gelmiş arkadaşlar. 

BAK HÂFIZ 

Merhâmetsiz, EŞ'TEN

Laf Taşıyan, KOMŞU'DAN 

Vermeden, Alan, EL'DEN

Duâ bilmeyen, DİL'DEN 

Şükür etmeyen, KALP'ten 
SAKINACAKSIN..!

HASTA ZİYÂRETİ VE ÂDÂBI

Güler yüzlü olmalı,

Çok konuşmamalı.

Haber verilerek gidilmeli,

İzin istemeli müsâitmisin.

Ziyarete gece gitmemeli.

Kur'an, Fâtihâ okunmalı şifâ niyeti ile

Duâ edilmeli. Boş konuşulmamalı. 
Geçmiş olsun. Geçer inşaallah.
Diyerek moral verilmeli. 

Sigara içilmemeli. Hastanın yanında neşesini huzurunu kaçıracak hiçbir şey anlatılmamalı.
Kaş göz işareti ile gıybet yapmamalı.

Sâdece iyilikleri bahsedilmeli.

Kötülükler dile getirilmemeli.

Gereksiz örnekler verilmemeli.
Misâfirlik kısa olmalı.


Kıyâmet günü Yüce Allah:
Ey Ademoğlu! Ben hasta oldum da
Sen beni ziyarete gelmedin!’ der.
Buna şaşıran insan:
Ey Rabbim!
Sen alemlerin Rabbisin.
Seni nasıl ziyaret edebilirdim ki?’ şeklinde cevap verir.
Yüce Allah: 'Bilmiyor muydun?
Falan kulum hasta oldu sen onu ziyarete gelmedin. Ziyaret etseydin beni onun yanında bulacağını bilmiyor muydun? der.(
Müslim, “Birr ve Sıla”, 43)

Bedenime afiyet veren, rûhumu bana iâde eden ve bana kendisini zikretme imkânı veren Allâh’a hamd olsun.

(Tirmizî, De’avât, 20

Misâfirin duâsı Allah katında
makbul olan duâlardandır.
(Tirmîzi Birr, 7)

Türkler, Misâfirperver bir millettir.
Misâfire aç mısın? diye sorulmaz?

Misâfire, Su ve Kahve konulur önüne 

SU: İçerse ben açım;) 

KAHVE: İçerse ben tokum demektir;)

MİSÂFİR: Su istiyorsa veyâ Ekmek ile geldiyse ben açım EKMEK benden,
YEMEK senden demektir. 

Meyve ile misâfirliğe geldiyse
Ben tokum demektir. 
Ecdâdımızın yâdiğârı olan
bu güzel geleneğini yaşatalım. 

Misâfir umduğunu değil,
Bulduğunu yer.
Ev sâhibi evinde ne varsa
onu ikram eder.

Yemek dâvetinde yemekler geciktirilmez.
Yemeği beğenmemezlik edilmez...
Misâfir gelince hemen sofra hazırla,
önüne koy. Misâfire aç mısın diye sorma..

Misâfir on kısmetle gelir; birini yer 9'unu bırakır. Ev sâhibinin başına gelecek 70 belâyı önler. Misâfir rızkı ile gelir,
ev halkının günahlarının affina
sebep olur ve yenilen sadaka olur.
(Hadis-i Şerif)

Biri sizden bir bardak su isterse
bu suyu götürmek HİZMET'tir.
Hizmette İBÂDETTİR.
Halka hizmet, Hak'ka hizmettir.

Allâh'u Teâlâ hayır murad ettiğine
Hediye olarak misâfir gönderir.
 

Misâfir istemeyen kişide
hayır yoktur.Hadis-i Şerif 

Misafir sevmeyen Allâh'ı sevmez.

Misâfiri ağırlamak ve ikramda bulunmak peygamberlerin Sünnetidir.

Misâfir girmeyen eve dert girer. Misâfirliği öldürdük; Misâfirlik bitti. Evde bereket huzur gitti.

Evini temiz tut misâfir gelir.
Kalbini temiz tut ölüm gelir.

İlimize, ilçemize, mahallemize, Köyümüze, 
Evimize gelen misâfire
niye geldin denmez.
Hayırla hoş geldin (;) denir. 

Gelen Misâfire Söylenen Güzel Bir Söz 
Edeple Gelen, Lütufla Gider.
Evimizin kapısı,
Gönlü güzel olan,
Herkese Açık;) 
Hayırla Hoşgeldiniz..
Evimize Bayram Getirdiniz.
Evimize bereket huzur getirdiniz.
Evimize güneş doğdu.
Hayırla gelen, Hayırla gider.

Dışarıdan Dedi kodu, Gıybet, İftirâ, Stres Huzursuzluk getirilmemesi önemle ricâ olunur; Mutluluğa söz verdik,
STRESE gerek yok.
Bu sözü okuyan veya duyan
kişi kötülük düşünüyor olsa bile
hemen güzel düşünmeye başlar.
Rabbim! Nazardan korusun
ümmeti Muhammed'i


Eve gelen misâfir,
Evin askılığında
kadın elbisesi görmemeli.

Misâfirlikte Eline, Diline,
Gözüne, Hâkim Ol.
Birinin evine girerken izin al.
3 kez zile bas.
Kapı açılınca içeri dalma.
Müsâit olup olmadığını sor.
Misâfirlikte etrâfı gereksiz kolaçan etme.
Misafir gelince karşıla ve hoş geldin de.
İkram edileceklere yardım et.
Eve girerken, Ayakkabıları düzgün bırak.
Dağınık bırakma.

Erkeği olmayan eve, 
Erkeğin ziyâreti hoş karşılanmaz.

Güzel insanlar, güzel uğurlanır.
K
işinin misâfirini evin kapısına kadar geçirmesi uğurlaması Sünnettir.
(Misâfirde ev sâhibine varsa kusurum af ola diyerek helâlleşerek duâ ederek ayrılmalılar.
(İbn Mâce, Sünen, 3358)

Allah (Celle Celâluhü)
Cömerttir, Cömertliği sever.
(Tirmîzi, Edep, 41)

Cömertler ikrâmı sever.
Mü'min, kardeşine cömertlik ederde,
En
 cömert olan Allah,
Kullarına cömertlik etmez mi?

Cömerdin malı şifâ'dır.
Cimrinin malı hastalıktır.

Cennetin Kapısını,
Cömertler Açar.

Allâh'ım sen affedicisin, cömertsin,
affetmeyi seversin, beni de affet.
(Tirmizî, "De’avât",89)

Allah Resulü: Sofraların bereketi misafirlerle olacağını düşünerek, Yemeği toplu halde yiyiniz ve üzerine besmele çekiniz. O zaman Allâh O yemeğe bereket verir. karnınız doyar. buyurdu

Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak sünnettir. Besmele 
ile başlayan, birlikte yenen ve Allâh'a hamd ile biten
yemekler kalplere nur şifâ olur.

Sofradakilerin hatırlaması için yüksek sesle Bismillahirrahmanirrahim
Yemekten sonra Elhamdülillah demeliyiz.
(Müslim, Eşribe, 181)
(Ebû Davûd, Et'ime, 14)

Şüphesiz ki Allah, yiyip içtikten sonra
Kendisine hamd eden kulundan razı olur.
(Tirmîzi, Et'ime, 18)

Yiyin, için fakat israf etmeyin.
(Araf Suresi, Âyet 31)

Ye, iç, şükret, ibâdet et. dua et.
israf etme. israf
 nimete şükürsüzlüktür.
Nîmetin eksilmesine sebeptir.
İsrâfı sevmiyoruz. İsrâf etmiyoruz.

O kadar fakir insan varken,

Lütfen israftan kaçınalım. 
İsraf etme. Allah israf etmeyenlere
bol kazanç hayırlı rızık,
hayırlı ömür ve huzur verir.

Küçük harcamalarına dikkat et. 

Zîra koca bir gemiyi batıran
Ufacık bir 
deliktir.

Yemek Yeme Adabı
1. Yemeğe "Bismillâhirrahmanirrahîm" diyerek başla. Nîmeti verene şükret, Hazırlayana teşekkür et. Sağ el ile ye.
Kendi önünden ye.
Başkalarının lokmasını gözetleme. 
Yiyeceğin kadar al. İsraf etme.
Yemeği beğenmemezlik etme.
Peygamberimiz Hiçbir yemeği kötülememiştir.
O, isteği varsa yer, isteği yoksa bırakırdı.
Yemekte kusur aranmaz.
Yemeği yapana da teşekkür ederdi.
Lokmayı ağza göre alıp iyice ciğnedikten sonra yutmak. Lokma ağzında iken konuşma.
Yemekte telefonla konuşma.
Ayakta yeme ve içme,
Dışarda açıkta yeme.
Dişini sofrada karıştırma,
Burnunu çekme, Geğirme.
Yediğin yemeği paylaş ancak sanala taşıma. Ailenle birlikte sofraya otur.
Sofrayı hazırlamaya yardım et.
Helal Lokma ye. Kul hakkı yeme.
Suyu içmeden önce bardağa bak.
Suyu bir solukta içme.
Peygamberimiz suyu üç yudumda içerdi.
Bardağın içine nefes verme.
Suyu oturarak iç, Hastalıktan korun.
Ayakta su içmek kansere yol açar.
Yemek esnasında başkalarını tiksindirecek ve iğrendirecek söz ve davranışlarda bulunma.
Yemek esnâsında ağzında lokma ile konuşma. 
Ekmeği yere atmamak ve üzerine tabak,
tuzluk ve benzeri şeyleri koymamak.
Elini veya bıçağı ekmekle silmek de
uygun değildir.
Ekmek kırıntılarına çok dikkat ediniz...
Ekmek kırıntılarını yiyiniz sevap kazanırsınız. 
Ekmek kırıntılarına dikkat etmemekten CİN çarpmaları da olur.
İnsanlar Ekmeği bölüşmenin lezzetinin farkına varsalardı ekmeği israf etmezlerdi çöpe atmazlardı.

Sağlığımız İçin;) Ekmek, Simit 
Poça alırken Elle değil Gözle seçiniz.
Askıda Ekmeğimiz Olsun.
İmkanı olan assın.
İhtiyacı olan alsın.
Hayırlı işler

Hayatta dört şeyi koru; Sofrada Lokmanı,
Namazda iken kalbini, Mecliste sözünü, 
Misâfirlikte gözünü. 

Dâvet edilen yere gitmek Sünnettir.
Gitmeden önce, gideceğin yeri haberdar et.

Eli boş gidilmez gidilen yere.
Misafirliğe eli boş gitmek,
Değirmene buğdaysız gitmektir.

Dâvet edilmeyen yere gitme,
Sonra kınanır çâresiz kalırsın.

Çok samîmiyet sevgiyi azaltır.
Çok iyilik su istimal edilir.
Çok sevgi nankörlük getirir.

Sevildiğin yere sık gidip gelme
Muhabbetin kalkar itibârın kalmaz.
(Şeyh Edebali)


İnsanlarla mesâfen ateşle mesafen gibi olmalı. çok uzaklaşma donarsın.
çok yakınlaşma yanarsın.

Size değer veren insanları
kendinizden soğutmayın.

Hatâsını bilmeyen insanlara mesâfe koy

Mesâfe, saygısızlığa verilecek tek cevaptır. Tepki verme, tartışmaya girme.
Varlığını oradan uzaklaştır.

Fazla gereksiz samimiyetle sizi üzecek gücü, kendi ellerinizle insanlara verirseniz, Mesâfeyi baştan koymak
en iyisidir


İstenilmediğin yerde durma.
İnsanların evine girerken kör ol.
Oradan çıkarken dilsiz ol.
Gittiğin evde kusur görme.
Görürsende kimseye anlatma.

Dostluğumuz dâim olsun.
İnsanlığımız hergün olsun.

Dostluğun devamı için;

Müslüman’ın üzerinde bulunması gereken vasıfları: Selam, Sevgi, Saygı, Sabır, Hoşgörü, Ziyâret, Ziyâfet, Sadâkat, Şefkat, Merhâmet, Af, Musâmâha, Musâfaha ve Duâ gerekir.

Akrabalık bağını koparan cennete giremez. (Müslim Birr, 17 - 19)

Akrabayla alakasını kesen bir topluluğun arasına ilâhi rahmet kesinlikle inmez.

Bugünün insanları maalesef akrabalarıyla yardımlaşmak,
Ziyâret etmek şöyle dursun,
belki benden bir şey ister diye
selâm bile vermiyor, başını çeviriyor veya yolunu değiştiriyor.

Sâdece akrabalarımızın dirilerini değil,
Ölülerini de kabristana giderek elbette ziyâret etmeliyiz. Onlara da, hediye paketi yerine
 hatimler, Yâsinler, Fâtihâlar götürmeliyiz.

Akraba da elbetteki kan bakımından yakın olduğu kadar din ve ahlâk bakımından da yakın olacak. Kısacası “akrabâ” olacak, 
akrep” olmayacak…

Nitekim ecdâdımız, akrabanın akrabaya,
akrep yapmaz yaptığını” demişlerdir.

Akrebi hayâtınıza alın ama
Karşınıza almayın.

Akrabanın akrabaya yaptığını, akrep yapmaz. Akrabaların getirmiş olduğu sevgi kadar samimiyetsiz bir şey yoktur. 

Akrabalıklar kıskançlıklarla dolu.

Bâzen sevdiklerinin acısı
İnsana nefes bile aldırmıyor.

Tanıdığın her insanın içinde 
Tanımadığın ve bilmediğin 
Bir insan vardır.

İnsan, Bâzen büyük hayallerini
Kalitesiz küçük insanlarla 
ziyan eder. 

Basit insanlarla uğraşma
UNUTMA
Kartal sinek avlamaz.

İnsanın başına ne gelirse
en yakınlarından gelir.
Taş adama uzaktan gelmez.

Bir insana en büyük zarar kendi nefsinden ve en yakınlarından gelir.
acı ama gerçek.

Dili mü'min,
Kalbi düşmandan usandım Allâh'ım.

Yılana bal yedirmişler yine zehir kusmuş.

Nankör her zaman nankördür.

En Tehlikeli İnsan,
Yapılan iyiliği unutup

Nankörlük yapandır.

Ateş yanar saatlerce suyu ısıtırda

Su bir sâniyede yanan ateşi söndürür

Vefâsızlık böyle bir şeydir.

"Vefâsızlık Îmansızlıktır"(H-Ş)

Güvenme karaktersizin vefâsına.

Bugün över, yârın söver.

Sevene canım fedâ
Sevmeyene el vedâ
Vefâ göstermeyene
Vedâ gösterin.

Ben seni severken,
Sen benden nefret edemezsin.

Biri ağlarken,
Birinin gülmesi doğru değil.

Sakın Bunları Yapma Üzülürsün
Sevdiklerine bağlı ol ama Bağımlı olma.
Fedâkar ol ama Kendini fedâ etme.
Dünü unutma ama Saplanıp kalma
Çözüme odaklan.
Sabret ama Katlanma.
Eleştir ama Suçlama.
İste ama Israr etme ve
En önemlisi hiç kimseye biat etme.
Bir gün hepimizin öleceğini de
aslâ unutma.

Akrabâ vardır, Akrepten daha zehirli.
Akraba vardır. Altın'dan daha değerli.

Akrabâna karşı Akrabâ ol.
Akrep olma.

Akrabanın düşmanlığı ve
dostların eziyeti
Yılan zehirinden daha acıdır.
(Hz Ali r.a)

Akraban da olsa câhille ilgini kes,
Çünkü vereceği sıkıntı,
Sağlayacağı huzurdan daha fazla olur.

Hiçbir insan öylesine girmiyor hayâtımıza.. Kimileri ceza, Kimileri belâ,
Kimileri imtihan, Kimileri ise armağan.
İnsanlara dikkat et. teenni ile yaklaş.
Öyle insanlar var ki: dışı dost, içi düşman.
Olmuş düşman, Allah etsin pişman.
Eski düşmandan dost olmaz.
Gizlice hayran, Sinsîce düşman çok.

İnsanlar size kendilerini anlattıkları gibi değil, Size yaşattıları gibidirler.
Kimini erken, kimini geç öğrenirsin.
ammâ öğrenirsiniz...

İnsanları tanıyan yalnızlaşır"
Şu fânî dünyada nice harcanmış hayatlar.

Bir yerde huzurun yoksa oradan uzaklaş.
Tebdili mekanda, Ferahlık rahatlık huzur vardır.

Kendinizi değersiz hissettiğiniz yerde durmayın. İtibar görmediğin yerde durma. İtibarsız insanlara itibar etme.

Dünyanın en güzel yeri neresi efendim?
Önemsendiğiniz insan yerine konuldugunuz ve huzur bulduğunuz yerdir.

Yola çıktık, o yolda.
Sevgi, Saygı, Hoşgörü, Dürüstlük, Alçakgönüllülük yoksa o yoldan geri döndük. 

Sevgili Peygamber Efendimiz Hz Muhammed Mustafâ Sallallâhu Aleyhi Vesellem buyuruyor ki:
Sizden biriniz seferden yolculuktan dönerken, Eve gece dönmemeye gayret etsin ve çantasına çocukları için mutlaka bir şey alıp koysun.

Yolculukta hava değişikliğine karşı sıhhatinizi muhâfaza etmek için
çiğ soğan yiyiniz.

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya hakkını ver.
gereksiz yere saçıp savurma.
(İsrâ, 17/26)
(Nîsâ, 36. Âyet Cüz: 5)

Kaba, Saygısız, Merhâmetsiz insanlarla 
kısa bir yolculuk bile yapmayın.
Evinize misâfir olarak bile
kabul etmeyin.

Empati yapmayan insan zâlim merhâmetsiz ve saygısız insandır.
Kaba saygısız merhâmetsiz insan insanlığını kaybetmiş demektir. 

Allâh'ım merhâmetsizleri bizlere musallat etme. 

Siz iyilik yaptığınız halde
Karşınızdaki kişi
Size kötülük yapmaya devam
Ediyorsa O onun
Terbiyesizliğindendir.

Kimileri vardır ki
kalpleri taştan daha serttir.

Yol sefâsını sürenlerle değil,
Cefâsını çekenlerle yürünür. 

Dikkat et.
Yola kiminle çıktığınız önemlidir. 

Yola çık ama yoldan çıkma.
Câhille çıkma yola
Başına açar kırk iki belâ.

Yola çıktıklarını, Yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin,
hem dostunu.
(Necip Fazıl Kısakürek)

Yolumuz açıķ, Geleceğimiz aydınlık olsun.
Haydi Bismillahirrahmanirrahim

سُبْحَانَ الَّذٖي سَخَّرَ لَنَا هٰذَا وَمَا كُنَّا لَهُ مُقْرِنٖينَۙ

Rabbinizin nimetini hatırlayasınız ve
Bunu hizmetimize veren Allah’ın şanı yücedir. Bunlara bizim gücümüz yetmezdi. Şüphesiz biz Rabbimize döneceğiz” diyesiniz diye sizin için bindiğiniz gemileri ve hayvanları (Binekleri) yaratandır.
(Zuhruf Süresi 13. Âyet)
Arabaya binerken bu âyeti oku ve
Tüm araç sahiplerine tavsiye et.

DUÂ
Allâh'ım! Yolculuğun zorluklarından,
Yorğunluk ve sıkıntılarından,
Kötü şekilde dönmekten,
Kötü hâllere düşmekten,
üzücü şeylerle karşılaşmaktan
ve kötü haller görmekten,
Mazlumun âhından bedduâsından,
Malıma ve aileme gelecek kötülüklerden sana sığınırım.
(Müslim, Hac, 425)

Allâh’ım! Yolculukta yardımcımız,
geride (bıraktığımız) çoluk çocuğumuzun koruyucusu sensin.

Allah’ım! Yolculuğun zorluklarından, üzücü şeylerle karşılaşmaktan ve
dönüşte malımızda, çoluk çocuğumuzda kötü hâller görmekten
Sana sığınırım.
(Müslim, "Hac", 425;
Ebu Dâvûd, "Cihad", 79;
Tirmizî, "De’avât", 47)

Allâh'ım yıkıntı altında kalmaktan,
Yüksek yerden düşmekten,
Suda boğulmaktan ve
Yangından sana sığınırım.
(Ebû Dâvud, Vitir, 32)

Allâh'ım! Bizleri deprem, sel, yangın, trafik gibi kazalardan, cezalardan belâlardan, musibetlerden, hastalıklardan koru.
(âmîn) (ecmain)

Allâh'ım! Kederden ve üzüntüden,
acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, borç yükünden ve
insanların kahrından sana sığınırım.
(Ebu Dâvûd, "Sâlat",367)

Allâh'ım! Beni bağışla,
bana hidâyet nasip eyle,
bana rızık ver,
beni âfiyette daim eyle
ve bana merhâmet et.
(Müslim, "Zikir ve Dua", 35)

Yârabbi, Bizleri yaratan,
yaşatan koruyan sensin,
sâhibimiz sensin.
s
ana inanıp sana sığınıyoruz.
A
llâh'ım: Malımızın, Canımızın, Namusumuzun,
Onurumuzun, sâhibi sensin.
Allâh'ım Malımızı, canımızı, namusumuzu, onurumuzu koru.(Hepimizin sâhibi Allah)

Günah işlemediğimiz günler
bizim bayramımızdır.
(Hz Ali r.a)

Bayramınız mübârek olsun.
Her günümüz güzel olsun.
(Âmîn)


VİDEO DİNLE
https://www.facebook.com/share/r/Mf7pEqEWJNvJus5N/?mibextid=D5vuiz

♥️  ♥️     
İYİLİĞİ EMRET, KÖTÜLÜĞE MÂNİ OL.

Nerede olursanız olun Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin ayrıca insanlarla güzelce geçinin.
(Tirmizî, Birr 55; Dârimî, Rikak,74)

Müslüman iyiliğin anahtarı,
Kötülüğün kilididir.
Bize düşen iyiliği hâkim kılmak, 
Kötülüğe engel olmak.

İnsan iyiliği kadar taşlanır.
Merhâmeti kadar dışlanır.
Kulluğu kadar sınanır.
(Yunus Emre)
 
Çocuk: Anne neden hep iyiler kaybediyor?
Anne: "şimdi bahçeden bir çiçek koparsan, hangisini koparırdın?
Çocuk: "En iyisini"

اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَالْاِحْسَانِ وَاٖيتَٓائِ۬ ذِي الْقُرْبٰى
وَيَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَٓاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِۚ
يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
Şüphesiz Allah, adâletli olmayı, iyilik yapmayı, yakınlara fakirlere yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenâlık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp 
tutalım diye bize öğüt veriyor.
(Nahl Süresi, 16/90)

Gerçekten bu Kur’an, en doğru yola iletir ve iyi işler yapan mü’minlere büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler.
(İsrâ Sûresi, 17/9)
 
Andolsun ki Biz, onu mübarek bir gecede indirdik. Şüphesiz biz insanları uyarmaktayız.
(Duhan, 44/3)

Lütfu sonsuz, ikrâmı sınırsız olan yüce Rabbimiz, cümlemizi en yüce cennetlerde birbirimize komşu eylesin...Allah'ım! Senden cenneti ve beni cennete yaklaştıracak sözleri ve işleri yapabilmeyi nasip etmeni istiyorum. Cehennemden ve beni cehenneme yaklaştıracak olan sözlerden ve işlerden Sana sığınıyorum...

Allâh'ım! Senden, beni rahmetine ulaştıracak ve bağışlamana vesile olacak şeyleri, her türlü günahtan uzak kalmayı, her türlü iyiliği elde etmeyi ve sonunda Cennete kavuşup Cehennem ateşinden kurtulmayı diliyorum.
(Hâkim, De'avât, No: 1914; bk.
İbn Hıbbân, Ed’ıye", No: 869;
İbn Ebî Şeybe, "Dua"32, No: 29336)

Sevgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlar:? Bir kul bir hasene/bir iyi iş yapmaya niyetlenirse, onu yapamasa bile; Allah o kula tam bir iyilik yapmış sevâbı yazılır? Çünkü? Mü´minin niyeti amelinden daha hayırlıdır? Mü´min çok şeyler yapmak ister ama gücü, kuvveti ve imkanı o hayal ettiği, arzu ettiği iyi şeylerin hepsini yapmaya yetmez.

Bugün Allah rızası için ne iyilikler yapacağım?? diye düşünelim ve bunlardan sevablar alalım; imkanlarımız elverdiğince bunları gerçekleştirelim Sevablarımızı çoğaltalım. 
Her gün yatmadan önce ?
Bugün Allah rızası için ne yaptım?? diye bir muhasebe yapalım ve yârınımız için kendimizi hazırlayalım.

İyiliğe niyet edin..
Büyüklere hürmet edin..
Sıkıntıya sabredin..
Aza kanaat edin..
Sözünüzde sebat edin..
Bildiginizle amel edin..
Hatânızı kabul edin..
Dâimâ ibâdet edin..
Yaramaz ise def edin..
Varken tasarruf edin..
Âlimlerle sohbet edin..
Nefsinizle inat edin..
Sofranıza dâvet edin..
Zararlıysa men edin..
Seviyorsanız ifâde edin..
Kalpleri fethedin..
Misâfire ikram edin..
Muhtaca yardım edin..
Bilseniz de istişare edin..
Tehlikeye dikkat edin..
Hakkı teslim edin..
Unutacaksanız kaydedin..
Esirgemeyin lütfedin..

 وَٱللَّهُ يُحِبُّ ٱلْمُحْسِنِينَ
Allah iyilik edenleri sever.
İyilik yapın, yaptığınızı güzel yapın.
(Mâide Süresi, Âyet 93)
(Bakara, 2/195)


İyilik ve kötülük Habil ve Kabil'den beri hiç değişmedi. ARSIZLAR güçlü olunca, 
HAKLILAR da suçlu oluyor.

"İyilik her dâim iyidir"

Bir gün iyilik kazanacak.
İyilik, insana müslümana yakışıyor 
İyilik İnsanın Mayasıdır.
İnsana iyilik yapmak yakışır çünkü ruhumuz iyilikten beslenir bu dünyada, daha çok iyilikte bulunmaktan ve sevap defterlerimizi hâlis iyiliklerle doldurmaktan başka ne amacımız olabilir. Rabbimizin emirlerine uyup kötülüğe dair uyarılarına dikkat etmekten başka ne vazifemiz olabilir.

O zaman, "kötülük edene biz de kötülük ederiz. mantığının bir kenara bırakarak ırk, cinsiyet, renk, dil ayrımı gözetmeksizin bütün muhataplarımıza iyilik taşıyalım. anne-babamızdan, eşinizden, çocuklarımızdan başlamak üzere iyiliği çevremize hâkim kılalım. çocuklarımıza iyiliği öğretelim, ailece iyiliğe yatırım yapalım. çünkü iyilik aslâ zarar ettirmeyen bir yatırımdır. Akrabamız, komşumuz, arkadaşımız, müşterimiz bizden iyilik görsün. iyilik biriktirmeye, iyilik dağıtmaya ve iyilik üretmeye çalışalım.
Bir yandan da dilimizden duâyı düşürmeyelim: Allah'ım bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver bizi cehennem ateşinden azâbından koru.
(Müslim, zikir, 26)

Ey iman edenler! Başa kalmak ve incitmek suretiyle yaptığınız iyilikleri boşa çıkarmayın.
(Bakara Süresi, 264. Âyet)

Nerede olursanız olun Allah’a karşı gelmekten sakının ve kötülüğün peşinden hemen iyiliği yetiştirin ki, onu silip yok etsin ayrıca insanlarla güzelce geçinin.
(Tirmizî, Birr 55; Dârimî, Rikak,74)

Yaptığın iyiliği hatırlama ve hatırlatma.

Gördüğün iyiliği unutma.
Sana iyilik yapanı duanda unutma.

İyilik veyâ hayır yaptığınızda
karşılık beklemeyin.

Kaba insan iyilik yapar, başa kakar
Nîmetin sâhibi kula rahmetle bakar

İyilik eden, Mükâfat bekliyorsa; Tefecidir.
İyilik eden, ödülünü insanlardan beklemesin. Ödülünü insanlardan bekleyen insanlar hemen iyiliğe karşılık bulamadıkları zaman veya bir nankörlük ile karşılaştıkları zaman Bozuluyorlar. İyilik eden, Hâlikten- yaratıcıdan ALLAH'tan beklesin.

Ebû Hüreyre (r.a) rivâyet ediyor
Resûlullah (s.a.s) şöyle buyurdular:
İyilik yapıp, Hediye verip veyâ Hayır yapıp geri isteyen tükürdüğünü yalamak gibidir.
Hoş değil ahlâkî bir davranış değildir.
Camiüssağir- 2443)
(Buhâri, Hibe: 28;
(Müslim, Hibat: 2)

أَيَوَدُّ أَحَدُكُمْ أَن تَكُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِّن نَّخِيلٍ وَأَعْنَابٍ تَجْرِي مِن تَحْتِهَا الأَنْهَارُ لَهُ فِيهَا مِن كُلِّ الثَّمَرَاتِ وَأَصَابَهُ الْكِبَرُ وَلَهُ ذُرِّيَّةٌ ضُعَفَاء فَأَصَابَهَا إِعْصَارٌ فِيهِ نَارٌ فَاحْتَرَقَتْ كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللّهُ لَكُمُ الآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَتَفَكَّرُونَ
Herhangi biriniz ister mi ki, içerisinde her türlü meyveye sâhip bulunduğu, içinden ırmaklar akan, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun; himayeye muhtaç çocukları var iken ihtiyarlık gelip kendisine çatsın; derken bağı ateşli (yıldırımlı) bir kasırga vursun da orası yanıversin? Allah, düşünesiniz diye size âyetlerini böyle açıklıyor. 
Bu âyette, yaptıkları iyilikleri başa kakıp gönül yıkanların durumu anlatılmaktadır. Yıldırımlı bir kasırga, göz alıcı bir bağı nasıl yakıp yıkarsa, onların bu tutumu da, öylece yaptıkları iyilikleri boşa çıkaracaktır.
(Bakara Sûresi, 266. Âyet)

Yaptığı iyiliği başa kakan ve
Ci
mri olan kimse Cennete giremez.
(Tirmizî, Birr, 41)

Cennetin kapısını cömertler açar.

İşlediğiniz günahları gizlediğiniz gibi,
Yaptığınız iyilikleri de gizleyin.
(Hz Osman r.a)

İyilik yapar gibi görünmeyin,
İyilik yapın, görünmeyin!

Elinle yaptığın iyiliği, Dilinle ziyan etme.
Yârın bakacağın yüze, Kötü söz söyleme.
Her elini sıkanla dost olma
Her canını sıkanla düşman olma.
İnsan insana muhtaçtır. 

Her yüzüne güleni dost sanma,
dikkatli  ol. İnsanlara teenni ile yaklaş. öyle insanlar var ki; kalbi düşman, kendi dost görünür.
Dost uyur, düşman uyumaz.
Eski düşmandan adama dost olmaz.

Şu fânî dünyâda
Düşmanını değil, 
Dostunu çoğalt.

Tatlı dilli olanların dostları hergün biraz daha artar. Dili tatlı olanın arkadaşı çok olur.(Hz Ali r.a)


ÜZÜLME
: Üzülmen bana sirâyet eder.

Müslüman'a iltifat etmek sünnettir.

İnsan tebessüme muhtaçtır.
Güler yüz, Güzel söz sadakadır.
İlaç'tır, k
albe şifâ'dır.

Kelimeler saygı sevgi ister.
Saygı 
ve sevgi, ilaçtır"Güçtür.
(Buhâri,.Edep, 34)

Güler yüz, güzel söz, saygı, sevgi, güven,
ziyâret ziyâfet, zerâfet, hoşgörü,
pirensibin olsu
n.

Sâdece şefkat iyileştiricidir.
İnsanın içindeki tüm hastalıklar,
Sevginin eksikliğinden kaynaklanır.
En büyük engel sevgisizliktir.

Ameli sevâba çeviren şey öncelikle niyettir. Söz konusu niyet ise, Allâh'ın sevgisini ve rızasını elde etmek dışında hiçbir amaç gözetmemektir. Bu yüzden hiçbir iyilik küçük görülmemelidir. Basit gibi görünmekle berâber geçmiş günahların silinmesine vesile olan nice davranış vardır.

Allah rızası için Bâzen bir tebessüm veya hasta ziyâreti, meleğin, iyi ettin! attığın adımlar hayırlı olsun, cennette bir yuvan olsun.(Tirmizî, Birr,64) Ve bazen tatlı bir söz, cehennem ateşini söndüre bilir, bir güler yüz, sevap hânesine artı olarak kaydedilebilir.

İşte bu yüzden h
içbir hayrı iyiliği küçümsemeyin hangisinin sizi cennete götüreceğini bilemezsiniz.
(Hz Muhammed Mustafâ s.a.s)

Kardeşini güler yüzle karşılamaktan ibâret bile olsa, hiçbir iyiliği küçük görme.(Müslim, Birr14)

Allah iyilik edenleri sever.
(Mâide Suresi, Âyet 93)

İyi olun, İyileri kul değil,
Allah ödüllendirir

Gayretinizi Allâh'ı memnun etmeye bakın. İnsanları zâten memnun edemezsiniz.

Bak ne diyor Sâdi-Şirazi:
Bin doğru yapsan da
Bir yanlışını konuşur insanlar.

Yaptığın en ufak bir hatâ hemen duyulur,
Yaptığın bütün iyilikler hemen unutulur. 
Birbirimize karşı ön yargılı değil,
Anlayışlı ve tutarlı davranalım.
Kendimizle çelişmeyelim.

Mümin kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.
(Tirmizi, Birr, 36)

Günde en az 1 kişiye iyilik et ve gönlünü al. Çünkü Cennetin yolu gönül almaktan geçer. Gönül almak cennetin firdevs kapısını açmaktır.

Ben sabahları kalkarken, 
Allâh'ım bana bugün bir kişiye iyilik yapmak nasip eyle! diye duâ ederim.

İnsanlarla iyi geçinmek aklın yarısıdır.
İnsanlarla iyi geçinmek nasıl olur?

İki Şeyi Unutma,
Allâh'ı ve Ölümü Unutma!
İki Şeyi Unut!
Yaptığın iyilikleri unut ki böbürlenmeyesin. 
Sana yapılan kötülükleri unut ki,
İntikam duygusu ile yaşamayasın. 
(Lokman Hekim)

Kötülük edene iyilik et ki ona sâhip olasın. Sana kötülük yapan kimseyi ona iyilik yaparak cezâlandır.
(Hz Ömer r.a) 

Sana iyilik edene fazlasını yap, 
Kötülük edene bir şey yapma.
Onun kötülüğü kendine yeter...

Kim bir iyilik yaptığında seviniyor,
bir kötülük yaptığında üzülüyorsa,
o mümindir.

(Ahmed b. Hanbel, Müsne, IV, 399)

Ey Allâh'ın kulları kardeş olun.
Müminler birbirlerinin dostudur.

İyi niyetli olanları çok üzerler.
İyilerin düşmanı çok olur.

Kötüleri affeden, İyilere ceza verir.

Kötüler, kötülük yapmaya doymaz.
İyiler, iyilik yapmaya doymaz.

İyi olanların kıymetini
Bir gün size 
İyi olmayanlar anlatacak.

İyilerin kıymetini bilmezsen
Kötü düşünceli insanlarla 
İmtihan olursun.

İyilik, güzel ahlaktır.
Kötülük ise, vicdanını rahatsız eden
ve başkalarının bilmesini istemediğin şeydir"
(Müslim, "Birr", 14;
Darimî, "Rikak", 73)

İnsanlara iyilik etmek,
kişiyi âfetlerden belâlardan hastalıklardan muhâfaza eder.
(Hz Ebûbekir r.a)      

İyilik Yapmak İnsana İyi Geliyor
Nasıl İyi Geliyor?

İyilik insanın sâdece karşı tarafı değil,
kişinin kendisini de mutlu ediyor.
İyilik yaptığı zaman kişinin öz saygısı da artıyor. Yapılan araştırmalarda kişinin başkasına yardım ettiği zaman beyinde empatinin verdiği bir mutluluk hormonu salgılatılıyor” 

Artan depresyon vakalarına karşı sorunun nedenlerini tespit etmek amacıyla yapılan araştırmalar, şu sonucu ortaya koymuş: İnsanların mutlu olabilmesi için başkalarının da mutlu olması gerekiyor.
İyilik yapmanın antidepresan etkisi var. 
Bunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 
Güvensizlik artmış, yalnızlık artmış.
Akrabalar Birbirlerinden kaçmış.
Eve gittiği zaman eşine sırtını dönmekten korkar olmuş, Bana zarar verebilir mi, çoluğumdan çocuğumdan kötülük görür müyüm gibi kaygı insanı, hayatı yaşanmaz hâle getiriyor. Buna çözüm olarak da iyilik yaptığın zaman karşı tarafa ‘Ben senin dostunum’ diyorsun.
Benden sana kötülük gelmez’ diyorsun.
‘Benimle ilgili negatif düşüncen varsa bağışla’ diyorsun. Bunları doğrudan söylesen olmaz.
Bu rastgele, sessiz bir iyilik olacak.
Arkasından güzel şeyler konuşmak,
kişinin kulağına gittiği zaman diyecek ki
Bak ben onun hakkında iyi düşünmüyordum ama o benim hakkımda güzel şeyler söylüyormuş. Ben ne kadar kötü bir insanmışım. Ben bunu nasıl yaptım’ diye düşünecek. Onun için kişi, iyilik cömerti olduğu zaman farkında olmadan kendisine de kazanım olarak dönüyor”
 
Bir kimse iyilik yapınca herkes kazanıyor yardım etmeyin, sadaka vermeyin,
iyilik yapmayın diyen bir modernizm var. Kapital sistemin öğretisi bu. Bu öğretinin yanlış sonuçları çıktı çünkü bir kimse iyilik yaptığı zaman aslında herkes kazanıyor. O kişi kaybediyor, bir şey veriyor gibi gözüküyor ama öyle değil. 
 
Narsisizm, bencilliğin kişilik hâline gelmiş hali. Modernizmin verdiği bir şey. Zevk peşinde koşmayı bize ego olarak sundu. ikincisi ise ‘Sen önemlisin aile önemli değil’ diyor. ‘Sen önemlisin toplum önemli değil’ diyor. Bireyselliği bencillikle karıştırıyor.
Bu yirminci yüzyılın insanlığa en kötü hediyesidir. Özene özene, Özümüzü kaybettik.
 
Anadolu’da iyilik yapmanın bir kültür olarak bulunduğunu unutmayalım.
Bunu canlandırmamız lazım. 
İyilik yaparken karşılıksız, rastgele ve sessiz iyilik yapalım.
Bir çıkar beklemeden, Göstere göstere değil. Alkış ve övgü bile beklememek lâzım. Bu iyilikler çok daha tesirli oluyor. Hiç iyilik yapmamaktan, hep bana hep bana demekten daha iyidir” 
 
Toplumsal iyiliği düşünen gençler yetiştirmeliyiz sâdece kendini düşünen değil, toplumsal iyiliği düşünen gençler ve çocuklar yetiştirelim.
 
İnsanların yararı ve insanların mutluluğu için ben ne yapabilirim?’ diye düşünen genç bir kuşak. Hep kendisi için hayal kuran bir genç yetiştirmeyelim. 
Vatan için hayal kursun, gelecek için hayal kursun, başkalarına bir şey yapacak hayaller kursun.
İnsanlar hayatın sonuna geldiği zaman nasıl bir iz bırakacağıyla ilgili hayaller kursun. Böyle durumlarda bunların hepsi iyilik yapmaktır. Bunun için niyet önemli
 
İyilik yapmak zihinsel bir hedef olmalı.
İnsanın iyilik yapmayı zihinsel bir hedef hâline getirmesi gerekir.
İnsanın ‘Ben hayatımda iyiliklere evet diyeceğim, kötülüklere hayır diyeceğim’ şeklinde düşünmesi, bunu zihinsel bir hedef hâline getirmesi gerekir. Çıkardığımız sonuç kader bizim iyilik makinası olmamızı istiyor. İyilik yap denize at. Yaradan biliyor, görüyor.
Yapılan iyilikle kişinin önüne bir şekilde çıkıyor. Boşa gitmiyor. Yani bunlar kişinin de yararınadır. İnsanın hayatında birçok şey var ama iyilik hayata anlam katıyor. Bir hocam anlatmıştı.Dini değerlere, mânevi değerlere hiç inanmayan bir arkadaşı varmış.
Bir baktım bir iki kişiye burs veriyor.
Sen maneviyatı küçümseyen biriydin bunu neden yapıyorsun?’ diye sormuş. Arkadaşı demiş ki ‘O çocuk mutlu olunca ben de mutlu oluyorum.
Bu sosyal bir faydadır.
Sosyal bir yatırımdır.
Bu bizim hamurumuzda var ama
hamur bozulmak üzere” 
 
Rastgele iyilikler hayata anlam katıyor.
Kişinin bugün hangi iyiliği yapacağım diye yola çıkması gerekir. Rastgele iyilikler öngöremediğimiz iyilikler doğuruyor. Onun için hayatımıza anlam katıp, ilişkilerimizi güzelleştiriyor.
Yanlış algıları düzeltiyor.
Kültürümüzde genellikle şöyle bir yanılgı var: Özellikle Erkekler, ‘Gülersem otorite sağlayamam’ şeklinde düşünüyor.
Hâlbuki otorite surat asıklığıyla değil,
disiplinli, prensipli yaşamakla, sözünde durmakla mümkün olur. 
Otorite; Baskı ile değil, sevgi, saygı,güven, muhabbet, sabır, ibâdet ve duâ ile kazanılır. Çocuğunun sana ihtiyacı var. Onunla iyiyi, doğruyu, yanlışı konuşabilmen lazım.
Hiç konuşmayan, doğrudan doğru buyurgan ilişkiler çocukta, anne ve babam beni sevmiyor’ duygusu oluşturur. Bunun için bunların hepsi birer iyiliktir. İyilik demek illâ maddi bir hediye almak demek değildir” 
 
Toplumda şiddet olaylarında, intihar olaylarında, boşanmada artış Bütün bunlar bir alarmdır. Çözüm olarak iyilik yapmayı bir ego ideali olarak gençlere, çocuklara öğretmek ve bunun topluma yerleştirilmesi lazım. Pozitif düşünen kişilerde ileri yaşta vücut daha sağlıklı oluyor. 
 
Bencillik iyiliğin en büyük düşmanı Kültürümüzden gelen iyilik yapmanın daha da yaygınlaştırılması gerekir, “Toplumumuzda özellikle Ramazan ayında bakkala gidilir. Veresiye defterinden birinin borcu ödenip kapatılır ve o kişi kimin yardım ettiğini bilmez. 
Bayramlarda, öksüz, yetim çocuklar giydirilir. Fakirler sevindirilir.
Bütün bunların hepsi bizim yeniden canlandırılması gereken değerlerimizdir. Yani iyilik insana iyi geliyor. 
İyilik insanı mutlu edip hayata anlam katıyor. Öz saygımızı arttırıyor.
Kişinin kendini iyi hissetmesine sebep oluyor. Bunu yaşam felsefesi haline getirmemiz lazım.
Bu olursa dünyada kötü bir şey kalmaz. 
Bunu keşke küresel olarak yapabilsek.
Bencillik iyiliğin en büyük düşmanıdır”

Müslüman Örnek İnsandır.
En iyi nasihat, iyi örnek olmaktır.
En Güzel Örnek Hz Muhammed s.a.s
İyi olan herşeyi örnek alalım, Örnek gösterelim. Kötü olan hiçbir şeyi örnek almayalım, Örnek göstermeyelim.

Hiçbir zaman kötülüğe sebep olmayalım.
Her zaman iyiliğe vâsıta olalım.
Millet bizden iyilik görsün.
Bizi örnek alsın ve bizden gördüğünü yaşasın. 

Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz,
Kötülükten alıkoyarsınız...
(Al-i İmrân Sûresi, 3/110)

İyiliğe gücün yetmiyorsa,
Bâri kötülük yapma.
Allah Resulü şöyle buyurmaktadır:
Kim bir iyilik yaptığında seviniyor,
bir kötülük yaptığında üzülüyorsa
o mümindir.
(İbn Hanbel IV, IV, 399)

İnsanlardan kimileri iyiliğin anahtarı,
kötülüğün kilididirler. kimileri ise kötülüğün anahtarı, iyiliğin kilididirler.
Ne mutlu Allah'ın iyiliğin anahtarlarını ellerine verdiği kimselere!
Ne kötü Allah'ın kötülüğün anahtarlarını ellerine verdiği kimselere!
(İbn Mâce, "Mukaddime",19)

Başkalarına iyilik yapınca;
Kendine iyilik yaptığını Bil..!

Ey îman edenler! İyilik ve takvada yardımlaşın.(Maide Suresi, 2. Âyet)
Dünya iyilikle değişir.
İyilik hastalıktan daha bulaşıcıdır.
İyilik güzel ahlaktan gelir.
İyilik eden iyilik bulur.
Kötülük eden kötülük bulur.
İyilik yap. İyilik bul.
İnsanı iyilik yaşatır.
Yapılan her iyilik sadakadır.
(Buhâri, Edep, 33)

İnsanlara iyilik yaptığınızda yanlarında kaçın; Utanmasınlar, Size teşekkür etmek zorunda kalmasınlar. Yaptığınız iyilikten dolayı yanınızda kimse küçülmesin.

İyiliğin karşılığı yalnız iyiliktir.
O, hâlde, Rabbimizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
(Rahmân Sûresi, 60-61. Âyet Cüz: 27)

Ne güzel diyor Hz Ömer r.a 
İyilik yaptığın kişiden
gelecek darbeye hazırlıklı ol. 

Yüzsüzdür insanoğlu, kimse bilmez fendini; kime iyilik yaptıysan,
ondan koru kendini.
(Hafız Mehmet Akif Ersoy)

Herkese aynı nazarla, kötü gözle bakmak,
masumlara zulümdür.
(Yunus Emre)

İyilik yaptım sana. Vefâsızlık,
Nankörlük ettin bana.    

En Tehlikeli İnsan.
Yapılan iyiliği unutup,
Nankörlük yapandır.

İyiliğe karşı iyilik adâlettir. 
İyiliğe karşı kötülük cinâyettir.
Kötülüğe karşı iyilik, bağış ve iyiliktir ve
İnsanlığın en yüksek derecesidir.
(Ali Fuat Başgil)

İyilik insanı köle yapar.
Kişi iyiliğin hizmetkârıdır.     

Zahmet ettin; Zahmet değil hizmettir,
Hizmette ibâdettir.
Halka hizmet. Hak'ka hizmettir.
Sevap kazanmak için, 
Allah’ın rızasını kazanmak için!
Yol, hizmet yoludur. 
Hizmet edeceksin kurda, kuşa, leyleğe, kediye, köpeğe, kuzuya, insana, insan-ı kâmile. Her şeye hizmet edeceksin!
Hizmet ederse, İzzet bulur insan.
Onun için hizmet edeceğiz.
Faydalı olmanın yolunu arayacağız.
Çeşme mi yapabiliriz? 
Yemek mi yedirebiliriz?
Hastaya, Engelliye mi yardım edebiliriz?
Yetime, öksüze yoksula, dul'a mı bakabilirizEtrafımızı böyle Projektör gibi tarayacağız. 
Hizmet edeceğimiz yeri arayacağız,
hizmet etmeye, iyilik etmeye çalışacağız.
Neden? Hizmet eden izzet buluyor,
Allah’ın rızâsı öyle kazanılıyor; onun için.

Kim müslümanı bir sıkıntıdan kurtarırsa,
Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.
(Buhârî, "Mezâlim", 3; Müslim, Birr, 58)

Allah bir kulunu seviyorsa, o kuluna,
İnsanlara hizmet etme, karşılıksız iyilik yapma, derdi olanların dertleriyle ilgilenme ve yardım etme zevki verir.

♥️VİDEO
https://youtube.com/shorts/lAIHhvr-8Nc?feature=share

Ölmeden evvel tövbe edin,
İnsanlara iyilik edin. 
İnsanların en iyisi,
insanlara iyilik edendir.
İnsanlara iyiliği faydası olmayanları ölülerden say gitsin. Ölüm var,
Kötülük etme. İyilik yap kardeş.

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.
(Al-i İmran Suresi, 3/104)

Kim bir iyilik yaparsa ona on katı vardır.
Kim de bir kötülük yaparsa o da sadece o kötülüğün misliyle cezâlandırılır ve onlara zulmedilmez.
(En'âm Süresi, 6/160)

Kötülükleri bitiremeyiz ama
iyilikleri çoğaltabiliriz...

Bâzen bir iyilik herşeyi değiştirebilir.
İyilik yap. İyilik bul.

Bir kuzu, yüzlerce koyun arasında kendi annesini nasıl buluyorsa, yapılan iyilik ve kötülükler de elbet bir gün sâhibini bulur... 
(Hz Ömer r.a.)

İyilik yapmaya devam et.
Karşındaki o iyiliğe lâyık olmasa bile
sen o iyiliğe layıksın.

Herkesin işine yaradığın kadar iyisindir bu hayatta. Herkes kaybettiğine yansın.
İyi olan kaybediyor diye,
İyilik yapmaktan vazgeçmeyin.
İyiler kaybetmez kaybedilir.
İyiler kaybederken kazanır.
Bâzen de kaybederek kazanırsın...
İyileri Allâh'u teâla yalnız bırakmaz.  

Ne kadar iyi olmaya çalışırsan çalış 
Mutlaka seni yargılayacak birileri olacak.
Hiç bir çabası olmasa da senin daha iyisini yapman gerektiğini söyleyecek ama daha iyi olmanı aslâ istemeyecekler.

İyilik yap denize at o bilmez ise
Allah bilir. Allah bizleri iyilik yapmaktan ve duâ etmekten alı koymasın.  

İyilik insanları birbirine bağlayan
altın zincirdir.

İyilik edin.. Allah iyilik edenleri sever.
İyiliğin karşılığı, Yalnız iyiliktir.
(Bakara Suresi, 2/195)
(Rahmân Sûresi, 60-61. Âyet Cüz: 27)

Bir insanın gerçek zenginliği,
Onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.

İyi ruh: 
Sâdece iyi bir insan buna sâhiptir.  
Bir kişinin zenginliği başkalarının sevgisidir. Ve iyi bir biyografi.
Bir insanın içinde bıraktığı en güzel şeydir başkalarının kalpleri.

Yavrum! Şüphesiz, yapılan iş bir hardal tânesi ağırlığında olsa ve bir kayanın içinde, yâhut göklerde ya da yerin için de bile olsa,  Allah onu çıkarır getirir.
Allah, en gizli şeyleri bilendir.
Herşeyden hakkıyla haberdar olandır.

Yavrum! Namazı dosdoğru kıl.
İyiliği emret. Kötülükten alıkoy.
Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol.
Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.
(Lokman Sûresi, 16-17. Âyet)

Kim iyilik yaparak kendini Allah'a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur.
İşlerin sonu ancak Allah'a varır.
(Lokman, 31/22)

İyilik, İyidir.
Kalpler İyilikle Kazanılır.

İnsanların iyiliği için dua et.
Yaratana İbâdet et.
Yaratılmışa şefkat merhamet et.
 
Yüce mevlâ, iyiliklerimizi kabul buyursun. Yüce Allah, Müminlerin Yardımcısıdır.
 
Müminlere yardım etmek,
üzerimizde bir gerekliliktir.
(Rum Suresi, 30/47)

Yardım Allâh'tandır ve
Allah'ın yardımı ile fetih yakınlaşır.
(Saf Sûresi, 61/13)

İyilerin düşmanı çok olur..
İyiler sevilir sayılır,
kötüler sevilmez.

Sakın insanın iyisi ile kötüsünü bir tutmayın. Çünkü bu eşitlik,
İyileri iyilikten soğutur.
(Hz Ali r.a)

İyiliği Yaygınlaştırmak: Eğitim öğretim başta olmak üzere toplumun huzur, güven, birlik, dirlik ve düzenine, kimsesiz ve yardıma muhtaçların desteklenmesine dönük özel, tüzel her türlü iyilik hayır faaliyetine destek olmak.

Kötülüğe Engel Olmak: Dîne, örfe, âdete ve toplum değerlerine aykırı, onları bozup ifsat edecek, neslin bozulmasına kapı aralayacak her türlü iş, işlem, söylem ve eyleme karşı elle, dille veya buğz etme gibi yöntemlerle karşı durmak.
 
İbrahim Hakkı Hazretleri Derki;
İyilik yapanla kötülük yapanı bir tutma.
İyilik edeni duâdan unutma.
İyiliği unutup kusuru saklayanı gerçek dost sanma. İyi bir dost hayatın süsü,
zor zamanların ümîdi'dir.

Yaptığın iyilik sana geri dönecektir
O yüzden sâdece iyilik yap.
(Hz Ali r.a)

İman edip salih amel işleyenlerin kötülüklerini elbette örteceğiz.
Onları işlediklerinin daha güzeliyle mükafatlandıracağız.
(Ankebût, 29/7)
 
İyilik ve kötülük: Hâbil ve Kâbilden beri hiç değişmedi. Hep vardı hep aynı anda vardı. Hep bi mucâdele içindeydi târih boyunca. Hep bi mucâdele içinde olacak.

Dedim: Bana bir nasihat et!
Dedi ki: İyi olmaya gayret et!
İyi ol. İyilik yapan ol ama saf olma. 

Önce iyi insan ol.
İyi insan olmak nedir?
İyi insan olmanın 3 kuralı var.
1- Teşekkür etmeyi bileceksin.
2- Özür dilemeyi bileceksin.
3- Birazda dikkatli olacaksın.
İyi kalpli olmak her zaman iyidir.
İyi insan olmaman için bi engel yok önünde.

Yusuf el-hacid derki;
Başkasının zararını isteme, kendinde zarar verme; Hep iyilik yap, kendi hevâ ve heveslerine hâkim olki eresin (Hûdânın) ALLÂH'IN rızasına.     
 
Allâh'ım! Sen benim Rabbimsin!
Sen'den başka ilâh yoktur.
Beni Sen yarattın. Ben senin kulunum; gücüm yettiğince (ezelde) sana verdiğim sözümde ve vaadimde durmaktayım…"
(Buhârî,”Deavât”, 2, 15)
 
Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle,
beni iyi kulların arasına dâhil et.
(Neml Süresi, 27/19)

Allah'ım! Beni iyilik işledikleri zaman sevinen ve kötülük yaptıkları zaman bağışlanma dileyen kullarından eyle.
(İbn Mâce, "Edep" 57)

Allah'ım! Kalplerimizi birleştir.
Aramızı düzelt ve bizi kurtuluş yollarına ilet. Bizi karanlıklardan aydınlığa çıkar.
❤️
https://www.facebook.com/reel/1090658782311955?sfnsn=scwspmo&mibextid=FBR034

❤️Her imtihan bir imkandır.
https://youtu.be/hphkeKuiMXQ?si=v6SoCWcbNgxxX0Y0
 
  Bugün 51792 ziyaretçi (193339 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol